“İdlib’te atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir” “İdlib’te atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir” için yorumlar kapalı 455

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile gerçekleştirdiği Suriye konulu Üçlü Zirve sonrasındaki ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “İdlib’in mevcut statüsünün muhafazası hayati önem taşıyor. Zira İdlib adeta tüm Suriye’nin küçük bir modeli konumundadır. Burada atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir. Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler, teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye meselesine kalıcı çözüm bulunması için, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in iştirakiyle, İran’ın başkenti Tahran’da gerçekleştirilen Üçlü Zirve’ye katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin ardından gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, Suriye sorununun çözümüne ve temaslarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“SURİYE SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ KONUSUNDA İŞ BİRLİĞİMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Tahran’daki bu zirvenin düzenlenme sebebinin Suriyelilerle hemdert olmak ve yaşanan insani drama son vermenin yollarını aramak olduğunu belirterek, Soçi formatında gerçekleştirilen zirvelerin, Suriye’de istikrar ortamının tesisi yönünde belli bir mesafe alınmasına katkı sağladığını kaydetti. Bu zirvelerin Suriye’de gelinen noktanın muhasebesini yapmak ve ileriye dönük adımların tespiti bakımından da önemli fırsatlar sunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık sekiz yıldır devam eden bir ihtilafın bir günde çözülmesini beklemenin mümkün olmadığını vurguladı. “Ancak biz başkaları gibi geriye yaslanıp yangını seyretmek yerine onu söndürmenin yollarını arıyor, bunun için elimizi taşın altına koyuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aramızdaki farklara değil asgari müştereklere odaklandık. Bu sayede Soçi, Astana ve Cenevre’de siyasi çözüm için yürütülen çabaların katalizörü oldu. İçinde bulunduğumuz kritik günlerde büyük bir emeğin ve özverinin sonucu olan bu kazanımların muhafazası büyük önem taşıyor. Nitekim bu amaçla iş birliğimizi sürdürme kararlılığımızı bugün teyit ettik” şeklinde konuştu.

“İDLİB’E YÖNELİK SALDIRILAR SAHADAKİ DURUMU DAHA DA KÖTÜLEŞTİRECEK”

Nisan ayında Ankara’da gerçekleştirilen ikinci zirveden bu yana sahada ve uluslararası ortamda birçok gelişmenin cereyan ettiğini ve bu toplantıda bu konuların etraflıca ele alındığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak, Suriye’de rejimin dizginlenmemesinin yol açacağı tehlikeleri dile getirdik. İdlib bölgesine yönelik saldırıların sahadaki durumu daha da kötüleştireceğini ve siyasi süreci çökme noktasına getireceğini ifade ettik” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin İdlib’te bulunan 12 gözlem noktasıyla sahadaki sükûnetin idamesi için önemli bir sorumluluk üstlendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu bölgedeki sivil halkın korunması, terörist unsurların ayrıştırılması ve İdlib’in mevcut statüsünün muhafazası hayati önem taşıyor. Zira İdlib adeta tüm Suriye’nin küçük bir modeli konumundadır. Burada atılacak yanlış adımların menfi yankıları her tarafta hissedilecektir. Suriyeli sivillerin can güvenliğini hiçe sayan yöntemler, teröristlerin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir fayda sağlamayacaktır.”

“TÜRKİYE, BAŞTAN BERİ SURİYE’DE AKAN KANIN DURMASI İÇİN MÜCADELE EDİYOR”

Türkiye’nin, baştan beri Suriye’de akan kanın durması için mücadele ettiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbir ayrım gözetmeden Suriyeli kardeşlerimize sahip çıktık. Özellikle büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmiyoruz. Zirveye atfettiğimiz önem de işte bu hassasiyetimizden kaynaklanıyor” açıklamasında bulundu.

“İdlib meselesi, yeni acılara, yeni gerginliklere, yeni sıkıntılara mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir. Astana’da mutabakata vardığımız ilkelerin muhafazası Suriye krizine sürdürülebilir siyasi çözüm bulunması bakımından da mühimdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerinde; terörle mücadele kisvesi altında sahada oldubittilere gidilmemesi gerektiğini vurguladığını ve Suriye’nin toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin millî güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durulması gerektiğinin altını çizdiğini açıkladı.

“SURİYELİ MÜLTECİLERİN GERİ DÖNÜŞLERİ İÇİN ELVERİŞLİ ŞARTLAR OLUŞTURULMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki günlerde üç garantör ülkenin temsilcilerinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisiyle Cenevre’de yeniden bir araya geleceklerini bildirerek, “Anayasa Komitesi’nin kuruluş süresine dair hazırlıklar ele alınacak ve son aşamaya gelindi diyebiliriz. Astana süreci sayesinde gündeme gelen bu komitenin bir an evvel kurulması ve işlevsel hâle gelmesi, siyasi sürece yeni bir dinamizm kazandıracaktır” dedi.

Zirvede Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşü konusunun da ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “3,5 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapan bir ülke olarak mültecilerin gönüllü ve güvenli biçimde geri dönüşlerine ilke olarak olumlu yaklaşıyoruz. Elbette bunun için Birleşmiş Milletler’le eşgüdüm sağlanması, sahada ve siyasi süreçte elverişli şartların oluşturulması şarttır” ifadelerini kullandı.

“ÇÖZÜM DOĞRULTUSUNDAKİ ÇABALARIMIZI SÜRDÜRMEKTE KARARLIYIZ”

Suriye ihtilafının BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla ortaya konan parametreler temelinde kalıcı ve muteber bir çözüme kavuşturulmasının arzuları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Şüphesiz, bu sorumluluk yalnızca üç garantör ülkenin değil, tüm uluslararası toplumundur. Suriye ihtilafına çözüm bulunması için ilgili tüm paydaşların ortak bir zeminde buluşması gereklidir. Türkiye olarak bu hedef doğrultusundaki çabalarımızı sürdürmekte kararlıyız.”

İRAN CUMHURBAŞKANI RUHANİ: “SURİYE’DEKİ TERÖRİST GRUPLARI SİLAH BIRAKMAYA TEŞVİK ETMEK GEREKLİ”

Zirve sonrası ortak basın toplantısında konuşan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, dış askerî müdahalenin problemlerin karmaşıklığını artırarak, Suriye halkını daha fazla sıkıntıya sokacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Ruhani, İdlib’teki terörist grupların Suriye halkının güvenliği için tehdit olduğunu ifade ederek, toplantıda bu grupları silah bırakmaya teşvik etmenin gerekliliğinin de konuşulduğunu bildirdi.

RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN: “ÖNCELİKLİ HEDEF; SURİYE’Yİ TERÖRİZMDEN TAMAMEN TEMİZLEMEK”

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, ise yaptığı konuşmada üç ülkenin terörizmle mücadelesinin devam edeceğini, Suriye’de öncelikli hedefin Suriye’yi terörizmden tamamen temizlemek olduğunu belirtti. Özellikle İdlib bölgesinde kademeli olarak durumun istikrara kavuşturulması için adımların ele alındığını belirten Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, terörle mücadeleye artık Suriye’deki muhalif silahlı grupların da katılmaya başladığını, bunun Suriye’de taraflar arasında güveni arttırarak, siyasi çözüm sürecine katkı sağlayacağını ifade etti

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95992

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97778

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”