“Gençlerimizin eline silah vermekle, uyuşturucu madde tutuşturmak arasında hiçbir fark yoktur” “Gençlerimizin eline silah vermekle, uyuşturucu madde tutuşturmak arasında hiçbir fark yoktur” için yorumlar kapalı 74980

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Gençleri ölüme gönderen terör örgütlerine karşı nasıl tavizsizsek, evlatlarımızın sağlığını ve istikbalini çalan uyuşturucu tacirlerine karşı da aynı şekilde tavizsiz davranıyoruz. Bizim nazarımızda gençlerimizin eline silah vermekle, uyuşturucu madde tutuşturmak arasında hiçbir fark yoktur” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2. Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu’na katıldı. Yeşilay tarafından WOW Kongre Merkezinde gerçekleştirilen sempozyumda Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında, İstanbul Samandıra’da yaşanan helikopter kazasında şehit olan askerler için Allah’tan rahmet, yaralı asker için acil şifa temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve millete başsağlığı dileklerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim milletimizi ve özellikle askerimizi her türlü kazadan, afetten, beladan korusun” temennisinde bulundu.

“YEŞİLAY, BUGÜN KÜRESEL BİR MARKAYA DÖNÜŞTÜ”

Sempozyumu düzenleyen Yeşilay yönetimine ve etkinliğe tebliğleriyle katkı veren katılımcılara teşekkürlerini ileterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir asır önce alkol ve madde bağımlılığıyla mücadele için kurulan Yeşilay’ın bugün küresel boyutta bir markaya dönüştüğünü söyledi.

Türkiye içinde 107 şubesi ve dünya genelinde 41 ülkedeki aynı isimli kuruluşlarıyla her geçen gün büyüyen Yeşilay’ın, uluslararası alanda giderek daha çok kabul görmeye başladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, alkol ve tütünün yanı sıra bağımlılığın her türlüsü ile mücadele eden Yeşilay’ın çalışmalarını desteklemeyi sürdüreceklerini söyledi.

“ASIL MESELE, KÖTÜ ALIŞKANLIKLARIN KÖK SALABİLMESİNE ZEMİN HAZIRLAYAN İKLİMİ ORTADAN KALDIRMAK”

“Uyuşturucu ve alkol tüketiminin yaygınlaşmasından tütün tüketimiyle mücadele istediğimiz neticeleri bu alanda alamamamızdan eğer şikâyet ediyorsak, çalışma yöntemlerimizi demek ki gözden geçirmemiz gerekiyor, bir yerde bir eksiklik var” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl meselenin; toplumda bu tür kötü alışkanlıkların kök salabilmesine zemin hazırlayan iklimin ortadan kaldırılması olduğunu belirtti.

Bunun yolunun da eğitimden, kültürden, medeniyet değerlerinin yeni nesillerin ve toplumun tamamına en iyi şekilde aktarılmasından geçtiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açık konuşuyorum; haramı, helali bilen bir toplumda uyuşturucu diye, alkol diye, hırsızlık diye, haksızlık diye bir sorun olmamalıdır, olamaz. Eğer bu tür sıkıntılar varsa ve büyüyorsa, bağımlılıktan öte başka sıkıntılarımız var demektir” diye konuştu.

Cehaletin, okuma-yazma bilmemek değil, kültürünü, medeniyetini ve onların ürünleri olan değerleri bilmemek olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de en azından bir kesimin, içinde bulunduğu cehalet karanlığında giderek daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyduklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kim olduğundan habersiz, nereden geldiğini ve nereye gittiğini bilmeyen, günübirlik yaşayan, hayatta ölçüsü, geleceğe dair ideali olmayan bu kesim için üzülmekten daha fazlasını yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.

“BAĞIMLILIKTAN KAYNAKLANAN SIKINTILARIN ÖNÜNE SADECE POLİSLE, SOSYAL HİZMET UZMANIYLA GEÇİLEMEZ”

Türkiye’nin geçen 16 yılını değerlendirirken, eğitim ve kültür politikalarının yetersizliğinden hayıflanmalarının, bu tür konularda arzu ettikleri mesafeyi kat edememelerinden kaynaklandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “En güzel okulları yaptık, içlerini en modern araçlarla donattık, öğretmensiz sınıf bırakmadık; ama bu okullara topladığımız çocuklara neler vermemiz gerektiği hususunda yeteri kadar tefekkür edemedik. Kültür ve sanat politikalarını desteklemek adına çok ciddi bütçeler ayırdık, çok önemli fiziki altyapılar oluşturduk; ama kendi kadim tarihimizi, kültürümüzü, sanat anlayışımızı yeni nesillere aktarma, benimsetme, daha ileriye taşıma konusunda ortada kayda değer bir netice göremiyoruz. Böyle olduğu için de işte bugün burada uyuşturucudan, alkolden, tütünden, bütün bunlardan kaynaklı bağımlılık tehdidinin sürekli büyümesi karşısında neler yapabileceğimizi konuşmak zorunda kalıyoruz.”

Bağımlılıkla terörün birbirine benzediğini vurgulayarak, “Her ikisiyle de etkin mücadelenin yolu sivrisineklerle uğraşmak yanında aslı bataklığı kurutmaya çalışmaktır, bunu başarmamız lazım” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaynağı kesilmediğinde bağımlılıktan kaynaklanan sıkıntıların önüne sadece polisle, jandarmayla, sosyal hizmet uzmanıyla, sağlık personeliyle geçilemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke yönetiminin en üst düzey sorumlusu olarak bu tür toplantılardan beklentisinin, meselenin asıl kaynağının tespiti ve çözümü hususunda yol haritasının çıkarılması olduğunu belirtti ve “Uzmanlar olarak sizler bize bu rehberliği yaptığınızda, işimiz çok daha kolaylaşacaktır” diye ekledi.

“DİĞER PEK ÇOK SORUN GİBİ, UYUŞTURUCU BAĞIMLILIĞININ DA YÜKÜNÜ DÜNYADAKİ MAZLUM TOPLUMLAR ÇEKİYOR”

Diğer pek çok sorun gibi, uyuşturucu ve alkol bağımlılığının da yükünü dünyadaki mazlum toplumların çektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoksullukla bağımlılığın bir arada olmasının düşündürücü olduğunu kaydederek, “Hayatını idame ettirmekte zaten zorluk çeken toplumlarda bu tür kötü alışkanlıkların yaygınlaşmasının masum bir eğilim olmadığına inanıyorum” diye ekledi.

Dünyada devlet eliyle yapılan teşviklerle yaygınlaşan alkol kullanma sorununun, hâlâ ciddi boyutlarda olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tütün alışkanlığının uzun yıllar uluslararası şirketler tarafından özendirildiğine ve medyanın etkili bir araç olarak kullanıldığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uyuşturucu bağımlılığının ciddi boyutlarda olduğu geri kalmış ülkelerin kahir ekseriyetinin önemli yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahip olması, aslında hadisenin gerisindeki sebeplerle ilgili olarak bize fikir veriyor” ifadelerini kullandı.

“TERÖR ÖRGÜTLERİNİN EN ÖNEMLİ FİNANSMAN KAYNAĞI, UYUŞTURUCU TİCARETİDİR”

Bağımlılığın çeşitlendiğine ve artık elektronik araçlara yönelik bağımlılıktan söz edildiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekran bağımlılığının çok daha büyük tehditler oluştuğunun altını çizdi ve “Eğer bugün iki yaşındaki bir yavru o cep telefonuyla ona o kadar bağlı hâle geliyor ki, her şeyinden kopuyor, hatta annesinden, babasında kaçıyor, giriyor bir odaya, odanın içerisinde onunla meşgul oluyor” değerlendirmesinde bulundu. Bunun ayrı bir tehdit olduğunu ve buna karşı neler yapılabileceğinin üzerinde çalışılması gerektiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 milyonluk Türkiye’de bugüne kadar 70 milyon cep telefonu satılmış olmasının ciddi olumsuz sinyaller verdiğini kaydetti.

Terör örgütlerinin en önemli finansman kaynağının, uyuşturucu ticareti, alkol ve tütün ürünleri kaçakçılığı olduğunun altını çizen ve bunun tesadüf olmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bağımlılık yapan maddeler öyle tehlikelidir ki üreten de, taşıyan da, satan da bunların aynı zamanda tüketicisi olmaktan kurtulamaz. Dolayısıyla bağımlılık yapan ürünlere karşı verilen mücadele, aynı zamanda terörün kaynaklarını kurutmaya yönelik bir mücadeledir” dedi.

Türkiye’nin son yıllarda terörle mücadelede kat ettiği mesafenin en önemli sonuçlarından birinin, taşınmasına ve tüketime yönelik uyuşturucu ticaretinin tüm çeşitlerine büyük darbeler vurulması olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gayemiz, kendimizi de, diğer ülkeleri de bu büyük oyunun malzemesi ve hedefi olmaktan çıkarmaktır” sözlerine yer verdi.

Konuşmasında elektronik sigaranın da sigara bağımlılığına dikkat çekerek elektronik sigara üretimine yönelik yatırım yapmak isteyenlerin Türkiye’ye 500 milyon, 1 milyar dolarlık yatırım yapma teklifiyle kendisine geldiğini ve izin vermediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin tezgâhınız başka. Siz buradaki gençliği buna alıştırmak istiyorsunuz. Kusura bakma, biz buna müsaade etmeyiz” ifadelerini kullandı.

“MÜCADELEYİ HER ALANDA YÜRÜTMEDEN TERÖRİZMLE BAŞA ÇIKILAMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Terör örgütlerinin arkasında duranlar, teröristleri teşvik edenler, aynı zamanda onların bu tür faaliyetlerine de destek verdiklerini bilmelidir. Mücadeleyi her alanda yürütmeden terörizmle başa çıkılamaz. Ancak terörle olduğu gibi terör örgütlerinin uyuşturucu ticaretiyle mücadelemizde de yeteri kadar destek alamadığımızı burada özellikle belirtmek isterim. Terör örgütlerini açıkça ve gizlice destekleyenlerin ‘İslami terör’ yaftasıyla tüm Müslümanları töhmet altında bırakıyor olmaları da ayrıca bir garabet örneğidir. İslam’la terörü kimse bir araya getiremez. Zira İslam, kelime anlamı itibariyle ‘silm’ kelimesinden türemiştir, onun anlamı da barıştır. Barışı emreden bir dinin terörle yan yana konulması mümkün olabilir mi? Ama dert başka? Dert, işte bu DEAŞ gibi malum şu anda terörün en önemli temsilcilerinden olan bu örgütlerle İslam’ı kirletmek; buna biz müsaade etmeyeceğiz, elimizden gelen mücadeleyi veriyoruz, vermeye devam edeceğiz.

Dünyada İslam dışında ismi terörle yan yana getirilen bir başka dinin olmamasının, bu kavramın kasıtlı şekilde kullanıldığını gösterdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hristiyani terör diyor musunuz veya Musevi terör diyor musunuz? Musevilerden teröre bulaşan yok mu? Hristiyanlardan teröre bulaşan yok mu? Var. Peki onları niye konuşmuyorsunuz?” dedi.

Gezi olaylarında uluslararası medyanın sürekli Taksim’i gösterdiğini hatırlatan ve hâlen Paris’te devam eden terör eylemlerinin ise uluslararası medyada yer almadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Niye görmüyorlar? Onların lekelenmesini istemiyorlar. İsteseniz de istemeseniz de dünya bunu takip ediyor. Ve Türkiye’nin bu konudaki azmini, kararlılığını gayet iyi biliyor” diye ekledi.

“TÜRKİYE, UYUŞTURUCU TİCARETİNE KARŞI EN AĞIR CEZALARIN VERİLDİĞİ ÜLKELERDEN BİRİ”

İnsanı merkeze almayan bir anlayışla yürütülecek bağımlılıkla mücadele çabasının, beyhude olacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürüttükleri sosyal destek programlarıyla, bireyden başlayıp aileye ve toplumun tüm kesimlerine kadar yayılan çalışmalar yürüttüklerini dile getirdi ve konuşmasın yürütülen çalışmalardan örnekler verdi.

“Gençleri ölüme gönderen terör örgütlerine karşı nasıl tavizsizsek, evlatlarımızın sağlığını ve istikbalini çalan uyuşturucu tacirlerine karşı da aynı şekilde tavizsiz davranıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, cezaevlerinde uyuşturucu suçlarından dolayı 52 bin mahkûmun olduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, dertlerinin; uyuşturucu müptelası olmaktan halkı da, gençliği de kurtarmak olduğunu dile getirdi ve “Bizim nazarımızda gençlerimizin eline silah vermekle uyuşturucu madde tutuşturmak arasında hiçbir fark yoktur” diye konuştu.

Türkiye’nin, uyuşturucu ticaretine karşı en ağır cezaların verildiği ülkelerden biri olduğunu ve cezaevlerinde bu suçlardan on binlerce kişinin bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda en küçük bir geri adım düşünmediklerini, daha etkili olacak ne tür tedbirler alınabileceği konusunu değerlendirdiklerini açıkladı.

“ÇOCUKLARININ YARDIMA İHTİYACI OLDUĞUNU DÜŞÜNEN AİLELERE DEVLETİN KAPILARI SONUNA KADAR AÇIKTIR”

Bu konuda en önemli görevin ailelere düştüğüne değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ebeveynlerin; çocuklarının alkol ve uyuşturucu batağına sürüklenmesinin önüne geçmek için bilinçli ve uyanık olmaları gerektiğini söyledi. Ailenin tespit edemediği bir sorunun, devletin diğer birimlerinin üzerine yıkmanın adil bir yaklaşım olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çocuklarının yardıma ihtiyacı olduğunu düşünen ailelere devletin kapıları sonuna kadar açıktır. Ama meselenin hem tespitinde hem çözümünde en büyük sorumluluk aile bireylerine aittir” dedi.

Okulların her bakımdan olduğu gibi bağımlılık tehdidinden de uzak kalması konusunda, İçişleri ve Millî Eğitim Bakanlıklarının yakın iş birliği içinde çalıştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan bu çabaya; Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar ile Sağlık, Gençlik ve Spor Bakanlıklarının, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Yeşilay başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının da destek vermesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çocuklarımıza hayatlarının her alanında ihtiyaç duydukları hizmetleri sağladığımızda bağımlılık tehlikesi kendiliğinden ortadan kalkacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211351

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

“Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” “Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” için yorumlar kapalı 234575

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunduğu Cezayir’de, Cezayir-Türkiye İş Forumu’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti.

“CEZAYİR İLE TİCARET HACMİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 5,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve toplam 13 anlaşmaya imza attıklarını aktararak, “Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye’nin, Cezayir’in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor” dedi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023’ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19’luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi’nin geçen yıl Ankara’da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, “Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir’de iş birliği imkânlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir’de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak, daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi.

“TÜRKİYE, CEZAYİR’DE PETROL VE DOĞAL GAZ HARİCİ EN ÇOK YATIRIM YAPAN VE EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNDADIR”

Ziraat Bankası’nın da Cezayir’de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir’de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkânlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdî zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı’yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması’nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır.”

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi.

“TÜRKİYE, İSRAİLLİ YÖNETİCİLERİN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE KARŞI İŞLEDİKLERİ SAVAŞ SUÇLARININ TAKİPÇİSİ OLMAYI SÜRDÜRECEKTİR”

Cezayir’in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail’in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek “Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail Devleti’nin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail Devleti’ni başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? ‘Yapanın yanına kar kalıyor.’ mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail’in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu’ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail’e borcu var. İsrail’e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye’nin, Cezayir’in, bizim İsrail’e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir” dedi.

“GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: ”Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkâr edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikâyetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dâhil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze’nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze’ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı’nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gasbıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail Devleti’nin Gazze’yi insansız hâle getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah’ın izniyle öyle kalacaktır. İslam âlemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kalın sağlıcakla.”

seers cmp badge