Cumhurbaşkanı Erdoğan,“NATO’daki dostlarımızdan, ittifak ruhuna uygun davranıp ittifakın kurucu değerlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“NATO’daki dostlarımızdan, ittifak ruhuna uygun davranıp ittifakın kurucu değerlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz” için yorumlar kapalı 89212

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Konseyi ve NATO Akdeniz Diyaloğu Ortakları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin bekasına yönelik tehditlerin çoğaldığı ve yoğunlaştığı böylesi bir dönemde, müttefiklerimizden tek bir beklentimiz vardır. Biz, NATO’daki dostlarımızdan, sadece ittifak ruhuna uygun davranmalarını, ittifakın kurucu değerlerine sahip çıkmalarını bekliyoruz. Müttefiklerimizin, bizzat kendilerinin terör örgütü olarak kabul ettikleri yapılara karşı tedbir almalarını istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilen, NATO Konseyi ve NATO Akdeniz Diyaloğu Ortakları Toplantısı’na katılarak, bir konuşma gerçekleştirdi.

“İTTİFAKIN GÜVENLİĞİNİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN TERÖR GİBİ ASİMETRİK TEHDİTLERİN ARTTIĞI BİR DÖNEMDEYİZ”

Akdeniz Diyaloğu’nun 25. yılı vesilesiyle katılımcılarla bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcıların Hatay’ı ziyaret edeceklerini belirterek, farklı din, dil ve mezheplerin asırlardır bir arada yaşadığına ve Türkiye’nin hoşgörü iklimine şahitlik edeceklerini söyledi.

Toplantının, NATO’nun en eski müttefiklerinden biri olan Türkiye’nin yüzleştiği tehditlere katılımcıların şahitlik etmesi bakımından da önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası güvenlik ortamında ciddi kırılmaların yaşandığı bir dönemde ittifakın güvenliğini doğrudan ilgilendiren terör gibi asimetrik tehditlerin de arttığı bir dönemde olunduğunu kaydetti.

“VAROLUŞ GAYESİ KÜRESEL GÜVENLİK VE İSTİKRARI KORUMAK OLAN YAPILARDA ÇOK CİDDİ TIKANIKLIKLAR YAŞANIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, siber boyutu da olan hibrid savaş yöntemlerine daha fazla başvurulduğuna dikkati çekerek, “Böylesi bir ortamda varoluş gayesi küresel güvenlik ve istikrarı korumak olan yapılarda ise çok ciddi tıkanıklıklar, aksamalar yaşanıyor. Bu kurumlar sorunlara müdahale noktasında ya karar alamıyor ya da aldığı kararları hayata geçiremiyor” dedi.

Türkiye’nin, son sekiz yıldır Suriye kaynaklı tehditlerle mücadelede, söz konusu tıkanıklığın acı yansımalarını bilfiil yaşamış, ekonomiden güvenliğe, toplumsal barıştan siyasete kadar iliklerine kadar hissetmiş bir devlet olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzensiz göç ve terör tehdidiyle mücadelede, NATO Müttefiki olarak Türkiye’nin gösterdiği olağanüstü çabaların altını çizdi.

Türkiye’nin bugün 4 milyon sığınmacı ile Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriyeli sığınmacılar için 35 milyar doların üzerinde bir rakam harcama yapıldığını, aynı zamanda DEAŞ tehdidini kaynağında bertaraf etmek için Fırat Kalkanı Harekâtı’nın düzenlendiğini anlattı.

“TÜRKİYE, SURİYE SAHASINDA DEAŞ’LA GÖĞÜS GÖĞÜSE SAVAŞAN TEK NATO ÜLKESİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Suriye sahasında DEAŞ’la göğüs göğüse savaşan ve bu terör örgütünü hezimete uğratan tek NATO ülkesi olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti: “Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin bölgesini PKK’nın Suriye kolunun işgalinden kurtardık. Terörden arındırdığımız ‘güvenli bölgelere’ 320 bin civarında Suriyeli sığınmacının geri dönüşünü sağladık. Daha birkaç yıl öncesine kadar terör örgütlerinin tasallutunda bulunan bölgelere, Türkiye’nin çabaları ve fedakârlıkları sonucu yeniden huzur hâkim oldu. Keza büyük bir insani felaketin eşiğe gelen İdlip’te de inisiyatif alarak, tekrar sükûnetin sağlamasını temin ettik. Böylece yüzbinlerce Suriyeli masumun ölümünü engellediğimiz gibi, Avrupa’yı derinden sarsacak bir düzensiz göç akınının da önüne geçtik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO’nun özünün ittifak dayanışması olduğunu dile getirerek, İttifak üyesi ülkelerin terör gibi ciddi güvenlik sınamalarını tek başına çözmesini beklenin NATO’nun varoluş felsefesine aykırı olduğunu kaydetti. Türkiye’nin, uluslararası toplum adına birçok sorunu tek başına göğüslerken diğer taraftan da PKK, onun Suriye’deki uzantısı PYD/YPG, DEAŞ ve 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ ile mücadele etmek zorunda kaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bugüne kadar 40 binin üzerinde sivil vatandaş ve askerini PKK terörüne şehit verdiğini, son üç gün içinde altı asker ve iki sivil vatandaşın bu örgüt tarafından şehit edildiğini sözlerine ekledi.

“KİMİ MÜTTEFİKLERİMİZ TERÖR ÖRGÜTÜ ELEBAŞLARINA VE DARBECİLERE ADALETTEN KAÇABİLECEKLERİ İMKÂNLAR SUNUYOR”

Türkiye’nin DEAŞ ve FETÖ terör örgütleriyle de aralıksız mücadele sürdürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef kimi müttefiklerimiz de bu terör örgütünün elebaşlarına, darbe girişimine bizzat katılmış örgüt mensuplarına adaletten kaçabilecekleri imkânlar sunuyor. Batı toplumlarında bir veba salgınına dönüşen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı, Türk vatandaşlarıyla beraber yüz milyonlarca insanın can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor. Sri Lanka’da ve Yeni Zelanda’da meydana gelen menfur terör eylemleri, sorunun geldiği boyutları ortaya koymuştur” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teröre karşı ortak duruş sergilenmezse, terör belasının büyümeye devam edeceğine dikkati çekerek, Türkiye’nin müttefiklerinden. NATO’daki dostlarından tek beklentisinin ittifak ruhuna uygun davranmaları, ittifakın kurucu değerlerine sahip çıkmaları olduğunu kaydetti. “Müttefiklerimizin, bizzat kendilerinin terör örgütü olarak kabul ettikleri yapılara karşı tedbir almalarını istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Namlusunu ülkemize çeviren, vatandaşlarımızın canına ve malına kast eden terör örgütlerinin müttefiklerimizce donatılmasının, tırlar dolusu silah ve mühimmata boğulmasının, örgüt elebaşlarının kimi ülkelerde en üst düzeyde kırmızı halılarla ağırlanmasının hiçbir haklı gerekçesi yoktur” diye konuştu.

“DOĞU AKDENİZ ENERJİ KAYNAKLARI ÜZERİNDEKİ HAKLARIMIZ KONUSUNDA NATO’DAN DESTEK BEKLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz enerji kaynakları üzerindeki meşru haklarının da tartışma götürmeyeceğini belirterek, “Ülkemiz, kendi hakkını ve Kıbrıs Türklerinin hukukunu korumakta kararlıdır. NATO’nun bu süreçte Türkiye’nin haklarına saygı göstermesini ve bize gerilimlerin önüne geçmek için destek olmasını bekliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi bugün de NATO’ya en kapsamlı katkıları yapan, müttefikleriyle dayanışma içinde hareket eden bir ülke olduğunu yineleyerek, Türkiye’nin NATO içerisindeki faaliyet ve etkinliğini anlattı.

“AKDENİZ HAVZASININ BARIŞ İÇİNDE OLMASINI ÖNEMSİYORUZ”

Türkiye’nin NATO içindeki güçlü konumunu korurken, ulusal çıkarları, bölgesel güvenlik ve istikrarın gerektirdiği adımları da atacağını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’nin farklı ülke ve bölgelerle geliştirdiği ilişkiler birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır. Ülkemizin egemenlik haklarına giren S-400’ler gibi bazı güncel meseleler üzerinden böyle bir tartışmanın alevlendirilmeye çalışılmasını kesinlikle tasvip etmiyoruz. NATO İttifakı çerçevesinde, millî güvenliğimizi tahkim gayesiyle attığımız adımları, yine kendi mecrasında değerlendirmek gerekir.

Türkiye’yi dar kalıplara sokmaya çalışmak, eğilimimiz hakkında spekülasyonlar üretmek bizi, tarihimizi ve coğrafi konumumuzu anlamamaktır. Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenlik ve istikrarına yönelik katkılarımızı en güçlü şekilde sürdürürken, medeniyetin beşiği olarak gördüğümüz Akdeniz havzasının barış içinde olmasını aynı ölçüde önemsiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye için Akdeniz Diyaloğu platformunun da önemli olduğunu belirterek, platform ile pratik iş birliğinin geliştirilmesine yönelik çabaları desteklediklerini, bu amaçla yeni fikirler geliştirmeye gayretinde olduklarını söyledi.

Türkiye’nin NATO içindeki yükümlülüklerin ve Akdeniz Diyaloğu Ortaklarıyla iş birliğine verdiği değerin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısa vadeli hesaplardan ziyade orta ve uzun vadeli örtüşen çıkarlarımıza odaklanarak, gittikçe istikrarsızlaşan bir dünyada NATO’yu daha da güçlendireceğimize inanıyorum” diye konuştu.

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,
Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”