Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Fethi Özel Programı’nda konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Fethi Özel Programı’nda konuştu için yorumlar kapalı 782

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin organizasyonuyla Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “29 Mayıs İstanbul’un Fethi Özel Programı”nda konuştu.

Erdoğan, İstanbul’un fethinin 565. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, şöyle dua etti:

“Rabbim, bu şehri fetheden komutan Fatih Sultan Mehmet Han’dan, kendisinin manevi rehberleri olan Akşemseddin’den Molla Gürani’ye kadar tüm alimlerden, bu şehri fetheden askerden, bu şehrin asırlardır bizim olarak kalması için mücadele eden herkesten razı olsun. Ya Rab, Fatih’in İstanbul’u fethetmesini sağlayan inançla, azimle, kararlılıkla, bize de her gün yeni gönüller fethetmeyi nasip eyle. Ya Rab, şehadetleri dinin temeli olan ezanların kıyamete kadar bu şehrin üzerinde yankılanmasını sağla. Ya Rab, her köşesi bir başka evliyanın, gönül sultanının mekanı olan bu şehrin üzerindeki manevi zırhı kıyamete kadar muhafaza eyle. Ya Rab, kimsesizlerin kimsesi, gariplerin son sığınağı olan bu şehri sen koru. Ya Rab, bu şehrin ve vatanımızın fethi için, korunması için asırlardır bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitlerimizin şehadetini sen kabul eyle. Allah’ım dualarımızı kabul eyle.”

İstanbul’un fethinin önemine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İstanbul’un fethi bizim için ne kadar sevindirici, ne kadar iftihar verici bir hadiseyse birileri için de o derece bir büyük felaket günüdür. Biz, bu şehrin sokaklarına ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazanları unutmadık. Bizans askerlerinin kostümleriyle polisimizin, jandarmamızın karşısına dikilenleri unutmadık. 15 Temmuz’da tankları alkışlayanları, ‘kontrollü darbe’ diyerek milletin zaferine gölge düşürmeye çalışanları unutmadık. Bayrağımıza tahammülü bulunmayanları, ezandan rahatsız olanları, pasaportundan utananları unutmadık. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, 24 Haziran seçimleri sürecinde yaşadıklarımız bile tek başına bu gerçekleri göstermeye yeterlidir. Bu seçimlerde dış politika vaatlerini Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarına göre değil, Bizans’ın günümüzdeki temsilcileri olarak gördüğü güçlerin taleplerine göre sıralayan partilerle yarıştığımızı biliyoruz. Türkiye’ye terörle mücadeleden ekonomik şantaja kadar her konuda saldıranların ağzıyla dış politika perspektiflerini kuranlar, İstanbul’un fethini hala hazmedemeyenlerdir. Tüm dünyanın, Batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığından endişe ettiği bir dönemde seçim beyannamesinin tamamında İslam ifadesini sadece İslami radikalizm kavramıyla geçiren bir parti elbette Fatih’in mirasına sahip çıkmayacaktır. Cumhuriyet’i kuran parti olduğunu iddia ettikleri halde milletimizi bölmek, ülkemizi parçalamak, devletimizi yıkmak için çalışan bölücülerin payandası haline gelenler, Atatürk’ün mirasına da ihanet ediyorlar. Darbelerin, cuntaların, vesayetin ülkemize yaşattığı bunca acıya rağmen hala 27 Mayıs darbesini savunabilenler, bu ülkenin geçmişini mahvettikleri yetmiyor gibi geleceğine de göz dikmişler gibidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıldır bunlarla mücadele ederek Türkiye’yi demokraside ve ekonomide büyüttüklerini, geliştirdiklerini ve ileriye taşıdıklarını ifade ederek, bugün de hala aynı zihniyetle mücadele ettiklerini söyledi.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederken sahip olduğu inanç, kararlılık, azim, vizyon neyse, Türkiye’yi 2023’e, 2053’e, 2071’e taşıma konusundaki duruşlarının aynı olduğunu kaydeden Erdoğan, bunun için erdem, irade ve cesaretle “Türkiye’yi şahlandıracağız”, “Vakit Türkiye vakti” dediklerini aktardı.

Erdoğan, İstanbul’un en kıymetli emanet olduğunu vurgulayarak, “Bu şehirle bağımızı ne kadar muhkem tutarsak, ülkemize verdiğimiz hizmetleri de o denli büyütebiliriz. Kalp durursa, diğer organlar da görevlerini yerine getiremez. İstanbul, Türkiye’nin kalbidir. Bunun için İstanbul’un üzerine adeta titrememiz gerekiyor. Sadece yaptığımız hizmetlerle değil, aynı zamanda İstanbullunun gönlünü de kazanarak bu şehre sahip çıkabiliriz.” dedi.

“ÇEVRECİ BİZİZ”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nin bulunduğu bölgenin eskiden Sütlüce Mezbahanesi olduğunu ve buranın koktuğunu hatırlatarak, belediye başkanlığı döneminde burayı bir kültür, kongre merkezine dönüştürmeyi planladığını ve uygulanan teknolojiyle 5 milyon metreküp çamurun taşınıp Alibeyköy’deki taş ocağının doldurulduğunu anlattı.

Vialand’ın olduğu bölgenin, aktarılan çamurlarla doldurulan yer olduğunu dile getiren Erdoğan, “Çevreci biziz. O bir çevre şaheseri olarak şu anda yapıldı. Hem orada çocuklar için eğlence parkları bir taraftan yeşil alanlar… Haliç’i kurtardık. Artık burada balık avlanıyor. Boğaz’dan buraya bağlantıyı kurduk çünkü sirkülasyon lazım, Boğaz’dan buraya suyu aktardık, buradan sirküle etmek suretiyle Haliç’i de hamdolsun tertemiz hale getirdik. Benden sonraki arkadaşlarım, en son Kadir Bey’in döneminde de burası bitirilmiş oldu. Haliç Kongre Merkezi’ne böylece ulaşmış olduk.” diye konuştu.

Erdoğan, 1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini devraldıkları İstanbul ile bugünkü İstanbul arasında dağlar kadar fark olduğunu söyledi.

“Niye? Bu bir aşk. Biz, İstanbul sevdalısıyız dediğimizde bunu kast ettik.” diye konuşan Erdoğan, laf ile aşk olmayacağını, aşk ile koşanın da yorulmayacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Sokaklar çöp dağlarıydı, hava kirliliği almış başını gidiyordu. Musluklardan su akmıyordu. Istranca Dağları’ndan, dağları delerek İstanbul’a su getirdik. O gün, bugün artık İstanbul’un su sıkıntısı yok. Benzin istasyonları gibi su istasyonları vardı, artık bunlar kalmadı. Bu iş, aşk işi. Birilerinin şimdi dediği gibi çıkıp, ‘Şuna karşıyım, buna karşıyım’… Siz hayat boyu neye karşı olmadınız ki?” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 1991 yılında bir söyleşide Sabiha Gökçen Havalimanı’na karşı olduğunu belirttiğini aktaran Erdoğan, “Niye Sabiha Gökçen’e karşı biliyor musunuz? Diyor ki ‘Buraya uçak iniyor mu?’ Uçak inmeyebilir. Sen buraya uçak indireceksin.”

Sabiha Gökçen Havalimanı’nın AK Parti iktidarı döneminden önce yapıldığını belirten Erdoğan, “Biz iktidara geldiğimizde, doğru Sabiha Gökçen’e uçak falan inmiyordu. Aklımda kaldığı kadarıyla 750 milyon dolara mal oldu orası. Ama uçak inmeyen Sabiha Gökçen’e biz geldikten sonra uçak inmeye başladığı gibi yetmez hale geldi. Yetmez hale geldiği için de yeni pistler, yeni terminal binaları yapmaya başladık ey Kılıçdaroğlu. Bu iş öyle durup dururken olmuyor.” ifadelerini kullandı.

“ÜÇÜNCÜ HAVALİMANI’NIN İLK ETABI 29 EKİM’DE AÇILACAK”

Sabiha Gökçen’in de Atatürk Havalimanı’nın da yetmediğini anlatan Erdoğan, İstanbul’a dünyanın ilk 3’ü içerisinde yer alacak havalimanını yaptıklarını ve 29 Ekim’de ilk etabını açacaklarını söyledi.

Havalimanının ilk etabının yılda 90 milyon yolcu kapasiteli olacağını, 2023’te bu kapasitenin 150 milyona çıkacağını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şimdi buradan vaadimizi söylüyoruz; Atatürk Havalimanı’nın olduğu yeri, Osmanlı’da olduğu gibi Millet Bahçesi haline getiriyoruz. O dev arazi Central Park’ın 3 katıdır. Fazlası var azı yok. High Park’ın 8-9 katı. Öyle bir Millet Bahçesi’ne inşallah İstanbul’umuz sahip olacak. Diyor ki,’Ben dokundurtmam’. Buna sorarsan, bunlar aynı şekilde 37’inci Havalimanı’nı da yaptırmazdı. ‘Para yok, ne ile yapacaksın?’ diyor. Anlamazsın ki. Kaynak çeşitlendirmesi nedir, kaynak çoğaltmak nedir anlamazsın. Bunlar ne BOT anlar, ne PPP’den anlar, ne kamu özel ortaklığından anlar. Bizim yaptığımız yatırımların çoğu büyük dev yatırımlar.

Buradan bir tavsiyede bulunayım, BOT (Yap-İşlet-Devret) öğrenmek isteyebilirsin, PPP’yi (Kamu Özel Ortaklığı) öğrenmek isteyebilirsin. Seçimden sonra sana bunun ücretsiz dersini verebiliriz. Fırsatımız olacak bundan sonra ama 24 Haziran’ı bir aşalım. Şimdi işimiz çok.”

“İCRAATIMIZIN ULAŞTIĞI YERE BUNLARIN HAYALLERİ BİLE ULAŞAMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi kast ederek, şöyle konuştu:

“Bak, arada sırada herhalde Yalova’ya gidiyorsundur? Yalova’ya giderken de Osmangazi Köprüsü’nü kullanıyorsundur? Osmangazi Köprüsü, işte çok daha rahat seyahat edebilmen için. Yalova’dan da İstanbul’a gelirken herhalde orayı yine kullanıyorsundur? Bunları, biz parayla, bizim paramızla yapılmadı bunlar. Bunları işte oradaki müteşebbisler, ortaklaşa burayı yaptılar ve belli bir süre kullanacaklar, kullandıktan sonra da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne bırakacaklar. Yavuz Sultan Selim Köprüsü öyle, Marmaray öyle, Avrasya Tüneli öyle. Bunlar hepsi böyle yapıldı ama bunlar anlamaz. Bizim icraatımızın ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz.”

İstanbul’a yapacakları projelerden de söz eden Erdoğan, şunları söyledi:

“Atatürk Havalimanı sahası yanında Başakşehir, Maslak, Pendik ve Bakırköy’de de 4 tane büyük millet bahçesi kuruyoruz, bunu da bilesiniz. Bunlar muhteşem şeyler olacak, İstanbul’u kuşatacağız. Ayrıca şehrin çeşitli yerlerinde de 30 yeşil alan oluşturuyoruz. Başakşehir ve İkitelli’de 2 ayrı şehir hastanesi yapıyoruz. Biliyorsunuz, İkitelli’deki hızla devam ediyor. İnşallah karşı taraftaki de hızla başlayacak ama Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’ni biliyorsunuz yıktık. Muhteşem bir proje, şimdi o projeyi de hayata geçireceğiz ve Türkiye’nin en büyük opera binasını inşallah orada kuruyoruz. Her şey bitti ve iş artık başladı. İstanbul’un şanına yakışır bir eser.”

Rami Kışlası’nı ülkenin en büyük kütüphanesine dönüştürdüklerini aktaran Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kütüphanenin kitap hacminin 5 milyon olduğunu, Rami Kışlası’ndaki kütüphanenin kitap hacminin 7 milyon olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kütüphanelerin 24 saat açık olacağını belirterek, “Vatandaş 24 saat, genci, yaşlısı buralardan istifade edecek. Kuleli Askeri Lisesi’ni de müze olarak şehrimize kazandırıyoruz. Haliç Tersanesi’ni bilim ve teknoloji merkezi haline getiriyoruz. Marmara Denizi’nin çevresini otoyolla kuşatıyoruz. Bunların böyle bir derdi var mı? Duydunuz mu böyle bir şey. Böylece İstanbul’dan hangi istikamete giderseniz gidin hızlı ve konforlu seyahat imkanına kavuşulacak. Üç katlı büyük İstanbul Tüneli de yeni dönem projelerimiz arasında yer alıyor. İstanbul’un şehir içi metro hatlarının uzunluğunu bin kilometreye çıkaracağız. Bunun yanında önümüzdeki dönemde daha pek çok yatırımla İstanbul’a hizmet etmeyi de sürdüreceğiz.” diye konuştu.

“ÇAMLICA CAMİSİ’Nİ KADİR GECESİ’NDE İBADETE YETİŞTİRMEK İSTİYORUZ”

İstanbul’a ne yapılsa az olduğunu kaydeden Erdoğan, “Burası muhteşem. Mübarek bir şehir. ‘Letüftehannel Kostantiniyyetü feleni’me’l emirü emirüha veleni’me’l ceyşü zalike’l ceyş’ Sevgili Peygamberimizin methine mazhar olmuş böyle bir şehir. Buraya hizmet, yakışır. İstanbul’a kazandırdığımız yeni bir manevi zırh olarak gördüğüm Çamlıca Camisi’ni de inşallah 10 Haziran’da, Kadir Gecesi’nde ibadete yetiştirmek istiyoruz. Fakat arkadaşlara söyledim, ‘Bak öyle yarım yamalak yok. Yetiştirecekseniz yetiştirin, yetiştirmeyecekseniz o zaman yetişeceği zaman yetiştirelim. İlla seçim filan diye böyle bir şeyin içerisine girmeye gerek yok ama muhteşem bir eser.” ifadelerini kullandı.

Sözlerini Aşık Veysel gibi, “Seversen olayım yarin İstanbul” diyerek tamamlamak istediğini dile getiren Erdoğan, bir kez daha fethin 565’inci yıl dönümünde İstanbul’un askeri ve manevi fatihlerini rahmetle, hürmetle, kemal-i edeple yad ettiğini söyledi.

Yarın Fatih Camisi’nde restorasyonu tamamlanan Fatih Sultan Mehmet Han’ın Türbesi’nin açılışını yapacaklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Aynı zamanda rahmet-i Rahman’a kavuşan Prof. Dr. Semavi Eyice Hocamızın da öğle namazında cenazesi oradan kalkacak. Prof. Dr. Osman Çataklı Hocamızın yine cenazesi oradan kalkacak. Allah, rahmetiyle inşallah onlara da tecelli eylesin. İstanbul’a hizmet etme şerefine nail olan, bu büyük sorumluluğu üstlenen sizlere, sevgilerimi saygılarımı sunuyorum.”

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”