Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ülkemizde üretilen savunma sanayii ürünlerinin dünya çapında kabul görmesi, attığımız adımların doğruluğuna işaret ediyor” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ülkemizde üretilen savunma sanayii ürünlerinin dünya çapında kabul görmesi, attığımız adımların doğruluğuna işaret ediyor” için yorumlar kapalı 99198

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, IDEF’19 Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada, “Ülkemizde üretilen savunma sanayii ve güvenlik ürünlerinin dünya çapında giderek daha çok kabul görmesi, attığımız adımların doğruluğuna işaret ediyor. Savunma sanayiinde tasarımdan üretime tüm aşamalarda söz sahibi olma hedefimize adım adım yaklaşıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen “IDEF’19 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı”nın açılış törenine katıldı.

Burada katılımcılara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, himayelerinde gerçekleştirilen fuarın hayırlı olmasını dileyerek organizasyonda emeği geçenleri tebrik etti.

“IDEF, KENDİNİ DÜNYA ÇAPINDA KANITLAMIŞ BİR İHTİSAS FUARI HÂLİNE GELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1993 yılından beri düzenlenen IDEF’in, 190 firmadan bin 100’e yakın firmaya ulaşarak kendini dünya çapında kanıtlamış bir ihtisas fuarı hâline geldiğini ifade etti.

Türkiye’nin son 17 yılda savunma sanayiinde elde ettiği kazanımlarının en iyi görüleceği zeminin IDEF olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde üretilen savunma sanayii ve güvenlik ürünlerinin dünya çapında giderek daha çok kabul görmesi, attığımız adımların doğruluğuna işaret ediyor. Savunma sanayiinde, tasarımdan üretime, tüm aşamalarda söz sahibi olma hedefimize adım adım yaklaşıyoruz” dedi.

Konuşmasının devamında, uluslararası yatırımcıların da fuara ilgisinin Türkiye’nin potansiyelinin büyüklüğünü gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiinde dünyada ilk 100’e giren firma sayısını dörde çıkartan Türkiye’nin, bu alandaki KOBİ’leri desteklemeyi de temel politikası olarak sürdürdüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek yıllarda fuarı her bakımdan çok daha ileriye taşıyacak adımların da atılacağına vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Devlet geleneğinin geçmişi 2 bin 200 yılı aşan bir ülke olarak, savunma sanayiine önem vermemiz kadar tabii bir durum olamaz. Coğrafyamızda son bin yıldır Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olarak varlığımızı güçlü bir şekilde sürdürebilmemizi, diğer vasıflarımızın yanı sıra etkili bir savunma altyapısına sahip olmamıza borçluyuz. Bazıları Türkiye’nin geçmişini bir asırdan ibaret sanıyor, cesametini bununla sınırlı görüyor ve tüm okumalarını da buna göre yapıyor.  Hâlbuki biz, dünyanın en güçlü kara ve deniz ordularını kurmuş, sadece Osmanlı ile 24 milyon kilometrekareye ulaşan hâkimiyet alanları tesis etmiş bir ülkeyiz. Dünya harp tarihine baktığınızda, hem eğitim ve taktik hem de araç gereç bakımından en önemli yeri ecdadımızın aldığını görürsünüz. Son dönemde yaptığımız atılımlar, işte bu tarihi süreklilik içinde okunmalıdır, ele alınmalıdır.”

“TÜRKİYE’NİN İÇİNDE BULUNDUĞU BÖLGE, DÜNYADAKİ SİYASİ KRİZLERİN VE ÇATIŞMALARIN EN YOĞUN OLDUĞU YER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kutü’l Amare Zaferi’nin 103. Yıl dönümünün kutlandığını anımsatarak tüm şehit, gazi ve kahraman askerleri bir kez daha hayırla yâd ettiğini dile getirdi.

Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgenin, dünyadaki siyasi krizlerin ve çatışmaların en yoğun olduğu yer olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu durum, bizim her alanda kendimizi sürekli teyakkuz hâlinde tutmamızı, gücümüzü artıracak yöntemler geliştirmemizi zorunlu hâle getirmektedir” dedi.

Dünyanın tüm insanlığın istikrar ve güven iklimini tehdit eden gelişmeler sebebiyle âdeta diken üzerinde durduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurallara dayalı uluslararası düzenin her gün biraz daha erozyona uğratıldığını, tek taraflı güç kullanma ve yaptırım tehditlerinin giderek daha sık başvurulan bir yol hâline geldiğini ifade etti.

“TÜRKİYE, SAVUNMA ALANINDA DA HİÇBİR DAYATMAYI KABUL ETMEYECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni ve çok daha tehlikeli bir silahlanma yarışına yol açacak güç rekabetinin hortlama ihtimalinin giderek arttığının altını çizerek bölgesel krizlerin süratle küresel boyut kazandığını, terör örgütlerinin de bu tehlikeli gidişin en önemli araçları hâline geldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye gibi terörle mücadele eden ülkelere de savunma sanayi alanında gizli veya açık ambargolar uygulandığına işaret etti. Suriye’de yuvalanan bir terör örgütüne, Türkiye’ye parayla verilmeyen silahların bedelsiz verildiğini görmekten üzüntü duyduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın diğer pek çok yerindeki terör örgütlerinin sahip oldukları silahların izlerinin de hep belirli yerlere çıktığına dikkat çekerek, “Kendileri, binlerce kilometre öteden tehdit algıları üretip orantısız bir güçle üzerine gidenler, bizim meşru hassasiyetlerimizi ısrarla görmezden gelmeye çalışıyor. Türkiye; siyasi, diplomatik ve ekonomik alanda olduğu gibi, savunma alanında da hiçbir dayatmayı kabul etmemiştir, etmeyecektir” vurgusunda bulundu.

Hükûmete ilk geldiklerinde savunma sanayi alanında tarihî bir reform başlattıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde yüzde 80 oranında olan savunma sanayiindeki dışa bağlılık oranının bugün yüzde 30’lar seviyesine indirildiğini bildirdi.

“TÜRKİYE, KENDİ HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİNİ ÜRETME KONUSUNDA HIZLA YOL ALIYOR”

Türkiye’nin tarihi boyunca tüm ittifaklarının hukukuna sadık kaldığını, üzerine düşeni yaptığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu savunma sistemlerini ilk olarak müttefiklerinden karşılama yoluna gittiğini, bu yöndeki taleplerin cevapsız kalması ya da şartlara tabi tutulması üzerine farklı adımlar attıklarını ifade etti.

“Rusya ile vardığımız S-400 anlaşmasının gerisinde, işte böyle bir süreç vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kendi hava savunma sistemlerini üretme konusunda hızla yol aldığını açıkladı.

“TÜRKİYE’NİN DIŞLANDIĞI BİR F-35 PROJESİ, TAMAMEN ÇÖKMEYE MAHKÛMDUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugünlerde de F-35’ler konusunda haksızlıklara, dayatmaya maruz kaldığını kaydederek, “Proje ve üretim ortağı olduğumuz bir konuda bizi dışlamaya çalışanların, hala bu işin sonunun nereye varacağını göremediklerini düşünüyoruz. Türkiye’nin dışlandığı bir F-35 projesi, tamamen çökmeye mahkûmdur. Şimdi biz kendi millî muharebe uçağımızı üretecek adımları da hızla atmaya başladık. İnşallah hava kuvvetlerimizin bundan sonraki filolarında ağırlık, kendi millî muharebe uçaklarımızdan oluşacaktır. Bu çerçevede, geleceğin teknolojisi olarak bakılan insansız muharebe uçaklarıyla ilgili de çok yoğun çalışmalarımız var” diye konuştu.

“SİLAHLI VE SİLAHSIZ HAVA ARAÇLARI KONUSUNDA TÜRKİYE DÜNYADA SÖZ SAHİBİ BİR KONUMA GELDİ”

Türkiye’ye uçaklarda kullanılan bombaları vermeyenlerin, Türkiye’nin ürettiği bombaların gücü ve ekonomikliği karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediklerini, silahlı ve silahsız hava araçları konusunda da Türkiye’nin dünyada söz sahibi bir konuma geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayi ürünlerinin tasarım ve üretimi konusuna çok büyük önem veriyoruz. Zira zırh, optik, yazılım, motor, simülasyon, patlayıcı teknolojileri başta olmak üzere, ülkemizin önünü kesmek için araç olarak kullanılan her hususta, kendimizin ve dostlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak altyapıyı kurmakta kararlıyız. İnşallah birkaç yıla kadar tüm bu hususlarda bambaşka bir yere gelmiş olacağız” ifadelerini kullandı.

Doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı görev yapan Savunma Sanayii Başkanlığı’nın portföyünde, proje bedeli 75 milyar doları bulan 690’den fazla başlıkta çalışma yapıldığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuya ait savunma sanayi şirketlerimizin her birinin kendi alanlarında dünya markası olduğunu, özel sektörün çok sınırlı imkânlarla büyük başarılara imza attığını ve savunma sanayi alanında çok deneyimli, uzmanlaşmış insan kaynağı oluşturan Türkiye’nin artık dışarıdan uzman getirmek yerine yurt dışına uzman gönderir hâle geldiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayilerinin teknolojinin lokomotifi olduğuna vurgu yaparak, fuarda yapılacak anlaşmaların ve tesis edilecek işbirliklerinin hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile birlikte  “IDEF’19 14’üncü Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı”nın açılış kurdelesini kesti.

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,PATRONLAR GAZETESİ,GENÇ PATRONLAR DÜNYASI ,TÜRK İŞ DÜNYASI ,PATRONLAR HABER ,SON DAKİKA ,AKARYAKIT BAYİLERİ,AKARYAKIT DAĞITIM ŞİRKETLERİ,AKARYAKIT BAYİLERİ ,PATRONLAR GAZETESİ,ENERJİ MEDYASI,
Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”