“Türkiye, arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duasıyla tarihî bir mücadele yürütüyor” “Türkiye, arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duasıyla tarihî bir mücadele yürütüyor” için yorumlar kapalı 89257

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Resepsiyonu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye, arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duasıyla tarihî bir mücadele yürütüyor. Arkamızdaki bu duanın gücünü, teknolojinin bize sunabileceği en ileri imkânlardan daha önemli görüyorum. Bizim mücadelemiz mazlumların ve mağdurların son umududur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 96. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir resepsiyon verdi.

Şehit yakınları ve gazilerin yanı sıra siyaset, iş, sanat ve spor camiasından çok sayıda davetlinin katıldığı resepsiyonda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

“ZAFERLERİNİ MASA BAŞINDA DEĞİL, ER MEYDANINDA KAZANMAKLA MARUF BİR MİLLETİZ”

Misafirlerin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizlere bu zaferi kazandıran Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Gazi Meclisimizin tüm üyelerini, kahraman ordumuzun tüm askerlerini rahmetle yâd ediyorum. Aynı şekilde, terörle mücadelede ve 15 Temmuz’da verdiğimiz şehitlerimizi şükranla yâd ediyor, hepsine de Allah’tan rahmet diliyor, gazilerimize sıhhat ve afiyet temenni ediyorum” dedi.

Ağustos ayının, “zaferler ayı” olarak tarihimizde ayrı bir yerinin söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbir zafer ter ve kan kokusu olmadan kazanılmaz. Biz, zaferlerini, masa başında değil, er meydanında kazanmakla maruf bir milletiz. Bunun için de bugün her fırsatta sahada var olmamız gerektiğini, sahada güçlü olmamız gerektiğini, sahada başarmamız gerektiğini söylüyoruz” dedi.

Suriye sınırı boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu bu şekilde yıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Cerablus-El Bab hattında DEAŞ’ın, Afrin’de PYD-YPG’nin başını ezerek, bu oyunu bozduk. Aynı şekilde Irak’ta 1984 yılından beri kesintisiz sorun kaynağı olan sınırımızın Kandil istikametini güvenli hâle getirmeye başlayarak, 34 yıllık bir başka tezgâhı daha bozma yolunda adımlar atıyoruz.”

“FIRAT’IN DOĞUSUNDAKİ TERÖR BÖLGELERİNİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN HAZIRLIKLARIMIZ SÜRÜYOR”

Sincar’ın yeni bir Kandil hâline dönüşmemesi konusundaki kararlılıklarını her fırsatta ifade ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de Münbiç’i Amerikalılarla görüşerek teröristlerden arındırmanın yollarını aradıklarını kaydetti. İdlib’de ise yeni bir Halep faciası yaşanmaması için Ruslar ve İranlılarla ortak çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat’ın doğusundaki terör bölgelerini birer birer ortadan kaldırmaya yönelik hazırlıklarımız kesintisiz sürüyor. Kıbrıs’tan Ege’ye kadar ülkemizin çıkarlarını ilgilendiren tüm sorun alanlarında aktif bir politika izliyor, sahadaki varlığımızı güçlendiriyoruz” açıklamalarında bulundu.

“BİR ELİYLE VERİP DİĞERİYLE ALAN YARDIM ANLAYIŞLARINA ASLA İTİBAR ETMİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sahada yer almayı sadece askerî faaliyetlerle sınırlı görmediklerini, ülkemizin adını diğer alanlarda da en üst sıralara çıkartacak çalışmalar içinde olduklarını belirterek şunları kaydetti: “Bugün Türkiye, kalkınma yardımlarında dünyada altıncı, insani yardımlarda birinci sırada yer alan bir ülkedir. Üstelik biz diğer ülkelerden farklı olarak bir eliyle verip diğeriyle alan yardım anlayışlarına asla itibar etmiyoruz. Bizim için insanların gönüllerine girmek, maddi zenginlik kaynaklarına girmekten çok daha önemlidir. Yardım faaliyetlerimizi de bu yaklaşımla yürütüyoruz. Aynı şekilde ekonomide de kazan-kazan anlayışıyla hem kendimizi, hem de iş yaptığımız muhataplarımızı kollayan adil bir ilişki düzeni kurmaya çalışıyoruz. Ezcümle; her alanda sahadayız, sahada olmaya devam edeceğiz.”

“BİZİM MÜCADELEMİZ MAZLUMLARIN VE MAĞDURLARIN SON UMUDUDUR”

Türkiye güçlendikçe, karşı karşıya kalınan sorunların, uğranılan saldırıların çapının da büyüdüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan çeyrek asır önce Türkiye’yi 3-5 milyar dolarlık operasyonlarla ekonomik olarak çok derin krizlere sokabiliyorlardı. Bugün bu rakamın 10-20 katı büyüklüğünde operasyonlara maruz kalıyor, yine de beklendiği gibi ekonomik çöküş yaşamıyoruz. Ve Allah’ın izni ile de yaşamayacağız” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında, “Eskiden siyasi ve diplomatik olarak kolayca köşeye sıkıştırılabilen, Avrupa’da-Amerika’da rüzgâr esse nezle olan bir Türkiye vardı” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün neredeyse her gün aleyhinde açıklamalar yapılmasına rağmen, malum kredi derecelendirme kuruluşlarının o sanal verdikleri notlarla bize provokatif dereceler ilan etmelerine rağmen biz kendi yolunda kararlılıkla ilerleyen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Ülke ve millet olarak gösterdiğimiz bu onurlu duruşun bedelini bize ödetmeye çalışanlar olduğunu da biliyoruz. Türkiye’yi parmaklarının ucunda oynattıkları devletçiklerle karıştıranlara bu ülkenin binlerce yıllık tarihini hatırlatmak zorunda kalıyoruz. Bundan iki bin yıl önce bugün kibirlerinden yanlarına varılmayan toplumlardan hangisi nerede ne yapıyordu bilemiyoruz. Ama bizim ecdadımız kurdukları devletlerle cihanı yönetmeye talip oluyorlardı.”

“SİYASİ HAYATIMIZ, MİLLETİMİZE KİBİRLE PARMAK SALLAYANLARLA MÜCADELE ETMEKLE GEÇTİ”

Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 sembolün her birinin bir anlamı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunları söylerken asla büyüklük taslamadıklarını belirterek, “Bizim inancımızda ve kültürümüzde kibir, kendini üstün görme, gururlanma kesinlikle kabul edilemeyecek kötü hasletlerdir. Siyasi hayatımız, milletimize kibirle parmak sallayanlarla mücadele etmekle geçti. Kendilerini milletin üzerinde sananların hepsi de tasfiye oldu gitti. Şimdi aynı mücadeleyi milletimizin bize tevdi ettiği sorumluluk gereği uluslararası alanda ülkemize kibirle yaklaşanlara karşı veriyoruz. Allah’ın izniyle bunların da tasfiye olduğu günleri inşallah göreceğiz” şeklinde konuştu.

“Suriye ve Irak başta olmak üzere, bölgemizde uygulanan senaryoyu, sadece ruhlarını ve bedenlerini emperyalizme kiraya vermiş olanlar görmüyor, kabul etmiyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların dışında herkesin, yaşananların farkında olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, arkasında yüzlerce milyon kardeşinin duasıyla tarihî bir mücadele yürütüyor. Arkamızdaki bu duanın gücünü, teknolojinin bize sunabileceği en ileri imkânlardan daha önemli görüyorum. Bizim mücadelemiz mazlumların ve mağdurların son umududur. Sadece kendimiz için değil, kalbini bize yöneltmiş herkes için bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak mecburiyetindeyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğa,n ecdadın emaneti olan bu hissiyatı, bu bakış açısını, bu motivasyonu sonraki nesillere diri bir şekilde aktarmak için ülke olarak hedeflere mutlaka ulaşılması gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu bakımdan hep birlikte çok büyük bir mesuliyet altındayız. Bu mücadele her katkıyı içinde barındırdığı için çok değerlidir. Geçtiğimiz süreçte ülkemize yapılacak en büyük hizmet ise, birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmak olacaktır. Cumhurbaşkanından en alt düzeydeki memuruna, iş adamından sivil toplum gönüllüsüne kadar hepimiz bu anlayışla daha çok çalışmalı, daha çok gayret göstermeliyiz.”

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”