Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz” için yorumlar kapalı 89206

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN Genel Merkez yeni hizmet binası açılışında yaptığı konuşmada, “Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hareket etmeliyiz. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MEMUR-SEN (Memur Sendikaları Konfederasyonu) Genel Merkez yeni hizmet binası açılışını yaparak, “İşin Geleceği; Tehditler ve Fırsatlar” Konferansı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda bir konuşma yaptı.

Açılışı yapılan yeni hizmet binasının MEMUR-SEN ailesine hayırlı olması temennisinde bulunan ve binanın yapımında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün sonra yapılacak MEMUR-SEN 6. Genel Kurulu’nun da sendika ve tüm kamu görevlileri için hayırlara vesile olmasını diledi.

“MEMUR-SEN MİSYONUNU LAYIKIYLA YERİNE GETİRMİŞTİR”

Sendikanın bugünlere gelmesinde emeği geçenlere teşekkür edip, vefat eden sendika mensuplarına Allah’tan rahmet niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1995’te MEMUR-SEN’in kuruluşuna liderlik eden merhum Mehmet Akif İnan’ı rahmetle yâd ettiğini belirtti.

Şair, mütefekkir, muallim Akif İnan’ın sadece şiirleri ve fikirleriyle değil, aynı zamanda aksiyoner bir lider olarak da örnek olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum İnan’ın; sendikayı, sadece memurların hak ve hukukunu savunan bir çatı olarak değil, millî bir diriliş hareketi ve evrensel bir özgürlük hareketi olarak da tasavvur ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun nazarında MEMUR-SEN ülkemizle beraber, dünyanın dört bir yanında hakları elinden alınan;  emekleri, alın terleri, kaynakları sömürülen; onca zenginliğin ortasında fakirliğe mahkûm edilen yüz milyonların da sesi, soluğu, nefesi olan bir müessesedir. Kuruluşundan itibaren MEMUR-SEN de, Akif İnan’ın tayin ettiği istikamet doğrultusunda misyonunu layıkıyla yerine getirmiştir” diye konuştu.

Türkiye’nin son yıllardaki tüm demokrasi hamlelerinde MEMUR-SEN’in, kritik rol oynadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle 28 Şubat’ta olduğu gibi demokrasinin askıya alındığı dönemlerde darbeleri meşrulaştırıcı görev üstlenen sendikal gelenekten Türkiye’nin kurtarılmasında MEMUR-SEN’in ciddi katkısının olduğunu kaydetti.

“MİLLÎ İRADENİN YANINDA SAF TUTAN MEMUR-SEN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ BİR KAZANIM”

“Sırtını vesayet odaklarına dayayan sendika ağalarının siyasetçilere ayar verdiği o kötü günler, hamdolsun sizlerin desteğiyle artık geride kalmıştır. Türkiye’de ideolojik sendikacılığın yerini, temel hedefi emekçilerin hak ve imkânlarını güçlendirmek olan yeni bir sendikal anlayış almıştır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği sürecine destek veren, Kudüs’ün hakkını savunan, ihtiyaç sahiplerine el uzatan, kritik dönemlerde vesayetçiler yerine millî iradenin yanında saf tutan MEMUR-SEN’in Türkiye için önemli bir kazanım olduğunu dile getirdi.

MEMUR-SEN’e; çalışanların haklarını savunmada gösterdiği gayret, millî iradenin, demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin yerleşmesine verdikleri destek için şükranlarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN’in her türlü vesayete karşı yürüttüğü mücadeleyi takdirle karşıladıklarını, sendikanın bu özgür ve özgün tavrının önümüzdeki dönemde güçlenerek devam edeceğine inandığını belirtti.

31 Mart seçimlerinden sonra bazı belediyelerdeki gelişmeler ve bulundukları yerde mücadelelerini kararlı bir şekilde sürdüremeyenler sebebiyle MEMUR-SEN camiasının rahatsızlık duymaması gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, MEMUR-SEN camiasının bu seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inandığını söyledi. Belediyelerde bazılarının makamından alınabileceğini; ancak memuriyetten atılamayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 657 numaralı ilgili yasanın memuru güçlü bir şekilde koruma altına aldığını, bu yollara tevessül edenler karşısında, memurların arkasında MEMUR-SEN camiasının bulunduğunu ifade etti.

“HİÇBİR ZAMAN YAPILACAK ZULÜMLERE SEYİRCİ OLMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şu açıklamaları yaptı: “Ve yine şunu bilmeniz lazım ki; bu ülkede şu anda bir hükûmet var, biz hiçbir zaman yapılacak bu zulümlere tribünden seyirci olmayız, yapılması gereken neyse onu da yaparız. Onun için de bütün yargı ve yürütme mekanizmalarını her hâlükârda başta MEMUR-SEN olmak üzere yürütmek durumundayız. Ben yürütmenin başıyım, yasamanın başı ise şu anda yine genel başkanı olduğum partimin bir mensubu olan arkadaşım, o da yasamanın başıdır. Bütün bu imkânlarımızla, eğer bir zulüm varsa bu zulmün karşısında durmak bizim için en önemli görevdir. Ama MEMUR-SEN camiası mensupları yerlerinde dimdik durmalı ve kendilerine, ‘hadi bakalım sendikanı değiştir, şuraya geç’ diyenlere karşı da o dik duruşuyla diklenmeden yerini korumalıdır.”

Uluslararası Çalışma Konferansı İLO’nun Haziran’da Cenevre’de düzenlenecek 100’üncü Yıl Zirvesi’ne, programının elvermesi durumunda katılmayı arzu ettiğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zirveye hazırlık mahiyetinde gördüğü “İşin Geleceği; Tehditler ve Fırsatlar” konferansının başarılı geçmesi temennisinde bulundu ve konferansa katkıda bulunacaklara teşekkür etti.

Dünyanın 107 farklı ülkesinden konferansa iştirak eden katılımcıların konferans vesilesiyle yapacakları fikir teatisinin yanı sıra Türkiye’yi ilk elden tanıma fırsatı, Türk milletini, milletin demokrasi mücadelesini daha yakından görme imkânı bulacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tecrübenin konferansta konuşulacak başlıklar kadar değerli ve önemli olduğunu kaydetti.

“TÜRKİYE SON YILLARDA, ULUSLARARASI BOYUTU DA OLAN, ÇOK YÖNLÜ BİR KARALAMA KAMPANYASINA MARUZ KALDI”

Türkiye’nin son yıllarda, uluslararası boyutu da olan, çok yönlü bir karalama kampanyasına maruz kaldığına; Batı dünyasının belli kesimlerinin, medya organları aracılığıyla Türkiye ekonomisini çökmüş bir vaziyette gösterme gayreti içine girdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne yaparsanız yapın, hangi başlıkları atarsanız atın, Türkiye dimdik ayaktadır, güçlenerek de yoluna devam edecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu medyaya artık biz alıştık, bu paçavralara artık alıştık, bunları biz yutmuyoruz. Her zaman bunlar bu başlıklarını atacaklardır, ama biz yolumuza dimdik durarak devam edeceğiz. ‘Financial Times böyle yazmış’; sen ne yazarsan yaz, benim ülkemin durumu ortada. Alışacaklar, Türkiye’nin gücünü de kabullenecekler. Bunlar ilk defa bu başlıkları atmıyor ki, her zaman bu başlıkları attılar, bundan sonra da atacaklar, bunları da biz iyi bileceğiz. Bunlar yeri gelir bakarsanız madalya verirler, dağıtırlar, yeri gelir bu tür başlıklar atarlar. Şu anda ülkemizdeki durum ortadadır ve güçlü bir şekilde güçlenerek yoluna devam etmektedir.”

Türkiye aleyhine yürütülen bu kampanyanın asıl sebebinin; Suriye, Filistin, Yemen ve Mısır meselelerindeki ilkeli duruşlarının ve yükselen İslam düşmanlığı konusundaki duyarlılıklarının olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel adaletsizlikler konusunda biz sesimizi yükselttikçe, saldırıların da dozu artıyor. Biz terörle mücadele ve mülteciler meselesindeki çifte standarda dikkat çektikçe, aleyhimizdeki haberlerin sayısı daha da katlanıyor” ifadelerine yer verdi.

“ELİMİZDEKİ BİR TAS ÇORBAYI MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZLE PAYLAŞARAK YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Türkiye aleyhine yayın yapan ilgili medya organına, “4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’yi sen tanıdın mı? Acaba senin ülkende şu anda ne kadar mülteci var? Hadi bir de onu haber yap bakalım” sözleriyle seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken kimsenin doğru dürüst ciddi desteği olmadan 35 milyar dolar harcadığını hatırlattı.

Herhangi bir yerden destek gelmesi beklentisine kapılmadan mültecilere ev sahipliği yapılacağını dile getirerek, “Biz eğer elimizde bir tas çorbamız varsa, o bir tas çorbayı o mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Her ne kadar Türkiye’nin ana muhalefetinin başındaki ‘ben Suriyelileri tekrar ülkesine göndereceğim’ demişse, Bolu’daki seçilmiş olan bir Belediye Başkanı oradaki Suriyelilere ‘ben bunlara bir tas çorba vermem, buradan gönderirim’ demişse de, biz onları da onların eline bırakmadan hükûmet olarak valiliklerimiz kanalıyla aynen yedirmeye, içirmeye, giydirmeye devam edeceğiz. Çünkü biz ensar olmaya talibiz, muhacirleri yolun ortasında asla bırakmayız.”

“TÜRKİYE’NİN, TERÖR ÖRGÜTLERİNE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ MEŞRU MÜCADELEYİ ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimiz iradesine, bağımsızlığına, hak ve özgürlüklerine sahip çıktıkça, eski alışkanlıklarını devam ettirmek isteyenlerin rahatsızlığı derinleşiyor. Her ikisi de azılı birer terör örgütü olan PKK’lı ve FETÖ’cü unsurların öncülük ettiği bu iftira furyasına, ne yazık ki ülkemiz içindeki kimi sendikalar da lojistik destek sağlıyor. Uluslararası kuruluşlara mektuplar yazarak, asılsız iddiaları gündeme getirerek ülkemize itibar suikastı yapıyorlar. Böylece Türkiye’nin, PKK ve FETÖ gibi eli kanlı terör örgütlerine karşı yürüttüğü meşru mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar. Elbette dünyanın hemen her ülkesinde ideolojik bağnazlıkla hareket eden marjinal yapılar bulunur. Bunların mevcut tüm iletişim imkânlarını propagandalarına alet etmesi de gayet tabiidir. Burada asıl sorgulanması gereken, bu iftiraların uluslararası sendikal kuruluşlar nezdinde alıcı bulmasıdır, bizi bu rahatsız eder. Üzerinde asıl durulması gereken, örgütlü yalanın hakikati perdelemesine göz yumulmasıdır.”

Kendilerini; birkaç marjinalin iftirasının değil; hiçbir araştırma yapılmadan, iddialar teyit edilmeden, işin aslı muhataplarına sorulmadan Türkiye karşıtı her türlü habere, her türlü propagandaya prim verilmesinin rahatsız ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi rencide eden, masumiyet karinesinin, ülkemiz söz konusu olduğunda hemen rafa kaldırılmasıdır” diye ekledi.

Kimseden ayrıcalık ve iltimas beklemediklerinin, muhataplarından sadece ilkeli, tutarlı ve hakkaniyetli davranmalarını istediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ülkemizle ilgili meselelerin önyargılara kurban edilmek yerine; vicdan, akıl ve adalet terazisinde tartılarak karara bağlanmasını arzu ediyoruz. Özellikle bugün aramızda bulunan uluslararası kuruluşların temsilcileri olan misafirlerimizden, bilgi kaynaklarını çeşitlendirerek, hakkaniyeti elden bırakmamalarını rica ediyorum” şeklinde konuştu.

“31 MART SEÇİMLERİ DEMOKRASİ ŞÖLENİ HAVASIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ”

Konuşmasında 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne de değinerek, seçim maratonunun başarıyla tamamlandığını ve demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de, seçimin demokrasi şöleni havasıyla gerçekleştirildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette bir takım tartışmalar, bir takım görüş farklılıkları olmuştur. Ama bu durum, demokrasimizin bir kez daha başarıyla işlediği gerçeğinin teslimine engel değildir” değerlendirmesinde bulundu.

Seçime katılma oranının yüzde 85 civarında olduğunu hatırlatarak, gerek katılım oranının yüksekliğinin, gerek seçim sonuçlarının Türkiye demokrasisinin kalitesini daha da artırdığına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasiye verilen bu güçlü desteğin; Türkiye’nin istikbali, millî iradenin perçinlenmesi adına tarihî bir kazanım olduğunu ifade etti.

Son altı yılda Türkiye’nin; Gezi olayları, 17-25 Aralık girişimi ve çukur eylemleri gibi pek çok saldırıya, provokasyona, anti-demokratik girişime muhatap olduğunu, 2016’da 15 Temmuz darbe teşebbüsüne maruz kaldığını, geçen yıl Ağustos ayında ise finans sistemi üzerinden ekonomik bir saldırıyla karşılaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son beş yılda yedi kez sandığa gidildiğine işaret etti.

“TÜRKİYE’NİN BEKASI, VATANDAŞLARIMIZIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ HER TÜRLÜ POLİTİK HESABIN ÜSTÜNDEDİR”

Hiçbir zaman seçim ekonomisine tevessül etmediklerini; ancak seçimlerin ülke ekonomisinde ağır bir yük oluşturduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçim atmosferinde yükselen siyasi rekabet, toplumumuzun hem sosyolojisinde, hem ekonomisinde gerilimlere sebep olmaktadır. Hamdolsun milletimiz sandıkların kapanmasıyla beraber bu dönemi geride bırakmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Seçim döneminde yaşanan tartışmalar artık sona ermiş, herkes günlük hayatına yönelmiş; evine, işine, gücüne yoğunlaşmıştır. Seçim kanunumuz çerçevesinde yapılan hak arama mücadeleleri, demokrasinin bir imkânıdır, aynı zamanda bir gereğidir. Dolayısıyla kimse hak arama mücadelesine girdi diye bu hak arama mücadelesini verenleri kalkıp da burada hakaretle eleştirme yoluna gidemez. Geçmişimizden bugüne her türlü siyasi parti bu tür yollara başvurmuştur, bu tür hak arama mücadelesini vermiştir. Son nokta konulana kadar da bunun takipçisi olmuşlardır. Ama olay partime gelince niye rahatsız oluyorsunuz? Biz de sonuna kadar bu mücadelemizi vereceğiz. Yüksek Seçim Kurulu noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir, ondan sonra yola devam. Seçim sürecindeki ve sonrasındaki tartışmaların, millî çıkarlarımızın ve hassasiyetlerimizin önüne geçmesine asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Siyaset, milletin maslahatını kendi menfaatinin önüne koymayı gerektirir. Türkiye’nin bekası, vatandaşlarımızın birlik ve beraberliği her türlü politik hesabın üstündedir. Özellikle içinde bulunduğumuz hassas dönemde siyasetçilerin sorumluluk duygusuyla hareket etmesi önem arz ediyor. İnşallah böyle bir döneme girdiğimize inanıyorum.”

“SİYASET YELPAZESİNDEKİ HERKESLE TÜRKİYE ORTAK PAYDASINDA BULUŞMANIN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ”

Türkiye’nin önünde 4,5 yıllık kesintisiz bir icraat döneminin bulunduğuna işaret ederek, 82 milyon olarak bu dönemin en verimli şekilde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim tartışmalarının geride bırakılarak, ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere Türkiye’nin asıl gündemine odaklanılmasının şart olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dönem kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir. Önümüzdeki 4,5 yıllık süreçte gayemiz, milletimizin refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek, Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır” sözlerine yer verdi.

Terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken, ülkenin ihtiyacı olan yapısal reformları da hayata geçirmeye devam edeceklerini, savunma sanayii, ihracat ve turizmde yakaladıkları ivmeyi, diğer alanlarda da gerçekleştireceklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden siyaset yelpazesindeki herkesle Türkiye ortak paydasında buluşmanın mücadelesini verdiklerini belirtti.

“VATANDAŞLARINA VE KARDEŞLERİNE GÜVEN VEREN BİR TÜRKİYE İÇİN, HEP BERABER ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMALIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Nasıl İstiklal Harbimizi el birliği içinde zafere taşımışsak, nasıl PKK’lı hainlerin tepesine yurt içinde ve yurt dışında yumruk gibi inmişsek, nasıl 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara meydanları dar etmişsek, bugün de aynı dayanışmayı sergilemeye ihtiyacımız bulunuyor. Gerek Suriye’nin kuzeyindeki terör bataklıklarının kurutulması, gerekse ekonomimizin tekrar büyüme trendine girmesi için toplumumuzun tüm kesimlerinin üzerine düşen görevler var. Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte ‘Türkiye İttifakı’ olarak hakaret etmeliyiz. Vatandaşlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye için, hep beraber elimizi taşın altına koymalıyız. Gençlerimizin, memurlarımızın, çiftçi, sanayici, esnaflarımızın sorunlarını çözmek ancak bu şekilde mümkün olacaktır.”

Herkesin bu yönde çaba göstereceğine inandığını ve MEMUR-SEN’den bu süreçte çok büyük gayret ve fedakârlık beklediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını; yeni hizmet binasının hayırlı olması, düzenlenen konferansın verimli ve bereketli, MEMUR-SEN 6. Olağan Genel Kurulu’nun başarılı geçmesi temennisiyle tamamladı.

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu Ankara -MEMUR-SEN Genel Merkez yeni hizmet binası açılış töreni

Previous ArticleNext Article

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi için yorumlar kapalı 6

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’de Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini, “cevherden mücevhere” anlayışıyla 300 kat artıracak tesisin açılışı vesilesiyle bir arada olunduğunu belirterek, “Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi, bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır” diye konuştu.

Bor karbürün, sıcaklık ve mekanik dayanıklılığı itibarıyla birçok farklı endüstriyel uygulamalarda aranan ve tercih edilen bir ürün olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbürün özellikle zırh, aşınmaya dayanıklı mekanik parça üretimi, nükleer tesislerde nötron tutucu gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezi olduğuna dikkati çekti.

“DÜNYA PAZARLARINDA PAY SAHİBİ OLMAMIZA KATKI SAĞLAYACAK YATIRIMLARIN TAMAMINI DESTEKLİYORUZ”

Uçaklardan taktik araçlara, personel yeleklerinden korunaklı levhalara kadar pek çok yerde bu ürünü görmenin mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bandırma tesisimizde yapılacak yıllık 1000 ton üretim, kullanıldığı alanlarda da 150 kattan 2 bin kata kadar varan değer artışları sağlamaktadır. Bir başka ifadeyle bu tesis sayesinde Türkiye, sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor aynı zamanda ülkemiz, dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu hâline geliyor” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü açılışın öneminin, tesisin yatırım ve üretim rakamlarının ötesinde Türkiye’ye sağladığı stratejik katkıyla ilgili olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Geçmişte bu tür ürünlerin stratejik önemi dikkate alınmayıp sadece fiyat unsurlarıyla dışarıdan tedariki yoluna gidildiği için kriz dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Savunma sanayimizin ihtiyaçları başta olmak üzere kritik her üründe maruz kaldığımız gizli açık ambargoların ülkemize yaşattığı vakit ve hamle kayıplarını gayet iyi biliyorsunuz. Bunun için artık her alanda önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak, onunla birlikte dünya pazarlarında pay sahibi olmamıza katkı sağlayacak yatırımların tamamını destekliyoruz. Sadece Eti Maden bünyesinde yürütülen çalışmalar bile başlı başına birer başarı hikâyesidir. Bor karbür yanında sıvı karbürden lityum üretimi konusunda da yakında somut adımlar atılacaktır. Aynı şekilde temeli atılan, çeliğin dayanıklılığını artırma başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan ferrobor tesisimiz de bu sene içinde hizmete girecektir.”

Nadir toprak elementleri konusunda iyi bir rezerve sahip olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskişehir’de keşfettiğimiz 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervimizi yıllık 1200 ton cevher işleyecek bir tesisle kazanca dönüştüreceğiz. Ham maddeyle başlayıp nihai ürününe kadar uzanacak bir sistemle ülkemizin tüm değerlerini harekete geçirmekte kararlıyız” sözlerini sarf etti.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ ARASINA ÇIKARMA HEDEFİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLIYIZ”

Diğer alanlarda da benzeri güzel gelişmeler yaşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada küresel tedarikleri belirli yerlere terk edip sadece fikri mülkiyet haklarının kazancıyla yetinme devrinin geride kaldığını ifade etti.

Amerika’sından Avrupa’sına kadar yüksek istişare ve işletme maliyetleri sebebiyle üretimi angarya görerek uzak coğrafyalara taşıyan her yerde ciddi bir paradigma değişikliğinin başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye, hem gelişmiş ülke pazarlarına yakınlığı hem lojistik avantajları hem yetişmiş insan gücü ve ham madde potansiyeliyle küresel üretim merkezlerindeki değişimde avantajlı bir yerde duruyor. Geçtiğimiz 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı, bu avantajın temelini oluşturuyor. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ne küresel sağlık ve güvenlik krizleri ne yaşadığımız tabii afetler ne de önümüze çıkartılan diğer engeller bizi bu hedeften uzaklaştırabilir.”

Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kovid-19 salgını sebebiyle iki yıl sıkıntı çektik. Tam bu badireyi aşmışken kendimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgenine sıkıştırılarak taviz vermeye zorlandığımız bir başka mücadelenin içinde bulduk. Bu sıkıntının da üstesinden gelirken asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yıkıntıları arasında kaldık. Aşırı yağışların sebep olduğu seller deprem bölgemize felaket üstüne felaket yaşattı. Depremlerde ve sellerde yitirdiğimiz canların acıları yüreklerimizi yakıyor. Rabbim, hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin.

Biz, bugüne kadar önüne çıkan hiçbir tehdide, maruz kaldığı hiçbir saldırıya, yaşadığı hiçbir zorluğa teslim olmamış, hepsine karşı da inançla ve cesaretle direnmiş bir milletiz. Bugün de öyle yapıyoruz. Bir yandan depremin enkazını kaldırıyor, diğer yandan geçici barınma alanlarını özellikle kuruyor, öte yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların yaralarını sararken umutlarını güçlendirdiklerini, hayata bağlanmalarını temine çalıştıklarını ifade etti.

Sanayicisiyle, esnafıyla, işletmecisiyle, çiftçisiyle deprem bölgesindeki üreticileri destekleyerek istihdamı canlandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan sarsıntıların yol açtığı huzursuzluk yüzünden başka yerlere giden insanlarımız, yavaş yavaş şehirlerine dönüyor. Milletçe yürek yüreğe, kol kola vererek Allah’ın izniyle bu felaketin izlerini de sileceğiz” diye konuştu.

“BAŞARANA KADAR BİZE DURMAK, DİNLENMEK, BAŞKA YÖNE BAKMAK HARAMDIR”

Deprem bölgelerinde vatandaşlardan bir yıl izin istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bize bir yıl müsaade edin, inşallah biz bir yıl içerisinde kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bu konteyner kentlerle birlikte bir taraftan da dikkat ederseniz prefabrik kentler yapıyoruz. Üç ayrı çeşit… Derdimiz ne? Derdimiz vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Dolaştığımız bu deprem kentlerinde elhamdülillah vatandaşlarımın şu ifadeleri sorumluluğumuzu artırıyor: ‘Baba bizi bunlara bırakma.’ Mümkün mü? Biz bunların ne yapacağını zaten gayet iyi biliyoruz. Bunlara benim vatandaşım, benim insanım bırakılabilir mi ya? Bunların derdi başka. Biz can derdindeyiz, onlar mal derdinde. Onun için de sağ olsun bütün bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, valilerim, bütün STK’lerimiz, hepsi şu deprem bölgelerinde her gün sabahtan akşama 7/24 çalıştılar, çalışıyorlar. Bizler de Cumhur İttifakı olarak gerek şahsım, gerekse Devlet Bey, birlikte bölgeyi dolaştık, dolaşıyoruz, dolaşacağız. Konutlarıyla, iş yerleriyle, altyapısıyla, üstyapısıyla, yeni, güvenli, huzurlu yerleşim yerleri kurarak, şehirlerimizin tarihî ve kültürel zenginliklerini ihya ederek Türkiye Yüzyılı’na doğru yürümeyi sürdüreceğiz.

İşte bunlar, onlarla uğraşırken bakın biz neyle uğraşıyoruz. Biz de işte bor madeniyle alakalı, onun çeşitlendirilmesinde bor karbürü, bugün bu tesisi, bu dev tesisi açıyoruz. Aramızdaki fark bu. Bütün bunları başarana kadar bize durmak, dinlenmek, başka yöne bakmak haramdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir kısmında yaşanan sıkıntının çözümü için ülkenin tamamının yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle ayakta kalması, güçlü olmasının şart olduğunu vurgulayarak, bunun için deprem bölgesindeki şehirleri ayağa kaldırırken ülkeyi hedeflerine yaklaştıracak diğer projeleri de ihmal etmediklerini söyledi.

Milletin 60 yıllık hayali Türkiye’nin otomobilinin bunlardan biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde Togg’un ön siparişlerinin alınmaya başlandığını, çok kısa sürede de rekor talep oranına ulaşıldığını belirterek, “Ay sonundan itibaren teslimatları peyderpey gerçekleştireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbür üretim tesisinin de bir başka proje olduğunu ifade ederek, “Buradan elde ettiğimiz tecrübeyle Kütahya Emet’te 5 bin ton üretim kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi daha kuracağız. Durmak yok, yola devam” diye konuştu.

Karadeniz’de keşfettikleri gazı milletin hizmetine sunma çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Projedeki personelimizin depremzedelerimizin yardımına koşması sebebiyle yaşanan birkaç haftalık gecikmeye rağmen Karadeniz gazını yakında millî sisteme bağlıyoruz. Doğal gaz boru hatlarımızı geliştirme, doğal gaz depolama tesislerimiz bunlardan biridir. Ülkemizi taşıması, ticareti ve üretimiyle bir doğal gaz merkezi yapma yolunda hızla ilerliyoruz. Önümüzdeki aylarda ilk ünitesini devreye alacağımız Akkuyu Nükleer Güç Santralimiz bunlardan biridir. Tüm üniteleri devreye girdiğinde bu nükleer santral, ülkemizin kesintisiz ve dengeli elektrik üretiminde önemli bir role sahip olacaktır. Ana muhalefet, yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santrali’ni gezmek istiyor. Arkadaşlara ‘Buyurun gezdirin’ diyorum. Gidiyorlar, geziyorlar, ‘Muhteşem bir eser’ diyorlar. Dönüp geldikten sonra da ‘Yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ya bu ne mantıktır? Bu ne kafadır? Bu ne anlayıştır? Dünya, enerjide ‘Yeşil enerjiye nasıl ulaşacağız?’ diye bunun mücadelesini verirken biz yeşil enerji noktasında özellikle gerek doğal gaz gerekse Akkuyu Nükleer Enerji, bütün bunlarla yeşil enerji noktasında adımlar atıyoruz. Bunlar ise ‘Hayır yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ben milletime şikâyet ediyorum. Sevgili halkım, sevgili vatandaşım, işte bu ana muhalefet ve yanındakiler, bu ülkede yarın inanın eğer elektrikler bir zamanlar bunların iktidarlarında nasıl kesiliyorsa, nasıl enerjiye hep muhtaç kalmışsak gene bu noktaya düşeriz. Bunlara bu fırsatı ben inanıyorum ki 14 Mayıs’ta benim vatandaşım vermeyecek.

İşte buyurun. Dünyanın en yüksek barajlarından Yusufeli, bunlardan biridir. Yusufeli Barajı bir yeşil enerjidir, bir hidroelektrik santraldir ama bütün bunlarla beraber aynı zamanda bu baraj, sulamada da istenildiği şekilde kullanılacak bir imkândır.”

“YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZI GELİŞTİRME ÇABALARIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin su kaynaklarının önemli bir kısmını son 20 yılda devreye alarak bu alandaki potansiyeli hakkıyla kullanabilir hâle geldiklerini vurguladı.

Güneş ve rüzgâr enerjisinde çok iyi bir yerde bulunulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “GES, RES, bütün bunlarla beraber dünyada artık parmakla gösterilen bir ülke konumundayız. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı hızla geliştirme çabalarımız artarak devam ediyor. Bu konuda kat ettiğimiz mesafenin en güzel örneği, ülkemizin yenilenebilir enerjide dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeye hazırlanmasıdır” diye konuştu.

Savunma sanayisinde yakalanan ivmenin bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye, dünyanın önde gelen savunma sanayi tedarikçileri arasına girdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde savunma sanayisinde yerli ve millî potansiyelin yüzde 20 olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Şimdi yüzde 80, nereden nereye. İnşallah yakında hep birlikte şahitlik edeceğimiz yeni gelişmeler, yeni müjdelerle bu konumumuzu daha da pekiştireceğiz. Bu örnekleri üretimin her alanına teşmil etmek mümkündür. Hiçbir kaybın, hiçbir tuzağın bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeden devletiyle, milletiyle, dostlarımızla tek yürek, tek bilek olarak yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Başkaları ne yaparsa yapsın. Hangi siyasi hesaplar peşinde koşarsa koşsun, biz Hakk’ın rızası için, halkın rızası için halkımıza aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İnançla, sabırla, dirayetle çalışarak milletimize ne söz verdiysek Allah’ın izniyle hepsini Cumhur İttifakı olarak tek tek hayata geçireceğiz. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzla aramıza hiç kimsenin, hiçbir engelin, hiçbir siyaset mühendisliği projesinin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Rabbim, yar ve yardımcımız olsun. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diye dua ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duygularla Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin şehre, ülkeye ve sektöre hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, tören alanına gelişinde Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Keleşer, tesis ve ürünlerle ilgili bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Bor Karbür Üretim Tesisi’nde bulunan Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Keleşer ve beraberindekilere canlı bağlanarak üretimi başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyerek, “Bundan sonra dünyada bir numara olarak yarışa devam” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışını protokol üyeleriyle gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eti Maden Genel Müdürlüğü’nün Balıkesir’deki Sosyal Tesislerinde, kente gelen depremzedelerle beraber yemek yedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan depremzede çocuklarla sohbet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” için yorumlar kapalı 95994

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale’de Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında, tarihin şanlı sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle bin yıllık vatanın istiklali uğrunda canlarını feda eden tüm şehitleri rahmetle yâd ettiğini söyledi.

Ülkenin son dönemde yaşadığı deprem ve sel afetlerinde hayatını kaybeden, her birinin şehit mertebesinde olduğuna yürekten inandığı vatandaşlara da Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölenleri ebedî âleme yolcu ettiklerini dile getirerek, şimdi bir yandan enkazları kaldırdıklarını, bir yandan geçici barınma merkezlerinin hazırlıklarını sürdürdüklerini, bir yandan da kalıcı konutların inşasına başladıklarını kaydetti.

“İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY İSTİKRAR VE GÜVEN İKLİMİNE SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKMAKTIR”

Bir yıl içinde şehirleri yeniden ayağa kaldırmış, depremzede vatandaşları yuvalarına kavuşturmuş olacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tüm bunlarla beraber ülkemizi her türlü afete, tehdide karşı daha güçlü şekilde hazırlayacak çalışmaları da yürütüyoruz. Türkiye’yi, milletimizin her bir ferdini güvenli, huzurlu, müreffeh bir geleceğe kavuşturma yolundaki mücadelesinden alıkoyacak engelleri ve bahaneleri birer birer ortadan kaldırıyoruz. Dünyanın yaşadığı krizlerin önümüze çıkardığı fırsatları değerlendirebilmemiz için ihtiyacımız olan tek şey istikrar ve güven iklimine sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bunu başarırsak Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 108 yıl önce “Çanakkale geçilmez” diyerek dünyanın en büyük ordularına göğüslerini siper eden kahramanların aziz hatıralarının yüreklerde tüm canlılığıyla yaşadığını söyledi.

“VERDİĞİMİZ TÜM MÜCADELELERDE ÇANAKKALE KAHRAMANLARINI ÖRNEK ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Türk tarihini değil, dünya tarihini de değiştiren bu zaferin, milletin en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin ispatı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devrin en büyük deniz ve kara gücünü oluşturan ordularına karşı Nusret Mayın Gemisiyle denizde, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Çanakkale’de saf tutmuş Mehmetçikle karada destan yazdık. Bu mücadelenin dünyada pek az eşi benzeri vardır. Rahmetli Mehmet Akif kalemiyle değil âdeta kalbiyle yazdığı o eşsiz şiirinde bu savaşı; ‘Şu boğaz harbi nedir? Var mı dünyada eşi?/En kesif orduların yükleniyor dördü beşi’ diye anlatıyor. Hiç şüphesiz bu aynı zamanda en büyük insan kaybını yaşadığımız savaşımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Mehmet Akif Ersoy’un “Yaralanmış, tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” dizelerinde tarif ettiği bu kayıpların hüznünün hâlâ yüreklerde olduğunu ifade ederek, şunları dile getirdi: “Çanakkale Zaferi milletimize önce millî mücadelemizi verme ve başarıya ulaştırma, ardından bu topraklardaki son devletimiz, Cumhuriyetimizi kurma şevkini aşılamıştır. Ülke ve millet olarak bize son dönemde karşılaştığımız sınamaların üstesinden gelme cesaretini ve azmini veren saiklerin başında da Çanakkale Zaferi geliyor. Terörden sokak olaylarına, vesayet girişiminden darbe teşebbüslerine milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik saldırılar karşısında verdiğimiz tüm mücadelelerde Çanakkale kahramanlarını örnek aldık. Bugün de ekonomiden doğal afetlere, tüm bunlara yaşadığımız her sıkıntıda Çanakkale ruhunu hatırlıyor, oradan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunu üzerine inşa ettikleri temelin en sağlam taşlarından birinin de Çanakkale’de yedi düvele karşı kazandıkları zafer olduğunu söyledi.

“ECDADA SAYGIMIZIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYORUZ”

Şu anda bir açık hava müzesinde, Seddülbahir’de olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve küratör ile ekibine teşekkür ettiğini, dünyada bu tür açık hava müzelerinin nadirattan olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 yaşından 100 yaşına kâh ordu olduk kâh tek başına canlar verdik. Her taşına dünya şahit. Yılmadık, yılmayacağız” diyerek, bugün 108 yıl sonra bir kez daha şehitlerin aziz hatıralarını yâd etmek, istiklale ve istikbale olan bağlılıklarını haykırmak için Çanakkale’de olduklarının altını çizdi.

Tarihe saygı duymanın ve hatıraları yaşatmanın, bunların sembolleri olan eserlere sahip çıkmayı gerektirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Çanakkale Zaferi’ni kazandığımız yerlerdeki şehitliklerimizi ayağa kaldırarak, emanetleri koruyarak, kültürel mirası ihya ederek, ecdada saygımızın gereğini yerine getiriyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki çalışmaları daha derli toplu yürütmek için 2014’te Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığını kurduklarını anımsatarak, Çanakkale’de gerçekleştirdikleri çalışmalardan şöyle bahsetti: “Faaliyete geçen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, çok sayıda restorasyon projesi, çevre düzenlemesi, kurulan müzeler ve verilen pek çok hizmet sayesinde bölgeyi ecdadın hatırasına yakışır bir görünüme kavuşturduk. Seddülbahir Kalesi restorasyonu da bu çalışmalardan biridir. Valide Turhan Sultan tarafından 3,5 asır önce Boğaz’ın girişinde inşa ettirilen Seddülbahir Kalesi ve karşısındaki Kumkale, Çanakkale Savaşı’nda da önemli rol oynamıştır. Düşmanın ilk saldırdığı ve en son ayrıldığı yer olan bu kalenin açık hava müzesi olarak ziyarete açılmasını fevkalade isabetli görüyorum.”

“ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ BÖLGE İÇİN BİR DESTANDIR”

Geçmişini bilmeyenin geleceği kuramayacağı gerçeğinden hareketle çocukların ve gençlerin Çanakkale Zaferi’ni kazandıkları yerleri mutlaka görmeleri, buradaki manevi havayı teneffüs etmeleri gerektiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalenin restorasyonunda emeği geçenleri kutlayarak teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de sadece tarihin emaneti olan eserlere sahip çıkmakla kalmadıklarını, bunun yanında bugün açılışının birinci yılına erişilen 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu başta olmak üzere pek çok eserle şehri ve bölgeyi geleceğe hazırladıklarını anlattı.

Çanakkale Köprüsü’nün öneminden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece şu Çanakkale Köprüsü bölge için bir destandır. Eğer geçmişi hatırlarsak şu Boğaz’ın her iki tarafına zaman olurdu geçemezdik, zaman olurdu 24 saati bulurdu. O sıkıntıları yaşadık, bunları iyi biliriz. Yine burada, Çanakkale şehitlerini anmaya geldiğimiz zaman arabalılarla vesaire geçebilene aşk olsun. Geçerdik, geçemezdik… Öyle günler yaşadık. Ama şimdi artık köprümüzle bunların hepsi ortadan kalktı. Tasarımı ve mühendisliğiyle abide bir eser olarak ülkemize kazandırdığımız 1915 Çanakkale Köprümüzle Marmara Bölgemizi çepeçevre saran otoyol ağını birleştirdik. Daha önce saatler süren yolculuğu 6 dakikaya indirdiğimiz bu köprümüzü 1 yılda 2 milyona yakın araç kullandı. Böylece, ülkemizin en yoğun insan ve yük hareketliliğine sahip bölgesine asırlar boyunca hizmet edecek bir soluk borusu kazandırdık. Marmara Denizi’nin iki yakasını, İstanbul Boğazı’ndaki üç köprü ve bir tünel yanında Çanakkale Boğazı’ndaki bir köprüyle birleştirerek, bölgede oluşturduğumuz potansiyelin somut sonuçlarını şimdiden alıyoruz.”

“TÜRKİYE’Yİ GELİŞTİRECEK, HEDEFLERİNE YAKLAŞTIRACAK OLAN BU YATIRIMLARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dar bir alana sıkışan ekonomik, ticari ve turistik hareketliliğin geniş bir sahaya yayılmaya, ülkenin tamamına katma değer kazandırmaya, millete iş ve istihdam olarak yansımaya başladığını belirterek, Gelibolu-Eceabat Bölünmüş Yol Projesi’nin bölgenin ulaşım altyapısı standartlarını daha da yükselteceğini kaydetti.

Çanakkale’nin Avrupa yakasında tarihî yarımadaya ulaşımı kolaylaştıracak 47,5 kilometrelik bu projenin tamamlanan 32 kilometresini bugün hizmete açtıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yolla beraber biri 2 bin 560 metrelik, biri 644 metrelik, biri bin 355 metrelik, biri 792 metrelik olmak üzere toplamda 5 bin 351 metre uzunluğunda 4 tünelin de açılışını bugün yapıyoruz. Havsa’dan Çanakkale’ye uzanan güzergâhın önemli bir parçası olan bu yol, ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürerek, tarihî alana giden ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayacaktır. Projenin inşasında, bölgenin tarihî, arkeolojik ve tabii dokusunun korunmasına özel hassasiyet gösterilmiştir. Bu yol sayesinde ülkemiz vakitten ve akaryakıttan yılda 161 milyon lira tasarruf edecek. Ayrıca karbon emisyonunda 4 bin 500 tona yakın azaltım sağlayacaktır. Hep söylediğim gibi Türkiye’yi geliştirecek, büyütecek, hedeflerine yaklaştıracak olan işte bu yatırımlardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda ülkeye kazandırdıkları eserlerin her birini Cumhuriyet’in yeni asrı için hazırladıkları Türkiye Yüzyılı vizyonuna giden yapı taşları olarak gördüklerini dile getirerek, “Şimdi bu altyapı üzerinde daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz. Ecdadın emanetine işte böyle sahip çıkılır. Ecdadın aziz hatırası işte böyle yaşatılır. Ecdada işte böyle layık olunur” ifadelerini kullandı.

Gelibolu-Eceabat yolunun ülkeye, bölgeye, şehre, şehitliklere gelecek ziyaretçilere hayırlı olmasını dileyerek, yapımında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale Zaferi’mizin 108. yıl dönümünde tüm şehitlerimize ve gazilerimize, onlarla birlikte depremlerde ve sellerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Rabb’im ülkemizi her türlü düşmandan, her türlü afetten, her türlü kaza ve beladan muhafaza eylesin diyorum” diye konuştu.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI UZATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine son vermeden önce Birleşmiş Milletler ile birlikte geçen temmuz ayında imzalanmasını sağladıkları Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’yla ilgili bir gelişmeyi dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna’nın esir takaslarıyla birlikte savaştan sonraki en önemli uzlaşma konusu olan Tahıl Koridoru Anlaşması’nın süresi bugün itibarıyla bitiyordu. Her iki tarafla da yaptığımız görüşmeler sonunda 19 Mart’ta bitecek olan anlaşma süresinin uzatılmasını sağladık. Bugüne kadar 800’den fazla gemiyle 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarına sevkini sağlayan bu anlaşma, küresel gıda tedarikinin istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir. Anlaşmanın bir kez daha uzatılması konusunda gayretlerini esirgemeyen Rusya ve Ukrayna tarafları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsle geldiği Seddülbahir Kalesi girişinde kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsü durdurarak vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi, çocuklara hediye dağıttı. Dışarıda kalan vatandaşları da tören alanına davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kadını da törene götürmek için otobüse aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Gelibolu-Eceabat Devlet Yolu açılışının yapıldığı alana canlı bağlantı gerçekleştirildi. Burada bulunan Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ile konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine yol güzergâhının videosu gösterildi.

İki gidiş, iki geliş şeklinde olan yol güzergâhının 32,5 kilometre olduğunu, bu güzergahın yolu yarı yarıya kısalttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin yeşil bir proje olduğuna dikkati çekerek, katılımcılara, “Nasıl, beğendiniz mi?” diye sordu. Katılımcılar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alkışlarla karşılık verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla alanda bulunan katılımcılar kurdele kesmek suretiyle yolun açılışını gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra protokol ile Seddülbahir Kalesi’nin açılış kurdelesini kesti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, açılışta dua etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki makas ve kurdelelerin katılımcılarda kalmasını istedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de katıldı.