“Türk şirketleri Malta’ya önemli katkılarda bulunabilir” “Türk şirketleri Malta’ya önemli katkılarda bulunabilir” için yorumlar kapalı 85505

Malta Cumhurbaşkanı Preca Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyareti vesilesiyle Türkiye’de bulunan Malta Cumhurbaşkanı Marie-Louise Coleiro Preca ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir araya geldi.

Görüşme öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malta Cumhurbaşkanı Preca’yı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde düzenlenen resmî törenle karşıladı. Törende her iki ülke millî marşlarının çalınmasının ardından Malta Cumhurbaşkanı Preca, tören kıtasını selamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malta Cumhurbaşkanı Preca, basın mensuplarına görüntü vermelerinin ardından baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malta Cumhurbaşkanı Preca ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Türk şirketleri son yıllarda Malta’da inşaat, altyapı, turizm ve mali hizmetler gibi alanlarda önemli yatırımlara imza attı. Firmalarımız pek çok projeyi başarıyla hayata geçirdi. Fırsat verilmesi hâlinde Türk şirketleri, tüm dünyanın takdir ettiği birikim ve hizmetleri ile Malta’ya da önemli katkılarda bulunabilecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malta Cumhurbaşkanı Marie-Louise Coleiro Preca ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Malta Cumhurbaşkanı Preca’nın Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan ilk Malta Devlet Başkanı olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tarihî ziyaret vesilesiyle iki ülke siyasi ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığına olan inancını dile getirdi.

“TÜRKİYE-MALTA İLİŞKİLERİ SON YILLARDA HIZLI BİR GELİŞME KAYDEDİYOR”

Türkiye-Malta ilişkilerinin son yıllarda her alanda hızlı bir gelişme kaydettiğini, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde gerçekleştirdiği Malta ziyaretiyle üst düzey gelişmelerin başladığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlıklar arasında ziyaretlerin devam ettiğini, siyasi ilişkilerle orantılı olarak iş çevrelerinin temaslarının gün geçtikçe arttığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen iş konseyi toplantısında iki ülke iş adamlarının bir araya geldiğini anımsatarak, Türkiye ve Malta’nın kendine özgü ekonomik avantajlarıyla müteşebbisler için farklı avantajlar sunduğuna işaret etti.

Türk ve Maltalı iş adamlarının bu imkânları değerlendirerek, daha fazla yatırıma, ticarete, iş birliklerine dönüştürmelerinde büyük faydalar olduğuna inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikili ticaret hacmini 2 milyar dolara çıkarma iradesinin her iki ülke yöneticilerinde mevcut olduğunu, ilk etapta bu miktarı 1 milyar dolara çıkarma kararlılığında olduklarını vurguladı.

“İKİLİ İLİŞKİLERİ DAHA İLERİYE GÖTÜRME KONUSUNDA MUTABIK KALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk şirketleri son yıllarda Malta’da inşaat, altyapı, turizm ve mali hizmetler gibi alanlarda önemli yatırımlara imza attı. Firmalarımız pek çok projeyi başarıyla hayata geçirdi. Fırsat verilmesi hâlinde Türk şirketleri, tüm dünyanın takdir ettiği birikim ve hizmetleri ile Malta’ya da önemli katkılarda bulunabilecektir” diye konuştu.

Malta Cumhurbaşkanı Preca’dan Türk firmalarına gereken desteği vermesini özellikle temenni ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Hava Yollarının günde 2 kez düzenlediği İstanbul-Malta uçuşlarının da ülkeleri birbirine yakınlaştırdığını, bu seferlerin artması noktasında taleplerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malta Cumhurbaşkanı Preca ile görüşmelerinde başta enerji alanında olmak üzere kültür, turizm, eğitim, sağlık ve denizcilik alanlarında ikili ilişkileri daha ileriye götürme konusunda mutabık kaldıklarına dikkati çekti.

“MALTA, TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNİN GÜÇLÜ SAVUNUCULARINDAN BİRİSİ”

Görüşmelerde bölgesel ve uluslararası konuların da gündeme geldiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdeniz coğrafyasında farklı kültür ve medeniyetlerin kesişim noktasında yer alan iki ülkenin birçok risk, tehdit ve sınamada benzer yaklaşımlara sahip olduğunu gördüklerini, önümüzdeki dönemde siyasi, ekonomik ve insani sorunların menfi etkileri karşısında gerek ikili düzeyde, gerekse ortak platformlarda Türkiye ve Malta’nın birlikte hareket etmesi yönünde arzuları ifade ettiklerini kaydetti.

Malta’nın, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin güçlü savunucularından birisi olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle, özellikle bundan sonraki süreçte de Avrupa Birliği’yle ilişkilerimizde bu desteklerinin devam edeceğine inanıyorum. Burada Avrupa Birliği’yle vize serbestisi ve Gümrük Birliği güncellenmesi, Malta’yla ilişkilerimize daha fazla hizmet, yatırım ve turizm olarak yansıyacaktır. Bu süreçlerin hızlandırılmasında Malta’nın desteğini özellikle kendilerinden rica ediyorum” şeklinde konuştu.

“AB’NİN TÜRKİYE’YE GÖÇ SORUNU NOKTASINDA VERDİĞİ SÖZ YERİNE GELMİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye göç sorunu noktasında verdiği sözün yerine gelmediğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Daha önce bizlere (3+3) 6 milyar avro olarak verilmiş olan sözün ne yazık ki şu anda adeta bir çeyreği verilmiş durumda, o da 1,750 milyar avro gibi bir destek. Bu bizim bütçemize zaten gelmiyor, bu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla gelen bir destektir. Bizim ise yaptığımız harcama 35 milyar dolara ulaşmış durumda. Ve bu konuda Avrupa Birliği’nde bunun gündeme getirilmesi ve bununla birlikte de bu desteğin verilmesi suretiyle bizim gerek Suriye’den, gerek Irak’tan ülkemize göç edenler konusunda bizler onların daha insani şartlarda yaşaması konusunda çabalarımızı artıralım istiyoruz. Ve bu konudaki hassasiyetimiz şu anda mevcut bütçemizle tabi devam ediyor, gelse de, gelmese de biz bunu devam ettireceğiz, bunu kesemeyiz, çünkü o insanların oradaki yaşam koşullarını, eğitimden sağlığa ve bütün oradaki konteyner kentlerde olsun, çadır kentlerde olsun yaşayan insanların daha ideal şartlarda yaşaması için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Onları kendi hâline terk etmek bizim haddimize değil.”

“TÜRKİYE, TURİZMDE KENDİSİNİ İSPAT ETMİŞ BİR ÜLKEDİR”

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malta ve Türkiye arasında yeni yatırımların olup olmayacağı sorusu üzerine, Türkiye’nin müteahhitlik sektöründe çok güçlü olduğunu hatırlatarak, bu alanda her türlü adımı atabilecek güce ve kabiliyete sahip olduklarını belirti.

Turizmde de Türkiye’nin kendisini ispat etmiş bir ülke olduğunu vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizm, dile eğitimi, savunma sanayi, ilaç sektörü alanlarında iş birliğinin yapılabileceğini söyledi.

Türkiye’nin sağlık sektöründe fiziki altyapısının çok iyi durumda olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir hastaneleriyle dünyada örnek bir yapılanmaya gittiklerini, sağlık turizminin de iş birliği yapılacak alanlardan olabileceğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malta ile yenilenebilir enerji alanında da iş birliği yapılabileceğini belirterek, rüzgâr ve güneş enerjisi konularında Malta ile sektörel bazda görüşmeler yapılabileceği bilgisini verdi.

“SANDIKTAN ÇIKANA SAYGI DUYMUYORSANIZ, BUNUN ADI DEMOKRASİ DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Venezuela’da yaşanan gelişmeleri ve ABD Başkanı Donald Trump’ın konuya ilişkin açıklamalarını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine şöyle cevap verdi: “Tabi bizim malum 15 Temmuz darbe girişimi bize yapılmıştı hatırlayın ve bu darbe girişiminde Sayın Maduro bizi hiç gecikmeden hem aramış ve ardından da çıkıp gelmişti. Hâlbuki biz o ana kadar Maduro’yla tanışmıyorduk. O darbe girişimiyle biz Maduro’yla tanışmış olduk ve o güzel de bir başlangıç oldu, zira bazı sektörlerde de müşterek adımlar atma yoluna gittik. Ben demokrasiyi bugüne kadar şöyle tanıdım: 40 yılık bir siyasi geçmişim var, 40 yılık siyasi geçmişimde, sandıktan çıkana saygı duyacaksınız. Sandıktan çıkana eğer saygı duymuyorsanız, bunun adı demokrasi değildir, bu totaliter bir zihniyettir, totaliter bir yapıdır, anlayıştır. Dolayısıyla Maduro sandıktan çıkmıştır.”

ABD Başkanı Trump’ın Venezuela’ya ilişkin açıklamalarının, demokrasiye inanmış bir insan açısından kendisini şok ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ziyaretinden dönüşünde Maduro’yu aradığını, “demokrasi noktasında antidemokratik girişimlere asla prim verme, dik dur” dediğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer demokratsak, biz de demokratların yanında yerimizi almamız gerekir, bu konuda çekinmeye de gerek yok. Demokrasinin mücadelesini verenler, dünyada demokrasi mücadelesi verenlerin ve sandıkta çıkanların yanında yer alması gerekir diye düşünüyorum. Bu konuda millî iradeye aykırı yollarla bazı yöntemlerin denenmesini doğru bulmuyorum. Şu anda yapılan da budur, bunu doğru bulmamız mümkün değil. Ben Maduro’nun kendisine inananlarla beraber bu yolda yürürken bu sıkıntılı anı da aşacağına inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

“VENEZUELA HALKININ SANDIKTAN ÇIKARDIĞI LİDERİNİN ARKASINDA DURACAĞINA İNANIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi yapıldığı zaman Avrupa Birliğinden kimsenin kendilerine aramadığını, aradan günler, haftalar sonra İngiltere’nin aradığını açıklayarak, “Bunu dışında arayan olmadı. Bunu da biz biliyoruz tabi, bunlar da bizim kayıtlara giriyor. Yani kim demokrat, kim demokrat değil, bunları biliyoruz. Bir siyasetçi olarak biz de bunları kayıtlarımıza gireceğiz. Fakat Maduro inandığı yolda dik durur devam ederse, ben Venezuela halkının desteklediği ve sandıktan çıkardığı liderinin arkasında duracağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

MALTA CUMHURBAŞKANI PRECA: “TÜRKİYE, GÜVENLİK VE BÖLGEDEKİ BARIŞ İÇİN KATALİZÖR GÖREVİ ÜSTLENİYOR”

Malta Cumhurbaşkanı Preca da Türkiye’nin bölgesinde diyalogu tesis etmeye yönelik gayretlerini memnuniyetle, takdirle karşıladığını belirterek, “Türkiye, güvenlik ve bölgedeki barış için bir katalizör görevi üstlenmeye çalışıyor. Hükûmetiniz ve sizin gayretleriniz milyonlarca sığınmacı ve göçmenin, mültecinin ayrıca sığındığı bir yer oldu ülkeniz, bunun için de takdirlerimizi size iletmek istiyoruz. Burada krize verdiğiniz cevap siyasi kazanım gözetmeyen bir tarzda olmuştur” dedi.

Türkiye ve Malta arasında yüzyıllarca öncesine giden, halkların paylaştığı ortak bir tarih olduğunu aktaran Malta Cumhurbaşkanı Preca, “Ülkelerimiz epeyi yol kat etti, bu fırsatta bunu görebiliriz. Son birkaç on yıldır geliştirdiğimiz karşılıklı ilişkiler karşılıklı fayda getiren ortaklıkları ortaya koydu ve hükûmetlerimizin karşılıklı iradeleri sayesinde bunu gördük. Özel sektörlerimizin ve paydaşlarının gayretleri daha da devam etmekte, zaman içinde daha da güçlendirdik bu ortaklıkları iki halkın da faydasına olacak şekilde” diye konuştu.

Malta’nın Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki diyalog sürecini desteklediğini belirten Malta Cumhurbaşkanı Preca, Malta’nın hem vizyonu, hem misyonu gereğince Avrupa Birliği’nin genişleme sürecini desteklediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Malta Cumhurbaşkanı Preca, ortak basın toplantısının ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki resmî akşam yemeğinde de bir araya geldi.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”