“2023 hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz” “2023 hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz” için yorumlar kapalı 89276

Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2017 Yılı Medya Oscarları Ödül Töreni’nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefsiz bir ülke, pusulasız bir gemi gibidir; ne tarafa gideceğini bilemez. Türkiye çok net hedeflere sahip bir ülkedir. Biz 2023 vizyonumuzu 2011 yılında ilan ettik ve o günden beri de aynı rotada yürümeyi sürdürüyoruz. Kısa ve orta vadede 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği 2017 Yılı Medya Oscarları Ödül Töreni’ne katıldı. Sheraton Otel’de gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

“MEDYA İÇERİĞİNİN ÖNEMLİ BÖLÜMÜ BELLİ ODAKLARIN TEKELİNDE”

Konuşmasına ödül alan medya mensuplarını tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, medya tarihine kısaca değinerek gazetecilik mesleğinin ne derece köklü ve önemli bir iş olduğunun altını çizdi. Matbaa, radyo, televizyon, internet derken bugün gelinen noktada medya araçlarının olmadığı bir hayatın tahayyül edilemediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, medyanın kolaylaştırıcı ve zaman kazandırıcı pek çok yönü yanında kontrol edici ve yönlendirici tarafları olduğuna da dikkat çekti. Medya içeriğinin önemli bölümünün belli odakların tekelinde olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumun pek çok bireysel ve toplumsal davranışın tek düze hâle gelmesine yol açtığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Görevimiz gereği dünyada ayak basmadık ülke neredeyse bırakmadık. Gittiğimiz her yerde aşağı yukarı aynı kıyafetleri giymiş insanlar, aynı mimariyle inşa edilmiş şehirler, aynı eşyalarla donatılmış mekânlar görüyoruz. Türkiye’nin de bu tekdüzeliğin dışında olmadığını üzüntüyle ifade etmek isterim. AK Parti iktidarları döneminde kişisel gayretimizle ilhamını kendi tarihimizden, medeniyetimizden alan bir mimari anlayışı geliştirmek için çok çalıştığımızın en yakın şahitleri sizlersiniz. Aynı şekilde medyada da böyle bir yaklaşımla üretilmiş eserlerin yer alması konusunda ciddi çaba gösterdik. Elbette yapılan güzel işler var, ama hâlâ o tüm dünyayı kuşatan kısırlığın dışına çıkamadığımız da bir gerçektir.”

“VESAYET ODAKLARINDAN, DARBECİLERE KADAR HERKESİN KARŞISINDA MİLLETİMİZLE BİRLİKTE DİMDİK DURDUK”

Konuşmasında, “Bizim, 40 yıllık siyasi hayatımızdaki tecrübelerimizden çıkardığımız sonuç şudur: Şayet ülke ve millet olarak güçlüyseniz, kendi özgünlüğünüzü koruma şansına sahipsiniz. Böyle bir gücünüz yoksa ya kendinizi dünyadan tecrit edeceksiniz, küresel düzene tabi olacaksınız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim yöntemimiz daha farklıdır. Biz ne tabi olmayı, ne tecrit olmayı seçtik. Bizim tercihimiz güçlü hâle gelmekten yana oldu. Bunun için geçtiğimiz 16 yılda Türkiye’yi 3,5 kat büyüttük, geliştirdik, zenginleştirdik. Bunun için ülkemizi her alanda kendi ayakları üzerinde durur hâle getirmeye çalıştık. Bunun için 81 vilayetimizin tamamının ve 81 milyon vatandaşımızın her birinin, ülkemizin zenginliğinden pay alabilmesini sağlamaya gayret ettik. Bunun için vesayet odaklarından darbecilere, siyasi madrabazlardan ekonomik tetikçilere kadar herkesin karşısında milletimizle birlikte dimdik durduk. Bunun için her alanda yerli ve millî vurgusu yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Sadece 15 Temmuz’daki mücadelemiz bile, millet olarak bu yöndeki kararlılığımızın en somut, en çarpıcı örneğidir” açıklamasında bulundu.

“BUGÜN, ESKİSİNE GÖRE YAYINLARINDA DAHA DENGELİ BİR MEDYA VAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olduğu günden itibaren en çok saldıranların, en çok linç etmeye çalışanların başında medyanın geldiğini vurgulayarak, “Ana akım medya, ülkemizde eskiden beri vesayetçilerle, darbecilerle, mandacılarla birlikte hareket etmiştir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Milletin yanında durmak yerine, marjinallerin safında yer almayı maharet sanan medyaya karşı da çok büyük mücadeleler verdik. Bir şairimizden esinlenerek söylediğim gibi, biz her biri top güllesi niyetiyle atılan manşetlerle, köşelerini kurşun gibi kullanan kalemşörlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Hukuka da, vicdana da, ahlaka da sığmayacak bir mahkeme kararıyla mahkûm edildiğimizde bizim için atılan ‘muhtar bile olamaz’ manşetlerini unutmadık. Şahsımız, hükûmetimiz, partimiz aleyhinde yazılan çizilen bühtanların, atılan iftiraların, yapılan çarpıtmaların haddi hesabı yoktur.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının devamında “Gezi ihanetini sosyal tepki, 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimini hukuka saygı, çukur eylemlerini sivil direniş, 15 Temmuz’u tiyatro olarak göstermeye çalışanlar operasyonlarını hep medya üzerinden yürüttüler” ifadelerini kullanarak “Teröristlere güzellemeler yapan, milleti aşağılayan, hor gören, hakir gören bir zihniyet yıllarca medyada baş tacı edildi. Millete göbeğini kaşıyan adam diyerek, bidon kafalı diyerek, koyun diyerek ve daha nice ifadelerle en ağır hakaretleri yapanlar hep medya mensupları değil miydi” diye konuştu.

Türkiye’nin geçirdiği büyük değişimden medyanın da nasibini aldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün artık eskisine göre hakikatlere daha saygılı, haberlerinde, yayınlarında daha dengeli bir medya olduğunu ifade ederek bu dönüşüme katkılarından dolayı Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’ni tebrik etti.

“YAŞADIĞIMIZ COĞRAFYA, TARİHİN HER DÖNEMİNDE CAZİP BİR YER OLMUŞTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız coğrafya, tarihin her döneminde cazip bir yer olmuştur. Neredeyse insanlık tarihiyle eşit bir geçmişi olan bu coğrafyaya sahip olmak için, toplumlar nice büyük fedakârlıkları göze almışlardır. Geçtiğimiz Pazar günü, Malazgirt’te, Anadolu’yu bizlere yurt hâline getiren zaferin sahibi ecdadımızı coşkuyla andık. Bundan sonra hem Ahlat’ta, hem Malazgirt’te ecdadın hatırasını yaşatmaya devam edeceğiz. Bin yıldır acısıyla tatlısıyla bizim olan bu coğrafyaya çok daha sıkı sahip çıkmamız gereken bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin sadece mevcut fiziki sınırlarından ibaret bir ülke olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde Türk milletini de sadece bu sınırlar içinde yaşayanlardan ibaret göremeyiz. Bu ülkenin ve milletin gerisinde koskoca bir medeniyet, koskoca bir tarih, koskoca bir birikim vardır. Ülkemizin sınırları başkadır ama gönlümüzün sınırları bambaşkadır. Bunun için biz, ülkemizin sınırları içinde vatandaşlarımıza en iyi, en güzel, en ileri hizmetleri sunmakla kalmıyor, her fırsatta gönül sınırlarımız içindeki kardeşlerimizle de kucaklaşmaya önem veriyoruz. Türkiye’nin bu onurlu ve kapsamlı politikası, birilerini rahatsız ediyor. Geçtiğimiz beş yılda ülkemizin üzerine bu kadar çok gelinmesinin sebebi işte budur” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN ALTERNATİFSİZ OLMADIĞINI HERKES GÖRECEK”

“Birileri, ülkemizi ekonomi üzerinden köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını açıkça da ifade etmekten çekinmiyor” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah bu dalgayı da atlatacağız. Gerek ekonomi yönetimimiz gerek devletimizin diğer kurumları ihtiyaç duyulan tedbirleri alıyor. Milletimiz elindeki kaynakları seferber etti. Yurt dışındaki dostlarımız da çok ciddi rakamlarla mücadelemize destek vermeye başladılar. Bu sürecin, hem ekonomik hem de siyasi bakımdan yeni bir sıçrama dönemine girişimizin vesilesi olacağına inanıyorum. Türkiye’nin alternatifsiz olmadığını herkes görecek” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tüm ilişkilerini tek taraflı kazanma değil birlikte kazanma üzerine kuran bir ülke olduğunu belirterek, “Türkiye’yle birlikte hareket etmenin herkes için kârlı bir tercih olduğunu bugüne kadar beraber çalıştığımız herkese gösterdik” dedi. NATO’da stratejik ortak olduğumuz bir ülkenin Türkiye gibi NATO içerisinde ilk üçün içerisinde yer alan bir stratejik ortağına bu şekilde yaklaşımlarda bulunmasını hiçbir cümlenin ifade edemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk milletinin tehditlerle yıldırılamayacak, geri adım attırılamayacak bir millet olduğunu vurgulayarak, “Demek ki onlar bu milleti tanımadılar, ama tanıyacaklar. Biz bir ölürüz, bin diriliriz; yapımız bu, karakterimiz de bu. Vatandaşlarımız ve yüzlerce milyon dostumuzla, kardeşimizle birlikte aydınlık bir geleceğe doğru yürüdüğümüzden en küçük bir şüphemiz yoktur. Allah doğruların yardımcısıdır, biz de doğru bir yolda ilerlediğimize inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE ÇOK NET HEDEFLERE SAHİP BİR ÜLKEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hedefsiz bir ülke, pusulasız bir gemi gibidir; ne tarafa gideceğini bilemez. Türkiye çok net hedeflere sahip bir ülkedir. Biz 2023 vizyonumuzu 2011 yılında ilan ettik ve o günden beri de aynı rotada yürümeyi sürdürüyoruz. Kısa ve orta vadede 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz. Hayata geçirdiğimiz her proje, başlattığımız her program, inşa ettiğimiz her eser, bizi 2023 hedeflerimize bir adım daha yaklaştırmaya yöneliktir. İnanmak, başarmanın yarısıdır. Biz, 2023 hedeflerimize ulaşacağımıza yürekten inanıyoruz.”

“DÜNYANIN HER YERİNDE MEDYA KURULUŞLARI, FAALİYET GÖSTERDİKLERİ DEVLETLERİN ORTAK ÇIKARLARINI GÖZETİR”

“Türkiye’nin girdiği her mücadeleden sadece ayakta değil, aynı zamanda kazançlı bir şekilde çıkmasından başkaları rahatsız olabilir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama bu ülkenin hiçbir ferdi hiçbir kuruluşu böyle bir hakka sahip değildir. Maalesef bu memleketin havasını teneffüs edip, ekmeğini yiyip, suyunu içip, tüm imkânlarından en üst düzeyde faydalanıp Türkiye’nin yüz üstü yere kapaklanmasını heyecanla bekleyenler olduğunu da görüyorum. Milletimize ve onun temsilcisi olarak gördükleri şahsımıza karşı duydukları husumeti, ülkenin felaketini dileyecek kadar ileri götürenler bulunduğuna şahit oluyoruz. Medyanın da bilerek veya bilmeyerek bu alçaklığa aracılık etmesinden üzüntü duyuyoruz. Batı ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın her yerinde medya kuruluşları, faaliyet gösterdikleri devletlerin ve toplumların ortak çıkarlarını gözetir. Bu anlayış, medyanın yazılı olmayan kuralıdır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi ülkesine ve toplumuna karşı husumet içine giren kişi ve kuruluşların her yerde olduğu gibi medyada da dışlanıp, mecrasız bırakıldıklarını belirterek, “Türkiye’nin de bu olgunluğa, bu sorumluluk düzeyine ulaşması şarttır. Son dönemde bu doğrultuda önemli bir mesafe kat etmiş olmakla birlikte daha gitmemiz gereken çok yol olduğu da ortadadır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği ile birlikte medya mensuplarının bu dönüşüme öncülük etmelerini ve katkıda bulunmalarını beklediklerini ifade ederek konuşmasını ödül alan medya mensuplarını tebrik ederek tamamladı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”