Cumhurbaşkanı Erdoğan, İkinci 100 Günlük İcraat Programı’nı açıkladı Cumhurbaşkanı Erdoğan, İkinci 100 Günlük İcraat Programı’nı açıkladı için yorumlar kapalı 65539

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen toplantıda İkinci 100 Günlük İcraat Programı’nı açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İkinci 100 Günlük İcraat Programı Tanıtım Toplantısı’na katıldı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen ve ikinci 100 günlük dönemde gerçekleştirecek icraat ve projelerin tanıtıldığı programda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve bazı bakanlar da hazır bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan programda, 3 Ağustos’ta kamuoyuna ilan ettikleri 100 Günlük İcraat Programı’nın sonuçlarından ve ikinci 100 günde gerçekleştirilecek hizmet ve projelerden örnekler verdiği bir konuşma yaptı.

“KAZA İLE İLGİLİ ADLİ VE İDARİ SORUŞTURMA BAŞLADI”

Konuşmasının başında, bu sabah Ankara’da meydana gelen tren kazasından duyduğu üzüntüsünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Ankara-Konya yüksek hızlı treninin kılavuz yol lokomotifiyle çarpışması sonucu üçü makinist olmak üzere dokuz vatandaşın hayatını kaybettiğini, 47 vatandaşın da yaralandığını açıkladı. Elim kazada ölenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölenlerin yakınlarına başsağlığı dileğinde bulundu. Kaza ile ilgili adli ve idari soruşturmaya başlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet Savcılığı’nın üç kişiyi gözaltına aldığını, kazanın tüm boyutlarıyla incelenip sorumluların ortaya çıkarılacağını gereken her şeyin yapılacağını kaydetti.

“KURDAKİ KISA SÜRELİ DALGALANMAYI DAHİ HÜKÛMETİ YIPRATMAK İÇİN FIRSAT BİLEN KİFAYETSİZ MUHTERİSLERİN HEVESLERİNİ KURSAKLARINDA BIRAKTIK”

Milletin huzurunda, geride kalan 100 günün muhasebe ve murakabesini yaparak ve yakın geleceğe ilişkin programlarını ortaya koyarak, Türk siyasetine yeni bir açılım kazandıracaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürütmenin başı olarak bundan sonra da belli aralıklarla milletin karşısına çıkarak ortaya koydukları icraatların değerlendirmesini yapacaklarını söyledi.

Kabineyi açıkladıkları 9 Temmuz’dan bugüne yoğun bir gündemle çalışmalarını yürüttüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan ülkenin yeni yönetim sistemine geçiş sürecini yönettiklerini, diğer taraftan ekonomik açıdan Türkiye’ye diz çöktürmeyi hedefleyen saldırılara karşı mücadele ettiklerini, bunlarla birlikte millete verdikleri sözleri de gerçekleştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Dış kaynaklı tüm engelleme girişimlerine rağmen, hedeflerine ulaşma yönünde önemli mesafe katettiklerini, kur-faiz-enflasyon üçgeni üzerinden Türkiye ekonomisine pranga vurmak isteyenleri bir kez daha hüsrana uğrattıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kurdaki kısa süreli dalgalanmayı dahi hükûmeti yıpratmak için fırsat bilen kifayetsiz muhterislerin heveslerini kursaklarında bıraktık” dedi.

“KİŞİSEL ÇIKARI İÇİN 81 MİLYONLUK TÜRKİYE GEMİSİNİN ALTINI OYMAYA ÇALIŞANLAR KESİNLİKLE FIRSAT BULAMAYACAK”

“Birkaç ay öncesine kadar sabah-akşam milletimize karamsarlık pompalayan siyaset simsarları, sözüm ona ekonomistler, köşe yazarları bugün âdeta dillerini yutmuş durumdalar, hiçbirinden şimdi çıt çıkmıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci 100 günlük icraat programını uygularken de aynısını yapacaklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Kişisel çıkarı için 81 milyonluk Türkiye gemisinin altını oymaya çalışanlar kesinlikle fırsat bulamayacak, onlara fırsat vermeyeceğiz. Ülkemizin ve milletimizin düşmanlarının operasyon aracı hâline dönüşmüş olan çevrelerin eleştirilerine kulak asmayacağız. Hiçbir kirli planın, hiçbir ekonomik tetikçinin, ihtiraslarının kulu kölesi olmuş hiçbir menfaatperestin ülkemiz ile hedefleri arasına girmesine müsaade etmeyeceğiz. Millet iradesinin üzerinde hiçbir irade tanımadan, Hakk’ın ve halkın rızası için, gözünü ve günlünü Türkiye’ye çevirmiş mazlum ve mağdurlar için çalışmaya, üretmeye, taş üstüne taş koymaya devam edeceğiz.”

“TÜRKİYE BİR TARAFTAN KALKINMA VE YATIRIM HAMLESİNİ SÜRDÜRÜRKEN, DİĞER TARAFTAN MALİ DİSİPLİNDEN ASLA TAVİZ VERMEMİŞTİR”

Yaşanan onca sıkıntıya rağmen ilk 100 günlük icraat programında yüzde 97 gibi yüksek bir gerçekleşme performansına ulaştıklarını, programda yer alan 400 eylemden 340’ını tamamladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların arasında önemli, tarihî, milletin umut ve heyecanla beklediği pek çok projenin bulunduğunu hatırlattı.

Bu projelerin arasında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında ilk etabının açılışını yaptıkları İstanbul Havalimanının, beş Millet Bahçesinin, bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda kalan 60 eylemin 10’unun mevzuat hazırlıklarını da tamamladıklarını, üçüncü tarafların onayını gerektiren 32 eylemde yüzde 80’in üzerinde, 17 eylemde yüzde 50’in üstünde ilerleme sağladıklarını açıkladı.

43 milyar liralık bütçe maliyeti öngördükleri 400 eylem için 37,3 milyar lira sarf edildiğini, bunun en önemli sebebinin ise uygulamaya koydukları tasarruf tedbirleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye bir taraftan kalkınma ve yatırım hamlesini sürdürürken, diğer taraftan da mali disiplinden asla taviz vermemiştir, inşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle, aynı titizlikle çalışmaya devam edeceğiz” diye ekledi.

“ÜNİVERSİTELERİN TAMAMINDA KARİYER MERKEZLERİ KURULACAK”

İkinci 100 günlük eylem planında yer alan yaklaşık 24 milyar liralık 454 eylemin bitirilmesini temin edeceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bürokrasideki ataleti giderecek, devletin işleyişini hızlandıracak, verimliliğini ve etkinliğini artıracak bazı adımlar attıklarını söyledi.

İllere verilen hizmetlerin takibi ve tespiti için 81 il karnesi projesini devreye alacaklarını, devletin vatandaşa, özel sektöre ve diğer resmî kurumlara sunduğu hizmetlerin yüzde 95’inde e-devlete entegrasyonunu sağlayacaklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin gelecek iş planlarında yardımcı olmak için üniversitelerin tamamında kariyer merkezlerinin kurulacağını, şehirlerin estetiğine zarar veren tabela kirliliği ile daha yoğun bir mücadeleye girişeceklerini sözlerine ekledi.

“YENİ DÖNEMDE YARGIYA HÂKİM VE SAVCI YARDIMCILIĞI MÜESSESİ KAZANDIRILACAK”

Adalet Bakanlığı bünyesinde, yargıda hedef süre uygulamasının başarıyla tamamlandığını, Konya ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete alınarak İstanbul ve Ankara Bölge Adliye Mahkemelerinin iş yükünün 90 bin dosya azaltıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemde yargıya hâkim ve savcı yardımcılığı müessesinin kazandırılacağını dile getirdi.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vasıtasıyla ilk 100 günlük dönemde vatandaşların ihtiyaçlarının tespiti için 1 milyon hanenin ziyaret edildiğini, sosyal hizmet merkezlerinin sayısını 298’den 316’ya çıkartıldığını, 2 milyonu aşkın BAĞKUR’lu sigortalıya sosyal güvenlik primlerinde ödeme kolaylığı temin edildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci 100 günlük dönemde çalışmaların kapsamını genişleteceklerini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci 100 günlük dönemde 2019 yılını yaşlı yılı ilan ederek Uluslararası Yaşlılık Şûrası düzenleyeceklerini, 81 ilimizin tamamında çocuk işçiliğiyle mücadele birimleri kuracaklarını, aile sosyal destek programını muhtarların da katkısıyla yaygınlaştıracaklarını kaydetti.

“SIFIR ATIK PROJESİNİ YAYGINLAŞTIRARAK UYGULAMAYA GEÇİLEN KAMU KURUMU SAYISINI 13 BİNE YÜKSELTİYORUZ”

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle ‘Sıfır Atık’ projesinin 750 kamu kurumunda uygulamaya geçirildiğini, imar barışı kapsamında 8,5 milyon vatandaşın başvurusunun alındığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan,  ikinci 100 günlük dönemde yapılacakları şu cümlelerle açıkladı: “Millet bahçelerini 81 ilimizin tamamına yaygınlaştırıyoruz, daha yeşil ve yaşanabilir şehirler için 41 kilometre bisiklet yolu ve 12 bin metrekare gürültü bariyeri inşa ediyoruz. Sıfır atık projesini yaygınlaştırarak uygulamaya geçilen kamu kurumu sayısını 13 bine yükseltiyoruz. Emlak Bankasının yapılandırma sürecini tamamlayarak faaliyete alıyoruz. Türkiye mekânsal strateji planının ön çalışma, araştırma ve analizlerini bitirerek plan hazırlama sürecini başlatıyoruz.”

“FETÖ’NÜN YURT DIŞI YAPILANMASINA, ÖZELLİKLE FİNANSMAN AYAĞINA DARBE VURULMASINA YÖNELİK, YENİ GİRİŞİMLER BAŞLATIYORUZ”

Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla FETÖ ve PKK-PYD terör örgütlerinin yurt dışındaki finansman kaynaklarının kesilmesi çalışmalarına hız verdiklerine, AB ülkeleri ve ABD nezdinde her seviyede diplomatik girişimler yürüttüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki 100 gün boyunca FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasına, özellikle finansman ayağına darbe vurulmasına yönelik yeni girişimler başlatıyoruz. Ülkemizin arabuluculuk alanındaki öncü rolünü somut etkinliklerle daha da perçinliyoruz” sözlerine yer verdi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın kış mevsiminden önce Şırnak ve Artvin il merkezleri ile 42 ilçe ve dört organize sanayi bölgesini doğal gazın konforuyla tanıştırdığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz’de hidrokarbon kaynakları aranması için derin ve sığ deniz sondaj çalışmalarına başlandığına, ikinci derin deniz sondaj gemimizin sözleşmesinin imzalandığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki süreçte Türkakım Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin Türkiye topraklarındaki bölümünün inşasına başlanacağını ve 2019’un sonuna kadar bitirileceğini, Akdeniz’de hidrokarbon aramaları kapsamında 3 bin 100 kilometrekare alanda üç boyutlu sismik veri toplanacağını ve bin maden sahasının ekonomiye kazandırılması için ihaleye çıkılacağını açıkladı.

“İKİNCİ 100 GÜNLÜK DÖNEMDE 30 YENİ GENÇLİK MERKEZİNİ HİZMETE ALACAĞIZ”

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın geçen 100 günlük icraatları arasında; 150 mahalle tipi spor sahasının, 12 tane futbol altyapı merkezinin, 76 yeni yurt binasının, ilköğretim çağındaki 1 milyon çocuğa sportif yetenek taramasının, gençliğe yönelik 400 STK projesine deştiğin olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci 100 günlük dönemde 30 yeni gençlik merkezini hizmete alacaklarını müjdeledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örnek hikâyeler yoluyla gençlerimize farklı ufuklar kazandırmak için 17 dakika projesini başlatıyor, uzman veya rol model konuşmacılar ile geçlerimizi bir araya getiriyoruz. Gençlerimizin sesi, soluğu olacak ‘aynı frekanstayız’ adıyla bir gençlik radyosu kuruyoruz. Sporun okullar başta olmak üzere her alanda yaygınlaştırılması için spor kulüplerine ve sporculara 33 milyon 600 bin liralık destek veriyoruz” şeklinde konuştu.

“YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMLARINA ALTERNATİF FİNANSMAN SAĞLANMASI İÇİN TÜRKİYE KALKINMA FONUNU KURUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde ikinci 100 günlük devrede yapılacaklardan şu örnekleri verdi:  “Kayıt dışı ekonomiyle mücadele eylem planının hazırlanmasını sağlıyoruz. Yeminli mali müşavir raporuyla nakden talep edilebilen KDV iade tutarlarının yüzde 50’sinin 10 iş günü içinde yapılmasına ilişkin bir sistem geliştiriyoruz. Defter beyan sisteminin kapsamını işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefleri de içine alacak şekilde genişletiyoruz. Özel sermaye yatırımlarının arttırılması ve yüksek teknoloji yatırımlarına alternatif finansman sağlanması için Türkiye Kalkınma Fonunu kuruyoruz. Finansal istikrarın güçlendirilmesi ve finansal istikrarın güçlendirilmesi yanında finansal sektörün sağlıklı gelişimi amacıyla Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi tesis ediyoruz. Girişimcinin kitleye, kitlenin girişimciye erişimini kolaylaştıracak düzenli bir yatırım ortamı için kitle fonlaması düzenlemelerini yürürlüğe koyuyoruz. Gecikmelerin önüne geçmek için ortak elektronik tahsilat platformunu tüm unsurlarıyla devreye alıyoruz.”

İçişleri Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği hizmet ve uygulamalar arasında; uyuşturucuyla etkin mücadele için 31 ilde daha kurulan narkotimleri,  sayıları 32’den 42’ye çıkarılan 112 çağrı merkezlerini, düzensiz göçün önlenmesi için İstanbul Tuzla, Kocaeli, Iğdır ve Kırıkkale’de kurulan geri gönderme merkezlerini örnek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki 100 günlük dönemde 112 acil çağrı merkezi sayısını 44’e çıkaracaklarını, elektronik belediye bilgi sistemine entegre edilen belediye sayısını 60’dan 210’a yükselteceklerini açıkladı.

Geçen 100 günlük dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın icraatlarında da örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci dönemde ise Tüksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nin ihalesinin yapılarak inşaatına başlanacağını, sekiz tarihî camii ve külliye ile Seddülbahir Kalesi’nin restorasyonunun tamamlanacağını, Bosna Hersek’teki Mostar Karagöz Bey Medresesi’nin açılışa hazır hâle getirileceğini aktardı.

“TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞTEKİ SINAVSIZ OKULLARA YERLEŞTİRME KRİTERLERİNİ GÜNCELLİYORUZ”

Millî Eğitim Bakanlığı vasıtasıyla 12 bin dersliği tamamlayarak, tam gün eğitim gören öğrenci sayısını yüzde 68’den, yüzde 71’e çıkardıklarına, 700 okulu daha kent güvenlik yönetim sistemine entegre ettiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, okul öncesi eğitiminden, üniversiteye öğrencilerin ilgi, yetenek ve becerilerinin gelişimini izleyecek yeni sistemi yüzde 92 oranında tamamladıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlık bünyesinde gerçekleştirilecek hizmetlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Bakanlığın yapısını, mevzuatını ve insan kaynağını yeniden yapılandırmak için büyük bir veri sistemi oluşturuyoruz. Önümüzdeki 100 gün boyunca yerli ve millî değerlendirme araçlarının uygulamaya konulmasına öncelik veriyoruz. Farklı soru türleri kullanarak öğrencilerimizin üst düzey zihinsel özelliklere sahip olma yeteneklerinin ölçümüne katkı sağlıyoruz. Temel eğitimden ortaöğretime geçişteki sınavsız okullara yerleştirme kriterlerini güncelliyoruz.”

Sağlık Bakanlığı’nın çalışmaları kapsamında, evde sağlık hizmetinden yararlanan hasta sayısını yüzde 20 artışla 1 milyon 200 bine yükselttiklerini, Manisa, Elazığ ve Eskişehir’de 2 bin 677 yatak kapasiteli üç şehir hastanesi ile 20 yeni hastane ve iki ağız ve diş sağlığı merkezini hizmete sunduklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki 100 günlük dönemde 30 adet obezite merkezinin açılacağını,  dokuz hastane ile bir ağız ve diş sağlığı merkezinin hizmete alınacağını dile getirdi.

“YENİ DÖNEMDE TÜRKİYE’NİN FİKRİ MÜLKİYET STRATEJİSİNİ HAZIRLIYORUZ”

Savunma sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi için Millî Savunma Bakanlığı’nın ASELSAN, TAİ, HAVELSAN gibi kurumlarla iş birliğini güçlendireceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, HGM-KÜRE ve HGM-ATLAS uygulamaları ile ilk yerli ve millî harita görüntü sisteminin kullanıma açılacağını, millî üretim entegre sualtı savaş yönetim sistemi ay sınıfı denizaltı uygulamasının TCG Dolunay ve TCG Doğanay denizaltılarının kabul işlemlerinin tamamlanacağını açıkladı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı aracılığıyla geçen 100 günlük dönemde yerli ve millî üretim için ileri teknoloji alanlarında yeni girişimcilere 165 milyon liralık destek sağladıklarına, ilk millî lazer silah sisteminin testlerini başarıyla tamamladıklarına, IP kripto cihazının prototipinin üretimini başlattıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek döneme ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Yeni dönemde Türkiye’nin fikri mülkiyet stratejisini hazırlıyoruz. Uluslararası lider araştırmacı programı kapsamında ilk çağrıyı yapıyor, başvuruları da neticelendiriyoruz. Türkiye açık kaynak platformu kurarak, açık kaynak kodlu yazılım ekosisteminin güçlendirilmesini sağlıyoruz. Yerli ve millî üretim için teknoloji ve imalat sektörleri başta olmak üzere KOBİ’lere 274 milyon liralık destek veriyoruz.”

“KIRSAL KALKINMA PROGRAMI ÇERÇEVESİNDE TAMAMLANAN 505 YATIRIMA TOPLAM 250 MİLYON LİRA HİBE ÖDEMESİ YAPACAĞIZ”

Tarım ve ormancılık alanında; ilk 100 günlük eylem planı kapsamında yapılanlara işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırsal kalkınmaya yönelik yedi proje ile çiftçilere 710 milyon liralık destek sağlandığını,  99 bin dekar alanın sulamaya açıldığını, 1 milyon dekar alanda modern basınçlı sulama sistemi kurulduğunu, 391 bin 330 dekar tarım arazisinin toplulaştırmasının tamamlandığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki 100 günlük programda 2 bin 250 genç çiftçiye 30’ar bin lira hibe desteği vereceklerini, kırsal kalkınma programı çerçevesinde tamamlanan 505 yatırıma toplam 250 milyon lira hibe ödemesi yapacaklarını aktardı.

Konuşmasında, Ticaret Bakanlığı’nın geçen 100 günlük dönemde ortaya koyduğu hizmet ve uygulamalardan da örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci 100 günlük dönemde; yeni piyasa gözetimi ve denetimi modeli oluşturulacağını, liman ve kara sularının denetim standartlarının yenileneceğini, gümrük tarife arama programının uygulamaya alınacağını ve gümrüklerde elektronik bilgilendirme platformunun oluşturulacağını açıkladı.

“YERLİ VE MİLLÎ İLK DİZEL ELEKTRİKLİ MANEVRA LOKOMOTİFİNİ ÜRETİYORUZ”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın geçen 100 günlük dönemde 328 kilometre bölünmüş yolu daha tamamlayıp toplam bölünmüş yol uzunluğunu 26 bin 496 kilometreye, 120 kilometre daha yeni otoyol yapılarak toplam otoban uzunluğunu 2 bin 777 kilometreye çıkardığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gümüşhane, Ordu, Bitlis, Ankara, Yozgat, Malatya, Trabzon ve Artvin illerinde 30 kilometre yeni kara yolu tünelinin hizmete açıldığına dikkat çekti. Yine bu dönemde 997 yerleşim yerine daha 4,5G mobil internet hizmeti erişimi sağlandığını, 272 kilometrelik demir yolunun yenilendiğini, kara yollarında 893 kilometrelik bitümlü sıcak karışım kaplama yapıldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci 100 günde yapılacakları şöyle aktardı: “Önümüzdeki 100 gün boyunca Gebze-Haydarpaşa, Sirkeci-Halkalı banliyö hatlarını tamamlayarak işletmeye alıyoruz. Yap-işlet-devret modeli otoyol çalışmalarıyla yüksek standartlı ve emniyetli 73 kilometre yolu daha bitirerek otoyol ağımızı 2 bin 815 kilometreye yükseltiyoruz. Toplam 246 kilometre uzunluğunda olan Aydın-Denizli Otoyolunun 154 kilometresiyle, Mersin-Silifke-Taşucu Otoyolunun 92 kilometresinin ihalesini yap-işlet-devret yöntemiyle yapıyoruz. Yerli ve millî ilk dizel elektrikli manevra lokomotifini de üretiyoruz.”

“BİZİM GÖREVİMİZ İNSANIMIZA SÜREKLİ KARAMSARLIK AŞILAYANLARA İNAT AYDINLIK YARINLAR İÇİN MÜCADELEYİ SÜRDÜRMEKTİR”

Konuşmasında Savunma Sanayi Başkanlığı bünyesinde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek projelerden de örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 100 günlük dönemde Hisar Hava Savunma Füze Sistemi’nin atış testlerini gerçekleştirildiğini, Altay Tankı’nın motor ve transmisyon sistemlerinin geliştirilmesi projesine başlandığını ve yerli insansız hava aracı sayısının 52’den 58’e çıkarıldığını hatırlattı. Önümüzdeki dönemde geliştirilmiş Atak projesi ile MİLGEM İ sınıfı firkateyn projesinin 5. gemi sözleşmelerinin imzalanacağını, müşterek taarruz uçağı F-35 projesi için 7. Ana Jet Üssündeki inşaat faaliyetlerinin tamamlanacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda gerçekleştirilecek diğer projelere de değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu cümlelerle tamamladı: “Bizim görevimiz; fildişi kulelerinden millete ahkâm kesenlere, millete tepeden bakanlara, insanımıza sürekli karamsarlık aşılayanlara inat aydınlık yarınlar için mücadeleyi sürdürmektir. Biz elimizden geleni yaptıkça bu ülke için, bu millet için, istikbalimizin teminatı olan gençlerimiz için samimiyetle çalıştıkça Yüce Mevla da işlerimizi kolaylaştıracak, önümüze çok farklı yollar açacaktır. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bir kez daha icraat programlarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge