Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat mücadeleye devam edeceğiz” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat mücadeleye devam edeceğiz” için yorumlar kapalı 89543

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Geleneksel Birlik Vakfı İftarı’nda yaptığı konuşmada, “Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat, kutlu davamızın etrafında saflarımızı sıklaştırarak mücadeleye devam edeceğiz. İnşallah omuzlarımızı birbirine kenetleyecek, gözümüzü bir an olsun menzilimizden ayırmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birlik Vakfı’nın Sultanahmet’teki genel merkezinde düzenlenen 39. Geleneksel Birlik Vakfı İftarına katılarak, bir konuşma yaptı.

“BİRLİK VAKFI, GENÇLERE YÖNELİK EĞİTİM-ÖĞRETİM FAALİYETLERİYLE CİDDİ BİR BOŞLUĞU DOLDURDU”

Birlik Vakfı’nın kurucularından olmanın gururu yaşadığını belirterek vakfın Türkiye’nin kültür hayatına yaptığı eşsiz katkıların yanı sıra, gençlere yönelik eğitim-öğretim faaliyetleriyle de ciddi bir boşluğu doldurduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birlik Vakfı’nın, son dönemde Türkiye’de millî iradeyi ve demokrasiyi hedef alan tüm saldırılar karşısında takdire şayan bir duruş sergilediğini ifade ederek, “Milletimizin hak ve adalet mücadelesine destek veren tüm kardeşlerime buradan teşekkürü bir borç biliyorum. Her birinize mazlum ve mağdurların umudu olan bu ülkeye, büyük ve güçlü Türkiye davasına sahip çıktığınız için şükranlarımı sunuyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat, kutlu davamızın etrafında saflarımızı sıklaştırarak mücadeleye devam edeceğiz. İnşallah omuzlarımızı birbirine kenetleyecek, gözümüzü bir an olsun menzilimizden ayırmayacağız” açıklamasında bulundu.

Vakıf hizmetlerinde, genç kuşaklara yönelik eğitim ve kültür faaliyetlerine ağırlık verilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olayları ve 15 Temmuz gecesi, Birlik Vakfı’nın omuzlarındaki yükün ne kadar ağır olduğunu bir kez daha gösterdiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabiat boşluk kabul etmez. Her iki hadisede gördüğümüz gibi; şayet biz sahip çıkmazsak, gençlerimizin vatan, millet ve memleket düşmanı habis ellerin oyuncağı hâline gelmesi sadece an meselesidir. Eğer biz evlatlarımızın kalplerini ve zihinlerini iyilikle, hasenatla, ezan, bayrak şuuruyla doldurmazsak, terör örgütleri zehirli ideolojilerini oraya zerk edeceklerdir. Biz genç nesillere kadim değerlerimizi aşılamazsak, sevdirmezsek, yaşatamazsak; sokaklar, televizyon, tablet ve telefon onları popüler kültürün hâkim kodlarıyla yetiştirecektir” diye konuştu.

“TARİHİN TEKERRÜR ETMESİNİ İSTEMİYORSAK DAHA VİZYONER BİR ANLAYIŞLA ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRMELİYİZ”

“FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi katil sürülerine kaptırdığımız her gencimizin vebali bizlerin, bizim gönüllü teşekküllerimizin üzerindedir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bakınız bu millet hâlâ yüreğinde 1970’lerde sağ-sol kavgasına kurban verdiği körpe fidanların sızısını taşıyor. Bu millet, hâlâ bölücü örgütün zorla dağa kaçırıp birer ölüm makinasına dönüştürdüğü evlatları için gözyaşı döküyor. Bu millet, FETÖ’nün sapkın ideolojisinin 40 yılda mankurtlaştırdığı gençlerinin travmasını yaşıyor. Hiçbirimizin milletimize bir daha benzer acılar, benzer dramlar yaşatma hakkı yoktur. Merhum Akif’in o veciz ifadesiyle ‘Tarih ders almayanlar için tekerrür eder’. Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak, yapmamız gereken daha sıkı, daha kuşatıcı, daha vizyoner bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmektedir.”

“GÖNÜL COĞRAFYAMIZIN DÖRT BİR YANINDAN MAALESEF BU RAMAZAN DA YİNE DUMANLAR, FERYATLAR YÜKSELİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ve insanlık düşmanlarının Ramazan sevincine gölge düşürmek için ellerinden geleni yaptığına dikkati çekerek, Ramazan’da bile, İsrail yönetiminin Gazze’yi bombaladığını, Suriye rejiminin İdlip’te sivilleri, hastane ve okulları varil bombalarıyla vurduğunu, Yemen’de yüzbinlerce çocuğun kirli bir savaşın kurbanı olarak açlık ve kıtlığın pençesinde kıvrandığını anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Libya’da sırf petrol kuyularının kontrolü için bir kiralık katilin azgınlıklarına göz yumuluyor. Arakan’dan Somali’ye, Afganistan’dan Irak’a kadar gönül coğrafyamızın dört bir yanından maalesef bu Ramazan da yine dumanlar, yine feryatlar yükseliyor. Zalimlerin hep Ramazan ayında biraz daha pervasızlaştıklarına şahit oluyoruz” ifadelerini kullandı.

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA TÜRKİYE’Yİ ELEŞTİREN KURULUŞLAR İSRAİL’İN EYLEMLERİNE TEPKİ GÖSTERMİYOR”

Uluslararası toplumun İsrail yönetiminin saldırılarına sessiz kaldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail yönetimi, uluslararası toplumun sessizliğinden aldığı cesaretle, işi medya kuruluşları ve insani yardım teşkilatlarının merkezlerini bombalamaya kadar vardırmışlar ve bizim Anadolu Ajansımızı bombalamışlardır. Çünkü onların bütün kirli yaptıklarının dünyaya duyurulmaması lazım, duyuran kim varsa düşmandır” şeklinde konuştu.

İsrail’in karartma, yıldırma, sindirme politikalarına rağmen Anadolu Ajansı’nın şartları zorlayarak çalışmalarına devam ettiğini, Türk insani yardım kuruluşlarının da her türlü riski göze alarak ihtiyaç sahiplerinin yaralarını sarmaya devam ettiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, basın özgürlüğü konusunda Türkiye’yi eleştiren kuruluşlardan hiçbirinin İsrail’in eylemlerine tepki göstermemesini eleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mesele Türkiye olunca hemen ortalığı ayağa kaldıranlar, Gazze’deki saldırının üzerinden bir hafta geçmesine rağmen halen üç maymunu oynuyor. Basın özgürlüğü kılıfı altında terör örgütü üyelerine bile sahip çıkanlar,  kameralar önünde gerçekleştirilen bu saldırıyı görmezden-duymazdan geliyor. Bunun adı sadece çifte standart değil, aynı zamanda zulme ortak olmaktır” değerlendirmesinde bulundu.

“BATILI ÜLKELER MENFAATLERİYLE TEMEL İNSANİ DEĞERLER ARASINDAKİ SEÇİMDE SAMİMİYET TESTİNİ GEÇEMEDİ”

Terörden darbeye kadar hemen her konuda benzer bir çifte standarda şahit olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyaya demokrasi dersi verenler, Türkiye’de 251 insanımızın şehit edildiği kanlı darbe girişimi karşısında darbecileri himaye edebiliyor. İnsan haklarından bahsedenler, Suriye’de on binlerce masumu katleden terör örgütünün elebaşlarını kırmızı halılarda karşılayabiliyor. Barıştan dem vuranlar, sırf çıkarlarını korumak için Yemen’den Libya’ya kadar coğrafyamızı kan ve gözyaşına boğmakta hiçbir beis görmüyorlar. Adalet ve özgürlüğü dillerine dolayanlar, Mısır’da darbe mahkemelerinin kurduğu darağaçlarına seslerini dahi çıkarmıyor tam aksine Avrupa Birliği mensubu ülkeler, Sisi’nin davetine icabetle aynı masada oturup onunla geleceğe yönelik ne yapabileceklerini konuşuyorlar. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın vahşice öldürülmesinden Yeni Zelanda’daki menfur terör eylemine kadar tüm hadiselerde bu ikircikli tavır bir şekilde kendini ifşa etmektedir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı ülkelerin menfaatleriyle temel insani değerler arasındaki seçimde samimiyet testini geçemediklerini, tercihlerini hep dolardan ya da petrolden yana yaptıklarını söyledi.

“TÜRKİYE, HİÇ KİMSENİN MÜSTEMLEKESİ, MANDASI DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine yönelik kararı üzerinden Türkiye’nin hedef alınmasının da Türkiye’nin 17 yıllık kazanımlarını dinamitlemek, Türk demokrasisinin altını oymak amacı taşıdığını kaydetti.

Türkiye’nin bağımsız, egemen, demokratik ve hukukun üstünlüğüne inanan bir ülke olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Türkiye, hiç kimsenin müstemlekesi, mandası değildir. Topraklarında darbeci katilleri ağırlayanlar, bize hukuk dersi veremez. Seçimle iş başına gelmiş Venezuela Devlet Başkanını devirmeye çalışanlar, bize demokrasiden bahsedemez. İsrail terörüne seslerini yükseltmeyenler, seçim kanunumuz çerçevesinde yürüttüğümüz hak mücadelesine laf edemez” dedi.

“GÖRÜŞ FARKLILIKLARIMIZIN DAVA ARKADAŞLIĞIMIZIN ÖNÜNE GEÇMESİNE MÜSAADE ETMEMELİYİZ”

Türk milletinin 23 Haziran’da özgür iradesiyle tercihini yapacağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüş farklılıklarımızın dava arkadaşlığımızın önüne geçmesine müsaade etmemeliyiz.  Bulunduğumuz makamlardan azade olarak hepimiz inandığımız, yolunda ömrümüzü harcadığımız kutlu davamızın birer neferiyiz. Koltukların, görevlerin, payelerin hepsi geçersizdir ve geçicidir, baki kalan bu kubbede sadece hoş bir sadadır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hatalarının, eksik ve noksanlıklarının bulunabileceğini ancak adına “Türkiye” dedikleri davalarına ihanetlerinin vaki olmadığını vurgulayarak, “İç muhasebemizi yapacak,  tespit ettiğimiz eksiklikleri giderecek, daha kucaklayıcı, kuşatıcı bir anlayışla mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadesini kullandı.

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu – İstanbul

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”