Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Mitinginde konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Mitinginde konuştu için yorumlar kapalı 1333

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı meydanında düzenlenen Büyük İstanbul Mitinginde konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şehitlerimizin evlatlarının Babalar Günü’nü tebrik ediyorum. Böyle bir günde biz de en baba mitingimizi İstanbul’da yapıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul… Aşkım, sevdam, yarim İstanbul. Yoldaşım, sırdaşım, sığınağım İstanbul. Kardeşim, kaderdaşım, yoldaşım İstanbul. Sade bir semtini sevmenin bile bir ömre bedel olduğu İstanbul. Güleni şöyle dursun, ağlayanı bile bahtiyar İstanbul.” diyerek başladı.

İstanbul’un bugün yine muhteşem olduğunu ve destan yazdığını, güç ve cesaret verdiğini ifade eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Gökkuşağı renklerini senden alır. Gümüş rengini senin yakamozlarından çalar. Şairler, asıl sana vurgundur, aşıklar sana tutkun. Mimarlar sana hayrandır, sultanlar sana meftun. Leyla sensin, Aslı sensin, Şirin sensin, gönülleri yakan kor ateş sensin İstanbul.

Malazgirt’te Alpaslan’ın yüreğinde senin aşkın vardı. Kudüs’ü alırken Selahattin sana sevdalıydı. Ertuğrul’un ufkunu aydınlatan yine sendin. Söğüt’te Osmangazi fidanı senin için toprağa dikti. Osmanlı çınarı senin ilhamınla dallarını tüm cihana yaydı. Çanakkale’de Mehmetler senin için toprağa düştü. İstiklal Harbi’nde Anadolu senin için kıyama kalktı. Maraş’ta Sütçü İmam, Antep’te Şahinbey, Erzurum’da Nene Hatun senin için savaştı. Kastamonu’da Şerife Bacı yüreğine seni sardı. Pakistan’da Muhammed İkbal şiirlerini senin için yazdı. Afrika’da mazlumlar senin için dua etti. Sen, kırık kalplerin devasısın. Sen mazlumların umudusun. Sen istikbalimizin kutup yıldızısın İstanbul. Seni saygıyla, hürmetle, özlemle selamlıyorum İstanbul.”

Bugünün Babalar Günü olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Anneler, babalar hepsi bir arada maşallah. Tüm babaların, bu güzel gününü tebrik ediyorum. Babaları şehit olduğu için böyle bir günü boyunları bükük geçiren tüm evlatlarımıza diyorum ki sizin 81 milyon manevi babanız var. Milletim adına, şehitlerimizin tüm evlatlarının Babalar Günü’nü tebrik ediyorum. Böyle bir günde biz de en baba mitingimizi İstanbul’da yapıyoruz. Muhteşem bir İstanbul var. Maşallah, Rabbim nazardan saklasın inşallah.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçime 6 gün kaldığını anımsatarak, “Buradan, bu muhteşem meydandan İstanbul’un tüm ilçelerindeki, mahallelerindeki kardeşlerime en kalbi sevgilerimi yolluyorum. Bugün bayramın 3. günü. Bayramınızı tekrar tekrar tebrik ediyorum. Ramazan Bayramı’nın ilhamıyla, onun bize verdiği aşkla 6 günü evelallah başarılı bir şekilde sürdüreceğiz. Sonunda da Rabbimden niyazımız odur ki Ya Rab, inşallah bu Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ni AK Parti ile bizlerle güçlendir.” dedi.

Sizlerin aracılığıyla fabrikasında, dükkanında, ticaret hanesinde ülke için, gelecek için, ailesinin iaşesi için çalışan tüm vatandaşları da selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kışın soğuğuna, yazın sıcağına, gecenin zifiri karanlığına aldırmadan vatanın huzuru için fedakarca görev yapan güvenlik güçlerini de selamladı.

21 yaşında bu aziz şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet Han’ın mirasçıları olan genç yürekleri selamlayan Erdoğan, “Coğrafyamızın dört bir yanında özgürlük ve adalet mücadelesi veren Suriyeli, Filistinli, Iraklı, Türkistanlı kardeşlerimizi selamlıyorum. Dünya şehri İstanbul’dan her türlü baskı ve yıldırma politikasına rağmen, 7 Haziran’dan beri sandıklara koşan gurbetçilerimizi selamlıyorum. Ramazan Bayramı’nızı tekrar tebrik ediyorum. Bu mübarek günde, Rabbimden bize 24 Haziran akşamı bir bayram daha yaşatmasını niyaz ediyorum.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Rant odaklarının saldırılarını püskürttük Bay Muharrem… Bak, yolsuzluklardan falan bahsediyorsun, haddini bil. İstanbul’a bunca yatırımları yaptık. Hem yatırımlar, hem borç ödedik. Biz buyuz. Önce bizi tanıyacaksın. Sen bizim yaptığımız yatırımlara kör müsün, görmüyor musun bu yatırımları? Adam tam kör. Adam soygunlardan bahsediyor, haddini bil.” dedi.

Erdoğan, vatandaşlara “Hazır mıyız İstanbul?” diye seslendi.

Erdoğan’ın “24 Haziran’da güçlü hükümet, güçlü Meclis, güçlü Türkiye için kükremeye var mıyız? 24 Haziran’da bir destan daha yazıyor muyuz? İstanbul 24 Haziran’da vakit birlik vakti diyor muyuz? Vakit İstanbul vakti diyor muyuz? Vakit Türkiye vakti diyor muyuz? İrade, erdem ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırıyor muyuz?” sözlerine, katılımcılar “Evet” diye karşılık verdi.

“Ben inanıyorum İstanbul’da bu iş bitmiş. İstanbul kararını Allah’ın izniyle vermiş. 24 Haziran demokrasi bayramımız şimdiden hayırlı olsun.” diyen Erdoğan, katılımcıların “Recep Tayyip Erdoğan” şeklindeki tezahüratları üzerine, “Sizlerle iftihar etmeyeceğim de, kimlerle iftihar edeceğim. Bu yağmura rağmen sizler dediniz ki, o Rabbimin rahmeti. Bu rahmetle beraber siz de Yenikapı Meydanı’nda buluştunuz. Bu milletin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum. Ya Rab bizlere böyle bir görevi lütfettin, bahşettin, hizmeti lütfettin, bahşettin. İnşallah bu bayrağı sonuna kadar dalgalandırmaya, bizleri güçlenerek bu yolda devam etmeyi nasip eyle.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un dünyanın merkezi olduğunu, bu şehre hizmetin sadece Türkiye’ye değil dünyaya hizmet etmek anlamına geldiğini söyledi.

İstanbul aynı zamanda bir başlangıç olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye’ye hizmet yolculuğuna bu kentten başladığını anlattı.

Konuşmasını bir bölümünde İstanbul’u anlatacağını, diğer bölümünde ise Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde neler yaptığını anlatacağını belirten Erdoğan, “Yani ben birileri gibi konuşmayacağım. Yalanın bini bin para. Hala atıyor. Çok da bu işte maharetliler. Çok maharetliler. Yani usta neyse çırağı da o. Milletimize dair hayallerimizin nüvelerini önce İstanbul’da hayata geçirdik.” diye konuştu.

“78 İLDE DOĞALGAZ VAR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da içme suyu olmadığını, gençlerin bunu bilemeyeceğini, 1994’te içme suyu bulunamadığını ifade ederek, çöp dağlarının yükseldiğini, kentte çöplükler, pislikler olduğunu söyledi.

Bunun yanında kirli havanın solunduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

“Peki İstanbul’u kim yönetiyordu? İstanbul’u Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediye başkanı yönetiyordu. Şimdi buradan bir soru daha soruyorum. Ümraniye’de, Ümraniye çöplüğü patladı mı? Kim vardı orada? Gene CHP’li belediye başkanı vardı. 39 kardeşimiz orada öldü. CHP bu, CHP’nin olduğu yerde çöplük var, pislik var, susuzluk var, kirli hava var. CHP’nin olduğu yerde bu tür ölümler var. Türkiye’de 6 ilimizde doğalgaz vardı. Biz gelmeden önce. Biz geldik, şimdi 78 vilayetimizde doğalgaz var. 3 vilayet kaldı. Onları da bitireceğiz, inşallah. Niye? AK Parti temizliktir, AK Partihuzurdur, AK Parti mutluluktur. Biz bunu sağladık, başardık ve başarmaya devam ediyoruz.”

“HALİÇ’İ TEMİZLEDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kokudan Haliç’in yanından geçmenin mümkün olmadığını, içinde neredeyse su kalmadığını, her tarafının pislik olduğunu belirterek, İstanbul’un yönetiminde de o dönemde CHP’nin bulunduğunu anlattı.

Belediye başkanlığını aldıktan sonra dünya ve Türkiye’deki özel firmalarla bu konuları görüşerek Haliç’teki bütün çamurun 9,5 kilometre mesafede bir taş ocağına pompa sistemiyle nakledildiğini dile getiren Erdoğan, Alibeyköy’deki çocuk oyun alanı Vialand’ın bulunduğu yerin bu çamurla doldurulduğunu söyledi.

Erdoğan, temizledikten sonra boğazın da Haliç’e bağladığını dile getirerek, şu anda Haliç’te balık olduğunu, yüzmek isteyenlerin de suya girebildiğini kaydetti.

“Biz buyuz Bay Muharrem, sen bu işlerden anlamazsın. Ben sana CHP’yi, CHP’nin yaptıklarını anlatıyorum ve bir de bizim yaptıklarımızı anlatıyorum.” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“İnsanların yaşamaktan usandığı bir şehri 4,5 yıl içerisinde Türkiye’nin huzur ve güven adasına çevirdik. İstanbul’a itibarını biz yeniden kazandırdık. Kültür, sanat, ulaşım, çevre, sosyal yardım ve diğer alanlarda İstanbul’u tarihinin en kaliteli belediyecilik hizmetleriyle tanıştırdık. Bay Muharrem şöyle Habitat’ı bir sor, soruştur. Habitat’a da sor. Habitat 2 toplantısında sonuç bildirgesine bir şey kaydedildi. Neydi biliyor musunuz? Dünyanın en temiz şehri İstanbul. Bak ben sana belge veriyorum. Nereden aldık nereye getirdik. Bir taraftan rant odaklarının saldırılarını püskürttük Bay Muharrem… Bak, yolsuzluklardan falan bahsediyorsun, haddini bil. 2,5 milyar dolar borçla devraldım ben İstanbul Büyükşehir Belediyesini. Bunun yanında da İstanbul’a bunca yatırımları yaptık. Hem yatırımlar, hem borç ödedik. Biz buyuz. Önce bizi tanıyacaksın. Sen bizim yaptığımız yatırımlara kör müsün, görmüyor musun bu yatırımları? Adam tam kör. Adam soygunlardan bahsediyor, haddini bil. . Biz Marmaray’ı neyle yaptık? Avrasya Tüneli’ni neyle yaptık? Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü neyle yaptık? Osmangazi neyle yaptık? Nissibi Köprüsü’nü neyle yaptık? Bizde icraat var, icraat, laf değil.”

İSTANBUL’A YAPILAN YATIRIMLAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolun yapıldığı Türkiye’de 16 senede 20 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını söyledi.

“Ey Bay Muharrem sen nerede geziyorsun?” diyen Erdoğan, 25 havalimanı varken buna 29 havalimanı daha ilave edildiğini vurgulayarak, “Bundan haberin var mı Bay Muherrem. İnsan utanır, sıkılır. Sen buralardan seyahat etmiyor musun?” şeklinde konuştu.

Bu adımlarla Türkiye’nin şanına yakışanı yakalayacağını ifade eden Erdoğan, İstanbul’dan aldıkları güç, cesaret ve vizyonla ülkeyi yönetmeye talip olduklarını, burada olgunlaştırılan hizmet anlayışının 2002’den itibaren tüm Türkiye’ye yaydıklarını kaydetti.

Erdoğan, “Bay Muharrem 23,5 milyar dolar IMF’ye borcumuz vardı, biz geldiğimizde.” diyerek, bu borcu sıfırladıklarını kaydetti.

Merkez Bankası’nın döviz rezervi 27,5 milyar dolarken, Başbakanlığı döneminde bir ara 138 milyar dolara kadar çıkardıklarını, şu anda 110 milyar dolar civarında olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

“Bu nasıl oldu? Soygunun yapıldığı bir ülkede böyle bir Merkez Bankası olabilir mi? Bu güç nereden geldi? Hatta IMF bizden borç istedi. Arkadaşlara dedim ‘verin.’ Ne istedi? 5 milyar avro. ‘Verin’ dedim. Biz verin deyince IMF vazgeçti. Baktı ki bu çılgın Türkler şaşırdı, verecekler bu parayı. Esnafın siftah yapamadığı için kepenk kapattığı bir ülkeyi, bölgesinin ticaret merkezine biz dönüştürdük. Maaş ödemelerinin dahi güçlükle yapabilen bir ülkeden memurunu enflasyona ezdirmeyen bir ülkeye biz getirdik. İşçisini unutmuş, emeklisine sırtını dönmüş, çiftçisini kaderine terk etmiş bir ülkeyi emeklisine, bayram ikramiyeleri veren bir ülkeye biz getirdik. Nasıl 4,5 yılda İstanbul’u yeniden yaşanabilir bir şehir haline getirdiysek, ülkemizi de 16 senede yepyeni bir çehreye kavuşturduk. 16 yılda İstanbul’a toplam ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Onu da söyleyeyim. Bay Muharrem ustana da söyle. Yaptığımız yatırım 236 katrilyon liralık yatırım yaptık sadece İstanbul’a. Bunlar nasıl yalan söylüyor. ‘Şöyle soydular, böyle soydular.’ Neyi soyduk? Bu ne hayasızlıktır. İstanbul’a toplam 34 bin yeni derslik kazandırdık. Eğitim ve kültürde şehrimizin vizyonunu genişlettik. İstanbul’da 21 olan üniversite sayısını 4’ü vakıf meslek yüksek okulu olmak üzere 57’ye ulaştırdık. Öğretmen ya, belki anlar.”

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bunlara sor, ‘Ne yapacaksın?’ diye. ‘Şunu yapacağım.’ dedikleri yok. Sadece Tayyip Erdoğan’a hakaret ediyor, başka bir şey yok.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 206 bin olan İstanbul’daki üniversite öğrencisi sayısının bugün 890 bini geçtiğini söyledi.

İstanbul’a 14 bin 500 kişilik yeni yükseköğrenim yurt binaları açtıklarını, gelecek 3 yıl içinde 14 bin 250 kişilik yeni yurt binalarının daha açılacağını belirten Erdoğan, “AKM, Atatürk Kültür Merkezi. Ne dedim? ‘Biz burayı yıkacağız’ dedim. Yıktık mı? Yıktık ama şimdi Türkiye’nin bir numaralı opera binasını oraya yapıyoruz.” diye konuştu.

Taksim’e yeni yapılan opera binasının animasyon görüntülerini dev ekranlardan izleten Erdoğan, mitinge katılanlara, nasıl bulduklarını sordu. Mitinge katılanlar da coşkulu bir alkışla Erdoğan’a karşılık verdi.

Aynı şekilde Taksim’de Maksem denilen İSKİ’ye ait bir yer bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bir tarafta biliyorsunuz İstiklal Caddesi’nin bitişinde sağ tarafta bir kilise var. Orada Ağa Cami’nin dışında hiçbir cami yok. Dolayısıyla Taksim, özellikle cuma günleri ciddi sıkıntılar yaşadı. Dedik ki buraya bir de büyükçe bir cami yapalım. Şu anda İstiklal Caddesi’nin çıkışında, yolun sol tarafına da yaklaşık 5 bin kişilik bir cami yapılıyor. Kaba inşaatı onun da şu anda bitmek üzere. Altında da yine aynı şekilde kitap, hat, ebru, bu tür şeyler de olacak. Ramazanın son günlerde gittim, her ikisini de gezdim, gördüm, baktım. Biz, dertliyiz dertli. Bunların hepsi olacak.” diye konuştu.

“BİZ YENİDEN İSTANBUL’U KÜLTÜR-SANAT NOKTASINDA BİR MERKEZ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”

Rami Kışlası’na yapılacak kütüphane konusunda da bilgi veren Erdoğan, şöyle devam etti:

“İstanbul’a bunlar yakışır. Olacak ve 250 yıllık tarihi olan bir adım daha atıyoruz. Ne biliyor musunuz? Meşhur Rami Kışlası’nı biliyorsunuz değil mi? Şimdi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne 5 milyon cilt kitaplı kütüphane yapıyoruz. Rami Kışlası’nı da aynı şekilde şimdi 7 milyon cilt kitaplık bir kütüphaneye çeviriyoruz. İnşaatı devam ediyor. Orayı da hallediyoruz. Niye? Ankara’da 5 milyon olursa İstanbul daha fazla olması lazım. Bunun için de bütün kitabevlerieri ile alakalı mücellithanesi, vesairesi bunların hepsi olacak. Şu anda devam ediyor. Biz yeniden İstanbul’u kültür-sanat noktasında bir merkez haline dönüştürüyoruz. Bu adımları biz atıyoruz. Bunlara sor, ‘Ne yapacaksın?’ diye. ‘Şunu yapacağım’ dedikleri yok. Sadece Tayyip Erdoğan’a hakaret ediyor, başka bir şey yok. Kuleli Askeri Lisesi’nin restorasyonunu yaparak onu da müze haline dönüştürüyoruz. Ülkemizin birçok şehrinde tematik müzeler yapıyoruz, inşallah. İstanbul’da müzik müzesi ve sikke müzesi kuracağız.”

“CHP ZİHNİYETİ MENDERES GİBİ İNSANLARI İPE GÖTÜRDÜ”

Yassıada için “O yaslı adayı, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na çeviriyoruz.” diyen Erdoğan, buraya ait son görüntüleri de dev ekranlardan katılımcılara izletti. Vatandaşlara projeyi beğenip beğenmediklerini soran Erdoğan, şöyle devam etti:

“Onlar, o CHP zihniyeti Menderes gibi insanları ipe götürdü. Ey Muharrem; Menderes ve arkadaşları ipe götürülürken siz ne yaptınız? Arkadan siz de desteklediniz. Çünkü ‘Sizi buraya getiren zihniyet öyle emretti’ dediler ve ipe götürdüler. Siz, tarihe kendinize affettiremeyeceksiniz. İşte şu anda bu adayı biz bu hale getirdik, getiriyoruz, Allah’ın izniyle, burada biz uluslararası toplantılar yapacağız ve bu uluslararası toplantılarımızda adaya kapanacağız, 2 gün, 3 gün, 4 gün ve buradan netice alarak çıkacağız. Bu uluslararası camiada var ama bizde yoktu. Şimdi biz bunun ilk adımını burada atıyoruz ve adı da Demokrasi ve Özgürlükler Adası. Biz buyuz. Bay Muharrem, bak ben laf salatası yapmıyorum, icraattan bahsediyorum. Sen de bir şeyden bahset. ‘Şunu yapıyorum.’ de.”

ELAZIĞ’A MİLLET BAHÇESİ

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Elazığ mitingindeki millet bahçelerine ilişkin sözlerine değinen Erdoğan, şunları söyledi:

“Geçenlerde orada biliyorsunuz maalesef şehitlerimiz oldu. Emniyet Müdürlüğünün önünde ve dün, TOKİ’ye talimat verdim. TOKİ orayı konut planına almıştı dedi ki orada konut filan yapmayacağız, orayı millet bahçesi yapacağız. Yaklaşık 26 dönümlük bir yer, o 26 dönümlük yeri Elazığ’da şu anda zaten Emniyet Müdürlüğü binası yıkılmış vaziyette, hemen süratle TOKİ yeni projesini hazırlıyor, çarşambaya kadar inşallah ilk taslağı bize de getirecek ve orayı da Elazığ’a bir millet bahçesi olarak kazandırıyoruz, ortasına da güzel bir yere bir şehitler anıtı da koyacağız. Biz buyuz. Biz icraat üstüne icraat yapıyoruz. Elazığ’ımıza bu millet bahçemiz de hayırlı olsun.”

“HALİÇ TERSANESİ’Nİ BİLİM VE TEKNOLOJİ MERKEZİ YAPIYORUZ”

Haliç’te bir bilim ve teknoloji merkezi kuracaklarını belirten Erdoğan, “Haliç Tersanesi’ni bilim ve teknoloji merkezi yapıyoruz. Hazırlıklar tamam. Süratle inşallah yıkımı yapılacak ve Haliç Tersanesi devasa bir bilim ve teknoloji merkezine dönüşecek ve bu Avrupa’nın en büyük bilim ve teknoloji merkezi oluyor.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, sağlıkta İstanbul’a adeta çağ atlattıklarını, 53’ü hastane olmak üzere toplam 129 sağlık tesisi inşa ettiklerini, yatırım bedeli yaklaşık 5 katrilyon olan 14 sağlık tesisinin inşasının devam ettiğini, İstanbul’un iki yakasına toplamda 7 bin yataklı 2 dev şehir hastanesi yapıldığını, 2 bin 682 yataklı Başakşehir Şehir Hastanesi’nin yapımının devam ettiğini ve buranın da inşasının 2 yıla kadar tamamlanacağını bildirdi. Erdoğan, 4 bin 200 yataklı Sancaktepe Şehir Hastanesi’nin ise şu anda YPK onayında olduğunu ifade etti.

İstanbul’da 30 yeşil alan ve 5 büyük millet bahçesini hayata geçireceklerini kaydeden Erdoğan, “Daha önce söyledim, Atatürk Havalimanı’nın tamamını yeni havalimanın hizmete girmesiyle İstanbul için bir millet bahçesine dönüştürüyoruz. Böylece dünya şehri İstanbul’da Amerika’daki Central Park, Londra’daki Hyde Park benzeri ve onlardan kat be kat fazla daha büyük bir millet bahçesi.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, daha sonra Atatürk Havalimanı’nın bulunduğu alana yapılacak millet bahçesi projesinin animasyon görüntülerini katılımcılarla paylaştı.

Mitinge katılanlara, “Oylarınıza sunuyorum, nasıl?” diye seslenen Erdoğan, “Evet” cevabını alınca, “Kabul edilmiştir.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. havalimanı projesine ilişkin, “Bay Muharrem, senin havsalan böyle bir havalimanını alır mı? Zaten kafadan karşı çıktılar. ‘Ne işimiz var havalimanıyla?’, ‘Ne işimiz var bizim Kanal İstanbul ile?’ diyor. Hale bak hale. Anlamaz. Bugün Panama’yı Panama yapan Panama Kanalı’dır. Süveyş Kanalı, Mısır’ın en büyük maddi kaynağı. Ama bunların havsalası almaz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim’de 3. havalimanını açacaklarını, havalimanının açılışıyla Atatürk Havalimanı’nda Millet Bahçesi’nin yıkım çalışmalarının başlayacağını söyledi.

İstanbul’un bu güzelliklere bir an önce sahip olmasını istediklerini belirten Erdoğan, “Havalimanımız dünyanın ilk üçü içinde olacak. Bay Muharrem, senin havsalan böyle bir havalimanını alır mı? Zaten kafadan karşı çıktılar. ‘Ne işimiz var havalimanıyla?’, ‘Ne işimiz var bizim Kanal İstanbul ile?’ diyor. Hale bak hale. Anlamaz. Bugün Panama’yı Panama yapan Panama Kanalı’dır. Süveyş Kanalı, Mısır’ın en büyük maddi kaynağı. Ama bunların havsalası almaz. Çıkıyor hala bakıyorsun ileri geri bol bol yalandan konuşuyor. Gerçekleri söyle. Hayatınızda zaten bir şey yok. Gereğini zaten bir hafta sonra yapacağız.” diye konuştu.

Başakşehir, Maslak, Pendik, Bakırköy’deki dört büyük şehir parklarının tamamlanarak İstanbulluların hizmetine sunulacağını anlatan Erdoğan, Haliç Kompleksi Projesi ile İstanbul’un çehresinin değişeceğini belirtti.

İmar planı tamamlanan ve yaklaşık 1,5 katrilyon maliyeti olan projeyle yat limanı, yaşam merkezi, sosyal ve kültürel alanlar yapacaklarını aktaran Erdoğan, Salı Pazarı Kruvaziyer Limanı Sahası’na yönelik özelleştirme işlerinin 2014 yılında bittiğini, projenin önümüzdeki yıl tamamlanacağını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 452 milyon lira maliyeti olan Çamlıca Televizyon Radyo Kulesi’ni de hayata geçireceklerini anlatan Erdoğan, TOKİ vasıtasıyla İstanbul’da son 15 yılda 156 bin konut projesini hayata geçirdiklerini söyledi.

“BUNLAR NEREDE GEZİYOR, BİZ NEREDE GEZİYORUZ”

Ulaştırmada önce Marmaray, sonra Avrasya Tüneli ile iki kıtayı birbiriyle iki kez buluşturduklarını, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü hizmete sunduklarını, 446 kilometre uzunluğunda bölünmüş yol yaptıklarını belirten Erdoğan, İstanbul-İzmir arası mesafeyi 3,5 saate düşürecek İstanbul-İzmir otoyolunun süratle devam ettiğini anlattı.

Dünyanın 4. en büyük orta açıklık asma köprüsü olan Osmangazi Köprüsü’nü sadece İstanbul’a değil, ülkeye kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, Kuzey Marmara Otoyolu’nun ve Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Balıkesir otoyolunun İstanbul’u ilgilendiren kesimlerinin inşaatının devam ettiğini kaydetti.

Erdoğan, yaklaşık 2,5 milyar lira maliyeti olan Hasdal Kavşağı, Kemerburgaz, Yassıören ayrımı devlet yolunu önümüzdeki yıl tamamlayacaklarını, İstanbul’un Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Kocaeli, Sakarya ile olan bağlantılarını yüksek hızlı trenle sağladıklarını söyledi.

Toplam maliyeti 8,5 milyar lira olan Gebze-Sabiha Gökçen-Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile İstanbul Yeni Havalimanı-Halkalı arasındaki yüksek hızlı tren projesinin çalışmalarının sürdüğünü anlatan Erdoğan, yeni havalimanının ilk açılışta 90 milyon, 2023’te 150 milyon yolcu kapasitesi olacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefette yönelik “Bunlar nerede geziyor, biz nerede geziyoruz? Öyle zannediyorum ki bunlar uçaklarla inmeyecekler, kağnılarla gelecekler. Onun için diyorlar ‘Ne gerek var bu kadar havalimanına?’ Büyük devlet olmak, büyük ülke olmak bunu gerektirir. Takmış kafayı bizim külliyeye. Zaten ustası da öyleydi ya. ‘Gelmeyeceğim.’ dedi sonra kuzu kuzu geldi.” diye konuştu.

“MİLLETİM BU EVLADINI, MUHTAR OLMANIN DA ÖTESİNE ÇIKARDI”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bir ziyareti sırasında külliyeyi süzdüğünü, ayrılırken “Büyük devlet olmanın alameti farikası budur.” dediğini anlatan Erdoğan, şunları dile getirdi:

“Vaka bu. Bay Kemal, Bay Muharrem ben bu sene, çok amaçlı salonumuzda 2 iftar verdim. Bunun bir tanesini muhtarlarımızla yaptık. İkinci iftarı yapamadım. Dedim ki sahur yapalım. Sahuru da muhtarlarımızla yaptık. Muhtarlarımıza dedik ki ‘Mahallenizden bir kardeşimizi de alın öyle gelin.’ Onlarla açılışını yaptık buranın. Biz dertliyiz. Bak şimdi aynı anda orada biz 2 bin 500 kişiye yemek verebiliyoruz. Şimdi bu onları rahatsız ediyor. Bu, bu ülkenin, bu devletin, bu milletin neleri olduğunu gösteriyor. Gelen kim? Muhtar. Muhtar kim? Sizin o kabullenemeyeceğiniz insanlar. Siz bana öyle de dediniz ya. Başlıkları öyle attılar. ‘Muhtar bile olamaz.’ dediler. Benim milletim bu evladını, muhtar olmanın da ötesine çıkardı, Cumhurbaşkanı yaptı. Yapacağımız daha çok iş var.”

HALKALI-KAPIKULE HIZLI TREN HATTININ İHALESİ YIL SONUNDA

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, hızlı trenin Avrupa ile buluşacağını, yatırım bedelinin 3,2 milyar lira olduğunu belirterek, Halkalı-Kapıkule hızlı tren hattının ihalesine 2018 yılı sonunda çıkılacağını, 2022 yılında hizmete almayı planladıklarını söyledi.

Üç katlı büyük İstanbul Tüneli Projesi’nin dünyada bir örneği olmadığını, Boğaz’a bu projeyi yaptıklarını belirten Erdoğan, bu projeyle Avrupa-Asya gidiş gelişlerinin çok daha farklı ve rahat olacağını kaydetti.

Kanal İstanbul Projesi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini ifade eden Erdoğan, uzunluğu yaklaşık 45 kilometre olan Kanal İstanbul’da iki butik şehir kuracaklarını, bu iki şehrin aynı zamanda rezerv alanları olacağını belirtti.

Kanal İstanbul’u kurarken, Boğaz’ın stratejik sıkıntısını ortadan kaldırmak istediklerini vurgulayan Erdoğan, “Geçenlerde yalıya bindirdi. Bu bir tanker de olabilirdi. Tanker olsaydı, bir felaket yaşayacaktık. Ama şimdi Kanal İstanbul ile bu sıkıntıları da büyük ölçüde aşmış olacağız.” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Adalar’daki faytonlarda kullanılan atlarla ilgili vicdanları yaralayan görüntülere şahit oluyoruz. Bu konuda gerekli adımları attık. Adalardaki atları faytonların boyundurluklarından kurtarıp, özgürlüklerine kavuşturmak için bir çalışma yapıyoruz.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi eleştirerek, “Yerli, milli otomobil’ diyoruz. 20 yıl geriden geliyor. Yerli, milli otomobili hangi tür yapacağımızdan da haberi yok ya. Bir sor, bu bir defa akülü olacak, burada mazotlu veyahut da benzinli değil.” ifadelerini kullandı.

Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın ziyaretine de değinen Erdoğan, kendisiyle bunların hepsini konuştuğunu ifade etti.

Erdoğan, bir şeyler yapmanın gayreti içerisinde olduklarını vurgulayarak, “Hayırlı olsun, diyeceğin yerde ’20 yıl geriden geliyorlar’ niye bunu konuşuyorsun? Hayatınız boyunca dikili bir taşınız, dikili bir ağacınız yok ya. Ya bir de madde in Turkey diye bize ait bir araç olsa, güzel olmaz mı? Niye rahatsız oluyorsun? Ve inşallah isteseler de istemeseler de ben 5 tane babayiğit aradım ve bu 5 tane babayiğidi buldum. Bir araya getirdik, imzaları attık ve en sonunda sağ olsun CEO’yu onlar buldu ve CEO çalışmalarına orada başlıyor.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022 hedeflerinin olduğuna vurgu yaparak, son 16 yılda 17 kilometre tünel, 160 kilometreyi aşan metro hattı inşa ettiklerini söyledi.

Yaptıkları hizmetleri konuştuğunu, hayal üretmediğini anlatan Erdoğan, 2022’ye girerken tünellerde 68 kilometreye metroda 355 kilometreye ulaşmayı hedeflediğini ifade etti.

Erdoğan, sonrası için de 120 kilometre yeni tünel, 650 tünel de yeni metro hatları projelerinin olduğuna dikkati çekerek, böylece 190 kilometreyi bulan tünel ve bin kilometrelik metro hattı uzunluğuyla İstanbul’u dünyanın en yaygın ulaşım ağıyla donatacaklarını kaydetti.

“ADALARDAKİ ATLARLA İLGİLİ VİCDANLARI YARALAYAN GÖRÜNTÜLERE ŞAHİT OLUYORUZ”

Adalar’daki faytonlarda kullanılan atlarla ilgili bir çalışma yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu konuda gerekli adımları attık. Adalar’daki atları, faytonların boyunduruklarından kurtarıp, özgürlüklerine kavuşturmak için bir çalışma yapıyoruz. Biz, hayvanlar için vakıf kurmuş, selatin camilerinin üzerine kuş evleri yapmış, peygamberi, kedisi ölmüş bir çocuğa başsağlığına gitmiş bir medeniyetin mensuplarıyız. Zaman zaman gerek eziyet gören köpeklerle ilgili, gerek Adalar’daki faytonlarda kullanılan atlarla ilgili vicdanları yaralayan görüntülere şahit olduk. Sevgili Peygamberimiz, bir gün yanında sahabelerle giderken yol kenarında bir köpek leşi var, yanındaki sahabeler burunlarını tutuyor. Fakat Peygamber Efendimiz, dişlerine bakıyor. ‘Ah dişleri ne kadar da güzelmiş’ diyor. Biz böyle bir Peygamberin ümmetiyiz. Şimdi yeni düzenlemelerle özellikle bu hayvanseverler. İster ev, ister sokak… Bunlar üzerindeki çalışmaları, 5119 sayılı yasayı çok daha farklı şekilde ele alıp, değerlendireceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, patileri kesilen yavru köpeğin ölümüne ilişkin gözaltına alınan operatörün tutuklandığını ifade ederek, “Olayın kabul edilebilir hiçbir yanı yok ama bu hassasiyeti göstermek çok çok önemli.” dedi.

İstanbul’da 1994 yılı öncesinde yaşananların ortada olduğunu anlatan Erdoğan, o dönemde nasıl benzin istasyonları varsa su istasyonlarının olduğunu kaydetti.

Erdoğan, yeni bir sürece doğru ilerlediklerini, atmaları gereken çok çok önemli adımların olduğunu dile getirerek, “Fakat burada artık sizlerden bir destek arıyorum çünkü büyük Türkiye, güçlü Meclis, güçlü cumhurbaşkanı ister. Unutmayın, vakit Türkiye vakti. Vakit, İstanbul vakti. Bunu ortaya hep beraber koymalıyız.” ifadelerini kullandı.

Miting alanındaki kadınlarla gençlere “Şu 6 gün içinde kapı kapı dolaşmaya var mıyız?” diye soran Erdoğan, alandakilerin “Evet” yanıtı vermesi üzerine “Durmak yok, yola devam.” dedi.

Erdoğan, sandıklara, oylara sahip çıkacaklarını belirterek, demokrasinin bir namus olduğunu unutmayacaklarını söyledi.

Tüm akraba ve yakınlara telefonlarla ulaşarak bu işin hassasiyetinin anlatılmasını isteyen Erdoğan, “Sandıkları patlatmaya var mıyız? Yoğun bir çalışmayla patlatacak mıyız? Ben size inanıyorum ve sandıklardan bu neticeyi evelallah çok daha farklı bir neticeyle alacağımıza inanıyorum.” diye konuştu.

“BATI 24 HAZİRAN’A BAKIYOR”

Cumhurbaşkın Recep Tayyip Erdoğan, Batı’nın 24 Haziran’a baktığını ifade ederek, “Neyi bekliyor Batı, ‘Acaba Erdoğan nasıl çökecek’. Batı’ya da gerekli dersi vermeye hazır mıyız? Onun için bugüne kadar hep verdiniz, ben size inanıyorum, Allah’ın izniyle yine vereceksiniz.” dedi.

CHP zihniyetini en iyi bilen şehrin İstanbul olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu belediyecilik alanında da hak ve özgürlükler alanında da böyledir. İstanbul CHP faşizmini iliklerine kadar yaşamış bir şehirdir. Bakınız dün 16 Hazirandı. 16 Haziran 1950. Bu ülkede ezanı Muhammedinin 18 yıllık hasretin ardından tekrar semalarıızda yankılandığı gündür. O gün yaşananlara dair inanın çok hüzünlü anılar ve hikayeler var. Bugün burada bir tanesini aktaracağım, özellile gençler bunu bilmez.

Sultanahmet Camisi’ndeki müezzinler,’ Allah-u ekber, Allah-u ekber’ diye haykırınca Beyazıt Süleymaniye, Fatih derken İstanbul bir anda ezan sesiyle dalgalandı. Aynı makamda biri bırakıyor, öbürü başlıyor, herkes heyecandan tir tir titriyor hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Ezanlar bitince millet avluda oturup kaldı, adeta şaşkınlık içindeydiler, bir başka vatandaşımız ise o gün Bursa’da yaşananları şöyle dile getiriyor, Bursa’da bir camide o gün ikindi ezanının tam 7 defa okunduğunu öğrendim, halk bir türlü doyamamıştı ezanı Muhammediye’ye. Çünkü ezan Türkçe’ye dönüştürülmüştü. Umumi arzı üzerine müezzinler defalarca okumuş, okutmuşlardı. Evet 18 yıl aralıksız süren CHP zulmünün ardından ezanı Muhammediye ile yeniden kavuşmak milletimizi işte böyle mesut etmişti.”

“MAŞALLAH ŞİMDİ CAMİDEN ÇIKMIYOR”

Erdoğan, Türkiye’nin böylesine acı, böylesine sıkıntılı, böylesine zulüm ve yokluk dolu dönemlerden geçerek bugünkü konumuna geldiğini vurgulayarak, “Şimdi Muharrem İnce kalkmış din eğitimi, din hürriyeti üzerine ahkam kesiyor. Daha dün kamuda çalışan personelin kılık kıyafeti ile ilgili AK Parti ile MHP’nin 411 oyla Meclis’ten geçirdiği düzenlemeyi genel başkanı ile beraber Anayasa Mahkemesi’ne götürüp iptal ettiren sen değil misin Bay Muharrem? Ya siz ne zamandan beri tereciye tere satmaya başladınız. Dürüst olun dürüst, daha düne kadar kadar imam hatiplere de diğer okullarda verilen din derslerine de karşı çıkan siz değil misiniz? Arşivlerde bu seçimlere kadar senin camide namaz kılarken çekilmiş tek bir resmin var mı ya? Maşallah şimdi camiden çıkmıyor ama biz buna üzülmeyiz, tam aksine seviniriz.”

İnce’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Maşallah bıraksalar ilahiyatlarda hocalık yapacak. Baya iyi gidiyorlar. Bunlar ucuz oyunlar Muharrem, dürüst ol, Kürt kardeşlerimin dillerini öğrenme hakkında bahsediyor, AK Parti’nin tüm bu hakları verdiğinden haberi yok. Ya bu hakkı biz verdik. Geldik anadilde öğrenmenin önünü biz açtık. Bütün bilboardlara seçim kampanyalarında kendi ana dillerinde kampanya yapabilmelerinin önünü biz açtık. Başbakanlığım döneminde annelerin evlatları ile cezaevlerinde Kürtçe konuşabilmelerinin önünü biz açtık, kime anlatıyorsun ya dürüst ol istismar peşinde bunlar.” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜK CEZALAR ÖDEDİĞİNDEN HİÇ BAHSETMİYOR”

Erdoğan, İnce’nin sürekli hukuktan, adaletten kuraldan kaideden söz ettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

“Burası çok önemli, Yalova’da kendisinin dershane müdürlüğü yaparken, hukuksuz bir şekilde öğretmen çalıştırdığından ve bu yüzden çok büyük cezalar ödediğinden hiç bahsetmiyor. ‘Milletin sofrasında ne var ne yok’ diye soruyor. AK Parti’nin 16 yılda Türkiye’yi 3,5 kat büyüttüğünden, zenginleştirdiğinden haberi yok.”

İnce’nin 2002 yılında 1 milyon olan buzdolabı satışının geçen yıl 3 milyonu geçtiğinden, 824 bin olan çamaşır makinesi satışının 2,5 milyonu geçtiğinden, 282 bin olan bulaşık makinesi satışının 1 milyon 800 bini geçtiğinden, 91 bin olan otomobil satışının da 750 bini geçtiğinden bahsetmediğine dikkati çeken Erdoğan, “Hep cehalet, hep yalan.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi eleştirerek, “Bunların kek olduğunu biliyorduk ama 3,5 kuruşluk keke tamah edeceklerine ihtimal vermiyorduk. Arnavut ciğerinden, Tatar böreğinden bahsediyor, ben bunlardan hiçbir yerde bahsetmedim. Yalan söyleme. Maalesef, meğerse bunların vizyonu kek kadar kek…” dedi.

“Büyük İstanbul Mitingi”nde Erdoğan, kendilerinin içinde kitaplarıyla, internetiyle, orada ders çalışacak, araştırma yapacak gençlere katkı olsun diye yapacakları ikramlarla Millet Kıraathaneleri’nden bahsettiklerini, muhalefetinse “projenin kekine takılıp kaldığını” kaydetti.

Muharrem İnce’nin Elazığ mitinginde herkesin elinde kek olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bay Muharrem bak, sana bir şey söyleyeceğim, eğer dürüstsen çık Zeytinburnu’ndaki Millet Kıraathanesi’ne gel. Bak bu bizim Zeytinburnu Belediyemizin yaptığı -daha devlete başlamadık- sadece sana şimdi belediyemizin yaptığını söylüyorum. Bizim belediyemizin ulaştığı yerlere sizin kudretiniz ulaşamaz. Şu anda bizim belediyemiz, orada öğrencilere çorba veriyor. Bunu belediyemizi yapıyor. Kek, bunun yanında çayı, kahvesi, simidi… İnşallah bu bizim projemiz.” diye konuştu.

Erdoğan, Beyazıt’ta Kültür ve Turizm Bakanlığının eski Millet Kütüphanesi’ni restore ettiğini aktararak, İnce’ye “Gel yüreğin yetiyorsa, bir ibret al ya, git orayı bir gez. Bak bakalım nasıl bir şey olmuş.” diye seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların kek olduğunu biliyorduk ama 3,5 kuruşluk keke tamah edeceklerine ihtimal vermiyorduk. Arnavut ciğerinden bahsediyor, Tatar böreğinden bahsediyor. Ben bunlardan hiçbir yerde bahsetmedim, böyle bir şey konuşmadım. Yalan söyleme. Maalesef, meğerse bunların vizyonu kek kadar kek… Bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan.” ifadelerini kullandı.

Milletin hak ve özgürlüklerini CHP’nin lütfuyla değil, idam edilen başbakanlarının fedakarlığıyla, bedel ödeyerek kazandığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“10 yıl boyunca milletimizi tarihi nitelikli hizmetlerle buluşturan Menderes, hizmetlerinin karşılığını CHP’nin kışkırtmasıyla gerçekleşen darbe sonucu canıyla ödedi. Tanıyan herkesin ‘Tam bir beyefendi’ dediği merhum Menderes’i uyduruk davalarla, asılsız ithamlarla, iftiralarla bunların ağa babaları ne yaptı? Dar ağacına götürdü. CHP’liler aynı tavrı Özal’a da takındı. Görev süresinde rahmetli Özal hakkında atmadık iftira, söylemedik söz bırakmadılar. İktidar yolunu milletin gönlünde değil, cuntacıların icazetinde aradılar. Şimdi ne diyor? ‘Yok Edirne’den bilmem nereye kadar gönül köprüsü kuracağız.’ Ya geç kaldın geç. O gönül köprülerini biz bu ülkenin en doğusundan en batısına kadar kurduk. Öğrencilerimizi aldık doğudan batıya, batıdan doğuya taşıdık. Biz bunları yaptık Bay Muharrem.”

Erdoğan, ecdadın “Can çıkar ama huy çıkmaz” dediğini dile getirerek, “CHP’nin faşist, baskıcı karakteri yıllar geçse de asla değişmiyor. Her seferinde çuvallasalar da iftira ve yalan siyasetlerinden bir türlü vazgeçemiyorlar. Dün merhum Menderes’e iftira atıyorlardı, bugün bize atıyorlar. Dün hizmetlerinden dolayı merhum Özal’ı eleştiriyorlardı, bugün bizi eleştiriyorlar. Yaptırmamak için diğer siyasetçilere adeta kan kusturdukları eserler üzerinden güya bizim eserlerimizi de kötülemeye çalışıyorlar.” değerlendirmesini yaptı.

Muharrem İnce’nin son günlerde köprü geçiş fiyatlarını “diline doladığını” ifade eden Erdoğan, “Sen İstanbul’dan Yalova’ya gidip gelirken, niye Körfez’i dolaşmıyorsun da Osmangazi Köprüsü’nü tercih ediyorsun? Demek ki işine yarıyor, eğer bizim yaptığımız bu köprü olmazsa sen bizim aleyhimizde atıp, tuttuğun mitinglerine bile yetişemezsin. Eğer bizim yaptığımız havalimanları, bölünmüş yollar olmazsa, sürekli yalan söylediğin o il mitinglerini yapamazsın. Bir de kendince cinlik yapıyor. İmayı Boğaz’daki köprüye yapıyor. Fiyatı, üstelik de en büyük araç tarifesinden Osmangazi Köprüsü’nden veriyor. Bunlar hizmetten, yatırımdan, icraattan anlamaz.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların milli bütçeden yapılan köprüler olmadığını, kaynakların çeşitlendirilmesiyle Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptıklarını, aynı şekilde Osmangazi Köprüsü’nün kamu-özel ortaklığıyla yapıldığını anımsattı.

Geçiş fiyatı belirleme hakkının, yetkisinin oradaki işleticiyle yapılan anlaşmaya göre yürüyen bir süreç olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Kimse oradan geçmeye mecbur değil. Arzu eden geçer.” dedi.

“Bunların en büyük hizmetleri darbe şakşakçılığı yapıp başbakan astırmak. Dikkat ederseniz kendilerinin yaptığı bir tek hizmetten örnek veremiyor.” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Örnekleri Demirel’den veriyor, Özal’dan veriyor, hatta farkında olmadan AK Parti’den veriyor. Niye biliyor musunuz? Çünkü onların bu ülkede dikili ağacı yok. Yalan, yanlış bile olsa bizi üzerinden eleştirebilecekleri ortada tek bir tane eseri yok. En önemli icraatları 18 yıl boyunca bu milleti Ezan-ı Muhammediye’ye hasret bırakmak oldu. Yasaklar, baskılar Nazileri aratmayan uygulamalar dışında bu ülkede sayabilecekleri tek bir eserleri dahi yok. İşte dün iktidar yolunu cuntacılara yaranmakta buldular. Aday oldu, gittiği ilk yer neresi oldu? Edirne Kapalı Cezaevi. Kimi ziyaret etti? Terör örgütünün arkasında olduğu bir kişiyi gitti orada ziyaret etti. Ben şimdi milletime soruyorum, böyle bir terör örgütünün arkasında olduğu bir kişiyi ziyaret eden bu zata gerekli dersi 24 Haziran’da vermeye hazır mıyız? Ya bu kadar ucuz mu bu iş? Bu kadar şehit vermişiz, düşünebiliyor musunuz? 7 Haziran’da ‘herkes sokağa’ diyor, sokağa döktükten sonra da 53 Kürt kardeşimi orada öldürüyorlar. 15 yaşında Yasin Börü’yü kurban eti dağıtırken öldürüyorlar. Düşünebiliyor musunuz? Bu talimatı veren kişiyi Bay Muharrem gidip Edirne Kapalı Cezaevinde ziyaret ediyor. Ankara’dan İstanbul’a sözde adalet yürüşüşü yapan bunlar değil mi? Bunlar. Ne adaletiydi? Hiç, sadece laf ola beri gele. Bunların adaletle falan da bir alakası yok. Şimdi bunların elinden gelse Türkiye’yi 1940’a dönüştürürler. Ellerinden gelse bölücü örgütün siyasi uzantısıyla el ele verip Türkiye’yi yasakların kol gezdiği Baas Rejimi’ne döndürürler. Ama milletimiz bunların karakterini iyi biliyor. Bu millet CHP zihniyetinin ne demek olduğunu gayet iyi biliyor. Yokluk, yoksulluk… Hatırlayın büyükbabalarımızın, benim babamın cüzdanında, karnesinde o yokluk döneminin damgaları vardı. Yağ kuyrukları, orada hepsinin mühürleri var. Ama şimdi böyle bir şey var mı? Çıkıyor fakirlikten bahsediyor. Hamdolsun nereden nereye geldik. Bu çakma takiyecilere bekledikleri cevabı inşallah bir hafta sonra veriyor muyuz? Onun için tekrar ‘Vakit dirlik vakti’ diyor muyuz? ‘Vakit İstanbul vakti’ diyor muyuz? ‘Vakit Türkiye vakti’ diyor muyuz? Öyleyse hep beraber Rabia’mıza yönelelim. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. İnşallah haftaya pazar Rabbim bizlere zaferi lütfeylesin.”

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244668

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120788

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge