Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimiz tüm kurumlarıyla, deprem anından itibaren sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak için harekete geçmiştir” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletimiz tüm kurumlarıyla, deprem anından itibaren sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak için harekete geçmiştir” için yorumlar kapalı 88915

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Prof. Dr. Aziz Sancar Hizmet, Bilim ve Teşvik Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada, İzmir’de meydana gelen depreme ilişkin olarak, “Devletimiz tüm kurumlarıyla, deprem anından itibaren, yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımızı kurtarmak ve sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak için harekete geçmiştir. AFAD, emniyet teşkilatımız, sağlık birimlerimiz ve diğer ilgili kamu personeli, canla başla işlerini yapıyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Prof. Dr. Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni’ne katıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki depreme maruz kalan vatandaşlara ve şehirlere geçmiş olsun dileklerini ileterek, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremde 12 vatandaşın hayatını kaybettiğini, 438 vatandaşın da yaralandığını açıklayarak, beş kişinin ameliyatta, sekiz kişinin de yoğun bakımda bulunduğunu bildirdi.

“KURTARMA ÇALIŞMALARININ BİR AN ÖNCE SONUÇLANMASI İÇİN TÜM İMKÂNLARI SEFERBER ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an itibariyle 17 binada arama çalışmalarımız devam ediyor. Devletimiz, bakan arkadaşlarımızla tüm kurumlarıyla deprem anından itibaren yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımı kurtarmak ve sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak için harekete geçmiştir. AFAD, emniyet teşkilatımız, sağlık birimlerimiz ve diğer ilgili kamu personeli, canla başla işlerini yapıyor. Bakanlarımız koordinasyonu bizzat yerinde sağlamak üzere süratle olay yerine ulaşmışlardır. Kurtarma çalışmalarının bir an önce sonuçlanması için tüm imkânları seferber ettik” açıklamasında bulundu.

Binaları hasar gören, depremin şokuyla evlerini kullanamayan vatandaşlara da iaşe ve ibate desteği sağlandığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na gereken kaynağın hemen aktarıldığını, hedeflerinin yaraları bir an önce sarmak olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ardından Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in arayarak, geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Katar Devlet Başkanı aramış, kendisiyle görüşmeleri yaptık ve ‘herhangi bir destek talebi gerekirse bütün imkânlarımızla yanınızdayız’ dediler. Kendilerine teşekkür ettik. Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis yine aynı şekilde aradılar. Zira bu depremden Yunanistan da etkilendi fakat görüşmeyi yaptığımız anda onlarda herhangi bir ölüm söz konusu değildi. Fakat etkilendiklerini onlar da söylediler. Sağ olsunlar onlar da ‘herhangi yardıma ihtiyaç varsa biz hazırız’ dediler. Biz de ‘şu anda böyle bir durum söz konusu değil, ama bize düşen bir görev varsa biz de bütün imkânlarımızla Yunanistan’ın yanındayız’ dedik. Bunun yanında yine Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev kardeşimiz aradılar. Onlar da ‘her türlü imkânımızla yanınızdayız’ dediler, onlara da şükranlarımızı bildirdik” dedi.

“Ocak ayında meydana gelen Elazığ ve Malatya depreminin acıları hâlâ yüreğimizde tazeyken İzmir’den gelen bu haber gerçekten bizi derinden üzmüştür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, her sarsıntıda Türkiye’nin bir deprem kuşağında bulunduğu gerçeğini bir kez daha hissedildiğini kaydetti.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİYLE DEPREME DAYANIKSIZ YAPI STOKUMUZU YENİLİYORUZ”

Afet ve acil durumlara müdahale için uzun süredir üzerinde çalıştıkları planları kararlılıkla hayata geçirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıksız yapı stokumuzu yeniliyoruz. İnşallah ülkemizi her geçen gün afetlere karşı çok daha hazırlıklı hâle getiriyoruz. Bir kez daha İzmirli kardeşlerime geçmiş olsun diyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu acılı günde yardım teklifinde bulunan tüm dost ülkelere, tekrar teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.

Koronavirüs salgını sürecinde canla, başla, fedakârca çalışan sağlık çalışanlarına şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının, maalesef, yeni dalgalar hâlinde devam ettiğine dikkat çekti.

Vaka sayısının 45 milyonu geçtiği, can kaybı sayısının 1 milyon 200 bine ulaştığı salgına karşı, hâlâ kesin ve etkili bir çare bulunamadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiilen kullanım aşamasına gelen aşı çalışmalarının, bu konudaki en büyük ümit olduğunu belirtti.

“YILSONU İTİBARİYLE DÜNYADAKİ AŞI ÇALIŞMALARINDAN BİRİNİ VEYA BİRDEN FAZLASINI VATANDAŞLARIMIZIN İSTİFADESİNE SUNMAYI PLANLIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, bir yandan Çin, Rusya, Amerika gibi ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip ederken, diğer yandan da kendi aşısını geliştirmek için yoğun bir çaba içinde olduğunu anlatarak, “İnşallah önümüzdeki bahar aylarında kendi aşımızı vatandaşlarımıza uygulayabilecek aşamaya gelmiş olacağız. Yılsonu itibariyle de dünyadaki aşı çalışmalarından bilim insanlarımızın uygun gördüğü birini veya birden fazlasını vatandaşlarımızın istifadesine sunmayı planlıyoruz” dedi.

Aşıyı ilk etapta yüksek risk gruplarından başlayarak, tüm vatandaşlara ulaştırmayı hedeflediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böyle bir dönemde gerçekleşen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu’nun dördüncü toplantısını, iş birliği imkânlarının genişletilmesi ve eldeki birikimin paylaşılması bakımından önemli bir adım olarak gördüğünü söyledi.

Salgın sürecinde, dayanışma ve yardımlaşma konusunda, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere dünyanın iyi bir sınav veremediğini, mazlum ve mağdurların kaderlerine terk edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak, din, dil, ırk, bölge ayrımı yapmadan 155 ülkenin ve sekiz uluslararası kuruluşun tıbbi malzeme desteği talebine olumlu cevap verdiklerini vurguladı.

“GENÇ VE YETİŞMİŞ İNSAN GÜCÜMÜZÜ KORUMAK MECBURİYETİNDEYİZ”,

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, 84 milyona yaklaşan nüfusu içerisinde 15 milyona yakın ilk, orta, lise öğrencisi ve 8 milyon üniversite öğrencisi ile imrenilecek genç bir insan kaynağına sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Hâlihazırda 30 yaş altı nüfusumuzun toplam nüfusa oranı yüzde 40’a yaklaşıyor. Ayrıca, çeşitli statülerde ülkemizde yaşayan 5 milyon yabancıyı da bu insan havuzuna ekleyince, rakam 90 milyonu buluyor. Her ne kadar doğum oranları düşüyor olsa da, hâlâ dünyanın en genç ve nitelikli nüfusuna sahip ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyoruz. Her fırsatta dile getirdiğim en az 3 çocuk temennisi, öyle rastgele söylenmiş bir ifade değil, ülkemizin geleceği bakımından hayati öneme sahip bir tespittir. Genç ve yetişmiş insan gücümüzü korumak mecburiyetindeyiz. Dikkat ederseniz, sadece genç demiyorum, aynı zamanda yetişmiş vurgusunu da yapıyorum. İnsani ve millî değerlerle güçlü şekilde donanmamış; çağın teknolojisine ve pratiklerine hâkim şekilde yetiştirilmemiş bir genç nüfus, avantaj olmaktan çıkıp başlı başına bir sorun hâline dönüşür. Bunun için eğitim, kültür, bilim alanındaki hassasiyetimizi sürekli daha ileriye taşıyoruz. Geçtiğimiz asra ‘gelişmiş’ sıfatıyla damga vuran ülkelerin, nüfus konusundaki kayıpları sebebiyle, ciddi bir gelecek kaygısı içine girdiklerini görüyoruz. Hatta bu endişenin, batıda giderek yükselen İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığının ana sebeplerinden biri olduğunu da biliyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, salgının etkisiyle hızlanan küresel yapılanma süreciyle ilgili analizlerde, geleceğin yıldızları arasında gösterildiğinin altını çizerek, “Türkiye’nin, geçtiğimiz dönemde demokraside ve kalkınmada gerçekleştirdiği tarihî atılım, her alanda olduğu gibi, bilim ve araştırma faaliyetlerinde de önümüzü açmıştır” dedi.

Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde, bilimsel çalışmaların teşviki, araştırma-geliştirme faaliyetlerinin yaygınlaştırılması, yüksek teknolojinin tasarımı ve kullanımı hususundaki her projeye şahsi destek verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte üniversite ve kurumlara bağlı araştırma, tasarım, teknoloji kuruluşları ile özel sektörün birbirini destekleyecek şekilde hızlı bir yükselişe geçtiğine dikkati çekti.

Türkiye’nin sağlıktan savunma sanayine kadar geniş bir yelpazede, dünya çapında başarılar ortaya koymasının gerisinde, kamu ve özel sektörün güçlü iş birliği ve yoğun çalışma ikliminin bulunduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere ve çocuklara da bilim ve araştırma şevki kazandırmak için Türkiye çapında pek çok proje yürüttüklerini söyledi.

“TÜRKİYE’Yİ DÜNYANIN EN İLERİ ÜLKELERİ ARASINDA İLK SIRALARA TAŞIMAKTA KARARLIYIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Yurt dışındaki bilim insanlarımızın ülkemize dönüşünü teşvikten okullarımızda kurduğumuz dene-yap atölyelerine kadar geniş bir alana yayılan bu gayretlerimizin karşılığını da yavaş yavaş almaya başladık. İnşallah, hâlen içinden geçtiğimiz şu kritik süreci başarıyla geride bırakıp 2023 hedeflerimize ulaştığımızda, karşımızda yepyeni bir Türkiye’yi göreceğiz. Bugüne kadar kat ettiğimiz mesafe sayesinde artık geleceğimize, dün olduğundan daha fazla umutla bakıyoruz. Ülkemize ve kendimize olan güvenimizin artması, 2053 vizyonumuzun altını daha güçlü şekilde doldurmamızı sağlıyor. Maruz kaldığımız tüm saldırılara, önümüze çıkartılan tüm engellere rağmen, diğer alanlarla birlikte bilimde de Türkiye’yi dünyanın en ileri ülkeleri arasında ilk sıralara taşımakta kararlıyız. Bu konuda en büyük desteği yine bilim insanlarımızdan bekliyoruz. Sizlerin yol göstericiliğinde hep birlikte sürekli daha ileriye giderek, tarihin bizlere verdiği sorumluluğu hakkıyla ifa edeceğimize inanıyorum. Emeğiniz ve gayretleriniz için her birinize teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı TÜSEB ödüllerini verdiklerini anımsatarak, “Hematoloji, tıbbi onkoloji ve kök hücre alanındaki çalışmalarıyla Aziz Sancar Bilim Ödülü’ne layık görülen Prof. Dr. Taner Demirer hocamızı tebrik ediyorum. Pek çok bilim platformunda görev alan Taner hocamız, daha önce de kendisine başka ödülleri de tevdi ettiğimiz, kanser alanındaki çalışmalarını yakından bildiğimiz, ülkemizin gururu bilim insanlarımızdan biridir” diye konuştu.

Prof. Dr. Taner Demirer’in Yozgat’tan çıkıp, Türkiye’deki eğitiminin ardından, kendisini yurtdışında yetiştirip, 33 yıldır da Türkiye’de hizmetlerine devam ettiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah hocamızın birikiminden daha çok faydalanacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TÜSEB Hizmet Ödülü’nün de Koçak Farma İlaç Sanayi firmasına verildiğini belirterek, Koçak Farma’nın, diğer alanlardaki başarılı çalışmalarının yanı sıra, yerli KOVİD-19 aşısının üretimindeki gayretleriyle Türkiye’ye değer katan bir firma olduğunu söyledi.

Bu yıl ki TÜSEB Teşvik Ödüllerinin de Bilkent Üniversitesi’nden Dr. Abdullah Ercüment Çiçek’e, İzmir Biyotıp Genom Merkezi’nden Dr. Arif Ergin Çetine ve Koç Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Gönen’e takdim edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her biri kendi alanlarındaki çalışmalarıyla bu ödüle layık görülen bilim insanlarımıza, ülkemizin gelecekteki yeni Aziz Sancar adayları olarak bakıyoruz. Bu vesileyle ülkemizin bilim alanında medar-ı iftiharlarından olan Prof. Dr. Aziz Sancar hocamıza sağlıklı, uzun ömürler diliyorum. Bir kez daha tüm bilim insanlarımızı kutluyor, başarılarının katlanarak sürmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu için ülkemizde bulunan misafirlerimizden, ülkelerine döndüklerinde tüm kardeşlerimize selamlarımızı, muhabbetlerimizi iletmelerini rica ediyorum. Bu toplantının gerçekleştirilmesinde emeği geçenleri tebrik ediyorum” diyerek konuşmasını tamamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından ödülleri sahiplerine takdim etti.

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”