TÜSİAV “Eğitimin Çınarları ve Eğitime Destek Verenler” ödül töreni gerçekleştirildi TÜSİAV “Eğitimin Çınarları ve Eğitime Destek Verenler” ödül töreni gerçekleştirildi için yorumlar kapalı 3042

SİVİL toplum denince ülkemizde ilk akla gelen STK’lardan olan Türk Sanayici ve İşadamları Vakfı (TÜSİAV), iş dünyasına ve eğitim dünyasına katkılarını sürdürüyor. TÜSİAV bu kez de eğitim dünyasına yıllarce emekler vererek ülkemizin gelecek nesillerini hazırlayan “eğitim çınarlarını” ödüllendirdi.

TÜSİAV ve Ankara Üniversitesi’nin işbirliği ile bu yıl ikincisi gerçekleşen ve geleneksel hale getirilen “Eğitimin Çınarları ve Eğitime Destek Verenler” Ödül Töreni, Ankara Üniversitesi Rektörlük Binası 100. Yıl Konferans Salonu’nda gerçekleşti.

Ödül törenine Başkent’in önde gelen eğitimcileri, iş, siyaset ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri katıldı.

TÜSİAV BAŞKANI SARITOPRAK: “EĞİTİME DESTEK VERENLER OLARAK HEPİMİZ ATATÜRK’ÜN MANEVİ MİRASÇILARIYIZ”

TÜSİAV Yönetim Kurulu Başkanı Veli Sarıtoprak ise konuşmasında eğitimin çınarları öğretmenlerin önceliklerini insan inşa etmeye veren, kıymetli ve saygı değer insanlar olduğunu kaydetti. Sarıtoprak, “Ankara Üniversitesi 2 ayrı kazada 2 ayrı akademisyenini kaybetti. Ayrıca geçenlerde 90 yaşında aramızdan ayrılan Prof. Bozkurt Güvenç’i Demirel’e baş danışmanlık yaparken tanımıştım. Daha sonrada rahmetli Doğramacı’nın hep yanındaydı. Bilim ve Teknoloji dergisinin Kasım sayısında diyor ki; insan hayattaki gerçekleri anlamak için karanlık geçmişe değil, aydınlığa, aydınlatanlara ve aydınlanmaya yönelmelidir. Bozkurt Hoca yazısının sonunda nereden başlamalı sorusuna şu yanıtı vermiştir; eğitimden.

Atatürk’te bu gerçeği çok önceden görmüştür. Atatürk’e göre sağlıkta, ekonomide, siyasette vs de ne gibi sıkıntılar olursa yolu eğitimden geçmektedir. Atatürk, benden sonra beni sevmek isteyenler akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar der. Eğitime destek verenler hepimiz onun manevi mirasçılarıyız.
Eğitim bir milleti ya özgür bağımsız şanlı yüksek toplum halinde yaşatır. Ya da esaret ve sefalete terfi ettirir. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğitimcilere ve öğretmenlere muhtaçtır. Öğretmenlik ömür boyu sürecek bir öğreticiliktir. Yerinde duran Bir şey geriye doğru gidiyor demektir. Öncelikle insan yetiştirmemiz lazım. Öncelikle vicdan ve vizyon sahibi tüm eğitimcilere düşüyor” ifadelerini kullandı.

TÜSİAV EĞİTİM PLATFORMU BAŞKANI NORMAN: “MİLLETLERİ KURTARACAK OLANLAR YALNIZ VE ANCAK ÖĞRETMENLERDİR”

TÜSİAV Eğitim Platformu Başkanı Öztuna Norman yaptığı açılış konuşmasında ülkemizdeki en büyük sorunun öğrenci, iyi öğretmen ve nitelikli öğretmenler yetiştirmek olduğunu söyledi. Nitelikli öğretmenler sayesinde nitelikli çocukların yetişeceğini dolayısıyla söz konusu çocukların ahlaklı, ülkelerini seven vatansever bireyler olacağını kaydetti. Norman, “ Bu konudaki çalışmalarımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Ankara Üniversitesi’nin bize sağladığı bu imkanlarla ikincisini gerçekleştirdiğimiz bu organizasyonla amacımız bugüne kadar eğitime destek vermiş ve verecek olan öğretim görevlileri, öğretmenler, sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları çalışmalardan minikte olsa onurlandırma ile teşekkür etmektir. Öğretmenler hata yaparsa toplum ölür, ülke ölür. Baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi milletleri kurtaracak olanlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir” dedi.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ İBİŞ: “ATATÜRK, ‘EN GÜÇLÜ ORDU EĞİTİM ORDUSUDUR’ DER”

Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş ise her toplumun başarılı olması gereken farklı unsurların olduğunu belirtti. İbiş, “Bunun başında hukuk, adalet, çağdaşlık, demokrasi, eğitim, insan hakları gibi evrensel değerler geliyor. Çağdaşlık ve eğitim en önde gelen unsurlardır. Dünyada iyi bir şey vardır ki o da eğitimdir, kötü Bir şey vardır ki o da cehalet. Bir toplumun güçlü ve şanlı olması eğitimden geçer. Geleceğimizin, cumhuriyetimizin güvencesi için eğitimin sağlam değerlerde olması için Mustafa Kemal Atatürk sağlam nitelikle öğretmen ihtiyacını vurgulamıştır. Doğduğumuz gün anne kucağında eğitime başlıyoruz. Bu süreç ölene kadar devam ediyor. Biz, öğretim ve eğitimi karıştırıyoruz. Nazi kampında yaşanan şeyler iyi eğitim almamış ama iyi öğretim almış insanlardan ortaya çıkmıştır. O yüzden eğitim çok önemlidir. Atatürk, 2 ordu vardır en güçlüsü eğitim ordusu der.
Yaklaşık 5 yıldır birçok eğitim yaptığımız süreçte amacımız farkındalık yaratarak bilinç oluşturmaktır. İş dünyası ile üniversiteyi, toplumu bir araya getirmektir. En zor şey anlayış ve bilinç değişimidir” dedi.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI PROF. DR. FEYZİOĞLU: “İYİ BİR İNSAN OLMAYI TOPLUM ÖĞRETİR”

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ise zor zamanlardan geçildiğini ifade ederek, “ ömrümün büyük bir kısmını bu binaya adadım ve burada çalıştım. Çalışmalarım yıllarca ve sabahlara kadar sürdü. Zor zamanlardan geçiyoruz. Toplumun kutuplaşma ile birbirine sürtüştürülmek istediği bir zamandan geçiyoruz. Erkan Hoca, bilgi birikimi ile Ankara Üniversitesi’ni bilim yuvası olarak muhafaza eden çok doğru ve yetkili yönetim anlayışını ortaya koyuyor. İyi insan olmayı toplum öğretir. Öğretim bunu yapamaz. İkisi arasında fark vardır ve birlikte olmalıdır. Theodore Roosevelt şöyle der; Hukuk ahlaksız insanların elinde icat ettiği en tehlikeli silahtır. İyi bir hukuk teknisyeni eğer iyi bir insan değilse iyi bir hukukçu olmaz. Elindeki yetki ile sonsuz zarar verebilir. Eğitim – öğretim Ankara Üniversitesi’nin işidir. Ankara Üniversitesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin omurgasını teşkil eden bir üniversitedir” açıklamasında bulundu.

“EĞİTİMİN ÇINARLARINA ÖDÜL

Törende; Eğitim Çınarı Ödülü’nü Ali Naili Erdem, Prof. Dr. Hayat Erkanal, Prof. Dr. Necdet Adabağ, Prof. Dr. Nursel Aydın ve Prof. Dr. Metin Atamer aldı. Yılın Eğitim Öğretime Yön Veren Eğitimci Ödülü Doç. Dr. Mustafa Hilmi Çolakoğlu’nun oldu. Yılın Eğitmeni ödülü; Nesibe Aydın’ın, Yılın Fark Yaratan Okulu Ödülü Özel Norman Anadolu Lisesi’nin, Eğitime Destek Veren Kurum Ödülü; Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği  Başkanı şebnem Bursalı ve Genç Girişim ve Yönetişim Derneği başkanı M.Nezih Allıoğlu . Eğitime Destek Verenler Ödülü’ne ise Prof. Dr. Asuman Sunguroğlu, Nebahat İbiş, Dr. Semih Süreyya Yazıcı, Güzin Kırsaçlıoğlu ve Emel Uslu Atik layık görüldü.

 

 

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95992

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97778

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”