“Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz” “Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz” için yorumlar kapalı 85465

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burgazada Korveti’nin Kabul ve Aydınreis Denizaltısı’nın İlk Kaynak Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi adeta denize ayak basamayacak hâle getirmeyi amaçlayan çabalara asla izin vermeyeceğiz. Aynı şekilde, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların, ülkemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışlanarak, adeta gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz” dedi.

MİLGEM Projesi kapsamında üretilen ada sınıfı korvetlerden üçüncüsü TCG Burgazada F-513, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı törenle Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildi. Yeni Tip Denizaltı Aydınreis’in de ilk kaynağının yapıldığı İstanbul Tersanesi Komutanlığı’ndaki törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında tasarım, inşa, donatım ve tedarik işlemleri yerli ve millî imkânlarla yürütülen MİLGEM Projesi’nin ürünü olan Burgazada Korveti’nin Türkiye’ye ve Deniz Kuvvetleri’ne hayırlı olmasını temennisinde bulunarak, emeği geçenlere teşekkür etti.

“TÜRKİYE’Yİ ADETA DENİZE AYAK BASAMAYACAK HÂLE GETİRMEYİ AMAÇLAYAN ÇABALARA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Filoya katılan her geminin, denizlerdeki gücü, caydırıcılığı, hareket kabiliyetini, millî çıkarları koruma konusundaki kararlılıklarını artırdıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Son dönemde Doğu Akdeniz ve Ege’de yaşanan hadiseler, ülkemizin Deniz Kuvvetleri’nin, en az diğer unsurları kadar güçlü olması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Türkiye’yi adeta denize ayak basamayacak hâle getirmeyi amaçlayan çabalara asla izin vermeyeceğiz. Aynı şekilde, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların, ülkemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışlanarak, adeta gasp edilmesine yönelik girişimleri kesinlikle kabul etmeyeceğiz.”

“Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, hele hele toprağında gözümüz yoktur. Biz sadece ülkemizin ve kardeşlerimizin haklarını koruyoruz” sözleriyle konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye rağmen Doğu Akdeniz’de veya Ege’de adım atabileceklerini sananların, ne kadar büyük bir hata yaptıklarını anlamaya başladıklarını belirterek, Suriye’deki teröristlere nasıl günlerini gösterdilerse, denizlerdeki haydutlara da meydanı bırakmayacaklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Sabırlı ve uzun bir çalışmanın, alın terinin, farklı alanlardaki birikimlerin bir araya gelmesinin, büyük bir emeğin ürünü korvetlerimiz hizmete girdikçe sözümüz denizlerde daha derin yankılar yapmaktadır. Çünkü bizim bu gemilerimiz sadece bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde tasarlanmış ve inşa edilmiştir. Aynı şekilde ilk kaynak törenini yaptığımız ve serisinin dördüncü denizaltısı olacak Aydınreis de denizlerdeki gücümüzün sembollerinden biri olacaktır.”

“DENİZALTI ÜRETİMİNDE GELİNEN SEVİYE İFTİHAR VERİCİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tasarımı ve üretiminin karmaşıklığı sebebiyle dünyada oldukça zor bir iş olarak kabul edilen denizaltı üretiminde gelinen seviyenin iftihar verici olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin 1960’lı yıllara kadar bırakınız savaş gemisi, denizaltı üretmeyi, elindeki mevcut filonun bakımını dahi yurt dışında yaptırmak zorunda olduğunu hatırladığımızda bu başarının önemi daha iyi anlaşılacaktır” şeklinde konuştu.

Konuşmasına, “2004 yılından bu yana yakın takip altında tuttuğumuz pek çok projesini bizzat himaye ettiğimiz savunma sanayii faaliyetleri bize bir gerçeği göstermiştir. Bu gerçekte Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin gerekli irade ortaya konduğunda altından kalkamayacağı hiçbir işi olmadığıdır” ifadeleriyle devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz mühendislerimize güvendik, teknisyenlerimize güvendik, araştırmacılarımıza güvendik, akademisyenlerimize, subaylarımıza güvendik, en önemlisi de girişimcilerimize güvendik. Sonuçta ortaya karadan denize, havadan uzaya kadar her alanda dünyanın en üst ligindeki ülkelerle yarışabileceğimiz seviyede ürünler çıktı” dedi.

“SAVUNMA SANAYİNDE DIŞA BAĞIMLILIK YÜZDE 80’LERDEN YÜZDE 35’LERE İNDİ”

Yerli ve millî tasarım, geliştirme, üretim faaliyetleri konusundaki hassasiyetleri sayesinde Türkiye’nin, savunma sanayinde dışa bağımlılığını yüzde 80’lerden yüzde 35’lere kadar indirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Ortaya çıkardığımız her ürün, bizimle birlikte dost ve kardeş devletlerden başlayarak, dünyadaki pek çok ülkenin de ilgi alanına giriyor. Mesela, bugün onlarca dost ve kardeş ülkenin denizlerinde, ülkemizde üretilen gemiler ve botlar görev yapıyor. Daha üç hafta önce Pakistan’a teslimi yapılan denizde ikmal gemisi de bu gurur verici projelerden biridir.”

Savunma sanayii alanında her geçen yıl, hem kendi ihtiyaçlarını karşılama, hem ihracat konusunda daha ileri konumlara geleceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknolojik ilerlemenin kuluçkası, lokomotifi olan savunma sanayiini ne kadar geliştirirsek, diğer alanlarda da o derece ileriye gideceğimiz açıktır. Bağımsızlığımızı güvence altına almamızın yanında, bize küresel düzeyde rekabet avantajı sağlayacak bu alanı önümüzdeki dönemde daha fazla destekleyeceğiz” dedi.

“KOBİ’LER, SAVUNMA SANAYİİ VE TEKNOLOJİ ALANINDA EN ÖNEMLİ GÜCÜMÜZ”

Bugün itibariyle Türkiye’nin, dünyanın ilk 100 savunma sanayii şirketi arasına giren dört şirketiyle, bu listede en fazla şirkete sahip altıncı ülke konumuna geldiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu ve vakıf şirketleri yanında özel sektör kuruluşlarını da en kısa zamanda bu listede görmek istediklerini belirtti. “KOBİ’lerimiz esnek ve dinamik yapılarıyla savunma sanayi ve teknoloji alanındaki en önemli gücümüzdür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Millîleşme hedefimizi büyük şirketlerimizde, yerlileşme hedefimizi de KOBİ’lerimizle hayata geçiriyoruz. Savunma sanayinde tedarikçi zincirimizi ne kadar geniş tutarsak o derece kalıcı ve büyük işlere imza atabiliriz. Amerika bu tecrübeyi yaşamıştır. Bu ülkenin tedarikçi zincirlerini genişletmeye yönelmeyen dev savunma sanayi kuruluşlarının birçoğu her geçen yıl ilk 100 listesinde daha da aşağılara iniyor.”

Savunma sanayinin Türkiye’ye bir başka katkısının da beşeri sermayeyi güçlendirmesi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu alanda yetişen teknik ve idari kadrolar diğer sektörlerde de başarılı işlere imza atıyorlar. Özellikle genç mühendislerimiz için gerçekten çok çok geniş bir alan inşa ediyoruz. Üniversitelerimizin ve insan kaynaklarına münhasıran çalışmalar yapmak üzere kurduğumuz yapıların çabalarıyla inşallah önümüzdeki yıllarda beşeri sermayemizi daha da zenginleştireceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin sonunda böylesine önemli bir alanın sahadaki uygulayıcıları olan askerlere şükranlarını ifade ederek, Burgazada Korveti’nin ülkeye, orduya, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na, gemide görev yapacak personele hayırlı olması temennisini yineledi ve en başından bugüne kadar MİLGEM Projesi’nde emeği geçenlere teşekkür etti.

 

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”