“İstanbul Havalimanı ülkemizin yüz akı, dünyada da örnek olacak bir projedir” “İstanbul Havalimanı ülkemizin yüz akı, dünyada da örnek olacak bir projedir” için yorumlar kapalı 74995

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Coğrafi olarak ülkemiz, özellikle de İstanbul, tarih boyunca hep stratejik bir konumda yer almıştır. İstanbul Havalimanımızın hizmete girmesiyle Türkiye, kuzey-güney ve doğu-batı aksları arasındaki en önemli transit merkez konumuna gelmiştir. Havalimanımız, hitap ettiği bu geniş alanda 60 ülkeyi ve 20 trilyon dolarlık ekonomileri birbirine bağlıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yapımı tamamlanan İstanbul Havalimanı’nın açılış töreni ve 95’inci yıldönümü kutlanan Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katıldı. İstanbul Havalimanı’nda gerçekleştirilen tören ve resepsiyonda, TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyelerinin yanı sıra devlet kurum ve kuruluşları ile STK’ların temsilcileri, akademi, kültür, sanat, siyaset, spor ve iş dünyasından çok sayıda davetli de hazır bulundu.

Okay Temiz ve grubunun bir konser verdiği açılış törenine ve resepsiyonuna, çok sayıda yabancı devlet ve hükûmet başkanı da iştirak etti. Törende; Arnavutluk Cumhurbaşkanı İlir Meta, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Makedonya Cumhurbaşkanı Corge İvanov, Moldova Cumhurbaşkanı Igor Dodon, Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir, Bosna-Herkes Başbakanı Denis Zvidzic, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Azerbaycan Meclis Başkanı Oktay Asadov’un yanı sıra pek çok ülkenin ve uluslararası kuruluşun temsilcisi de yer aldı. Törene eşi Emine Erdoğan ile birlikte katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İngilizce, Arapça, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Rusça ve Çince olmak üzere yedi ayrı yabancı dilde canlı olarak yayınlanan bir konuşma yaptı.

Bugün iki büyük mutluluğu bir arada yaşadıklarına değinerek, dünyanın en büyükleri arasında yer alan İstanbul Havalimanı’nın açılışını, yurt dışından gelen dostlarla birlikte gerçekleştirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanının tüm dünyaya, bölgeye ve Türkiye’ye hayırlı olmasını diledi.

“YENİ HAVALİMANI, İSTANBUL HAVALİMANI OLARAK İSİMLENDİRİLECEK”

Havalimanının açılışının yanı sıra bugün Cumhuriyetin 95’inci kuruluş yıldönümünün gururunu da bugün hep birlikte yaşadıklarına işaret eden ve Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünü Türkiye ile paylaşan konuk devlet ve hükûmet başkanlarına, bakanlara, ülke ve uluslararası kuruluşların temsilcilerine teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Endonezya’da yaşanan uçak kazasına da değinerek, uçak kazasında ölenlere Allah’tan rahmet diledi ve Endonezya halkına baş sağlığı dileklerini iletti.

İstanbul Havalimanı tam kapasiteyle hizmete girdiğinde, Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı’nın, ticari seferlere kapanacağını fakat havalimanı vasfını koruyacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerek havacılık fuarları, gerekse başka birtakım faaliyetler için Atatürk Havalimanı, aynı isimle hizmet vermeyi sürdürecektir. Atatürk Havalimanı’nın bu faaliyetler dışındaki alanları ise, söz verdiğimiz şekilde Millet Bahçesi olarak İstanbul halkının kullanımına açılacaktır. Fakat şu andaki kapalı alanları da inşallah ülkemizin, İstanbulumuzun en büyük fuarı hâline getireceğiz. Dolayısıyla orası Atatürk Havalimanı, burası ise İstanbul Havalimanı olarak isimlendirilecektir. Havalimanımızın ismi de hayırlı olsun” şeklinde konuştu.

“BU DEV PROJENİN HER AŞAMASINDA EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

İstanbul Havalimanı’nın; mimarisi, inşası, işletmesi ve finansmanı ile Türkiye’nin yüz akı, dünyada da örnek olacak bir proje olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu dev projenin etüdünden inşasına ve işletmesine kadar her aşamasında emeği geçen, katkısı olan kamu kurumlarımıza, bankalarımıza, yüklenici firmalara, taşeronlara, mühendisinden işçisine herkese teşekkür ediyorum.”

İstanbul Havalimanı’nı yapmak için 2013 yılında kollarını sıvayıp ihalesini gerçekleştirdiklerinde pek çok çevrenin, projenin sonunun gelip gelmeyeceğini merak ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2015 yılının Mayıs ayında, yer teslimi yapılıp inşaat başladığında dahi bu tereddütlerin devam ettiğini söyledi.

Finansmanından inşaatına kadar her boyutuyla dünyada eşine az rastlanır bu dev projenin tamamlanarak, bugün ilk etabının resmî açılış törenini yaptıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam dört etaptan oluşan projenin ilk etabının yılda 90 milyon yolcu kapasiteli olduğunu aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm etaplar tamamlandığında kapasitenin 150 milyona yükseleceği, gerektiğinde bunun 200 milyona kadar çıkartılabileceği, ilk etapta üç pistin hizmete açıldığı, 2 milyon metrekareyi bulan kapalı alana, 6,5 milyon metrekare apron büyüklüğüne sahip olduğu bilgilerini paylaştı.

“HAVALİMANI, ÖNÜMÜZDEKİ 10 YIL BOYUNCA BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK”

Havalimanının; terminaller arasındaki ulaşımı sağlayacak raylı sistemi, kargo ve genel havacılık terminalleri, kapasiteyi karşılayacak kapalı ve açık otoparkları, destek birimleri, sosyal tesisleri ve diğer tüm üniteleri ile dev bir eser olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanın önümüzdeki 10 yıl boyunca büyümeye devam edeceğini ve tüm etapların 2028’e kadar tamamlanmasını öngördüklerini sözlerine ekledi.

Kendi enerjisini üreten, çevreci, tabiat dostu ve engelsiz bir proje olan havalimanındaki hizmetler için 120 bin kişinin görev yapacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanındaki her birimin, uluslararası standartların üzerinde, son teknolojiye sahip şekilde tasarlanıp inşa edildiğini belirtti.

Havalimanından şehir merkezine karayolu, raylı sistem ve deniz yolu ile alternatifli ulaşım imkânları sağlanacağını, hava trafiği ve güvenliği konusunda bu projeyle birlikte pek çok yeniliğe imza atılacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin, yatırım bedelinin 10 milyar 247 milyon Avro, devlete ödenecek kira bedelinin ise 22 milyar 152 milyon Avro olduğunu aktardı.

“İSTANBUL HAVALİMANI’NIN HİZMETE GİRMESİYLE TÜRKİYE, EN ÖNEMLİ TRANSİT MERKEZ KONUMUNA GELMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, coğrafi olarak Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un tarih boyunca hep stratejik bir konumda yer aldığını belirterek, “İstanbul Havalimanımızın hizmete girmesiyle Türkiye, kuzey-güney ve doğu-batı aksları arasındaki en önemli transit merkez konumuna gelmiştir. Havalimanımız, hitap ettiği bu geniş alanda 60 ülkeyi ve 20 trilyon dolarlık ekonomileri birbirine bağlıyor” dedi.

İstanbul Havalimanı’nın hizmete girmesiyle, Avrupa hava sahasının yeniden yapılandırılmasının gerekeceğini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık en önemli transfer noktası İstanbul olacağı için kıtalar arası uçuşların güzergâhları da büyük ölçüde değişecektir” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji ve su verimliliğinde yüzde 40 tasarruf sağlayacak özellikleri ve teknoloji ağırlıklı yönetimiyle havalimanının, geleceğin dünyasına hitap eden bir akıllı havalimanı olarak faaliyet göstereceğini kaydetti. İstanbul Havalimanı’nın hizmete girmesiyle Avrupa hava sahasının yeniden yapılandırılması gerekeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık en önemli transfer noktası İstanbul olacağı için, kıtalar arası uçuşların güzergâhları da büyük ölçüde değişecektir” ifadelerini kullandı.

“KONUMU VE ÖZELLİKLERİYLE TARİHE DAMGA VURACAK BU ESERİN TÜRKİYE’DE İNŞA EDİLMİŞ OLMASI TESADÜF DEĞİL”

Konumu ve özellikleriyle tarihe damga vuracak bu eserin Türkiye’de inşa edilmiş olmasının tesadüf olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin geçen 16 yılda eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye her alanda dev yatırımlar yaparak kendisini geleceğe hazırladığını vurguladı.

Sadece havacılık alanında ulaşılan seviyenin dahi başlı başına bir başarı hikâyesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldikleri günden bu yana havalimanı sayısını 26’dan 56’ya çıkardıklarını, hâlen inşası ve projesi devam edenlerle birlikte önümüzdeki yıllarda bu sayının 64’e çıkacağını ifade etti. Yurt dışı uçuş noktaları sayısını 60’dan 316’ya çıkararak Türk Hava Yolları’nın dünyada destinasyon olarak ilk sırada olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçulan ülke sayısını da 50’den 122’ye, büyük gövdeli uçak sayısının 162’den 506’ya, Türk havacılık sektörünün cirosunun 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükseldiğini hatırlattı.

“TÜRKİYE, MİLLÎ GELİRİNE GÖRE DÜNYADA 17’NCİ, SATIN ALMA PARİTESİNE GÖRE DÜNYADA 13’ÜNCÜ SIRADA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Diğer alanlarda da benzer gelişmeler kaydettik. Üstelik bu başarılara bilhassa son beş yılda yaşadığımız nice provokasyona, üzerimizde oynanan nice oyuna, ülkemize kurulan nice tuzağa, maruz kaldığımız nice saldırıya rağmen imzayı attık. Bugün Türkiye millî gelirine göre dünyada 17’nci, satın alma paritesine göre dünyada 13’üncü sıraya yükselmiştir. Bunu devletimizle milletimiz arasında kurduğumuz o güçlü bağdan aldığımız feyzle gerçekleştirdiğimiz hizmetler sayesinde başardık. Tıpkı 15 Temmuz’da olduğu gibi, istiklaline ve istikbaline sahip çıkan, geleceğine güvenle ve ümitle bakan bir Türkiye olarak hedeflerimize doğru kararlılıkla yürümeye devam ediyoruz.”

Cumhuriyetin ilanının 95. yılında 2023 hedeflerine olan bağlılıklarının, hizmete alınan bu muhteşem eserle bir kez daha güçlendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin Cumhuriyet Bayramı’nı tebrik etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, İstiklal Harbini zafere ulaştıran, yeni devleti kuran ve Türkiye’nin bugünlere gelmesinde emeği, alın teri, kanı olan tüm devlet adamlarını, kahramanları, şehit ve gazileri rahmet ve hürmetle yâd ettiğini ifade ederek, şehitlere Allah’tan rahmet diledi.

Milletin huzurla yaşaması, devletin payidar olması için ülke sınırları içinde ve dışında, gerektiğinde hayatlarını feda etme pahasına görev yapan güvenlik güçlerine şükranlarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülke için dökülen tek damla alın teri de, tek damla kan da asla boşa gitmemiştir, boşa gitmeyecektir; tarih en büyük şahittir, en büyük hakemdir” diye ekledi.

“HEDEFLERİMİZE ULAŞMAYI SADECE KENDİMİZ İÇİN DEĞİL, TÜM DOSTLARIMIZ İÇİN İSTİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tıpkı açılışını yaptığımız bu eser gibi, yaptığımız her işi milletimizin takdirine ve tarihin murakabesine emanet ediyoruz. Gençlerimize vasiyetimiz olan 2053 ve 2071 vizyonlarımızın altyapısını Cumhuriyetimizin 100. yılı için belirlediğimiz hedeflerimizle oluşturuyoruz. Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaya, bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun, güvenliğin, refahın sembolü hâline gelmeye kararlıdır. Hedeflerimize ulaşmayı sadece kendimiz için değil, tüm dostlarımız için de istiyoruz. Bu anlayışla demokrasideki ve ekonomideki yolculuğumuzu dostlarımızla birlikte sürdürme arzumuzu her fırsatta dile getiriyoruz. Ne mazisinde sömürge ayıbı, ne alnında katliam karası, ne yüreğinde beşere dair husumet lekesi bulunmayan bir milletin mensupları olarak, bize hüsnüniyetle yaklaşan herkesle birlikte yol yürümeye hazırız.”

“HERKES İÇİN HUZURLU, GÜVENLİ VE MÜREFFEH BİR GELECEĞİ BİRLİKTE İNŞA EDELİM”

Bölgedeki ve dünyadaki tüm dost ülkelere herkes için huzurlu, güvenli ve müreffeh bir geleceği birlikte inşa etme çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin, düşmanlıklara, savaşlara, acılara, zulümlere değil; sevgiye, barışa, dayanışmaya çıkan kapıları birlikte açalım. Gelin, çocuklara, masumlara, mazlumlara umut verecek bir dünyanın müjdesini insanlığa hep birlikte verelim” şeklinde konuştu.

“İnşallah İstanbul Havalimanımız insanları kavuşturup, tanıştıracak, sevgiyi çoğaltıp gönülleri abat edecek, ülkemize, bölgemize ve dünyaya hayırlı bir hizmet olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanının yapımında emeği geçenlere ve açılışa iştirak edenlere teşekkürlerini yineledi ve Cumhuriyetin 95’inci kuruluş yıldönümünü tebrik etti.

Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı’nın yapımını üstlenen Limak/Kolin/Cengiz/Mapa/Kalyon Ortak Girişim Grubu’nun yetkililerini platforma davet ederek kendileriyle hatıra fotoğrafı çektirdi. Ortak girişim grubu üyeleri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a günün anısına, İstanbul Havalimanı’nın hava trafik kontrol kulesinin cam minyatürünü hediye etti.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yaptığı duadan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan havalimanının açılışını, eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, havalimanının yapımını üstelenen firmaların yetkilileri ile konuk devlet ve hükûmet başkanlarıyla birlikte gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan törenin ardından, açılışa katılan konuk devlet ve hükûmet başkanlarının onuruna, İstanbul Havalimanı’nda resmî akşam yemeği verdi.

 

Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge