Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin istikrarını bozmayı amaçlayanlara en güzel cevabı, icraatlarımız ve başarılarımızla vermekte kararlıyız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin istikrarını bozmayı amaçlayanlara en güzel cevabı, icraatlarımız ve başarılarımızla vermekte kararlıyız” için yorumlar kapalı 88474

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ülkemiz ve milletimiz için çalışmaya, üretmeye, sorunları çözmeye, yeni atılımları gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin istikrarını bozmayı amaçlayanlara en güzel cevabı, icraatlarımızla, reformlarımızla, başarılarımızla vermekte kararlıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

“İSTANBUL HALKININ KARARININ BAŞIMIZIN ÜZERİNDE YERİ VARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pazar günü yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yenileme seçiminin şehre ve ülkeye hayırlar getirmesini dileyerek gayrı resmî sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine seçilen CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nu bir kez daha tebrik etti.

“İstanbul halkının kararının başımızın üzerinde yeri vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesi kararını neden aldığını anlatarak yaşanan sürecin tamamen hukuki olduğuna vurgu yaptı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde ve komisyonlarda çoğunluğun AK Parti’de, başkanvekilliklerinin de hepsinin AK Partili üyelerde olduğunu dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’a süreçte gösterdiği gayret ve mücadele için teşekkür etti.

“BİZİM SİYASET ANLAYIŞIMIZDA MİLLETE KÜSMEK, MİLLETE DARILMAK, HELE HELE MİLLETİ SUÇLAMAK ASLA YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için asıl önemli olan millî iradenin en sağlıklı, en güvenli, en şaibesiz şekilde tecelli etmesidir. Son seçim kimin kazandığının ötesinde, millî iradenin tecellisiyle ilgili tereddütleri ortadan kaldırmış olması bakımından başlı başına değerlidir, kıymetlidir” dedi.

AK Parti ve MHP olarak İstanbul’da sahip oldukları 25 ilçe belediyesi ve 180 Büyükşehir Belediye Meclis üyesi ile 2024 seçimlerine kadar halka en güzel hizmeti vermenin gayreti içinde olacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı, bakanlıklar ve kurumlar olarak da İstanbul’la ilgili projelerimizi, yatırımlarımızı, hedeflerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz. Derin bir aşkla bağlı olduğumuz bu şehre hizmet etmeyi en büyük paye görerek son nefesimize kadar inşallah bu yolda yürüyeceğiz. Şimdi önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis için dört yıllık, belediyeler için beş yıllık kesintisiz bir icraat dönemi bulunuyor. Bundan sonra tüm mesaimizi ve gücümüzü önümüzdeki gündeme teksif ederek çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim siyaset anlayışımızda millete küsmek, millete darılmak, hele hele milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Tam tersine gerek 31 Mart’ta, gerek 23 Haziran’da milletimize kendimizi niçin anlatamadığımızın muhasebesini yapacağız. Her alanda nerelerde eksiklik, kopukluk, yanlışlık olduğunu tespit ederek bunları gidermenin yollarını arayacağız. Milletimizin verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üzerine yatma lüksünü sahip değiliz” dedi.

“MİLLETİMİZLE BİRLİKTE, HEDEFLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA KARARLILIKLA İLERLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

AK Parti’nin kurulduğu günden beri millî iradenin üstünlüğünü esas alan bir parti olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yıldır karşılaştıkları her zorlukta, girdikleri her mücadelede milletin desteğini yanlarında bulduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayet güçleriyle mücadelede, kalkınma hamlelerinin sabote edilmeye çalışıldığında, uluslararası alanda Türkiye’nin tecrit edilmeye çalışılması üzerine “one munite” dediğinde, Gezi olaylarında, FETÖ’nün darbe teşebbüsünde, PKK, DEAŞ gibi terör örgütleriyle mücadelede hep milletle birlikte hareket ettiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin bir türlü çökertemedikleri istikrar ve güven ortamına yönelik saldırılar dün de eksik değil bugün de sürüyor yarın da devam edecektir. Kim ne yaparsa yapsın, biz milletimizle birlikte kendi hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerlemeyi sürdüreceğiz. Bunun için gece gündüz çalışıyoruz” diye konuştu.

Yarın G-20 Toplantısı ve resmî ziyaret için bir haftalık bir Japonya, Çin seyahatine başlayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20’de en gelişmiş ülkelerin liderleri ve küresel kurumların temsilcileriyle ikili ilişkileri, dünyanın ekonomik ve siyasi gündemini konuşacağını kaydetti.

“TÜRKİYE’NİN GÜVENLİK İHTİYAÇLARI KONUSUNDAKİ ÇOK YÖNLÜ ARAYIŞLARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ”

Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçları konusundaki çok yönlü arayışlarının da sürdüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu çerçevede sipariş ettiğimiz S-400 hava savunma sistemlerini inşallah önümüzdeki ay teslim almaya başlıyoruz. Güvenlik ihtiyaçlarımız konusundaki farklı tedarik seçeneklerine de kapılarımız daima açık olmuştur. Türkiye kendi güvenlik gereksinimlerini karşılama konusunu hiçbir ülkeyle müzakere etmek, bu konuda izin almak, hele hele baskılara boyun eğmek durumunda değildir. S-400 meselesi doğrudan egemenlik haklarımızla ilgili bir konudur ve bundan geri adım atmayacağız” dedi.

“KÖRFEZ’DEKİ GERİLİM SADECE ÜLKEMİZ DEĞİL, TÜM DÜNYA İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR TEHDİT KAYNAĞIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayı içerisinde Bosna Hersek’te gerçekleştirilecek Güneydoğu Avrupa Ülkeleri İş Birliği Girişimi Zirvesi’nde de Türkiye’nin görüşlerini ifade edeceğini belirterek Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılacağını, orada da dünyanın dört bir yanından gelen devlet ve hükûmet başkanlarıyla çok sayıda ikili görüşme gerçekleştireceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Körfez’deki gerilim sadece ülkemiz değil, tüm dünya için çok büyük bir tehdit kaynağıdır. Bu gerilimin bölge ülkelerinin hak ve hukukları gözetilerek geride bırakılması için üzerimize düşenleri yapıyoruz. Çin ve Amerika arasında süren ticaret savaşını herkes için kazanca dönüştürecek bir istikamete çevirecek tüm girişimlere destek veriyoruz. Dünya çapında İslam’a, Müslümanlara ve bunların en büyük temsilcisi olarak görülen Türklere karşı yürütülen husumet politikalarına en gür seda ile karşı çıkmaya devam ediyoruz. Kudüs’ün mahremiyetine ve Filistinlilerin haklarına yönelik tecavüzleri her platformda dile getirme kararlılığımızdan en küçük bir taviz vermedik, vermeyeceğiz.”

“TÜRKİYE’Yİ BÖLGEMİZDEKİ KRİZİN PARÇASI HÂLİNE GETİRMEYE YÖNELİK TÜM ÇABALARI AKİM BIRAKTIK”

Bölgesel ve küresel kritik gelişmelerin yaşandığı bir dönemde birilerinin Türkiye’yi kendi içinde hapsetmeye çalıştığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedef, Türkiye’yi yeniden düzenlenen küresel oyunun dışına itmektir. Biz bu niyeti en başından itibaren gördüğümüz için hazırlıklarımızı yaptık. Ülkemizin temel diplomatik, güvenlik ve ekonomik öncelikleriyle ilgili politikalarımızdan en küçük bir taviz vermeyerek, hiçbir tehdide boyun eğmeyerek tavrımızı ortaya koyduk” ifadesini kullandı.

Atılan adımlar ve yapılan operasyonlarla Kuzey Irak’tan Türkiye’ye yönelik terör tehditlerini kaynağında önleyecek başarılar elde ettiklerini, Suriye’de terör örgütünün Türkiye’nin kazanımlarımıza yönelik saldırılarının tamamını da boşa çıkardıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi bölgemizdeki krizin ve yıkımın bir parçası hâline getirmeye yönelik tüm çabaları akim bıraktık. İmralı’daki terörist başının son günlerde kamuoyuna yaptığı açıklamalar ve bununla ilgili değerlendirmeler örgüt içinde hem iç politikada hem de bölge politikalarında ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktığının işaretidir” dedi.

“TÜRKİYE’NİN VE KIBRIS TÜRKLERİNİN HAKKINI YOK SAYAN GİRİŞİMLERE ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’de bulunan ve bulunacak her türlü doğal kaynağın adil bir şekilde paylaşımına rıza gösterilmesini sağlayana kadar Türkiye’nin bölgede attığı adımları kararlılıkla sürdüreceklerine vurgu yaparak bu havzadaki petrol, doğal gaz arama faaliyetleri konusunda Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını, hukukunu, çıkarlarını yok sayan girişimlere asla izin vermeyeceklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan Başbakanı kendine göre bir şeyler söyleyip duruyor. Ne söylerse söylesin, bizim orada bir defa haklarımız var, aynı şeklide bu haklarımızı koruma adına hem arama, tarama yapacak olan gemilerimiz, hem sondaj gemilerimiz bu faaliyetlerini sürdürecek, bunun yanında da Silahlı Kuvvetleri’miz gerekli tedbiri aldı, alıyor ve alacaktır” sözlerine yer verdi.

Doğu Akdeniz’deki gelişmeler yönelik Fransa’nın söyleyeceği hiçbir şey bulunmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantör ülkeler olarak konuşma haklarının bulunduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama Fransa, sen konuşamazsın, senin böyle bir yetkin yok. Ve sularla ilgili de yine burada ilgi alanları içerisinde olanlar varsa onların da söyleyecek bir şeyleri olabilir. Ama Kıbrıs’a gelince burada ÜÇ tane garantör ülke var, ancak bunlar konuşur” ifadesini kullandı.

“SURİYE’DEKİ TERÖR KORİDORU TÜRKİYE’NİN MÜDAHALESİYLE ORTADAN KALKTI”

Suriye’deki terör koridorunun Türkiye’nin müdahalesiyle ortadan kalktığını, burayı güvenlik koridoru hâline getirmeyi istediklerini yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunları Batı ülkelerine, başta Obama, geçmişte ona söyledim, bu dönemde Sayın Trump’a söyledim ve o da dikkat edersiniz bu güvenli bölge ifadelerini birkaç kez kullandı, ama mali desteğe gelince hiçbiri bu konuda mali desteği vermedi. Sayın Merkel’le de bunları konuştum, o da bu noktada böyle bir desteği verebileceğini ve bu projenin isabetli olduğunu söyledi, ama oradan da bir gelişme olmadı. Aynı şekilde Suud’la da görüştüm, o da söyledi. Çin’deki G-20 Toplantısı’ndan sonra kendisiyle konuştuğumuzda bunları söylemişti, ama oradan da bir ses yok. Hep söylüyorlar, laf ola beri geri gele, ondan sonra herhangi bir şey maalesef yok” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE’Yİ BÖLGESEL KRİZLER ÜZERİNDEN KÖŞEYE SIKIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARA FIRSAT VERMİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ve güvenlik konularının gündemlerinde üst sıralarda yer alacağını vurgulayarak Türkiye’nin ekonomideki asıl hedefinin, yüksek teknolojiye, tasarıma, markalaşmaya, yüksek katma değere dayalı üretimi ve ihracatı geliştirmek olduğunu belirtti.

Kur, faiz, enflasyon üçgeninde bunalan girişimcilerin, iş adamlarının, esnafın, çalışanların sıkıntılarını gayet iyi bildiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için ekonomiyi dengeleye oturtmaya, kurdaki istikrarsızlığı gidermeye, faizleri düşürmeye, enflasyonu yeniden tek haneli rakamlara indirmeye, istihdam artırmaya çalışıyoruz, inşallah bunun sinyalleri gelmeye başlamıştır” diye konuştu.

Türkiye’nin her şeye rağmen geçen yıl yüzde 2,6 oranında büyüdüğünü, bu yılın ilk çeyreğinde de yıllık bazdaki daralmaya rağmen bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,3’ü büyüme görüldüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haziran ayı itibariyle her alanda göstergeler olumlu yönde bir yükselişi işaret ediyor. Dolar kuru bir süredir 6 liranın altında seyrediyor, Merkez Bankası döviz rezervlerimiz yeniden 100 milyar dolar seviyesine yaklaştı, borsa bir ayda 86 binden 95 binin üzerine çıktı, tahvil faizleri yüzde 19’un altına indi, ülke risk primimiz geriliyor. Ekonominin nabzını tutan güven endekslerinin hepsinde de Haziran ayında olumlu yönde yükseliş gözleniyor” açıklamasında bulundu.

İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranlarında artış olduğunu, ihracat ve turizm sektöründe olumlu gelişmeler yaşandığını, istihdamda 2018 yılındaki sıkıntıların geride kaldığını, uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi artarak sürdüğünü sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Velhasıl, Türkiye’yi bölgesel krizler ve iç politik gelişmeler üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalışanlara fırsat vermiyoruz. Allah nasip ederse, G-20 ve Çin seyahatinden sonra bazı müjdeleri yine sizlerle paylaşacağımıza inanıyorum” dedi.

Yeni askerlik sistemi başta olmak üzere TBMM’nin gündeminde pek çok reform düzenlemesi olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni askerlik düzenlemesinin gençlerin hayatlarını planlamada çok büyük kolaylık sağlayacağını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu düzenleme Türk Silahlı Kuvvetlerimizin profesyonel yapısını güçlendirmesine ve yükümlü kaynağını daha sistematik bir şekilde planlayabilmesine de imkân sağlayacaktır” ifadesini kullandı.

Bakanlıkları ve kurumların her birinin de kendi alanlarında 2023 hedeflerine ulaşma yönünde çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüldüğü gibi ülkemiz ve milletimiz için çalışmaya, üretmeye, sorunları çözmeye, yeni atılımları gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Türkiye’nin istikrarını bozmayı amaçlayanlara en güzel cevabı icraatlarımızla, reformlarımızla, başarılarımızla vermekte kararlıyız” şeklinde konuştu.

“MEDYANIN MANŞETLERİNE GÖRE DEĞİL, MİLLETİMİZİN MANŞETLERİNE GÖRE HAREKET EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim dünyamızda ayrımcılık, ötekileştirme, insanları küçümseme, ülkeyi bölgelere, kökene, meşrebe göre haritalandırma anlayışına kesinlikle yer yoktur. Çoklukta birliğe inandığımız gibi, birliksiz çokluk olmayacağına da kaniyiz” sözlerini kullandı.

Gelecek dönemde de her vatandaşın günlük hayatına dokunacak, işini kolaylaştıracak, refah seviyesini yükseltecek işlere öncelik vereceklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her görüşten kardeşimizle gönül köprülerimizi güçlendirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Bize bir adım yaklaşana koşarak gideceğiz. Her zaman yaptığımız gibi milletimiz bize nereyi işaret ediyorsa oraya doğru yürümeye, bizden neyi talep ediyorsa onun için çalışmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Medyanın manşetlerine göre değil, milletimizin manşetlerine göre hareket edeceğiz. Ülkemize dayatılan yollara sapma kolaycılığına kapılmak yerine, zorda olsa kendi hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Dünyanın içinden geçtiği şu kritik dönemde toplumların önüne belki de yüz yılda bir gelecek fırsatları geçmişteki örnekleri gibi kaçırmayacak, mutlaka değerlendireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün 24 Haziran 2018 seçimlerinin yıl dönümü olduğunu anımsatarak Türkiye’nin bu seçimlerle tarihinin en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçişini tamamladığını söyledi.

“Böylesine büyük bir reformun oturması, uygulamanın yerleşmesi elbette zaman alacaktır. Ancak genel hatlarıyla milletimizin bu sistemi kabullendiğini, ülkemizin de uyum sağladığını görüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sistemin bir yıllık uygulama sonuçları, eksikleri, aksaklıkları ve geliştirilmesi gereken yönleriyle ilgili bir kapsamlı çalışma başlattıklarını, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın koordinasyonunda bakanlıklar, kurumlar, akademisyenler, medya mensupları ve ilgili tüm kesimlerin katılımıyla bu değerlendirme çalışmasını gerçekleştireceklerini söyledi.

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,

Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge