Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atakule’de gençlerin sorularını cevapladı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atakule’de gençlerin sorularını cevapladı için yorumlar kapalı 89312

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlanan programda, Ankara Atakule’de bir araya geldiği gençlerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atakule’de buluştuğu gençlerin sorularını cevapladı. Program, Twitter, Facebook ve Instagram gibi sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.

Pazar günü yapılacak seçimin beka sorununun öne çıktığı bir seçim olacağını vurgulayarak sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele konusunda güvenlik güçlerinin verdiği bu mücadeleyle Türkiye’nin her geçen gün biraz daha huzur, refah ortamını yakaladığını söyledi.

AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki’nin, terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çukur eylemlerinde tahrip ettiği şehirleri yeniden inşa edilmesinde o dönem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevinde bulunması hasebiyle etkili olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özhaseki’nin tecrübelerini dile getirerek, kendisine terör örgütünün tahrip ettiği şehirleri tekrar inşa ve ihya ettiği için teşekkür etti.

“TEKNOPARKLARDA İNOVASYONA DESTEK VERECEK ALTYAPI OLUŞTURDUK”

Açıklamalarının ardından gençlerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine Mardin Artuklu Üniversitesi’nin dil konusunda bir açılım gerçekleştirdiğini, bu şehirde kültüre, sanata yönelik çalışmaların da yoğun şekilde gerçekleştirildiğini kaydetti. Üniversiteler bünyesinde kurulan teknoparklarda inovasyona destek verecek altyapı oluşturduklarını ve üniversitede okuyan öğrencilerin buralarda parttime çalışma imkânına sahip olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde inovasyona yönelik yatırımların terör örgütünden dolayı yapılamadığını, ancak buralardaki şehirlerin de AK Parti döneminde çok çok farklı bir noktaya geldiğini, bunun da devam edeceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin’de terör örgütü güdümündeki partinin belediye başkan adayının teröre bulaşmış bir kişi olduğuna işaret ederek, “Ama biz de bu konuda çok kararlıyız, yani bundan önce olduğu gibi üç sene bekle, beş sene bekle, acaba nedir, ne değildir; bekleyemeyiz. Şimdi bütün bunlarla ilgili GBT’leri, her şeyi hazır olarak elimizde tutuyoruz, seçim sonucu neticelere göre de adımlarımızı atacağız” dedi.

“YENİ ZELANDA’DAKİ SALDIRI KARŞISINDA BATILI ÜLKELER SESSİZ KALDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, Yeni Zelanda’da camiye yapılan saldırıda 51 Müslümanın şehit edildiğini hatırlatarak, bir kiliseye bir Müslüman tarafından yapılan saldırıda Batı dünyasının dünyayı ayağa kaldıracağını belirterek, Yeni Zelanda’daki saldırı sonrasında ses çıkarmayan Batılı ülkeleri eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte Charlie Hebdo olayında da yine Fransa’da bütün dünya liderleri biraraya geldi, birlikte yürüdüler, yürüyüş yaptılar, kıyamet kopardılar. Ya 51 Müslüman orada camide ibadet esnasında şehit ediliyor, bir ses yok” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN; SANATTA, İLİMDE VE TEKNOLOJİDE ÇOK İLERİ BİR NOKTAYA GELMESİ GEREK”

Bu yaşananların Türkiye’ye sanatta, kültürde, ilimde, irfanda ve teknolojide çok ileri bir noktaya gelmesi gerektiğini göstermesi bakımından önemli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan çalışmalar neticesinde savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 70’e dayandığını, savunma sanayinde yıllık 2,5 milyar dolar ihracata ulaşıldığını açıkladı.

Türkiye’nin İHA ve SİHA üretimlerinin ABD’den taleplerin karşılanmaması üzerine gerçekleştirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi üçüncü faza geçiyoruz, üçüncü fazda bu insansız hava araçlarının çok çok önemli bir boyutta olanını inşallah şurada bir 5-6 ay içerisinde onu üretiyoruz. O üretildikten sonra zaten bu işi çok daha inşallah güçlü yapacağız. Çünkü yani 5 ton ağırlığında bir insansız hava aracı, bir tarafında 1,5 ton, bir tarafında 1,5 tonluk bombaların olduğu, onlarla birlikte o zaman terörle mücadelemiz içeride de dışarıda da çok daha farklı bir şekilde gelişecek” değerlendirmesinde bulundu.

“MİLLÎ TEKNOLOJİ VE OTOMOTİV KONUSUNDA ZAMAN KAYBINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yerli markalarını oluşturma konusunda çok kararlı adımlar atıldığını, millî teknoloji ve otomotiv markaları konusunda artık zaman kaybına tahammül olmadığını vurgulayarak, “Fakat şöyle biraz gevşeme var, inşallah seçimlerin ardından bunları masaya yatıracağız. Çünkü imzaladık, beş tane Türkiye’nin bu sektördeki önemli firması imzaları attı. Hadi arkadaşım, imzayı attın, o zaman başlayın bakalım. Ya başlayacaksınız ya başlayacaksınız. Başlamadığınız takdirde hesaplaşacağız; bundan sonraki süreç böyle” diye konuştu.

Türkiye’de akıllı şehirler konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın projelerini açıkladığını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da bu konuda adımlar attığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda Batılı şehirleri Türkiye’nin gerisinde bırakacak adımlar atacaklarını sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin AK Parti öncesi ve sonrasının karşılaştırılması gerektiğini işaret ederek, şehirlerde teknoloji kullandıklarını, TEKNOFEST’in düzenlediğini, akıllı şehirlerin en güzel örneklerinden birini de Mehmet Özhaseki’nin Ankara’da hayata geçireceğine inandığını dile getirdi.

Ankapark’ın geçtiğimiz günlerde açıldığını, girişlerin 31 Mart’a kadar ücretsiz olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, parkın açıldığı hafta 2 milyon 600 bin kişi tarafından ziyaret edildiği bilgisini paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Özhaseki’den, parkın işletmeci firmayla görüşerek Ankapark’a girişlerin 23 Nisan’a kadar ücretsiz devam etmesi ricasında bulunmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da yeni metro hatları kurulacağını ifade ederek, belediye ve ilgili bakanlığın bu konuda projeleri olduğunu açıkladı.

“ÇÖZÜM SÜRECİNDE ALINAN KARARLARA SADIK KALMADILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, HDP’nin terör örgütü PKK’nin siyasi kanadı olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Şimdi biz çözüm süreci olayında da tabi özellikle biz orada tepe noktadan öte bizim tabanı bütünleştirme hareketi olarak çözüm sürecini biz onlarla değil, çözüm sürecini Dolmabahçe’deki benim çalışma ofisimde bütün bu ülkedeki kanaat önderlerini oraya davet etmek suretiyle oturup yaptık. Bunun içinde ilim adamları vardı, kültür, sanat adamları vardı, iş adamları vardı, odaların temsilcileri vardı, onların da temsilcileri vardı, orada bunları bu şekilde konuştuk. Ve o toplantılarımıza katılanlar yaklaşık 100 civarında, bunları biz Güneydoğu, Doğu Anadolu’da çalışmalara gönderdik, yazarlar, hepsi topladılar onlarla görüşmeler yaptılar vesaire. Ama bunlar ne yazık ki orada alınan kararlara sadık kalmadılar ve bunu da hemen ilk seçimde gösterdikleri gibi, dağlardaki gelen tabi emre uymak suretiyle de aldığımız kararların tamamen aksine hareket ettiler. Yani şu andaki gerek malum zillet ittifakı, gerek benim ifademle illet ittifakı bunlarla, bizimki birbirine benzer bir şey değildi ve zaten bitti, bundan sonra da aramızda böyle bir ittifakı onlarla görüşmek, kurmak, zaten direkt onlarla olan bir şey değildi. Dediğim gibi, ülkemizin ileri gelen kanaat önderlerinin de katıldığı çalışmalardı, onlarla beraber bunu yaptık.”

“ÜNİVERSİTE SAYISINI 76’DAN 206’YA ÇIKARDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençliğe dair beklentileri ve hayallerinin sorulması üzerine, Türkiye’deki üniversite sayısını 76’dan 206’ya çıkardıklarını, 81 vilayetin tamamında üniversiteler kurduklarını, 17 yılda 1 milyon 656 bin olan üniversite öğrenci sayısını 8 milyon 31 bine çıkardıklarını aktararak, üniversitelerin niteliklerini de artıracak çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.

Beyin göçünün artık tersine döndüğünü ve yurtdışından Türkiye’ye hocaların dönmeye başladıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Şehir Hastanesi’nde yurtdışından gelen bazı profesörlerin hizmete başladığını, geri dönüş konusunda gerekirse mali noktalarda desteklemeler yapabileceklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden beklentisini “okuyun, düşünün, uygulayın, neticelendirin, ondan sonra da siz bizden ne istiyorsanız isteyin” sözleriyle ifade ederek, gençlerin önünü açma görevinin yöneticilerde olduğunu bunu da yaptıklarını söyledi. Üniversite öğrencilerine verilen burslar ve krediler konusunda gençlere yardımcı olduklarını, üniversite harçlarını kaldırdıklarını, gençler için çok sayıda spor tesisi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta yeni inşallah projemiz var. Gençlik Spor Bakanımızla da bunları konuşuyoruz, özellikle basketbolda istiyorum ki üniversitelerimiz kendileri bu işe ağırlıklarını koysunlar gerek bayanlarda, gerekse beylerde, yani bizim üniversitenin alt zeminini oluşturduğu bir basketbol yapısını kurmamız lazım. Mesela Amerika’da bu böyle, Amerika’da üniversiteler bu işe ağırlıklarını koymuşlar ve üniversitelerin kendi içindeki bu spor salonlarıyla oradan yetiştirip oradan ne yapıyorlar? Bütün ulusal-uluslararası yarışmalara onlarla giriyorlar” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE OLARAK YOLCULUĞUMUZU KARARLI BİR ŞEKİLDE DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Soru üzerine döviz kurlarındaki hareketlenmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlar, Batı’nın, başta Amerika’nın Türkiye’yi sıkıştırma operasyonlarıdır. İşte şimdi son olarak bu döviz, faiz, kur, bununla ilgili sıkıştırma operasyonları ne oldu? Ters tepti. Şimdi Türk Lirası bulamıyorlar, ödeme yapma noktasında sıkıntıya düştüler, çünkü tam manasıyla iş ters döndü. Ve bunu yapamayınca da bir anda, şu anda Türk Lirası prim yaparken dolar ciddi manada düşmeye yöneldi. Dün akşam itibariyle öğrendiğimde zannediyorum. 5,3-5,4 bu civarlara kadar düşmüş vaziyette” dedi.

Türkiye’nin ekonomik anlamda iyi konumda olduğunu ve kendilerine güvendiklerini ve yaşananların Türkiye seçime giderken bir siyasi dayatma olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçim genel seçim değil, bu seçim yerel seçim. Yerel seçimde siz kalkıp da Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulayamazsınız. Ve biz bu genel seçimde, inşallah 4,5 sene vaktimiz var, 4,5 senelik bu süreç içerisinde de zaten Türkiye olarak biz yolculuğumuzu kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Hele hele başkanlık, yeni sistem, kabinemiz, belediyeleriyle uyumlu olduğu zaman şehirlerimizin değişimi de çok daha farklı olacaktır” diye konuştu.

“FAİZ DÜŞERSE ENFLASYON DA DÜŞER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonda düşüşün hafif de olsa başladığına işaret ederek, faizin de aşağıya düşmesiyle enflasyonun daha da gerileyeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben de bir ekonomistim ve benim iddiam şudur: Yani Keynes ve Smith’in iki ayrı yaklaşımları vardır. Birisinin yaklaşımında faiz ve enflasyon doğru orantılıdır, birisinde ise ters orantılıdır. Ters orantılı yaklaşımında olay nedir? Siz faizi düşürürseniz enflasyon çıkar, yükseltirseniz düşer. Ama doğru orantılı olanda ise faizi düşürürseniz enflasyon da onunla beraber düşer; benim tezim bu. Bunu yaptığımız anda biz bu işi başarırız, aksi takdirde bu sıkıntı devam eder. Ha bu demek değil ki piyasalardaki ürünlerde vesaire, onları kontrol altında tutmayacağız? Hayır, onları da kontrol altında tutmamız lazım ve piyasadaki bu spekülatörleri bir defa terbiye etmemiz şart” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde 65 yaş üstü vatandaşların belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanmasını sağladığını, öğrencilere burs vermeye başladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrenci burslarının CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu neticesinde durdurulduğunu, 65 yaş üstü vatandaşlara ücretsiz ulaşım hizmetine de CHP’li belediyelerin katılmadığını söyledi. CHP’nin gençlikle münasebetleri noktasında aldananlar bulunduğunu, bunların gençler tarafından öğrenilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara yaptıkları hizmetlerin engellenmesi durumunda üzüldüklerini sözlerine ekledi.

“HİZMET ALANINDA ETNİK MİLLİYETÇİ YAKLAŞIMI YIKMAMIZ LAZIM”

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sanayileşmeyi artırma plan ve projelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Diyarbakır olmak üzere belediyeleri kayyuma devredilen şehirlerde çok başarılı hizmetler verildiğini belirterek, kayyum olarak atananlara teşekkürlerini iletti.

Diyarbakır’da TOKİ’nin 17-18 bin konut inşa ettiğini, Suriçi’nin yeniden imar edildiğini, Kurşunlu Camii’nin restorasyonunun yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlarla beraber yani Türkiye bu değişim, dönüşümü yaşarken hâlâ bunun farkında olmayanlar var, ama bir şey daha var o değil, oyunu verirken, yani hizmete bakmayıp, ideolojik yaklaşım içerisinde olanlar var. Nedir? Ben Kürt’üm dolayısıyla sadece Kürt’e oy veririm. Ben Türk’üm sadece Türk’e oy veririm. Ben Laz’ım sadece Laz’a oy veririm, bana göre bu anlayış doğru bir anlayış değil. Etnik milliyetçiliği hizmet alanında bir defa yıkmamız lazım” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işsizlik konusu üzerine bir soruya da “İşsizlik olayı tabii bunlar zaman zaman mevsimsel. Şimdi mesela bu mevsimler işsizliğin tabii biraz tırmanışta olduğu dönemler. Ama şimdi şöyle yazla birlikte kesinlikle işsizlikteki durum değişecektir, bu olumlu istikamette gelişecektir. Ve ben inanıyorum ki bu tek haneliye de inşallah kesinlikle inecektir” cevabını verdi.

Mühendis ve mimarların Türkiye’de kesinlikle iş bulabileceğine, özel sektörde mühendislere çok ihtiyaç bulunduğuna olan inancını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’teki firmaların mühendis bulamamaktan şikâyet ettiğini, Ankara’yı da savunma sanayinin merkezi hâline getirdiklerini, burada da mühendislere iş imkânlarının artırılacağını kaydetti.

“SİYASİ PARTİ YÖNETİCİLERİ KONUŞMA VE EYLEMLERİNİ ANAYASAL HUKUK KURALLARI ÇERÇEVESİNDE YAPMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine bir partiye oy verenlere terörist diyecek kadar vicdansız olmadığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu tamamen yönetici kadrolarına yönelik bir ifadedir. Çünkü siyasette benim 40 yıllık deneyimim, tecrübem asla böyle bir şeyi kabul etmez. Ama sözde İYİ Parti’nin başındaki hanım kalkıyor Denizli’de benim terörist vatandaşlarım, işte size böyle diyen Cumhurbaşkanı. Aydın’a geliyor aynı şeyi söylüyor. Şimdi bununla ilgili ne gerekir? Türkiye hukuk devleti, yargı, ben de kendisine zaten hemen avukatlarım vasıtasıyla davayı açtım, 250 bin liralık bir manevi tazminat davası açtım. Sadece onunla bırakmayacağım tabii. Aynı zamanda bu iş, arkadaşlarım üzerinde çalışıyorlar, cezai bir süreci gerektiriyorsa ceza davası da açacağım. Çünkü vatandaşlarıma özellikle terörist deme noktasına beni, şahsımı taşıyan bir anlayışa hukuk devleti içerisinde hakkım neyse bunu ararım. CHP için aynı şey geçerlidir, HDP için de aynı şey geçerlidir.”

Siyasi parti yöneticilerinin yaptıkları konuşmaları ve eylemlerini anayasal hukuk kuralları çerçevesinde yapmaları gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimizde taban yoktur, hedefimizde tamamen tavan vardır. Çünkü Kandil’le yönetimin irtibatı, ilişkisi var ve Kandil’den talimatları alırlar. Ve nitekim Kandil’in talimatlarını da herhalde televizyon ekranlarında görüyorsunuz. Kime, nereye oy vereceklerini bizzat açıkça söylüyorlar. Dolayısıyla da bu oyunu bizim bu seçimlerde bozmamız lazım” sözlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine de Süper Lig’de Ankara’yı temsilen bir takımın hep olmasını arzu ettiğini belirterek, “İnşallah Mehmet Bey’in Büyükşehir Belediye başkanı oluşuyla birlikte, nasıl Kayseri’de her yıl muhakkak Kayseri’yi temsil eden Süper Lig’de birtakım bulundurduysalar, burada da Ankaragücü gerekli olan inşallah desteği alacaktır. Ve Ankaragücü de şu andaki durumunu korumak suretiyle inanıyorum ki Süper Lig’de Başkentimizi temsil edecektir” dedi.

Ankara’ya 55 bin kişilik bir stadyum yapacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de bir dünya kupası veya Avrupa kupası olması hâlinde İstanbul ve Ankara’nın organizasyonu ortaklaşa yürütmesini hedeflediklerini söyledi.

“BİLİŞİM TEKNOLOJİSİNDE ÇOK DAHA İYİ BİR KONUMA GELMEMİZ LAZIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde diğer sektörlere göre biraz daha geri planda kaldığını düşündüğünüz, daha fazla yatırım yapmamız gerektiğini düşündüğünüz bir sektör var mı?” sorusunu da şöyle cevapladı: “Bizim bilişim teknolojisinde çok daha iyi bir konuma gelmemiz lazım. Ve bütün bunlarla beraber bilişim teknolojisiyle tabii yazılım önem arz ediyor, bunda iyi bir konuma Türkiye’nin gelmesi lazım ve güzel bir çalışma her alanda özel sektör de yapıyor, biz de yapıyoruz, üniversitelerimizin de bu konuda ciddi çalışmaları var. Şu anda dünyada en geniş destinasyon ağına sahip olan Türk Hava Yolları’dır, bir numaradır. Ama istiyoruz ki sadece destinasyon ağına sahip olmakla ulaşım değil, bunun yanında biz bir de artık bu işin üretimine geçelim diyoruz. Çok acelemiz yok, o ayrı mesele, bir otomotiv gibi değil. Çünkü bir de ürettiğini satmak, önem arz eden bu. Ama biz hiç olmazsa bunlarda bunların motorlarını üretmekte bir mesafe almamız gerekiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı medyasında kendisinin agresif bir siyasi aktör olarak gösterildiğinin hatırlatılması üzerine, “Tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş” karşılığını verdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de “diktatör” denildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye, masanın dışından yönetilen değil masada oturup konuşulan bir ülke. Onun için de buraya nasıl geldi Türkiye, onları bu rahatsız ediyor. Ve tabii bizim paramızla, ekonomimizle, kur, faiz vesaire bunlarla oynamaları da bunların netice alabilecekleri bir alan olmaktan çıktı ve bu konuda da biz başarılı olacağız” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjisini neye borçlu olduğu sorusuna, sigara içmediği, alkol kullanmadığı ve uykusuna dikkat ettiği cevabını verdi. Seçim kampanyası dolayısıyla spor yapamadığını ancak düzenli olarak spor yaptığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere de bir sporu muhakkak yapmaları tavsiyesinde bulundu.

Ankara’ya opera salonunu AK Parti hükûmetlerinin kazandırdığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin içerisinde 2 bin 30 kişilik opera binasını inşa ettiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu salonun çok amaçlı olarak da kullanılabildiğini, son olarak Ahmet Özhan konserinin gerçekleştirildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da da Atatürk Kültür Merkezi’nin olduğu yere Türkiye’nin en büyük opera binasını inşa etmeye başladıklarını aktardı.

“GOLAN TEPELERİ İLE İLGİLİ KÖRFEZ ÜLKELERİ SESSİZ KALSA DA BEN ÜZERİME DÜŞENİ YAPACAĞIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin ABD Başkanı Donald Trump’ın Golan Tepeleri’ne dair kararına sadece Türkiye’den tepki gösterdiğini belirterek, uluslararası toplantılarda diğer Müslüman ülkelerin yöneticilerine bu konuda bir uyarıda bulunup bulunmadığını sorması üzerine de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul Zirvesindeki konuşmasında bu konulardaki mesajlarını verdiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef Körfez’deki ülkeler, Müslüman ülkeler bu noktada kararlı bir duruş sergilemiyorlar, ciddi bir ses bunlardan çıkmıyor insanı üzen tabi bu, onların sesisin çıkması lazım. Çıksa da çıkmasa da ben şu an da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Dönem Başkanıyım, üzerime düşeni yapıyorum” dedi.

“ADALET BİZİ BİRLEŞTİREN EN ÖNEMLİ KAVRAM”

İsrail’de 9 Nisan’da seçim yapılacağını ve ABD Başkanı Trump’ın bu kararının seçimde İsrail Başbakanı Netanyahu’ya destek amacı taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Netanyahu yolsuzluklara adı karışmış olan bir adam. Karısı yolsuzluklara bulaşmış bir hâli var bundan dolayı ciddi manada bir sıkıntı içerisinde. Öyle de olsa, böyle de olsa Netanyahu diyor ben ona desteği verirsem onu kurtarırım böyle bir gayretin içerisinde. Kurtarsan ne olur, kurtarmasan ne olur? Her şeyden önce insanlık sana nereden bakıyor, nasıl bakıyor bu önemli. Şimdi biz zaman zaman görüşüyoruz şimdi bu tür hâller meydana gelince doğrusu biz görüşmek bile istemekte zorlanıyoruz. Çünkü adalet bizi birleştiren en önemli kavramdır, bu yoksa diğerleri de olmaz. Gidiyorsunuz müşterek takım elbiseleri alıyorsunuz, kravatları alıyorsunuz oradan beraberce basın toplantısı yapıyorsunuz kime şirin görüneceksiniz.”

Yalnız da kalsalar konunun üzerine gideceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani biz burada Sisi’nin ne dediğine mi bakacağız? Dokuz tane genci idam eden adamın ne dediğine mi bakacağız? Dokuz genç. Avrupa Birliği ülkelerinde idam yasak ve idamı uygulayan bu adamın davetine icabetle Kahire’ye gidiyorlar. Bunlara güvenilmez, ben bunların artık ciğerlerini okudum, hepsini çok iyi biliyorum. Ama biz Türk milleti olarak, Müslümanlar olarak biz kendi kararlılığımızı ortaya koyup yolumuza devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya dair uluslararası mekanizmaları devreye sokarak netice alma yolunu seçeceklerinin altını çizerek, Adalet Divanı gibi mekanizmaları devreye sokabileceklerini, liderleri hareketlendirmenin gayreti içinde olacaklarını söyledi.

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,
Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244669

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120790

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge