Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu için yorumlar kapalı 88535

Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Spor Salonu’nda düzenlenen 6. Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu.

Başkan Erdoğan, “Sevgili AK Partililer, aziz dava ve yol arkadaşlarım, dünyanın dört bir köşesinden gelerek heyecanımızı bizlerle paylaşan devlet başkanları, hükümet başkanları, bakanlar, siyasi parti temsilcileri, hanımefendiler, beyefendiler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.” diyerek başladı.

Erdoğan, vatan toprağının neresinde olursa olsun, fabrikada makine başında, atölyede tezgah önünde, inşaatta iskele üzerinde, ekmek teknesi olan aracının direksiyonunda, dükkanında iş yerinde nafakasını temin etmek için çalışan tüm emekçilere selamlarını sundu.

Pamuk, fındık toplayan, çay, ekin biçen, ürününü hasat eden, pancarını sulayan, serasını hazırlayan, hayvanını otlatan, balığa çıkmak için ağlarını hazırlayanlara selamlarını gönderen Erdoğan, ülkesi ve kendisi için üreten, ihraç eden, kazanan, yatırım yapan herkese selamlarını gönderdi.

Okullarda, üniversitelerde bilgisi ve gayretiyle ilim öğreten ve öğrenen hocalara, öğrencilere selam sunan Erdoğan, sınırlar içinde ve dışında dağlarda, ovalarda, şehirlerde, en izbe yerlerde ülkenin ve milletin güvenliği için hayatlarını ortaya koyarak görev yapan güvenlik güçlerini de selamladı.

15 Temmuz’da ve her nerede olursa olsun vatan müdafaası yolunda fedakarlık yapmış olan şehit yakınları ve gazilere selamlarını sunan Erdoğan, bu vesileyle tüm şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere hayırlı uzun ömür diledi.

Ülkeye, millete, AK Parti ve şahsına muhabbet duyan herkese selamlarını gönderen Erdoğan, “Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, hepinizin, hepimizin üzerine olsun.” dedi.

Erdoğan, salı günü idrak edilecek Kurban Bayramı’nı tebrik etti ve hac farizası için kutsal topraklarda bulunanların ibadetlerinin kabul olmasını diledi.

Kongrenin parti ve ülke için hayırlara vesile olmasını temenni eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tam 17 yıl önce AK Parti’yi kurarken ‘Bugün Türk siyaset tarihine hizmete sevdalı insanların kurduğu AK Parti’nin doğum günü olarak geçecektir.’ demiştik ve devam ederek ‘Bugünden sonra Türkiye’mizde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.’ demiştik. Hamdolsun milletimize verdiğimiz sözü tutmuş olmanın bahtiyarlığı ile karşınızda bulunuyorum. Bu duygu ile kurulduğu 14 Ağustos 2001’de bugüne kadar AK Parti teşkilatında görev almış genel başkanından, teşkilat yöneticilerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına, mahalle temsilcileri ve sandık müşahitlerine kadar herkese şükranlarımı sunuyorum. Dava ve yol arkadaşlarımızın ahirete irtihal etmiş olanlara Allah’tan rahmet diliyorum.”

Erdoğan, Türkiye’de teşkilatın faaliyetlerindeki her seviyede, kadrolarında hanımlara ve gençlere özel önem veren tek partinin AK Parti olduğunu aktardı.

“İNŞALLAH DAHA NİCE 17 YILLARA”

Kadınlara ve gençlere özellikle teşekkür eden Erdoğan, “AK Parti’yi sizlerle bugünlere getirdik. İnşallah daha nice 17 yıllara da sizlerle birlikte ulaştıracağız. AK Parti kağıt üzerinde 14 Ağustos 2001’de kurulmuş bir partidir. AK Parti kağıt üzerinde 60 kurucu üye tarafından kurulmuş bir partidir ama asıl kurucusu da sahibi de milletimizin bizatihi kendisidir.” diye konuştu.

“AK PARTİ ANADOLU’DAKİ TÜM İZLERİMİZDİR”

Erdoğan, AK Parti’nin ne olduğunu anlayabilmek için önce medeniyet ve tarihe vakıf olmak gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“AK Parti başlangıçtır. Hazreti Adem’in dünyaya gelmesiyle başlayan imtihanımızın takipçisidir. AK Parti hicrettir, Peygamber Efendimizin tüm cihanı aydınlatan nurunun, tüm insanlığı kucaklayan mesajının müntesibidir. AK Parti Malazgirt’tir, sadece Allah’ın rızası için kendisinden kat ve kat üstün düşmanın üzerine ‘Ölürsem kefenim üzerindeki elbisemdir.’ diyen Sultan Alparslan’ın yolundan gidendir. AK Parti, Anadolu’daki tüm izlerimizdir. AK Parti İznik, Söğüt, Bursa, Edirne, Konya, Sivas, Kayseri, Erzurum, Alanya, Kastamonu, Malatya, Balıkesir, Manisa ve Antalya’da devletler kuran atalarımızın varisidir. AK Parti Selçuklu’dur, Osmanlı’dır. Coğrafyamıza diktikleri çınarları 3 kıta 7 iklime yayan ecdadımızı takip edendir. AK Parti fetihtir, İstanbul’u alarak çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet Han’ın mirasçısıdır. AK Parti hadimdir. AK Parti Hicaz’ı topraklarına katarak kutsal emanetlere sahip çıkan, kutsal beldelerin hizmetkarlığına talip olan Yavuz Sultan Selim Han’ın yoldaşıdır. AK Parti müdafidir. Dünyanın çalkantılı bir döneminde devletimiz onlarca yıl boyunca hem koruyup hem geliştiren Sultan 2. Abdülhamit’in hakkının hukukunun savunucusudur. AK Parti Çanakkale’dir, Kut’ül Amare’dir. AK Parti, yedi düvelin en modern silahlarla, en büyük ordularla üzerimize geldiği anda bile imanı ve cesaretiyle zincirleri kıran, oyunları bozan ecdadın torunudur.”

Erdoğan, Dünya haritasının üzerinde Sultan Alparslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet ve Recep Tayyip Erdoğan’ın resimlerinin bulunduğu “Tarih tekerrürden ibaret” yazılı bir pankartı işaret etti ve “Bu ne güzellik… Layık olabilirsek ne mutlu bizlere..” dedi.

“Ayın 26’sında Malazgirt’e var mıyız?” diye soran Erdoğan, salondan “Evet” cevabını aldı.

“AK PARTİ, TÜRKİYE’DİR”

AK Parti, İstiklal harbimizdir” ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“AK Parti, cumhuriyetimizdir. ‘Artık yıkıldı, yok oldu’ denilen bir milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde küllerinden yeniden doğarcasına ayağa kaldıran milli mücadele ruhunun temsilcisidir. AK Parti, çok partili hayattır. Rahmetli Menderes’in bedelini canıyla ödediği demokrasi mücadelesinin bugünkü sancaktarıdır. AK Parti, kalkınmadır. Rahmetli Özal’ın binbir meşakkatle açtığı kalkınma yolunun günümüzdeki takipçisidir. AK Parti bugündür. Geçtiğimiz 16 yılda Türkiye’yi demokraside, ekonomide geliştirerek, 2023 hedefleriyle buluşturarak milletimizin hayalini gerçekleştirendir. AK Parti, gelecektir. Gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ederek, ülkemizin önümüzdeki yarım asrını, bir asrını aydınlatandır. AK Parti, Türkiye’dir.”

Bunun için “AK Parti’yi milletimiz kurmuştur” dediklerini hatırlatan Erdoğan, AK Parti’nin tarihinin milletin tarihi kadar eski olduğunu söyledi.

Erdoğan, “Bunun için AK Parti’ye tüm gücümüze sahip çıkıyor, partimizi gözümüz gibi koruyoruz. Her bir AK Partilinin de bu şuurla partisine ve davasına sahip çıktığına inanıyorum. Bu şarkının sonu yok.” dedi.

“BİZ ZALİMLERİN KARŞISINA İŞTE BU İNANÇLA DİKİLİYORUZ”

AK Parti’nin misyonunu en güzel Mehmet Akif Ersoy’un dizelerinin anlattığını belirten Erdoğan, İstiklal Şairinin “Zulmü Alkışlayamam” şiirini okudu.

Erdoğan, “Biz zalimlerin karşısına işte bu inançla dikiliyoruz. Biz, mazlumlara gönlümüzü ve imkanlarımızı işte bu anlayışla sonuna kadar açıyoruz. Biz ecdadımıza işte bu hissiyatla tüm gücümüzle sahip çıkıyoruz. Biz, istiklalimiz uğrunda gerektiğinde canımızı işte bu şuurla ortaya koymaktan çekinmiyoruz.” dedi.

AK Parti’nin seçim şarkısı “Yoktur mazimde zulme teslim olan” şarkısının dizelerinin yer aldığı pankartı okuyan Erdoğan, “AK Kadınlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.

“MİLLETİMİZİN AYAĞINA TAKILMAYA ÇALIŞILAN PRANGALARI PARÇALAYIP ATIYORUZ”

Başkan Erdoğan, “Biz işte bu imanla, ülkemizin ve milletimizin ayağına takılmaya çalışılan prangaları parçalayıp atıyoruz. Biz, işte bu sorumlulukla, soysuzlara zağarlık yapmak yerine onlara meydan okuyoruz. Ne demek zağarlık, av köpeği…” değerlendirmesinde bulundu.

Hazreti Ali’ye atfedilen “Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz” sözüne işaret eden Erdoğan şunları kaydetti:

“Biz, sadece hakkımızı değil aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin de şerefini savunuyoruz. Bazıları bunu anlamakta zorluk çekebilir. Bazılarının dünyalarında şeref, namus, haysiyet, dik duruş, onurlu bir hayat sürmek gibi kavramların karşılığı olmayabilir. Bizim için bu değerlerimiz her şeyimizdir. İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür. Bizim hayatımızın manası budur. Milletimizle birlikte 16 yıldır karşımıza çıkan onca sıkıntıya, önümüze konan onca engele, kurulan onca sinsi tuzağa, yapılan onca saldırıya işte bu inançla karşı koyduk ve zafere ulaştık. 15 Temmuz destanını işte bu hissiyatla verdiğimiz mücadele sayesinde kazandık. Bugün de birileri, bizi güya ekonomiyle yaptırımla, kurla, dövizle, faizle, enflasyonla tehdit ediyor. Biz de onlara diyoruz ki ‘Oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz.’ Biliyoruz ki; iman varsa imkan da vardır.”

“HİÇ KİMSE BU MİLLETLE, BU ÜLKEYLE OYNAMAYA KALKMASIN”

Milletin bugüne kadar nice ihanetleri, tuzakları hep imanıyla boğduğuna işaret eden Erdoğan, “Kardeşlerimizin ve dostlarımızın duasıyla, desteğiyle her türlü zorluğun üstesinden geldik. Bugün de yine imanımızla mücadelemizi yürütüyoruz. Türkün cesareti ve Müslümanın aklı, imanının tezahürüdür. Hem cesareti, hem aklı olan bu milletin karşısında duracak hiçbir fani güç tanımıyoruz. Hiç kimse bu milletle, bu ülkeyle oynamaya kalkmasın. Çünkü biz, ‘Ya olacağız ya öleceğiz’ diyerek, hedeflerimize doğru yürüyen bir milletiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Başkan Erdoğan, buradan bir kez daha haykırdığını belirterek, “Başaramayacaksınız, milletimizi bölemeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, devletimizi yıkamayacaksınız. Türkiye’nin yükselişini durduramayacaksınız. Hedeflerimize ulaşmamıza engel olamayacaksınız. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz Türk milletiyiz. Çünkü biz Müslümanız. Çünkü biz insanlığın ortak sesi ve vicdanıyız.” diye konuştu.

Başkan Erdoğan, hiçbir zaman mücadeleden kaçan, davası ve ülkesinin yıpranması pahasına kendi alanını korumaya çalışan bir parti olmadıklarını, olmayacaklarını belirtti.

Görülen her haksızlık, adaletsizlik, zulüm ve riyakarlık karşısında seslerini yükseltmekten geri durmadıklarını, durmayacaklarına işaret eden Erdoğan, hak, vatan, millet, insanlık için kavga verilirken pencereden seyretmediklerini, bundan sonra da seyretmeyeceklerini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Zalimler vurdukça sinenlerden, teröristlere boyun eğenlerden, acılardan çıkar sağlamaya çalışan menfaatperestlerden olmadık, olmayacağız. Önde yiğitler, aslan gibi vuruşurken arkada başka hesaplar içinde el ovuşturanlara benzemedik, benzemeyeceğiz. Ülke yanarken fırsatçılık peşinde koşanlara itibar etmedik, etmeyeceğiz. Dünyayı sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz.”

Erdoğan, hayatlarını ve geleceklerini kurtarmak için yollara dökülen masum insanlar, denizlerin, okyanusların, ırmakların karanlık sularında, tel örgülerin, yüksek duvarların önünde ağlarken gülenlerden, onlara çelme takanlardan olmadıklarını, olmayacaklarını dile getirdi.

“BİZİ STRATEJİK HEDEF HALİNE GETİRMEYE ÇALIŞANLARA TESLİM OLMADIK”

Filistinlilere zulmedilirken, ilk kıble Kudüs’teki kutsallar çiğnenirken kafasını başka tarafa çevirenlerin safına katılmadıklarını ve katılmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:

“Sınırlarımızın dibinde oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüküp de attığı her adımla bizi stratejik hedef haline getirmeye çalışanlara teslim olmadık, olmayacağız. Kısa çöpün uzun çöpten hakkını bir gün mutlaka alacağına inandık, inanmayı sürdüreceğiz. Zalim Nemrut’u öldüren küçücük sineğin hikmetinden şüphe duymadık, duymayacağız. Kimsenin hakkına göz dikmediğimiz gibi kendi hakkımızın gasbedilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Kendi umutlarımızı, hayallerimizi, hedeflerimizi başkalarının insafına terk etmedik, etmeyeceğiz. Kazandığımız her başarıyı bir sonraki başarıların başlangıç noktası olarak gördük, göreceğiz. Rabbimizin ihsanından, lütfundan, yardımından, kereminden asla şüphe duymadık, duymayacağız. Tarihin dolgu malzemesi değil, inşacısı olduğumuzu unutmadık, unutmayacağız.”

Masa başı siyaset yapmadıklarını aktaran Erdoğan, asla karanlık odakların dümen suyuna girmediklerini, siyaset mühendisliklerine itibar etmediklerini belirtti.

“MİLLETİMİZİN TALEP VE BEKLENTİLERİNE GÖRE İCRAAT YAPTIK”

Rakip bulamadıklarında kendi kendileriyle yarıştıklarını anlatan Erdoğan, güçlerini darbecilerden, vesayet odaklarından değil milletten aldıklarını bildirdi. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Elimize tutuşturulan programlara göre değil, milletimizin talep ve beklentilerine göre icraat yaptık. Merhum Aliya, ‘Büyük milletlerin imtihanı da büyük olur.’ derdi. Milletimizin büyüklüğünden şüphe etmediğimiz gibi sınamalarımızın büyüklüğünü de hiçbir zaman unutmadık. Bir ayağımızla İstanbul’a, Ankara’ya, 81 vilayetimize sıkı sıkıya basarken, diğeriyle Bosna’dan Bakü’ye, Semerkant’tan Hartum’a bölgemizin ve dünyanın dört bir yanını adımlıyoruz. Biz medeniyetimizin köklerini Medine’nin mimberinde, Mescid-i Aksa’nın kubbesinde, coğrafyamızın dört bir yanındaki kürsülerinde, Selimiye’nin, Süleymaniye’nin, Fatih’in, Sultanahmet’in minarelerinde ararız. Biz geçmişimizi Dede Korkurt’un hikayelerinde, Yunus Emre’nin şiirlerinde, Hacı Bayram Veli’nin öğütlerinde, Buhurizade Itri’nin tekbirinde, Karahisari’nin hattında buluruz. Vatanımıza sadece nüfus cüzdanımızla değil, kalbimizle ruhumuzla, her şeyimizle bağlıyız. Böyle olduğu içindir ki gerektiğinde onun uğruna canımızı dahi feda etmekten çekinmeyiz.”

Türkiye’yi çok sevdiklerini ifade eden Erdoğan, bu nedenle “Türkiye’ye birinci sınıf demokrasi, ekonomi, hizmet yakışır.” dediklerini, AK Parti’nin kuruluşundan bugüne kadar da bunun için çalışıp mücadele ettiklerini söyledi.

Erdoğan, kimlik siyaseti değil millet siyaseti, kavga siyaseti değil hizmet siyaseti yaptıklarını, hep inşa etmenin, üretmenin, büyütmenin peşinde olduklarını dile getirdi.

Hiç kimseyi aynı kalıba sokmaya çalışmadıklarına işaret eden Erdoğan, tüm renkleri zenginlik görerek olduğu gibi kabul ettiklerini bildirdi.

“Soframızın paylaştıkça bereketlendiği inancıyla yardım eli için uzanan hiçbir eli boş çevirmedik.” diyen Erdoğan, Türk milletinin birliği, beraberliği güçlendikçe Türkiye’nin gücünün arttığını, imkanlarının genişlediğini anlattı.

“EKONOMİK DARBE YAPMAYA KALKTILAR”

Aynı zamanda husumetlerin de çoğaldığını aktaran Erdoğan, “Dışarıdan kurdukları tuzaklar yetmedi, içerideki ihanet odaklarını da harekete geçirdiler. Sokak darbesi, yargı-emniyet darbesi, çukur eylemleriyle terör darbesi, ülkemiz dışından taciz atışlarıyla sınır darbesi, seçim sonuçlarını bahane ederek siyaset darbesi yapmaya kalktılar. Kuru, dövizi, faizi kullanarak ekonomik darbe yapmaya kalktılar.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, 2012’deki kongre konuşmasına, “Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır / Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır / Aşk celladından ne çıkar, madem ki yar vardır / Yoktan da vardan da öte bir var vardır / Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır / O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır / Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır / Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır / Gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardır / Yanmışsam, külümden yapılan bir hisar vardır / Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır / Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır / Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır / Senden umut kesmem, kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır/ Sevgili, en sevgili, ey sevgili.” dizelerini okuyarak başladığını hatırlattı.

Bu şiiri okuduğu tarihten itibaren geçen dönemde yaşanılanları göz önüne getirdiğini ifade eden Erdoğan, kaderin üstündeki kaderin tezahürüne her vesileyle şahit olunduğuna dikkati çekti. Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Son 5, 6 yılda yaşadığımız her hadiseyle gördük ki bir, iri, diri, kardeş olduğumuzda, hep birlikte Türkiye olduğumuzda hiç kimsenin bize gücü yetmez. Bugün her türlü tehdidin karşısında dimdik ayakta kalan bir Türkiye’yi bu duruşumuza borçluyuz. Hep söylediğim gibi, bana böyle bir milletin evladı olmayı nasip eden Rabb’ime binlerce kez hamdediyorum. Rahmetli Cengiz Aytmatov, ‘Gün olur asra bedel.’ diyor. Türkiye’nin AK Parti’li yıllarında da milletimiz asırlara bedel hizmetlere kavuşmuştur. Her fırsatta, özellikle de illerimize her gittiğimizde bu hizmetleri kısaca özetleyerek ülkemizi nereden nereye getirdiğimizin muhasebesini yapıyoruz.”

Erdoğan, “Kasım 2002’den bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız hizmetleri kalem kalem anlatmaya kalksak, bu salondan günlerce çıkamayız.” diye konuştu.

İktidara gelirken Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet üzerinde yükselteceklerini söylediklerini hatırlatan ve söyledikleri gibi de “Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet” dediklerini ifade eden Erdoğan, AK Parti’nin bugüne kadar yaptığı hizmetlerin yer aldığı 14 dakikalık videonun tekrar izletilmesini istedi.

“EĞİTİM BÜTÇEMİZİ 10,5 MİLYAR LİRADAN 135 MİLYAR LİRAYA YÜKSELTTİK”

Başkan Erdoğan, Türkiye’yi dört temel üzerinde yükseltecekleri ilk adımın eğitim olduğunu söyledi.

Eğitimde, 12 yıllık zorunlu eğitimi 4+4+4 olarak üç kademeli hale getirerek çocukların önünde yeni bir dönem başlattıklarını anımsatan Erdoğan, üniversiteye girişteki tüm ayırımcı uygulamalara son verdiklerini dile getirdi.

Çocukların medeniyetlerini ve tarihlerini daha iyi öğrenebilmeleri için ortaokuldan itibaren Kuran-ı Kerim ve Siyer-i Nebi gibi seçmeli dersler getirdiklerini aktaran Erdoğan, Fatih Projesi kapsamında sınıflara 432 bin etkileşimli tahta, yaklaşık 46 bin çok fonksiyonlu yazıcı kurduklarını ifade etti.

Öğrencilere ve öğretmenlere 1,5 milyona yakın tablet bilgisayar dağıtıldığını belirten Erdoğan, “Eğitim bütçemizin büyüklüğünü 10,5 milyar liradan 135 milyar liraya yükselttik. İlköğretimde öğrenci sayımız 9,5 milyon civarında sabit kalmasına rağmen 288 bin yeni derslik yaparak okul sayımızı 51 binden 81 bine çıkardık. Bu okullarımıza 605 bin yeni öğretmen atayarak toplam öğretmen sayımızı 920 bine ulaştırdık.” diye konuştu.

Başkan Erdoğan, okullardaki spor salonları sayısını 2 bin 781’den 9 binin üzerine, laboratuvar sayısını 22 binden 37 bine yükselttiklerini anlatarak, geçen eğitim-öğretim yılında öğrencilere 213 milyonun üzerinde ders kitabını ücretsiz dağıttıklarını söyledi.

“ÜNİVERSİTE SAYISI 76’DAN 207’YE ULAŞTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmam Hatip Ortaokulları ve liselerindeki öğrenci sayısının, bu kurumlara yönelik kasıtlı uygulamalar sebebiyle 64 bine kadar düştüğünü, bugün bu sayının bir milyon 240 bin düzeyinde olduğunu bildirdi.

Meslek liselerindeki öğrenci sayısını da 885 binden bir milyon 686 bine çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, fen liselerinde de bu sayının 12 binden, 119 bine ulaştığını kaydetti.

Üniversite sayısının 76’dan 207’ye ulaştığını belirten Erdoğan, akademik personel sayısının da 76 binden 160 bine yükseldiğini ifade etti.

Erdoğan, gençlere spordan, sanata kadar her alanda hizmet veren gençlik merkezlerinin sayısını 9’dan 286’ya çıkardıklarını aktararak, şöyle devam etti:

“Sadece geçtiğimiz yıl itibarıyla bu merkezlerde düzenlenen faaliyetlere 13 milyona yakın gencimiz katılmıştır. Yükseköğrenimdeki gençlerimizin barınma sorunlarını çözmek için yurtlarımızın yatak kapasitesini 188 binden 667 bine ulaştırdık. Yurtlarda kalan öğrencilerimize 330 lira beslenme yardımı yapıyoruz. Bu yıl 17 bin, önümüzdeki yıl 60 bin, 2020’de ise 41 bin kapasiteli yeni yurtları hizmete alıyoruz. Başvuran her öğrencimize lisans için 470 lira, yüksek lisans için 940 lira, doktora için de bin 410 lira burs veya kredi veriyoruz. Ülkemizdeki spor tesislerinin sayısını 3 bin 500’ün üzerine çıkardık. Futboldan basketbola, atletimizden yüzmeye kadar her branşta sporcularımızın yetişmesi için özel programlar uyguluyoruz. Milletimize söz verdiğimiz toplam 750 bin seyirci kapasiteli 32 yeni modern stadyumdan 15’ini tamamladık. 11’nin inşası, diğerlerinin proje çalışmaları sürüyor. Şimdi bunlara Kütahya, Denizli, Uşak, Tokat ve Sinop’ta 5 yeni stadyumu da ekleyerek, sayıyı 37’ye yükseltiyoruz.”

Erdoğan, hastane ve diğer tedavi birimlerinde birinci basamakta yapılan test sayısını iki kattan fazla artırdıklarına işaret etti.

Sağlık çalışanlarının sayısını 378 binden 928 bine çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, hastanelerdeki cihazların sayısını da 20 kata kadar artırdıklarını bildirdi.

Ambulans sayısını 618’den 5 bine çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, daha önce hiç olmayan uçak, helikopter, bot ve paletli ambulansları hizmete sunduklarını belirtti.

Ambulans hizmetlerinden bu yılın ilk 6 ayında 2 milyon 600 binin üzerinde vatandaşın istifade ettiğini anlatan Erdoğan, “Şehir hastaneleri sağlık alanında milletimize verdiğimiz hizmetlerin en üst çıtasını oluşturuyor. Şu ana kadar Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ şehir hastanelerini tamamlayıp, hizmete aldık. Ankara Bilkent, Manisa ve Eskişehir şehir hastanelerini bu yıl içinde hizmete alıyoruz. İnşaatı süren ve ihale sürecinde olanlarla toplam 44 bin 409 yatak kapasiteli 31 şehir hastanesini ülkemize kazandırıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erdoğan, 16 yılda 245 adalet sarayı inşa ederek mahkemeleri köhne binalardan kurtarıp modern çalışma alanlarına kavuşturduklarını dile getirdi.

Hakim ve savcı sayısını 9 bin 349’dan 17 bin 179’a, adalet personeli sayısını da 26 binden 62 bine çıkartarak hizmetlerin daha hızlı ve kaliteli verilebilmesini temin ettiklerini vurgulayan Erdoğan, adli tıp sistemini geliştirerek, ülke geneline yaygınlaştırarak, delillerin en doğru ve en hızlı şekilde değerlendirilmesini sağladıklarını kaydetti.

İstinaf mahkemelerini hayata geçirerek yargılama sürelerini kısalttıklarını aktaran Erdoğan, arabuluculuk ve uzlaştırma sistemlerini getirdiklerini, bu reformlarla mahkemelerle birlikte Yargıtay ve Danıştayın da iş yükünü hafiflettiklerini söyledi.

Anayasa Mahkemesine doğrudan başvuru imkanı getirdiklerini, kamu denetçiliği sistemini hayata geçirerek vatandaşlara yeni bir hak arama yolu açtıklarını anlatan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Vatandaşlarımızın lekelenmeme hakkına riayet için soyut ve genel ihbarlarla şikayetleri soruşturma konusu olmaktan çıkarttık. Emniyette vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürebilmeleri gayesiyle her alanda çok önemli reformları hayata geçirdik. İllerimizin tamamında, ilçelerimizin büyük bir bölümünde hizmete geçirdiğimiz plaka tanıma ve kamera sistemiyle suçların aydınlatılma oranında ciddi artış sağladık. Mobil plaka tanıma ve elektronik denetleme sistemlerini yaygınlaştırarak bu alandaki etkinliğimizi daha da artırdık. Balistik inceleme, DNA analizi, parmak izi, yüz tanıma sistemi gibi yeni teknolojilerin kullanımını etkinleştirerek ülkemizin her yerinde suçla ve suçluyla mücadelemizi güçlendirdik. Merkezi nüfus idaresi sistemiyle kamunun vatandaşa verdiği hizmetlerde büyük bir devrim gerçekleştirdik. Bugün kamu hizmetlerinin tamamı bu sistem üzerinden ve tek bir kimlik numarasıyla yürütülebiliyor. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle de hem nüfusumuzun demografik dağılımını hem de nüfus hareketlerini kolayca takip edebilir, hizmetleri buna göre planlayabilir hale geldik.”

Başkan Erdoğan, terör örgütleriyle mücadelede tarihin en büyük başarılarına imza attıklarını söyledi.

Erdoğan, emniyet, jandarma, sahil güvenlik teşkilatlarını, insansız hava araçlarından zırhlı taşıyıcılara, botlara kadar en modern araçlarla teçhiz ettiklerini belirterek “Sınırlarımız içinde terörle mücadelede kararlılığımızı gösterdik.” diye konuştu.

Ülkeyi bölünmüş yollarla donattıklarını ifade eden Erdoğan, “6 bin 100 kilometre bölünmüş yolla teslim aldık ama şimdi hamdolsun bunu artık tırmandırdık. Ulaşım ağlarında trafik güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri almaya devam ediyoruz.” dedi.

Erdoğan, Kurban Bayramı dolayısıyla yola çıkan veya çıkacak olan vatandaşlardan güvenlikleri için hız sınırlarına uymaları ve emniyet kemerlerini takmaları ricasında bulundu.

Savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde 20’den yüzde 65 seviyesine getirdiklerine işaret eden Erdoğan, havacılık ve savunma sektörünün cirosunu 1 milyar dolardan 7 milyar dolara, ihracatı da 248 milyon dolardan 2 milyar dolara yükselttiklerini aktardı.

Son aylarda ardı ardına imzalanan yeni anlaşmalarla ihracat rakamının katbekat arttığını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ülkemizde halen yürütülmekte olan savunma sanayi projelerinin tutarı 45 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Gelişmeler çok yakında 75 milyar dolara varacaktır. İstikbalimize güvenle bakabilmemiz, bu özellikle bir şart. Öncelikle savunma sanayinde kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden geçtiğini biliyoruz. Bunun için insanlı ve insansız hava araçlarından uçak ve helikoptere her sınıftan… Gemilerden uydulara, tankından topuna kadar her alanda araştırma geliştirmesiyle, yazılımıyla, donanımıyla savunma sanayimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.

Türkiye’nin sınır güvenliğinin sınır ötesinden başladığı inancıyla yürüttüğümüz operasyonları genişleterek devam ettireceğiz. Özellikle Suriye ve Irak’tan ülkemize yönelen tehditleri ne pahasına olursa olsun kaynağında kurutmakta kararlıyız. Daha önce Cerablus’ta, El Bab’da, dün Afrin’de ne yaptıysak Suruç’tan Cizre’ye kadar olan sınırlarımız boyunca da aynısını yapacağız. Kandil’i ülkemize yönelik terör saldırılarının üssü olmaktan çıkartacak adımları atıyoruz. Sincar aynı şekilde, Mahmur aynı şekilde. Kaynağında kurutacağız.”

“İŞTE BİZ BUYUZ”

Erdoğan, ulaştırmanın AK Parti iktidarlarının tarihi başarı hikayeleri yazdığı bir başka alan olduğunu ifade ederek 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yolu 20 bin kilometre ilaveyle 26 bin 100 kilometreye çıkardıklarını söyledi.

Bin 714 kilometre olan otoyol uzunluğunu 2 bin 657 kilometreye ulaştırdıklarına işaret eden Erdoğan, karayollarındaki mevcut 83 tünele 265 adet daha ekleyerek uzunluklarını 50 kilometreden 447 kilometreye yükselttiklerini vurguladı.

Bugüne kadar Marmaray’dan geçen yolcu sayısının 275 milyon olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:

“İşte biz buyuz. Osmangazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi, Avrasya Tüneli gibi, Ilgaz, Erkenek, Cankurtaran, Ovit, Sabuncubeli tünelleri gibi… Nissibi ve Ağın köprüleri gibi nice eserleri de milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Kanal İstanbul’u hayata geçirmek için kolları sıvadık ve Kanal İstanbul 43 kilometre. Her iki tarafından inşallah 2 butik şehir oluşturacağız ve böylece Kanal İstanbul ile birlikte dünyaya büyük bir mesaj vereceğiz. İnşallah Türkiye’nin en büyük yatırımı olacak bu stratejik projeyi mutlaka gerçekleştireceğiz.

Ülkemizde daha önce olmayan yüksek hızlı tren hatlarında şimdilik bin 213 kilometreye ulaştık. Halen inşaatı hızla süren tren hatlarının uzunluğu 3 bin kilometreyi buluyor. Ayrıca 5 bin 300 kilometrelik kısımla ilgili etüt ve proje çalışmaları sürüyor. Hedefimiz ülkemizi 10 bin kilometre uzunluğunda hızlı tren hatlarıyla donatmaktır.”

Bunun yanında mevcut 11 bin kilometrelik demiryolu hattını yenilediklerini, ilavelerin bu konuda da devam ettiğini bildiren Erdoğan, havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini aktardı. Havalimanı sayısını 26’dan 55’e, yolcu kapasitesini de 55 milyondan 258 milyona çıkardıklarının altını çizen Erdoğan, diğer proje ve hizmetlere ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“İnşallah 29 Ekim’de İstanbul’daki dev, muhteşem havalimanımızı açıyoruz. Yurt dışında 60 noktaya yapılan uçuşlarla 316 noktada dünyanın bir numarası THY oldu ve sektörün cirosunu 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükselttik. İstanbul’da inşa ettiğimiz 90 milyon -29 Ekim itibarıyla söylüyorum- yolcu kapasitesi olacak. Havalimanımız inşallah 2023’te 150 milyona ulaşacak. Dünyanın en büyüklerinden olan havaalanımızın ilk etabında inşallah İstanbul’da buluşacağız.

Gümüşhane, Bayburt, Yozgat, Çukurova bölgesel ve denizin üzerinde kurduğumuz ikinci proje olan Rize, Artvin havalimanlarımızın inşası da sürüyor. Çeşme Alaçatı, Tokat, Karaman ve Batı Antalya havalimanlarını da yatırım programımıza aldık. Denizcilikte tersane sayımızı 37’den 78’e, işlenen yükü 190 milyon tondan 471 milyon tona, yat bağlama kapasitemizi 8 bin 500’den 18 bin 500’e çıkardık. Dış ticaret hedeflerimize uygun şekilde Filyos Limanı’nın inşası sürüyor. Çandarlı ve Mersin limanlarıyla ilgili çalışmalarda aynen devam ediyor.”

Erdoğan, haberleşmede Türksat 3A’yı 2008’de, Türksat 4A’yı 2014’te, Türksat 4B’yi 2015’te başarıyla uzaya gönderdiklerini anımsatarak geniş bant internet abonesi sayısını 3 binden 70 milyona çıkardıklarını vurguladı.

Kültür alanında ülkenin tüm değerlerini kucaklayacak çalışmalara yöneldiklerini belirten Erdoğan, müzelerin yanında dizi ve film sektörünü dünyaya açtıklarını söyledi. Erdoğan, “Dünyanın 140 ülkesine yaptığımız dizi film ihracıyla bu alanda Amerika’nın ardından 2. sıraya yükseldik.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, İstanbul’da Rami Kışlası’nda Türkiye’nin kültür birikimine yakışır iki dev kütüphane kuracaklarını dile getiren Erdoğan, millet kıraathaneleri projesiyle kütüphaneleri ülkenin her yerine yaydıklarını ve günlük hayatın içine soktuklarını kaydetti.

Başkan Erdoğan, turizmde çok büyük atılım yaptıklarını söyledi.

Turist sayısını 13 milyondan yıl sonu itibarıyla 40 milyona çıkarmayı hedeflediklerini belirten Erdoğan, işletme belgeli 4 ve 5 yıldızlı tesis sayısını 419’dan bin 795’e, Bakanlık belgeli otel sayısını ise 4 bin 882’ye, yatak kapasitesini 1 milyon 200 bine yükselttiklerini aktardı.

Erdoğan, “Şu anda sayısı 459’a ulaşan mavi bayraklı plajlarımızla bu alanda dünyada üçüncü sıradayız. İnşallah bu yıl turizmde rekorlar kıracağımız bir sezon olacak.” diye konuştu.

Dış politikada atılan adımlarla yeni bir sürecin içine girildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ülkemizin büyüklüğüne yakışan adımları atıyoruz. Kurulan oyunlara figüranlık yapan değil, oyun kuran bir Türk dış politikası inşa ettik. Avrupa Birliği’nden NATO’ya, G20’den Birleşmiş Milletler’e kadar her yerde ülkemizin başının dik durmasını sağladık. Aktif dış politika anlayışımızın gereği olarak büyükelçilik, başkonsolosluk ve daimi temsilcilik statüsündeki dış temsilciliklerimizin sayısını 163’ten 240’a çıkardık. Afrika ve Güney Amerika’da, daha önce ihmal edilmiş bölgelere yönelik açılım politikaları geliştirip hayata geçirdik. Ekonomi tüm bu çalışmalarımızın hasılasını topladığımız bir alan oldu.”

“KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİR ARTTI”

Kişi başı milli gelirin 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara yükseldiğini aktaran Erdoğan, Türkiye’nin ekonomik büyüklük olarak 17’nci, satın alma paritesine göre de 13’üncü sıraya çıktığını ifade etti.

Erdoğan, Türkiye’nin, dünyada kamu-özel ortak yatırımlarını en iyi uygulayan ve bu şekilde büyümesini sürekli yüksek oranlara ulaştıran bir ülke olduğunu belirtti.

Geçen 16 yılda, 50 milyar doların üzerinde proje bedeli olan 159 kamu-özel ortaklığını hayata geçirdiklerini anımsatan Erdoğan, “Enflasyonda ve faiz oranlarında her ne kadar hedeflerimize ulaşamamış olsak da geçmişle mukayese edildiğinde çok ileri bir durumdayız. Son günlerde yaşanan sıkıntıların bize yeni ve daha büyük atılımların kapısını açacağına yürekten inanıyorum.” değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, Hazreti Muhammed’in Uhud’da yaptığı duadan ilhamla şu duayı yaptı:

“Allah’ım hamd sana mahsustur. Allah’ım senin ihsanına kimse karşı çıkamaz. Senin tuttuğunu da kimse alamaz. Biz sadece sana tabiyiz. Allah’ım lütfundan, rahmetinden, bereketinden ve rızkından bizlere bolca ihsan eyle. Ülkemizi ve milletimizi muhannete muhtaç etme. İstiklalimize ve istikbalimize göz dikenlere fırsat verme. Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim, benim ve arkadaşlarımın kalbini yolun üzere sabit kıl. Bizlere sıratı müstakimden ayırma. Fitnelere karşı kalplerimizi koru. Allah’ım öne geçiren de geride bırakan da şahsımı ve dava arkadaşlarımızı milletimize hizmet yolcuğundan geri bırakma.

Tüm mazlumların umudu olan bu cennet vatanı ilelebet payidar eyle. Minarelerimizden ezanlarımızı susturma. Camilerimizden Kur’an-ı Kerim nidalarını eksik etme. Semalarımızdan bayrakları mahrum bırakma Allah’ım. Verdiğini kimse engelleyemez. Engellediğini kimse veremez. Uzaklaştırdığını kimse yaklaştıramaz. Vatanımızın bekası, milletimizin huzuru için mücadele eden kahramanları sen koru. Sen alemlerin Rabbisin, senin her şeye gücün yeter. Amin. Rabbim dualarımızı dergahı izzetinde kabul buyursun. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.”

Kongrenin, Türkiye, millet ve parti için hayırlara vesile olmasını da dileyen Erdoğan, bugün Merkez Karar Yönetim Kurulunun oylamadan sonra belirleneceğini, hemen akabinde Merkez Yürütme Kurulunun da açıklanacağını bildirdi.

Kadın kolları üyelerinin iki gün önce kongreye gelirken bir trafik kazası geçirdiğini ve bu trafik kazasında beş kişinin vefat ettiğini anımsatan Erdoğan, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.

AK Parti 6. Olağan Büyük Kongresi’nde, Başkan Erdoğan’ın siyasi hayatının anlatıldığı 17 dakikalık kısa film izlendi.

Erdoğan’ın sesinden şair Necip Fazıl Kısakürek’in “Canım İstanbul” şiiriyle başlayan filmde, Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile başlayan siyasi hayatından kesitlere yer verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını tamamlamasının ardından Türkiye’de eğitim gören 25 ülkeden 50 uluslar arası öğrenci platforma davet edildi. Erdoğan, platforma çıkan öğrencilerle tek tek tokalaştı.

Çad’dan gelen ve Kayseri Erciyes Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği bölümünde okuyan Timan Ahmet, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Dünyanın huzur barış ve adaleti özlediği bir dönemde bu kongre sadece AK Parti’nin kongresi değildir. Çünkü sizin gibi adaletsizliklere karşı elif gibi dimdik duran bir lider var. Tüm dünya mazlumları, gençler ve tüm liderler adına size bir dünya lideri olarak teşekkür ederim.” dedi.

Öğrenciler, Erdoğan’a, zalimler karşısında dik duruşunu simgeleyen Arapça elif harfinin yer aldığı bir tabloyu hediye etti.

Hediye takdiminin ardından tekrar söz alan Ahmet, “Siz Türk halkına ve dünya gençlerine örnek bir lidersiniz. Türk halkı, böyle bir Cumhurbaşkanınız olduğu için övünün, gurur duyun.” ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi.

Previous ArticleNext Article

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

“Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız” “Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız” için yorumlar kapalı 255653

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Vadeli Program Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edilecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilgili bakanlar ve bürokratların katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Orta Vadeli Program’ı (2024-2026) açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, dün Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.

İçişleri Bakanlığı, AFAD, valilikler ve diğer kurumların su baskınlarından olumsuz etkilenen insanların sıkıntılarının giderilmesi için yoğun şekilde çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan her iki şehrimizde de özellikle ebediyete uğurladığımız vatandaşlarımıza rahmet dilerken, ailelerine sabırlar diliyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum” ifadesini kullandı.

Genel hatlarıyla paylaşacakları Orta Vadeli Program’ın ülke, millet ve ekonomi için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, programın hazırlanmasında emeği geçenleri, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte tüm bakanlıkları, kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli fikirleriyle, tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan iş dünyamızın temsilcilerine, odalarımıza, sendikalarımıza, meslek örgütlerine, sivil toplum kuruluşlarımıza ve diğer tüm paydaşlara teşekkür ediyorum” dedi.

“HALKIMIZ, BİR KEZ DAHA GÜVEN VE İSTİKRAR DEDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle Türkiye’nin, başta yönetimde istikrar olmak üzere, nasıl büyük kazanımlar elde ettiğinin her gün çok daha iyi görüldüğünü ve idrak edildiğini belirtti.

Katılım düzeyi ve rekabet seviyesi itibarıyla sadece Türk siyasi tarihine değil, dünya siyaset literatürüne de geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin tam bir demokratik olgunluk içinde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandıkların açılmasıyla tüm belirsizliklerin ortadan kalktığını ve Türkiye’yi kimin yöneteceğinin belli olduğunu kaydetti.

“Halkımız, bir kez daha güven ve istikrar dedi” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce ülkemize vakit, nakit ve enerji kaybettiren krizlerin, tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiçbiri yaşanmadı. Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden kabinemizi açıkladık, ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk, ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanların durumunu ise içimiz acıyarak izliyoruz. 28 Mayıs’ın üzerinden geçen 102 güne rağmen, birileri hâlâ kavga ve iç çekişmelerden başlarını dahi kaldıramazken, biz işimizi yapıyor, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz. Yakın coğrafyamızda savaşların ve çatışmaların devam ettiği, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiği, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği, hâsılı mevcut belirsizliklere yenilerinin eklendiği zor bir denklemde riskleri başarıyla yöneterek, krizleri ülkemiz için fırsata çevirmeye çalışıyoruz.”

“MUHALEFETİN ÜLKEMİZİN HAYRINA OLAN İŞLERİMİZDE BİZE DESTEK VERMESİNİ BEKLİYORUZ”

Muhalefetin de artık birbiriyle didişmeyi bırakarak, yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hep söylediğimiz gibi, biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre ön yargıyla yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan, ülkemizin faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Bugüne kadar ısrarla sürdürdüğümüz bu müspet tavrımızı, inşallah bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak, Orta Vadeli Program gibi ülkemizin hayrına olan işlerimizde bize destek vermesini bekliyoruz.”

Ekonomiyle ilgili planlarda, 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 ilde yaşayan 14 milyon insanı etkileyen depremi asla göz ardı etmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketinin, yükü ağırlaştırdığını, mücadeleyi daha da zorlaştırdığını söyledi.

“13 YILDIR ARALIKSIZ BÜYÜYORUZ”

Türkiye’nin dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak, küresel sorunlara ilaveten, asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle dedi: “Devlet-millet dayanışmasıyla nasıl bugüne kadar nice engelleri aştıysak, aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da sergiliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek, büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz. Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye, OECD üyesi ülkeler içinde pozitif ayrışmıştır. Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin, iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik.”

İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar dolar, yıllık bazda da 253,5 milyar doların yakalandığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Turizmde, önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da hamdolsun herhangi bir kaybımız söz konusu değil. Yılın ilk altı ayında, emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık” diye konuştu.

“MERKEZ BANKASI REZERVLERİMİZ, 117,3 MİLYAR DOLAR SEVİYESİNDEKİ GÜÇLÜ SEYRİNİ SÜRDÜRÜYOR”

Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyonun, doğal olarak Türkiye’nin de sorunu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Enflasyonla mücadelede başta doğal gaz olmak üzere enerji fiyatlarında hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan fiyatı uygulamamızın yanı sıra birtakım ilave tedbirleri aldık. Fırsatçılara ve açgözlülere yönelik denetimlerimiz artarak devam ediyor. Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengesini bulmaya başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz, aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz, gelişmekte olan ülke ortalamalarına göre oldukça düşük bir riskliliğe sahiptir.”

“BÜTÇE DİSİPLİNİMİZ, DEPREM FELAKETİNE DAHA ETKİN MÜDAHALE ETMEMİZİ SAĞLADI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2022’nin millî gelire oranla yüzde 1’lik bütçe açığıyla kapatıldığına işaret ederek, “Bütçe disiplinimiz, deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı karşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen, hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük bir şüphemiz yoktur. Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımızın koordinasyonunda, katılımcı bir anlayışla hazırlanan Orta Vadeli Program, işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir” diye konuştu.

Orta Vadeli Program’ın aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orta Vadeli Program’la, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumumuzun destekleriyle Orta Vadeli Program’ın ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükûmet olarak, Orta Vadeli Program’a desteğimizin tam olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum” dedi.

Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda, ekonomideki ilk yol haritasının Orta Vadeli Program’la ortaya konulduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programda temel ilkeler, politikalar, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklüklerin paylaşıldığını, hiçbir sorunun görmezden gelinmediğini, önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel konuların, bir takvimle programın önemli bir parçasına dönüştürüldüğünü belirtti.

Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesi ile iş ve yatırım ortamına yedi temel alanda öncelikli reform adımlarını belirlediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değer odaklı yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak, sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz” diye konuştu.

“YAKLAŞIK 3 TRİLYON LİRA KAYNAK, DEPREM BÖLGESİ İÇİN KULLANILACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılmasının, gündemin ilk sırasında yer aldığını belirterek, şunları kaydetti: “Depremzedelerimizi, sırf oy tercihlerinden dolayı onları kapı dışı eden, onlara hakaretler savuran zihniyetin insafına bırakmamakta kararlıyız. Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik. Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık; 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak, deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla; afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken, zarar gören tarım ve sanayi alanları ile tüm altyapıyı ayağa kaldırmayı hedefliyoruz. Depremin sebep olduğu tahribatı ortadan kaldırırken, dengeli bir ekonomik büyümeyle istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmek, önceliğimizdir. Bu üç yıllık dönemde, enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedefliyoruz.”

“İŞSİZLİK ORANININ TEK HANELİ RAKAMLARDA GERÇEKLEŞMESİNİ HEDEFLİYORUZ”

Yaşanılan afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen, yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dönem sonunda, tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan fert başına millî gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz. Program döneminde; para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak, enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız.

İnşallah Hindistan’da yapılacak olan G20 toplantısı bütün bu konuları ele aldığımız, bunları orada da işleyeceğimiz önemli başlıklar olacak. Böylece, tıpkı daha önce olduğu gibi, yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız. Mali disiplinle desteklenen dezenflasyon süreci, güven ve istikrar ortamını pekiştirerek iş ve yatırım ortamımızı iyileştirecek, ihracat odaklı sürdürülebilir bir büyüme iklimi sağlayacaktır. Orta vadede bir taraftan tek haneli enflasyon hedefiyle uyumlu gelirler politikası izlerken, diğer taraftan vatandaşlarımızın, özellikle sabit ve dar gelirli kesimlerimizin alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program dönemi boyunca istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2,7 milyon kişi artmasını ve işsizlik oranının Program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz.”

“CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ YÜZDE 4’DEN YÜZDE 2 CİVARINA İNMESİNİ ÖNGÖRÜYORUZ”

Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen politikaların merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren ikiz dönüşümü koyduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şekilde, ürün ve hizmetlerin teknolojik kompozisyonunu iyileştirmeyi hedeflediklerini anlattı.

İhracatı 300 milyar doların, turizm gelirlerini ise 70 milyar doların üzerine çıkartarak, mal ve hizmet ihracatı gelirlerinin tarihî seviyelere ulaştırılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, temel ithalat kalemi olan enerjide, doğal gaz ve petrol arama ile üretimine yönelik atılan hızlı adımların katkısının daha fazla görüleceğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Burada bir şeyin altını çizeyim. Ataşehir’de şu andaki İstanbul Finans Merkezi’ni aynı zamanda bizim enerji hubımız (merkez) hâline getireceğiz. Yani burada doğal gaz da bütün madenler de bunların burada değerlendirmesi yapılacak, dünya buradan bunları takip edecek. Nasıl birçok konuda Londra Borsası varsa Hamburg Borsası varsa işte bizim finans merkezimizin içerisinde aynı zamanda enerji ama enerji derken aklımıza elektrik gelmesin, burası doğal gaz da, maden de enerjinin bütün ürünleri nelerse bunların pazarlamasının yapıldığı bir yer olacak. Yani bu kulelerden bir tanesi bu işin pazarlamasının yapıldığı bir yer hâline gelecek. Bu adımı da inşallah atmak için ilgili arkadaşlarımız, başta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız bunun çalışmalarını yaparak süratle bu adımı atacağız. Bütün bunlarla beraber son Soçi ziyaretimde de Sayın Putin ile yaptığımız görüşmede aynı şekilde Trakya doğal gaz hubı olarak yine planlaması içerisinde ayrıca yürüyecek. Üç yıllık dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngörüyoruz. Programdaki iyileşmenin devamıyla ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesiyle, ileride cari işlemler fazlasına da ulaşacağız.”

“HAKSIZ KAZANCI ÖNLEMEYE YÖNELİK DÜZENLEME VE DENETİMLERİ UYGULAMAYA KOYACAĞIZ”

Orta Vadeli Program’da uygulanacak politika sepetiyle enflasyon sorununun ülkenin gündeminden kaldırılacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, para, maliye ve gelirler politikalarında eşgüdüm içerisinde hareket edileceğini, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atılacağını söyledi.

Makroihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek, ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarının önleneceğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları paylaştı: “Yatırım-istihdam-üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkânı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen, stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek, üretim planlaması yapacağız. Yaş sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla Sera Organize Tarım Bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandırıyoruz.

Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. İşte bu Soçi ziyaretimizde çok çok ilginç olan 500 bin ton domates sadece Rusya’ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından çok önemli. Tüketici aleyhine uygulamalar ile rekabeti sınırlayıcı fiyatlama davranışlarını ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme ve denetimleri uygulamaya koyacağız.”

“DİJİTAL TÜRK LİRAMIZLA İLGİLİ ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkânının artırılacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni, yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile arz güvenliğini garanti altına alacak adımların atılmaya devam edileceğini dile getirdi.

Kur Korumalı Mevduat sisteminin görevini yerine getirdiğine ve kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağladığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Kur Korumalı Mevduatlarımızın, kur istikrarının pekiştiği bir zeminde, Türk lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız, yeni şartlara göre güncelleyeceğimiz Yatırım Taahhütlü Avans Kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir. Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştığımız İstanbul Finans Merkezi projemiz de meyvelerini vermeye başlayacaktır. Finans ve finansla ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı artıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız. Dijital Türk liramızla ilgili çalışmalarımız devam ediyor; bununla ilgili takvimi ayrıca paylaşacağız. Katılım finans sektörümüzün sigortacılık dâhil tüm alanlarıyla gelişmesi ve İstanbul Finans Merkezi projemizde ana unsur olması için destek vereceğiz. Yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik katılım finans sektörü için katılım esaslı faaliyet gösteren fintekleri destekleyeceğiz. Katılım finansta İstanbul’umuzu küresel merkezlerden biri hâline getireceğiz. Menkul kıymetlerimizin ihraç süreçlerini dijitalleştirecek ve ihraçlarımızın akıllı sözleşmeler üzerinden gerçekleştirilmesini sağlayacağız.”

Program döneminde başta deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerekli ihtiyaçlar süratle karşılanırken, ekonomide güvenin ve istikrarın sigortası olarak gördükleri mali disiplini koruyacak ve güçlendireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, güven ve istikrar kavramlarının kendileri için önemini vurguladı, güven olmadan istikrarın olmayacağına dikkati çekti.

Depremlerin etkisiyle artan bütçe açıklarını dönem sonunda Avrupa Birliği standartlarına uyumlu şekilde yüzde 3’ün altına çekeceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelir, kurumlar ve vergi usul kanunları başta olmak üzere temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacaklarını söyledi.

“DOĞRUDAN YATIRIMLARI ÜLKEMİZE ÇEKMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Teknolojik imkânlardan azami düzeyde faydalanarak, kayıt dışılıkla her alanda kararlı şekilde mücadele edeceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kamu yatırım projelerini gözden geçirerek ekonomiye hızla kazandırılabilecek projelere öncelik vereceğiz. Kamu harcamalarında periyodik gözden geçirmelerle verimsiz harcama programlarını tasfiye ederek, kaynakların öncelikli alanlara tahsisini sağlayacağız. Sosyal yardım sistemimizi, iş gücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda, aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek bir çerçevede yeniden kurgulayacağız. Kamu iktisadi teşebbüslerinin üst yönetiminde kurumsal yönetim anlayışını güçlendirerek, piyasa koşullarında daha verimli ve rekabetçi bir biçimde faaliyet göstermelerini temin edeceğiz. Ekonomik büyüme ve ticaret alanında teknolojik altyapımız, beşeri sermaye, girişimcilik, araştırma, yenilikçilik ve tasarım kapasitemiz güçlenecektir. Hedef odaklı ve seçici bir yaklaşımla finansmana erişimi kolaylaştırırken, enflasyonist baskıya yol açabilecek uygulamalardan kaçınacağız. Sanayide yerli üretim ve teknolojik dönüşüme yönelik ürün bazlı yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Turizm ve taşımacılık gibi döviz kazandırıcı hizmet ticaretini destekleyeceğiz. Avrupa Birliği ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek, doğrudan yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz.”

“TİCARET VE FİNANS ALANINDA HUKUKİ SÜREÇLERİ KOLAYLAŞTIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyümeye yönelik öngörülen verimlilik artışını, özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla sağlayacaklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Özel kesim girişimlerinin önünü daha da açarak yatırım, ticaret ve finans alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Şirket kurma ve tasfiye süreçlerini iyileştirecek, bürokrasinin azaltılması, işlemlerin hızlandırılması ve işlem maliyetlerinin düşürülmesi ile hukuki ve mali süreçlerin iyileştirilmesi için düzenlemeler yapacağız. Bürokratik işlemlerde sadeleşmeye gidecek, şirket ve ticaret sicili işlemlerinde dijital uygulamaları yaygınlaştıracak, yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemlerin çevrim içi platforma taşınmasını sağlayacağız. Yargılama süreçlerini etkinleştirecek, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini devreye alacağız. Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle Avrupa Birliği dijital ekonomi düzenlemeleri doğrultusunda bürokratik işlemler Birlik müktesebatına uyumlu hale getirilecektir.” Yatırımcıların faydalanması için uygun yatırım yerlerini içeren yatırım yeri envanteri oluşturulacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle gençlere meslek edindirici, nitelikli istihdamı ve üretkenliği artırıcı bir yaklaşımla iş gücü potansiyelini azami şekilde kullanacaklarını anlattı.

“UZAKTAN, KISMİ VE GEÇİCİ SÜRELİ ÇALIŞMA MODELLERİNDE MEVZUAT DÜZENLEMELERİ YAPACAĞIZ”

Mesleki ve teknik eğitimde müfredatın güncellenmesini, staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacak şekilde yönetim ve finansman konuları da dâhil olmak üzere özel sektörle işbirliğini artıracaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Yapay zekâ, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeye yönelik kamu-üniversite-özel sektör işbirliği programlarını hayata geçireceğiz. Yükseköğretim kontenjanlarını, kamu ve özel sektörün orta vadede ihtiyaç duyduğu iş gücü ile uyumlu hâle getireceğiz. Uzaktan, kısmi ve geçici süreli yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda mevzuat düzenlemeleri yapacağız. Kuracağımız Aile ve Gençlik Bankasıyla aile yapımızı güçlendirirken, gençlerimizin istihdamını ve girişimciliğini çeşitli kanallarla destekleyeceğiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve kalkınma önceliklerimiz kapsamında ekonominin her alanında yeşil dönüşümü gerçekleştirmek üzere çalışacağız. İklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin planlama ve uygulama araçlarını düzenlemek üzere yasal çerçeveyi geliştireceğiz. Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi hukuki altyapısını tamamlayacak, sistemi Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na uyumlu bir yapıda geliştireceğiz.”

Türk vergi sistemini karbon fiyatlandırma çerçevesinde gözden geçireceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, döngüsel ekonomiye geçiş için bütüncül bir “Ulusal Döngüsel Ekonomi Eylem Planı” hazırlayacakları bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı sonuçlarını aldıkları sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracaklarını vurgulayarak, taşımacılık terminalleri, demir yolu ulaştırması ve kent içi ulaşım başta olmak üzere ulaştırma sektöründe düşük karbonlu sisteme geçişi kolaylaştıracaklarını söyledi.

Orman varlığının artırılmasına ve korunmasına, yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada detayını veremediğimiz birçok başlık ve politika ile kalkınma sürecini inşallah daha üst aşamaya taşıyacağız.” dedi.

2024 MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ KANUN TEKLİFİNE YÖNELİK ÖDENEK TEKLİF TAVANLARI BELİRLENDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın sabah Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve ilgili bakanların yerli ve yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelerek soruları cevaplayacağını, 2024 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yer alan tedbirlerin daha ayrıntılı ele alınacağını anlattı.

Bu kapsamda, Meclise sunacakları 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifine yönelik ödenek teklif tavanlarını belirlediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisimizin de onayını aldıktan sonra 2024 yılında uygulamayı hedeflediğimiz tüm çalışmaları hızla başlatmış olacağız. Ayrıca ekim ayında Meclise sunacağımız 2053 perspektifiyle hazırladığımız 5 yıllık Kalkınma Planı ve Program dönemini de içeren bir atılım sürecini başlatacağız” diye konuştu.

Orta Vadeli Programın ülkeye hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Yardımcım’la birlikte program hazırlıklarından sorumlu Hazine ve Maliye Bakanımız ve Strateji ve Bütçe Başkanımız başta olmak üzere tüm bakanlarımızı tebrik ediyorum. Yapılan istişare süreçlerinde görüşlerini ifade ederek veya hazırladıkları çeşitli raporları bizlerle paylaşarak programın hazırlanmasına katkı sunan tüm paydaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.

Orta Vadeli Program’ın tüm sektörler ve kamu kurumları tarafından sahiplenileceğine yürekten inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afetin yaralarını saran, enflasyonu yeniden tek haneye düşüren, büyüme ve istihdamı sürdüren, sosyal adalet ve refahı geliştiren Orta Vadeli Program’ın Türkiye Yüzyılı vizyonumuza ivme kazandırmasını temenni ediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyeleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ile aile fotoğrafı çektirdi.

seers cmp badge