Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Mitinginde konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Mitinginde konuştu için yorumlar kapalı 1229

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı meydanında düzenlenen Büyük İstanbul Mitinginde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şehitlerimizin evlatlarının Babalar Günü’nü tebrik ediyorum. Böyle bir günde biz de en baba mitingimizi İstanbul’da yapıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul… Aşkım, sevdam, yarim İstanbul. Yoldaşım, sırdaşım, sığınağım İstanbul. Kardeşim, kaderdaşım, yoldaşım İstanbul. Sade bir semtini sevmenin bile bir ömre bedel olduğu İstanbul. Güleni şöyle dursun, ağlayanı bile bahtiyar İstanbul.” diyerek başladı.

İstanbul’un bugün yine muhteşem olduğunu ve destan yazdığını, güç ve cesaret verdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Gökkuşağı renklerini senden alır. Gümüş rengini senin yakamozlarından çalar. Şairler, asıl sana vurgundur, aşıklar sana tutkun. Mimarlar sana hayrandır, sultanlar sana meftun. Leyla sensin, Aslı sensin, Şirin sensin, gönülleri yakan kor ateş sensin İstanbul.

Malazgirt’te Alpaslan’ın yüreğinde senin aşkın vardı. Kudüs’ü alırken Selahattin sana sevdalıydı. Ertuğrul’un ufkunu aydınlatan yine sendin. Söğüt’te Osmangazi fidanı senin için toprağa dikti. Osmanlı çınarı senin ilhamınla dallarını tüm cihana yaydı. Çanakkale’de Mehmetler senin için toprağa düştü. İstiklal Harbi’nde Anadolu senin için kıyama kalktı. Maraş’ta Sütçü İmam, Antep’te Şahinbey, Erzurum’da Nene Hatun senin için savaştı. Kastamonu’da Şerife Bacı yüreğine seni sardı. Pakistan’da Muhammed İkbal şiirlerini senin için yazdı. Afrika’da mazlumlar senin için dua etti. Sen, kırık kalplerin devasısın. Sen mazlumların umudusun. Sen istikbalimizin kutup yıldızısın İstanbul. Seni saygıyla, hürmetle, özlemle selamlıyorum İstanbul.”

Bugünün Babalar Günü olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Anneler, babalar hepsi bir arada maşallah. Tüm babaların, bu güzel gününü tebrik ediyorum. Babaları şehit olduğu için böyle bir günü boyunları bükük geçiren tüm evlatlarımıza diyorum ki sizin 81 milyon manevi babanız var. Milletim adına, şehitlerimizin tüm evlatlarının Babalar Günü’nü tebrik ediyorum. Böyle bir günde biz de en baba mitingimizi İstanbul’da yapıyoruz. Muhteşem bir İstanbul var. Maşallah, Rabbim nazardan saklasın inşallah.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime 6 gün kaldığını anımsatarak, “Buradan, bu muhteşem meydandan İstanbul’un tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki kardeşlerime en kalbi sevgilerimi yolluyorum. Bugün bayramın 3. günü. Bayramınızı tekrar tekrar tebrik ediyorum. Ramazan Bayramı’nın ilhamıyla, onun bize verdiği aşkla 6 günü evelallah başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. Sonunda da Rabbimden niyazımız odur ki Ya Rab, inşallah bu Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ni AK Parti ile bizlerle güçlendir.” dedi.

Sizlerin aracılığıyla fabrikasında, dükkanında, ticaret hanesinde ülke için, gelecek için, ailesinin iaşesi için çalışan tüm vatandaşları da selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kışın soğuğuna, yazın sıcağına, gecenin zifiri karanlığına aldırmadan vatanın huzuru için fedakarca görev yapan güvenlik güçlerini de selamladı.

21 yaşında bu aziz şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ın mirasçıları olan genç yürekleri selamlayan Erdoğan, “Coğrafyamızın dört bir yanında özgürlük ve adalet mücadelesi veren Suriyeli, Filistinli, Iraklı, Türkistanlı kardeşlerimizi selamlıyorum. Dünya şehri İstanbul’dan her türlü baskı ve yıldırma politikasına rağmen, 7 Haziran’dan beri sandıklara koşan gurbetçilerimizi selamlıyorum. Ramazan Bayramı’nızı tekrar tebrik ediyorum. Bu mübarek günde, Rabbimden bize 24 Haziran akşamı bir bayram daha yaşatmasını niyaz ediyorum.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rant odaklarının saldırılarını püskürttük Bay Muharrem… Bak, yolsuzluklardan falan bahsediyorsun, haddini bil. İstanbul’a bunca yatırımları yaptık. Hem yatırımlar, hem borç ödedik. Biz buyuz. Önce bizi tanıyacaksın. Sen bizim yaptığımız yatırımlara kör müsün, görmüyor musun bu yatırımları? Adam tam kör. Adam soygunlardan bahsediyor, haddini bil.” dedi.

Erdoğan, vatandaşlara “Hazır mıyız İstanbul?” diye seslendi.

Erdoğan’ın “24 Haziran’da güçlü hükümet, güçlü Meclis, güçlü Türkiye için kükremeye var mıyız? 24 Haziran’da bir destan daha yazıyor muyuz? İstanbul 24 Haziran’da vakit birlik vakti diyor muyuz? Vakit İstanbul vakti diyor muyuz? Vakit Türkiye vakti diyor muyuz? İrade, erdem ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırıyor muyuz?” sözlerine, katılımcılar “Evet” diye karşılık verdi.

“Ben inanıyorum İstanbul’da bu iş bitmiş. İstanbul kararını Allah’ın izniyle vermiş. 24 Haziran demokrasi bayramımız şimdiden hayırlı olsun.” diyen Erdoğan, katılımcıların “Recep Tayyip Erdoğan” şeklindeki tezahüratları üzerine, “Sizlerle iftihar etmeyeceğim de, kimlerle iftihar edeceğim. Bu yağmura rağmen sizler dediniz ki, o Rabbimin rahmeti. Bu rahmetle beraber siz de Yenikapı Meydanı’nda buluştunuz. Bu milletin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum. Ya Rab bizlere böyle bir görevi lütfettin, bahşettin, hizmeti lütfettin, bahşettin. İnşallah bu bayrağı sonuna kadar dalgalandırmaya, bizleri güçlenerek bu yolda devam etmeyi nasip eyle.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un dünyanın merkezi olduğunu, bu şehre hizmetin sadece Türkiye’ye değil dünyaya hizmet etmek anlamına geldiğini söyledi.

İstanbul aynı zamanda bir başlangıç olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye’ye hizmet yolculuğuna bu kentten başladığını anlattı.

Konuşmasını bir bölümünde İstanbul’u anlatacağını, diğer bölümünde ise Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde neler yaptığını anlatacağını belirten Erdoğan, “Yani ben birileri gibi konuşmayacağım. Yalanın bini bin para. Hala atıyor. Çok da bu işte maharetliler. Çok maharetliler. Yani usta neyse çırağı da o. Milletimize dair hayallerimizin nüvelerini önce İstanbul’da hayata geçirdik.” diye konuştu.

“78 İLDE DOĞALGAZ VAR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da içme suyu olmadığını, gençlerin bunu bilemeyeceğini, 1994’te içme suyu bulunamadığını ifade ederek, çöp dağlarının yükseldiğini, kentte çöplükler, pislikler olduğunu söyledi.

Bunun yanında kirli havanın solunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Peki İstanbul’u kim yönetiyordu? İstanbul’u Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanı yönetiyordu. Şimdi buradan bir soru daha soruyorum. Ümraniye’de, Ümraniye çöplüğü patladı mı? Kim vardı orada? Gene CHP’li belediye başkanı vardı. 39 kardeşimiz orada öldü. CHP bu, CHP’nin olduğu yerde çöplük var, pislik var, susuzluk var, kirli hava var. CHP’nin olduğu yerde bu tür ölümler var. Türkiye’de 6 ilimizde doğalgaz vardı. Biz gelmeden önce. Biz geldik, şimdi 78 vilayetimizde doğalgaz var. 3 vilayet kaldı. Onları da bitireceğiz, inşallah. Niye? AK Parti temizliktir, AK Partihuzurdur, AK Parti mutluluktur. Biz bunu sağladık, başardık ve başarmaya devam ediyoruz.”

“HALİÇ’İ TEMİZLEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kokudan Haliç’in yanından geçmenin mümkün olmadığını, içinde neredeyse su kalmadığını, her tarafının pislik olduğunu belirterek, İstanbul’un yönetiminde de o dönemde CHP’nin bulunduğunu anlattı.

Belediye başkanlığını aldıktan sonra dünya ve Türkiye’deki özel firmalarla bu konuları görüşerek Haliç’teki bütün çamurun 9,5 kilometre mesafede bir taş ocağına pompa sistemiyle nakledildiğini dile getiren Erdoğan, Alibeyköy’deki çocuk oyun alanı Vialand’ın bulunduğu yerin bu çamurla doldurulduğunu söyledi.

Erdoğan, temizledikten sonra boğazın da Haliç’e bağladığını dile getirerek, şu anda Haliç’te balık olduğunu, yüzmek isteyenlerin de suya girebildiğini kaydetti.

“Biz buyuz Bay Muharrem, sen bu işlerden anlamazsın. Ben sana CHP’yi, CHP’nin yaptıklarını anlatıyorum ve bir de bizim yaptıklarımızı anlatıyorum.” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“İnsanların yaşamaktan usandığı bir şehri 4,5 yıl içerisinde Türkiye’nin huzur ve güven adasına çevirdik. İstanbul’a itibarını biz yeniden kazandırdık. Kültür, sanat, ulaşım, çevre, sosyal yardım ve diğer alanlarda İstanbul’u tarihinin en kaliteli belediyecilik hizmetleriyle tanıştırdık. Bay Muharrem şöyle Habitat’ı bir sor, soruştur. Habitat’a da sor. Habitat 2 toplantısında sonuç bildirgesine bir şey kaydedildi. Neydi biliyor musunuz? Dünyanın en temiz şehri İstanbul. Bak ben sana belge veriyorum. Nereden aldık nereye getirdik. Bir taraftan rant odaklarının saldırılarını püskürttük Bay Muharrem… Bak, yolsuzluklardan falan bahsediyorsun, haddini bil. 2,5 milyar dolar borçla devraldım ben İstanbul Büyükşehir Belediyesini. Bunun yanında da İstanbul’a bunca yatırımları yaptık. Hem yatırımlar, hem borç ödedik. Biz buyuz. Önce bizi tanıyacaksın. Sen bizim yaptığımız yatırımlara kör müsün, görmüyor musun bu yatırımları? Adam tam kör. Adam soygunlardan bahsediyor, haddini bil. . Biz Marmaray’ı neyle yaptık? Avrasya Tüneli’ni neyle yaptık? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü neyle yaptık? Osmangazi neyle yaptık? Nissibi Köprüsü’nü neyle yaptık? Bizde icraat var, icraat, laf değil.”

İSTANBUL’A YAPILAN YATIRIMLAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolun yapıldığı Türkiye’de 16 senede 20 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını söyledi.

“Ey Bay Muharrem sen nerede geziyorsun?” diyen Erdoğan, 25 havalimanı varken buna 29 havalimanı daha ilave edildiğini vurgulayarak, “Bundan haberin var mı Bay Muherrem. İnsan utanır, sıkılır. Sen buralardan seyahat etmiyor musun?” şeklinde konuştu.

Bu adımlarla Türkiye’nin şanına yakışanı yakalayacağını ifade eden Erdoğan, İstanbul’dan aldıkları güç, cesaret ve vizyonla ülkeyi yönetmeye talip olduklarını, burada olgunlaştırılan hizmet anlayışının 2002’den itibaren tüm Türkiye’ye yaydıklarını kaydetti.

Erdoğan, “Bay Muharrem 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz vardı, biz geldiğimizde.” diyerek, bu borcu sıfırladıklarını kaydetti.

Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolarken, Başbakanlığı döneminde bir ara 138 milyar dolara kadar çıkardıklarını, şu anda 110 milyar dolar civarında olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

“Bu nasıl oldu? Soygunun yapıldığı bir ülkede böyle bir Merkez Bankası olabilir mi? Bu güç nereden geldi? Hatta IMF bizden borç istedi. Arkadaşlara dedim ‘verin.’ Ne istedi? 5 milyar avro. ‘Verin’ dedim. Biz verin deyince IMF vazgeçti. Baktı ki bu çılgın Türkler şaşırdı, verecekler bu parayı. Esnafın siftah yapamadığı için kepenk kapattığı bir ülkeyi, bölgesinin ticaret merkezine biz dönüştürdük. Maaş ödemelerinin dahi güçlükle yapabilen bir ülkeden memurunu enflasyona ezdirmeyen bir ülkeye biz getirdik. İşçisini unutmuş, emeklisine sırtını dönmüş, çiftçisini kaderine terk etmiş bir ülkeyi emeklisine, bayram ikramiyeleri veren bir ülkeye biz getirdik. Nasıl 4,5 yılda İstanbul’u yeniden yaşanabilir bir şehir haline getirdiysek, ülkemizi de 16 senede yepyeni bir çehreye kavuşturduk. 16 yılda İstanbul’a toplam ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Onu da söyleyeyim. Bay Muharrem ustana da söyle. Yaptığımız yatırım 236 katrilyon liralık yatırım yaptık sadece İstanbul’a. Bunlar nasıl yalan söylüyor. ‘Şöyle soydular, böyle soydular.’ Neyi soyduk? Bu ne hayasızlıktır. İstanbul’a toplam 34 bin yeni derslik kazandırdık. Eğitim ve kültürde şehrimizin vizyonunu genişlettik. İstanbul’da 21 olan üniversite sayısını 4’ü vakıf meslek yüksek okulu olmak üzere 57’ye ulaştırdık. Öğretmen ya, belki anlar.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bunlara sor, ‘Ne yapacaksın?’ diye. ‘Şunu yapacağım.’ dedikleri yok. Sadece Tayyip Erdoğan’a hakaret ediyor, başka bir şey yok.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 206 bin olan İstanbul’daki üniversite öğrencisi sayısının bugün 890 bini geçtiğini söyledi.

İstanbul’a 14 bin 500 kişilik yeni yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, gelecek 3 yıl içinde 14 bin 250 kişilik yeni yurt binalarının daha açılacağını belirten Erdoğan, “AKM, Atatürk Kültür Merkezi. Ne dedim? ‘Biz burayı yıkacağız’ dedim. Yıktık mı? Yıktık ama şimdi Türkiye’nin bir numaralı opera binasını oraya yapıyoruz.” diye konuştu.

Taksim’e yeni yapılan opera binasının animasyon görüntülerini dev ekranlardan izleten Erdoğan, mitinge katılanlara, nasıl bulduklarını sordu. Mitinge katılanlar da coşkulu bir alkışla Erdoğan’a karşılık verdi.

Aynı şekilde Taksim’de Maksem denilen İSKİ’ye ait bir yer bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bir tarafta biliyorsunuz İstiklal Caddesi’nin bitişinde sağ tarafta bir kilise var. Orada Ağa Cami’nin dışında hiçbir cami yok. Dolayısıyla Taksim, özellikle cuma günleri ciddi sıkıntılar yaşadı. Dedik ki buraya bir de büyükçe bir cami yapalım. Şu anda İstiklal Caddesi’nin çıkışında, yolun sol tarafına da yaklaşık 5 bin kişilik bir cami yapılıyor. Kaba inşaatı onun da şu anda bitmek üzere. Altında da yine aynı şekilde kitap, hat, ebru, bu tür şeyler de olacak. Ramazanın son günlerde gittim, her ikisini de gezdim, gördüm, baktım. Biz, dertliyiz dertli. Bunların hepsi olacak.” diye konuştu.

“BİZ YENİDEN İSTANBUL’U KÜLTÜR-SANAT NOKTASINDA BİR MERKEZ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”

Rami Kışlası’na yapılacak kütüphane konusunda da bilgi veren Erdoğan, şöyle devam etti:

“İstanbul’a bunlar yakışır. Olacak ve 250 yıllık tarihi olan bir adım daha atıyoruz. Ne biliyor musunuz? Meşhur Rami Kışlası’nı biliyorsunuz değil mi? Şimdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne 5 milyon cilt kitaplı kütüphane yapıyoruz. Rami Kışlası’nı da aynı şekilde şimdi 7 milyon cilt kitaplık bir kütüphaneye çeviriyoruz. İnşaatı devam ediyor. Orayı da hallediyoruz. Niye? Ankara’da 5 milyon olursa İstanbul daha fazla olması lazım. Bunun için de bütün kitabevlerieri ile alakalı mücellithanesi, vesairesi bunların hepsi olacak. Şu anda devam ediyor. Biz yeniden İstanbul’u kültür-sanat noktasında bir merkez haline dönüştürüyoruz. Bu adımları biz atıyoruz. Bunlara sor, ‘Ne yapacaksın?’ diye. ‘Şunu yapacağım’ dedikleri yok. Sadece Tayyip Erdoğan’a hakaret ediyor, başka bir şey yok. Kuleli Askeri Lisesi’nin restorasyonunu yaparak onu da müze haline dönüştürüyoruz. Ülkemizin birçok şehrinde tematik müzeler yapıyoruz, inşallah. İstanbul’da müzik müzesi ve sikke müzesi kuracağız.”

“CHP ZİHNİYETİ MENDERES GİBİ İNSANLARI İPE GÖTÜRDÜ”

Yassıada için “O yaslı adayı, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na çeviriyoruz.” diyen Erdoğan, buraya ait son görüntüleri de dev ekranlardan katılımcılara izletti. Vatandaşlara projeyi beğenip beğenmediklerini soran Erdoğan, şöyle devam etti:

“Onlar, o CHP zihniyeti Menderes gibi insanları ipe götürdü. Ey Muharrem; Menderes ve arkadaşları ipe götürülürken siz ne yaptınız? Arkadan siz de desteklediniz. Çünkü ‘Sizi buraya getiren zihniyet öyle emretti’ dediler ve ipe götürdüler. Siz, tarihe kendinize affettiremeyeceksiniz. İşte şu anda bu adayı biz bu hale getirdik, getiriyoruz, Allah’ın izniyle, burada biz uluslararası toplantılar yapacağız ve bu uluslararası toplantılarımızda adaya kapanacağız, 2 gün, 3 gün, 4 gün ve buradan netice alarak çıkacağız. Bu uluslararası camiada var ama bizde yoktu. Şimdi biz bunun ilk adımını burada atıyoruz ve adı da Demokrasi ve Özgürlükler Adası. Biz buyuz. Bay Muharrem, bak ben laf salatası yapmıyorum, icraattan bahsediyorum. Sen de bir şeyden bahset. ‘Şunu yapıyorum.’ de.”

ELAZIĞ’A MİLLET BAHÇESİ

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Elazığ mitingindeki millet bahçelerine ilişkin sözlerine değinen Erdoğan, şunları söyledi:

“Geçenlerde orada biliyorsunuz maalesef şehitlerimiz oldu. Emniyet Müdürlüğünün önünde ve dün, TOKİ’ye talimat verdim. TOKİ orayı konut planına almıştı dedi ki orada konut filan yapmayacağız, orayı millet bahçesi yapacağız. Yaklaşık 26 dönümlük bir yer, o 26 dönümlük yeri Elazığ’da şu anda zaten Emniyet Müdürlüğü binası yıkılmış vaziyette, hemen süratle TOKİ yeni projesini hazırlıyor, çarşambaya kadar inşallah ilk taslağı bize de getirecek ve orayı da Elazığ’a bir millet bahçesi olarak kazandırıyoruz, ortasına da güzel bir yere bir şehitler anıtı da koyacağız. Biz buyuz. Biz icraat üstüne icraat yapıyoruz. Elazığ’ımıza bu millet bahçemiz de hayırlı olsun.”

“HALİÇ TERSANESİ’Nİ BİLİM VE TEKNOLOJİ MERKEZİ YAPIYORUZ”

Haliç’te bir bilim ve teknoloji merkezi kuracaklarını belirten Erdoğan, “Haliç Tersanesi’ni bilim ve teknoloji merkezi yapıyoruz. Hazırlıklar tamam. Süratle inşallah yıkımı yapılacak ve Haliç Tersanesi devasa bir bilim ve teknoloji merkezine dönüşecek ve bu Avrupa’nın en büyük bilim ve teknoloji merkezi oluyor.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sağlıkta İstanbul’a adeta çağ atlattıklarını, 53’ü hastane olmak üzere toplam 129 sağlık tesisi inşa ettiklerini, yatırım bedeli yaklaşık 5 katrilyon olan 14 sağlık tesisinin inşasının devam ettiğini, İstanbul’un iki yakasına toplamda 7 bin yataklı 2 dev şehir hastanesi yapıldığını, 2 bin 682 yataklı Başakşehir Şehir Hastanesi’nin yapımının devam ettiğini ve buranın da inşasının 2 yıla kadar tamamlanacağını bildirdi. Erdoğan, 4 bin 200 yataklı Sancaktepe Şehir Hastanesi’nin ise şu anda YPK onayında olduğunu ifade etti.

İstanbul’da 30 yeşil alan ve 5 büyük millet bahçesini hayata geçireceklerini kaydeden Erdoğan, “Daha önce söyledim, Atatürk Havalimanı’nın tamamını yeni havalimanın hizmete girmesiyle İstanbul için bir millet bahçesine dönüştürüyoruz. Böylece dünya şehri İstanbul’da Amerika’daki Central Park, Londra’daki Hyde Park benzeri ve onlardan kat be kat fazla daha büyük bir millet bahçesi.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, daha sonra Atatürk Havalimanı’nın bulunduğu alana yapılacak millet bahçesi projesinin animasyon görüntülerini katılımcılarla paylaştı.

Mitinge katılanlara, “Oylarınıza sunuyorum, nasıl?” diye seslenen Erdoğan, “Evet” cevabını alınca, “Kabul edilmiştir.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. havalimanı projesine ilişkin, “Bay Muharrem, senin havsalan böyle bir havalimanını alır mı? Zaten kafadan karşı çıktılar. ‘Ne işimiz var havalimanıyla?’, ‘Ne işimiz var bizim Kanal İstanbul ile?’ diyor. Hale bak hale. Anlamaz. Bugün Panama’yı Panama yapan Panama Kanalı’dır. Süveyş Kanalı, Mısır’ın en büyük maddi kaynağı. Ama bunların havsalası almaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim’de 3. havalimanını açacaklarını, havalimanının açılışıyla Atatürk Havalimanı’nda Millet Bahçesi’nin yıkım çalışmalarının başlayacağını söyledi.

İstanbul’un bu güzelliklere bir an önce sahip olmasını istediklerini belirten Erdoğan, “Havalimanımız dünyanın ilk üçü içinde olacak. Bay Muharrem, senin havsalan böyle bir havalimanını alır mı? Zaten kafadan karşı çıktılar. ‘Ne işimiz var havalimanıyla?’, ‘Ne işimiz var bizim Kanal İstanbul ile?’ diyor. Hale bak hale. Anlamaz. Bugün Panama’yı Panama yapan Panama Kanalı’dır. Süveyş Kanalı, Mısır’ın en büyük maddi kaynağı. Ama bunların havsalası almaz. Çıkıyor hala bakıyorsun ileri geri bol bol yalandan konuşuyor. Gerçekleri söyle. Hayatınızda zaten bir şey yok. Gereğini zaten bir hafta sonra yapacağız.” diye konuştu.

Başakşehir, Maslak, Pendik, Bakırköy’deki dört büyük şehir parklarının tamamlanarak İstanbulluların hizmetine sunulacağını anlatan Erdoğan, Haliç Kompleksi Projesi ile İstanbul’un çehresinin değişeceğini belirtti.

İmar planı tamamlanan ve yaklaşık 1,5 katrilyon maliyeti olan projeyle yat limanı, yaşam merkezi, sosyal ve kültürel alanlar yapacaklarını aktaran Erdoğan, Salı Pazarı Kruvaziyer Limanı Sahası’na yönelik özelleştirme işlerinin 2014 yılında bittiğini, projenin önümüzdeki yıl tamamlanacağını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 452 milyon lira maliyeti olan Çamlıca Televizyon Radyo Kulesi’ni de hayata geçireceklerini anlatan Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla İstanbul’da son 15 yılda 156 bin konut projesini hayata geçirdiklerini söyledi.

“BUNLAR NEREDE GEZİYOR, BİZ NEREDE GEZİYORUZ”

Ulaştırmada önce Marmaray, sonra Avrasya Tüneli ile iki kıtayı birbiriyle iki kez buluşturduklarını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hizmete sunduklarını, 446 kilometre uzunluğunda bölünmüş yol yaptıklarını belirten Erdoğan, İstanbul-İzmir arası mesafeyi 3,5 saate düşürecek İstanbul-İzmir otoyolunun süratle devam ettiğini anlattı.

Dünyanın 4. en büyük orta açıklık asma köprüsü olan Osmangazi Köprüsü’nü sadece İstanbul’a değil, ülkeye kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, Kuzey Marmara Otoyolu’nun ve Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir otoyolunun İstanbul’u ilgilendiren kesimlerinin inşaatının devam ettiğini kaydetti.

Erdoğan, yaklaşık 2,5 milyar lira maliyeti olan Hasdal Kavşağı, Kemerburgaz, Yassıören ayrımı devlet yolunu önümüzdeki yıl tamamlayacaklarını, İstanbul’un Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Kocaeli, Sakarya ile olan bağlantılarını yüksek hızlı trenle sağladıklarını söyledi.

Toplam maliyeti 8,5 milyar lira olan Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile İstanbul Yeni Havalimanı-Halkalı arasındaki yüksek hızlı tren projesinin çalışmalarının sürdüğünü anlatan Erdoğan, yeni havalimanının ilk açılışta 90 milyon, 2023’te 150 milyon yolcu kapasitesi olacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefette yönelik “Bunlar nerede geziyor, biz nerede geziyoruz? Öyle zannediyorum ki bunlar uçaklarla inmeyecekler, kağnılarla gelecekler. Onun için diyorlar ‘Ne gerek var bu kadar havalimanına?’ Büyük devlet olmak, büyük ülke olmak bunu gerektirir. Takmış kafayı bizim külliyeye. Zaten ustası da öyleydi ya. ‘Gelmeyeceğim.’ dedi sonra kuzu kuzu geldi.” diye konuştu.

“MİLLETİM BU EVLADINI, MUHTAR OLMANIN DA ÖTESİNE ÇIKARDI”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bir ziyareti sırasında külliyeyi süzdüğünü, ayrılırken “Büyük devlet olmanın alameti farikası budur.” dediğini anlatan Erdoğan, şunları dile getirdi:

“Vaka bu. Bay Kemal, Bay Muharrem ben bu sene, çok amaçlı salonumuzda 2 iftar verdim. Bunun bir tanesini muhtarlarımızla yaptık. İkinci iftarı yapamadım. Dedim ki sahur yapalım. Sahuru da muhtarlarımızla yaptık. Muhtarlarımıza dedik ki ‘Mahallenizden bir kardeşimizi de alın öyle gelin.’ Onlarla açılışını yaptık buranın. Biz dertliyiz. Bak şimdi aynı anda orada biz 2 bin 500 kişiye yemek verebiliyoruz. Şimdi bu onları rahatsız ediyor. Bu, bu ülkenin, bu devletin, bu milletin neleri olduğunu gösteriyor. Gelen kim? Muhtar. Muhtar kim? Sizin o kabullenemeyeceğiniz insanlar. Siz bana öyle de dediniz ya. Başlıkları öyle attılar. ‘Muhtar bile olamaz.’ dediler. Benim milletim bu evladını, muhtar olmanın da ötesine çıkardı, Cumhurbaşkanı yaptı. Yapacağımız daha çok iş var.”

HALKALI-KAPIKULE HIZLI TREN HATTININ İHALESİ YIL SONUNDA

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, hızlı trenin Avrupa ile buluşacağını, yatırım bedelinin 3,2 milyar lira olduğunu belirterek, Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattının ihalesine 2018 yılı sonunda çıkılacağını, 2022 yılında hizmete almayı planladıklarını söyledi.

Üç katlı büyük İstanbul Tüneli Projesi’nin dünyada bir örneği olmadığını, Boğaz’a bu projeyi yaptıklarını belirten Erdoğan, bu projeyle Avrupa-Asya gidiş gelişlerinin çok daha farklı ve rahat olacağını kaydetti.

Kanal İstanbul Projesi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade eden Erdoğan, uzunluğu yaklaşık 45 kilometre olan Kanal İstanbul’da iki butik şehir kuracaklarını, bu iki şehrin aynı zamanda rezerv alanları olacağını belirtti.

Kanal İstanbul’u kurarken, Boğaz’ın stratejik sıkıntısını ortadan kaldırmak istediklerini vurgulayan Erdoğan, “Geçenlerde yalıya bindirdi. Bu bir tanker de olabilirdi. Tanker olsaydı, bir felaket yaşayacaktık. Ama şimdi Kanal İstanbul ile bu sıkıntıları da büyük ölçüde aşmış olacağız.” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Adalar’daki faytonlarda kullanılan atlarla ilgili vicdanları yaralayan görüntülere şahit oluyoruz. Bu konuda gerekli adımları attık. Adalardaki atları faytonların boyundurluklarından kurtarıp, özgürlüklerine kavuşturmak için bir çalışma yapıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi eleştirerek, “Yerli, milli otomobil’ diyoruz. 20 yıl geriden geliyor. Yerli, milli otomobili hangi tür yapacağımızdan da haberi yok ya. Bir sor, bu bir defa akülü olacak, burada mazotlu veyahut da benzinli değil.” ifadelerini kullandı.

Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın ziyaretine de değinen Erdoğan, kendisiyle bunların hepsini konuştuğunu ifade etti.

Erdoğan, bir şeyler yapmanın gayreti içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Hayırlı olsun, diyeceğin yerde ’20 yıl geriden geliyorlar’ niye bunu konuşuyorsun? Hayatınız boyunca dikili bir taşınız, dikili bir ağacınız yok ya. Ya bir de madde in Turkey diye bize ait bir araç olsa, güzel olmaz mı? Niye rahatsız oluyorsun? Ve inşallah isteseler de istemeseler de ben 5 tane babayiğit aradım ve bu 5 tane babayiğidi buldum. Bir araya getirdik, imzaları attık ve en sonunda sağ olsun CEO’yu onlar buldu ve CEO çalışmalarına orada başlıyor.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 hedeflerinin olduğuna vurgu yaparak, son 16 yılda 17 kilometre tünel, 160 kilometreyi aşan metro hattı inşa ettiklerini söyledi.

Yaptıkları hizmetleri konuştuğunu, hayal üretmediğini anlatan Erdoğan, 2022’ye girerken tünellerde 68 kilometreye metroda 355 kilometreye ulaşmayı hedeflediğini ifade etti.

Erdoğan, sonrası için de 120 kilometre yeni tünel, 650 tünel de yeni metro hatları projelerinin olduğuna dikkati çekerek, böylece 190 kilometreyi bulan tünel ve bin kilometrelik metro hattı uzunluğuyla İstanbul’u dünyanın en yaygın ulaşım ağıyla donatacaklarını kaydetti.

“ADALARDAKİ ATLARLA İLGİLİ VİCDANLARI YARALAYAN GÖRÜNTÜLERE ŞAHİT OLUYORUZ”

Adalar’daki faytonlarda kullanılan atlarla ilgili bir çalışma yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu konuda gerekli adımları attık. Adalar’daki atları, faytonların boyunduruklarından kurtarıp, özgürlüklerine kavuşturmak için bir çalışma yapıyoruz. Biz, hayvanlar için vakıf kurmuş, selatin camilerinin üzerine kuş evleri yapmış, peygamberi, kedisi ölmüş bir çocuğa başsağlığına gitmiş bir medeniyetin mensuplarıyız. Zaman zaman gerek eziyet gören köpeklerle ilgili, gerek Adalar’daki faytonlarda kullanılan atlarla ilgili vicdanları yaralayan görüntülere şahit olduk. Sevgili Peygamberimiz, bir gün yanında sahabelerle giderken yol kenarında bir köpek leşi var, yanındaki sahabeler burunlarını tutuyor. Fakat Peygamber Efendimiz, dişlerine bakıyor. ‘Ah dişleri ne kadar da güzelmiş’ diyor. Biz böyle bir Peygamberin ümmetiyiz. Şimdi yeni düzenlemelerle özellikle bu hayvanseverler. İster ev, ister sokak… Bunlar üzerindeki çalışmaları, 5119 sayılı yasayı çok daha farklı şekilde ele alıp, değerlendireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, patileri kesilen yavru köpeğin ölümüne ilişkin gözaltına alınan operatörün tutuklandığını ifade ederek, “Olayın kabul edilebilir hiçbir yanı yok ama bu hassasiyeti göstermek çok çok önemli.” dedi.

İstanbul’da 1994 yılı öncesinde yaşananların ortada olduğunu anlatan Erdoğan, o dönemde nasıl benzin istasyonları varsa su istasyonlarının olduğunu kaydetti.

Erdoğan, yeni bir sürece doğru ilerlediklerini, atmaları gereken çok çok önemli adımların olduğunu dile getirerek, “Fakat burada artık sizlerden bir destek arıyorum çünkü büyük Türkiye, güçlü Meclis, güçlü cumhurbaşkanı ister. Unutmayın, vakit Türkiye vakti. Vakit, İstanbul vakti. Bunu ortaya hep beraber koymalıyız.” ifadelerini kullandı.

Miting alanındaki kadınlarla gençlere “Şu 6 gün içinde kapı kapı dolaşmaya var mıyız?” diye soran Erdoğan, alandakilerin “Evet” yanıtı vermesi üzerine “Durmak yok, yola devam.” dedi.

Erdoğan, sandıklara, oylara sahip çıkacaklarını belirterek, demokrasinin bir namus olduğunu unutmayacaklarını söyledi.

Tüm akraba ve yakınlara telefonlarla ulaşarak bu işin hassasiyetinin anlatılmasını isteyen Erdoğan, “Sandıkları patlatmaya var mıyız? Yoğun bir çalışmayla patlatacak mıyız? Ben size inanıyorum ve sandıklardan bu neticeyi evelallah çok daha farklı bir neticeyle alacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.

“BATI 24 HAZİRAN’A BAKIYOR”

Cumhurbaşkın Recep Tayyip Erdoğan, Batı’nın 24 Haziran’a baktığını ifade ederek, “Neyi bekliyor Batı, ‘Acaba Erdoğan nasıl çökecek’. Batı’ya da gerekli dersi vermeye hazır mıyız? Onun için bugüne kadar hep verdiniz, ben size inanıyorum, Allah’ın izniyle yine vereceksiniz.” dedi.

CHP zihniyetini en iyi bilen şehrin İstanbul olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu belediyecilik alanında da hak ve özgürlükler alanında da böyledir. İstanbul CHP faşizmini iliklerine kadar yaşamış bir şehirdir. Bakınız dün 16 Hazirandı. 16 Haziran 1950. Bu ülkede ezanı Muhammedinin 18 yıllık hasretin ardından tekrar semalarıızda yankılandığı gündür. O gün yaşananlara dair inanın çok hüzünlü anılar ve hikayeler var. Bugün burada bir tanesini aktaracağım, özellile gençler bunu bilmez.

Sultanahmet Camisi’ndeki müezzinler,’ Allah-u ekber, Allah-u ekber’ diye haykırınca Beyazıt Süleymaniye, Fatih derken İstanbul bir anda ezan sesiyle dalgalandı. Aynı makamda biri bırakıyor, öbürü başlıyor, herkes heyecandan tir tir titriyor hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Ezanlar bitince millet avluda oturup kaldı, adeta şaşkınlık içindeydiler, bir başka vatandaşımız ise o gün Bursa’da yaşananları şöyle dile getiriyor, Bursa’da bir camide o gün ikindi ezanının tam 7 defa okunduğunu öğrendim, halk bir türlü doyamamıştı ezanı Muhammediye’ye. Çünkü ezan Türkçe’ye dönüştürülmüştü. Umumi arzı üzerine müezzinler defalarca okumuş, okutmuşlardı. Evet 18 yıl aralıksız süren CHP zulmünün ardından ezanı Muhammediye ile yeniden kavuşmak milletimizi işte böyle mesut etmişti.”

“MAŞALLAH ŞİMDİ CAMİDEN ÇIKMIYOR”

Erdoğan, Türkiye’nin böylesine acı, böylesine sıkıntılı, böylesine zulüm ve yokluk dolu dönemlerden geçerek bugünkü konumuna geldiğini vurgulayarak, “Şimdi Muharrem İnce kalkmış din eğitimi, din hürriyeti üzerine ahkam kesiyor. Daha dün kamuda çalışan personelin kılık kıyafeti ile ilgili AK Parti ile MHP’nin 411 oyla Meclis’ten geçirdiği düzenlemeyi genel başkanı ile beraber Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettiren sen değil misin Bay Muharrem? Ya siz ne zamandan beri tereciye tere satmaya başladınız. Dürüst olun dürüst, daha düne kadar kadar imam hatiplere de diğer okullarda verilen din derslerine de karşı çıkan siz değil misiniz? Arşivlerde bu seçimlere kadar senin camide namaz kılarken çekilmiş tek bir resmin var mı ya? Maşallah şimdi camiden çıkmıyor ama biz buna üzülmeyiz, tam aksine seviniriz.”

İnce’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Maşallah bıraksalar ilahiyatlarda hocalık yapacak. Baya iyi gidiyorlar. Bunlar ucuz oyunlar Muharrem, dürüst ol, Kürt kardeşlerimin dillerini öğrenme hakkında bahsediyor, AK Parti’nin tüm bu hakları verdiğinden haberi yok. Ya bu hakkı biz verdik. Geldik anadilde öğrenmenin önünü biz açtık. Bütün bilboardlara seçim kampanyalarında kendi ana dillerinde kampanya yapabilmelerinin önünü biz açtık. Başbakanlığım döneminde annelerin evlatları ile cezaevlerinde Kürtçe konuşabilmelerinin önünü biz açtık, kime anlatıyorsun ya dürüst ol istismar peşinde bunlar.” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜK CEZALAR ÖDEDİĞİNDEN HİÇ BAHSETMİYOR”

Erdoğan, İnce’nin sürekli hukuktan, adaletten kuraldan kaideden söz ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

“Burası çok önemli, Yalova’da kendisinin dershane müdürlüğü yaparken, hukuksuz bir şekilde öğretmen çalıştırdığından ve bu yüzden çok büyük cezalar ödediğinden hiç bahsetmiyor. ‘Milletin sofrasında ne var ne yok’ diye soruyor. AK Parti’nin 16 yılda Türkiye’yi 3,5 kat büyüttüğünden, zenginleştirdiğinden haberi yok.”

İnce’nin 2002 yılında 1 milyon olan buzdolabı satışının geçen yıl 3 milyonu geçtiğinden, 824 bin olan çamaşır makinesi satışının 2,5 milyonu geçtiğinden, 282 bin olan bulaşık makinesi satışının 1 milyon 800 bini geçtiğinden, 91 bin olan otomobil satışının da 750 bini geçtiğinden bahsetmediğine dikkati çeken Erdoğan, “Hep cehalet, hep yalan.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi eleştirerek, “Bunların kek olduğunu biliyorduk ama 3,5 kuruşluk keke tamah edeceklerine ihtimal vermiyorduk. Arnavut ciğerinden, Tatar böreğinden bahsediyor, ben bunlardan hiçbir yerde bahsetmedim. Yalan söyleme. Maalesef, meğerse bunların vizyonu kek kadar kek…” dedi.

“Büyük İstanbul Mitingi”nde Erdoğan, kendilerinin içinde kitaplarıyla, internetiyle, orada ders çalışacak, araştırma yapacak gençlere katkı olsun diye yapacakları ikramlarla Millet Kıraathaneleri’nden bahsettiklerini, muhalefetinse “projenin kekine takılıp kaldığını” kaydetti.

Muharrem İnce’nin Elazığ mitinginde herkesin elinde kek olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bay Muharrem bak, sana bir şey söyleyeceğim, eğer dürüstsen çık Zeytinburnu’ndaki Millet Kıraathanesi’ne gel. Bak bu bizim Zeytinburnu Belediyemizin yaptığı -daha devlete başlamadık- sadece sana şimdi belediyemizin yaptığını söylüyorum. Bizim belediyemizin ulaştığı yerlere sizin kudretiniz ulaşamaz. Şu anda bizim belediyemiz, orada öğrencilere çorba veriyor. Bunu belediyemizi yapıyor. Kek, bunun yanında çayı, kahvesi, simidi… İnşallah bu bizim projemiz.” diye konuştu.

Erdoğan, Beyazıt’ta Kültür ve Turizm Bakanlığının eski Millet Kütüphanesi’ni restore ettiğini aktararak, İnce’ye “Gel yüreğin yetiyorsa, bir ibret al ya, git orayı bir gez. Bak bakalım nasıl bir şey olmuş.” diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların kek olduğunu biliyorduk ama 3,5 kuruşluk keke tamah edeceklerine ihtimal vermiyorduk. Arnavut ciğerinden bahsediyor, Tatar böreğinden bahsediyor. Ben bunlardan hiçbir yerde bahsetmedim, böyle bir şey konuşmadım. Yalan söyleme. Maalesef, meğerse bunların vizyonu kek kadar kek… Bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan.” ifadelerini kullandı.

Milletin hak ve özgürlüklerini CHP’nin lütfuyla değil, idam edilen başbakanlarının fedakarlığıyla, bedel ödeyerek kazandığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“10 yıl boyunca milletimizi tarihi nitelikli hizmetlerle buluşturan Menderes, hizmetlerinin karşılığını CHP’nin kışkırtmasıyla gerçekleşen darbe sonucu canıyla ödedi. Tanıyan herkesin ‘Tam bir beyefendi’ dediği merhum Menderes’i uyduruk davalarla, asılsız ithamlarla, iftiralarla bunların ağa babaları ne yaptı? Dar ağacına götürdü. CHP’liler aynı tavrı Özal’a da takındı. Görev süresinde rahmetli Özal hakkında atmadık iftira, söylemedik söz bırakmadılar. İktidar yolunu milletin gönlünde değil, cuntacıların icazetinde aradılar. Şimdi ne diyor? ‘Yok Edirne’den bilmem nereye kadar gönül köprüsü kuracağız.’ Ya geç kaldın geç. O gönül köprülerini biz bu ülkenin en doğusundan en batısına kadar kurduk. Öğrencilerimizi aldık doğudan batıya, batıdan doğuya taşıdık. Biz bunları yaptık Bay Muharrem.”

Erdoğan, ecdadın “Can çıkar ama huy çıkmaz” dediğini dile getirerek, “CHP’nin faşist, baskıcı karakteri yıllar geçse de asla değişmiyor. Her seferinde çuvallasalar da iftira ve yalan siyasetlerinden bir türlü vazgeçemiyorlar. Dün merhum Menderes’e iftira atıyorlardı, bugün bize atıyorlar. Dün hizmetlerinden dolayı merhum Özal’ı eleştiriyorlardı, bugün bizi eleştiriyorlar. Yaptırmamak için diğer siyasetçilere adeta kan kusturdukları eserler üzerinden güya bizim eserlerimizi de kötülemeye çalışıyorlar.” değerlendirmesini yaptı.

Muharrem İnce’nin son günlerde köprü geçiş fiyatlarını “diline doladığını” ifade eden Erdoğan, “Sen İstanbul’dan Yalova’ya gidip gelirken, niye Körfez’i dolaşmıyorsun da Osmangazi Köprüsü’nü tercih ediyorsun? Demek ki işine yarıyor, eğer bizim yaptığımız bu köprü olmazsa sen bizim aleyhimizde atıp, tuttuğun mitinglerine bile yetişemezsin. Eğer bizim yaptığımız havalimanları, bölünmüş yollar olmazsa, sürekli yalan söylediğin o il mitinglerini yapamazsın. Bir de kendince cinlik yapıyor. İmayı Boğaz’daki köprüye yapıyor. Fiyatı, üstelik de en büyük araç tarifesinden Osmangazi Köprüsü’nden veriyor. Bunlar hizmetten, yatırımdan, icraattan anlamaz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların milli bütçeden yapılan köprüler olmadığını, kaynakların çeşitlendirilmesiyle Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptıklarını, aynı şekilde Osmangazi Köprüsü’nün kamu-özel ortaklığıyla yapıldığını anımsattı.

Geçiş fiyatı belirleme hakkının, yetkisinin oradaki işleticiyle yapılan anlaşmaya göre yürüyen bir süreç olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Kimse oradan geçmeye mecbur değil. Arzu eden geçer.” dedi.

“Bunların en büyük hizmetleri darbe şakşakçılığı yapıp başbakan astırmak. Dikkat ederseniz kendilerinin yaptığı bir tek hizmetten örnek veremiyor.” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Örnekleri Demirel’den veriyor, Özal’dan veriyor, hatta farkında olmadan AK Parti’den veriyor. Niye biliyor musunuz? Çünkü onların bu ülkede dikili ağacı yok. Yalan, yanlış bile olsa bizi üzerinden eleştirebilecekleri ortada tek bir tane eseri yok. En önemli icraatları 18 yıl boyunca bu milleti Ezan-ı Muhammediye’ye hasret bırakmak oldu. Yasaklar, baskılar Nazileri aratmayan uygulamalar dışında bu ülkede sayabilecekleri tek bir eserleri dahi yok. İşte dün iktidar yolunu cuntacılara yaranmakta buldular. Aday oldu, gittiği ilk yer neresi oldu? Edirne Kapalı Cezaevi. Kimi ziyaret etti? Terör örgütünün arkasında olduğu bir kişiyi gitti orada ziyaret etti. Ben şimdi milletime soruyorum, böyle bir terör örgütünün arkasında olduğu bir kişiyi ziyaret eden bu zata gerekli dersi 24 Haziran’da vermeye hazır mıyız? Ya bu kadar ucuz mu bu iş? Bu kadar şehit vermişiz, düşünebiliyor musunuz? 7 Haziran’da ‘herkes sokağa’ diyor, sokağa döktükten sonra da 53 Kürt kardeşimi orada öldürüyorlar. 15 yaşında Yasin Börü’yü kurban eti dağıtırken öldürüyorlar. Düşünebiliyor musunuz? Bu talimatı veren kişiyi Bay Muharrem gidip Edirne Kapalı Cezaevinde ziyaret ediyor. Ankara’dan İstanbul’a sözde adalet yürüşüşü yapan bunlar değil mi? Bunlar. Ne adaletiydi? Hiç, sadece laf ola beri gele. Bunların adaletle falan da bir alakası yok. Şimdi bunların elinden gelse Türkiye’yi 1940’a dönüştürürler. Ellerinden gelse bölücü örgütün siyasi uzantısıyla el ele verip Türkiye’yi yasakların kol gezdiği Baas Rejimi’ne döndürürler. Ama milletimiz bunların karakterini iyi biliyor. Bu millet CHP zihniyetinin ne demek olduğunu gayet iyi biliyor. Yokluk, yoksulluk… Hatırlayın büyükbabalarımızın, benim babamın cüzdanında, karnesinde o yokluk döneminin damgaları vardı. Yağ kuyrukları, orada hepsinin mühürleri var. Ama şimdi böyle bir şey var mı? Çıkıyor fakirlikten bahsediyor. Hamdolsun nereden nereye geldik. Bu çakma takiyecilere bekledikleri cevabı inşallah bir hafta sonra veriyor muyuz? Onun için tekrar ‘Vakit dirlik vakti’ diyor muyuz? ‘Vakit İstanbul vakti’ diyor muyuz? ‘Vakit Türkiye vakti’ diyor muyuz? Öyleyse hep beraber Rabia’mıza yönelelim. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İnşallah haftaya pazar Rabbim bizlere zaferi lütfeylesin.”

Previous ArticleNext Article

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi için yorumlar kapalı 6

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’de Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini, “cevherden mücevhere” anlayışıyla 300 kat artıracak tesisin açılışı vesilesiyle bir arada olunduğunu belirterek, “Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi, bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır” diye konuştu.

Bor karbürün, sıcaklık ve mekanik dayanıklılığı itibarıyla birçok farklı endüstriyel uygulamalarda aranan ve tercih edilen bir ürün olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbürün özellikle zırh, aşınmaya dayanıklı mekanik parça üretimi, nükleer tesislerde nötron tutucu gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezi olduğuna dikkati çekti.

“DÜNYA PAZARLARINDA PAY SAHİBİ OLMAMIZA KATKI SAĞLAYACAK YATIRIMLARIN TAMAMINI DESTEKLİYORUZ”

Uçaklardan taktik araçlara, personel yeleklerinden korunaklı levhalara kadar pek çok yerde bu ürünü görmenin mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bandırma tesisimizde yapılacak yıllık 1000 ton üretim, kullanıldığı alanlarda da 150 kattan 2 bin kata kadar varan değer artışları sağlamaktadır. Bir başka ifadeyle bu tesis sayesinde Türkiye, sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor aynı zamanda ülkemiz, dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu hâline geliyor” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü açılışın öneminin, tesisin yatırım ve üretim rakamlarının ötesinde Türkiye’ye sağladığı stratejik katkıyla ilgili olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Geçmişte bu tür ürünlerin stratejik önemi dikkate alınmayıp sadece fiyat unsurlarıyla dışarıdan tedariki yoluna gidildiği için kriz dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Savunma sanayimizin ihtiyaçları başta olmak üzere kritik her üründe maruz kaldığımız gizli açık ambargoların ülkemize yaşattığı vakit ve hamle kayıplarını gayet iyi biliyorsunuz. Bunun için artık her alanda önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak, onunla birlikte dünya pazarlarında pay sahibi olmamıza katkı sağlayacak yatırımların tamamını destekliyoruz. Sadece Eti Maden bünyesinde yürütülen çalışmalar bile başlı başına birer başarı hikâyesidir. Bor karbür yanında sıvı karbürden lityum üretimi konusunda da yakında somut adımlar atılacaktır. Aynı şekilde temeli atılan, çeliğin dayanıklılığını artırma başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan ferrobor tesisimiz de bu sene içinde hizmete girecektir.”

Nadir toprak elementleri konusunda iyi bir rezerve sahip olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskişehir’de keşfettiğimiz 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervimizi yıllık 1200 ton cevher işleyecek bir tesisle kazanca dönüştüreceğiz. Ham maddeyle başlayıp nihai ürününe kadar uzanacak bir sistemle ülkemizin tüm değerlerini harekete geçirmekte kararlıyız” sözlerini sarf etti.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ ARASINA ÇIKARMA HEDEFİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLIYIZ”

Diğer alanlarda da benzeri güzel gelişmeler yaşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada küresel tedarikleri belirli yerlere terk edip sadece fikri mülkiyet haklarının kazancıyla yetinme devrinin geride kaldığını ifade etti.

Amerika’sından Avrupa’sına kadar yüksek istişare ve işletme maliyetleri sebebiyle üretimi angarya görerek uzak coğrafyalara taşıyan her yerde ciddi bir paradigma değişikliğinin başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye, hem gelişmiş ülke pazarlarına yakınlığı hem lojistik avantajları hem yetişmiş insan gücü ve ham madde potansiyeliyle küresel üretim merkezlerindeki değişimde avantajlı bir yerde duruyor. Geçtiğimiz 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı, bu avantajın temelini oluşturuyor. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ne küresel sağlık ve güvenlik krizleri ne yaşadığımız tabii afetler ne de önümüze çıkartılan diğer engeller bizi bu hedeften uzaklaştırabilir.”

Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kovid-19 salgını sebebiyle iki yıl sıkıntı çektik. Tam bu badireyi aşmışken kendimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgenine sıkıştırılarak taviz vermeye zorlandığımız bir başka mücadelenin içinde bulduk. Bu sıkıntının da üstesinden gelirken asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yıkıntıları arasında kaldık. Aşırı yağışların sebep olduğu seller deprem bölgemize felaket üstüne felaket yaşattı. Depremlerde ve sellerde yitirdiğimiz canların acıları yüreklerimizi yakıyor. Rabbim, hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin.

Biz, bugüne kadar önüne çıkan hiçbir tehdide, maruz kaldığı hiçbir saldırıya, yaşadığı hiçbir zorluğa teslim olmamış, hepsine karşı da inançla ve cesaretle direnmiş bir milletiz. Bugün de öyle yapıyoruz. Bir yandan depremin enkazını kaldırıyor, diğer yandan geçici barınma alanlarını özellikle kuruyor, öte yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların yaralarını sararken umutlarını güçlendirdiklerini, hayata bağlanmalarını temine çalıştıklarını ifade etti.

Sanayicisiyle, esnafıyla, işletmecisiyle, çiftçisiyle deprem bölgesindeki üreticileri destekleyerek istihdamı canlandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan sarsıntıların yol açtığı huzursuzluk yüzünden başka yerlere giden insanlarımız, yavaş yavaş şehirlerine dönüyor. Milletçe yürek yüreğe, kol kola vererek Allah’ın izniyle bu felaketin izlerini de sileceğiz” diye konuştu.

“BAŞARANA KADAR BİZE DURMAK, DİNLENMEK, BAŞKA YÖNE BAKMAK HARAMDIR”

Deprem bölgelerinde vatandaşlardan bir yıl izin istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bize bir yıl müsaade edin, inşallah biz bir yıl içerisinde kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bu konteyner kentlerle birlikte bir taraftan da dikkat ederseniz prefabrik kentler yapıyoruz. Üç ayrı çeşit… Derdimiz ne? Derdimiz vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Dolaştığımız bu deprem kentlerinde elhamdülillah vatandaşlarımın şu ifadeleri sorumluluğumuzu artırıyor: ‘Baba bizi bunlara bırakma.’ Mümkün mü? Biz bunların ne yapacağını zaten gayet iyi biliyoruz. Bunlara benim vatandaşım, benim insanım bırakılabilir mi ya? Bunların derdi başka. Biz can derdindeyiz, onlar mal derdinde. Onun için de sağ olsun bütün bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, valilerim, bütün STK’lerimiz, hepsi şu deprem bölgelerinde her gün sabahtan akşama 7/24 çalıştılar, çalışıyorlar. Bizler de Cumhur İttifakı olarak gerek şahsım, gerekse Devlet Bey, birlikte bölgeyi dolaştık, dolaşıyoruz, dolaşacağız. Konutlarıyla, iş yerleriyle, altyapısıyla, üstyapısıyla, yeni, güvenli, huzurlu yerleşim yerleri kurarak, şehirlerimizin tarihî ve kültürel zenginliklerini ihya ederek Türkiye Yüzyılı’na doğru yürümeyi sürdüreceğiz.

İşte bunlar, onlarla uğraşırken bakın biz neyle uğraşıyoruz. Biz de işte bor madeniyle alakalı, onun çeşitlendirilmesinde bor karbürü, bugün bu tesisi, bu dev tesisi açıyoruz. Aramızdaki fark bu. Bütün bunları başarana kadar bize durmak, dinlenmek, başka yöne bakmak haramdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir kısmında yaşanan sıkıntının çözümü için ülkenin tamamının yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle ayakta kalması, güçlü olmasının şart olduğunu vurgulayarak, bunun için deprem bölgesindeki şehirleri ayağa kaldırırken ülkeyi hedeflerine yaklaştıracak diğer projeleri de ihmal etmediklerini söyledi.

Milletin 60 yıllık hayali Türkiye’nin otomobilinin bunlardan biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde Togg’un ön siparişlerinin alınmaya başlandığını, çok kısa sürede de rekor talep oranına ulaşıldığını belirterek, “Ay sonundan itibaren teslimatları peyderpey gerçekleştireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbür üretim tesisinin de bir başka proje olduğunu ifade ederek, “Buradan elde ettiğimiz tecrübeyle Kütahya Emet’te 5 bin ton üretim kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi daha kuracağız. Durmak yok, yola devam” diye konuştu.

Karadeniz’de keşfettikleri gazı milletin hizmetine sunma çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Projedeki personelimizin depremzedelerimizin yardımına koşması sebebiyle yaşanan birkaç haftalık gecikmeye rağmen Karadeniz gazını yakında millî sisteme bağlıyoruz. Doğal gaz boru hatlarımızı geliştirme, doğal gaz depolama tesislerimiz bunlardan biridir. Ülkemizi taşıması, ticareti ve üretimiyle bir doğal gaz merkezi yapma yolunda hızla ilerliyoruz. Önümüzdeki aylarda ilk ünitesini devreye alacağımız Akkuyu Nükleer Güç Santralimiz bunlardan biridir. Tüm üniteleri devreye girdiğinde bu nükleer santral, ülkemizin kesintisiz ve dengeli elektrik üretiminde önemli bir role sahip olacaktır. Ana muhalefet, yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santrali’ni gezmek istiyor. Arkadaşlara ‘Buyurun gezdirin’ diyorum. Gidiyorlar, geziyorlar, ‘Muhteşem bir eser’ diyorlar. Dönüp geldikten sonra da ‘Yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ya bu ne mantıktır? Bu ne kafadır? Bu ne anlayıştır? Dünya, enerjide ‘Yeşil enerjiye nasıl ulaşacağız?’ diye bunun mücadelesini verirken biz yeşil enerji noktasında özellikle gerek doğal gaz gerekse Akkuyu Nükleer Enerji, bütün bunlarla yeşil enerji noktasında adımlar atıyoruz. Bunlar ise ‘Hayır yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ben milletime şikâyet ediyorum. Sevgili halkım, sevgili vatandaşım, işte bu ana muhalefet ve yanındakiler, bu ülkede yarın inanın eğer elektrikler bir zamanlar bunların iktidarlarında nasıl kesiliyorsa, nasıl enerjiye hep muhtaç kalmışsak gene bu noktaya düşeriz. Bunlara bu fırsatı ben inanıyorum ki 14 Mayıs’ta benim vatandaşım vermeyecek.

İşte buyurun. Dünyanın en yüksek barajlarından Yusufeli, bunlardan biridir. Yusufeli Barajı bir yeşil enerjidir, bir hidroelektrik santraldir ama bütün bunlarla beraber aynı zamanda bu baraj, sulamada da istenildiği şekilde kullanılacak bir imkândır.”

“YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZI GELİŞTİRME ÇABALARIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin su kaynaklarının önemli bir kısmını son 20 yılda devreye alarak bu alandaki potansiyeli hakkıyla kullanabilir hâle geldiklerini vurguladı.

Güneş ve rüzgâr enerjisinde çok iyi bir yerde bulunulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “GES, RES, bütün bunlarla beraber dünyada artık parmakla gösterilen bir ülke konumundayız. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı hızla geliştirme çabalarımız artarak devam ediyor. Bu konuda kat ettiğimiz mesafenin en güzel örneği, ülkemizin yenilenebilir enerjide dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeye hazırlanmasıdır” diye konuştu.

Savunma sanayisinde yakalanan ivmenin bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye, dünyanın önde gelen savunma sanayi tedarikçileri arasına girdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde savunma sanayisinde yerli ve millî potansiyelin yüzde 20 olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Şimdi yüzde 80, nereden nereye. İnşallah yakında hep birlikte şahitlik edeceğimiz yeni gelişmeler, yeni müjdelerle bu konumumuzu daha da pekiştireceğiz. Bu örnekleri üretimin her alanına teşmil etmek mümkündür. Hiçbir kaybın, hiçbir tuzağın bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeden devletiyle, milletiyle, dostlarımızla tek yürek, tek bilek olarak yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Başkaları ne yaparsa yapsın. Hangi siyasi hesaplar peşinde koşarsa koşsun, biz Hakk’ın rızası için, halkın rızası için halkımıza aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İnançla, sabırla, dirayetle çalışarak milletimize ne söz verdiysek Allah’ın izniyle hepsini Cumhur İttifakı olarak tek tek hayata geçireceğiz. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzla aramıza hiç kimsenin, hiçbir engelin, hiçbir siyaset mühendisliği projesinin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Rabbim, yar ve yardımcımız olsun. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diye dua ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duygularla Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin şehre, ülkeye ve sektöre hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, tören alanına gelişinde Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Keleşer, tesis ve ürünlerle ilgili bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Bor Karbür Üretim Tesisi’nde bulunan Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Keleşer ve beraberindekilere canlı bağlanarak üretimi başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyerek, “Bundan sonra dünyada bir numara olarak yarışa devam” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışını protokol üyeleriyle gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eti Maden Genel Müdürlüğü’nün Balıkesir’deki Sosyal Tesislerinde, kente gelen depremzedelerle beraber yemek yedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan depremzede çocuklarla sohbet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” için yorumlar kapalı 95994

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale’de Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında, tarihin şanlı sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle bin yıllık vatanın istiklali uğrunda canlarını feda eden tüm şehitleri rahmetle yâd ettiğini söyledi.

Ülkenin son dönemde yaşadığı deprem ve sel afetlerinde hayatını kaybeden, her birinin şehit mertebesinde olduğuna yürekten inandığı vatandaşlara da Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölenleri ebedî âleme yolcu ettiklerini dile getirerek, şimdi bir yandan enkazları kaldırdıklarını, bir yandan geçici barınma merkezlerinin hazırlıklarını sürdürdüklerini, bir yandan da kalıcı konutların inşasına başladıklarını kaydetti.

“İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY İSTİKRAR VE GÜVEN İKLİMİNE SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKMAKTIR”

Bir yıl içinde şehirleri yeniden ayağa kaldırmış, depremzede vatandaşları yuvalarına kavuşturmuş olacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tüm bunlarla beraber ülkemizi her türlü afete, tehdide karşı daha güçlü şekilde hazırlayacak çalışmaları da yürütüyoruz. Türkiye’yi, milletimizin her bir ferdini güvenli, huzurlu, müreffeh bir geleceğe kavuşturma yolundaki mücadelesinden alıkoyacak engelleri ve bahaneleri birer birer ortadan kaldırıyoruz. Dünyanın yaşadığı krizlerin önümüze çıkardığı fırsatları değerlendirebilmemiz için ihtiyacımız olan tek şey istikrar ve güven iklimine sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bunu başarırsak Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 108 yıl önce “Çanakkale geçilmez” diyerek dünyanın en büyük ordularına göğüslerini siper eden kahramanların aziz hatıralarının yüreklerde tüm canlılığıyla yaşadığını söyledi.

“VERDİĞİMİZ TÜM MÜCADELELERDE ÇANAKKALE KAHRAMANLARINI ÖRNEK ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Türk tarihini değil, dünya tarihini de değiştiren bu zaferin, milletin en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin ispatı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devrin en büyük deniz ve kara gücünü oluşturan ordularına karşı Nusret Mayın Gemisiyle denizde, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Çanakkale’de saf tutmuş Mehmetçikle karada destan yazdık. Bu mücadelenin dünyada pek az eşi benzeri vardır. Rahmetli Mehmet Akif kalemiyle değil âdeta kalbiyle yazdığı o eşsiz şiirinde bu savaşı; ‘Şu boğaz harbi nedir? Var mı dünyada eşi?/En kesif orduların yükleniyor dördü beşi’ diye anlatıyor. Hiç şüphesiz bu aynı zamanda en büyük insan kaybını yaşadığımız savaşımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Mehmet Akif Ersoy’un “Yaralanmış, tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” dizelerinde tarif ettiği bu kayıpların hüznünün hâlâ yüreklerde olduğunu ifade ederek, şunları dile getirdi: “Çanakkale Zaferi milletimize önce millî mücadelemizi verme ve başarıya ulaştırma, ardından bu topraklardaki son devletimiz, Cumhuriyetimizi kurma şevkini aşılamıştır. Ülke ve millet olarak bize son dönemde karşılaştığımız sınamaların üstesinden gelme cesaretini ve azmini veren saiklerin başında da Çanakkale Zaferi geliyor. Terörden sokak olaylarına, vesayet girişiminden darbe teşebbüslerine milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik saldırılar karşısında verdiğimiz tüm mücadelelerde Çanakkale kahramanlarını örnek aldık. Bugün de ekonomiden doğal afetlere, tüm bunlara yaşadığımız her sıkıntıda Çanakkale ruhunu hatırlıyor, oradan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunu üzerine inşa ettikleri temelin en sağlam taşlarından birinin de Çanakkale’de yedi düvele karşı kazandıkları zafer olduğunu söyledi.

“ECDADA SAYGIMIZIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYORUZ”

Şu anda bir açık hava müzesinde, Seddülbahir’de olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve küratör ile ekibine teşekkür ettiğini, dünyada bu tür açık hava müzelerinin nadirattan olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 yaşından 100 yaşına kâh ordu olduk kâh tek başına canlar verdik. Her taşına dünya şahit. Yılmadık, yılmayacağız” diyerek, bugün 108 yıl sonra bir kez daha şehitlerin aziz hatıralarını yâd etmek, istiklale ve istikbale olan bağlılıklarını haykırmak için Çanakkale’de olduklarının altını çizdi.

Tarihe saygı duymanın ve hatıraları yaşatmanın, bunların sembolleri olan eserlere sahip çıkmayı gerektirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Çanakkale Zaferi’ni kazandığımız yerlerdeki şehitliklerimizi ayağa kaldırarak, emanetleri koruyarak, kültürel mirası ihya ederek, ecdada saygımızın gereğini yerine getiriyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki çalışmaları daha derli toplu yürütmek için 2014’te Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığını kurduklarını anımsatarak, Çanakkale’de gerçekleştirdikleri çalışmalardan şöyle bahsetti: “Faaliyete geçen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, çok sayıda restorasyon projesi, çevre düzenlemesi, kurulan müzeler ve verilen pek çok hizmet sayesinde bölgeyi ecdadın hatırasına yakışır bir görünüme kavuşturduk. Seddülbahir Kalesi restorasyonu da bu çalışmalardan biridir. Valide Turhan Sultan tarafından 3,5 asır önce Boğaz’ın girişinde inşa ettirilen Seddülbahir Kalesi ve karşısındaki Kumkale, Çanakkale Savaşı’nda da önemli rol oynamıştır. Düşmanın ilk saldırdığı ve en son ayrıldığı yer olan bu kalenin açık hava müzesi olarak ziyarete açılmasını fevkalade isabetli görüyorum.”

“ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ BÖLGE İÇİN BİR DESTANDIR”

Geçmişini bilmeyenin geleceği kuramayacağı gerçeğinden hareketle çocukların ve gençlerin Çanakkale Zaferi’ni kazandıkları yerleri mutlaka görmeleri, buradaki manevi havayı teneffüs etmeleri gerektiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalenin restorasyonunda emeği geçenleri kutlayarak teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de sadece tarihin emaneti olan eserlere sahip çıkmakla kalmadıklarını, bunun yanında bugün açılışının birinci yılına erişilen 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu başta olmak üzere pek çok eserle şehri ve bölgeyi geleceğe hazırladıklarını anlattı.

Çanakkale Köprüsü’nün öneminden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece şu Çanakkale Köprüsü bölge için bir destandır. Eğer geçmişi hatırlarsak şu Boğaz’ın her iki tarafına zaman olurdu geçemezdik, zaman olurdu 24 saati bulurdu. O sıkıntıları yaşadık, bunları iyi biliriz. Yine burada, Çanakkale şehitlerini anmaya geldiğimiz zaman arabalılarla vesaire geçebilene aşk olsun. Geçerdik, geçemezdik… Öyle günler yaşadık. Ama şimdi artık köprümüzle bunların hepsi ortadan kalktı. Tasarımı ve mühendisliğiyle abide bir eser olarak ülkemize kazandırdığımız 1915 Çanakkale Köprümüzle Marmara Bölgemizi çepeçevre saran otoyol ağını birleştirdik. Daha önce saatler süren yolculuğu 6 dakikaya indirdiğimiz bu köprümüzü 1 yılda 2 milyona yakın araç kullandı. Böylece, ülkemizin en yoğun insan ve yük hareketliliğine sahip bölgesine asırlar boyunca hizmet edecek bir soluk borusu kazandırdık. Marmara Denizi’nin iki yakasını, İstanbul Boğazı’ndaki üç köprü ve bir tünel yanında Çanakkale Boğazı’ndaki bir köprüyle birleştirerek, bölgede oluşturduğumuz potansiyelin somut sonuçlarını şimdiden alıyoruz.”

“TÜRKİYE’Yİ GELİŞTİRECEK, HEDEFLERİNE YAKLAŞTIRACAK OLAN BU YATIRIMLARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dar bir alana sıkışan ekonomik, ticari ve turistik hareketliliğin geniş bir sahaya yayılmaya, ülkenin tamamına katma değer kazandırmaya, millete iş ve istihdam olarak yansımaya başladığını belirterek, Gelibolu-Eceabat Bölünmüş Yol Projesi’nin bölgenin ulaşım altyapısı standartlarını daha da yükselteceğini kaydetti.

Çanakkale’nin Avrupa yakasında tarihî yarımadaya ulaşımı kolaylaştıracak 47,5 kilometrelik bu projenin tamamlanan 32 kilometresini bugün hizmete açtıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yolla beraber biri 2 bin 560 metrelik, biri 644 metrelik, biri bin 355 metrelik, biri 792 metrelik olmak üzere toplamda 5 bin 351 metre uzunluğunda 4 tünelin de açılışını bugün yapıyoruz. Havsa’dan Çanakkale’ye uzanan güzergâhın önemli bir parçası olan bu yol, ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürerek, tarihî alana giden ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayacaktır. Projenin inşasında, bölgenin tarihî, arkeolojik ve tabii dokusunun korunmasına özel hassasiyet gösterilmiştir. Bu yol sayesinde ülkemiz vakitten ve akaryakıttan yılda 161 milyon lira tasarruf edecek. Ayrıca karbon emisyonunda 4 bin 500 tona yakın azaltım sağlayacaktır. Hep söylediğim gibi Türkiye’yi geliştirecek, büyütecek, hedeflerine yaklaştıracak olan işte bu yatırımlardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda ülkeye kazandırdıkları eserlerin her birini Cumhuriyet’in yeni asrı için hazırladıkları Türkiye Yüzyılı vizyonuna giden yapı taşları olarak gördüklerini dile getirerek, “Şimdi bu altyapı üzerinde daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz. Ecdadın emanetine işte böyle sahip çıkılır. Ecdadın aziz hatırası işte böyle yaşatılır. Ecdada işte böyle layık olunur” ifadelerini kullandı.

Gelibolu-Eceabat yolunun ülkeye, bölgeye, şehre, şehitliklere gelecek ziyaretçilere hayırlı olmasını dileyerek, yapımında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale Zaferi’mizin 108. yıl dönümünde tüm şehitlerimize ve gazilerimize, onlarla birlikte depremlerde ve sellerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Rabb’im ülkemizi her türlü düşmandan, her türlü afetten, her türlü kaza ve beladan muhafaza eylesin diyorum” diye konuştu.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI UZATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine son vermeden önce Birleşmiş Milletler ile birlikte geçen temmuz ayında imzalanmasını sağladıkları Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’yla ilgili bir gelişmeyi dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna’nın esir takaslarıyla birlikte savaştan sonraki en önemli uzlaşma konusu olan Tahıl Koridoru Anlaşması’nın süresi bugün itibarıyla bitiyordu. Her iki tarafla da yaptığımız görüşmeler sonunda 19 Mart’ta bitecek olan anlaşma süresinin uzatılmasını sağladık. Bugüne kadar 800’den fazla gemiyle 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarına sevkini sağlayan bu anlaşma, küresel gıda tedarikinin istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir. Anlaşmanın bir kez daha uzatılması konusunda gayretlerini esirgemeyen Rusya ve Ukrayna tarafları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsle geldiği Seddülbahir Kalesi girişinde kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsü durdurarak vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi, çocuklara hediye dağıttı. Dışarıda kalan vatandaşları da tören alanına davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kadını da törene götürmek için otobüse aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Gelibolu-Eceabat Devlet Yolu açılışının yapıldığı alana canlı bağlantı gerçekleştirildi. Burada bulunan Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ile konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine yol güzergâhının videosu gösterildi.

İki gidiş, iki geliş şeklinde olan yol güzergâhının 32,5 kilometre olduğunu, bu güzergahın yolu yarı yarıya kısalttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin yeşil bir proje olduğuna dikkati çekerek, katılımcılara, “Nasıl, beğendiniz mi?” diye sordu. Katılımcılar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alkışlarla karşılık verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla alanda bulunan katılımcılar kurdele kesmek suretiyle yolun açılışını gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra protokol ile Seddülbahir Kalesi’nin açılış kurdelesini kesti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, açılışta dua etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki makas ve kurdelelerin katılımcılarda kalmasını istedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de katıldı.