Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ankapark sadece başkentimizin değil, tüm Türkiye’nin gurur sembollerinden biridir” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Ankapark sadece başkentimizin değil, tüm Türkiye’nin gurur sembollerinden biridir” için yorumlar kapalı 81306

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankapark “Wonderland Euroasia” Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Toplam büyüklüğü 1 milyon 300 bin metrekareye varan Ankapark, sadece Başkentimizin değil, tüm Türkiye’nin gurur sembollerinden biridir” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da yapımı tamamlanarak hizmete sunulan Ankapark “Wonderland Euroasia”nın açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, törende bir konuşma yaptı.

“ANKAPARK, AYNI ZAMANDA ÇEVRE DOSTU BİR PROJE”

Bugünlerde hem illerde seçim mitinglerini gerçekleştirdiğine hem de tamamladıkları eserlerin açılışlarını yaptıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta İstanbul’da Gebze-Halkalı Banliyö Tren Hattı’nı, 3 bin 704 yatak kapasiteli Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’ni ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun tamamlanan iki kısmını açtıklarını hatırlattı.

Hizmet yolculuğunu devam ettirerek bugün de Ankaralıların, özellikle gençlerin ve çocukların hasretle beklediği büyük bir projenin açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam büyüklüğü 1 milyon 300 bin metrekare olan Ankapark’ın, sadece başkentin değil, tüm Türkiye’nin gurur sembollerinden biri olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankapark’ın; çocuklar ve yetişkinler için tasarlanmış bin 217 oyuncağı, 120 metre yüksekliğe ulaşabilen dünyanın en büyük ikinci fıskiyesine ev sahipliği yaptığına değindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, binlerce araçlık otoparkı, 5 kilometrelik raylı sistemleri, elektrik ihtiyacının belli bir kısmını karşılayan 10 megavatlık güneş enerjisi sistemiyle Ankapark’ın, aynı zamanda çevre dostu bir proje olduğunu ifade etti.

Toplam maliyeti 1 milyar 396 milyon lirayı bulan Ankapark’tan Ankara Büyükşehir Belediye’sinin, kira geliri ve diğer kalemlerde yıllık 50 milyon lira kazanç elde edeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek olmak üzere, projenin hayata geçmesinde katkısı ve emeği bulunanlara teşekkür etti.

“81 İLİN HER BİRİ, 82 MİLYONUN HER BİR FERDİ İÇİN ÇALIŞTIK”

Fatih Sultan Mehmet’in ‘Bir şehri imar etmekten, halkın kalbini kazanmaktan daha büyük bir mutluluk, hüner yoktur’ şeklindeki veciz ifadesinin, çağlar ötesi kıymete sahip bir tavsiye olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yılı aşan siyasi hayatı boyunca hep bu tavsiyenin aydınlığında yürüdüğünü kaydetti.

İnsan hafızasının unutmakla malul olduğunu, kulun fıtratı gereği hata yapmaya, hataya düşmeye müsait olduğunu belirterek kendisinin de zaman zaman eksiğinin noksanının olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm belediye başkanlarıma söylüyorum, bakanlarıma da söylüyorum, şunu iyi bilin; halkımın gönlünü kıran benim de gönlümü kırmış olur. Çünkü biz gönüller kırmaya değil, gönüller yapmaya geldik, böyle çalışacağız” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapmak isteyip de yapmadığımız, daha hızlı koşmak isteyip de engellere takıldığımız dönemler de oldu. Bürokratik oligarşiden darbeci zihniyete kadar pek çok zorlukla yüzleştik, ama bir an olsun istikametimizi hedeflerimizden, yüzümüzü milletimizden ayırmadık, kapımıza ayrımcılığı, kavgayı, tekebbürü, millete tepeden bakmayı asla yaklaştırmadık” şeklinde konuştu.

Sadece kendilerine oy verenler için değil, 81 ilin her biri, 82 milyonun her bir ferdi için çalıştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sandıkta verilen görevin hakkını sahada ter dökerek, koşarak, koşturarak ödemeye gayret gösterdik. Sizin güveninizi, sizin emanetinizi, sizin teveccühünüzü boşa çıkarmamak için gece gündüz demeden mücadele ettik” ifadelerine yer verdi.

“BİZİM SİYASETİMİZ BASKI DEĞİL, ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ SİYASETİDİR”

Siyasetin özünde rekabet ve bir hizmet yarışı olduğunu; yürüttükleri siyasetin kavga değil, kardeşlik siyaseti olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim siyasetimizi nefret değil, sevgi; husumet değil, yürekleri fethetme siyaseti oluşturur. Bizim siyasetimiz baskı değil, özgürlük, demokrasi siyasetidir. Hepsinden önemlisi, bizim siyasetimiz gönül siyaseti, gönülleri kazanma siyasetidir. Çünkü gönle giren her şey göze de hoş gelir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz gönül yıkmanın, gönül yapmanın, gönüller kazanmanın derdindeyiz. Biz şehirlerimizi bünyad etmenin, ayağa kaldırmanın gayretindeyiz. Biz ülkemizi 2023 hedefleriyle buluşturup dünyanın en güçlü 10 devletinden birisi yapmanın peşindeyiz. Biz insanımızı birleştirmenin, kucaklaştırmanın, aynı ortak payda etrafında bir araya getirmenin çabasındayız. 31 Mart sonrasında da milletimize projelerimizin dışında en önemli vaadimiz olarak gönül belediyeciliğinin sözünü veriyoruz. 81 vilayetimizin, 922 ilçemizin her birine tevazu, samimiyet ve gayretle hizmet etme sözü veriyoruz.”

“TÜRK MİLLETİNİN EN BÜYÜK GÜÇ KAYNAĞI; KARDEŞLİĞİ, DAYANIŞMASI VE ACILARINI PAYLAŞARAK AZALTMASIDIR”

Türk milletinin en büyük güç kaynağının, kardeşliği, dayanışması ve acılarını paylaşarak azaltması olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu milletin en önemli özelliği yaşadığı onca badireye rağmen her seferinde küllerinden yeniden doğmayı başarmasıdır. Açık söylüyorum, dünyada bu kadar kısa süre içerisinde bizim kadar ağır saldırılara maruz kalıp da ayakta durabilecek bir başka ülke olmamıştır” dedi.

Son altı yıl içerisinde Gezi’deki Sokak teröründen, kanlı darbe girişimine, ekonomik sabotajlardan terör eylemlerine kadar Ankara’nın şahit olmadığı neredeyse hiçbir saldırının kalmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak Ankaralıların onca provokasyona rağmen kardeşliğinden taviz vermediğini, sinip pusmadığını, tehditler karşısında geri adım atmadığını ve ölüm kusan silahlara rağmen hainlere boyun eğmediğini vurguladı.

“Ankaralı kardeşlerim birliğine, beraberliğine, kardeşliğine böyle güçlü bir şekilde sahip çıktıkça önümüzü kesebilecek hiçbir güç yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlardan 31 Mart’ta sandıklara gitmeyi ihmal etmemelerini istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece Başkentimiz için, sadece şehrimiz için değil aynı zamanda ülkemizin geleceği için, milletimizin istikbali için, evlatlarımızın huzuru içinde bunu yapmalıyız. Çocuklarımız için sandıklara sahip çıkmalıyız. Huzurumuz için sandıklara sahip çıkmalıyız. Ülkemizin istikrarı için sandıklara sahip çıkmalıyız. Demokrasimizin güçlenmesi için sandıklara sahip çıkmalıyız. Ankara’nın kalkınma yolculuğunu kesintiye uğratmamak için sandıklara sahip çıkmalıyız. On binlerce kilometre öteden milletimize tehdide yeltenen müstevlilere hak ettikleri cevabı vermek için sandıklara sahip çıkmalıyız.”

15 Temmuz darbe girişiminden sonra ortak hareket ettikleri Milliyetçi Hareket Partisi’yle Cumhur İttifakı’nı kurduklarını, 24 Haziran seçimlerinden de ittifak olarak alınlarının akıyla çıktıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ittifakı nasıl kurduklarını, partilerinin hangi şartlar altında bir araya geldiğini, hangi adayları destekleyeceklerini açıkça millete ilan ettiklerini hatırlattı.

Bu sürecin milletin huzurunda ve gözü önünde gerçekleştiğine, ittifakın her aşamasına milletin şahit olduğuna, aldıkları kararları ve vardıkları mutabakatı 82 milyonla şeffaf bir şekilde paylaştıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, biz bu böyle hassas davranırken muhalefet ne yaptı? Onlar da gittiler matruşka ittifakı kurdular” ifadelerini kullandı.

“MİLLETİMİZİN BASİRETİNİ, FERASETİNİ HAFİFE ALAMAZSINIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Bu ittifak da zahirde iki partiden teşekkül ediyor; ancak ittifakın içine daldıkça tıpkı matruşka gibi içinden bölücüler çıkıyor, marjinaller çıkıyor, Taksim’de ezanı ıslıklayan edepsizler çıkıyor. İttifakı deştikçe içinden Pensilvanya’nın ve Kandil’in uzantıları çıkıyor. İttifakın önünü, arkasını araştırdıkça, ortaya çıkar ağları, menfaat şebekeleri çıkıyor. İttifaka dikkatli bir şekilde bakınca ortaya bölücü örgütün uzantılarıyla yapılmış kirli, kanlı pazarlıklar çıkıyor. Bu ittifakta herkes var; ama sadece millet yok, milletin iradesi yok. Bu ittifakta her şey var; ama samimiyet yok, şeffaflık yok. Bu ittifakta her türlü alengirli işlere yer var; ama doğruluğa, dürüstlüğe yer yok. Bu ittifakta bölücü heveslere tahammül var, ama vatanperverliğe, milliyetperverliğe tahammül yok. Bay Kemal ve hanımefendi ilk günden itibaren ittifakın gerçek patronunun asıl ortağının kim olduğunu gizlemeye özellikle dikkat ettiler. Bölücü örgüt sempatizanı yüzlerce kişiye CHP rozetleriyle, CHP kamuflajıyla belediyelere sızdırma girişimlerini inkar ettiler. Kafasını kuma gömen devekuşu misali kendileri konuşmayınca, yok sayınca inkar edince milletin de gerçeği görmeyeceğini zannettiler. Ancak, geçen hafta ittifakın gizil ortağı, asıl patronu çıktı ve postayı koydu.”

Bölücü terör örgütünün güdümündeki partinin eş başkanının; bir TV programında, millet ittifakının Ankara ve İstanbul adaylarının, HDP’nin oylarıyla seçileceğini bilmeleri gerektiği yönündeki ifadelerinin video görüntüsünü vatandaşlara izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eş başkanın bu postasından sonra Bay Kemal ile hanımefendinin tabi elleri ayaklarına dolandı. Ne Ankara’daki adayları ne de İstanbul’daki adayları, ne de diğer illerdeki adayları meydana çıkıp da bu nobran dile gıklarını bile çıkaramadılar, hayır diyemediler. Birbiriyle çelişen, birbirini yalanlayan üç beş cümle dışında eş başkana cevap dahi veremediler. Ağızlarının paylarını aldılar, eş başkan karşısında mum gibi oldular” değerlendirmesinde bulundu.

Hazreti Mevlana’nın ‘Ya olduğun gibi görün, ya göründüğü gibi ol’ sözüne atıfta bulunarak, söz konusu parti liderlerinin ne oldukları gibi görünebildiğini ne de göründükleri gibi olabildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilgili parti liderlerinin, kendisine saldırarak, hakaret ederek ve sürekli iftira atarak kalan 10 günü kurtarabileceklerini düşündüklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Oysa Ankara’da ve Türkiye’de Pandora’nın Kutusu açılmıştır, kimin ne olduğunu biliyoruz. Millet bu oyunu gördü, tezgâhın şifrelerini çözdü. Artık olanı olmamış sayamazsınız, hakikati hakaretle örtemezsiniz, gerçeği yalanla kapatamazsınız, güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Kirli iş birliklerinizi, kanlı pazarlıklarınızı artık saklayamazsınız. Ankara’da çevirdiğiniz dolapları bu milletin gözünden artık kaçıramazsınız. Kelime oyunlarıyla benim Ankaralı kardeşlerimi asla kandıramazsınız. Milletimizin basiretini, ferasetini, hafife alamazsınız ve alamayacaksınız. Siz istemeseniz de, siz gizlemeye çalışsanız da hakikatler er ya da geç, ama mutlaka ortaya çıkacak.”

“BİZ MİLLETİMİZ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

CHP’nin Ankara adayanın karşılıksız ve sahte senet davasıyla ilgili devam eden yargı sürecine işaret ederek, hem millet ittifakı hem bu ittifakın Ankara adayıyla ilgili gerçeklerin ortaya döküldüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün karaladıkları, kanlı bıçaklı oldukları şahıslarla daha düne kadar ne işler çevirdikleri, nerelere gittikleri, ne konuştukları birbirlerine hangi mesajları attıkları tek tek ortaya çıkıyor” diye konuştu.

Bu skandalın; ‘provokasyon’ deyip bağırarak, sağa, sola çamur atarak kapatılamayacak kadar büyük olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sorulara dürüstçe cevap vermek yerine, kaçmak, gazetecilere saldırmak, mızmızlanmak hiç kimseye bir fayda sağlamaz. Elbette Ankaralı kardeşlerim bunun hesabını sandıkta soracaktır. Benim milletim bu ittifaka ve ortaklarına derslerini sandıkta verecektir” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne böyle bir ittifaktan ne de bu ittifakın defolu adayından Ankara’ya bir hayır gelmez. Kendine faydası olmayanın milletine de memleketine de hiçbir faydası olmaz. Biz kimseye bühtan etmiyoruz, kimseye hakaret etmiyoruz, kimseye iftira etmiyoruz; ama gerçekleri de milletimizin bilmesini istiyoruz. Onlar gibi gizli, karanlık iş birliklerine girmiyoruz, biz milletimiz için çalışıyoruz” sözlerine yer verdi.

“ANKARA, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’NİN KALBİDİR”

Gerçekleştirdikleri yatırımlarla, eserlerle, yollar, köprüler ve metrolarla Ankara’ya damgalarını vurduklarını, CHP’nin ve onun zihniyetindeki yandaş meslek odalarının engellemelerine rağmen Ankara’yı Türkiye’ye yakışır bir konuma taşıdıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kalbidir. Ankara 15 Temmuz demokrasi destanının karargahıdır. Ankara karanlık işlere bulaşmış ellere teslim edilmeyecek kadar mühim bir şehirdir. Biz de bu anlayışla Ankara’ya en tecrübeli, en başarılı, geçmişi iftihar beratlarıyla dolu arkadaşımızı aday olarak gösterdik” diye konuştu.

Konuşmasının sonunda Ankapark’ın şehre ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, işletme yetkilileriyle konuşup mutabık kaldığını aktararak 31 Mart akşamına Ankapark’ın ücretsiz olarak hizmet vereceğini müjdeledi.

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,
Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”