Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği’nden “Ankara’ya Değer Katanlara” ödül Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği’nden “Ankara’ya Değer Katanlara” ödül için yorumlar kapalı 6078

100’e yakın gazeteci, yazar, radyocu, televizyoncu ve dijital medya mensubunun üye olduğu Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği (AGYD), bu yıl ilkini düzenlediği “Ankara’ya Değer Katanlar” Ödül Gecesi’nde Başkent’e hizmet etmiş kişi ve kurumları ödüllendirdi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen ödül törenine Ankara milletvekilleri, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Başkanı Veli Sarıtoprak, Yenimahalle, Altındağ, Sincan, Etimesgut Belediye Başkanları ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

ANKARA GAZETECİLER VE YAZARLAR DERNEĞİ BAŞKANI ÖMER UZUN: “ANKARA BİR MARKADIR”

Ankara’nın tarih içerisinde kültürel, sosyal ve ekonomik olarak konumunu ve geçirdiği değişimleri konu alan sinevizyon gösterisi ile başlayan ödül töreninde, gecenin açılış konuşmasını Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Ömer Uzun yaptı. Ankara’nın önemine vurgu yapan Uzun, gazeteciler olarak da Ankara’mıza değer katanları hatırlamak, hatırlatmak istediklerini belirtti.

Bizler Ankaralı gazeteciler olarak, yaşadığımız başkentimizi yaşatmayı asla göz ardı edemeyiz. Konu Ankara olunca, konu Ankara’ya değer katanlar olunca, söze ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’le başlamak istiyorum. Bundan 99 yıl önce 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya geldiği gün, Türk milletinin de kaderinin değiştiği gündür.  Ankaralılar, Mustafa Kemal Atatürk’le Dikmen sırtlarında buluştular ve “zahmet ettiniz, neden geldiniz?” diyen Ulu Önder’e “uğrunda ölmeye, millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik paşam!” diye söz verdiler.

Ankaralılar verdikleri sözü tuttular; Anadolu’nun bağımsızlığına olan inançlarını hiç yitirmediler. Atatürk de Ankara’ya verdiği değeri, “Sevgili milletimizin bütün bir düşmanlık dünyasına karşı, sonu zaferle başardığı Bağımsızlık Mücadelesi tarihinde Ankara ismi, en saygın bir yeri koruyacaktır” sözleriyle dile getirmiştir.

Ankara, Orta Anadolu’nun kalbinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentidir.  Yerleşimi çok eski tarihlere dayanan Ankara; ilk çağlardan itibaren, farklı medeniyetlerin hüküm sürdüğü bir coğrafya ve sürekli bir yerleşmeye sahne olan bir kenttir. Ünlü tarihçi İlber Ortaylı Etimesgut Belediyesi’nin düzenlediği Tarih’te Etimesgut panelinde şunları söylüyordu Ankara için, ” Ankara sadece Ankara değildir, sadece başkent olduğu için önemli bir yer değildir. Ankara soysuz bir kent değildir. Bizans için önemlidir. Osmanlı vilayetleri içinde en önemlilerindendir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentidir. Dünya tarihi için çok önemli kenttir. Buranın başkent olması tesadüf değildir”.

Evet ulu önder Mustafa Kemal Atatürk Ankara’yı tesadüfi başkent yapmadı. Ankara’nın başkent oluşunda Atatürk’ün uzağı görüşünün yanında, Ankara’nın tarihi kökleri; siyasî, stratejik ve jeopolitik düşünceleri, Kurtuluş Savaşı’nın güvenlik altında idaresi zorunluluğu ve psikolojik faktörlerin rolü büyüktür.

Atatürk, Ankara’yı çok sevmiştir. Türkiye’nin temellerini burada atan Atatürk, Ankara’ya en büyük değeri katmıştır. Bugün Ankara’nın ortasında yükselen Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin insanlık tarihi varoldukça, yaşamaya devam edeceğini gösteren bir semboldür.

Günümüzde her geçen gün büyüyen, dışarıdan çok göç alan bir Ankara var.  Elbetteki büyüyen bu şehrin sorunları da artıyor. Bu sorunların dile getirilerek çözümüne katkı sağlanması noktasında biz gazetecilere de hayati sorumluluklar düşmektedir. Ancak ne yazık ki Ankara’da yerel gazetecilik istenilen düzeyde değildir. Yaşanan ekonomik sıkıntılar, değişen medya anlayışı biz gazetecileri olumsuz etkilemektedir. Birçok ulusal yayın, Ankara eki çıkarmaktan vazgeçmekte; yerel gazeteler bir bir kapanmaktadır. Bir avuç da kalsak yaşadığımız kenti yaşatmaya, değerine değer katmaya yılmadan usanmadan devam edeceğimizin altını çizmek istiyorum.

Ankara’ya değer katma noktasında yalnız olmadığımızı da çok iyi biliyoruz. Bu şehri her yönüyle daha çağdaş, daha yaşanabilir, marka bir kent yapmak için gece gündüz çalışan değerli yöneticilerimizin, iş adamlarımızın, sanayicilerimizin, sivil toplum kuruluşlarının, eğitimcilerin olduğunun farkındayız.

İşte; bu yönüyle marifet iltifata tabidir diyerek bu geceyi organize ettik. Ankara’mıza değer katanları hatırlamak, hatırlatmak istedik. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, ödül alan tüm Ankara Sevdalılarını tebrik ediyorum.

Öncelikle Derneğimizin kuruluş aşamasında bizlere Kent Konseyi’nde yer tahsis ederek, desteklerini esirgemeyen Etimesgut Belediye Başkanı Sayın Enver Demirel olmak üzere, ilkini gerçekleştirdiğimiz “Ankara’ya Değer Katanlar” Ödül törenimizin gerçekleşmesinde yüreklerini ve salonlarını açan Ankara Ticaret Odası Başkanı Sayın Gürsel Baran ve yönetimine, tecrübeleriyle bizlere yol gösteren TÜSİAV Başkanı Sayın Veli Toprak’a, sponsorlarımıza ve emeği geçen tüm Ankara sevdalılarına Derneğimiz adına teşekkür eder, saygılar sunuyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

TÜSİAV BAŞKANI VELİ TOPRAK: “BAŞARILI İNSANLARI ÖDÜLLENDİRİRSENİZ ONLAR DAHA ÇOK ÇALIŞIRLAR”

Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Başkanı Veli Toprak da yaptığı konuşmada, sivil toplumculuğun öneminin altını çizerek “Ben bu sene sivil toplumculuğu rölantiye almayı, torunlarıma daha çok vakit ayırmayı, aileme vakit ayırmayı düşündüm ancak bu ödül töreninde anladım ki; bizi ölünceye kadar bırakmayacaklar hep sivil toplumun yanında olacağız, onlar için koşturacağız. Sivil toplumun yanında olmak, ülkenin yanında olmak, devletin yanında olmak demektir. Biz Türk toplumu olarak başarılı insanları pek takdir etmeyiz. Biz de kör ölür badem gölü olur. Eleştiride cömertiz ama övgüde cimriyiz. Kolay kolay kimseyiz beğenmeyiz, o yüzden her fırsatta insanları ödüllendirmişimdir. Çünkü Fransızlar derler ki “Para parayı çeker başarı başarıyı çeker”. Başarılı insanları ödüllendirirseniz onlar daha çok koştururlar, aldıkları her plaket, her şilt bir borç senedidir. Biraz sonra bana Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği’nin vereceği bu şilt bir borç senedi olacak ve ölene kadar bu ülkem için, devletim için, yörem için, insanım için ve sizler için koşturmaya devam edeceğim. Dernek Başkanını ve Yönetim Kurulu’nu tebrik ediyorum, tecrübem ile her zaman yanlarındayım.”

YENİMAHALLE BELEDİYE BAŞKANI YAŞAR: “VATANDAŞA VE ESNAFA DESTEK OLUYORUZ”

Ödül töreninde, Yenimahalle’de vatandaşların birçok dükkan ve alışveriş merkezinde kullandığı, 700’den fazla firma ve küçük esnafa destek veren “Halk Kart” projesiyle ödül alan Başkan Yaşar, plaketini AGYD Başkanı Ömer Uzun’un elinden aldı.

Ödül töreninde konuşan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, “Ülkelerin tümünde başkentler ekonomik, sosyal, tarihsel ve kültürel açıdan özel bir yere sahip olmakla birlikte her ülkenin simgesidir. Ankara, Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadar çok önemli kararların alındığı, büyük öneme sahip bir şehirdir. Göreve geldiğimiz günden beri yalnızca Yenimahalle’ye değil, hayata kazandırdığımız projeler aracılığı ile Ankara’ya kültürel ve sosyal alanda büyük değer kazandırdık. Vatandaşa fayda sağlamayan hiçbir çalışmanın altına imza atmadık. HalkKart Projesi hem vatandaşımıza ekonomik olarak destek oluyor hem de ticaretin canlanmasına ve özellikle küçük esnafın sıkıntılı günler yaşadığı bu dönemde rahat nefes almasını sağlıyor” dedi.

ALTINDAĞ BELEDİYE BAŞKANI TİRYAKİ: “ALTINKÖY, İNSANLARIMIZI KENDİ DEĞERLERİ İLE TEKRAR BULUŞTURDU”

“Ankara’ya Değer Katanlar” ödülüne layık görülen Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, şu açıklamayı yaptı:“Kent yaşamı ile birlikte bizi biz yapan değerleri unutmaya, yitirmeye başladık. Çocuklarımız ve genç nesillerimizin bağı geçmişimiz ile kopma noktasına geldi. Neslimiz doğa ile barışık, hayvan dostu, insan ilişkilerinin saygıya ve sevgiye dayandığı bir anlayıştan uzaklaştı. Altınköy’ü değerli yapan ise bu anlayışı tekrar insanlara hatırlatması, insanımızı kendi değerleri ile tekrar buluşturması oldu. Dedelerimiz, ninelerimiz geçmişlerini buldukları Altınköy’de çocuklarına ve torunlarına kendi kültürlerini görsel olarak anlatabiliyor. Kaybolan, yok olmaya yüz tutmuş sanatlarımızın temsilcilerini Türkiye’nin her noktasından Altınköy’e getirerek, kendi kültürümüz içinde önemli bir görev üstlendik.Altınköy kısa zamanda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekerek, Ankara’da Türkiye’nin turizm noktalarından biri haline geldi. Ankara’da yabancı ülkelerin temsilcilerinin ve Ankara’ya gelen yabancı konukların uğrak noktası oldu Altınköy’ün böyle bir ödül alması beni çok mutlu etti.”

“ANKARA’YA DEĞER KATANLAR”

Yılın Siyasileri; AKP Ankara Milletvekili Nevzat Ceylan, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu seçilirken en fazla İl Başkanlığı görevini yürüten MHP Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Çetinkaya ödüle layık görüldü. Yılın Belediye Başkanları ise; Engelsiz Yaşam Merkezi Projesi ile Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, Halkkart Projesi ile Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Altınköy Projesi ile Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, Halkla İlişkileri ile Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan seçildi.

Yaşam Boyu Başarı Ödülünü Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV) Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak alırken, Yılın Meslek Kuruluşları ödülünü Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran aldı.

Yılın Eğitim Kurumu Nesibe Aydın Eğitim Kurumları Kurucusu Nesibe Aydın, Yılın Kadın Girişimcisi HHP EXPO Fuarcılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Şule Dayangaç, Yılın Erkek Girişimcisi Nurhayat Tarım ve Fidancılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arda Palamut, Yılın Genç İşadamı Graftime Reklam A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Orhan ödüle layık görüldü. Başarılı çalışmalarından ötürü Sincan Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası İsa Yalçın da ödül aldı.

Yılın Basın Meslek Kuruluşu olarak Basın İlan Kurumu (BİK) Ankara Şube Müdürü Yezdan Uğurlu, Yılın Başarılı STK’sı Ankaralılar (AHİD) Derneği Başkanı Hilmi Yaman, Yılın En İyi Koro Şefi İpek Dereli oldu.

Jüri Özel Ödüllerini ise Ankara Sivil Toplum Kuruluşları (ASTOP) Dönem Sözcüsü Mustafa Zengin ve TÜSİAV Verimlilik Platformu Başkanı Kutlu Tamay aldı.

Gecenin sponsorluğunu üstlenen Ünsal Grup adına Orhan Ünsal, Altuğ Barış Doğan, Graftime Reklam A.Ş. adına Bekir Ünal ve SR Emlak adına Rahmi Yıldırım ödül aldılar.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”