TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜNDE İKİNCİ ÇAĞRI TÜRKİYE’YE BEYİN GÖÇÜNDE İKİNCİ ÇAĞRI için yorumlar kapalı 45998

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından yürütülen programlarla Türkiye’ye beyin göçünü özendirirken, üst düzey bilimsel çalışmalar yapan nitelikli insanların ülkede kalmasını teşvik ettiklerini belirterek, “TÜBİTAK’ın çağrısıyla Türkiye’ye gelecek lider veya genç araştırmacılarımıza burs, aile yaşam gideri, sağlık sigortası ve yol desteği gibi mali teşviklerin yanında 720 bin TL’ye kadar araştırma proje desteği vereceğiz.” dedi.

Bakan Varank, TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı Tanıtım Toplantısı’na katılarak, programın ikinci çağrısını duyurdu. Buradaki konuşmasında, 2018 yılının sonunda başlatılan TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ve Türkiye’de yerleşik bilim insanları için başlatılan Ulusal Lider Araştırmacılar Programının kapsamını genişlettiklerine dikkati çeken Bakan Varank, şunları söyledi:

TEKNOLOJİ VE BİLİMDE ÖNCÜ: Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya koyduğumuz Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuzun ana hedefi, ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı olmaktan çıkarıp, teknoloji ve bilimde öncü bir ülke haline getirmektir. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde en çok ihtiyaç duyduğumuz kaynak; bilim, teknoloji ve yenilik alanında çığır açacak nitelikli insan gücüdür.

SIFIRDAN EKOSİSTEM: Son 18 yılda gerçekleştirdiğimiz atılımlarda; eğitim, öğretim ve Ar-Ge’yi her daim en ön planda tuttuk. Üniversiteler, Ar-Ge merkezleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, araştırma altyapıları, bilim merkezleri ve hatta Deneyap teknoloji atölyelerimizle adeta sıfırdan bir ekosistem inşa ettik.

MİLLİ SEFERBERLİK RUHU: Bu ekosisteme liderlik edecek bilim insanlarını ülkemize kazandırmak için millî seferberlik ruhuyla iki vizyoner programı hayata geçirdik. Birincisi; Hükümetimizin ilk yüz günlük eylem planında yer alan Türkiye’ye beyin göçünü sağlama hedefine yönelik Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı idi. 2018 yılı sonunda ilk çağrısını yaptığımız programla, bilim dünyasında öncü konumdaki araştırmacılara, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için çok kapsamlı imkân ve destekler sunduk.

SOMUT ADIMLARLA İLERLEDİK: Bu programı ilan ettiğimizde; hayal kurmayın, Türkiye’ye kim gelir de bilimsel araştırma yürütür şeklinde maalesef kendi ülkesinden bihaber söylemlerde bulunanlar oldu. Biz, birileri gibi bilim insanlarını sloganlarla değil, bizzat somut adımlarla destekledik, desteklemeye de devam ediyoruz.

ULUSLARARASI LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı’nın ilk çağrısına 152’si Türk vatandaşı 91’i yabancı uyruklu olmak üzere 243 araştırmacı başvurdu. Bu başvuruların 173’ü alanında dünyadaki ilk 100 üniversiteden; 31’i dünyada en çok Ar-Ge harcaması yapan global şirketlerden, 28’i ise dünyadaki en başarılı ilk 250 kamu kurumu ve enstitüden yapıldı.

TERSİNE BEYİN GÖÇÜ: Başvurular sonucunda; 74’ü teknik bilimler, 18’i yaşam bilimleri, 16’sı temel bilimler, 12’si sosyal ve beşeri bilimler ve 7’si sağlık bilimleri alanında olmak üzere, 21 farklı ülkeden 127 çok üst düzey araştırmalar yapan lider araştırmacıyı ülkemize kazandırdık. Bu kişiler, Harvard, Stanford, Oxford, Cambridge, Columbia gibi dünyanın en önde gelen araştırma üniversitelerinde, Amazon, Apple, Bosch, Volvo gibi küresel Ar-Ge şirketlerinde edindikleri deneyimleri aktarmak için Türkiye’yi tercih ettiler. İşte tersine beyin göçü dediğimiz şey bu!

ULUSAL LİDER ARAŞTIRMACILAR PROGRAMI: 2020 yılında Türkiye’de araştırmalarına devam eden bilim insanlarımız için başlattığımız Ulusal Lider Araştırmacılar Programı da sağladığı imkânlar açısından yeni ve öncü olma özelliği taşıyor. Bu program ile bilimin sınırında, çığır açıcı, alışılagelen araştırma yöntemlerinin dışında unsurlar içeren yüksek riskli proje ve fikirlere sahip Türkiye’de ikamet eden yetkin bilim insanlarını destekliyoruz. Geçtiğimiz yıl bu program kapsamında 108 araştırmacı arasından seçilen 38’i Türk, 4’ü yabancı uyruklu, farklı alanlardan toplam 42 yetkin bilim insanına destek verdik.

GURURLA TEMSİL: Her iki programla bir yandan Türkiye’ye beyin göçünü özendirirken, diğer yandan üst düzey bilimsel çalışmalar yapan nitelikli insanlarımızın ülkemizde kalmasını teşvik ediyoruz. Araştırmacılarımız, yürüttükleri stratejik çalışmalarla ülkemizi uluslararası platformlarda gururla temsil edecek, bilim, teknoloji ve yenilik arenasındaki konumumuzu üst seviyelere taşıyacak.

YENİ ÇAĞRI: Başarılı sonuçlar elde ettiğimiz bu iki programa genç araştırmacıları da dahil ederek şimdi yeni çağrılara çıkıyoruz. Uluslararası Lider Araştırmacılar ve yeni başlattığımız Uluslararası Genç Araştırmacılar Programları ile bu yıl en az 100 lider veya gelecek vadeden genç araştırmacıyı daha ülkemizin bilim ekosistemine dahil etmeyi hedefliyoruz.

DESTEKLER: TÜBİTAK’ın çağrısıyla Türkiye’ye gelecek lider veya genç araştırmacılarımıza burs, aile yaşam gideri, sağlık sigortası ve yol desteği gibi mali teşviklerin yanında 720 bin TL’ye kadar araştırma proje desteği vereceğiz. Ayrıca bu program kapsamında, Uluslararası Lider araştırmacılarımıza 1 milyon lira, uluslararası genç araştırmacılarımıza da 500 bin lira araştırma başlangıç ödeneği imkanı tanıyoruz.

AR-GE DESTEK TEŞVİK PAKETİ: Yine aynı şekilde, halihazırda ülkemizde ikamet eden araştırmacılar için başlattığımız yeni programla, ulusal lider araştırmacılar için 1 milyon lira, ulusal genç araştırmacılar için de 750 bin liraya kadar Ar-Ge destek teşvik paketi sunuyoruz.

BİLİM İNSANLARINA ÇAĞRI: Bir kez daha, Türk veya yabancı dünyadaki tüm bilim insanlarını TÜBİTAK’ın başlattığı çağrılara başvuru yapmaya; araştırmalarını Türkiye’de sürdürmeye davet ediyorum. Türkiye, tüm imkanlarını bilim insanlarının çalışmaları için seferber etmeyi sürdürecek. İlk çağrıda ülkemize kazandırdığımız parlak beyinler gibi bu sefer de çok değerli isimler Türkiye’yi tercih edecek.

SORULARI YANITLADI

Bakan Varank, toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. “Türkiye’de bağımsız ve özgür araştırma ortamının olmadığı” iddialarına yönelik bir soru üzerine Varank, TÜBİTAK’ın Uluslararası Lider Araştırmacılar gibi programlarıyla Türkiye’ye gelen bilim insanlarının ve onlara sağlanan desteklerin bu iddianın gerçek olmadığının ispatı niteliğinde olduğunu vurguladı.

“ÇOK BAŞARILI İŞLERE İMZA ATTILAR

Varank, TÜBİTAK’ın programlarıyla araştırmalarını yapmak üzere Türkiye’ye dönen bilim insanlarının çok başarılı işlere imza attığına işaret ederek, “Türkiye’ye geldiler şu anda çalışıyorlar. Yeni çağrımızla da en az 100 araştırmacıyı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz bu çağrıları kendi kendimize de ilan etmiyoruz. Bizimle yurt dışından irtibata geçen bilim insanlarımız var. ‘Yeni çağrı açmıyor musunuz, biz Türkiye’ye gelmek istiyoruz.’ diyorlar onun için biz bu projeleri başlattık.” dedi.

“HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ”

Türkiye’de bilimsel anlamda, araştırma geliştirme yapılacak bir ortamın eksikliğinin olmadığına dikkati çeken Bakan Varank, “Dünyada bilim insanlarını el üstünde tutan ülkeler gibi biz de bilim insanlarımızı el üstünde tutuyoruz. Onlara her türlü desteği veriyoruz ve yaptıkları çalışmaların siyasetten bağımsız, bu ülkenin geleceğine, çocuklarımıza, torunlarımıza yapılan yatırımlar olduğunun farkındayız.” açıklamasında bulundu.

“CAZİBE MERKEZİ HALİNE GETİRDİK”

Varank, Türkiye’yi bilimsel anlamda bir cazibe merkezi haline getirdiklerinin altını çizerek, “Bundan sonra çok daha ilerilere taşımak için de TÜBİTAK ve Bakanlık olarak bilim insanlarımıza büyük imkanlar sunacağız. Onları ülkemizde ağırlayacağız, hatta burada kalmalarını öğrenci yetiştirmelerini teşvik edeceğiz.” ifadesini kullandı.

Toplantıya, Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ile TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da katıldı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211353

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

seers cmp badge