KKTC’nin 36. kuruluş yıl dönümü Ankara’da kutlandı KKTC’nin 36. kuruluş yıl dönümü Ankara’da kutlandı için yorumlar kapalı 55913

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 36. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla KKTC’nin Ankara Büyükelçisi Kemal Köprülü’nün ev sahipliğinde Sheraton Otel’de düzenlene resepsiyonla kutlandı.

Resepsiyona, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, yerli ve yabancı misyon şefleri, akademisyenler, bürokratlar, basın mensupları ve davetliler katıldı.

KKTC’nin Ankara Büyükelçisi Köprülü: “Türkiye’nin sarsılmaz desteği en büyük güç kaynağımız”

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Ankara Büyükelçisi Kemal Köprülü, Türkiye’nin sarsılmaz desteğinin KKTC’nin en büyük güç kaynağı olacağını vurgulayarak, “Uluslarası toplumun adadaki gerçekleri görmesi ve Kıbrıs Türk halkı üzerinde uygulanan haksız izolasyonu kaldırmasının zamanı çoktan gelmiş ve geçmiştir.” dedi.
Barış Harekatını anımsatarak başladığı konuşmasında şehitleri rahmet, gazileri de saygıyla andı.Kıbrıs Türk halkının adada yıllarca Rum-Yunan mezalimine karşı onurlu bir mücadele verdiğini kaydeden Köprülü, bu mücadelenin 20 Temmuz 1974 harekatıyla taçlandırıldığını söyledi.Köprülü, Harekat sonrası Kıbrıslı Türklerinin 1983’te kendi kendilerini yönetme isteklerini tüm dünyaya duyurduğunu belirtti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi AKAR : Bundan Sonra Da Kıbrıslı Kardeşlerimizin Yanında Olmaya Devam Edeceğiz
“Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıslı kardeşlerimizin bugünlere gelmesi kolay olmadı” diyen Bakan Akar, çok ciddi mücadelelerin verildiğini, önemli bedellerin ödendiğini hatırlattı.

KKTC’nin ne kadar önemli, anlamlı olduğunun herkes tarafından bilinmesinin önemine değinen Bakan Akar, “Kıbrıs bizim için, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için gerçekten önemli bir konudur, milli bir meseledir. Bizim bakış açımız bu şekildedir. Bugüne kadar haklı mücadelelerinde Kıbrıslı kardeşlerimizle beraber olduk bundan sonra da aynı şekilde olmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin kuşkusu, şüphesi olmasın” diye konuştu.

Bakan Akar, 45 sene önce maruz kalınan acıların, cefaların unutulmaması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

“Bu maruz kalınan haksızlıklara, yapılan karşı hareketlere nasıl o zaman sessiz kalmayıp gereğini yaptıysak bugün de aynı duygu ve düşüncelerle soydaşlarımızın, kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini korumakta, kollamakta kararlıyız. Bunun herkes tarafından iyi anlaşılması, iyi bilinmesi lazım. Bugüne kadar Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti barış ve istikrardan yana olduğunu her zaman her şekilde dile getirdi. Barış, huzur adına üzerine düşen her şeyi yaptı ve yapmaya devam edecek. Ancak çözüm için her türlü gayreti göstermenize rağmen maalesef bu iyi niyetin, barışçıl yaklaşımın, istikrar için yapılan yaklaşımın Güney tarafından tam olarak anlaşılmadığını, yapılması gerekenlerin Güney’de yapılmadığını da üzülerek müşahede etmekteyiz.”

Türkiye’nin, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta deniz yetki alanlarında eşit, egemen hakların korunması ve kaynakların adil bir şekilde paylaşımının tüm kıyıdaş devletlerin mutabakatıyla belirlenmesi gerektiğini savunduğunu ifade eden Bakan Akar, “Başlangıçtan itibaren bizim tezimiz budur. Bu kapsamda garantör ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Yunanistan’la, İngiltere ile birlikte garantör devletlerdir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti garantör devleti olmaya devam edecektir. Bu konudaki her türlü hakkımızı ve sorumluluğumuzu da eksiksiz, aksaksız dün olduğu gibi bugün de yerine getirmekte kararlılıyız. KKTC’nin yetki verdiği alanlarda veyahutta kendi deniz yetki alanlarımızda faaliyetlerimize devam ediyoruz, devam edeceğiz. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın. “ ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki sorunları iyi komşuluk ilişkileri, karşılıklı anlayış ve uluslararası hukuka saygı göstererek çözmekten yana olduğunu vurgulayan Bakan Akar

“Ancak bunun bir zafiyet olarak anlaşılmaması lazım. Bizim uluslararası hukuka müracaat etmemiz iyi niyetimizdendir, herhangi bir aciziyetten değildir. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde, uluslararası hukuka saygılı olarak hareket etmesini, mevcut sorunlara bu çerçevede bir çözüm bulunmasına çalışmalarını, buna katkı sağlamalarını içtenlikle bekliyoruz. Biz bu konuda adaletten, adil çözümden yanayız. Gerçekten çok geniş, zengin coğrafya. Çok özel ve önemli bir deniz ve kara alanı var. Burada çok ciddi zenginlikler var. O nedenle biz karşılıklı görüşmeler yoluyla varılacak anlaşmalar çerçevesinde hep birlikte neler kazanabiliriz sorusuna cevap verip bunu gerçekleştirmeye çalışmamızın taraflar için çok daha yararlı ve anlamlı olacağını, gelecek kuşaklara en önemli yatırım olacağını her sefer dile getirdik, getirmeye devam ediyoruz. Biz dayatmacı değiliz, her hangi bir konuda dayatmıyoruz, her türlü görüşe açığız. Ama burada bahsettiğim ilkelerden de taviz vermemiz söz konusu değil. Bir tarafta, tarafların adil paylaşımı söz konusu diğer tarafta uluslararası hukuk söz konusu, garantörlüğümüz söz konusu. Bunları bir tarafa bırakarak her hangi bir şekilde yeni maceraya girmeyi de kimse bizden beklemesin.”

Avrupa Birliği’nin bir birlik olarak çeşitli konularda çalışma yapabileceğini, görüşlerini belirtebileceğini dile getiren Bakan Akar, “Ancak burada yanlı, tarafgir, sadece bir tarafı tutup, bir tarafın hakkına hukukuna saygı gösterip, diğer tarafın hayati hakları dâhil bunları ciddiye almayan, bunlara önem vermeyen, bunları bir tarafa bırakan yaklaşımından da vazgeçmesini bekliyoruz” dedi.

Türkiye’nin bölgedeki barışın, istikrarın en önemli teminatı olduğunu ve olmaya devam edeceğini belirten Bakan Akar, “Biz Türkiye olarak hem kendi hak ve menfaatlerimizi hem de KKTC’nin meşru hak ve hak ve menfaatlerini her zaman uluslararası hukuk dâhilinde korumaya çalıştık. Garanti ve ittifak anlaşmaları doğrultusunda koruduk, korumaya devam edeceğiz. Garanti ve ittifak anlaşmalarından vazgeçmemiz söz konusu değil” dedi. Bakan Akar, herhangi bir oldubittiye göz yummayacaklarını da ifade ederek, şöyle konuştu:

“İçinde bizim olmadığımız çözümlerin yaşama şansı olmadığını da büyük bir nezaketle tüm taraflara hatırlatmak istiyorum. Hedefimiz gerçekten barışı, istikrarı ve huzuru bölgede kalıcı hale getirmek, yaptığımız bütün gayretler bu hedefe yönelik olarak yapılmakta, bu konuda diğer tarafların da bu hedefe katkı sağlamasını bekliyoruz, bunu beklemek bizim hakkımız. Geçmişte olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türkünün haklı mücadelesinde en büyük destekçisi bizleriz, sizlersiniz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, TSK’dır, bu şekilde de devam edecektir. Uluslararası hukuka saygılı olmamız, barışçıl yol ve yöntemlerle problemlerin çözülmesini istememiz hiçbir şekilde bizim acizliğimizden gelmiyor. Diğer taraftan oldubittiye göz yummayacağız, hakkımızı koruyacağız, gerekirse gereken tedbirleri alırız dememiz de hiçbir şekilde tehdit değildir. Gerçeklerden, olması gerekenden bahsediyoruz. Bunun bu şekilde anlaşılmasını taraflardan bekliyoruz.”

Aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi hürmetle yad ediyor, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türk halkına Rabbim’den huzurlu, güvenli ve müreffeh bir gelecek diliyorum. dedi

Enerji petrol medya Ceo – Mehmet Ali setencioğlu,

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”