Cumhurbaşkanı Erdoğan“Sportif imkânları herkes için ulaşılabilir hâle getirmenin gayreti içindeyiz” Cumhurbaşkanı Erdoğan“Sportif imkânları herkes için ulaşılabilir hâle getirmenin gayreti içindeyiz” için yorumlar kapalı 88253

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burhan Felek Atletizm Pistinin Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Biz, spor herkes içindir ilkesine gönülden inanıyoruz. Bu anlayışla sportif imkânları herkes için ulaşılabilir hâle getirmenin gayreti içindeyiz. Ülkemizin tüm şehirlerini, ilçelerini, mahallerini tesislerle donatarak sporu insanlarımızın ayağına götürüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar’da Burhan Felek Atletizm Stadı ve Çalışma Salonları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında bir süredir yenileme çalışmaları devam eden ve Türk sporunun sembol tesislerinden olan Burhan Felek’in atletizm stadı ve çalışma salonlarının hizmete açıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, spor dünyasına hizmetlerde bulunan tesise adı verilen merhum Burhan Felek’i rahmetle andı.

“TESİS HER BAKIMDAN GÜNÜN İHTİYAÇLARINA GÖRE İNŞA EDİLEREK SPORCULARIN HİZMETİNE SUNULDU”

Tesisin kente ve Türk sporuna hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un en köklü spor tesislerinden Burhan Felek’in hizmete girdiği günden bu yana 500’e yakın ulusal ve uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptığını, burada nice sporcuların yetiştiğini anlattı.

Futbol oynadığı dönemlerde bu tesiste maçlara çıktığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin her bakımdan günün ihtiyaçlarına göre inşa edilerek sporcuların hizmetine sunulmasından memnuniyet duyduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan yatırımlarla 2002’de ülke çapında 12 olan atletizm pistinin bugün itibarıyla 56’ya çıktığını vurgulayarak Burhan Felek Atletizm Stadı’nın ve çalışma salonlarının yeni hâliyle uluslararası müsabakalar için gereken her türlü yeni imkâna da kavuştuğunu anlattı.

Tesiste Uluslararası Atletizm Federasyonu standartlarında doğal çim saha ve sekiz kulvarlı atletizm pisti bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin 60 metre uzunluğunda beş kulvarlı ısınma pistine, bin 800 metrekare kapalı alana sahip atletizm salonuna ve 2 bin 425 seyirci kapasiteli kapalı tribüne sahip olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca tesis bünyesinde halter ve kondisyon salonları, engelli atletizm sporcuları salonu, rehabilitasyon merkezi, karate, tekvando, judo, temel jimnastik, pilates ve masa tenisi salonları bulunduğunu aktardı.

“MİLLETİMİZ BU TESİSLERDEN AZAMİ DÜZEYDE İSTİFADE ETSİN İSTİYORUZ”

Sporcuların dinlenebileceği kitap ve kahve mekânıyla geleneksel çocuk oyunları ve zekâ oyun alanlarının da tesiste yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buradan tüm gençlerimize ve sporcularımıza şu müjdeyi de vermek istiyorum, Burhan Felek Tesisleri haftanın yedi günü ve günün 24 saati hizmet verecektir. Gençler günün her saatinde burada spor yapabilecek, kitap okuyabilecek, zamanını geçirebilecektir. Bu uygulamayı ülkemizdeki diğer spor tesislerimizde de başlatıyoruz. Böylece gündüz çalışan vatandaşlarımız ve okula giden öğrencilerimiz uygun oldukları saatlerde buradaki spor salonlarını, yüzme havuzlarını ve diğer imkânları kullanabileceklerdir. Biz bu tesisleri günün büyük bölümünde boş dursunlar, çürüyüp gitsinler diye yapmıyoruz. Milletimiz bu tesislerden azami düzeyde istifade etsin istiyoruz. Spor tesislerimizin en verimli şekilde kullanımını sağlamak için gereken her adımı atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz. Her alanda olduğu gibi sporda da hamdolsun son 17 yılda dünyada eşi benzeri olmayan bir tesisleşme devrimi gerçekleştirdik. Ülkemizin istinasız her şehrini stadyumlarla, yüzme havuzlarıyla, spor salonlarıyla, kortlarla, kayak merkezleriyle, mahalle tipi spor alanlarıyla donattık. Bugüne kadar spor tesislerimiz için yaptığımız toplam yatırım rakamı 9,5 katrilyon liradır eski rakamla.”

“SPORUN DÜNYADA BÜYÜK EKONOMİK PAZARA DÖNÜŞTÜĞÜNÜN FARKINDAYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de dört mevsimi de doya doya yaşandığını dile getirerek bu durumun farklı spor branşlarında kolayca faaliyet yapabilme imkânını tanıdığını söyledi.

Tesis yatırımlarıyla ülkeyi spor turizminde de dünyanın göz bebeği hâline getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, huzur ve güven ortamının sağladığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin tabiat ve kış sporlarının cazibe merkezine dönüştüğünü, Hakkâri’nin dağlarında artık kadın ve erkeğiyle tüm vatandaşların ve sporcuların kayak yapabildiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sporun dünyada gittikçe büyüyen dev bir endüstriye, büyük ekonomik pazara dönüştüğünün farkında olduklarını, adımların da buna göre atıldığını ifade etti.

Tesislerin kalitesinin spor turizminin artmasını ve ciddi bir ekonomik kaynak hâline dönüşmesini sağladığını, tesisleşme hamlesiyle Türkiye’nin her türlü uluslararası spor organizasyonunda öne çıkan ve takdirle takip edilen bir ülke hâline geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırımlar ve inşa edilen tesisler sayesinde lisanslı ve faal sporcu sayısında da âdeta bir patlama yaşandığına dikkati çekti.

“OLİMPİYATLARDA ÜLKEMİZİ TEMSİL EDECEK TÜM SPORCULARIMIZA GÜVENİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de 9,5 milyon lisanslı sporcu, 4,6 milyon faal sporcu, 272 bine yakın antrenör bulunduğunu belirterek sadece okulların düzenlediği spor faaliyetlerine katılan gençlerin sayısının da yaklaşık 2,5 milyona ulaştığını dile getirdi.

Bu yıl uluslararası müsabakalarda kazanılan madalya sayısındaki büyük artışın yüzleri ağarttığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başarıların tesadüfi olmadığını, çok büyük bir emeğin neticesi ve daha güzel günlerin habercisi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl olimpiyatlarda sporcuların atacağı adımlarda büyük bir beklentileri olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Olimpiyatlarda ülkemizi temsil edecek tüm sporcularımıza inanıyor ve güveniyoruz. Gerek bireysel gerek kolektif sporlarda inanıyorum ki başarıları yakalayacağız. Bununla yetinmiyor kendilerine her türlü imkânı da sağlıyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığımız sporcu yetiştirmede yaşadığımız sıkıntıları ortadan kaldıracak devrim niteliğinde bir adım attı. Artık yetenekli gençlerimiz okul mu, spor mu ikileminde kalmayacak. Uluslararası organizasyonlara ülkemizi temsil etmiş sporcular anlaşma sağlanan 28 vakıf üniversitesinde yüzde yüz bursla eğitim ve öğretim görme hakkına kavuşuyor. Böylece gençlerimizin müsabakalara hazırlanmak için ayırdıkları vakit sebebiyle diğer arkadaşlarına göre dezavantajlı konuma düşmelerinin önüne geçiliyor.”

“AVRUPA’NIN EN GENÇ, EN DİNAMİK NÜFUSUNA SAHİBİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sporuna yeni yıldızlar kazandırmak için uygulamaya geçirdikleri bir başka çalışmanın da Sportif Yetenek Taraması ve Spora Yönlendirme Projesi olduğunu belirtti. Bu projeyle potansiyeli olan çocukları daha körpe bir fidanken keşfedip spora kazandırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilkokul üçüncü sınıftaki öğrencilere uygulanan sportif taramalar sonucunda çocukların uygun oldukları branşlara yönlendirildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz, spor herkes içindir ilkesine gönülden inanıyoruz. Bu anlayışla sportif imkânları herkes için ulaşılabilir hâle getirmenin gayreti içindeyiz. Ülkemizin tüm şehirlerini, ilçelerini, mahallerini tesislerle donatarak sporu insanlarımızın ayağına götürüyoruz. Buradan tüm vatandaşlarımızı spor yapmaya davet ediyorum. Avrupa’nın en genç, en dinamik nüfusuna sahibiz. Avrupa’nın en genç ve modern spor tesisleri de bizde. Bunların üzerine yenilerini ekliyor, proje üstüne proje geliştiriyoruz. Şimdi yeni bir kampanya daha başlatıyoruz. Ülkemizin dört bir köşesinde uygun olan her yere, tam 10 bin pota yerleştiriyoruz. Böylece vatandaşlarımız diledikleri her zaman basketbol oynama imkânına kavuşacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu vesileyle basketbol severlere bir de müjde vermek istiyorum. Üst üste 3 defa EuroLeague’in en değerli oyuncusu seçilen basketbol sporunun önemli isimlerinden Shane Larkin, artık ay yıldızlı formayla mücadele edecek. Vatandaşlığımıza aldık, imzasını üç gün önce attım. Böylece millî takımımızdaki bu tür güçlenme, meydana gelen sinerji inanıyorum ki kendi bünyemizde de çok daha farklı bir adımın atılmasına vesile olacaktır. Artık 12 Dev Adamımız inşallah sahaya çok daha güçlü bir şekilde çıkacaktır, Shane Larkin’in katılımıyla. Ülkemiz vatandaşlığı hayırlı olsun diyor, kendisine başarılar diliyorum” diye ekledi.

“GENÇLERİMİZE POTANSİYELLERİNİ EN ÜST SEVİYEDE KULLANABİLMELERİ İÇİN HER ALANDA DESTEK OLUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir başka önemli karar daha alarak yüzme havuzlarını günün 24 saati açık hâle getirdiklerini aktararak, “Yüzme Bilmeyen Kalmasın” projesi kapsamında yıl sonuna kadar 1 milyon kişiye yüzmeyi öğretileceğini, bunun Gençlik ve Spor Bakanlığının en önemli adımı ve kararı olduğunu ifade etti.

Mahalle tipi sahalar ile bütün imkânları çocukların ayağına götürdüklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şu ana kadar ülke genelinde 2 bin 425 mahalle ve okul sahası inşa ettik. Bunlara ilave olarak, bin 18 mahalle tipi sahamızın yapımı da sürüyor. İstanbul’umuzun da her ilçesini yüzme havuzları, kortlar, atletizm pistleri, basketbol, futbol ve voleybol sahalarıyla donatmaya devam edeceğiz. Tabii bu vesileyle Voleybol Millî Takımımızı kutluyorum, tebrik ediyorum. Zira Dünya Şampiyonası’na katılma vizesini de aldılar. Bu sahalarda ter döken evlatlarımızın arasından geleceğin şampiyonları çıkacak. Diğer yandan Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezlerimizi geliştiriyoruz. Hâlâ 22 ilimizde faaliyetlerine devam eden Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezleri’nde 696’sı gündüzlü, 439’u yatılı olmak üzere, toplam bin 135 sporcumuz bulunuyor. Buralarda yetişen sporcularımız dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil ediyor. Biz daima gençlere güvendik ve bugün de güveniyoruz. Bunu da lafta bırakmadık. Yaptığımız icraatlarla açıkça gösterdik. Gençlerimizin potansiyelini en üst seviyede kullanabilmesi için her alanda kendilerine destek oluyoruz. Gençlik merkezlerimizi bu amaçla kurduk ve yaygınlaştırıyoruz. Hâlâ 81 ilimizde 327 gençlik merkezimiz faaliyet gösteriyor. Buralarda gençlerimizle birlikte geleceğimiz için haller kuruyor, birlikte düşünüyor, çalışıyor ve birlikte üretiyoruz. Mutlu ve güçlü bireyler olmalarına katkı sağlamak amacıyla sosyal, kültürel, sportif ve gönüllü faaliyetler gerçekleştiriyoruz.”

“60 GENÇ OFİSİMİZ HİZMETE AÇILDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılık ilkesine verdikleri önemin gereği olarak bu merkezlerde gençleri karar alma süreçlerine dâhil ettiklerini vurgulayarak eğitim-öğretimden istihdama, girişimcilikten yabancı dile, kodlamadan müziğe ve sanata kadar her alanda gençlerin beklentilerine cevap verecek faaliyetler yürüttüklerini dile getirdi.

Bu merkezlerin ülkenin her köşesinde ulaşılabilir olmasını sağlamak amacıyla geçilen yıldan itibaren okullarda, üniversitelerde ve yurtlarda Genç Ofis kurmaya başladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Gençlik merkezi faaliyetlerine katılmak isteyen ama ulaşım sıkıntısı çeken öğrencilerimiz kendi okullarındaki Genç Ofisler aracılığıyla istedikleri faaliyetlerden istifade edebiliyorlar. Şu ana kadar 60 Genç Ofisimiz hizmete açıldı. İnşallah yakında bunları tüm üniversitelerimize yaygınlaştıracağız. Gençlerimize bir başka önemli hizmetimiz de gençlik kamplarıdır. Her yıl on binlerce gencimizi ulaşım, konaklama ve yemek ihtiyaçlarını karşılayarak kamp tesislerimizde ağırlıyoruz. Kamplarımızı, deniz, doğa, girişimcilik, bilim, edebiyat, iletişim, ekolojik tarım ve hayvancılık gibi özel temalarla düzenliyoruz. Hâlâ faaliyette olan 39 kamp tesisimizde geçtiğimiz yıl ağırladığımız gençlerimizin sayısı, 124 bini geçti. Bu kapasitenin artırılması için çalışmalarımız devam ediyor.”

“BİZİM MEDENİYETİMİZ BİR GÖNÜL MEDENİYETİDİR”

“Gençler, bizim medeniyetimiz bir gönül medeniyetidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençleri medeniyetin bu yönüyle buluşturacak çalışmaları ihmal etmediklerini belirterek, “Milletimizin değerler dünyasını yansıtan faaliyetlerle gençlerimiz hem gönüller kazanıyor hem de büyük bir hayat tecrübesi ediniyorlar. Mesela, geçtiğimiz hafta Elazığ’da yaşanan deprem sonrası bölgeye giden gönüllü gençlerimiz orada binlerce vatandaşımızın hayatına dokundu. Bu hayırlı faaliyete katılarak örnek bir davranışı ortaya koyan gençlerimizin her birini canı gönülden tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

Dünyanın neresinde olursa olsun mazlumlara el uzatan ve gönül köprüleri kuran gençlerle iftihar ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu güzel örnekler daha da çoğalacak. Önümüzdeki yıl en az bir milyon gencimizi gönüllülük faaliyetlerinde görmeyi hedefliyoruz. Buradan Türkiye’nin bütün gençlerini, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın öncülüğünde yürütülecek çalışmalarda gönüllü olmaya davet ediyorum. Bizim sadece kariyerine odaklı değil, asıl olarak sorumluluk sahibi, öz güveni yüksek ve arkadaşlarıyla omuz omuza vermeyi bilen bir nesle ihtiyacımız var. Türkiye’nin geleceğini işte bu bilinçle hayata bakan gençlerimiz inşa edecektir” ifadesini kullandı.

“ÜLKEMİZDE ÜNİVERSİTE EĞİTİMİNİ HER BİR GENCİMİZ İÇİN ERİŞİLEBİLİR KILDIK”

Gençlerin sorumluluk sahibi olması için yapılacak en doğru çalışmanın onların hayallerini yine onların elleriyle gerçeğe dönüştürmek olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu amaçla her yıl, ‘fikir sizden, destek bizden’ sloganıyla proje destek çağrısına çıkıyor, on binlerce gencimizin hayalini gerçekleştirmesine katkı sağlıyoruz. Geçtiğimiz yıl gençlerimizin birbirinden kıymetli bin 1 projesine 17,5 milyon lira maddi destek verdik. Gençlerin hayallerine omuz vermeye, yollarını açmaya, fikirlerini hayata geçirme yolunda onlara destek sağlamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

İnsan hayatında en büyük farkın eğitimle oluştuğunu bildikleri için 17 yılda en büyük yatırımı bu alana yaptıklarına vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizde üniversite eğitimini her bir gencimiz için erişilebilir, ulaşılabilir kılan yine biz olduk. Üniversite sayısını 76’dan 207’e, üniversite öğrencisi sayısını 1,6 milyondan 8 milyona yükselttik. Hayallerini gerçekleştirmek için üniversiteye giden gençlerimizin barınma ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla âdeta bir yurt inşa etme seferberliğini başlattık. Yükseköğrenim yurtlarının sayısını parasal olarak söylüyorum, 11,3 katrilyon liralık bir yatırımla 190’dan 775’e, yatak kapasitesini ise standartları fevkalade yükseltilmiş olarak 182 binden 678 bine taşıdık. Yurtlarda kalan gençlerimiz sadece öğrenim hayatlarını sürdürmekle kalmıyor, aynı zamanda bu memleket için katma değer üretiyor. Mesela, 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Gününde yurtlarda kalan öğrencilerimiz 2 milyon fidanı toprakla buluşturdu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversiteye giden her öğrenciye kredi veya burs vererek eğitim-öğretim hayatını kolayca sürdürmelerini sağladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece 2019 yılında yaklaşık 2,5 milyar liralık kredi veya burs ödemesi gerçekleştirdik. İlave olarak yurtlarımızda kalan gençlerimize 2019 yılı içerisinde 1,5 katrilyonluk liraya yakın beslenme yardımında bulunduk. Yetişmelerine bir nebze dahi olsa katkı sağladığımız her vatan evladı bu topraklara ektiğimiz tohum, diktiğimiz fidanlar olacaktır. Rabbim yarınların büyük Türkiye’si için emek sarf eden herkesin yolunu açık, işini kolay eylesin” diyerek konuşmasını tamamladı.

Enerji petrol medya Ceo – Mehmet Ali setencioğlu,Burhan Felek Atletizm Pistinin Açılış Töreni

Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge