Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 20 yılda Van’a 38 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 20 yılda Van’a 38 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık” için yorumlar kapalı 87908

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van’da yapımı tamamlanan hizmet ve tesislerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bizim kuru lafla, istismarla, yalanla, iftirayla işimiz olmaz. Biz, hep somut rakamla, somut icraatla konuşuruz. Son 20 yılda Van’a 38 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Van Beşyol Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış törenine katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasının başında Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün, 1,5 yılı aşkın bir aranın ardından tekrar Van’da bulunmaktan, Vanlılarla hasret gidermekten memnuniyet duyduğunu söyledi.

Türkiye’nin doğusunun yükselen yıldızı, bölgesinin lokomotifi, tarih ve medeniyet şehri Van’a her gelişinde sevgiyle, coşkuyla, kadirşinaslıkla kendisini bağrına basanlara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Van, bizi bilir; biz de Van’ı biliriz. Hamdolsun havalimanından buraya kadar caddenin kenarlarında on binlerin bizi bağırlarına bastığını görmek, hakikaten bizim için ayrı bir mutluluk oldu. İnanıyorum ki Van, bu gidişiyle attığı bu adımla o birilerini yolda bırakacaktır” diye konuştu.

“İNSANIMIZIN LAYIK OLDUĞU DEMOKRASİ VE KALKINMA ADIMLARININ ATILMASINDA HEP VAN İLE OMUZ OMUZA OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların, AK Parti ana kademenin, gençlerin coşkusunu gördüğünü dile getirerek Vanlılara inandığını belirtti.

Deprem yaralarının sarılmasından, terör belasının defedilmesine kadar Van’ın tüm mücadelesinde hep yanında olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu kadim şehrin asırlık ihlallerinin telafisinde, ihtiyaçlarının giderilmesinde, insanımızın layık olduğu demokrasi ve kalkınma adımlarının atılmasında hep Van ile omuz omuza olduk. Son gelişimizde ‘Gönül dünyadan geçer ama Van’dan geçmez.’ dedik. Bu şehre ve sizlere olan muhabbetimizi, kalbimizin derinliklerinden kopup gelen bir hissiyatla ifade etmiştik. Yıllarca Vanlıların tertemiz duygularını istismar edenlerin, bu şehre sadece zarar verdiğini, en küçük bir faydalarının dokunmadığını en iyi sizler biliyorsunuz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, Allah aşkına soruyorum, Van’ı susuz bıraktılar mı? Suyunu kestiler. Kim? Su sorununu çözmesi gerekirdi Van Büyükşehir Belediyesi. Ama bunu yapmadılar. Peki, Erdoğan, Devlet Su İşlerini görevlendirmek suretiyle Van’ın su sorununu çözdü mü? Niye? Ben şuna inanıyorum. ‘Benim buradaki Kürt kardeşlerimi susuz bırakmaya kimsenin hakkı yok.’ diyordum ve su sorununu da biz Kürt, Türk ayırt etmeksizin çözdük. Şu anda böyle bir sorun var mı? Yok ve olmayacak” diye ekledi.

Hükûmete geldikleri günden beri Van’ı yeni projelerle yatırımlarla ve hizmetlerle kalkındırmak için çalıştıklarını, çabaladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu da önce Allah rızası için onunla birlikte ülkeye ve millete hizmet gayesiyle yaptıklarını söyledi.

Geçmişte nice hükûmetlerin gelip geçtiğini, nice siyasi kadroların yönetimde bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hangisi Van’ı bu seviyede eser ve hizmetlerle kalkındırdı, geliştirdi? Hiçbiri. Yaşı yetenler bizzat kendileri, yetmeyenler büyüklerinden sorup öğrenerek şu canım şehrin 25, 30, 40 yıl önceki hâliyle bugünü bir karşılaştırsınlar. Aklı, vicdanı, ahlakı olan herkes bu mukayesenin ardından aradaki farkın 20 yıllık değil, asırlık olduğunu kabul edecektir” diye konuştu.

“VANLI İHTİYAÇ SAHİBİ VATANDAŞLARIMIZA TOPLAM 11 MİLYAR LİRA TUTARINDA KAYNAKLA DESTEK OLDUK”

Kendilerinin kuru lafla, istismarla, iftirayla işlerinin olmayacağını, hep somut rakamla, icraatla konuştuklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Son 20 yılda Van’a ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 38 milyar liralık yatırım yaptık. Bunlar kamu yatırımı. Bu bütçeyle eğitimde 9 bin 682 yeni derslik inşa ettik. Gençlik ve sporda 8 bin 279 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. Toplam 54 spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda Vanlı ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 11 milyar lira tutarında kaynakla destek olduk. Aç, açık bırakmamak için elimizden geleni yaptık. Sağlıkta 19’u hastaneden oluşan toplam 103 adet sağlık tesisi inşa ettik. Çevre ve şehircilikte 2011 yılındaki deprem sonrası 25 bin konut, kamu binası, okul, cami, sosyal tesis inşa ederek sahiplerine teslim ettik. Bunları AK Parti iktidarı olarak biz yaptık.”

“Ayrıca hâlen 850 konut, 420 ahır, camiler, sosyal donatılar, eğitim tesisleri ve pansiyon ile konaklama birimlerinin yapımına devam ediyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Van’da 1,5 metrekare büyüklüğündeki riskli alanda depreme hazırlık çalışmalarımız da devam ediyor. Bütün bu adımları atarken Van depreminin gecesinde Erdoğan, buradaydı. HDP neredeydi? ‘Ben Kürt’üm’ diyenler neredeydi? Benim için Kürt kardeşlerimle Türk kardeşlerim arasında herhangi bir fark yok. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Ayrım yapamayız. Dün yapmadık, bugün yapmıyoruz, yarın da yapmayacağız. Neden? Çünkü Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de, ‘Biz sizi kavimlere ayırdık, birbirinizle iyi anlaşasınız diye.’ İşte biz, Türk’müş, Kürt’müş, Laz’mış, Çerkez’miş, Arap’mış böyle bir ayrım yok. Biz herkesi Allah için seviyoruz. Anlaştık mı bu konuda? Öyleyse mesele yok ve yola böyle yürüyeceğiz. Bizim ölçümüzde ne var? Allah yine ne buyuruyor? ‘Muhakkak inananlar kardeştir.’ Dolayısıyla biz tüm inananlarla kardeşiz. Ayrım yok. Bütün hizmetlerimizi bu anlayışla yapıyoruz”

Van’da, 407 dükkân, 48 iş yerini tamamlayarak hak sahiplerine teslim ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci etap çalışmalarının da sürdüğünü kaydetti.

“VAN VE BİTLİS’TE MEVCUT ATIK SU ARITMA TESİSLERİNİ İYİLEŞTİRİYORUZ”

Van Gölü’nün adaları, koyları, sahilleri, mavi ve turkuaz rengiyle bütün dünyayı kendisine hayran bıraktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz zaten ‘Van Gölü’ demiyoruz. Ne diyoruz? Van Denizi. Bu güzelliği, Van Denizi’ni koruyarak daha da geliştirmek için çok kapsamlı bir projeyi hayata geçiriyoruz. Program kapsamda Van ve Bitlis’te mevcut atık su arıtma tesislerini iyileştiriyoruz, yeni tesisler yapıyoruz. Merkezi ileri biyolojik atık su artırma tesisini hizmete aldık” dedi.

Van Gölü dip tarama çalışmalarını da sürdüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kirlilik kaynaklarından biri olan göl kıyısındaki ahırların tamamını, sahil bandında olmayan, ancak Van Gölü’nü kirleten ahırları da yıktıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ahırları, kuracakları tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgesine taşıyacaklarını belirterek, “Böylece hem gölümüzü koruyacak hem de bölgede hayvancılığın gelişimine ve şehrimizin kalkınmasına katkı sunacağız. Yine Van Gölü etrafında taşkın kotu altında kalan bölgeler için rehabilitasyon çalışmaları başlatıyoruz. Amacımız gönül etrafındaki kirli görüntüyü, çarpık yapılaşmayı ortadan kaldırmaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van ve Bitlis belediyelerinin çevre temizlik araçları, kanalizasyon, atık su arıtma tesisi ve içme suyu gibi altyapı yatırımlarına 419 dokuz milyon lira finansman desteğinde bulunduklarını belirtti.

Van Gölü çevresinde mavi bayraklı plaj sayısını arttıracak çalışmalara devam ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turizmin, ulaşımın ve lojistiğin şehri Vanımızda sekiz millet bahçesi projemiz var. Çatak’ta 15 Temmuz Şehitleri Millet Bahçemizi üç yıl önce hizmete sunmuştuk. Erciş Millet Bahçemizin yapımını tamamladık. Edremit, Tuşba, Akköprü İpek Yolu, Tepebaşı Millet Bahçelerimizin yapımları sürüyor. Bu vesileyle gerek Tuşba’ya gerek Edremit’e yaptıkları çalışmalar sebebiyle özellikle teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Söz konusu çalışmaların artarak devamını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Edremit’in âdeta bir yalı kenti olduğunu ve denize nazır Edremit’in geçmişle bugün arasında büyük bir değişiklik yaşadığını söyledi.

“VAN’DA BÖLÜNMÜŞ YOL UZUNLUĞUNU 577 KİLOMETREYE ÇIKARDIK”

Ulaştırma yatırımlarının kalkınma altyapısının en önemli unsurlarının başında geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu anlayışla Van’da ulaştırmada 36 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu nereye çıkardık biliyor musunuz? 577 kilometreye çıkardık. Bunu yapan biziz, belediyeler filan değil. Karayolları olarak biz yaptık. Hem bölgesinin hem de buradan geçen uluslararası trafiğin işleyişini önemli ölçüde rahatlatacak çok büyük bir proje, Van Çevreyolu’nun temelini de bugün buradan yapacağımız canlı bağlantıyla atıyoruz. Aslında bu projeyi çok daha önce hayata geçirecektik fakat önümüze çıkan çeşitli sorunlar sebebiyle bugüne kaldı. Tüm sorunları çözdük ve inşallah en kısa sürede 41 kilometrelik Van Çevreyolu’nu inşa edip hizmete açacağız. Çevre yolumuzun şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca Erzurum hududu Çaldıran yolunu, Van-Özal-Kapıköy yolunu, Edremit-Gevaş ayrımı yolunu, Adilcevaz-Erciş yolunu ve Van-Çatak yolundaki çığ tünelini seneye tamamlıyoruz. Erciş-Patnos yolunu ve Van-Hakkâri-Yüksekova ayrımı yolunu 2024 yılının Van-Muradiye ayrımı yolu ile ilçe geçişi dâhil Erciş-Muradiye-Çaldıran yolunu ise 2025 yılında tamamlıyoruz. Van-Kapıköy arasındaki demiryolunu yenileyerek modernize ettik. Ferit Melen Havalimanı’mızı tamamen yeniledik. Göl kenarına kurduğumuz gemi inşa tesisinde inşa ettiğimiz Sultan Alparslan ve İdris-i Bitlisi feribotlarını işletmeye aldık. Tatvan ve Van feribot iskelelerinin yenilenmesi ve bağlantı yollarının yapımı çalışmalarına başladık” açıklamasında bulundu.

Tarım ve orman alanında Van’a dört baraj ve beş gölet yaptıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dört barajın yapımının sürdüğünü ve son 20 yılda inşa edilen projelerle 370 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını belirtti.

“VAN, ÜLKEMİZİN ÖNDE GELEN SANAYİ ÜRETİM MERKEZLERİNDEN BİRİ OLMA YOLUNDA İLERLİYOR”

İnşaat çalışmaları devam eden sulama tesisleriyle 188 bin dekar mümbit araziyi daha sulamaya açacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları belirtti: “Şehrimizin uzun vadeli içme suyu ihtiyacını karşılamak için beş içme suyu tesisi inşa ettik. Son 20 yılda Vanlı çiftçilerimize toplam 2 milyar lira tutarında tarımsal destek verdik. Sanayi ve teknolojide bir yeni organize sanayi bölgesi ve bir teknoparkı faaliyete geçirdik. Van, ülkemizin önde gelen sanayi üretim merkezlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Vanlı işverenlerimize toplam 1,3 milyar lira tutarında prim desteği sağladık. Enerjide, Van, Tuşba, İpek Yolu, Edremit, Erciş, Çaldıran ve Muradiye’ye doğal gaz arzını sağladık. Geçtiğimiz aralıkta Gevaş’a bu yılsonuna kadar ise Gürpınar’a doğal gaz arzını sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde Van’ı daha büyük eser ve hizmetlerle kavuşturmayı sürdüreceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de Van’a son yıllarda kazandırdığımız toplam yatırım bedeli 4 milyar 175 milyon lirayı bulan yüzlerce eseri resmen hizmete açıyoruz. Elimiz boş gelmedik. Yine elimiz dolu geldik, Van bunlara layık. Bu yatırımlar arasında anaokulundan liseye kadar her seviyede okullar, pansiyonlar, spor salonları, üniversitemize ait çok sayıda proje var” diye ekledi.

Neşet Ertaş’ın “Aşkınan koşan yorulmaz” dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de aşkla koşuyoruz ve yorulmuyoruz. Sizin için biz Ferhat olduk siz de Şirin. Ferhat dağları deler mi? Deler. Niye? Aşk dağları da deldirir. Ve dağları deldik, işte bu hizmetleri yaptık” diye konuştu.

“VANLI KARDEŞLERİMİZE DAHA İYİ HİZMETLER VERİLMESİNİ SAĞLAYACAK YATIRIMLARI BUGÜN RESMEN AÇIYORUZ”

Van’a kazandırdıkları yatırımlar arasında Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çaldıran Devlet Hastanesi ve lojmanları, çeşitli kamu kuruluşlara ait hizmet binaları ve terörle mücadeleyi kolaylaştıracak güvenlik yolları olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu yatırımlar arasında 2 milyar liralık bir proje olan 600 megavatlık trafo merkezi var. Bu yatırımlar arasında Van ve çevresindeki yerleşim merkezlerinin içme suyu sorununu çözecek 157 milyon liralık isale hattı projesi var. Yine bu yatırımlar arasında Büyükşehir Belediyemize, Çaldıran Belediyemize, Çatak Belediyemize, Edremit Belediyemize, Erciş Belediyemize, Gürpınar Belediyemize, Özalp Belediyemize, Saray Belediyemize ve Tuşba Belediyemize ait tamamlanan çalışmalar var. Durmak yok. Bu yatırımlar arasında özel sektörümüzün fabrikaları da var. Velhasıl Van’ı her alanda daha ileriye taşıyacak, Vanlı kardeşlerimize daha iyi hizmetler verilmesini sağlayacak yatırımları bugün burada resmen açıyoruz. Bu yatırımların şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Van’ın bu yatırımlara kavuşmasında emeği, katkısı olan tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, belediyelerimizi ve özel sektörümüzü tebrik ediyorum. İnşallah 2023’ten sonra da eser ve hizmet siyasetimizle sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz.”

“Dünyada Van, ahirette iman” sözünü anımsatarak “Bu söz herhalde boşuna söylenmedi. ‘Allah, bu dünyada bizi Vansız, öteki dünyada da imansız bırakmasın.’ diyorum” diye konuştu.

“HEPİMİZ İÇİN DAHA ADİL, DAHA HUZURLU, DAHA GÜVENLİ BİR ÜLKEYE SAHİP OLMAK İSTİYOR, BU UĞURDA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ”

Gayelerinin “ışık doğudan yükselir” anlayışıyla bölgedeki tüm insanlarla kardeşlik hukukunun gereğini yerine getirmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hepimiz için daha adil, daha hakkaniyetli, daha huzurlu, daha güvenli, daha müreffeh bir ülkeye sahip olmak istiyor, bu uğurda mücadelemizi sürdürüyoruz. Bunun için her şehrimiz gibi Van’daki kardeşlerimizin de her meselesine sahip çıktık. Birileri bölücülük naraları atarken biz kardeşlik türkülerini bunun için söyledik. Birileri anne, babaların gözyaşlarını, çocuklarımızın canlarını, sizlerin sıkıntılarını, kendi sapkın ideolojilerinin mezesi hâline getirmeye uğraşırken biz yaşatmanın peşinde olduk. Birileri terör örgütlerinin arkasına sığınarak, demokrasi istismarı yaparken biz sizlere ananızın ak sütü gibi helal olan hak ve özgürlüklerinizi kazandırmanın mücadelesini verdik” diye konuştu.

“Biz niçin Diyarbakır annelerinin yanında olduk? Diyarbakır anneleri Kürt değil miydi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Batılı, o demokrasiden bahsedenler bir kere gelip de Diyarbakır annelerini ziyaret ettiler mi? Etmediler. Niye? Onların derdi başka ama bizim derdimiz bambaşka. İşte 13, 14 yaşındaki Diyarbakır annelerinin yavrularını Kandil’e kaçıranlara bu işin hesabını soruyoruz, soracağız ve peyderpey bu yavrular gelmeye başladı. Birileri evlatlarınızı dağa götürüp, onların kanı üzerinden kendi çocuklarına müreffeh bir gelecek kurarken biz eğitimiyle, sağlığıyla, istihdamıyla onlara iyi bir gelecek kurmanın çabası içindeyiz. Birileri size bırakınız hakkı, hukuku, refahı yaşamayı bile çok görürken, biz ne dedik? ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.’ Yeri geldiğinde kendi gövdemizi namlulara siper ettik.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri terörden, baskıdan, zulümden, kandan beslenirken, biz her vatandaşımız gibi Van’daki insanlarımızın en ileri demokrasi ve kalkınma atılımlarından nasibini almasını istedik. Diyarbakır’daki kardeşlerimize söylediğim bir şey, sizlere de tekrarlamak istiyorum, ağızlarını her açtıklarında sizlerin kimliğinin istismarını yapanlarını gördüğünüz her yerde yakalarına yapışın ve ‘Yeniden silaha sarılarak, çözüm sürecini bitirmenizi sizden kim istedi?’ diye sorun. Yine bunlara, ‘İnsanlara, sokaklara dökülme çağrısı yapıp, masumların kanını dökerek, ülkeyi karıştırmanızı sizden kim istedi?’ diye sorun. Bakalım ne cevap verecekler? Biz her ne yaptıysak ve yapıyorsak sizinle birlikte yaptık, sizin için yaptık. Vesayete karşı verdiğimiz kavga sizin için, terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele sizin için, darbecilere karşı sergilediğimiz direniş sizin için. Eser ve hizmet siyasetimizin önüne çıkan engelleri aşmak için döktüğümüz ter sizin için” dedi.

Konuşmasında alandakilerle, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Geleceğimiz aydınlık olsun. 2023’e kadar durmak yok. Kapı kapı dolaşıyor muyuz? Ürkmek, korkmak bizim kitabımızda bu yok. Yola devam. İnşallah 2023’te sandıkları patlatarak geleceğiz. Ne diyecekler? ‘Van, Van olalı böyle bir şey görmedi. Van bu kutlu mücadelede tekrar söylüyorum, yanımızda mı? Van, bu sinsi oyunu bir kez daha bozmaya var mı? Van 2023’te tercihini büyük ve güçlü Türkiye’den yana koymaya hazır mı? Van, evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras olan 2053 vizyonuna sahip çıkacak mı? Van, ülkemize diz çöktürmenin, milletimize boyun eğdirmenin peşinde olanların heveslerini kursaklarında bırakmaya kararlı mı? Van’dan yükselen bu sesin dalga dalga tüm Avrupa’yı sardığına ben inanıyorum. Siz de inanıyor musunuz? Mesele yok. Allah yar, yardımcımız olsun. Sizleri Allah için seviyorum. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü benim kitabımda bu yok. Sadece Allah için seviyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra, protokol üyeleriyle Van Çevre Yolu ve Van’da yapımı tamamlanan tesislerin toplu açılışını ayrı ayrı kurdele keserek gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından Van Valiliğini ziyaret etti.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244668

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120788

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge