“Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur” “Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur” için yorumlar kapalı 77159

Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Mezuniyet Töreni’nde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha söylüyorum: Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur. Terör örgütleri eliyle, içimizdeki ihanet çeteleri vasıtasıyla yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu hâline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmek istiyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’de Millî Savunma Üniversitesi Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu’nun 2017-2018 mezuniyet törenine katıldı. 2 bin 544 Türk ve 18 misafir astsubayın mezuniyet belgelerini alıp görev yerlerine uğurlandığı törende Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) astsubaylığın kritik bir görev ve 15 Temmuz kıyamının sembol ismi Ömer Halisdemir’in de bir astsubay olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, azmi, disiplini, kabiliyeti ve hedefi olan herkese, TSK’nın tüm kademelerinin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu söyledi.

“GİYDİĞİNİZ ÜNİFORMANIN ONURU SİZİN EN BÜYÜK MÜKÂFATINIZDIR”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, dünyanın en köklü, en yaygın, geçmişi zaferlerle dolu ordusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yıl, Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın kuruluşunun 2 bin 227’nci kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. Ordumuzda hâlen kullanılan Tümen, Binbaşı, Yüzbaşı, Onbaşı gibi kavramlar, kuruluş döneminde ihdas edilmiş ve kesintisiz bir şekilde günümüze kadar gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen devletlerimizin en önemli özellikleri, gerçekten çok sağlam bir ordu düzenine sahip olmalarıdır. Sayıca çokluktan ziyade, eğitimi, düzeni, teçhizatı ve cesaretiyle öne çıkan bu ordular, kendilerinden katbekat fazla düşmanları hep yenilgiye uğratmışlardır” dedi.

Mezun olan astsubaylara hitaben, “Sizler bugün, milletimizin ‘Peygamber Ocağı’ diyerek gönlündeki yerini ifade ettiği işte böylesine şerefli bir kurumun kapısından ilk adımınızı atıyorsunuz” şeklinde seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları ekledi: “Unutmayınız; giydiğiniz üniformanın onuru, sizin en büyük mükâfatınızdır. Vatan savunması yolunda geçirdiğiniz her an, altın kıymetindedir. Hele bu yolda nasibinizde varsa sahip olacağınız gazilik veya şehitlik unvanlarının anlamını hiçbir maddi değerle tarif edebilmek mümkün değildir.”

Astsubayların ailelerine “Ülkemize ve milletimize böylesine aslan yürekli kahramanlar yetiştirdikleri için teşekkür ediyorum” sözleriyle teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millî Savunma Üniversitesi ve Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu’nun eğitim öğretim kadrosuna da emekleri dolayısıyla şükranlarını ifade etti.

“TÜRKİYE’NİN EKONOMİDE OTURTULMAYA ÇALIŞILDIĞI KRİZ GÖRÜNTÜSÜNÜ HAK EDECEK BİR SORUNU BULUNMUYOR”

“Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları vardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim tarihimizde de, kimini sevinçle yâd ettiğimiz, kimini hüzünle hatırladığımız pek çok dönüm noktamız bulunuyor. Son yıllarda yaşadığımız hadiseleri milletimiz bakımından işte böyle bir dönüm noktası olarak görüyorum. Bölgemizle birlikte ülkemizi de kendi senaryolarına göre biçimlendirmeye çalışanların karşısına, kendi irademizle, kendi hedeflerimizle çıkma kararını verdiğimiz andan itibaren, zorlu bir mücadelenin içine düştük. Ülke ve millet olarak tercihimizden asla pişman değiliz. Tam tersine, bugün hep birlikte başı dik, alnı açık bir şekilde geleceğimize umutla bakabiliyor olmamızı, işte bu duruşumuza borçluyuz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Her tercih gibi, bunun da elbette bir bedeli var. Bu bedeli kimi zaman, terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede vermiş olduğumuz şehitlerle, gazilerle ödüyoruz. Bu bedeli kimi zaman, uluslararası alanda eşi benzeri görülmemiş çifte standartlara maruz kalarak ayrımcılığa, haksızlığa uğrayarak ödüyoruz. Bu bedeli kimi zaman, işte son günlerde olduğu gibi ekonomik faturalarla ödüyoruz. Elini vicdanına koyan herkes şu gerçeği kabul edecektir.”

Türkiye’nin; ne sınırları içinde ve dışında maruz kaldığı terör saldırılarını ne uluslararası alanda karşılaştığı riyakarlığı ne de ekonomide oturtulmaya çalışıldığı kriz görüntüsünü hak edecek bir sorunu bulunmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela terörle mücadele konusunda bizden istenen nedir? Suriye ve Irak’tan DEAŞ’ından PKK’sına kadar tüm terör örgütleri ülkemizi taciz etsin, ama biz elimiz kolumuz bağlı oturalım, öyle mi? Üstelik bu, pek çoğunun yalan yanlış olduğu daha sonra ortaya çıkan istihbarat bilgilerine dayanarak kendi topraklarından binlerce kilometre ötede devasa operasyonlar yapanların talebi. Kaldı ki bunlarla stratejik ortaklığımız da var. Terörle mücadele herkese hak görülüyor, ama konu Türkiye olunca birden işin rengi değişiyor. Hâlbuki biz, uzun yıllardır Kuzey Irak’tan, bir süredir Suriye’den ülkemize yapılan saldırılar karşısında âdeta yalnız bırakılmış bir ülkeyiz. Suriye’den Kilis, Gaziantep, Reyhanlı ve Kırıkhan’a 127 roket, top ve havan saldırısı yapılır, yedi vatandaşımız hayatını kaybeder, 125 vatandaşımız yaralanırken, bunlar ne yapıyordu biliyor musunuz? Ülkemize daha önce konuşlandırılmış hava savunma sistemlerini hemen geri çekiyorlardı.”

“BİZE PARAYLA SATMADIKLARI SİLAHLARI TERÖR ÖRGÜTLERİNE BEDAVA VERDİLER”

Sadece bununla kalınmadığını, Türkiye’nin kendisini koruyabilmesi için ihtiyacı olan füze savunma sistemleri ve yüksek teknolojiye dayalı silah ve ekipmanların da çeşitli bahanelerle verilmediğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta bize parasıyla satmadıkları silahları, götürüp terör örgütlerine bedava verdiler. Topraklarımızı korumak ve milletimizin can mal güvenliğini sağlamak için alternatif arayışına girdiğimizde de, hemen karşımıza dikilip, ‘sakın ha’ diyorlar” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin bu tür dayatmaları kabul etmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin S-400’lere ihtiyacı var ve bunun anlaşması bitmiştir. İnşallah en kısa zamanda alacağız. Türkiye’nin zaten proje ortağı olduğu F-35’lere de ihtiyacı var. Kendi millî uçaklarına veya bir başka ülkeyle geliştireceği uçaklara da ihtiyacı bulunuyor” ifadelerini kullandı.

F35 uçaklarının verilmesinin, anlaşmaya uyulduğunun bir ispatı olacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin şu ana kadar anlaşmanın gereği olarak 900 milyon dolar ödeme yaptığını ve taksitlerini ödediğini aktardı. Anlaşma çerçevesinde Türkiye’ye 120 tane F-35 uçağının verilmesi gerektiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu açıklamaları yaptı: “Verilir veya verilmez. Artık dünya tek ülkeden ibaret değil, bunların çok alternatifleri var. Orası vermezse bir başka yerden biz bunları temin ederiz veya üretiriz. İnsansız hava araçlarını vermediler, şimdi biz üretiyoruz. Silahlı insansız hava araçlarını vermediler, şimdi biz üretiyoruz. İşte bu teröristleri bunlarla vuruyoruz, etkisiz hâle getiriyoruz. Kötü komşu bizi de ev sahibi yaptı.”

BUGÜNE KADAR İKİLİ VEYA ÇOK TARAFLI İLİŞKİLERİMİZİN HİÇBİRİNDE RİYAKÂRLIK YAPMADIK”

“Türkiye’nin Avrupa ve Amerika’yla olan müttefiklik, ortaklık ilişkilerine olduğu kadar, diğer ülkelerle tesis edeceği iş birliklerine de ihtiyacı var” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizi tek taraflı ilişkiye zorlayanların, kendilerinin gizli veya açık dünyanın dört bir yanında ne tür faaliyetler içerisinde olduklarını gayet iyi biliyoruz. Bugüne kadar ikili veya çok taraflı ilişkilerimizin hiçbirinde kimseye riyakârlık yapmadık. Ama bize hepsi yapıldı” şeklinde konuştu.

Bir güvenilirlik testi yapılması durumunda, bu testten alnının akıyla çıkacak tek tarafın Türkiye olacağını; Avrupa ve ABD’nin bu konuda defalarca sınıfta kaldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’nın, sadece Suriye konusunda bize verip yerine getirmediği sözleri burada saymaya kalksam, kimsenin yüzümüze bakacak hâli kalmaz” değerlendirmesinde bulunu.

“TÜRKİYE, BU SALDIRININ DA ÜSTESİNDEN GELECEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülkemizle ilgili olarak Amerika’da açılan davaların, verilen mahkûmiyet kararlarının örneği bir başka ülkede yok. İzmir’de tamamen hukuk içinde yürüyen bir davayı bahane ederek, Türkiye’yi askerî ve ekonomik alanda çökertmeye yönelik gayretler içerisine girilmesini, hiçbir mantıkla izah etmek mümkün değildir. Aynı şekilde Avrupa Birliği’nin, tam üyelik müzakerelerinde sıra bize geldiğinde o çok övündüğü kriterlerini nasıl fırıldak gibi döndürdüğünü en iyi kendileri biliyor. Ülkemizin ne ekonomisiyle ne de demokrasisiyle mukayese dahi edilemeyecek düzeydeki devletleri çok kısa süre içinde tam üye yapanlar, Türkiye’yi dışlamak için âdeta kendilerini inkar etmekten çekinmiyorlar. Ekonomi konusunda yaşananları bunlardan bağımsız görmüyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de döviz kurunun böylesine yüksek rakamlara çıkartılmasının gerisindeki saikleri görmek için allame olmaya gerek yok. Her şey apaçık ortadadır. Biz ekonomideki artılarımızın da, eksilerimizin de gayet iyi farkındayız. Buradan bir kez daha söylüyorum: Döviz kurundaki istikrarsızlık ülkemize yönelik bir operasyondur. Terör örgütleri eliyle, içimizdeki ihanet çeteleri vasıtasıyla yapamadıklarını döviz kurunu, döviz kurşunu hâline getirdikleri ekonomi silahıyla gerçekleştirmek istiyorlar. Allah’ın izni ve milletimizin dirayetiyle, nice oyunları bozan, nice senaryoları yırtıp atan, nice ihanetleri tepeleyen Türkiye, bu saldırının da üstesinden gelecektir.”

“EKONOMİ YÖNETİMİ ÜLKE İÇİNDE VE DIŞINDA GEREKEN TÜM TEDBİRLERİ ALDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının engellenemeyeceği vurgusunda bulunarak ihracatın ve istihdamın yükselmeye devam ettiğine, üretim çarklarının döndüğüne, bayram tatilinde turizmin ve ticaretin tarihî rekorlar kırdığına işaret etti ve “Peki döviz kuru ne olacak diyenler varsa, onlara cevabımız, Bu da geçer ya hu, olacaktır” diye ekledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi yönetiminin ülke içinde ve dışında gereken tüm tedbirleri alıp gerekli temasları kurduğunu ve bunların somut neticelerinin yavaş yavaş alınmaya başlandığını söyledi.

Güçlü siyasetin, ancak güçlü ordu ve güçlü bir ekonomiyle birlikte hayata geçirilebileceğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ankara’da Kara Harp Okulu’nda, bugün Balıkesir’de Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu’nda mezun olan subay ve astsubayların kararlılığının Türkiye’nin geleceği için güven verdiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bu orduyla değil terör örgütlerini, Allah’ın izniyle tıpkı ecdadımız gibi yedi düveli önümüze kadar cehenneme kadar kovalarız” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının sonunda, mezun olan astsubayları tebrik edip kendilerine görev yerlerinde başarılar dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, astsubayların velilerine de evlatlarını Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kazandırdıkları için şükranlarını ifade etti.

 

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”