“Türkiye’nin yaşadığı hadise, dünyada artık hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik güvenliğinin kalmadığının ifadesidir” “Türkiye’nin yaşadığı hadise, dünyada artık hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik güvenliğinin kalmadığının ifadesidir” için yorumlar kapalı 35640

 

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ağustos ayında bu ülkede ne siyasi istikrarsızlık yaşandı ne harp oldu ne afete maruz kalındı ne başka herhangi bir fevkaladelik görüldü. Amerikan yönetiminin, ülkemizin egemenlik haklarına açıkça saygısızlık olan taleplerine cevap vermedik diye böyle bir sonucun ortaya çıkması, meselenin tamamen siyasi olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin yaşadığı bu hadise, dünyada artık hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik güvenliğinin kalmadığının ifadesidir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. AK Parti Genel Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

“İŞ EKONOMİ SINIRLARINI AŞTI VE TÜRKİYE’NİN TOPYEKÛN CEZALANDIRILMASI BOYUTUNA ULAŞTI”

Konuşmasının başında Amerikan yönetiminin Türkiye’yle ilgili ardı ardına açıkladığı olumsuz kararlar bahane edilerek Türk ekonomisini hedef alan alçak bir saldırı başlatıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Döviz kuru, gece yarısı operasyonlarıyla, ne ekonomik gerekçelerle ne de mantıklı bir başka sebeple izah edilemeyecek şekilde yükseltildi. Açık konuşmak gerekirse, yılbaşında 3,8 olan, Nisan başında yaklaşık 4 olan, Mayıs başında 4,12 olan, Haziran’da seçimlerin ertesi günü 4,6’yı bulan döviz kurunun yükselişini buraya kadar anlayabilirdik. Seçim öncesinin belirsizlikleri sebebiyle, böyle bir kıpırdanma olabilir diye baktık. Buna karşılık, daha sonraki gelişmeleri aynı hüsnü niyetle değerlendiremiyoruz” diye ekledi.

“Temmuz ayı boyunca da aynı seviyelerde seyreden dövizin Ağustos’ta bir anda 7 lira seviyesine kadar yükselmesi, başlı başına bir ekonomik suikast girişiminin delilidir” değerlendirmesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ağustos ayında bu ülkede ne siyasi istikrarsızlık yaşandı ne harp oldu ne afete maruz kalındı ne başka herhangi bir fevkaladelik görüldü. Amerikan yönetiminin, ülkemizin egemenlik haklarına açıkça saygısızlık olan taleplerine cevap vermedik diye böyle bir sonucun ortaya çıkması, meselenin tamamen siyasi olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin yaşadığı bu hadise, dünyada artık hiçbir ülkenin siyasi ve ekonomik güvenliğinin kalmadığının ifadesidir. Nitekim bu konuda, Avrupa Birliği, Çin, Rusya, Hindistan başta olmak üzere, dünyanın pek çok yerinden ciddi rahatsızlık işaretleri gelmeye başladı. Tabii ülkemize yönelik saldırı, diğerlerinden çok daha sinsi, çok daha can yakıcı, çok daha kasıtlı bir şekilde gerçekleşti. İş ekonomi sınırlarını aştı ve Türkiye’nin topyekûn cezalandırılması boyutuna ulaştı” şeklinde konuştu.

“MERKEZ BANKASI SÜREKLİ GÜNDEME GETİRİLEN FAİZ ARTIRIMINI OLDUKÇA YÜKSEK BİR ORANLA GERÇEKLEŞTİRDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, maruz kalınan saldırının manivelası kur gibi gözükse de, asıl kalıcı darbelerin enflasyon ve faizler konusunda alındığı söyleyerek bu sıkıntının çözümü için ekonomi yönetiminin kendi programını uyguladığını belirtti. “Faizi yöneticiler belirler ama enflasyonu yönetici belirlemez. Enflasyon faizin akışıyla oluşur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar Merkez Bankası defalarca şu 16 yıllık Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığım döneminde enflasyonu herkes açıklamıştır. Ama hiçbir kez enflasyon Merkez Bankası’nın açıkladığı gibi gerçekleşmemiştir. Bakıyorsunuz yıl ortasında Merkez Bankası enflasyonu tekrar revize ediyor, üçüncü çeyrekte tekrar revize ediyor. Niye? Madem biliyorsun bu işi, faizi belirlerken tutuyor da, enflasyonu açıklarken niye tutmuyor? Bu gerçekleri şimdi Ekim ayında da göreceğiz.”

Merkez Bankası’nın sürekli gündeme getirilen faiz artırımını oldukça yüksek bir oranla gerçekleştirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Diyor ya; bağımsızlık. Hadi, buyur bağımsızlık. Şimdi bakalım bağımsızlığın neticesini göreceğiz. Şu an şahsen benim sabır safhamdır ve bu sabır bir yere kadar, çünkü biz sömürü manivelalarına eyvallah edemeyiz.” şeklinde konuştu.

“FİNANS KURULUŞLARININ İŞİ ÜRETİM ÇARKINI DÖNDÜRMEKTİR”

Ülke kalkınmasında üretimin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan üretimin durması hâlinde, çarklar işlemediği anda her şeyin duracağına dikkat çekti. Finans kuruluşlarının işinin bu üretim çarkını döndürmek olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Tabii ki finans kuruluşlarına ihtiyacımız var, tabii ki onlarsız bir ekonomi düşünemeyiz. Ama şunu da bilmemiz lazım, finans kuruluşlarının ayakta kalışı da özellikle bizim reel ekonominin, yatırımcının güçlü olmasına bağlıdır, onların ayakta kalışına bağlıdır. Yani biz o tulumbaya suyu koymamız lazım ki tulumbadan su gelsin” değerlendirmelerinde bulundu.

Kişisel olarak faiz konusuna bakışının değişmediğini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı fırsatçıların yaptığı ölçüsüz zamlar konusunda ise şunları kaydetti: “Önüne gelen bakıyorsun zam üstüne zam yapıyor, zam üstüne zam yapıyor. Faizle ilişkisi olsun olmasın, ama fırsatı yakalıyor ya oradan giriyor. Onun için tabii burada özellikle de Hazine ve Maliye Bakanlığımızın tüm birimleriyle bu kontrol mekanizmalarını çok iyi çalıştırması lazım. İlgili bakanlıklarımızın bu konuda bunu çok iyi çalıştırması lazım. Bu suiistimalleri yapanlara da gereken dersi vermemiz lazım. Yeter ki enflasyonu, döviz kurunu ve piyasa faizlerini kontrol altına alabileceğimiz bir iklime kavuşabilelim. Gelişmeleri takip ediyoruz, bekleyip göreceğiz.”

“KAMUDA TASARRUFA YÖNELİK ÇOK ÖNEMLİ ADIMLAR ATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Resmî gazetede yayımlanan 85 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararıyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Bu kararla, menkul ve gayrimenkul alım, satım, kiralama, hizmet ve eser sözleşmesi gibi tüm işlemlerde ödeme yükümlülüklerinin kendi paramız ile yapılmasını zorunlu hale getirdik. Böylece, uzun süredir şikâyet konusu olan dövizle kira ödemesi sorununu ortadan kaldırdık. Kamuda tasarrufa yönelik çok önemli adımlar da attık. Cari harcamalardan yatırımlara kadar her alanda, kamu mali dengesine katkı sağlayacak tedbirler aldık. Kamu araçlarını, hem nitelik hem kullanım bakımından sınırlandırdık. Kiralık binalarda faaliyet gösteren devlet kurumlarının, kamuya ait yerlere geçmelerini sağlıyoruz. Personel alımını da, emekli olan personel sayısına yakın bir seviyeye çekiyoruz.”

Yatırımları da güncellemeye aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuyla ilgili şunları kaydetti: “Sıfırdan bir yatırım şu anda düşünmüyoruz. Ha olmazsa olmaz, fevkaladeliği olan yatırımlar olabilir, ayrı bir konu. Ama bunun dışında başlayacağız, işte yüzde 90’a kadar gelmiş, bunu bitireceğiz, 80’e kadar gelmiş, bitireceğiz, 70’e kadar gelmiş, bunları bitireceğiz. Tabii burada müteahhit firmalarımızı da mağdur etmeyeceğiz. Tüm bakanlıklarımız bu ilke çerçevesinde ellerindeki yatırım stoklarını gözden geçirecek, öncelik sıralaması yaparak çalışmalarını yürütecek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hazine’nin kamuya ilave gelir sağlayacak altın ve avro tahvilleriyle kira sertifikaları gibi yeni araçları devreye soktuğunu belirterek “Buradan tüm vatandaşlarımızı, özellikle Avrupa’da ve diğer ülkelerde yaşayan kardeşlerimizi bu imkânları değerlendirmeye davet ediyorum. Yurt dışından alternatif kaynak geliştirme çalışmalarımız da tüm hızıyla sürüyor” dedi.

“ÖZEL SEKTÖRÜMÜZ, ÜRETİMDEN VE YATIRIMDAN ASLA VAZGEÇMEMELİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin bu süreci süratle geride bırakması için, kamunun çabaları yanında, özel sektörümüzün ve milletimizin desteğine de ihtiyacımız var. Her şeyden önce, ihracat ve ithalatla uğraşmayan hiç kimsenin dövizle işi olmamalıdır. Tüm tasarrufların dövizden Türk Lirasına ve kendi paramızla değer biçilen finans araçlarına yönlendirilmesi gerekiyor. Yastık altı diye tabir edilen, sistem dışı tasarrufların, süratle bankalar, faizsiz finans kuruluşları ve diğer yollarla ekonomiye kazandırılmasını bekliyoruz. Özel sektörümüz, üretimden ve yatırımdan asla vazgeçmemelidir. Hatta ihracata dönük üretim ve yatırım için tam zamanıdır. Türkiye’yi döviz kuru üzerinden vurmak isteyenlere cevabımızı, kurun geldiği seviyesinin avantajlarını ihracatımıza ve bununla bağlantılı olarak üretime, istihdama yansıtarak vermeliyiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii birileri, fırsattan istifadeyle milletimizin kafasını bulandırmak, moralini bozmak için, bir sürü yalan yanlış haberi ortalığa yayıyor. Bu ara biliyorsunuz bol miktarda stokçular çıktı, şimdi bu stokçulara gereken cevabı gerek İçişleri Bakanlığımız, gerek Hazine Maliye, buraları verecek. Buralara baskınlar yapmak suretiyle; ha sen stokçuluk mu yapıyorsun, gel bakalım bunun bedelini öde. Bunlara bunun fırsatını vermeyeceğiz” dedi.

Sözlerinin devamında okul kitaplarının basılamadığından, sağlık ve ilaç hizmetlerinin aksayacağına kadar pek çok dedikodu üretildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki ne okul kitaplarında ne sağlıkta ne ilaçta ne de diğer hizmetlerde herhangi bir sıkıntı yoktur. Devleti, bu tür manipülasyonlarla köşeye sıkıştırarak haksız kazanç elde etmek isteyen simsarlara asla meydanı bırakmayacağız” şeklinde konuştu.

“BUGÜN ARTIK KENDİNE YETEN BİR TÜRKİYE VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin her alanda yerli ve millî duruşa, fikre, üretime, gayrete ihtiyacı olduğu gerçeğinin böyle dönemlerde çok daha açık bir şekilde kendini gösterdiğine dikkat çekerek, “İnşallah bu dönemi her alanda yerlileşme ve millîleşme hamlelerimizi güçlendirmenin vesilesi hâline getireceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarda oldukları dönemin mücadelelerle geçtiğini belirterek bu mücadele sayesinde Türkiye’nin geldiği yerin ortada olduğunu söyledi. “Bugün artık kendine yeten bir Türkiye var, bir millet var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe bu defa uluslararası alanda çeşitli engellemelerle, ayak oyunlarıyla karşı karşıya geldik. Avrupa Birliği zirvelerinden Davos hadisesine kadar her yerde onurlu duruşumuzu ortaya koyduk. ‘Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış’ misali bizi sandıkta ve sahada yenemeyenler yıllardır kolları-kanatları altında besledikleri terör örgütlerini, darbecileri, cuntacıları harekete geçirdiler. Milletimizle birlikte bu oyunu da gördük ve birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirerek her birinin üstesinden geldik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son umutları olan 24 Haziran seçimlerinden de beklediklerini bulamayanların milletin ekmeğine, yani ekonomiye göz dikecek kadar alçaldıklarını belirterek, “Allah’ın izniyle biz bu oyunu da bozarız, mutlaka da bozacağız. Türkiye’yi dövizle, faizle, enflasyonla dize getirebileceklerini sananlar bu milleti hiç tanımıyor demektir, bunu böyle bilelim arkadaşlar. Bu millet en zor zamanında Çanakkale’de yedi düveli hallaç pamuğu gibi atmış, Kurtuluş Savaşı’nı başarıyla tamamlamış bir millettir” dedi.

“TÜRKİYE ÇOK YAKINDA BU DALGAYI AŞACAKTIR”

“Bu dönemler, bize karşı karınlarındaki hayâsızlığı dökenleri tespit etme yanında, halisane bir şekilde yanımızda olanları da görme imkânı bulduğumuz dönemlerdir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dönemler, fırsatçılık yapıp kendi ülkesine ve milletine ihanet edenler yanında, imkânları sonuna kadar zorlayıp üretime, yatırıma, istihdama devam edenleri de tespit ettiğimiz dönemlerdir. Bu dönemler, ülkenin ve milletin âli çıkarlarını, şahsi siyasi ve ekonomik çıkarlarının üzerinde tutanların, diğerlerinden ayrıştığı günlerdir. Türkiye, çok yakında bu dalgayı aşacaktır, ama fırsatçılık yapanları da, fedakârlık yapanları da unutmayacaktır” şeklinde konuştu.

“MİLLETİMİZE KARŞI HEP AÇIK VE SAMİMİ OLDUK”

AK Parti olarak bu zorlu dönemi aşmanın mücadelesini verirken, aynı zamanda 2019 mahalli seçimlerine de hazırlanıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, teşkilatların şimdiden tüm güçlerini seferber etmeleri gerektiğine dikkat çekti. 24 Haziran seçimlerinde mecliste Milliyetçi Hareket Partisi ile ittifak yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mahalli idareler seçimlerinde böyle bir imkân olur mu bakacağız. Eğer böyle bir imkânı karşılıklı olarak hakikaten ortaya koyabilirsek, biz birlikte bunu da değerlendiririz, çünkü Cumhur İttifakındaki dayanışmamız neyse yerel seçimlerde de bu ittifakı gerçekleştirme imkânımız olabilir” şeklinde konuştu.

Diğer partilerin de gizli veya açık benzer ittifak arayışları içinde olduklarını bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz milletimize karşı hep hasbi olduk, açık olduk, samimi olduk. Şimdi de aynısını yapacak, her şeyi milletimizin gözü önünde konuşacak, tartışacağız. Önümüzdeki seçimleri ideolojik hamasetle pozisyonlarını koruyan iş bilmez muhalefet belediyelerinden milletimizi kurtarmanın bir fırsatı olarak görüyoruz” dedi.

Batıda ana muhalefet partisinin, doğuda bölücü örgütün güdümündeki partinin pek çok belediyede âdeta taş üstüne taş koymadan sırf ideolojik kamplaşmayla bugüne kadar yönetimde kalmayı başardığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin sonunda şunları kaydetti: “Terör örgütüyle birlikte aday olmaya yeltenenler kusura bakmasınlar, bizden demokratik bir yaklaşım bekleyemezler. Zira biz bunun bedelini ağır ödedik. Bu milletin alın terini bu belediyelere biz, al, bunları oradaki vatandaşımıza altyapısına, üstyapısına harca diye verirken, bu verdiklerimizi oraya değil de dağa gönderenlere bu defa biz aynı imkânı sağlayamayız.”

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211352

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

seers cmp badge