
Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında koruyucu aileler, devlet koruması altındaki çocuklar, iş insanları, sanatçılar ve gazetecilere verdiği yemekte yaptığı konuşmada, “Koruyucu aile sisteminin temel zemininin, kadınların yürekleri olduğunu düşünüyorum. Bu yüce gönüllülüğü gösteren tüm kadınlarımıza ve baba şefkatiyle kanadı kırık yavrularımızı himaye eden tüm beyefendilere insanlık adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında koruyucu aileler, devlet koruması altında büyüyen çocuklar, iş insanları, sanatçılar ve gazetecilere Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kış Bahçesi’nde yemek verdi.
Yemekte bir konuşma yapan Emine Erdoğan, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak, “Bu hafta her salonda kadınların sorunları konuşuluyor. İnanıyorum ki onlarca yılda konuşulmaya devam edecek. Ben de bu sefer istedim ki bu anlamlı günde merhametin, vicdanın, fedakârlığın yuvalandığı yürekleri misafir edelim. Merhameti kalplerinin içine bir astar gibi geçirmiş koruyucu ailelerimiz ile tanışalım, gösterdikleri yüce gönüllülük için onları da tebrik edelim” diye seslendi.
“KORUYUCU AİLE YÜCE GÖNÜLLÜLÜĞÜNÜ GÖSTEREN HERKESE İNSANLIK ADINA TEŞEKKÜRLERİMİ SUNUYORUM”
Ailelerinden uzak düşmüş çocuklara yuva olan koruyucu ailelerde, çocuklara babalık yapan beyefendilerin hakkının ödenmeyeceğini vurgulayan Emine Erdoğan, “Ama biliyoruz ki bu süreç kadınların kabulü ve içinden taşan şefkati paylaşmak istemesiyle başlıyor. Bu nedenle, koruyucu aile sisteminin temel zemininin, kadınların yürekleri olduğunu düşünüyorum. Bu yüce gönüllülüğü gösteren tüm kadınlarımıza ve baba şefkatiyle kanadı kırık yavrularımızı himaye eden tüm beyefendilere insanlık adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Koruyucu aileliğin önemine vurgu yapan Emine Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne mutlu ki bugün ülkemizde aileler akşam evlerine çekildiğinde, tam 5 bin 360 evin penceresinden, mahyalardan parlar gibi sımsıcak bir ışık sızıyor. Şefkatin, fedakârlığın ışığı. İnsan olarak belki yalnız doğuyor, yalnız ölüyor ama hep beraber yaşıyoruz. Bu dünyayı paylaştığımız her insana, kendi ailemize olduğumuz kadar sorumluyuz. Çünkü bu âlemde insan insana emanettir. Bu bilinci içselleştirdiğimizde, hayat denen o büyük sofranın etrafında toplanmış, birbiriyle dayanışmaya muhtaç insanlık ailesi ortaya çıkıyor. Ve biliyoruz ki, paylaşmanın kendine has bir bereketi var. Yardımlaşmadan doğan iyilik, ruhumuzda adeta detoks etkisi yapıyor.”
Emine Erdoğan, sosyal sorumluluk adı verilen yardımlaşma metodunun, yaşam kültürün özünü oluşturduğunu belirterek, devletin de merhametin kurumsallaştığı çok eski bir geleneğin taşıyıcısı olduğunu söyledi. Eytam Nezareti, Daruşşafaka ve Darülaceze gibi kurumların yetim ve kimsesizlerin hamisi kurumlar olduğunu sözlerine ekleyen Emine Erdoğan, bugün de devletin kimsesiz çocukları sarıp sarmalamak için çağın şartlarını dikkate alarak modern metotlar geliştirdiğini kaydetti. Emine Erdoğan, birçok çocuğun aynı odada yaşamak zorunda kaldığı çocuk yurtlarının ortadan kalktığını, Sevgi Evleri ile çocukların aile sıcaklığını hissettiği ortamlarda koruma altına alındığını anlattı.
Gönül Elçileri Projesi kapsamında yaygınlaştırılan koruyucu aileliğin, milletin yüreğinde büyük karşılık bulmasından duyduğu memnuniyetini dile getiren Emine Erdoğan, 2002 yılında koruyucu aile yanındaki çocukların sayısının 515 iken, bugün bu sayının 5 bin 360 aile yanında, 6 bin 556 çocuğa ulaştığı bilgisini verdi. Emine Erdoğan, koruyucu aile yanındaki çocuklardan 688’inin de engelli olduğunu belirterek, engelli çocuklara kol kanat geren ailelere ayrıca teşekkür etti.
“ACIMAYI TEDAVÜLDEN KALDIRIP, DAR ZAMANLARIN MERHEMİ OLAN MERHAMETİ YÜRÜRLÜĞE KOYMALIYIZ”
Geçmişte, devlet koruması altındaki çocuklarla ilgili toplumda bazı olumsuz algılar olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, koruma altındaki çocukların hayata 1-0 yenik başlayan, mağlubiyetten başka gerçeklik tanımamış insanlar olarak lanse edildiğini, ancak gerçekliğin böyle olmadığını söyledi.
Emine Erdoğan, “Hayat herkesin kalbini mutlaka bir kere burkar. Ama bu çocuklarımızın baştan sona mutsuz bir hayat geçirecekleri anlamına gelmez. Biliyoruz ki bugün devletimizin kanatları altında yetişmiş nice başarılı doktor, öğretmen, hukukçu, sanatçı ve sporcumuz var. Hepsi mutlu ve hayata değer katan insanlar. O nedenle acımayı tedavülden kaldırıp, dar zamanların merhemi olan merhameti yürürlüğe koymalıyız” ifadelerini kullandı.
“TOPLUMUN, KORUYUCU AİLE ÇAĞRISINA OLUMLU CEVAP VERECEĞİNE İNANIYORUM”
Devlet himayesinde güven içinde yaşayan çocukların sıcak aile ortamına hasret olduklarını ifade ederek, koruyucu ailelik çağrısında bulunan Emine Erdoğan, toplumun bu çağrısına olumlu cevap vereceğine olan inancını dile getirdi. “Bakım ve eğitim masrafları devlet tarafından karşılanan bu çocuklarımıza açacağınız şey sadece gönülleriniz” diyen Emine Erdoğan, “Bir insana, içinde bayram sabahlarının, yaz tatillerinin, karne günü kutlamalarının birlikte geçirildiği bir çocukluğu hediye etmekten daha anlamlı ne olabilir? Dünyanın 7 büyük harikası var. Bunlar tüm zamanların en iyi eserleri. Ben, 8’inci harikanın bir insana dönüp baktığında tebessüm edeceği bir çocukluk inşa etmek olduğunu düşünüyorum. Bundan daha iyi bir eser olabileceğine de inanmıyorum. Sizleri de bu eserin sanatçıları olmaya davet ediyorum” diye konuştu.
Koruyucu ailelerden deneyimlerini çevreleriyle paylaşmalarını isteyen Emine Erdoğan, “Lütfen eşinize, dostunuza, komşularınıza sahip çıktığınız çocukların şen kahkahalarının evinizdeki bereketi nasıl artırdığını, gönülleri yıkayıp pir’ü pak yaptığını anlatın. Anlatın ki bu iyilik hareketi toplumda daha çok karşılık bulsun” dedi. Davetine topluma rol model olmuş sanatçıların da katıldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, sanatçıların koruyucu ailelik konusunda atacakları küçük bir adımın, toplumda dalga dalga büyüyeceğini söyledi.
“BİR ÇATI ALTINDA YAŞAMAK VE BİRİLERİNE AİLE DEMEK İÇİN KAN BAĞI ŞART DEĞİL”
Bir çatı altında yaşamak ve birilerine aile demek için kan bağının şart olmadığının altını çizen Emine Erdoğan, “Aynı anne-babadan olmasa da hepimiz hayatın karnından karındaşız. Kendi aile bireylerimizin olduğu kadar komşularımızın, tüm çocukların, engelli bireylerin, yaşlıların, şehit ailelerinin de velileri, hamileriyiz” ifadelerini kullandı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle ulvi bir konu etrafında bir araya gelmeyi çok anlamlı bulduğunu yineleyen Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Kadınlar, fıtratları gereği bulundukları her yeri bahara çevirebiliyor. Kadınların el attığı her şart iyileşebiliyor. Bugün hangi STK’ya baksanız kadınların çoğunlukta olduğunu görürsünüz. Kadınlar, toplumun dertlerine derman olmayı kendilerine vazife addetmiştir. Kadınların sosyal sorumluluk projelerine kattığı yüksek yaşam enerjisi, toplumsal gelişimimizin yegâne garantisidir. Koruyucu aile projesine katılarak evlerinin kapılarını çocuklarımıza açan, sevgi evlerinde evlatlarımıza gönüllü annelik yapan tüm kadınlarımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum. Sizler birer kahramansınız ve iyi ki varsınız! Evlatlarımıza da güzel gelecekler diliyorum. Onları gelecekte vatana millete hayırlı evlatlar olarak görmeyi umut ediyorum.”
Yemekte koruyucu aile yanında büyümüş İrem Başak Bilgin ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da birer konuşma yaptı. Koruyucu aileler ve devlet koruması altında yetişmiş gençlerin söz alarak tecrübelerini paylaştığı programda; Merve Başoğlu, Muhammet Başoğlu ve Büşra Başoğlu tarafından icra edilen yan flüt ve piyano dinletisi de gerçekleştirildi. Ayrıca Sanatçılar Şükriye Tutkun, Bengü ve Nil Karaibrahimgil de birer parça seslendirdi. Hülya Koçyiğit, Burak Kut, Mustafa Sandal, Turgay Tanülkü, Bengü, Nil Karaibrahimgil, Burcu Altın, Şükriye Tutkun, Demir Saygı, Leya Kırşan gibi sanatçıların da katıldığı program Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan kısa video gösterimi ile sona erdi.