Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu için yorumlar kapalı 88585

Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen 6. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu.

Başkan Erdoğan, “Sevgili AK Partililer, aziz dava ve yol arkadaşlarım, dünyanın dört bir köşesinden gelerek heyecanımızı bizlerle paylaşan devlet başkanları, hükümet başkanları, bakanlar, siyasi parti temsilcileri, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.” diyerek başladı.

Erdoğan, vatan toprağının neresinde olursa olsun, fabrikada makine başında, atölyede tezgah önünde, inşaatta iskele üzerinde, ekmek teknesi olan aracının direksiyonunda, dükkanında iş yerinde nafakasını temin etmek için çalışan tüm emekçilere selamlarını sundu.

Pamuk, fındık toplayan, çay, ekin biçen, ürününü hasat eden, pancarını sulayan, serasını hazırlayan, hayvanını otlatan, balığa çıkmak için ağlarını hazırlayanlara selamlarını gönderen Erdoğan, ülkesi ve kendisi için üreten, ihraç eden, kazanan, yatırım yapan herkese selamlarını gönderdi.

Okullarda, üniversitelerde bilgisi ve gayretiyle ilim öğreten ve öğrenen hocalara, öğrencilere selam sunan Erdoğan, sınırlar içinde ve dışında dağlarda, ovalarda, şehirlerde, en izbe yerlerde ülkenin ve milletin güvenliği için hayatlarını ortaya koyarak görev yapan güvenlik güçlerini de selamladı.

15 Temmuz’da ve her nerede olursa olsun vatan müdafaası yolunda fedakarlık yapmış olan şehit yakınları ve gazilere selamlarını sunan Erdoğan, bu vesileyle tüm şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere hayırlı uzun ömür diledi.

Ülkeye, millete, AK Parti ve şahsına muhabbet duyan herkese selamlarını gönderen Erdoğan, “Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, hepinizin, hepimizin üzerine olsun.” dedi.

Erdoğan, salı günü idrak edilecek Kurban Bayramı’nı tebrik etti ve hac farizası için kutsal topraklarda bulunanların ibadetlerinin kabul olmasını diledi.

Kongrenin parti ve ülke için hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tam 17 yıl önce AK Parti’yi kurarken ‘Bugün Türk siyaset tarihine hizmete sevdalı insanların kurduğu AK Parti’nin doğum günü olarak geçecektir.’ demiştik ve devam ederek ‘Bugünden sonra Türkiye’mizde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’ demiştik. Hamdolsun milletimize verdiğimiz sözü tutmuş olmanın bahtiyarlığı ile karşınızda bulunuyorum. Bu duygu ile kurulduğu 14 Ağustos 2001’de bugüne kadar AK Parti teşkilatında görev almış genel başkanından, teşkilat yöneticilerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına, mahalle temsilcileri ve sandık müşahitlerine kadar herkese şükranlarımı sunuyorum. Dava ve yol arkadaşlarımızın ahirete irtihal etmiş olanlara Allah’tan rahmet diliyorum.”

Erdoğan, Türkiye’de teşkilatın faaliyetlerindeki her seviyede, kadrolarında hanımlara ve gençlere özel önem veren tek partinin AK Parti olduğunu aktardı.

“İNŞALLAH DAHA NİCE 17 YILLARA”

Kadınlara ve gençlere özellikle teşekkür eden Erdoğan, “AK Parti’yi sizlerle bugünlere getirdik. İnşallah daha nice 17 yıllara da sizlerle birlikte ulaştıracağız. AK Parti kağıt üzerinde 14 Ağustos 2001’de kurulmuş bir partidir. AK Parti kağıt üzerinde 60 kurucu üye tarafından kurulmuş bir partidir ama asıl kurucusu da sahibi de milletimizin bizatihi kendisidir.” diye konuştu.

“AK PARTİ ANADOLU’DAKİ TÜM İZLERİMİZDİR”

Erdoğan, AK Parti’nin ne olduğunu anlayabilmek için önce medeniyet ve tarihe vakıf olmak gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“AK Parti başlangıçtır. Hazreti Adem’in dünyaya gelmesiyle başlayan imtihanımızın takipçisidir. AK Parti hicrettir, Peygamber Efendimizin tüm cihanı aydınlatan nurunun, tüm insanlığı kucaklayan mesajının müntesibidir. AK Parti Malazgirt’tir, sadece Allah’ın rızası için kendisinden kat ve kat üstün düşmanın üzerine ‘Ölürsem kefenim üzerindeki elbisemdir.’ diyen Sultan Alparslan’ın yolundan gidendir. AK Parti, Anadolu’daki tüm izlerimizdir. AK Parti İznik, Söğüt, Bursa, Edirne, Konya, Sivas, Kayseri, Erzurum, Alanya, Kastamonu, Malatya, Balıkesir, Manisa ve Antalya’da devletler kuran atalarımızın varisidir. AK Parti Selçuklu’dur, Osmanlı’dır. Coğrafyamıza diktikleri çınarları 3 kıta 7 iklime yayan ecdadımızı takip edendir. AK Parti fetihtir, İstanbul’u alarak çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han’ın mirasçısıdır. AK Parti hadimdir. AK Parti Hicaz’ı topraklarına katarak kutsal emanetlere sahip çıkan, kutsal beldelerin hizmetkarlığına talip olan Yavuz Sultan Selim Han’ın yoldaşıdır. AK Parti müdafidir. Dünyanın çalkantılı bir döneminde devletimiz onlarca yıl boyunca hem koruyup hem geliştiren Sultan 2. Abdülhamit’in hakkının hukukunun savunucusudur. AK Parti Çanakkale’dir, Kut’ül Amare’dir. AK Parti, yedi düvelin en modern silahlarla, en büyük ordularla üzerimize geldiği anda bile imanı ve cesaretiyle zincirleri kıran, oyunları bozan ecdadın torunudur.”

Erdoğan, Dünya haritasının üzerinde Sultan Alparslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet ve Recep Tayyip Erdoğan’ın resimlerinin bulunduğu “Tarih tekerrürden ibaret” yazılı bir pankartı işaret etti ve “Bu ne güzellik… Layık olabilirsek ne mutlu bizlere..” dedi.

“Ayın 26’sında Malazgirt’e var mıyız?” diye soran Erdoğan, salondan “Evet” cevabını aldı.

“AK PARTİ, TÜRKİYE’DİR”

AK Parti, İstiklal harbimizdir” ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“AK Parti, cumhuriyetimizdir. ‘Artık yıkıldı, yok oldu’ denilen bir milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde küllerinden yeniden doğarcasına ayağa kaldıran milli mücadele ruhunun temsilcisidir. AK Parti, çok partili hayattır. Rahmetli Menderes’in bedelini canıyla ödediği demokrasi mücadelesinin bugünkü sancaktarıdır. AK Parti, kalkınmadır. Rahmetli Özal’ın binbir meşakkatle açtığı kalkınma yolunun günümüzdeki takipçisidir. AK Parti bugündür. Geçtiğimiz 16 yılda Türkiye’yi demokraside, ekonomide geliştirerek, 2023 hedefleriyle buluşturarak milletimizin hayalini gerçekleştirendir. AK Parti, gelecektir. Gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ederek, ülkemizin önümüzdeki yarım asrını, bir asrını aydınlatandır. AK Parti, Türkiye’dir.”

Bunun için “AK Parti’yi milletimiz kurmuştur” dediklerini hatırlatan Erdoğan, AK Parti’nin tarihinin milletin tarihi kadar eski olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Bunun için AK Parti’ye tüm gücümüze sahip çıkıyor, partimizi gözümüz gibi koruyoruz. Her bir AK Partilinin de bu şuurla partisine ve davasına sahip çıktığına inanıyorum. Bu şarkının sonu yok.” dedi.

“BİZ ZALİMLERİN KARŞISINA İŞTE BU İNANÇLA DİKİLİYORUZ”

AK Parti’nin misyonunu en güzel Mehmet Akif Ersoy’un dizelerinin anlattığını belirten Erdoğan, İstiklal Şairinin “Zulmü Alkışlayamam” şiirini okudu.

Erdoğan, “Biz zalimlerin karşısına işte bu inançla dikiliyoruz. Biz, mazlumlara gönlümüzü ve imkanlarımızı işte bu anlayışla sonuna kadar açıyoruz. Biz ecdadımıza işte bu hissiyatla tüm gücümüzle sahip çıkıyoruz. Biz, istiklalimiz uğrunda gerektiğinde canımızı işte bu şuurla ortaya koymaktan çekinmiyoruz.” dedi.

AK Parti’nin seçim şarkısı “Yoktur mazimde zulme teslim olan” şarkısının dizelerinin yer aldığı pankartı okuyan Erdoğan, “AK Kadınlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.

“MİLLETİMİZİN AYAĞINA TAKILMAYA ÇALIŞILAN PRANGALARI PARÇALAYIP ATIYORUZ”

Başkan Erdoğan, “Biz işte bu imanla, ülkemizin ve milletimizin ayağına takılmaya çalışılan prangaları parçalayıp atıyoruz. Biz, işte bu sorumlulukla, soysuzlara zağarlık yapmak yerine onlara meydan okuyoruz. Ne demek zağarlık, av köpeği…” değerlendirmesinde bulundu.

Hazreti Ali’ye atfedilen “Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz” sözüne işaret eden Erdoğan şunları kaydetti:

“Biz, sadece hakkımızı değil aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin de şerefini savunuyoruz. Bazıları bunu anlamakta zorluk çekebilir. Bazılarının dünyalarında şeref, namus, haysiyet, dik duruş, onurlu bir hayat sürmek gibi kavramların karşılığı olmayabilir. Bizim için bu değerlerimiz her şeyimizdir. İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Bizim hayatımızın manası budur. Milletimizle birlikte 16 yıldır karşımıza çıkan onca sıkıntıya, önümüze konan onca engele, kurulan onca sinsi tuzağa, yapılan onca saldırıya işte bu inançla karşı koyduk ve zafere ulaştık. 15 Temmuz destanını işte bu hissiyatla verdiğimiz mücadele sayesinde kazandık. Bugün de birileri, bizi güya ekonomiyle yaptırımla, kurla, dövizle, faizle, enflasyonla tehdit ediyor. Biz de onlara diyoruz ki ‘Oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz.’ Biliyoruz ki; iman varsa imkan da vardır.”

“HİÇ KİMSE BU MİLLETLE, BU ÜLKEYLE OYNAMAYA KALKMASIN”

Milletin bugüne kadar nice ihanetleri, tuzakları hep imanıyla boğduğuna işaret eden Erdoğan, “Kardeşlerimizin ve dostlarımızın duasıyla, desteğiyle her türlü zorluğun üstesinden geldik. Bugün de yine imanımızla mücadelemizi yürütüyoruz. Türkün cesareti ve Müslümanın aklı, imanının tezahürüdür. Hem cesareti, hem aklı olan bu milletin karşısında duracak hiçbir fani güç tanımıyoruz. Hiç kimse bu milletle, bu ülkeyle oynamaya kalkmasın. Çünkü biz, ‘Ya olacağız ya öleceğiz’ diyerek, hedeflerimize doğru yürüyen bir milletiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Başkan Erdoğan, buradan bir kez daha haykırdığını belirterek, “Başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, devletimizi yıkamayacaksınız. Türkiye’nin yükselişini durduramayacaksınız. Hedeflerimize ulaşmamıza engel olamayacaksınız. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz Türk milletiyiz. Çünkü biz Müslümanız. Çünkü biz insanlığın ortak sesi ve vicdanıyız.” diye konuştu.

Başkan Erdoğan, hiçbir zaman mücadeleden kaçan, davası ve ülkesinin yıpranması pahasına kendi alanını korumaya çalışan bir parti olmadıklarını, olmayacaklarını belirtti.

Görülen her haksızlık, adaletsizlik, zulüm ve riyakarlık karşısında seslerini yükseltmekten geri durmadıklarını, durmayacaklarına işaret eden Erdoğan, hak, vatan, millet, insanlık için kavga verilirken pencereden seyretmediklerini, bundan sonra da seyretmeyeceklerini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Zalimler vurdukça sinenlerden, teröristlere boyun eğenlerden, acılardan çıkar sağlamaya çalışan menfaatperestlerden olmadık, olmayacağız. Önde yiğitler, aslan gibi vuruşurken arkada başka hesaplar içinde el ovuşturanlara benzemedik, benzemeyeceğiz. Ülke yanarken fırsatçılık peşinde koşanlara itibar etmedik, etmeyeceğiz. Dünyayı sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.”

Erdoğan, hayatlarını ve geleceklerini kurtarmak için yollara dökülen masum insanlar, denizlerin, okyanusların, ırmakların karanlık sularında, tel örgülerin, yüksek duvarların önünde ağlarken gülenlerden, onlara çelme takanlardan olmadıklarını, olmayacaklarını dile getirdi.

“BİZİ STRATEJİK HEDEF HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞANLARA TESLİM OLMADIK”

Filistinlilere zulmedilirken, ilk kıble Kudüs’teki kutsallar çiğnenirken kafasını başka tarafa çevirenlerin safına katılmadıklarını ve katılmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

“Sınırlarımızın dibinde oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüküp de attığı her adımla bizi stratejik hedef haline getirmeye çalışanlara teslim olmadık, olmayacağız. Kısa çöpün uzun çöpten hakkını bir gün mutlaka alacağına inandık, inanmayı sürdüreceğiz. Zalim Nemrut’u öldüren küçücük sineğin hikmetinden şüphe duymadık, duymayacağız. Kimsenin hakkına göz dikmediğimiz gibi kendi hakkımızın gasbedilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Kendi umutlarımızı, hayallerimizi, hedeflerimizi başkalarının insafına terk etmedik, etmeyeceğiz. Kazandığımız her başarıyı bir sonraki başarıların başlangıç noktası olarak gördük, göreceğiz. Rabbimizin ihsanından, lütfundan, yardımından, kereminden asla şüphe duymadık, duymayacağız. Tarihin dolgu malzemesi değil, inşacısı olduğumuzu unutmadık, unutmayacağız.”

Masa başı siyaset yapmadıklarını aktaran Erdoğan, asla karanlık odakların dümen suyuna girmediklerini, siyaset mühendisliklerine itibar etmediklerini belirtti.

“MİLLETİMİZİN TALEP VE BEKLENTİLERİNE GÖRE İCRAAT YAPTIK”

Rakip bulamadıklarında kendi kendileriyle yarıştıklarını anlatan Erdoğan, güçlerini darbecilerden, vesayet odaklarından değil milletten aldıklarını bildirdi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Elimize tutuşturulan programlara göre değil, milletimizin talep ve beklentilerine göre icraat yaptık. Merhum Aliya, ‘Büyük milletlerin imtihanı da büyük olur.’ derdi. Milletimizin büyüklüğünden şüphe etmediğimiz gibi sınamalarımızın büyüklüğünü de hiçbir zaman unutmadık. Bir ayağımızla İstanbul’a, Ankara’ya, 81 vilayetimize sıkı sıkıya basarken, diğeriyle Bosna’dan Bakü’ye, Semerkant’tan Hartum’a bölgemizin ve dünyanın dört bir yanını adımlıyoruz. Biz medeniyetimizin köklerini Medine’nin mimberinde, Mescid-i Aksa’nın kubbesinde, coğrafyamızın dört bir yanındaki kürsülerinde, Selimiye’nin, Süleymaniye’nin, Fatih’in, Sultanahmet’in minarelerinde ararız. Biz geçmişimizi Dede Korkurt’un hikayelerinde, Yunus Emre’nin şiirlerinde, Hacı Bayram Veli’nin öğütlerinde, Buhurizade Itri’nin tekbirinde, Karahisari’nin hattında buluruz. Vatanımıza sadece nüfus cüzdanımızla değil, kalbimizle ruhumuzla, her şeyimizle bağlıyız. Böyle olduğu içindir ki gerektiğinde onun uğruna canımızı dahi feda etmekten çekinmeyiz.”

Türkiye’yi çok sevdiklerini ifade eden Erdoğan, bu nedenle “Türkiye’ye birinci sınıf demokrasi, ekonomi, hizmet yakışır.” dediklerini, AK Parti’nin kuruluşundan bugüne kadar da bunun için çalışıp mücadele ettiklerini söyledi.

Erdoğan, kimlik siyaseti değil millet siyaseti, kavga siyaseti değil hizmet siyaseti yaptıklarını, hep inşa etmenin, üretmenin, büyütmenin peşinde olduklarını dile getirdi.

Hiç kimseyi aynı kalıba sokmaya çalışmadıklarına işaret eden Erdoğan, tüm renkleri zenginlik görerek olduğu gibi kabul ettiklerini bildirdi.

“Soframızın paylaştıkça bereketlendiği inancıyla yardım eli için uzanan hiçbir eli boş çevirmedik.” diyen Erdoğan, Türk milletinin birliği, beraberliği güçlendikçe Türkiye’nin gücünün arttığını, imkanlarının genişlediğini anlattı.

“EKONOMİK DARBE YAPMAYA KALKTILAR”

Aynı zamanda husumetlerin de çoğaldığını aktaran Erdoğan, “Dışarıdan kurdukları tuzaklar yetmedi, içerideki ihanet odaklarını da harekete geçirdiler. Sokak darbesi, yargı-emniyet darbesi, çukur eylemleriyle terör darbesi, ülkemiz dışından taciz atışlarıyla sınır darbesi, seçim sonuçlarını bahane ederek siyaset darbesi yapmaya kalktılar. Kuru, dövizi, faizi kullanarak ekonomik darbe yapmaya kalktılar.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, 2012’deki kongre konuşmasına, “Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır / Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır / Aşk celladından ne çıkar, madem ki yar vardır / Yoktan da vardan da öte bir var vardır / Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır / O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır / Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır / Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır / Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır / Yanmışsam, külümden yapılan bir hisar vardır / Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır / Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır / Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır / Senden umut kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır/ Sevgili, en sevgili, ey sevgili.” dizelerini okuyarak başladığını hatırlattı.

Bu şiiri okuduğu tarihten itibaren geçen dönemde yaşanılanları göz önüne getirdiğini ifade eden Erdoğan, kaderin üstündeki kaderin tezahürüne her vesileyle şahit olunduğuna dikkati çekti. Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Son 5, 6 yılda yaşadığımız her hadiseyle gördük ki bir, iri, diri, kardeş olduğumuzda, hep birlikte Türkiye olduğumuzda hiç kimsenin bize gücü yetmez. Bugün her türlü tehdidin karşısında dimdik ayakta kalan bir Türkiye’yi bu duruşumuza borçluyuz. Hep söylediğim gibi, bana böyle bir milletin evladı olmayı nasip eden Rabb’ime binlerce kez hamdediyorum. Rahmetli Cengiz Aytmatov, ‘Gün olur asra bedel.’ diyor. Türkiye’nin AK Parti’li yıllarında da milletimiz asırlara bedel hizmetlere kavuşmuştur. Her fırsatta, özellikle de illerimize her gittiğimizde bu hizmetleri kısaca özetleyerek ülkemizi nereden nereye getirdiğimizin muhasebesini yapıyoruz.”

Erdoğan, “Kasım 2002’den bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız hizmetleri kalem kalem anlatmaya kalksak, bu salondan günlerce çıkamayız.” diye konuştu.

İktidara gelirken Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet üzerinde yükselteceklerini söylediklerini hatırlatan ve söyledikleri gibi de “Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet” dediklerini ifade eden Erdoğan, AK Parti’nin bugüne kadar yaptığı hizmetlerin yer aldığı 14 dakikalık videonun tekrar izletilmesini istedi.

“EĞİTİM BÜTÇEMİZİ 10,5 MİLYAR LİRADAN 135 MİLYAR LİRAYA YÜKSELTTİK”

Başkan Erdoğan, Türkiye’yi dört temel üzerinde yükseltecekleri ilk adımın eğitim olduğunu söyledi.

Eğitimde, 12 yıllık zorunlu eğitimi 4+4+4 olarak üç kademeli hale getirerek çocukların önünde yeni bir dönem başlattıklarını anımsatan Erdoğan, üniversiteye girişteki tüm ayırımcı uygulamalara son verdiklerini dile getirdi.

Çocukların medeniyetlerini ve tarihlerini daha iyi öğrenebilmeleri için ortaokuldan itibaren Kuran-ı Kerim ve Siyer-i Nebi gibi seçmeli dersler getirdiklerini aktaran Erdoğan, Fatih Projesi kapsamında sınıflara 432 bin etkileşimli tahta, yaklaşık 46 bin çok fonksiyonlu yazıcı kurduklarını ifade etti.

Öğrencilere ve öğretmenlere 1,5 milyona yakın tablet bilgisayar dağıtıldığını belirten Erdoğan, “Eğitim bütçemizin büyüklüğünü 10,5 milyar liradan 135 milyar liraya yükselttik. İlköğretimde öğrenci sayımız 9,5 milyon civarında sabit kalmasına rağmen 288 bin yeni derslik yaparak okul sayımızı 51 binden 81 bine çıkardık. Bu okullarımıza 605 bin yeni öğretmen atayarak toplam öğretmen sayımızı 920 bine ulaştırdık.” diye konuştu.

Başkan Erdoğan, okullardaki spor salonları sayısını 2 bin 781’den 9 binin üzerine, laboratuvar sayısını 22 binden 37 bine yükselttiklerini anlatarak, geçen eğitim-öğretim yılında öğrencilere 213 milyonun üzerinde ders kitabını ücretsiz dağıttıklarını söyledi.

“ÜNİVERSİTE SAYISI 76’DAN 207’YE ULAŞTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmam Hatip Ortaokulları ve liselerindeki öğrenci sayısının, bu kurumlara yönelik kasıtlı uygulamalar sebebiyle 64 bine kadar düştüğünü, bugün bu sayının bir milyon 240 bin düzeyinde olduğunu bildirdi.

Meslek liselerindeki öğrenci sayısını da 885 binden bir milyon 686 bine çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, fen liselerinde de bu sayının 12 binden, 119 bine ulaştığını kaydetti.

Üniversite sayısının 76’dan 207’ye ulaştığını belirten Erdoğan, akademik personel sayısının da 76 binden 160 bine yükseldiğini ifade etti.

Erdoğan, gençlere spordan, sanata kadar her alanda hizmet veren gençlik merkezlerinin sayısını 9’dan 286’ya çıkardıklarını aktararak, şöyle devam etti:

“Sadece geçtiğimiz yıl itibarıyla bu merkezlerde düzenlenen faaliyetlere 13 milyona yakın gencimiz katılmıştır. Yükseköğrenimdeki gençlerimizin barınma sorunlarını çözmek için yurtlarımızın yatak kapasitesini 188 binden 667 bine ulaştırdık. Yurtlarda kalan öğrencilerimize 330 lira beslenme yardımı yapıyoruz. Bu yıl 17 bin, önümüzdeki yıl 60 bin, 2020’de ise 41 bin kapasiteli yeni yurtları hizmete alıyoruz. Başvuran her öğrencimize lisans için 470 lira, yüksek lisans için 940 lira, doktora için de bin 410 lira burs veya kredi veriyoruz. Ülkemizdeki spor tesislerinin sayısını 3 bin 500’ün üzerine çıkardık. Futboldan basketbola, atletimizden yüzmeye kadar her branşta sporcularımızın yetişmesi için özel programlar uyguluyoruz. Milletimize söz verdiğimiz toplam 750 bin seyirci kapasiteli 32 yeni modern stadyumdan 15’ini tamamladık. 11’nin inşası, diğerlerinin proje çalışmaları sürüyor. Şimdi bunlara Kütahya, Denizli, Uşak, Tokat ve Sinop’ta 5 yeni stadyumu da ekleyerek, sayıyı 37’ye yükseltiyoruz.”

Erdoğan, hastane ve diğer tedavi birimlerinde birinci basamakta yapılan test sayısını iki kattan fazla artırdıklarına işaret etti.

Sağlık çalışanlarının sayısını 378 binden 928 bine çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, hastanelerdeki cihazların sayısını da 20 kata kadar artırdıklarını bildirdi.

Ambulans sayısını 618’den 5 bine çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, daha önce hiç olmayan uçak, helikopter, bot ve paletli ambulansları hizmete sunduklarını belirtti.

Ambulans hizmetlerinden bu yılın ilk 6 ayında 2 milyon 600 binin üzerinde vatandaşın istifade ettiğini anlatan Erdoğan, “Şehir hastaneleri sağlık alanında milletimize verdiğimiz hizmetlerin en üst çıtasını oluşturuyor. Şu ana kadar Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ şehir hastanelerini tamamlayıp, hizmete aldık. Ankara Bilkent, Manisa ve Eskişehir şehir hastanelerini bu yıl içinde hizmete alıyoruz. İnşaatı süren ve ihale sürecinde olanlarla toplam 44 bin 409 yatak kapasiteli 31 şehir hastanesini ülkemize kazandırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan, 16 yılda 245 adalet sarayı inşa ederek mahkemeleri köhne binalardan kurtarıp modern çalışma alanlarına kavuşturduklarını dile getirdi.

Hakim ve savcı sayısını 9 bin 349’dan 17 bin 179’a, adalet personeli sayısını da 26 binden 62 bine çıkartarak hizmetlerin daha hızlı ve kaliteli verilebilmesini temin ettiklerini vurgulayan Erdoğan, adli tıp sistemini geliştirerek, ülke geneline yaygınlaştırarak, delillerin en doğru ve en hızlı şekilde değerlendirilmesini sağladıklarını kaydetti.

İstinaf mahkemelerini hayata geçirerek yargılama sürelerini kısalttıklarını aktaran Erdoğan, arabuluculuk ve uzlaştırma sistemlerini getirdiklerini, bu reformlarla mahkemelerle birlikte Yargıtay ve Danıştayın da iş yükünü hafiflettiklerini söyledi.

Anayasa Mahkemesine doğrudan başvuru imkanı getirdiklerini, kamu denetçiliği sistemini hayata geçirerek vatandaşlara yeni bir hak arama yolu açtıklarını anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Vatandaşlarımızın lekelenmeme hakkına riayet için soyut ve genel ihbarlarla şikayetleri soruşturma konusu olmaktan çıkarttık. Emniyette vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürebilmeleri gayesiyle her alanda çok önemli reformları hayata geçirdik. İllerimizin tamamında, ilçelerimizin büyük bir bölümünde hizmete geçirdiğimiz plaka tanıma ve kamera sistemiyle suçların aydınlatılma oranında ciddi artış sağladık. Mobil plaka tanıma ve elektronik denetleme sistemlerini yaygınlaştırarak bu alandaki etkinliğimizi daha da artırdık. Balistik inceleme, DNA analizi, parmak izi, yüz tanıma sistemi gibi yeni teknolojilerin kullanımını etkinleştirerek ülkemizin her yerinde suçla ve suçluyla mücadelemizi güçlendirdik. Merkezi nüfus idaresi sistemiyle kamunun vatandaşa verdiği hizmetlerde büyük bir devrim gerçekleştirdik. Bugün kamu hizmetlerinin tamamı bu sistem üzerinden ve tek bir kimlik numarasıyla yürütülebiliyor. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle de hem nüfusumuzun demografik dağılımını hem de nüfus hareketlerini kolayca takip edebilir, hizmetleri buna göre planlayabilir hale geldik.”

Başkan Erdoğan, terör örgütleriyle mücadelede tarihin en büyük başarılarına imza attıklarını söyledi.

Erdoğan, emniyet, jandarma, sahil güvenlik teşkilatlarını, insansız hava araçlarından zırhlı taşıyıcılara, botlara kadar en modern araçlarla teçhiz ettiklerini belirterek “Sınırlarımız içinde terörle mücadelede kararlılığımızı gösterdik.” diye konuştu.

Ülkeyi bölünmüş yollarla donattıklarını ifade eden Erdoğan, “6 bin 100 kilometre bölünmüş yolla teslim aldık ama şimdi hamdolsun bunu artık tırmandırdık. Ulaşım ağlarında trafik güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri almaya devam ediyoruz.” dedi.

Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yola çıkan veya çıkacak olan vatandaşlardan güvenlikleri için hız sınırlarına uymaları ve emniyet kemerlerini takmaları ricasında bulundu.

Savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde 20’den yüzde 65 seviyesine getirdiklerine işaret eden Erdoğan, havacılık ve savunma sektörünün cirosunu 1 milyar dolardan 7 milyar dolara, ihracatı da 248 milyon dolardan 2 milyar dolara yükselttiklerini aktardı.

Son aylarda ardı ardına imzalanan yeni anlaşmalarla ihracat rakamının katbekat arttığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ülkemizde halen yürütülmekte olan savunma sanayi projelerinin tutarı 45 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Gelişmeler çok yakında 75 milyar dolara varacaktır. İstikbalimize güvenle bakabilmemiz, bu özellikle bir şart. Öncelikle savunma sanayinde kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden geçtiğini biliyoruz. Bunun için insanlı ve insansız hava araçlarından uçak ve helikoptere her sınıftan… Gemilerden uydulara, tankından topuna kadar her alanda araştırma geliştirmesiyle, yazılımıyla, donanımıyla savunma sanayimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.

Türkiye’nin sınır güvenliğinin sınır ötesinden başladığı inancıyla yürüttüğümüz operasyonları genişleterek devam ettireceğiz. Özellikle Suriye ve Irak’tan ülkemize yönelen tehditleri ne pahasına olursa olsun kaynağında kurutmakta kararlıyız. Daha önce Cerablus’ta, El Bab’da, dün Afrin’de ne yaptıysak Suruç’tan Cizre’ye kadar olan sınırlarımız boyunca da aynısını yapacağız. Kandil’i ülkemize yönelik terör saldırılarının üssü olmaktan çıkartacak adımları atıyoruz. Sincar aynı şekilde, Mahmur aynı şekilde. Kaynağında kurutacağız.”

“İŞTE BİZ BUYUZ”

Erdoğan, ulaştırmanın AK Parti iktidarlarının tarihi başarı hikayeleri yazdığı bir başka alan olduğunu ifade ederek 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yolu 20 bin kilometre ilaveyle 26 bin 100 kilometreye çıkardıklarını söyledi.

Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğunu 2 bin 657 kilometreye ulaştırdıklarına işaret eden Erdoğan, karayollarındaki mevcut 83 tünele 265 adet daha ekleyerek uzunluklarını 50 kilometreden 447 kilometreye yükselttiklerini vurguladı.

Bugüne kadar Marmaray’dan geçen yolcu sayısının 275 milyon olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

“İşte biz buyuz. Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi, Avrasya Tüneli gibi, Ilgaz, Erkenek, Cankurtaran, Ovit, Sabuncubeli tünelleri gibi… Nissibi ve Ağın köprüleri gibi nice eserleri de milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Kanal İstanbul’u hayata geçirmek için kolları sıvadık ve Kanal İstanbul 43 kilometre. Her iki tarafından inşallah 2 butik şehir oluşturacağız ve böylece Kanal İstanbul ile birlikte dünyaya büyük bir mesaj vereceğiz. İnşallah Türkiye’nin en büyük yatırımı olacak bu stratejik projeyi mutlaka gerçekleştireceğiz.

Ülkemizde daha önce olmayan yüksek hızlı tren hatlarında şimdilik bin 213 kilometreye ulaştık. Halen inşaatı hızla süren tren hatlarının uzunluğu 3 bin kilometreyi buluyor. Ayrıca 5 bin 300 kilometrelik kısımla ilgili etüt ve proje çalışmaları sürüyor. Hedefimiz ülkemizi 10 bin kilometre uzunluğunda hızlı tren hatlarıyla donatmaktır.”

Bunun yanında mevcut 11 bin kilometrelik demiryolu hattını yenilediklerini, ilavelerin bu konuda da devam ettiğini bildiren Erdoğan, havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini aktardı. Havalimanı sayısını 26’dan 55’e, yolcu kapasitesini de 55 milyondan 258 milyona çıkardıklarının altını çizen Erdoğan, diğer proje ve hizmetlere ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“İnşallah 29 Ekim’de İstanbul’daki dev, muhteşem havalimanımızı açıyoruz. Yurt dışında 60 noktaya yapılan uçuşlarla 316 noktada dünyanın bir numarası THY oldu ve sektörün cirosunu 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükselttik. İstanbul’da inşa ettiğimiz 90 milyon -29 Ekim itibarıyla söylüyorum- yolcu kapasitesi olacak. Havalimanımız inşallah 2023’te 150 milyona ulaşacak. Dünyanın en büyüklerinden olan havaalanımızın ilk etabında inşallah İstanbul’da buluşacağız.

Gümüşhane, Bayburt, Yozgat, Çukurova bölgesel ve denizin üzerinde kurduğumuz ikinci proje olan Rize, Artvin havalimanlarımızın inşası da sürüyor. Çeşme Alaçatı, Tokat, Karaman ve Batı Antalya havalimanlarını da yatırım programımıza aldık. Denizcilikte tersane sayımızı 37’den 78’e, işlenen yükü 190 milyon tondan 471 milyon tona, yat bağlama kapasitemizi 8 bin 500’den 18 bin 500’e çıkardık. Dış ticaret hedeflerimize uygun şekilde Filyos Limanı’nın inşası sürüyor. Çandarlı ve Mersin limanlarıyla ilgili çalışmalarda aynen devam ediyor.”

Erdoğan, haberleşmede Türksat 3A’yı 2008’de, Türksat 4A’yı 2014’te, Türksat 4B’yi 2015’te başarıyla uzaya gönderdiklerini anımsatarak geniş bant internet abonesi sayısını 3 binden 70 milyona çıkardıklarını vurguladı.

Kültür alanında ülkenin tüm değerlerini kucaklayacak çalışmalara yöneldiklerini belirten Erdoğan, müzelerin yanında dizi ve film sektörünü dünyaya açtıklarını söyledi. Erdoğan, “Dünyanın 140 ülkesine yaptığımız dizi film ihracıyla bu alanda Amerika’nın ardından 2. sıraya yükseldik.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, İstanbul’da Rami Kışlası’nda Türkiye’nin kültür birikimine yakışır iki dev kütüphane kuracaklarını dile getiren Erdoğan, millet kıraathaneleri projesiyle kütüphaneleri ülkenin her yerine yaydıklarını ve günlük hayatın içine soktuklarını kaydetti.

Başkan Erdoğan, turizmde çok büyük atılım yaptıklarını söyledi.

Turist sayısını 13 milyondan yıl sonu itibarıyla 40 milyona çıkarmayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, işletme belgeli 4 ve 5 yıldızlı tesis sayısını 419’dan bin 795’e, Bakanlık belgeli otel sayısını ise 4 bin 882’ye, yatak kapasitesini 1 milyon 200 bine yükselttiklerini aktardı.

Erdoğan, “Şu anda sayısı 459’a ulaşan mavi bayraklı plajlarımızla bu alanda dünyada üçüncü sıradayız. İnşallah bu yıl turizmde rekorlar kıracağımız bir sezon olacak.” diye konuştu.

Dış politikada atılan adımlarla yeni bir sürecin içine girildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ülkemizin büyüklüğüne yakışan adımları atıyoruz. Kurulan oyunlara figüranlık yapan değil, oyun kuran bir Türk dış politikası inşa ettik. Avrupa Birliği’nden NATO’ya, G20’den Birleşmiş Milletler’e kadar her yerde ülkemizin başının dik durmasını sağladık. Aktif dış politika anlayışımızın gereği olarak büyükelçilik, başkonsolosluk ve daimi temsilcilik statüsündeki dış temsilciliklerimizin sayısını 163’ten 240’a çıkardık. Afrika ve Güney Amerika’da, daha önce ihmal edilmiş bölgelere yönelik açılım politikaları geliştirip hayata geçirdik. Ekonomi tüm bu çalışmalarımızın hasılasını topladığımız bir alan oldu.”

“KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR ARTTI”

Kişi başı milli gelirin 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara yükseldiğini aktaran Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik büyüklük olarak 17’nci, satın alma paritesine göre de 13’üncü sıraya çıktığını ifade etti.

Erdoğan, Türkiye’nin, dünyada kamu-özel ortak yatırımlarını en iyi uygulayan ve bu şekilde büyümesini sürekli yüksek oranlara ulaştıran bir ülke olduğunu belirtti.

Geçen 16 yılda, 50 milyar doların üzerinde proje bedeli olan 159 kamu-özel ortaklığını hayata geçirdiklerini anımsatan Erdoğan, “Enflasyonda ve faiz oranlarında her ne kadar hedeflerimize ulaşamamış olsak da geçmişle mukayese edildiğinde çok ileri bir durumdayız. Son günlerde yaşanan sıkıntıların bize yeni ve daha büyük atılımların kapısını açacağına yürekten inanıyorum.” değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, Hazreti Muhammed’in Uhud’da yaptığı duadan ilhamla şu duayı yaptı:

“Allah’ım hamd sana mahsustur. Allah’ım senin ihsanına kimse karşı çıkamaz. Senin tuttuğunu da kimse alamaz. Biz sadece sana tabiyiz. Allah’ım lütfundan, rahmetinden, bereketinden ve rızkından bizlere bolca ihsan eyle. Ülkemizi ve milletimizi muhannete muhtaç etme. İstiklalimize ve istikbalimize göz dikenlere fırsat verme. Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim, benim ve arkadaşlarımın kalbini yolun üzere sabit kıl. Bizlere sıratı müstakimden ayırma. Fitnelere karşı kalplerimizi koru. Allah’ım öne geçiren de geride bırakan da şahsımı ve dava arkadaşlarımızı milletimize hizmet yolcuğundan geri bırakma.

Tüm mazlumların umudu olan bu cennet vatanı ilelebet payidar eyle. Minarelerimizden ezanlarımızı susturma. Camilerimizden Kur’an-ı Kerim nidalarını eksik etme. Semalarımızdan bayrakları mahrum bırakma Allah’ım. Verdiğini kimse engelleyemez. Engellediğini kimse veremez. Uzaklaştırdığını kimse yaklaştıramaz. Vatanımızın bekası, milletimizin huzuru için mücadele eden kahramanları sen koru. Sen alemlerin Rabbisin, senin her şeye gücün yeter. Amin. Rabbim dualarımızı dergahı izzetinde kabul buyursun. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.”

Kongrenin, Türkiye, millet ve parti için hayırlara vesile olmasını da dileyen Erdoğan, bugün Merkez Karar Yönetim Kurulunun oylamadan sonra belirleneceğini, hemen akabinde Merkez Yürütme Kurulunun da açıklanacağını bildirdi.

Kadın kolları üyelerinin iki gün önce kongreye gelirken bir trafik kazası geçirdiğini ve bu trafik kazasında beş kişinin vefat ettiğini anımsatan Erdoğan, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.

AK Parti 6. Olağan Büyük Kongresi’nde, Başkan Erdoğan’ın siyasi hayatının anlatıldığı 17 dakikalık kısa film izlendi.

Erdoğan’ın sesinden şair Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiiriyle başlayan filmde, Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile başlayan siyasi hayatından kesitlere yer verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını tamamlamasının ardından Türkiye’de eğitim gören 25 ülkeden 50 uluslar arası öğrenci platforma davet edildi. Erdoğan, platforma çıkan öğrencilerle tek tek tokalaştı.

Çad’dan gelen ve Kayseri Erciyes Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan Timan Ahmet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Dünyanın huzur barış ve adaleti özlediği bir dönemde bu kongre sadece AK Parti’nin kongresi değildir. Çünkü sizin gibi adaletsizliklere karşı elif gibi dimdik duran bir lider var. Tüm dünya mazlumları, gençler ve tüm liderler adına size bir dünya lideri olarak teşekkür ederim.” dedi.

Öğrenciler, Erdoğan’a, zalimler karşısında dik duruşunu simgeleyen Arapça elif harfinin yer aldığı bir tabloyu hediye etti.

Hediye takdiminin ardından tekrar söz alan Ahmet, “Siz Türk halkına ve dünya gençlerine örnek bir lidersiniz. Türk halkı, böyle bir Cumhurbaşkanınız olduğu için övünün, gurur duyun.” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244670

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120790

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge