“Güçlenerek yolumuza devam ediyoruz, bugün dünden güçlüyüz, yarın daha güçlü olacağız” “Güçlenerek yolumuza devam ediyoruz, bugün dünden güçlüyüz, yarın daha güçlü olacağız” için yorumlar kapalı 88237

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cuma namazı çıkışı gazetecilerin soruları üzerine, Türkiye’nin kalkınmasını sürdürdüğüne dikkat çekerek, “Türkiye bu noktada dimdik ayakta. Kimse halkımızı yanıltmaya çalışmasın. Biz güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bugün dünden daha güçlüyüz. Yarın daha güçlü olacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazını Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde kıldı. Namazın ardından cami çıkışında gazetecilerin gündeme dair sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta meydana gelen patlamayla ilgili soru üzerine, patlamanın faillerinin henüz belirlenmediğine dikkati çekti.

Konuyla ilgili Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile görüştüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her iki ülkenin istihbarat teşkilatlarının yöneticilerinin de karşılıklı görüşmeler yaptıklarını kaydetti.

Bu görüşmelerde patlamanın faillerine ilişkin bir bilgi olmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Buna benzer alınmış bir bilgi olmadığı için de bizim ‘şunlar yapmıştır, şu kuruluşlar bu işin failidir’ dememiz de özellikle biz siyasilere yakışmaz. Ama bizler de takip ediyoruz. Kardeş Lübnan halkının, Lübnan yöneticilerinin bizlere vereceği bilgileri önemle takip ediyoruz. Bu gerçekten çok ama çok büyük bir felaket. Biliyorsunuz benzerini rahmetli Refik Hariri zamanında da yaşamıştık. Şimdi bu çok daha ileri seviyede böyle bir şey gerçekleşti. Bu konuyla ilgili olarak söylenenleri biliyorsunuz. Nitrat kaynaklı olduğu söyleniyor. Öbür tarafta füzelerin olduğu depolardan kaynaklı olduğu söyleniyor. Çok açık net olarak henüz bilgilendirmeler yapıldı diyemeyiz. Fakat işi bizler de takip ediyoruz.”

“KARDEŞ LÜBNAN’I YALNIZ BIRAKAMAYIZ”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da Lübnan’a ziyarette bulunup, oradaki gelişmeleri yerinden takip ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerî kargo uçağıyla Beyrut’a çeşitli yardım malzemeleri gönderdiklerini, askerî, sağlık malzemelerinin de gönderilen yardımlar arasında yer aldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sahra hastanesi türü yine aynı şekilde yardımlarımız var. Ben Sayın Cumhurbaşkanı Mişel Avn’a ‘Hastanelerimiz sizin hastanelerinizdir, yaralıları bize nakletme noktasında her an yanınızdayız. Ambulans uçaklarımızla yaralıları ülkemize taşıyabiliriz’ bunları kendilerine de bildirdim ve bu konuyla ilgili de Sağlık Bakanım Lübnan Sağlık Bakanıyla da görüşmelerini yürütüyor. Kardeş Lübnan’ı yalnız bırakamayız” dedi.

Beyrut Limanı’nın bölgede çok büyük önem ifade eden bir liman olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir limanın bu durumla karşı karşıya kalması hakikaten bölgede ciddi bir sıkıntının da sebebi olmuştur. Şu anda tabii buranın yeniden inşası, ihyası kaç yılı alır, onlar da ayrı bir sorun. Ama biz madden manen her şeyimizle Lübnan’ın yanında olacağız, Beyrut’un yanında olacağız. Lübnan halkının da yanında olacağız” diye konuştu.

“YUNANİSTAN İLE MISIR ARASINDA YAPILAN ANLAŞMANIN HİÇBİR KIYMETİHARBİYESİ YOK”

Yunanistan ile Mısır Arasında imzalanan Sözde Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması’nın hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yunanistan ile Mısır arasında yapılan bu anlaşmanın hiçbir kıymetiharbiyesi yok” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Şimdi bir defa buralara baktığımız zaman özellikle Yunanistan’ın, Libya’yla ilgili olarak buradaki kıyıdaş olma konusunda bir alakası var mı, ne işi var orada? Mısır’ın aynı şekilde bir alakası var mı? Yok. Biz Libya ile böyle bir anlaşmayı yaptıktan sonra bunların hepsi bu işin üzerine atladılar. Tabii şimdi bize oralardan gelen bilgiler de yani ‘biz bunu size karşı yapmış değiliz, burada bir yanlış anlaşılma olmasın’ gibi bu tür bilgileri de bize yansıtıyorlar. Olsa da olmasa da biz şu anda Libya ile yapmış olduğumuz anlaşmayı kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz” vurgusunda bulundu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Malta Dışişleri Bakanı Evarist Bartolo ve Libya Ulusal Mutabakat Hükûmeti (UMH) Dışişleri Bakanı Muhammed et-Tahir Seyyale ile geniş kapsamlı görüşmeler yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerin kararlı şekilde devam ettiğini kaydetti.

“YUNANİSTAN SÖZÜNDE DURMADI”

“Deniz yetki alanlarında hiç hakkı, hukuku olmayanlarla buraları görüşmeye bile gerek duymuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şansölye Merkel, benden ricada bulundu; ‘işte buradaki sondaj çalışmalarını durdurursanız benim işimi kolaylaştırırsınız’ dedi. Ben de Şansölye Merkel’e, ‘Eğer siz Yunanistan’a güveniyorsanız diğerlerine güveniyorsunuz biz şöyle 3-4 haftalığına bu sondaj çalışmalarına ara veririz ama ben bunlara güvenmiyorum. Göreceksiniz bunlar sözünde durmayacaklar.’ Nitekim öyle de oldu. Biz bu arada da Yunanistan’dan onların kendi gerek Dışişleri Bakanı gerekse danışmanları, benim danışmanım, Dışişleri Bakanım Almanya-Yunanistan-Türkiye arasında üçlü görüşmeler başlattılar. Bu sözde de durmayınca, şimdi ne olacak? Şimdi de biz hemen sondaj çalışmalarına yeniden başladık ve bu noktada Barbaros Hayrettin’i de yine görevine gönderdik. Sözlerinde durmuyorlar ve aynı durumu da tabii Sayın Merkel’e dedik ki ‘Bak sözünde durmadılar, biz de şimdi yolumuza devam ediyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İstanbul’da toplanan ekonomi zirvesinin sorulması üzerine de ekonomide Koronavirüs salgınından dolayı çok ciddi zikzakların yaşandığına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada tüm samimiyetimle ben içerdeki düşmanları zaten gündeme getirmek istemiyorum, bize zaten dışardakiler yetiyor ama içerdekiler de onlara gayet güzel pompalama görevi ifa ediyorlar. Burada çok açık, samimi bir şey söylüyorum; Biz 2002 Kasım’ında göreve geldik. 2020 Kasım’ında göreve geldiğimiz zaman toplam millî gelirimiz 236 milyar dolardı fakat 2019’da toplam millî gelirimiz 754 milyar dolara çıktı. Bakın nerden nereye. Aynı şekilde fert başı millî gelir o zaman 3 bin 581 dolardı ve bu rakam 2019’da 9 bin 127 dolara çıktı” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 ve günümüz ekonomik göstergeleri arasındaki farkı dile getirerek, “Yani Türkiye bir tırmanışta ama bizim bu tırmanışımızı görmek istemeyen, gözü olup da görmeyenler var” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KALKINMAMIZI YÜKSEK ORANDA DEVAM ETTİRİYORUZ, ETTİRECEĞİZ”

Bazı sıkıntıların olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde ama diyorum ya gözü olup görmeyenler hâlâ bu gerçekleri yanlış olarak yansıtmaya çalışıyorlar. Ne kadar yanlış olarak yansıtırlarsa yansıtsınlar biz Türkiye olarak bu kalkınmamızı, bu tırmanışımızı yüksek oranda devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz” açıklamasında bulundu.

Türkiye’nin IMF’ye borcunu 2013’te sıfırladığını, şu anda da Merkez Bankası’nın döviz rezervinin 105 milyar dolar olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye bu noktada dimdik ayakta. Kimse halkımızı yanıltmaya çalışmasın. Biz güçlenerek yolumuza devam ediyoruz. Bugün dünden daha güçlüyüz. Yarın daha güçlü olacağız” sözlerine yer verdi.

Türkiye’nin terörle mücadelede 17 yılda geldiği seviyeye dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle mücadele böyle ücretsiz yapılmıyor, öyle mi? Ciddi manada harcamalarımız oluyor mu? Oluyor. Savunma sanayinde terörle mücadeleye yönelik çok ciddi harcamalar yaptık mı? Yaptık. Bakın bizim savunma sanayinde düşünün yerli-millîde yüzde 20 iken, şimdi biz bunu yüzde 70’lere çıkardık ve bunların hepsi de belli bir maliyeti getiriyor. Ve bu maliyetle beraber Türkiye şu anda sadece bölgede değil, dünyada farklı bir yerde” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Libya’ya da zevk için gitmediğini vurgulayarak, “Libya’da Libyalı kardeşlerimiz özellikle Türkiye’yi bu yaptığımız anlaşmayla beraber davet ettiler ve orada da bizim kendi askerimiz var, aynı şekilde yine burada dost bizimle beraber kardeşlerimiz var. Ve şu anda orada da bu mücadele sürüyor ve bu mücadeleyi de onurlu bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

“GÜCÜMÜZÜ MİLLETİMİZDEN ALIYORUZ VE MİLLETİMİZİ BİRİLERİNE MUHTAÇ ETMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç bunlardan endişeniz olmasın, ekonomide bu söylenenlerin hepsi bir tarafa, yani benim Hazine ve Maliye Bakanımla ilgili sosyal medyada yaptıkları karalamalar, şunlar-bunlar vesaire bunların hepsi, bunlar yetişemedikleri üzüme koruk diyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Koronavirüs salgını sürecinde yapılan sağlık yatırımları ile 150’ye yakın ülkeye gönderilen sağlık yardımlarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu Türkiye’nin gücünü gösteriyor. Türkiye’nin bu gücü olmasa siz bu kadar kısa zamanda bu hastaneleri yapabilir misiniz? Bunları da yaptık bitirdik. Biz gücümüzden nereden alıyoruz? Milletimizden alıyoruz. Ama bu millete evvel Allah bunlar layıktır ve bunları yapacağız ve milletimizi biz birilerine muhtaç etmeyeceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muharrem İnce’nin parti kuracağı iddiaları ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik davetine dair sorular üzerine de şunları kaydetti: “Sayın Muharrem Bey ile ilgili olarak o da onun en doğal, en tabii hakkıdır. Eski bir siyasetçidir, yani yeni değildir, eski bir siyasetçi olarak da o da onun doğal hakkıdır. Ve Sayın Bahçeli’nin daveti ise doğrusu benim yadırgadığım bir davet değildir, o da olabilecek en makul çizgide davettir. Temenni ederim ki, birlik, beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir. Çünkü dağınıklıkta bir şey yok, ne kadar birlik, beraberlik artarsa, hele hele böyle HDP ile terör örgütleriyle el ele olmak millî ve yerli olarak düşündüğümüz İYİ Parti’ye hiç uygun da düşmeyebilir. Böyle bir sıkıntının olması hasebiyle zaten böyle bir davet de gerçekleşmiştir diye düşünüyorum. Ve ülke genelinde de bir bütünleşmenin gereği bana göre önemlidir diye düşünüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin terör örgütü YPG-PKK ile petrol anlaşması yaptığı iddialarının hatırlatılması üzerine de “Bu yeni bir şey değil, yani böyle bir felaketin, bunu Sayın Trump’a da söyledim, dedim ki, bakın bu terör örgütlerine buradan böyle kaynak aktarımı yapmanız bizim bölgemizde ciddi sıkıntılara neden olabilir. Ve bu terör örgütünün ekonomik kaynakları nereden geliyor diye düşünüldüğünde, işte kaynak belli, siz bunlara kalkıp bu Deyrizor’daki petrol kaynaklarından aktarıyorsunuz ve bunları güç sahibi yapıyorsunuz. Ve onlar da bunu nereye satıyor? O da enteresan, rejime, böyle bir durum söz konusu. Ve kendileri de gerekli talimatı vereceklerini falan söylemişlerdi, ama şu ana kadar gelen bir bu konuda olumlu gelişme yok. Takipçisiyiz, takip edeceğiz, ben bunun eninde sonunda yerine oturacağına da inanıyorum” ifadesini kullandı.

“EKONOMİDE DALGALANMALAR HER ZAMAN OLUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması esnasında döviz fiyatlarında gerileme olduğunun söylenmesi üzerine de şöyle devam etti: “Ben bunun yerli yerine oturacağı inancındayım. Yani bu konulardan hiç rahatsız olmayın, rahat olun, çünkü Türkiye’de ekonomi sistem olarak oturmuştur. Yani Türkiye’de sistem bu denli oturduğu için bu bazı zamanda tırmanışlar, bazen inişler; biliyorsunuz şöyle birkaç ay veyahut da yılbaşı itibarıyla 10 liradan filan bahsediyorlardı, ama iş nerelere geldi? Şu anda bulunduğumuz noktalara geldi, bu da yerli yerine oturacak. Bütün mesele şu anda Koronavirüs meselesi tabi önemli, bir taraftan şu anda tabi Beyrut’taki gelişmeler ortada, yani bunları aşmak suretiyle ben özellikle TL’nin yerli yerine oturacağına inanıyorum, dövizin de aynı şekilde yerli yerini bulacağına, altının aynı şekilde bulacağına inanıyorum. Yani bunlar gelip geçici şeyler, bu dalgalanmalar her zaman olur, bunu görmemiz lazım. Tabi burada şu anda dün Merkez Bankası’yla özellikle Bankalar Birliği’nin yaptığı toplantılar hepsi bunlara yönelik atılan adımlardır; düzelecek.”

Koronavirüs ile mücadelede yeni tedbirlerin, kısıtlamaların olup olmayacağı sorusuna da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün kısıtlamaların hepsi, Bilim Kurulumuzun almış olduğu kararlara bağlı. Ben buradan tekrar tüm halkıma sesleniyorum, ne olur şu maske, mesafe ve temizlik, buna dikkat edelim, yani buna kendimiz için dikkat edeceğiz ya. Bunu dikkat edelim ki, Allah göstermesin, bir sıkıntı yaşamayalım” cevabını verdi.

Gazetecilerin sorularının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi önünde kendisini bekleyen vatandaşlara hitap ederek, Cuma’larını kutladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan Koronavirüs salgınına karşı maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine uymaları ricasında bulundu.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211351

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

“Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” “Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” için yorumlar kapalı 234575

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunduğu Cezayir’de, Cezayir-Türkiye İş Forumu’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti.

“CEZAYİR İLE TİCARET HACMİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 5,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve toplam 13 anlaşmaya imza attıklarını aktararak, “Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye’nin, Cezayir’in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor” dedi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023’ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19’luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi’nin geçen yıl Ankara’da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, “Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir’de iş birliği imkânlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir’de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak, daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi.

“TÜRKİYE, CEZAYİR’DE PETROL VE DOĞAL GAZ HARİCİ EN ÇOK YATIRIM YAPAN VE EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNDADIR”

Ziraat Bankası’nın da Cezayir’de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir’de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkânlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdî zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı’yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması’nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır.”

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi.

“TÜRKİYE, İSRAİLLİ YÖNETİCİLERİN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE KARŞI İŞLEDİKLERİ SAVAŞ SUÇLARININ TAKİPÇİSİ OLMAYI SÜRDÜRECEKTİR”

Cezayir’in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail’in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek “Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail Devleti’nin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail Devleti’ni başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? ‘Yapanın yanına kar kalıyor.’ mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail’in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu’ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail’e borcu var. İsrail’e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye’nin, Cezayir’in, bizim İsrail’e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir” dedi.

“GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: ”Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkâr edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikâyetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dâhil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze’nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze’ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı’nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gasbıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail Devleti’nin Gazze’yi insansız hâle getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah’ın izniyle öyle kalacaktır. İslam âlemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kalın sağlıcakla.”

seers cmp badge