“Ekonomimiz 24 Haziran’ın ardından güçlü bir yükselişe geçecek” “Ekonomimiz 24 Haziran’ın ardından güçlü bir yükselişe geçecek” için yorumlar kapalı 856

Ankara Ticaret Odası’nın iftar programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kur, faiz ve enflasyon sarmalıyla bozulmak istenen ekonomimiz, 24 Haziran’ın ardından yeni ve çok daha güçlü bir yükselişe geçecektir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından verilen iftar programına katıldı. ATO Congressium’da düzenlenen ve şehit yakınları ile gazilerin katıldığı iftarda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele ve 15 Temmuz şehitlerine Allah’tan rahmet diledi, yakınlarına sabır temennisinde bulundu.

“ŞEHİT YAKINLARI VE GAZİLERE TÜM İMKÂNLARLA SAHİP ÇIKILIYOR”

Konuşmasında, “Nefes almak için rüzgâr bekleyen bir millete aradığı o gücü, morali, güveni veren tüm kahramanlarımıza şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin ali cenap bir millet olduğunu, şehitlerin emaneti olan yakınlarına ve gazilere hem millet, hem de devlet olarak tüm imkânlarla sahip çıkıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şehit yakınlığının ve gaziliğin vakarıyla hareket eden sizlerin de milletimizin gönlündeki yerinizi her geçen gün daha da güçlendirdiğine inanıyorum. Bir insanın canını ortaya koyarak yürüttüğü bir mücadeleye dünyevi olarak paha biçebilmemiz, karşılığını verebilmemiz mümkün değildir. Bunun için şehitlerimiz ve gazilerimiz en büyük mükafatı yarın Hakk katında alacaklardır. Biz sadece bu fani dünyada şehit yakınlarımız ve gazilerimiz mağdur olmasınlar, hayatlarını belli bir standardın altında yaşamak zorunda kalmasınlar diye gayret gösteriyoruz.”

“ŞEHİTLİK VE GAZİLİK MAKAMI BU MİLLETİN ALAMETİFARİKASIDIR”

“Şehitlerin emanetlerine ve gazilerin fedakârlığına layık olmak için yapılan hizmetlerin en yakın şahitleri sizlersiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eksikler, aksaklıklar elbette olabilir, kimi terbiyesizler elbette çıkabilir. Bu sorunların hepsi de çözülür. Önemli olan, sizlerin milletimizin gönlündeki yeridir. Hamdolsun gittiğimiz her yerde şehit ailelerimizin ve gazilerimizin adeta el üstünde tutulduklarını görüyoruz. Biz, dünyanın 34 farklı ülkesinde 78 şehitliği olan bir milletiz. Şehitlik ve gazilik makamı, bu milletin alametifarikasıdır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz dedelerimizden ve onların babalarından Balkan Savaşı’na, Birinci Dünya Savaşı’na, İstiklal Harbi’ne dair kahramanlık hikâyelerini, şehit ve gazi anılarını dinlerdik. Sonra Kore’den Kıbrıs müdahalesine kadar daha yeni hikâyeleri bizzat yaşayanlardan dinlemeye başladık. Ardından kendi akranlarımızdan, yakınlarımızdan terörle mücadelede yaşadıkları hadiseleri dinledik. 15 Temmuz zaten hepimizin içinde olduğu başlı başına bir kahramanlık hikâyesiydi. Eğer bu coğrafyada yaşamakta kararlıysak, eğer ecdadın mirası olan dik duruşumuzu koruyacaksak, eğer iddialarımızın, hedeflerimizin peşinden gideceksek, gelecekte de şehitlik ve gazilik hikâyeleri anlatılmaya devam edecektir.”

Bu konudaki kararlılığı “tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diyerek her fırsatta ifade ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız, şehitlerimize ve gazilerimize layık olabilmektir. Rabbim yolumuzu ve bahtımızı açık etsin. Rabbim bu ülkeyi ve bu milleti ebediyete kadar kaim ve muzaffer eylesin” dedi.

“TÜRKİYE, 16 YILDA ORTAYA KOYDUĞU EKONOMİ PERFORMANSIYLA DÜNYA ÇAPINDA BİR MODELDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında Ankara Ticaret Odası’nın geçtiğimiz nisan ayında seçilen yönetimini tebrik ederek, oda yönetiminde 15 Temmuz gazilerinin olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayi ve ticarette giderek yükselen bir güç hâline gelen Ankara’nın, sadece bürokrasisiyle değil üretim ve ihracat gücüyle de ekonomide belirleyici olduğuna işaret ederek, “Savunma sanayi başta olmak üzere ileri teknoloji gerektiren alanlarda gösterdiği atılımın Ankara’yı çok farklı bir yere doğru götürdüğüne inanıyorum. Türkiye’nin şehitleri ve gazileri sayesinde üstesinden geldiği saldırıların ekonomik ayağının olmaması mümkün mü? İşte bu ekonomik saldırıları da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz, İstanbul Ticaret ve Ankara Ticaret Odalarımız başta olmak üzere iş dünyamızın desteğiyle karşılıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, geçen 16 yılda ortaya koyduğu ekonomi performansıyla dünya çapında bir model ve efsane olduğunu vurgulayarak, ülkeyi 16 yılda 3,5 kat büyütüp gelişmekte olan ülkeler arasında en ileriye, gelişmiş ülkeler sınıfına bir adım mesafeye taşıdıklarını belirtti.

Bu dönemde Türkiye’nin yıllık 5,7 büyüme oranıyla dünya ortalamasının iki katı bir gelişme gösterdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Satın alma paritesine göre 18. sırada bulunan ülkemizi 13. sıraya çıkardık. Bundan 16 yıl önce bir Türk vatandaşı Avrupa Birliği ülkeleri vatandaşlarının üçte biri kadar gelire sahipti. Peki, 16 yıl sonra geldiğimiz yer neresi? Bugün bir Türk vatandaşı Avrupa Birliği vatandaşlarının yaklaşık üçte ikisi kadar bir gelire sahip hâle gelmiştir. Hedefimiz, 2023’e kadar bu oranı eşitlemek ve hatta geçmektir. Türkiye son 10 yılda gerçekleştirdiği 8 milyona yakın istihdamla Avrupa ülkelerinin tamamından daha fazla iş alanı açmıştır. Görüldüğü gibi bir yandan geliri, diğer yandan istihdamı artırarak eşine az rastlanır bir başarı hikâyesine imza attık” dedi.

“EKONOMİMİZ BİR KEZ DAHA SABOTE EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Döviz ve kur tartışmalarına değinerek, “Son günlerde kurlar ve faizler üzerinden oynanan bir oyunla ekonomimiz bir kez daha sabote edilmeye çalışılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin ne gelirlerinde, ne giderlerinde, ne borçlanmasında, ne borçlarını ödemesinde en küçük bir sıkıntısı yoktur. Tam tersine makro rakamlar açısından baktığımızda Türkiye, bırakınız gelişmekte olan ülkeleri, gelişmiş ülkelerin çoğunun dahi ilerisinde bir fotoğrafa sahiptir. Bütçe açığımızdan borç stokumuza, döviz varlığımızın borçları karşılama oranından bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranına, büyüme rakamlarına kadar ekonomiyle ilgili ne kadar gösterge varsa hepsi de çok iyi bir düzeydedir. İhracatımız 36 milyar dolardan 162 milyar dolarla rekor kırdı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl derdin 24 Haziran seçimleri olduğuna işaret ederek, AK Parti’yi ve kendisini çökertme planları yapıldığına dikkat çekti. “Ama çökertemeyecekler, başaramayacaklar. Öyle sipariş üzere derece kredilendirme kuruluşlarının verdikleri oranlarla bir yere gidemezler” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan; kur, faiz ve enflasyon sarmalıyla bozulmak istenen ekonominin 24 Haziran’ın ardından yeni ve çok daha güçlü bir yükselişe geçeceğini söyledi.

“TÜRKİYE’YE GÜVENİP YATIRIM YAPAN HİÇ KİMSE PİŞMAN OLMAYACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz yatırımları 16 yılda 11 kat artırmıştık. Son yıllarda küresel ekonomideki finansal daralmanın etkisiyle uluslararası yatırımlarda bir gerileme yaşadık. Ancak Türkiye’nin cazibesi öylesine büyük ki, küresel düzeydeki sıkıntılara rağmen yatırımları yeniden artırabileceğimize inanıyorum. Seçimlerin hemen ardından bu konuda kolları sıvayacak ve daha çok gayret göstereceğiz. Tabii teşvikler konusunda çok önemli düzenlemeleri zaten hayata geçirdik. Bunları geliştirmekle kalmayacak, doğrudan yatırımcılara hizmet edecek bir yapı kurarak süreci hızlandıracağız. Bugüne kadar Türkiye’ye güvenip yatırım yapan hiç kimse pişman olmamıştır, olmayacak.”

“VARLIK BARIŞINDA HEM KAZAN HEM DE ÜLKEYE KAZANDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında vatandaşlara çağrıda bulunarak yastık altında tutulan dövizleri, paraları, altınları bankalara, katılım şirketlerine ve diğer yatırım mecralarına yatırıp sisteme sokmalarını ve Türkiye’nin büyümesine katkıda bulunmalarını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz varlık barışını bunun için çıkardık Gel, varlık barışında hem kazan hem de ülkeye kazandır. Bak Maliye Bakanım oradan hemen uyarı yapıyor, ‘vergi de yok’ diyor. Önce vergiyi koymuştu, dedik ki; sıfırla. Hem kayıt dışından da kurtuluyorsun bak, her şeyi kayıt altına alıyorsun. Dolayısıyla Türkiye’nin kayıt dışı ekonomiyle yürütülmediğini de ispat ediyorsun. Bu adımı atmamız lazım” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Türkiye’nin kaynağa ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, en büyük kaynağın milletin kendisi olduğuna dikkat çekti. Devletiyle sorunlu hiçbir birey kalmaması için kamuya olan tüm borçları yeniden yapılandırdıklarını ve imar barışı düzenlemesini getirdiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm vatandaşlarımızın bu imkânları kullanarak kendisine, geleceğine daha güvenle bakabileceği bir iklim oluşturmasını diliyoruz” dedi.

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”