Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldı için yorumlar kapalı 90470

Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi’nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret hacmini yükseltmek ve potansiyeli daha iyi değerlendirebilmek için yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, “Uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığı artık karşımıza bir engel olarak çıkmaya başladı. Biz bu konuda kendi para birimlerimizle ticaret yapılması seçeneği üzerinde yoğunlaşmayı öneriyoruz” dedi.

Resmî ziyaretini gerçekleştirmek ve bazı temaslarda bulunmak üzere Kırgızistan’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov’ın ev sahipliğinde Çolpon Ata kentinde düzenlenen Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi’ne katıldı.

Azerbaycan, Kazakistan ve Türkiye’nin üyesi olduğu Türk Konseyi’nin 6. Zirvesi’ne Özbekistan ‘onur konuğu’, Macaristan ise ‘gözlemci ülke’ sıfatıyla katıldı. Ruh Ordo Kültür Merkezinde düzenlenen zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

“FİKİRLER EYLEME GEÇMEDİĞİ SÜRECE ASIL DEĞERİNİ BULAMAZ”

Konuşmasına, 31 Ağustos’ta kutlanan Kırgız Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının 27. yıl dönümü sebebiyle tebriklerini ileterek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yılında kurdukları Türk Konseyi’nin aradan geçen sürede kurumsal kimliğini güçlendirdiğini ifade etti.

Büyük Türk ve İslam düşünürü Yusuf Has Hacip’in, Kutadgu Bilig adlı eserinde yer alan ‘Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır; oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur’ sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı kara toprağın altındaki altın gibi fikirler de eyleme geçmediği sürece asıl değerini bulamaz” diye konuştu.

“YÜZLEŞTİĞİMİZ SORUNLARLA ETKİN BİR ŞEKİLDE MÜCADELE ETMEK İÇİN GÜÇ BİRLİĞİ YAPMAMIZ ŞARTTIR”

Ortak çaba, vizyon ve hayallerin eseri olduğunu söylediği Türk Konseyi’nin, aynı zamanda müşterek bir idealin de sembolü olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün bizleri bir araya getiren sadece dilimiz, tarihimiz ve kültürümüz değil, güvenli ve müreffeh bir geleceği hep birlikte inşa etme arzu ve irademizdir. Refahımızı ilerletmek, kalkınma hamlelerimizi başarıya ulaştırmak ve yüzleştiğimiz sorunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek için güç birliği yapmamız şarttır” ifadelerini kullandı.

Türk Konseyi’nin; İslam İşbirliği Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve diğer çok taraflı platformlar ile eşgüdüm içinde faaliyet göstermesine önem verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu doğrultuda, konseyin, Birleşmiş Milletler nezdinde gözlemci statüsü kazanmasını da arzu ediyoruz. Ayrıca, üye ülkelerin Avrupa-Atlantik kurumlarıyla iş birliklerini derinleştirme çabalarına destek oluyoruz” şeklinde konuştu.

“ULUSLARARASI PRENSİP VE KURALLARIN HOYRATÇA İHLAL EDİLDİĞİ BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”

Son dönemde uluslararası teamül, prensip ve kuralların hoyratça ihlal edildiği bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bazı ülkeler, uluslararası meselelerin çözümünde diplomasi, diyalog ve çok taraflılık yerine; tehdit, baskı ve şantajı öne çıkarmaya çalışıyor. Ticaret kısıtlamaları, gümrük vergileri ve yaptırımlar gibi araçlar üzerinden, uzun yılların eseri olan anlaşmalar bir anda anlamsız hâle gelebiliyor” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; uluslararası toplumla dayanışma içinde diyaloğu, diplomasiyi, adaleti ve hukuku savunmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Türk devletleri olarak kendi aramızda sergileyeceğimiz iş birliği ve dayanışma, uluslararası sistemin adaletli şekilde işletilmesine de katkıda bulunacaktır” diye ekledi.

Türk Konseyi’ne üye ülkeler arasındaki iş birliği gayretlerinin, eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde ilerlemeye devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların sergilediği gönül birlikteliğinin de ulaşım ve iletişim imkânlarının artmasıyla giderek geliştiğini söyledi.

Konseyin 6. zirvesine tema olarak ‘Gençlik ve Spor’ konusunun belirlenmesini isabetli bulduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; Türk dünyası başta olmak üzere 160’ı aşkın devletten 17 bin gence üniversitelerinde Türkiye burslarıyla eğitim imkânı sunduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya Göçebe Oyunları’nın 4’üncüsüne 2020’de Türkiye’nin ev sahipliği yapacak olmasından da büyük memnuniyet duyduğunu ifade ederek Kırgızistan’a, bu spor ve kültür etkinliğinin Türk dünyasına kazandırılmasına verdiği katkılardan dolayı teşekkür etti.

“ULUSLARARASI TİCARETİN DOLARA OLAN BAĞIMLILIĞI KARŞIMIZA BİR ENGEL OLARAK ÇIKMAYA BAŞLADI”

Türk dünyasının son yıllarda jeo-ekonomik öneminin daha da arttığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Asya’nın; 70 milyon civarında nüfusa ve yetişmiş insan kaynağına sahip, yatırım imkânları geniş, yıllık millî gelir toplamı 350 milyar doları aşan mümbit bir coğrafya olmasına rağmen, sahip olduklarına eşdeğer bir ekonomik performans sergileyemediği ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret hacmini yükseltmek ve potansiyeli daha iyi değerlendirebilmek için yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu vurguladı ve şunları söyledi: “Uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığı, artık karşımıza bir engel olarak çıkmaya başladı. Biz bu konuda kendi para birimlerimizle ticaret yapılması seçeneği üzerinde yoğunlaşmayı öneriyoruz. Çağımız bize ulaştırma ve iletişim ağlarının geliştirilmesi için de önemli imkânlar sunuyor. Bu bakımdan Kafkasya ve Orta Asya’yı aşarak Çin’e kadar ulaşan Hazar Geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimine önem veriyoruz. ‘Modern İpek Yolu-Orta Koridor’ olarak bilinen bu projenin en önemli ayağı Azerbaycan’la birlikte yürüttüğümüz Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Projesi’dir. Böylece Batı Avrupa’dan çıkan bir tren, kesintisiz olarak Hazar Kıyılarına, oradan da Aktau Limanı üzerinden Şanghay’a ve Seul’a ulaşabilecektir. Bu önemli ulaşım hattı, halklarımızın refah seviyesinin artmasına ve ilişkilerimizin gelişmesine katkı sağlayacaktır.”

Enerji alanında da iş birliğinin artırılmasına önem verdiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı projelerinin, bu iş birliğinin en önemli meyveleri olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney gaz koridorunun belkemiği olan TANAP’ı da haziran ayında faaliyete geçirdiklerini hatırlattı ve Hazar Denizi’nin Statüsüne İlişkin Sözleşme’nin imzalanmasından duyduğu memnuniyeti de aktardı.

“YALAN VE GİZLİLİK FETÖ’NÜN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİDİR”

Konuşmasının devamında Türkiye’nin FETÖ, DEAŞ ve PKK gibi farklı terör örgütleriyle yoğun bir mücadelenin içinde bulunduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminin faili ve 251 vatandaşımızın katili olan FETÖ’nün tasfiyesine büyük önem veriyoruz. Bu yapı, bir dönem ülkemizde olduğu gibi dünyanın dört bir yanında eğitim kurumları üzerinden örgütlenmiştir. Takiyye, yalan ve gizlilik bu örgütün en önemli özelliğidir. Son beş yıldır yaşadıklarımız bize olduğu kadar tüm dostlarımıza da FETÖ ile mücadelede geç kalınmaması gerektiğini çok açık ve net bir şekilde göstermiştir. Bu konuda özellikle Özbekistan’ın atmış olduğu adımları bizler de takdirle anıyoruz. Bu çerçevede FETÖ’yle mücadelede bize destek olan tüm Türk Konseyi üyelerine bir kez daha teşekkür ediyorum.”

Teröre bulaşmış bu yapının tasfiyesini talep ederken, eğitim alanında ortaya çıkan boşluğu da göz ardı etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ iltisaklı okulları devralmak, eğitim alanındaki ilişkileri güçlendirmek, yurt dışında yeni okullar açmak amacıyla Türkiye Maarif Vakfını kurduklarını hatırlattı ve vakfın Türk Konseyi üye ülkelerinde faaliyet göstermesi için destek beklediklerini bildirdi.

“FİLİSTİN MESELESİ KALICI BİR ÇÖZÜME KAVUŞMADIKÇA ULUSLARARASI İSTİKRARIN TESİSİ MÜMKÜN OLMAYACAKTIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk dünyası olarak barış ve istikrarı yakından ilgilendiren her meseleye ilgi göstermeleri gerektiğinin altını çizerek bu çerçevede Yukarı Karabağ sorununun, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü esasında çözümü için ellerinden gelen gayreti göstermeye devam edeceklerini dile getirdi. Aynı şekilde, Kıbrıslı Türklerin Türk Dünyası ile ilişkilerinin daha da ileriye taşınması, destek ve dayanışma sergilenmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tıpkı Balkanlar gibi genel olarak Kuzey Afrika’yı, özellikle de Filistin’i, Türk dünyasının dışında görmüyoruz. Filistin meselesi adil ve kalıcı bir çözüme kavuşmadıkça yalnızca bölgesel değil, uluslararası güvenlik ve istikrarın tesisi de mümkün olmayacaktır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Filistin olmak üzere, Suriye’den Irak’a, Yemen’den Afganistan’a kadar bölgede barış, adalet ve istikrarın temini için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

Konuşmasının sonunda gelecek yıl 7. Türk Konseyi Zirvesi’nde Türk dünyasının bir bütün hâlinde temsil edilmesinin en büyük arzusu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün kardeş halklara mutluluk, refah ve esenlik temennisiyle sözlerini tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, oturumun ardından Kırgızistan Cumhurbaşkanı Ceenbekov’un, Türk Konseyi 6. Zirvesine katılan devlet başkanlarının onuruna verdiği resmî öğle yemeğine katıldı.

Türk Konseyi 6. Devlet Başkanları Zirvesi programıyla Kırgızistan’daki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapıldığı Çolpon Ata kentinden başkent Bişkek’e geçti. Bişkek Manas Uluslararası Havalimanı’ndan yetkililer tarafından uğurlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberinde eşi Emine Erdoğan ve bazı bakanların da olduğu heyetle birlikte, Türkiye’ye dönmek üzere ülkeden ayrıldı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”