Verimlilik ve Teknoloji Fuarı açıldı Verimlilik ve Teknoloji Fuarı açıldı için yorumlar kapalı 33404

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Verimlilik ve teknoloji konusunda, bir sektörde sahip olduğumuz tecrübeyi diğer alanlara yayarak, sahip olduğumuz know-how’ı kritik sektörlere aktararak ilerliyoruz. Yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik model ile 2053 ve 2071’e daha güçlü bir Türkiye taşıyacağız.” ifadelerini kullandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, küresel ticaretin artması ve ülkelerarası ekonomik rekabetin, kaynakların, iş gücünün ve zamanın verimli kullanılmasını zorunlu hale getirdiğini belirterek, “Verimlilik, ülkelerin ve firmaların rekabet gücünü temelden etkilemenin yanında sürdürülebilir büyüme için de olmazsa olmaz bir gerçek.” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye Verimlilik Vakfı tarafından ATO Congresium’da düzenlenen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı’nın açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başlayan Oktay, fuar katılımcılarına da başarılar diledi. Oktay, ekonomik büyümede istikrarın korunmasının, teknolojik ilerlemeye ve sürdürülebilir verimlilik artışlarına bağlı olduğunu belirterek, “Verimliliği en basit şekliyle, her alanda mümkün olan en düşük kaynak harcaması ile olabilecek en yüksek sonucu elde etmek olarak tanımlayabiliriz.” şeklinde konuştu.

KRİTİK TEKNOLOJİ ALANLARI

Yapay zeka, nesnelerin interneti, artırılmış gerçeklik, büyük veri, robotik, siber güvenlik ve sensör teknolojileri gibi alanların geliştirilmesi öncelikli kritik teknoloji alanları olarak belirlendiğini kaydeden Oktay, “Bu alandaki girişim ve icatları öncelikli olarak destekliyoruz. Ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışılan oyunlara müsaade etmiş olsaydık TÜRKSAT 6A ve İMECE gibi yerli milli haberleşme uydularımızın ya da yerli otomobilimiz TOGG’un tasarımına, üretimine başlayabilir miydik? Milletimiz bunların hepsinin farkında ve kimin laf ürettiğini kimin iş ürettiğini gayet iyi biliyor.” diye konuştu.

GÜÇLENDİRİLMİŞ EKONOMİK MODEL

“Yüksek teknoloji ve verimlilik artışıyla güçlendirilmiş bir ekonomik model ile 2053 ve 2071’e daha güçlü bir Türkiye taşıyacağız.” diyen Oktay, önümüzdeki dönemde fuarlarda kuantum teknolojilerinin, uzaydan sağlanan internetin, otomasyonun, ileri nanoteknolojinin, pikoteknolojilerin ve giyilebilen yerli milli teknolojilerin sergilenebileceğini söyledi.

VERİMLİLİK KÜLTÜRÜ

“Ülkemizin sahip olduğu hiçbir kaynağı özellikle enerjiyi, hammaddeyi ve sermayeyi atıl şekilde kullanma lüksümüz yok.” diyen Oktay, Vaktimizi de boşa harcayamayız. Bugün altyapısını oluşturduğumuz milli teknoloji projeleri, gelecek nesillere bırakacağımız en kıymetli miras olacaktır. Verimliliği artırma projelerinin teşvik edilmesi ve toplumda verimlilik kültürünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapan Türkiye Verimlilik Vakfının çalışmaları son derece önemlidir. Verimliliğin artırılması alanındaki çalışmalar, geçtiğimiz iki fuar programında olduğu gibi yine bu fuar vesilesiyle geniş kitlelere ulaşma imkanı bulacaktır. Böylece toplumun farklı kesimlerinde verimlilik olgusuna ilişkin farkındalık artacak ve sektörler arasında eş güdüm güçlenecektir.” şeklinde konuştu.

UMUT VEREN YAKLAŞIM

Fuar alanında bulunan ‘start-up’ sokağının genç beyinlere ve buluşlara yer veriyor olmasının, yarınlar açısından umut veren bir yaklaşım olduğuna dikkati çeken Oktay, “Geleceğin ötesine, start-uplara kafa yoran, tasarlayan, üreten, gençlerimizle yürüyeceğiz. Bu duygularla başta verimlilik ve teknoloji vizyonumuzun lokomotifi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Türkiye Verimlilik Vakfı ve Ankara Bilim Üniversitesi olmak üzere tüm paydaş kurum ve kuruluşlar ile emeği geçenlere teşekkür ediyor, fuarda kurulan iş birliklerinin devamını diliyorum.” ifadelerini kullandı.

REKABET GÜCÜ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, geçmişten bu yana sanayi devrimlerinde ortak amacın verimlilikte yaşanan artışlar olduğuna işaret ederek, verimlilik vurgusunun 4’üncü sanayi devriminde daha belirgin olduğuna dikkati çekti. Küresel ticaretin artması ve ülkelerarası ekonomik rekabetin, kaynakların, iş gücünün ve zamanın verimli kullanılmasını zorunlu hale getirdiğine işaret eden Varank, “Verimlilik, ülkelerin ve firmaların rekabet gücünü temelden etkilemenin yanında sürdürülebilir büyüme için de olmazsa olmaz bir gerçek. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dünyada çok daha hızlı dijitalleşmenin olduğunu varsaydığımızda artık verimliliği maksimize etmenin yolu fuarımızın da teması olan ‘ileri teknolojiler’den geçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

YOL HARİTALARIMIZ TAMAMLANMAK ÜZERE

Milli Teknoloji Hamlesi vizyonu doğrultusunda 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni hazırladıklarını hatırlatan Varank, stratejide sanayinin teknolojik dönüşümünü hızlandırmayı, kritik teknolojilerin üreticisi olmayı, milli gelirdeki Ar-Ge payını artırmayı önceliklendirdiklerini anlattı. Varank, nitelikli insan gücüne yatırım yapmayı, dünyanın her köşesinde kullanılacak akıllı ürün ve hizmetler geliştiren “TURCORN”lar çıkarmayı hedeflediklerine değinerek, “Dijitalleşme, uzay, yapay zeka, otonom sistemler gibi teknolojilerde dünyayı takip eden değil trend belirleyen bir ülke olmak gayesindeyiz. Milli Uzay Programı’mızı bu vizyonla hazırladık. Programda koyduğumuz hedefler, Türkiye’nin ileri teknolojilerde kabiliyetlerini perçinleyecek ve bu alandaki yeni çalışmalara kapı aralayabilecek. Türkiye için büyük fırsatlar barındıran mobilite araçları, akıllı yaşam ve sağlık, dijital dönüşüm, yapay zeka ve 5G başlıklarında yol haritalarımızı tamamlamak üzereyiz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ile birlikte hazırladığımız, 2021-2025 dönemini kapsayan Ulusal Yapay Zeka Stratejimizin detaylarını yakın zamanda kamuoyuyla paylaşacağız.” diye konuştu.

YENİ ÇAĞRILARA ÇIKACAĞIZ

Bakanlığın destek ve teşvik mekanizmalarını bu başlıklarla uyumlu olacak ve en verimli çalışacak şekilde yeniden tasarladıklarına işaret eden Varank, KOBİ’leri teknoloji üretmeye teşvik ettiklerini ve bunları kullanan KOBİ’lerin sayısını artırmaya yönelik destekler verdiklerini belirtti. Varank, sadece 2020’de dijital dönüşüm odaklı 396 projeye 158 milyon lira katkıda bulunduklarına dikkati çekerek, KOSGEB’in KOBİ-GEL’in son proje çağrısını dijitalleşme alanında açtıklarını, bu kapsamda desteklenmeye hak kazanan işletmeleri temmuz ayı içinde ilan edeceklerini bildirdi.

İLERİ TEKNOLOJİ ÜRETİMİ

İşletmelerin üretim kapasitelerinin güçlenmesi, daha verimli ve rekabetçi hale gelmesi amacıyla “Ar-Ge, Ür-Ge ve İnovasyon Desteği Programını” yürüttüklerini anlatan Varank, şöyle konuştu:

“KOSGEB vasıtasıyla, teknoloji seviyesini ve yerli üretimi önceleyen destek programlarında sadece son 2 yılda, yaklaşık 10 bin KOBİ için 889 milyon liralık kaynak oluşturduk. Yine bu dönemde uygulamaya başladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı çerçevesinde ileri teknolojilerin ve cari açık verdiğimiz ürünlerin yerli imkan ve kabiliyetlerle üretilmesine destek veriyoruz. 2021’de ilk çağrıyı “mobilite” sektörüne yönelik açtık. Yoğun ilgi sebebiyle çağrı başvuru tarihini 22 Haziran’a uzattık. 2021’de ayrıca ‘Üretimde Yapısal Dönüşüm’, ‘Sağlık ve Kimya Ürünleri’ ile ‘Dijital Dönüşüm’ çağrılara çıkacağız. Verimliği her alanda artıracak, ileri teknoloji üretimini yükseltecek destekleri vermeye devam edeceğiz.”

VİTES YÜKSELTTİK

Varank, sanayi ve teknoloji ekosistemini bu dönüşüm sürecinde desteklerken, ileri teknolojilerde lider ülke olmak için de her alanda vites yükseltmiş durumda olduklarını vurgulayarak, “Bundan 10 yıl önce ‘bin bir dereden su getirerek’ İHA ithal etmeye çalışıyor, sonrasında bunların tamiri ve bakımı için adeta birilerinin keyfini bekliyorduk. Hamdolsun, bugün Türk mühendislerinin geliştirdiği Türk SİHA’ları Avrupa semalarında uçmak için gün sayıyor. Daha önce diğer ülkelerin teknoloji alanındaki çalışmalarını, adeta film izlermiş gibi gıptayla izleyen bir ülkeydik. Ama bugün Ay misyonu planlayan, uzay alanında araştırma yapabilen, üretim yapabilen bir Türkiye var. Türkiye’nin Otomobili projesi, makus talihini yenen Türkiye’nin bir başarı hikayesi olacak.” dedi.

DOĞRU TEKNOLOJİYE YATIRIM

Doğru zamanda doğru teknolojiye yatırım yapabilmenin önemine dikkati çeken Varank, “Şu anda dünyada Türkiye’nin geliştirdiği insansız hava araçları teknolojileri konuşuluyor. Bana sürekli F-35 Programı ile düşüncelerim soruluyor. F-35 gerçekten başarılı bir uçak ama biz bunun muadilini TUSAŞ ile birlikte Milli Muharip Uçak projesiyle geliştiriyoruz. Ama bunun ötesinde Türkiye şu anda savaşan İHA teknolojisine yatırım yapan birkaç ülkeden biri. İnşallah biz savaşan İHA’larımızı piyasaya çıkardığımızda emin olun dünya F-35’leri değil Türkiye’nin geliştirdiği savaşan İHA’ları konuşacak. Tüm bunları yapabilmek yalnızca kaynaklarla, imkanla, bütçeyle olmuyor. Biraz da yürekle, insanla ilgili. İşte bu nedenle, nitelikli beşeri sermayemize büyük önem veriyoruz.” ifadelerini kullandı.

Programda, Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir de bir konuşma yaptı.

Fuar alanında, 2030’lu yıllarda kademeli olarak devreden çıkartılması planlanan F-16 uçaklarının yerini alabilecek 5’inci nesil çok rollü savaş uçağı olan Milli Muharip Uçağı’nın mock-up’ı da sergileniyor.

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”