Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak canlı yayında gündeme ilişkin soruları cevapladı Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak canlı yayında gündeme ilişkin soruları cevapladı için yorumlar kapalı 846

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Habertürk, Show ve Bloomberg HT’nin ortak canlı yayınında, Veyis Ateş’in gündeme ilişkin soruları cevapladı.

Hem oruç, hem de gecekondularda misafir olması gibi yoğun programlarına ilişkin soruya Erdoğan, bu programlara yabancı olmadığını belirterek, geçmişten bu yana yaşadıklarının, bu defa ramazan ayına denk geldiğini, havaların da güzel gittiğini, şu ana kadar bütün programlarda bugün tek, daha öncekileri çift miting olarak sürdürdüklerini söyledi.

Erdoğan, fırsat buldukça fakir evlerine gitmeye çalıştığını, dün akşam Balıkesir’de olduğu gibi toplu iftarlar yaptıklarını, bunun da ayrı bir keyif, heyecan verdiğini vurgulayarak, vatandaşların önlerini kestiğini, Balıkesir’de “Bir kahve içelim” diyen vatandaşı kırmayarak kafelerine girip beraberce çay ve kahve içtiklerini kaydetti.

Son olarak Bala’da 2 ev ziyareti yaptığını, bunların çok anlamlı olduğunu ifade eden Erdoğan, “Onların o gönülden gönüle bir bağ kurmaları, bağ kurmamız bize farklı anı yaşatıyor. Bu, bize bir şeyi daha getiriyor. O da nedir? Halkıyla bütünleşebilen bir cumhurbaşkanı. Onlar da halkına erişebilen, ulaşabilen cumhurbaşkanı olarak görüyor, tanıyor.” diye konuştu.

Erdoğan, ekonomi tahsili gördüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:

“O günden bugüne, hocalarımız bize özellikle ‘Ekonomi cesaret ister’ derlerdi. Daha sonra ben siyasi yaşamımda, hayatımda buna şunu ilave ederdim; Ekonomi cesaret ister eyvallah ama hayat da bir cesaret işidir, hele hele siyaset tam bir cesaret işidir. Bunu göze alamayan, bunu yapamayan zaten bu işe hiç girmesin. E tabii ki belli bir bedeli ödemeyi de ne yapacaksın, göze alacaksın. Onun için biz 81 vilayetin 81’ini de defalarca dolaştık ama bakıyoruz ki muhalefetin böyle bir şeyi bugüne kadar olmadı.”

“GÜÇLÜ HÜKÜMETİ GÜÇLÜ MECLİSLE OLUŞTURACAKSINIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 bakanın neden milletvekili adayı olmadığına ilişkin, şunları söyledi:

“Bu biraz da arkadaşlarımızın kendi tercihleri. Onlar farklı bazı düşünceler içerisinde de olmuş olabilirler. ‘Siz aday olmayın’, diye böyle bir danışıklı dövüş söz konusu değil. Gelecekte parlamento sayısı birçok şeyi de belirleyecek. Biliyoruz ki, parlamentodan kabineye alınacak olan arkadaşlar sebebiyle o sayı azalıyor. Çünkü parlamentodan istifade ederek kabineye eğer bakan alırsanız, onu kaybediyorsunuz. Nerede? Parlamentoda. Ağırlıklı olarak kabineyi nereden oluşturacaksınız? Daha çok dışarıdan oluşturacaksınız. Benim kafamdaki düşünce, parlamentodaki sayı çok önemli. Güçlü Meclis diyorsak, ikinci sloganımız güçlü hükümet. Güçlü hükümet diyorsak, o zaman güçlü hükümeti güçlü Meclisle oluşturacaksınız. Buradaki sayı bu bakımdan çok çok önemli. Halkıma özellikle istirhamda bulunuyorum. Eğer güçlü bir cumhurbaşkanı istiyorsanız, güçlü bir Meclise de ihtiyacımız var. Onun için AK Parti’yi, Cumhur İttifakı’nı da güçlü kılmanız lazım. Ak Parti eğer güçlü bir Meclis aritmetiği içerisinde yerini alırsa, o zaman şuna da inanacaksınız ki Cumhurbaşkanımız da o zaman çok çok daha güçlü olacaktır.”

Erdoğan, artık cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi olmayacağını, kararnameyle de her şeyin çözülemediğini dile getirerek, birçok şeyin kanunla çözüldüğünü, kanunla çözüleceği için de güçlü bir parlamento aritmetiği içerisinde yasal düzenlemelerin çok daha rahat, hızlı, seri yapılabileceğini anlattı.

AK Parti açısından güçlü parlamento sayısının asgari ne olduğuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, bıçak sırtı değil 300’ün üzerinde bir rakamı yakalaması gerektiğini vurguladı. Cumhur İttifakı’nın da bir getirisi olduğunu kaldeden Erdoğan, bugüne kadar olan dayanışmanın bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edeceğine inandığını, ittifakın şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da iyi yürüyeceğini düşündüğünü ifade etti.

Kabinede yer alacak isimlerin belirlenip belirlenmediğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, bu isimlerin açıklanmayacağını, bunun da doğru olmayacağını söyleyerek, “Bilinen veya belirlenen şu; biz dersimizi iyi çalıştık, iyi çalışıyoruz. Kaç kişiden oluşan bir kabine olacak? Bunun üzerinde çalışıyoruz. Bu bakanların dışında neler olacak? Mesela biz burada malum yardımcı bakanlar olacak. Yardımcı bakanların dışında, yeni sistemde bir ofis sistemini de oluşturacağız. Çok daha farklı birimleri bu ofis sistemi içerisinde aktive edeceğiz. Bunlar aslında görünmeyen ama direkt olarak cumhurbaşkanıyla ilintili olan birimler olacak. Bunların detaylarını, son düze çıktığımız anda çalışmalar da bitmiş olacak. O zaman da bunları açıklamış olacağız.” diye konuştu.

Başkan yardımcısı sayısının belirlenip belirlenmediğine ilişkin Erdoğan, “Anayasal düzenlemede de bu ortaya çıkmıştı. Bu bir olabilir, iki olabilir, daha fazla olabilir. Şu anda hedef burada bir ve ya iki başkan yardımcısı, bu işin ilk etabı.” dedi.

Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın kabineye gireceği iddialarını ilk defa duyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda böyle bir düşünce söz konusu değil ama dünyada özellikle başkanlık sisteminin uygulandığı yerlerde, Genelkurmay Başkanları olsun, Milli İstihbarat Teşkilatları olsun çok büyük önem ifade ederler. Tabii ki şimdi bizim dönemimizde de bu birimler bu önemlerini koruyacaklar ama bunlar hangi sorumlulukları üstlenerek bunu koruyacaklar, şu anda yapılan çalışmalarla onların içeriğini de dolduruyoruz.” diye konuştu.

Yüksek Askeri Şura’nın daha farklı mı olacağı, bunların içerisinde kimlerin olup olmayacağı konusunda yapılan çalışmalarla Başkanlık sisteminin adımlarının atılacağını dile getiren Erdoğan, bakanlık sayısıyla ilgili olarak, şunları kaydetti:

“Yani kesinlikle bir defa 20’nin altında olacağı malum. Zaten bu işi 25’e falan başbakanlığım döneminde düşürmüştük. Hatırlarsanız, 37-38’di. Biz bunları oraya kadar indirdik. Bunlar hem devletin, hükümetin hakikaten işlevini ciddi manada ağırlaştırıyordu. Biz bunları buraya indirdikten sonra bir canlanma, hareketlenme geldi. Şimdi de biz başkanlık sisteminde, bir bakanlar -ki bu bakanlar 20’nin altında olacak- bu 13 olur, 15 olur, 17 olur böyle bir rakamlar kümesi, bir de bunların yanında bakan yardımcıları olacak. Bir de ofisler olacak ve bunlar aslında aynı bütün ama renkli. Böyle bir çalışmayla bunların bir kısmı zaten direkt Başkanla, Cumhurbaşkanıyla ilişkili olacak ve Cumhurbaşkanı istediği anda onları delege edeceği istihdam veya işle çok daha aktif hale getirebilecek.”

“DEMEK Kİ YOL ARKADAŞLARIM SÖYLENENLERİ İYİ KAVRADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstediklerinizi buldunuz mu, yoksa daha çok iş var mı?” sorusu üzerine, istediklerini büyük oranda bulduklarını söyledi.

2002’de yüzde 34,3 ile 363, 2007’de yüzde 46,6 ile 341, 2011’de yüzde 49,9 ile 327 milletvekili çıkardıklarını, sürekli bir artış yaşandığını ifade eden Erdoğan, sadece 7 Haziran’da bir düşüş söz konusu olduğunu, onu da Kasım seçimiyle yüzde 49,5 oy alarak 317 milletvekiliyle parlamentoda yerlerini aldıklarını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Demek ki benim yol arkadaşlarım, bu mücadeledeki, davadaki arkadaşlarım söylenenleri iyi kavradılar ve buna önem verdiler. Bu neticeyi de böylece almış olduk. Fakat bizi milletimiz de çok iyi anladı. Milletimiz de çok iyi anladığı için hamdolsun bu neticeleri yakalamada çok daha önümüzü açtılar. Peki daha iyi olmaz mı? Ben daha iyi olacağına da inanıyorum. Bugün Akhisar şehir stadının içinin tıklım tıklım doluşu, sıcakta, aynı zamanda oruçlu olarak kadın, erkek, genç, hep birlikte orada oluşları insanı duygulandırıyor.”

Erdoğan, yine Balıkesir ve Isparta’nın da aynı şekilde olduğunu belirterek, yarın Tekirdağ mitingini de Çorlu’da yapacaklarını, bu mitingle de Trakya’ya mesajlarını vereceklerini anlattı.

Daha sonra Edirne mitinginin de yapılacağını dile getiren Erdoğan, “Bu yol arkadaşlığında sadece partimin aktif kadrolarını değil, halkımızı da yanımızda bulmanın heyecanını yaşıyorum.” dedi.

Erdoğan, 16 yılda bu aşamaya geldiklerini, ancak ayaklarında ve bileklerinde prangalar bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

“Birçok zaman maalesef o prangalar sebebiyle yapmak istediğimiz işleri yapamamamın, bürokratik oligarşinin önümüze çıkardığı engellerin bedelini ağır ödedik. Biz buralara çok daha önce gelebilirdik. Bu bürokratik oligarşi sebebiyle maalesef bu gecikmeli oldu. Biz diyoruz ki bu dünyada olduğuna göre bizde yüzde 50 artı 1 olarak şu anda uygulamaya koyalım. Benim halkım da ne yapacak? Burada dünyanın değişik yerlerinde, değişik sistemler var. Örneğin, Amerika, Meksika, Brezilya, Arjantin, buralardaki sistemler Avrupa’daki sistemler. Bazı yerlerde İtalya çok farklı bir sistem geliştirdi. Yüzde 40’la başkanlığı vereceği bir sistem geliştirdi ama bakın hükümet kuramadılar, hala daha kuramıyor. Niye? Mesele işi yüzde 51 artı 1’i zorlayacak noktaya halk, millet gelirse, o zaman bu iş çok daha belki sürece gidiş zor olacak ama sonucu çok çok hayırlı olacak. Yüzde 50 artı 1’i aldı, parlamentoda da eğer çoğunluk oluşursa o zaman zaten o ülkenin yönetimi çok daha farklı olacaktır.”

“Partiler arası acaba uzlaşma sağlanabilir mi?” diyen Erdoğan, bunun için parlamentonun oluşmasına bu işi bırakmadıklarını, seçim öncesi bir ittifak anlayışı getirerek, seçim sonrasında da büyük bir gayret ve dayanışma içerisinde süreci devam ettirmesi için Cumhur İttifakı’nın şimdiden kurulduğunu söyledi.

“TANIŞTIĞIM LİDERLER BÜROKRATİK OLİGARŞİDEN YAKINDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bürokratik oligarşinin dünyada köşeye sıkıştırmadığı ülkenin olmadığını dile getirdi.

Dünyada tanıştığı liderler arasında kendisinin en kıdemli liderlerden biri olduğunu anlatan Erdoğan, “Birçoğu geldi, gitti, değişti. Burada Rusya’dan Sayın Putin kıdem noktasında hemen hemen bunun dışında pek yok diyebilirim. Bu süreç içerisinde de tanıştıklarımın hepsi bu bürokratik oligarşiden hep yakınmıştır. Ama bazı ülkeler var ki bu oligarşiyi onlar çökertmişlerdir. Çökertenler de büyümeyi hızlandırmışlardır. Bizde de sadece yargı olayı değil yargıda da hükümette de yani yürütmede de bu sıkıntılar hep yaşandı.” diye konuştu.

Erdoğan, yargıda yaşanan sıkıntıların yürütmeyi de ciddi manada bloke ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Tabii yürütmeyi bloke edince siz mesafe alamıyorsunuz. Şimdi peki bu FETÖ’nün yargı mensupları nerede? Niye bunlar bu ülkeyi terk edip gittiler? Çünkü suçlarını iyi biliyorlar. Bunlar öyle terk edip gittiler ki şimdi gittikleri ülkede Türkiye’yi onlara şikayet ediyorlar. Bizler bir araya geldiğimizde de o ülkelerin yöneticileri kalkıyor bize adeta FETÖ’yü müdafaa eder hale geliyorlar. Bu bürokratik oligarşi işte böyle bir şey. Bunlarda vatanseverlik, milliyetperverlik böyle bir şey söz konusu değil. Bunlar hain, ihanet içerisindeler. Yoksa burada kalırdı. ‘Ben vatanımda kalırım, burada hizmetime devam ederim’ derdi. Şu anda kalanlar da durumları pek belli olmayanlar. Ama bu konuda da yine yargı olsun, yürütme olsun, kolluk kuvvetleri olsun, hepsi çalışmalarını sürdürüyorlar.”

Erdoğan, “Yurt dışında FETÖ örgütlerine yönelik operasyonların devam edip etmediği ve ne aşamada olduğu” sorusu üzerine ise “Devam ediyor, her an her şey olabilir, durmak yok yola devam.” dedi.

Erdoğan, vefat eden Prof. Dr. Semavi Eyice’ye Allah’tan rahmet dileyerek, Eyice’nin sanat tarihinde Türkiye’nin nadide ordinaryüs seviyesinde hocalarından ve İstanbul hayranı bir insan olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Semavi Eyice’yi, Belediye Başkanlığı döneminden bu yana tanıdığını aktaran Erdoğan, “20 gündür de maalesef makineye bağlı durumdaydı ama bugün rahmetli oldu. İnşallah ben de çarşamba günü öğle namazında cenazesi kalkacak, cenaze namazına katılmayı ben de planlıyorum. Her ne kadar o gün Milli Güvenlik Kurulu toplantımız varsa da cenazeye katılıp cenazeden sonra Ankara’ya Milli Güvenlik Kurulu’na yetişeceğim. Fatih Cami haziresine, inşallah defni gerçekleşecek. Kızlarıyla, torunuyla falan bu akşam görüşmemizi de yaptık.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muharrem İnce’nin iddialarına ilişkin soru üzerine, sözlerine şöyle devam etti:

“Şimdi çok açık, net konuşuyorum ama açık net Sayın İnce’den cevap bekliyorum. Onun genel başkanının dürüstlüğü ortada. Dürüstlükle yakından, uzaktan alakası yok. Hatta ben sizden bu akşam bir şey daha isteyeceğim. O da şudur. Muharrem İnce’nin genel başkanına yönelik saygıyı aşan ifadeleri var. ‘Bir kere girdin olmadı, iki kere girdin olmadı, üç kere girdin olmadı.’ vesaire böyle sayan sayan tabii başı falan çok daha da ağır. Ben Pensilvanya’dan parti kurmak için izin almaya yönelecek kadar düşük bir siyasetçi değilim. Ben Gülen’i Belediye Başkanlığım döneminde ricai olarak tanıdım. Yüz yüze kendisiyle hayatımda iki veya üç kere görüştüm. Parti kurmak için, benim bu yoldaki dava arkadaşlarım, yol arkadaşlarım var.

Biz onlarla görüşmelerimizi yaptık ve ondan sonra da adımımızı attık. Niçin Pensilvanya’dan izin alacağım ki? Eğer bunu ispat etmezse Muharrem İnce namerttir. Ben bu tür şeylerde konuştum mu ağır konuşurum. Ben madem ki Pensilvanya’ya gittim, kimle gittim bunu ispat etmesi lazım. Öyle hayal meyal şeyler istemem. Çıkıp bunu açıklayacak, açıklamazsa namerttir. Veyahut da çekilip gitsin. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değildir. Tayyip Erdoğan bir şeyi bir kere söyler altında da ezilip büzülmez. Öyle kalkıp sahnede el vurup savurmak bunlar kabadayılık işi değildir. Onun da dersini almak istiyorsa onun yeri bellidir. Bizim yanımızda biraz eğitim alması lazım.”

“ŞAHSIMLA İLGİLİ YAPTIĞI AÇIKLAMA, TEPEDEN TIRNAĞA YALANDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Muharrem İnce’nin daha önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili eleştirilerinin ekrana gelmesi üzerine, İnce’nin kendi genel başkanını yerin dibine soktuğunu söyledi.

Erdoğan, “Şimdi Cumhurbaşkanı adayı oldu. Onu takdim ederken hani diyor ya ‘Muharrem İnce gel’ ya kim bu Muharrem İnce, Cumhurbaşkanı adayın ya. Onu bile çağırırken oraya genel başkan ‘Muharrem İnce gel’ sanki böyle yoldan geçen birisini çağırıyor. Şu anda Muharrem İnce’nin bir defa Kılıçdaroğlu’nun şahsındaki değeri bu. Ben milletin şahsında da değerinin ne olacağını benim milletim gayet iyi gösterecek. Zira şurada İnce kendi genel başkanına nasıl yaklaştığını çok açık net ortaya koyuyor. Genel Başkanına böyle yaklaşan bir insandan, bu ülkede Allah aşkına Cumhurbaşkanı olabilir mi? Cumhurbaşkanlığı makamını bu kadar küçük, bu kadar düşük gören bir genel başkandan da bu ülkede siyaset olur mu?” ifadelerini kullandı.

Kendilerinin bu yolda emin adımlarla yürüdüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şahsımla ilgili yaptığı açıklama tepeden tırnağa yalandır. Nasıl ki hani bizim 85 koli Amerika’ya gönderdiğimiz evraklarla ilgili ‘Gazete kupürüdür’ ifadesini kullandı. Bunu Milli İstihbarat’tan gelin Milli İstihbarat’la bu işi görüşün ya da Adalet Bakanlığı’na bunu tevsik edin dememize rağmen şu ana kadar bir gelişme yok, bir belge yok. Kim söyledi bunu size, yok. Hadi açıkla kim söyledi, hangi Amerikalı yetkili söyledi? Amerika’nın Adalet Bakanı mı söyledi, oradan herhangi bir güvenlik yetkilisi mi söyledi, kim söyledi? Eğer sen Amerika’daki CHP’nin orada ofis başındaki adamı söylediyse, bununla söylüyorsan bunu, hepten iflas ettin. Açıkla, istihbarata mı açıklayacaksın, Adalet Bakanlığına mı açıklayacaksın, açıkla, Türkiye’yi karalama. Biz Adalet Bakanlığı olarak 85 koliyi Sayın Obama döneminde bunlara gönderdik.” diye konuştu.

“GÜYA KENDİSİ ÖĞRETMENLİK YAPMIŞ AMA EĞİTİMDEN BİHABER”

Erdoğan, gönderilen kolilerin içerisinde iddianamelerin olduğunu, bu belgelerin yanında bu iddianamelerin yansıdığı yazılı medyanın bazı görsellerinin de bulunduğunu belirterek, “Ama sen neyi neyle ispat edeceksin bunu söyle. Böyle bir şey yok ve hayatı bunların yalan, iftira ama bunlara en güzel cevabı, 24 Haziran’da benim milletim verecek.” değerlendirmesinde bulundu.

CHP’nin seçim beyannamesine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunların hepsi hayat, bunlar da yalan. Şimdi bugün konuşuyor ne diyor, ‘Eğitim ücretsiz olacak’ diyor. Şu anda eğitim-öğretim ücretli mi? Üniversite harcı yok, harç març kalktı. Kolejler falan bu işin dışında zaten, bitti. İlköğretim, ortaöğretim kitaplarını masaların üzerine koyuyor muyuz, ücretsiz olarak kitaplarını artık bütün yavrularımız alabiliyor mu? Alıyor. Bunlara devlet olarak ayrıca ilköğretimden itibaren burs veriyor muyuz? Veriyoruz. Ortaöğretimde göreve geldiğimde 45 liraydı burs. Şu anda burs 500 lirayı falan buldu. Güya kendisi öğretmenlik yapmış ama eğitimden bihaber. Neler olmuş Türkiye’de bu eğitim sektöründe bunu bilmiyor. Biz ne gibi adımlar atmışız ya çıkıyorsun meydanlara. Bu AK Parti iktidarı eğitimde neler yapmış, şunları bir incele, araştır, bak. Ne kadar derslik yapmış, ne kadar burs veriyor, lisans eğitiminde ne kadar burs veriyor, lisansüstünde ne kadar burs veriyor, doktorada ne kadar burs veriyor ayrıca ortaöğretimde ne kadar burs veriyor. Orada da annelere yardım yapıyoruz. Şunları bir incele. Kalkıyor diyorsun ki ‘Eğitim-öğretim bedava olacak’ zaten şu anda bedava, paralı değil ki. Devletin eğitim-öğretim sistemi ücretsizdir. Ondan sonra ‘Şu kadar öğretmen alacağız.’ Ya bir araştır bak, AK Parti iktidarında Milli Eğitim’e ne kadar öğretmen alındı ve sayı neydi nereye çıktı. Sürekli olarak kendini yenileyen bir eğitim-öğretim sistemi var. Bu öğretmenlerin adedi de ciddi manada bizim dönemimizde artmıştır ve artmaya da devam ediyor. Böyle kuru kuruya ‘Şu kadar öğretmen alacağım.’ demekle öğretmen alınmaz.”

“VATANDAŞI ALDATMAK İÇİN BÖYLE YALAN YANLIŞ RAKAMLAR ÜRETİLMEZ”

Kendi döneminde bir sınıfta 75 öğrenciyle eğitim-öğretim gördüğünü anlatan Erdoğan, Türkiye’de o dönemlerde mevcudu 100’ün üzerinde olan yerler olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu anda mevcudu 30’un üzerinde olan sınıf kalmadığını belirterek, “Hepsi 30’un altına indi. Şu anda 30-25-20-18 kişilik sınıflar var. Şimdi bu kadar sınıflara siz de buna göre öğretmen alacaksınız. Kalkıp da ben öğretmen almak için, öğretmen buraya biz alamayız ki. Şimdi bu dönemde de 25 veya 30 bin öğretmen alımı söz konusu. Buna ihtiyaç oluştukça bu öğretmeni de alacaksın. Vatandaşı aldatmak için böyle yalan yanlış rakamlar üretilmez.” şeklinde konuştu.

Previous ArticleNext Article

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi için yorumlar kapalı 5

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’de Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini, “cevherden mücevhere” anlayışıyla 300 kat artıracak tesisin açılışı vesilesiyle bir arada olunduğunu belirterek, “Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi, bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır” diye konuştu.

Bor karbürün, sıcaklık ve mekanik dayanıklılığı itibarıyla birçok farklı endüstriyel uygulamalarda aranan ve tercih edilen bir ürün olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbürün özellikle zırh, aşınmaya dayanıklı mekanik parça üretimi, nükleer tesislerde nötron tutucu gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezi olduğuna dikkati çekti.

“DÜNYA PAZARLARINDA PAY SAHİBİ OLMAMIZA KATKI SAĞLAYACAK YATIRIMLARIN TAMAMINI DESTEKLİYORUZ”

Uçaklardan taktik araçlara, personel yeleklerinden korunaklı levhalara kadar pek çok yerde bu ürünü görmenin mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bandırma tesisimizde yapılacak yıllık 1000 ton üretim, kullanıldığı alanlarda da 150 kattan 2 bin kata kadar varan değer artışları sağlamaktadır. Bir başka ifadeyle bu tesis sayesinde Türkiye, sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor aynı zamanda ülkemiz, dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu hâline geliyor” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü açılışın öneminin, tesisin yatırım ve üretim rakamlarının ötesinde Türkiye’ye sağladığı stratejik katkıyla ilgili olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Geçmişte bu tür ürünlerin stratejik önemi dikkate alınmayıp sadece fiyat unsurlarıyla dışarıdan tedariki yoluna gidildiği için kriz dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Savunma sanayimizin ihtiyaçları başta olmak üzere kritik her üründe maruz kaldığımız gizli açık ambargoların ülkemize yaşattığı vakit ve hamle kayıplarını gayet iyi biliyorsunuz. Bunun için artık her alanda önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak, onunla birlikte dünya pazarlarında pay sahibi olmamıza katkı sağlayacak yatırımların tamamını destekliyoruz. Sadece Eti Maden bünyesinde yürütülen çalışmalar bile başlı başına birer başarı hikâyesidir. Bor karbür yanında sıvı karbürden lityum üretimi konusunda da yakında somut adımlar atılacaktır. Aynı şekilde temeli atılan, çeliğin dayanıklılığını artırma başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan ferrobor tesisimiz de bu sene içinde hizmete girecektir.”

Nadir toprak elementleri konusunda iyi bir rezerve sahip olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskişehir’de keşfettiğimiz 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervimizi yıllık 1200 ton cevher işleyecek bir tesisle kazanca dönüştüreceğiz. Ham maddeyle başlayıp nihai ürününe kadar uzanacak bir sistemle ülkemizin tüm değerlerini harekete geçirmekte kararlıyız” sözlerini sarf etti.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ ARASINA ÇIKARMA HEDEFİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLIYIZ”

Diğer alanlarda da benzeri güzel gelişmeler yaşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada küresel tedarikleri belirli yerlere terk edip sadece fikri mülkiyet haklarının kazancıyla yetinme devrinin geride kaldığını ifade etti.

Amerika’sından Avrupa’sına kadar yüksek istişare ve işletme maliyetleri sebebiyle üretimi angarya görerek uzak coğrafyalara taşıyan her yerde ciddi bir paradigma değişikliğinin başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye, hem gelişmiş ülke pazarlarına yakınlığı hem lojistik avantajları hem yetişmiş insan gücü ve ham madde potansiyeliyle küresel üretim merkezlerindeki değişimde avantajlı bir yerde duruyor. Geçtiğimiz 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı, bu avantajın temelini oluşturuyor. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ne küresel sağlık ve güvenlik krizleri ne yaşadığımız tabii afetler ne de önümüze çıkartılan diğer engeller bizi bu hedeften uzaklaştırabilir.”

Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kovid-19 salgını sebebiyle iki yıl sıkıntı çektik. Tam bu badireyi aşmışken kendimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgenine sıkıştırılarak taviz vermeye zorlandığımız bir başka mücadelenin içinde bulduk. Bu sıkıntının da üstesinden gelirken asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yıkıntıları arasında kaldık. Aşırı yağışların sebep olduğu seller deprem bölgemize felaket üstüne felaket yaşattı. Depremlerde ve sellerde yitirdiğimiz canların acıları yüreklerimizi yakıyor. Rabbim, hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin.

Biz, bugüne kadar önüne çıkan hiçbir tehdide, maruz kaldığı hiçbir saldırıya, yaşadığı hiçbir zorluğa teslim olmamış, hepsine karşı da inançla ve cesaretle direnmiş bir milletiz. Bugün de öyle yapıyoruz. Bir yandan depremin enkazını kaldırıyor, diğer yandan geçici barınma alanlarını özellikle kuruyor, öte yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların yaralarını sararken umutlarını güçlendirdiklerini, hayata bağlanmalarını temine çalıştıklarını ifade etti.

Sanayicisiyle, esnafıyla, işletmecisiyle, çiftçisiyle deprem bölgesindeki üreticileri destekleyerek istihdamı canlandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan sarsıntıların yol açtığı huzursuzluk yüzünden başka yerlere giden insanlarımız, yavaş yavaş şehirlerine dönüyor. Milletçe yürek yüreğe, kol kola vererek Allah’ın izniyle bu felaketin izlerini de sileceğiz” diye konuştu.

“BAŞARANA KADAR BİZE DURMAK, DİNLENMEK, BAŞKA YÖNE BAKMAK HARAMDIR”

Deprem bölgelerinde vatandaşlardan bir yıl izin istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bize bir yıl müsaade edin, inşallah biz bir yıl içerisinde kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bu konteyner kentlerle birlikte bir taraftan da dikkat ederseniz prefabrik kentler yapıyoruz. Üç ayrı çeşit… Derdimiz ne? Derdimiz vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Dolaştığımız bu deprem kentlerinde elhamdülillah vatandaşlarımın şu ifadeleri sorumluluğumuzu artırıyor: ‘Baba bizi bunlara bırakma.’ Mümkün mü? Biz bunların ne yapacağını zaten gayet iyi biliyoruz. Bunlara benim vatandaşım, benim insanım bırakılabilir mi ya? Bunların derdi başka. Biz can derdindeyiz, onlar mal derdinde. Onun için de sağ olsun bütün bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, valilerim, bütün STK’lerimiz, hepsi şu deprem bölgelerinde her gün sabahtan akşama 7/24 çalıştılar, çalışıyorlar. Bizler de Cumhur İttifakı olarak gerek şahsım, gerekse Devlet Bey, birlikte bölgeyi dolaştık, dolaşıyoruz, dolaşacağız. Konutlarıyla, iş yerleriyle, altyapısıyla, üstyapısıyla, yeni, güvenli, huzurlu yerleşim yerleri kurarak, şehirlerimizin tarihî ve kültürel zenginliklerini ihya ederek Türkiye Yüzyılı’na doğru yürümeyi sürdüreceğiz.

İşte bunlar, onlarla uğraşırken bakın biz neyle uğraşıyoruz. Biz de işte bor madeniyle alakalı, onun çeşitlendirilmesinde bor karbürü, bugün bu tesisi, bu dev tesisi açıyoruz. Aramızdaki fark bu. Bütün bunları başarana kadar bize durmak, dinlenmek, başka yöne bakmak haramdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir kısmında yaşanan sıkıntının çözümü için ülkenin tamamının yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle ayakta kalması, güçlü olmasının şart olduğunu vurgulayarak, bunun için deprem bölgesindeki şehirleri ayağa kaldırırken ülkeyi hedeflerine yaklaştıracak diğer projeleri de ihmal etmediklerini söyledi.

Milletin 60 yıllık hayali Türkiye’nin otomobilinin bunlardan biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde Togg’un ön siparişlerinin alınmaya başlandığını, çok kısa sürede de rekor talep oranına ulaşıldığını belirterek, “Ay sonundan itibaren teslimatları peyderpey gerçekleştireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbür üretim tesisinin de bir başka proje olduğunu ifade ederek, “Buradan elde ettiğimiz tecrübeyle Kütahya Emet’te 5 bin ton üretim kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi daha kuracağız. Durmak yok, yola devam” diye konuştu.

Karadeniz’de keşfettikleri gazı milletin hizmetine sunma çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Projedeki personelimizin depremzedelerimizin yardımına koşması sebebiyle yaşanan birkaç haftalık gecikmeye rağmen Karadeniz gazını yakında millî sisteme bağlıyoruz. Doğal gaz boru hatlarımızı geliştirme, doğal gaz depolama tesislerimiz bunlardan biridir. Ülkemizi taşıması, ticareti ve üretimiyle bir doğal gaz merkezi yapma yolunda hızla ilerliyoruz. Önümüzdeki aylarda ilk ünitesini devreye alacağımız Akkuyu Nükleer Güç Santralimiz bunlardan biridir. Tüm üniteleri devreye girdiğinde bu nükleer santral, ülkemizin kesintisiz ve dengeli elektrik üretiminde önemli bir role sahip olacaktır. Ana muhalefet, yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santrali’ni gezmek istiyor. Arkadaşlara ‘Buyurun gezdirin’ diyorum. Gidiyorlar, geziyorlar, ‘Muhteşem bir eser’ diyorlar. Dönüp geldikten sonra da ‘Yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ya bu ne mantıktır? Bu ne kafadır? Bu ne anlayıştır? Dünya, enerjide ‘Yeşil enerjiye nasıl ulaşacağız?’ diye bunun mücadelesini verirken biz yeşil enerji noktasında özellikle gerek doğal gaz gerekse Akkuyu Nükleer Enerji, bütün bunlarla yeşil enerji noktasında adımlar atıyoruz. Bunlar ise ‘Hayır yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ben milletime şikâyet ediyorum. Sevgili halkım, sevgili vatandaşım, işte bu ana muhalefet ve yanındakiler, bu ülkede yarın inanın eğer elektrikler bir zamanlar bunların iktidarlarında nasıl kesiliyorsa, nasıl enerjiye hep muhtaç kalmışsak gene bu noktaya düşeriz. Bunlara bu fırsatı ben inanıyorum ki 14 Mayıs’ta benim vatandaşım vermeyecek.

İşte buyurun. Dünyanın en yüksek barajlarından Yusufeli, bunlardan biridir. Yusufeli Barajı bir yeşil enerjidir, bir hidroelektrik santraldir ama bütün bunlarla beraber aynı zamanda bu baraj, sulamada da istenildiği şekilde kullanılacak bir imkândır.”

“YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZI GELİŞTİRME ÇABALARIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin su kaynaklarının önemli bir kısmını son 20 yılda devreye alarak bu alandaki potansiyeli hakkıyla kullanabilir hâle geldiklerini vurguladı.

Güneş ve rüzgâr enerjisinde çok iyi bir yerde bulunulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “GES, RES, bütün bunlarla beraber dünyada artık parmakla gösterilen bir ülke konumundayız. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı hızla geliştirme çabalarımız artarak devam ediyor. Bu konuda kat ettiğimiz mesafenin en güzel örneği, ülkemizin yenilenebilir enerjide dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeye hazırlanmasıdır” diye konuştu.

Savunma sanayisinde yakalanan ivmenin bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye, dünyanın önde gelen savunma sanayi tedarikçileri arasına girdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde savunma sanayisinde yerli ve millî potansiyelin yüzde 20 olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Şimdi yüzde 80, nereden nereye. İnşallah yakında hep birlikte şahitlik edeceğimiz yeni gelişmeler, yeni müjdelerle bu konumumuzu daha da pekiştireceğiz. Bu örnekleri üretimin her alanına teşmil etmek mümkündür. Hiçbir kaybın, hiçbir tuzağın bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeden devletiyle, milletiyle, dostlarımızla tek yürek, tek bilek olarak yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Başkaları ne yaparsa yapsın. Hangi siyasi hesaplar peşinde koşarsa koşsun, biz Hakk’ın rızası için, halkın rızası için halkımıza aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İnançla, sabırla, dirayetle çalışarak milletimize ne söz verdiysek Allah’ın izniyle hepsini Cumhur İttifakı olarak tek tek hayata geçireceğiz. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzla aramıza hiç kimsenin, hiçbir engelin, hiçbir siyaset mühendisliği projesinin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Rabbim, yar ve yardımcımız olsun. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diye dua ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duygularla Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin şehre, ülkeye ve sektöre hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, tören alanına gelişinde Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Keleşer, tesis ve ürünlerle ilgili bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Bor Karbür Üretim Tesisi’nde bulunan Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Keleşer ve beraberindekilere canlı bağlanarak üretimi başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyerek, “Bundan sonra dünyada bir numara olarak yarışa devam” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışını protokol üyeleriyle gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eti Maden Genel Müdürlüğü’nün Balıkesir’deki Sosyal Tesislerinde, kente gelen depremzedelerle beraber yemek yedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan depremzede çocuklarla sohbet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” için yorumlar kapalı 95994

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale’de Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında, tarihin şanlı sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle bin yıllık vatanın istiklali uğrunda canlarını feda eden tüm şehitleri rahmetle yâd ettiğini söyledi.

Ülkenin son dönemde yaşadığı deprem ve sel afetlerinde hayatını kaybeden, her birinin şehit mertebesinde olduğuna yürekten inandığı vatandaşlara da Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölenleri ebedî âleme yolcu ettiklerini dile getirerek, şimdi bir yandan enkazları kaldırdıklarını, bir yandan geçici barınma merkezlerinin hazırlıklarını sürdürdüklerini, bir yandan da kalıcı konutların inşasına başladıklarını kaydetti.

“İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY İSTİKRAR VE GÜVEN İKLİMİNE SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKMAKTIR”

Bir yıl içinde şehirleri yeniden ayağa kaldırmış, depremzede vatandaşları yuvalarına kavuşturmuş olacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tüm bunlarla beraber ülkemizi her türlü afete, tehdide karşı daha güçlü şekilde hazırlayacak çalışmaları da yürütüyoruz. Türkiye’yi, milletimizin her bir ferdini güvenli, huzurlu, müreffeh bir geleceğe kavuşturma yolundaki mücadelesinden alıkoyacak engelleri ve bahaneleri birer birer ortadan kaldırıyoruz. Dünyanın yaşadığı krizlerin önümüze çıkardığı fırsatları değerlendirebilmemiz için ihtiyacımız olan tek şey istikrar ve güven iklimine sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bunu başarırsak Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 108 yıl önce “Çanakkale geçilmez” diyerek dünyanın en büyük ordularına göğüslerini siper eden kahramanların aziz hatıralarının yüreklerde tüm canlılığıyla yaşadığını söyledi.

“VERDİĞİMİZ TÜM MÜCADELELERDE ÇANAKKALE KAHRAMANLARINI ÖRNEK ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Türk tarihini değil, dünya tarihini de değiştiren bu zaferin, milletin en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin ispatı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devrin en büyük deniz ve kara gücünü oluşturan ordularına karşı Nusret Mayın Gemisiyle denizde, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Çanakkale’de saf tutmuş Mehmetçikle karada destan yazdık. Bu mücadelenin dünyada pek az eşi benzeri vardır. Rahmetli Mehmet Akif kalemiyle değil âdeta kalbiyle yazdığı o eşsiz şiirinde bu savaşı; ‘Şu boğaz harbi nedir? Var mı dünyada eşi?/En kesif orduların yükleniyor dördü beşi’ diye anlatıyor. Hiç şüphesiz bu aynı zamanda en büyük insan kaybını yaşadığımız savaşımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Mehmet Akif Ersoy’un “Yaralanmış, tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” dizelerinde tarif ettiği bu kayıpların hüznünün hâlâ yüreklerde olduğunu ifade ederek, şunları dile getirdi: “Çanakkale Zaferi milletimize önce millî mücadelemizi verme ve başarıya ulaştırma, ardından bu topraklardaki son devletimiz, Cumhuriyetimizi kurma şevkini aşılamıştır. Ülke ve millet olarak bize son dönemde karşılaştığımız sınamaların üstesinden gelme cesaretini ve azmini veren saiklerin başında da Çanakkale Zaferi geliyor. Terörden sokak olaylarına, vesayet girişiminden darbe teşebbüslerine milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik saldırılar karşısında verdiğimiz tüm mücadelelerde Çanakkale kahramanlarını örnek aldık. Bugün de ekonomiden doğal afetlere, tüm bunlara yaşadığımız her sıkıntıda Çanakkale ruhunu hatırlıyor, oradan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunu üzerine inşa ettikleri temelin en sağlam taşlarından birinin de Çanakkale’de yedi düvele karşı kazandıkları zafer olduğunu söyledi.

“ECDADA SAYGIMIZIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYORUZ”

Şu anda bir açık hava müzesinde, Seddülbahir’de olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve küratör ile ekibine teşekkür ettiğini, dünyada bu tür açık hava müzelerinin nadirattan olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 yaşından 100 yaşına kâh ordu olduk kâh tek başına canlar verdik. Her taşına dünya şahit. Yılmadık, yılmayacağız” diyerek, bugün 108 yıl sonra bir kez daha şehitlerin aziz hatıralarını yâd etmek, istiklale ve istikbale olan bağlılıklarını haykırmak için Çanakkale’de olduklarının altını çizdi.

Tarihe saygı duymanın ve hatıraları yaşatmanın, bunların sembolleri olan eserlere sahip çıkmayı gerektirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Çanakkale Zaferi’ni kazandığımız yerlerdeki şehitliklerimizi ayağa kaldırarak, emanetleri koruyarak, kültürel mirası ihya ederek, ecdada saygımızın gereğini yerine getiriyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki çalışmaları daha derli toplu yürütmek için 2014’te Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığını kurduklarını anımsatarak, Çanakkale’de gerçekleştirdikleri çalışmalardan şöyle bahsetti: “Faaliyete geçen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, çok sayıda restorasyon projesi, çevre düzenlemesi, kurulan müzeler ve verilen pek çok hizmet sayesinde bölgeyi ecdadın hatırasına yakışır bir görünüme kavuşturduk. Seddülbahir Kalesi restorasyonu da bu çalışmalardan biridir. Valide Turhan Sultan tarafından 3,5 asır önce Boğaz’ın girişinde inşa ettirilen Seddülbahir Kalesi ve karşısındaki Kumkale, Çanakkale Savaşı’nda da önemli rol oynamıştır. Düşmanın ilk saldırdığı ve en son ayrıldığı yer olan bu kalenin açık hava müzesi olarak ziyarete açılmasını fevkalade isabetli görüyorum.”

“ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ BÖLGE İÇİN BİR DESTANDIR”

Geçmişini bilmeyenin geleceği kuramayacağı gerçeğinden hareketle çocukların ve gençlerin Çanakkale Zaferi’ni kazandıkları yerleri mutlaka görmeleri, buradaki manevi havayı teneffüs etmeleri gerektiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalenin restorasyonunda emeği geçenleri kutlayarak teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de sadece tarihin emaneti olan eserlere sahip çıkmakla kalmadıklarını, bunun yanında bugün açılışının birinci yılına erişilen 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu başta olmak üzere pek çok eserle şehri ve bölgeyi geleceğe hazırladıklarını anlattı.

Çanakkale Köprüsü’nün öneminden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece şu Çanakkale Köprüsü bölge için bir destandır. Eğer geçmişi hatırlarsak şu Boğaz’ın her iki tarafına zaman olurdu geçemezdik, zaman olurdu 24 saati bulurdu. O sıkıntıları yaşadık, bunları iyi biliriz. Yine burada, Çanakkale şehitlerini anmaya geldiğimiz zaman arabalılarla vesaire geçebilene aşk olsun. Geçerdik, geçemezdik… Öyle günler yaşadık. Ama şimdi artık köprümüzle bunların hepsi ortadan kalktı. Tasarımı ve mühendisliğiyle abide bir eser olarak ülkemize kazandırdığımız 1915 Çanakkale Köprümüzle Marmara Bölgemizi çepeçevre saran otoyol ağını birleştirdik. Daha önce saatler süren yolculuğu 6 dakikaya indirdiğimiz bu köprümüzü 1 yılda 2 milyona yakın araç kullandı. Böylece, ülkemizin en yoğun insan ve yük hareketliliğine sahip bölgesine asırlar boyunca hizmet edecek bir soluk borusu kazandırdık. Marmara Denizi’nin iki yakasını, İstanbul Boğazı’ndaki üç köprü ve bir tünel yanında Çanakkale Boğazı’ndaki bir köprüyle birleştirerek, bölgede oluşturduğumuz potansiyelin somut sonuçlarını şimdiden alıyoruz.”

“TÜRKİYE’Yİ GELİŞTİRECEK, HEDEFLERİNE YAKLAŞTIRACAK OLAN BU YATIRIMLARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dar bir alana sıkışan ekonomik, ticari ve turistik hareketliliğin geniş bir sahaya yayılmaya, ülkenin tamamına katma değer kazandırmaya, millete iş ve istihdam olarak yansımaya başladığını belirterek, Gelibolu-Eceabat Bölünmüş Yol Projesi’nin bölgenin ulaşım altyapısı standartlarını daha da yükselteceğini kaydetti.

Çanakkale’nin Avrupa yakasında tarihî yarımadaya ulaşımı kolaylaştıracak 47,5 kilometrelik bu projenin tamamlanan 32 kilometresini bugün hizmete açtıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yolla beraber biri 2 bin 560 metrelik, biri 644 metrelik, biri bin 355 metrelik, biri 792 metrelik olmak üzere toplamda 5 bin 351 metre uzunluğunda 4 tünelin de açılışını bugün yapıyoruz. Havsa’dan Çanakkale’ye uzanan güzergâhın önemli bir parçası olan bu yol, ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürerek, tarihî alana giden ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayacaktır. Projenin inşasında, bölgenin tarihî, arkeolojik ve tabii dokusunun korunmasına özel hassasiyet gösterilmiştir. Bu yol sayesinde ülkemiz vakitten ve akaryakıttan yılda 161 milyon lira tasarruf edecek. Ayrıca karbon emisyonunda 4 bin 500 tona yakın azaltım sağlayacaktır. Hep söylediğim gibi Türkiye’yi geliştirecek, büyütecek, hedeflerine yaklaştıracak olan işte bu yatırımlardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda ülkeye kazandırdıkları eserlerin her birini Cumhuriyet’in yeni asrı için hazırladıkları Türkiye Yüzyılı vizyonuna giden yapı taşları olarak gördüklerini dile getirerek, “Şimdi bu altyapı üzerinde daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz. Ecdadın emanetine işte böyle sahip çıkılır. Ecdadın aziz hatırası işte böyle yaşatılır. Ecdada işte böyle layık olunur” ifadelerini kullandı.

Gelibolu-Eceabat yolunun ülkeye, bölgeye, şehre, şehitliklere gelecek ziyaretçilere hayırlı olmasını dileyerek, yapımında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale Zaferi’mizin 108. yıl dönümünde tüm şehitlerimize ve gazilerimize, onlarla birlikte depremlerde ve sellerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Rabb’im ülkemizi her türlü düşmandan, her türlü afetten, her türlü kaza ve beladan muhafaza eylesin diyorum” diye konuştu.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI UZATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine son vermeden önce Birleşmiş Milletler ile birlikte geçen temmuz ayında imzalanmasını sağladıkları Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’yla ilgili bir gelişmeyi dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna’nın esir takaslarıyla birlikte savaştan sonraki en önemli uzlaşma konusu olan Tahıl Koridoru Anlaşması’nın süresi bugün itibarıyla bitiyordu. Her iki tarafla da yaptığımız görüşmeler sonunda 19 Mart’ta bitecek olan anlaşma süresinin uzatılmasını sağladık. Bugüne kadar 800’den fazla gemiyle 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarına sevkini sağlayan bu anlaşma, küresel gıda tedarikinin istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir. Anlaşmanın bir kez daha uzatılması konusunda gayretlerini esirgemeyen Rusya ve Ukrayna tarafları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsle geldiği Seddülbahir Kalesi girişinde kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsü durdurarak vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi, çocuklara hediye dağıttı. Dışarıda kalan vatandaşları da tören alanına davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kadını da törene götürmek için otobüse aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Gelibolu-Eceabat Devlet Yolu açılışının yapıldığı alana canlı bağlantı gerçekleştirildi. Burada bulunan Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ile konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine yol güzergâhının videosu gösterildi.

İki gidiş, iki geliş şeklinde olan yol güzergâhının 32,5 kilometre olduğunu, bu güzergahın yolu yarı yarıya kısalttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin yeşil bir proje olduğuna dikkati çekerek, katılımcılara, “Nasıl, beğendiniz mi?” diye sordu. Katılımcılar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alkışlarla karşılık verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla alanda bulunan katılımcılar kurdele kesmek suretiyle yolun açılışını gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra protokol ile Seddülbahir Kalesi’nin açılış kurdelesini kesti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, açılışta dua etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki makas ve kurdelelerin katılımcılarda kalmasını istedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de katıldı.