“Aynı ideal etrafında kenetlenen, aynı hedefe yürüyen toplumların önünde hiçbir engel duramaz” “Aynı ideal etrafında kenetlenen, aynı hedefe yürüyen toplumların önünde hiçbir engel duramaz” için yorumlar kapalı 91939

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ardahan mitinginde yaptığı konuşmada, “Toplu vuran yürekleri, hiçbir fani güç sindiremez, esir alamaz. Aynı ideal etrafında kenetlenen, aynı hedefe yürüyen toplumların önünde hiçbir engel duramaz. Türkiye’nin yürüyüşünü engellemeye çalışanların sürekli farklılıklarımızı kaşıması asla tesadüf değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 31 Mart Mahallî İdareler Seçimleri kampanyası kapsamında AK Parti Ardahan mitingine katıldı. İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir konuşma yaptı.

“ARDAHAN, İSTİKRAR VE GÜVEN ORTAMININ DEĞERİNİ ÇOK İYİ BİLİR”

Ardahan’ın, Türkiye’nin çukur terörüyle esir alınmak istendiği o zorlu günlerde ‘teröre hayır’ dediğini 24 Haziran seçimlerinde AK Parti’yi ve Cumhur İttifakı’nı açık ara birinci yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ardahanlılara desteklerinden dolayı teşekkür etti.

Bu sene 100’üncü yılının kutlandığına işaret ederek Erzurum ve Sivas Kongrelerine öncülük eden Kars Millî İslâm Şurası, Oltu İslâm Şurası, Birinci ve İkinci Ardahan Kongreleriyle hürriyet meşalesinin ilk önce bu topraklarda yakıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ardahan, bu sebeple bağımsızlığın kıymetini bilir. Ardahan, hür yaşamanın, kendi toprağında özgür yaşamanın değerini iyi bilir. Ardahan, istikrar ve güven ortamının değerini çok iyi bilir” diye konuştu.

“EKONOMİK VE SOSYAL KALKINMANIN ANAHTARI BİRLİK SİYASETİDİR”

“Son bir asırda yaşadıklarımız bize şu gerçeği defalarca göstermiştir: Birlik olmadan dirlik olmaz. Barış olmadan huzur olmaz. Beraberlik olmadan zafer olmaz. Kenetlenme olmadan başarı olmaz. Dayanışma olmadan refah, kalkınma, gelişme olmaz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik kalkınmanın da, soysal kalkınmanın da anahtarının birlik siyaseti olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplu vuran yürekleri, hiçbir fani güç sindiremez, esir alamaz. Aynı ideal etrafında kenetlenen, aynı hedefe yürüyen toplumların önünde hiçbir engel duramaz. Türkiye’nin yürüyüşünü engellemeye çalışanların sürekli farklılıklarımızı kaşıması asla tesadüf değildir” ifadelerini kullandı.

Daha önce sağ-sol ve Alevi-Sünni denilerek son 30 yıldır da Türk-Kürt denilerek milletin kardeş kavgasına sürüklenmek istediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu kavgalar yüzünden 70’lerde, 80’lerde ve 90’larda ciddi bedeller ödediğini, kardeşi kardeşe kırdırma politikasının ülkeye maddi-manevi çok büyük faturalarının olduğunu kaydetti.

O dönemde darbe gölgesinin millî iradenin üstünden eksilmediğini, medya patronlarının bakan-başbakan tayin edip siyaseti dizayn ettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine o dönemde faili meçhullerin sıradanlaşıp sokaklarda terör, ölüm ve şiddetin kol gezdiği acı günlere şahit olunduğunu, gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500’lere, yıllık enflasyonunun yüzde 100’lere ulaştığı zamanların yaşandığını hatırlattı.

“SON 17 YILDA DEMOKRASİMİZ GÜÇLENDİ, VESAYET GERİLEDİ, KARDEŞLİĞİMİZ HİÇ OLMADIĞI KADAR PERÇİNLENDİ”

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin, terör tehdidinden dolayı hak ettiği hizmetlerin hiçbirini alamadığını, devletin yaptığı yatırımların ise terör örgütü mensupları tarafından engellendiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin bölgeye gönderdiği öğretmen, doktor, kaymakam, hâkim-savcı, imam ve hemşirelerin bölücü terör örgütü tarafından tehdit edildiğine, bazılarının şehit edildiğine ve kaçırıldığına değindi.

Konuşmasının bir bölümünde, alandaki kurulu dev ekrandan, bölücü terör örgütü güdümündeki partinin yetkilileri tarafından PKK-PYD-YPG terör örgütleri ve örgüt elebaşı için söylenmiş destek ve övgü ifadelerini içeren görüntüleri vatandaşlara izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü terör örgütünün bölgede eğitim, sağlık, emniyet, ulaşım gibi en temel hizmetleri dahi bölgede yaşayanlara çok gördüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu makûs talihin, milletin desteği kendilerinin gayretleriyle 3 Kasım 2002’den itibaren değişmeye başladığının ve Türkiye’nin, ayağına vurulan prangalardan kendi dönemlerinde kurtulduğunun altını çizerek, “Milletimiz yıllardır hasretini çektiği birlik siyasetine, hizmet ve eser siyasetine AK Parti iktidarları döneminde kavuştu. Son 17 yılda demokrasimiz güçlendi, vesayet geriledi, kardeşliğimiz hiç olmadığı kadar perçinlendi” şeklinde konuştu.

“BÖLGELER VE VİLAYETLER ARASINDAKİ GELİŞMİŞLİK FARKI EN ÇOK BİZİM DÖNEMİMİZDE AZALDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları söyledi: “AK Partinin birlik siyasetiyle ülkemiz sadece kurulan tuzakları bozmadı, aynı zamanda ekonomik kaynaklarını çok daha verimli, çok daha etkin bir şekilde kullanmayı başardı. Bakınız, uzun yıllar sonra başta doğu illerimiz olmak üzere 81 vilayetimizin tamamı layık olduğu hizmetlere ilk defa bizim dönemimizde kavuştu. Bölgeler arasındaki, vilayetler arasındaki gelişmişlik farkı en çok bizim dönemimizde azaldı, çünkü biz birileri gibi bölge siyaseti yapmadık, istismar siyaseti yapmadık, biz hiçbir zaman Türkiye haritasını renklere göre bölmedik. Biz, CHP gibi sadece belli illere, belli bölgelere, sadece sahil kenarlarına hapsolan bir parti olmadık. Bilakis, ülkemizin tüm illerinden, tüm toplum kesimlerinden oy alan, çok güçlü destek gören bir siyasi hareket olduk. Biz batıya ne götürdüysek doğuya da onu götürdük. Niye? Biz 780 bin kilometrekarenin iktidarıyız. Bugün Türk’ün de, Kürt’ün de, Alevi’nin de, Sünni’nin de, dindarın da, sekülerin de, gencin de, yaşlının da partisi AK Partidir.”

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerine geçen 17 yılda 290 milyar liralık yatırım yaptıklarına işaret ederek tarımsal desteklerde 33,5, işsizlik yardımlarında 2, sosyal yardımlarda 59, ilçe ve köylere altyapı katkısı olarak 18, kalkınma ajansları vasıtasıyla üreticilere 5,5 milyar lira destek verdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, altı olan üniversite sayısını 18’e, üniversite öğrencisi sayısını ise 107 binden 616 bine çıkardıklarını hatırlattı.

Yine bu dönemde Doğu Anadolu Bölgesinde 788 binden fazla haneyi doğal gaz konforuyla tanıştırdıklarını, bölünmüş yol uzunluğunu 260 kilometreden 3 bin 884 kilometreye yükselttiklerini, havalimanı sayısını sekizden 12’ye, uçak yolcusu sayısını 436 binden 8 milyona çıkardıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ardahan’a yapılan yatırım ve hizmetlere ilişkin de bilgi verdi.

ARDAHAN’A YAPILAN YATIRIMLAR

Son 17 yılda Ardahan’a 6 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre; eğitimde 986 yeni dersliği, Ardahan Üniversitesini, 3 bin 79 kişilik yükseköğrenim yurtlarını, gençlik merkezini, kapalı yarı olimpik yüzme havuzu, futbol sahası, spor salonları ile sağlıkta 18 sağlık tesisi kazandırdıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirde bin 546 konut yaptıklarını, Ardahanlı ihtiyaç sahiplerine 475 milyon liralık destek sağladıklarını dile getirdi.

Ulaşım, tarım, sulama, hayvancılık ve diğer alanlarda şehirde gerçekleştirilen ve hâlen yapım ya da proje aşamasında olan yatırım ve hizmetlerden de örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl içinde Damal ve Hanak ilçelerine doğal gaz verileceğini, Aziziye Kışlası’nın olduğu alana, içinde müze ve millet kıraathanesinin de olduğu bir millet bahçesi yapılacağını, Bakü-Tiflis-Kars demir yolu projesi kapsamında, şehrin ticaret ve turizm potansiyeline katkı vermesi amacıyla, gümrük işletme merkezi ve donatıları da olan bir istasyonunun kurulacağını açıkladı.

Türkiye’nin sosyal devlet kavramıyla gerçek manada kendi dönemlerinde tanıştığına vurgu yaparak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) gibi sosyal devletin lafını ve istismarını değil, icraatını yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ekledi: “Senelerdir bu milleti bu CHP zihniyeti ‘makarnacı’, ‘kömürcü’ diyerek aşağılayanlar, sanki kendileri değilmiş gibi çıkmışlar bir de utanmadan ‘Türkiye’de sosyal devlet bitti’ diyorlar. 17 yıldır insanımıza her türlü hakareti yapanlar, ufuk seçim sandığını görünce şimdi sosyal devlet ilkesinden bahsediyorlar.”

“SOSYAL YARDIM ALAN VATANDAŞLAR ELEKTRİK TÜKETİM DESTEĞİ ALMAYA BAŞLAYACAK”

Vaktiyle genel müdürlüğünü yaptığı Sosyal Sigortalar Kurumu’nu batıran, söz konusu partinin liderinin şimdi sosyal devlet dersi veremeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yüzsüzlüktür. Genel Müdürlüğü sırasında kendine bağlı hastaneleri pisliğe, bakımsızlığa mahkûm eden bir zatın bırakın bizi eleştirmeyi, sosyal devlet lafını ağzına almaya dahi hakkı yoktur” değerlendirmesinde bulundu.

“Şimdi bu zatı biraz daha mahcup edecek, biraz daha rahatsız edecek yeni bir projeyi devreye alıyoruz” diyerek, düzenli sosyal yardım alan vatandaşların hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaat karşılığı elektrik tüketim desteği almaya başlayacağını müjdeleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün bu hizmetlerin, bu yatırımların kesintiye uğramaması için 31 Mart seçimlerinin çok önemli olduğunu söyledi.

“BİZİ AYIRMAYA, BİZİ BİRBİRİMİZE HASIM GİBİ GÖSTERMEYE ÇALIŞANLARA ASLA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “31 Mart’ta sadece belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları seçmekle kalmayacak, aynı zamanda çok kritik bir tercihte bulunacağız. Ya son 17 yıldır olduğu gibi ‘İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün’ diyeceğiz ya da ülkemizin önünde belirsizliklere kapı aralayacağız. Unutmayın, terör belirsizlikleri sever, darbeciler güçsüz hükûmetleri sever. Milletin ekmeğine, aşına musallat olanlar zayıf iktidarları sever. Türkiye’ye husumet besleyenler kolayca yönlendirilebilecekleri öyle siyasetçileri sever. 7 Haziran sonrasında yaşadıklarımız en ufak bir zafiyette Türkiye’nin nelerle karşı karşıya kalabileceğini hepimize göstermiştir. Birliğimize, beraberliğimize hep birlikte sahip çıkacak, inşallah bir daha ülkemizi böyle bir belirsizliğin içine sokmayacağız. Bizi ayırmaya, bizi birbirimize hasım gibi göstermeye çalışanlara asla fırsat vermeyeceğiz.”

Sözlerinin devamında “tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet” vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, Ardahanlıları AK Parti merkez ve ilçe belediye başkan adaylarına destek vermeye, millî iradeye bir kez daha sahip çıkmaya çağırarak tamamladı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”