“Bugün Diyarbakır’la birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur doludur” “Bugün Diyarbakır’la birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur doludur” için yorumlar kapalı 813

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Diyarbakır mitinginde yaptığı konuşmada, “Diyarbakırlı huzurun kıymetini çok iyi biliyor. Biz istiyoruz ki Diyarbakır, diyar-ı huzur olsun. Bugün Diyarbakır’la birlikte tüm bölgemiz, 40 yıldır hiç olmadığı kadar huzur doludur. Hükûmetimiz, emniyet güçlerimiz, silahlı kuvvetlerimiz, güvenlik korucularımız bölge halkının huzuru için ellerinden geleni yaptılar. Bugün devlet hiç olmadığı kadar halkının yanındadır” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Diyarbakır mitingine katıldı. İstasyon Caddesi’nde düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına Diyarbakırlıları selamlayarak başladı.

“BİZİM DİYARBAKIR’A OLAN SEVDAMIZ ASLA BİTMEZ”

“Bizim sizden başka kimimiz var. Bizim Diyarbakır’a olan sevdamız asla bitmez” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyorsunuz aramıza girmeye çalıştılar, terör örgütüyle aramıza girmeye çalıştılar, hendeklerle aramıza girmeye çalıştılar. Sokaklarda sizleri birbirinize kırdırarak tehditle, yağmayla, haraçla aramıza girmeye çalıştılar. Sahabe emaneti olduğu için insanların abdestsiz girmekten çekindikleri bu şehirde Kurşunlu Camii’ni yakarak, Dört Ayaklı Minare’yi yıkmaya teşebbüs ederek aramıza girmeye çalıştılar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, okula gitmesi gereken çocukları ailelerin ellerinden alıp dağa gönderdiklerini ve hayatlarını kararttıklarını söyleyerek, “Diyarbakır Belediyesi’nin önünde anaları ağlattılar. Sizleri tarihinizden, kültürünüzden, inancınızdan, ahlakınızdan, geleneklerinizden kopartıp marjinal örgütlerin kulu kölesi yaparak aramıza girmeye çalıştılar. Bunların çürük merdiveni ile dama çıkmaya çalışanlar da yerle yeksan oldular. Biz Diyarbakır’a gönlümüzü verdik. Biz Türkiye’ye gönlümüzü verdik. Rabbim bize sizlerin gönüllerini kazanmayı nasip eylesin” şeklinde konuştu.

“DİYARBAKIR, YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARLA GÜNEYDOĞU’NUN İSTANBUL’U HÂLİNE GELİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında meşreplerinde ayrımcılığın asla olmadığını, hizmet söz konusu olduğunda ise ayrımcılık bir yana, geri kalmış bölgelere daha çok imkân sağlayıp daha çok kaynak aktardıklarına dikkat çekti. “Yani pozitif ayrımcılık yapıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’ın bölgedeki illerin çoğu gibi uzun yıllar ihmal edildiğini vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti: “Biz İzmir’de, Bursa’da, Konya’da, Kayseri’de ne varsa Diyarbakır’da da o olsun dedik. Bunun için de son 16 yılda Diyarbakır’a ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? 35,5 katrilyon lira yatırım yaptık. Yani biz Diyarbakır’ı bir kenara koymadık, ‘canımızdır’ dedik, ‘sevdamızdır’ dedik. ‘Burayı ayağa kaldıracağız’ dedik. Hamdolsun, Diyarbakır şu anda yaptığımız yatırımlarla Doğu’nun, Güneydoğu’nun adeta bir İstanbul’u, bir İzmir’i hâline geliyor.”

DİYARBAKIR’A YAPILAN YATIRIMLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır’ın benzer nüfusa sahip şehirler arasında en çok yatırım yapılan illerden biri olduğunun altını çizerek şunları kaydetti: “Eğitimde 5 bin 325 adet yeni derslik kazandırdık. Hiçbir evladımız imkânsızlık sebebiyle eğitimden mahrum kalmasın diye ilköğretim öğrencilerimize 560 trilyon destek verdik. Yükseköğrenim öğrencileri için 5 bin 300 kişilik yurtlar inşa ettik. Diyarbakır gibi sporu seven, takımları iddialı bir şehre 33 bin seyirci kapasiteli bir stat yakışır dedik ve Diyarbakır Stadyumunu yaptık. Eski stadı da inşallah millet bahçesine çevireceğiz. Yani İngiltere’nin Hyde Parkı varsa biz de işte o stadı inşallah böyle bir Millet Bahçesi’ne çevireceğiz. Biz buyuz, biz yaparız, işte bu HDP yıkar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta Diyarbakır’a toplamda bin 242 yataklı 17 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi kazandırdıklarını, bunlardan birinin de 400 yataklı Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi olduğunu söyledi. Diyarbakır’da ihtiyaç sahiplerine, şehit yakınlarına, gazilere, engellilere, yaşlılara, kimsesizlere, yetimlere 16 yılda 6,3 milyar lira destek verdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “TOKİ, Diyarbakır’da bin 6847 konut projesini hayata geçirdi. Biliyorsunuz üç yıl önce Suriçi’nde gerçekten asla görmek istemediğimiz acı olaylar yaşandı. Bölücü terör örgütü Suriçi’nde yaşayan vatandaşlarımızın evlerini, iş yerlerini yıktı, sokaklarını çukurlarla kapattı. Camilerini, okullarını, hastanelerini tahrip etti. Güvenlik güçlerimize saldıran teröristler, kaçarken vatandaşlarımızı kendilerine canlı kalkan olarak kullanmaya çalıştı. Biz sadece bu teröristleri imha etmekle kalmadık, Suriçi’ni adeta baştan sona yeniden inşa ve ihya ettik. Diyarbakır’ın bu sembol bölgesini şehrin tarihine, kültürüne, medeniyet mirasımıza layık bir hâle getirdik.”

“BUGÜN DEVLET HİÇ OLMADIĞI KADAR HALKININ YANINDADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakırlıların huzurun kıymetini çok iyi bildiklerini söyleyerek Diyarbakır’ın ‘diyar-ı huzur’ olması beklentisi içinde olduklarını ifade etti. Bugün Diyarbakır’ın 40 yıldır olmadığı kadar huzur dolu olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hükûmetimiz ve başta İçişleri Bakanımız Sayın Soylu olmak üzere tüm Emniyet güçlerimiz, Silahlı Kuvvetlerimiz bölge halkının huzuru için ellerinden geleni yaptılar. Güvenlik korucularımız el ele verdiler, bölge halkının huzuru için hepsini yaptılar. Bugün devlet hiç olmadığı kadar halkının yanındadır. Uzun bir süreden beri hiçbir Kürt kardeşimiz sadece Kürt olduğundan dolayı mağdur edilmiyor. Her Kürt, bu memlekette her Türk’ün, her Arap’ın, her Laz’ın, her Çerkez’in, her Boşnak’ın sahip olduğu haklar neyse istisnasız hepsine sahiptir. Her kim herhangi bir Kürt kardeşimin herhangi bir hakkını gasp etmeye kalkarsa karşısında önce beni bulur” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık hiçbir teröristin gelip halkın yakasına yapışamadığını, haraç alamadığını vurgulayarak, “Artık hiç kimse gelip Kürt kardeşimin evlatlarını zorla alıp dağa götüremiyor. Artık Belediyenin önünde ağlayan Diyarbakırlı anneler var mı? Artık hiç kimse gelip esnafımızın kepengini kapattıramıyor, ticaretine engel olamıyor. Artık hiç kimse evde, sokakta, kahvede, hayatın her alanında Kürt kardeşimin tepesine binip ensesinde boza pişiremiyor. Kendisine zorla, tehditle herhangi bir şey yaptıramıyor” dedi.

“ARTIK KİMLİĞİNİZİN VE İNANCINIZIN ÖNÜNDE HİÇBİR YASAK YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan artık ret ve inkâr politikalarından eser kalmadığını da belirterek şunları kaydetti: “Artık kimliğinizin ve inancınızın önünde hiçbir yasak yok. Yasak olan tek şey var, o da sizin özgürlüklerinize, sizin hayat hakkınıza, sizin eğitim hakkınıza, iş yapma hakkınıza yönelik terörist saldırılardır. Biz buna izin vermemekte kararlıyız.”

Konuşmasının devamında, “Kürt kardeşlerimizin istisnasız tamamı da diğer vatandaşlarımız gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvencesi altındadır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Farklı siyasi taleplerin dile getirilme hakkı elbette vardır. Ama bunun da meşru yollar ve hukuki sınırlar içinde yapılması gerekiyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak beni bağlayan kurallar diğerlerini de bağlamak durumundadır. Öyle ben şuyum, ben buyum diyerek efelik yapmaya, kuralları, kanunları, milletin hak ve özgürlüklerini hiçe saymaya kalkarsanız kusura bakmayın, bu devlet buna da izin vermez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar yaptıkları hiçbir reformdan pişman olmadıklarını söyleyerek, “Hiçbir konuda sağladığımız hiçbir haktan geri dönmeyeceğiz” dedi ve attıkları adımların, halka sağladıkları imkânların tüm bu haksızlıkları ortadan kaldırmaya yönelik olduğuna dikkat çekti.

“Attığımız her adımı uzun uzun düşünerek attık. Eğer bir şeye karşı çıkmışsak, inanın bana çok sağlam ve sizlerin menfaatine yönelik sebepleri vardı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınırlarımız ötesinde oynanan oyunların hiçbiri Diyarbakır’ın da, Türkiye’nin de hayrına değildir. Yağ acı olunca, unutmayıp pilav da acı olur. Bu ülkenin, bu gücün öteki yapının güdümünde atılan hiçbir adımın sonu hiçbirimiz için özgürlüğe ve refaha çıkmaz. Selahaddin Eyyubi’nin torunlarından intikam almak için kurulan tezgâhlarla kimseyi kandıramazlar” dedi.

“KİMSE KÜRTLERE DEVLET ARAMASIN, KÜRTLERİN DEVLETİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’DİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Dün PKK’yı kullananlar bugün FETÖ’yu baş tacı yapıyorlar. Onların derdi Kürt’ün veya Türk’ün kendisi değil hep birlikte temsil ettiğimiz değerlerdir. İşte bunun için diyoruz ki; coğrafyamızda ne yapacaksak hep birlikte yapacağız. Türkiye hepimizin ülkesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hepimizin devletidir. Kimse Kürtlere devlet aramasın. Kürtlerin devleti, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Biz Irak’ta, Suriye’de verdiğimiz mücadeleyle asırlardır bizleri birbirine düşürerek kurulan sömürü düzenine karşı çıkıyoruz. Biz, terör örgütleri kullanılarak insanlarımızın birbirine kırdırılmasına karşı çıkıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bir dönem ötekileştirilmiş, horlanmış, ezilmiş diğer vatandaşlarımız gibi Kürt kardeşlerimizi de köhne, ceberrut, baskıcı, eski vesayet düzeninin zulmünden kurtarmış olmaktan gurur duyuyoruz. Unutmayın, size zulmeden o vesayet düzeni bizi de yeri geldi hapse attı, yeri geldi partimizi kapatmaya çalıştı. Ülkemizin demokrasi yolculuğunda bugünlere nasıl geldiğini sizler çok iyi biliyorsunuz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kendilerinin “Kürt yoktur” demediklerini vurgulayarak Türkiye’nin artık bu noktadan geri dönüşünün mümkün olmadığının altını çizdi. “Biz Kürtlerin bizatihi kendilerini bir sorun olarak gören anlayışa nazire olarak ‘Kürt sorunu yoktur’ diyoruz” sözleriyle konuşmasına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Herkes gibi sizlerin de özgürlüklerini güvence altına biz aldık. Bizim için asla değişmeyecek ve hep öyle kalacak olan resmî dilimiz Türkçe ne kadar değerliyse, anadiliniz Kürtçe de o kadar kıymetlidir. Kazanılmış diğer özgürlükler de aynı şekilde sizin ananızın ak sütü gibi sizlere helal olsun” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok uzun bir süreden beri bu memlekette bombaların patlamadığını, yolların kesilmediğini, canların yanmadığını vurgulayarak bunu öncelikle güvenlik güçlerinin cansiperane çabaları sayesinde, ama asıl bölge halkının desteğiyle sağladıklarına dikkat çekti. “Bu durumun devamı yine sizlerin elinde” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdiye kadar bölücü terör örgütünün listelerini dağın başında yapıp Meclis’e gönderdiği milletvekilleri sizin hangi yaranıza merhem oldu? Çocuklarınızı terör örgütüne teslim etmekten, keyfinizi kaçırmaktan başka size nasıl bir hizmetle geldiler? Hangi gün, hangi zaman kapınızı çalıp hâl hatırınızı sordular. Sizi boş laflarla, sloganlarla kandırmaya çalışmak dışında ne iş yaptılar? Seçimde oyu senden alıp gidip batıdaki marjinal kesimlerin, terör örgütlerinin hizmetkârlığına soyunmaktan başka ne yaptılar?” şeklinde konuştu.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”