Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atakule’de gençlerin sorularını cevapladı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atakule’de gençlerin sorularını cevapladı için yorumlar kapalı 89265

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlanan programda, Ankara Atakule’de bir araya geldiği gençlerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atakule’de buluştuğu gençlerin sorularını cevapladı. Program, Twitter, Facebook ve Instagram gibi sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlandı.

Pazar günü yapılacak seçimin beka sorununun öne çıktığı bir seçim olacağını vurgulayarak sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele konusunda güvenlik güçlerinin verdiği bu mücadeleyle Türkiye’nin her geçen gün biraz daha huzur, refah ortamını yakaladığını söyledi.

AK Parti Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki’nin, terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çukur eylemlerinde tahrip ettiği şehirleri yeniden inşa edilmesinde o dönem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevinde bulunması hasebiyle etkili olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özhaseki’nin tecrübelerini dile getirerek, kendisine terör örgütünün tahrip ettiği şehirleri tekrar inşa ve ihya ettiği için teşekkür etti.

“TEKNOPARKLARDA İNOVASYONA DESTEK VERECEK ALTYAPI OLUŞTURDUK”

Açıklamalarının ardından gençlerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine Mardin Artuklu Üniversitesi’nin dil konusunda bir açılım gerçekleştirdiğini, bu şehirde kültüre, sanata yönelik çalışmaların da yoğun şekilde gerçekleştirildiğini kaydetti. Üniversiteler bünyesinde kurulan teknoparklarda inovasyona destek verecek altyapı oluşturduklarını ve üniversitede okuyan öğrencilerin buralarda parttime çalışma imkânına sahip olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde inovasyona yönelik yatırımların terör örgütünden dolayı yapılamadığını, ancak buralardaki şehirlerin de AK Parti döneminde çok çok farklı bir noktaya geldiğini, bunun da devam edeceğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mardin’de terör örgütü güdümündeki partinin belediye başkan adayının teröre bulaşmış bir kişi olduğuna işaret ederek, “Ama biz de bu konuda çok kararlıyız, yani bundan önce olduğu gibi üç sene bekle, beş sene bekle, acaba nedir, ne değildir; bekleyemeyiz. Şimdi bütün bunlarla ilgili GBT’leri, her şeyi hazır olarak elimizde tutuyoruz, seçim sonucu neticelere göre de adımlarımızı atacağız” dedi.

“YENİ ZELANDA’DAKİ SALDIRI KARŞISINDA BATILI ÜLKELER SESSİZ KALDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, Yeni Zelanda’da camiye yapılan saldırıda 51 Müslümanın şehit edildiğini hatırlatarak, bir kiliseye bir Müslüman tarafından yapılan saldırıda Batı dünyasının dünyayı ayağa kaldıracağını belirterek, Yeni Zelanda’daki saldırı sonrasında ses çıkarmayan Batılı ülkeleri eleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte Charlie Hebdo olayında da yine Fransa’da bütün dünya liderleri biraraya geldi, birlikte yürüdüler, yürüyüş yaptılar, kıyamet kopardılar. Ya 51 Müslüman orada camide ibadet esnasında şehit ediliyor, bir ses yok” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN; SANATTA, İLİMDE VE TEKNOLOJİDE ÇOK İLERİ BİR NOKTAYA GELMESİ GEREK”

Bu yaşananların Türkiye’ye sanatta, kültürde, ilimde, irfanda ve teknolojide çok ileri bir noktaya gelmesi gerektiğini göstermesi bakımından önemli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan çalışmalar neticesinde savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 70’e dayandığını, savunma sanayinde yıllık 2,5 milyar dolar ihracata ulaşıldığını açıkladı.

Türkiye’nin İHA ve SİHA üretimlerinin ABD’den taleplerin karşılanmaması üzerine gerçekleştirildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi üçüncü faza geçiyoruz, üçüncü fazda bu insansız hava araçlarının çok çok önemli bir boyutta olanını inşallah şurada bir 5-6 ay içerisinde onu üretiyoruz. O üretildikten sonra zaten bu işi çok daha inşallah güçlü yapacağız. Çünkü yani 5 ton ağırlığında bir insansız hava aracı, bir tarafında 1,5 ton, bir tarafında 1,5 tonluk bombaların olduğu, onlarla birlikte o zaman terörle mücadelemiz içeride de dışarıda da çok daha farklı bir şekilde gelişecek” değerlendirmesinde bulundu.

“MİLLÎ TEKNOLOJİ VE OTOMOTİV KONUSUNDA ZAMAN KAYBINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yerli markalarını oluşturma konusunda çok kararlı adımlar atıldığını, millî teknoloji ve otomotiv markaları konusunda artık zaman kaybına tahammül olmadığını vurgulayarak, “Fakat şöyle biraz gevşeme var, inşallah seçimlerin ardından bunları masaya yatıracağız. Çünkü imzaladık, beş tane Türkiye’nin bu sektördeki önemli firması imzaları attı. Hadi arkadaşım, imzayı attın, o zaman başlayın bakalım. Ya başlayacaksınız ya başlayacaksınız. Başlamadığınız takdirde hesaplaşacağız; bundan sonraki süreç böyle” diye konuştu.

Türkiye’de akıllı şehirler konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın projelerini açıkladığını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da bu konuda adımlar attığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda Batılı şehirleri Türkiye’nin gerisinde bırakacak adımlar atacaklarını sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin AK Parti öncesi ve sonrasının karşılaştırılması gerektiğini işaret ederek, şehirlerde teknoloji kullandıklarını, TEKNOFEST’in düzenlediğini, akıllı şehirlerin en güzel örneklerinden birini de Mehmet Özhaseki’nin Ankara’da hayata geçireceğine inandığını dile getirdi.

Ankapark’ın geçtiğimiz günlerde açıldığını, girişlerin 31 Mart’a kadar ücretsiz olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, parkın açıldığı hafta 2 milyon 600 bin kişi tarafından ziyaret edildiği bilgisini paylaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Özhaseki’den, parkın işletmeci firmayla görüşerek Ankapark’a girişlerin 23 Nisan’a kadar ücretsiz devam etmesi ricasında bulunmasını istedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da yeni metro hatları kurulacağını ifade ederek, belediye ve ilgili bakanlığın bu konuda projeleri olduğunu açıkladı.

“ÇÖZÜM SÜRECİNDE ALINAN KARARLARA SADIK KALMADILAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, HDP’nin terör örgütü PKK’nin siyasi kanadı olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Şimdi biz çözüm süreci olayında da tabi özellikle biz orada tepe noktadan öte bizim tabanı bütünleştirme hareketi olarak çözüm sürecini biz onlarla değil, çözüm sürecini Dolmabahçe’deki benim çalışma ofisimde bütün bu ülkedeki kanaat önderlerini oraya davet etmek suretiyle oturup yaptık. Bunun içinde ilim adamları vardı, kültür, sanat adamları vardı, iş adamları vardı, odaların temsilcileri vardı, onların da temsilcileri vardı, orada bunları bu şekilde konuştuk. Ve o toplantılarımıza katılanlar yaklaşık 100 civarında, bunları biz Güneydoğu, Doğu Anadolu’da çalışmalara gönderdik, yazarlar, hepsi topladılar onlarla görüşmeler yaptılar vesaire. Ama bunlar ne yazık ki orada alınan kararlara sadık kalmadılar ve bunu da hemen ilk seçimde gösterdikleri gibi, dağlardaki gelen tabi emre uymak suretiyle de aldığımız kararların tamamen aksine hareket ettiler. Yani şu andaki gerek malum zillet ittifakı, gerek benim ifademle illet ittifakı bunlarla, bizimki birbirine benzer bir şey değildi ve zaten bitti, bundan sonra da aramızda böyle bir ittifakı onlarla görüşmek, kurmak, zaten direkt onlarla olan bir şey değildi. Dediğim gibi, ülkemizin ileri gelen kanaat önderlerinin de katıldığı çalışmalardı, onlarla beraber bunu yaptık.”

“ÜNİVERSİTE SAYISINI 76’DAN 206’YA ÇIKARDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençliğe dair beklentileri ve hayallerinin sorulması üzerine, Türkiye’deki üniversite sayısını 76’dan 206’ya çıkardıklarını, 81 vilayetin tamamında üniversiteler kurduklarını, 17 yılda 1 milyon 656 bin olan üniversite öğrenci sayısını 8 milyon 31 bine çıkardıklarını aktararak, üniversitelerin niteliklerini de artıracak çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.

Beyin göçünün artık tersine döndüğünü ve yurtdışından Türkiye’ye hocaların dönmeye başladıklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Şehir Hastanesi’nde yurtdışından gelen bazı profesörlerin hizmete başladığını, geri dönüş konusunda gerekirse mali noktalarda desteklemeler yapabileceklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerden beklentisini “okuyun, düşünün, uygulayın, neticelendirin, ondan sonra da siz bizden ne istiyorsanız isteyin” sözleriyle ifade ederek, gençlerin önünü açma görevinin yöneticilerde olduğunu bunu da yaptıklarını söyledi. Üniversite öğrencilerine verilen burslar ve krediler konusunda gençlere yardımcı olduklarını, üniversite harçlarını kaldırdıklarını, gençler için çok sayıda spor tesisi yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta yeni inşallah projemiz var. Gençlik Spor Bakanımızla da bunları konuşuyoruz, özellikle basketbolda istiyorum ki üniversitelerimiz kendileri bu işe ağırlıklarını koysunlar gerek bayanlarda, gerekse beylerde, yani bizim üniversitenin alt zeminini oluşturduğu bir basketbol yapısını kurmamız lazım. Mesela Amerika’da bu böyle, Amerika’da üniversiteler bu işe ağırlıklarını koymuşlar ve üniversitelerin kendi içindeki bu spor salonlarıyla oradan yetiştirip oradan ne yapıyorlar? Bütün ulusal-uluslararası yarışmalara onlarla giriyorlar” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE OLARAK YOLCULUĞUMUZU KARARLI BİR ŞEKİLDE DEVAM ETTİRECEĞİZ”

Soru üzerine döviz kurlarındaki hareketlenmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlar, Batı’nın, başta Amerika’nın Türkiye’yi sıkıştırma operasyonlarıdır. İşte şimdi son olarak bu döviz, faiz, kur, bununla ilgili sıkıştırma operasyonları ne oldu? Ters tepti. Şimdi Türk Lirası bulamıyorlar, ödeme yapma noktasında sıkıntıya düştüler, çünkü tam manasıyla iş ters döndü. Ve bunu yapamayınca da bir anda, şu anda Türk Lirası prim yaparken dolar ciddi manada düşmeye yöneldi. Dün akşam itibariyle öğrendiğimde zannediyorum. 5,3-5,4 bu civarlara kadar düşmüş vaziyette” dedi.

Türkiye’nin ekonomik anlamda iyi konumda olduğunu ve kendilerine güvendiklerini ve yaşananların Türkiye seçime giderken bir siyasi dayatma olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu seçim genel seçim değil, bu seçim yerel seçim. Yerel seçimde siz kalkıp da Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulayamazsınız. Ve biz bu genel seçimde, inşallah 4,5 sene vaktimiz var, 4,5 senelik bu süreç içerisinde de zaten Türkiye olarak biz yolculuğumuzu kararlı bir şekilde devam ettireceğiz. Hele hele başkanlık, yeni sistem, kabinemiz, belediyeleriyle uyumlu olduğu zaman şehirlerimizin değişimi de çok daha farklı olacaktır” diye konuştu.

“FAİZ DÜŞERSE ENFLASYON DA DÜŞER”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonda düşüşün hafif de olsa başladığına işaret ederek, faizin de aşağıya düşmesiyle enflasyonun daha da gerileyeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ben de bir ekonomistim ve benim iddiam şudur: Yani Keynes ve Smith’in iki ayrı yaklaşımları vardır. Birisinin yaklaşımında faiz ve enflasyon doğru orantılıdır, birisinde ise ters orantılıdır. Ters orantılı yaklaşımında olay nedir? Siz faizi düşürürseniz enflasyon çıkar, yükseltirseniz düşer. Ama doğru orantılı olanda ise faizi düşürürseniz enflasyon da onunla beraber düşer; benim tezim bu. Bunu yaptığımız anda biz bu işi başarırız, aksi takdirde bu sıkıntı devam eder. Ha bu demek değil ki piyasalardaki ürünlerde vesaire, onları kontrol altında tutmayacağız? Hayır, onları da kontrol altında tutmamız lazım ve piyasadaki bu spekülatörleri bir defa terbiye etmemiz şart” ifadelerini kullandı.

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde 65 yaş üstü vatandaşların belediye otobüslerinden ücretsiz yararlanmasını sağladığını, öğrencilere burs vermeye başladıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrenci burslarının CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu neticesinde durdurulduğunu, 65 yaş üstü vatandaşlara ücretsiz ulaşım hizmetine de CHP’li belediyelerin katılmadığını söyledi. CHP’nin gençlikle münasebetleri noktasında aldananlar bulunduğunu, bunların gençler tarafından öğrenilmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlara yaptıkları hizmetlerin engellenmesi durumunda üzüldüklerini sözlerine ekledi.

“HİZMET ALANINDA ETNİK MİLLİYETÇİ YAKLAŞIMI YIKMAMIZ LAZIM”

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sanayileşmeyi artırma plan ve projelerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Diyarbakır olmak üzere belediyeleri kayyuma devredilen şehirlerde çok başarılı hizmetler verildiğini belirterek, kayyum olarak atananlara teşekkürlerini iletti.

Diyarbakır’da TOKİ’nin 17-18 bin konut inşa ettiğini, Suriçi’nin yeniden imar edildiğini, Kurşunlu Camii’nin restorasyonunun yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bütün bunlarla beraber yani Türkiye bu değişim, dönüşümü yaşarken hâlâ bunun farkında olmayanlar var, ama bir şey daha var o değil, oyunu verirken, yani hizmete bakmayıp, ideolojik yaklaşım içerisinde olanlar var. Nedir? Ben Kürt’üm dolayısıyla sadece Kürt’e oy veririm. Ben Türk’üm sadece Türk’e oy veririm. Ben Laz’ım sadece Laz’a oy veririm, bana göre bu anlayış doğru bir anlayış değil. Etnik milliyetçiliği hizmet alanında bir defa yıkmamız lazım” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işsizlik konusu üzerine bir soruya da “İşsizlik olayı tabii bunlar zaman zaman mevsimsel. Şimdi mesela bu mevsimler işsizliğin tabii biraz tırmanışta olduğu dönemler. Ama şimdi şöyle yazla birlikte kesinlikle işsizlikteki durum değişecektir, bu olumlu istikamette gelişecektir. Ve ben inanıyorum ki bu tek haneliye de inşallah kesinlikle inecektir” cevabını verdi.

Mühendis ve mimarların Türkiye’de kesinlikle iş bulabileceğine, özel sektörde mühendislere çok ihtiyaç bulunduğuna olan inancını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep’teki firmaların mühendis bulamamaktan şikâyet ettiğini, Ankara’yı da savunma sanayinin merkezi hâline getirdiklerini, burada da mühendislere iş imkânlarının artırılacağını kaydetti.

“SİYASİ PARTİ YÖNETİCİLERİ KONUŞMA VE EYLEMLERİNİ ANAYASAL HUKUK KURALLARI ÇERÇEVESİNDE YAPMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine bir partiye oy verenlere terörist diyecek kadar vicdansız olmadığını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu tamamen yönetici kadrolarına yönelik bir ifadedir. Çünkü siyasette benim 40 yıllık deneyimim, tecrübem asla böyle bir şeyi kabul etmez. Ama sözde İYİ Parti’nin başındaki hanım kalkıyor Denizli’de benim terörist vatandaşlarım, işte size böyle diyen Cumhurbaşkanı. Aydın’a geliyor aynı şeyi söylüyor. Şimdi bununla ilgili ne gerekir? Türkiye hukuk devleti, yargı, ben de kendisine zaten hemen avukatlarım vasıtasıyla davayı açtım, 250 bin liralık bir manevi tazminat davası açtım. Sadece onunla bırakmayacağım tabii. Aynı zamanda bu iş, arkadaşlarım üzerinde çalışıyorlar, cezai bir süreci gerektiriyorsa ceza davası da açacağım. Çünkü vatandaşlarıma özellikle terörist deme noktasına beni, şahsımı taşıyan bir anlayışa hukuk devleti içerisinde hakkım neyse bunu ararım. CHP için aynı şey geçerlidir, HDP için de aynı şey geçerlidir.”

Siyasi parti yöneticilerinin yaptıkları konuşmaları ve eylemlerini anayasal hukuk kuralları çerçevesinde yapmaları gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimizde taban yoktur, hedefimizde tamamen tavan vardır. Çünkü Kandil’le yönetimin irtibatı, ilişkisi var ve Kandil’den talimatları alırlar. Ve nitekim Kandil’in talimatlarını da herhalde televizyon ekranlarında görüyorsunuz. Kime, nereye oy vereceklerini bizzat açıkça söylüyorlar. Dolayısıyla da bu oyunu bizim bu seçimlerde bozmamız lazım” sözlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine de Süper Lig’de Ankara’yı temsilen bir takımın hep olmasını arzu ettiğini belirterek, “İnşallah Mehmet Bey’in Büyükşehir Belediye başkanı oluşuyla birlikte, nasıl Kayseri’de her yıl muhakkak Kayseri’yi temsil eden Süper Lig’de birtakım bulundurduysalar, burada da Ankaragücü gerekli olan inşallah desteği alacaktır. Ve Ankaragücü de şu andaki durumunu korumak suretiyle inanıyorum ki Süper Lig’de Başkentimizi temsil edecektir” dedi.

Ankara’ya 55 bin kişilik bir stadyum yapacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de bir dünya kupası veya Avrupa kupası olması hâlinde İstanbul ve Ankara’nın organizasyonu ortaklaşa yürütmesini hedeflediklerini söyledi.

“BİLİŞİM TEKNOLOJİSİNDE ÇOK DAHA İYİ BİR KONUMA GELMEMİZ LAZIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde diğer sektörlere göre biraz daha geri planda kaldığını düşündüğünüz, daha fazla yatırım yapmamız gerektiğini düşündüğünüz bir sektör var mı?” sorusunu da şöyle cevapladı: “Bizim bilişim teknolojisinde çok daha iyi bir konuma gelmemiz lazım. Ve bütün bunlarla beraber bilişim teknolojisiyle tabii yazılım önem arz ediyor, bunda iyi bir konuma Türkiye’nin gelmesi lazım ve güzel bir çalışma her alanda özel sektör de yapıyor, biz de yapıyoruz, üniversitelerimizin de bu konuda ciddi çalışmaları var. Şu anda dünyada en geniş destinasyon ağına sahip olan Türk Hava Yolları’dır, bir numaradır. Ama istiyoruz ki sadece destinasyon ağına sahip olmakla ulaşım değil, bunun yanında biz bir de artık bu işin üretimine geçelim diyoruz. Çok acelemiz yok, o ayrı mesele, bir otomotiv gibi değil. Çünkü bir de ürettiğini satmak, önem arz eden bu. Ama biz hiç olmazsa bunlarda bunların motorlarını üretmekte bir mesafe almamız gerekiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı medyasında kendisinin agresif bir siyasi aktör olarak gösterildiğinin hatırlatılması üzerine, “Tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş” karşılığını verdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e de “diktatör” denildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye, masanın dışından yönetilen değil masada oturup konuşulan bir ülke. Onun için de buraya nasıl geldi Türkiye, onları bu rahatsız ediyor. Ve tabii bizim paramızla, ekonomimizle, kur, faiz vesaire bunlarla oynamaları da bunların netice alabilecekleri bir alan olmaktan çıktı ve bu konuda da biz başarılı olacağız” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjisini neye borçlu olduğu sorusuna, sigara içmediği, alkol kullanmadığı ve uykusuna dikkat ettiği cevabını verdi. Seçim kampanyası dolayısıyla spor yapamadığını ancak düzenli olarak spor yaptığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere de bir sporu muhakkak yapmaları tavsiyesinde bulundu.

Ankara’ya opera salonunu AK Parti hükûmetlerinin kazandırdığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin içerisinde 2 bin 30 kişilik opera binasını inşa ettiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu salonun çok amaçlı olarak da kullanılabildiğini, son olarak Ahmet Özhan konserinin gerçekleştirildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da da Atatürk Kültür Merkezi’nin olduğu yere Türkiye’nin en büyük opera binasını inşa etmeye başladıklarını aktardı.

“GOLAN TEPELERİ İLE İLGİLİ KÖRFEZ ÜLKELERİ SESSİZ KALSA DA BEN ÜZERİME DÜŞENİ YAPACAĞIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir öğrencinin ABD Başkanı Donald Trump’ın Golan Tepeleri’ne dair kararına sadece Türkiye’den tepki gösterdiğini belirterek, uluslararası toplantılarda diğer Müslüman ülkelerin yöneticilerine bu konuda bir uyarıda bulunup bulunmadığını sorması üzerine de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul Zirvesindeki konuşmasında bu konulardaki mesajlarını verdiğini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef Körfez’deki ülkeler, Müslüman ülkeler bu noktada kararlı bir duruş sergilemiyorlar, ciddi bir ses bunlardan çıkmıyor insanı üzen tabi bu, onların sesisin çıkması lazım. Çıksa da çıkmasa da ben şu an da İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Dönem Başkanıyım, üzerime düşeni yapıyorum” dedi.

“ADALET BİZİ BİRLEŞTİREN EN ÖNEMLİ KAVRAM”

İsrail’de 9 Nisan’da seçim yapılacağını ve ABD Başkanı Trump’ın bu kararının seçimde İsrail Başbakanı Netanyahu’ya destek amacı taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Netanyahu yolsuzluklara adı karışmış olan bir adam. Karısı yolsuzluklara bulaşmış bir hâli var bundan dolayı ciddi manada bir sıkıntı içerisinde. Öyle de olsa, böyle de olsa Netanyahu diyor ben ona desteği verirsem onu kurtarırım böyle bir gayretin içerisinde. Kurtarsan ne olur, kurtarmasan ne olur? Her şeyden önce insanlık sana nereden bakıyor, nasıl bakıyor bu önemli. Şimdi biz zaman zaman görüşüyoruz şimdi bu tür hâller meydana gelince doğrusu biz görüşmek bile istemekte zorlanıyoruz. Çünkü adalet bizi birleştiren en önemli kavramdır, bu yoksa diğerleri de olmaz. Gidiyorsunuz müşterek takım elbiseleri alıyorsunuz, kravatları alıyorsunuz oradan beraberce basın toplantısı yapıyorsunuz kime şirin görüneceksiniz.”

Yalnız da kalsalar konunun üzerine gideceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani biz burada Sisi’nin ne dediğine mi bakacağız? Dokuz tane genci idam eden adamın ne dediğine mi bakacağız? Dokuz genç. Avrupa Birliği ülkelerinde idam yasak ve idamı uygulayan bu adamın davetine icabetle Kahire’ye gidiyorlar. Bunlara güvenilmez, ben bunların artık ciğerlerini okudum, hepsini çok iyi biliyorum. Ama biz Türk milleti olarak, Müslümanlar olarak biz kendi kararlılığımızı ortaya koyup yolumuza devam edeceğiz” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya dair uluslararası mekanizmaları devreye sokarak netice alma yolunu seçeceklerinin altını çizerek, Adalet Divanı gibi mekanizmaları devreye sokabileceklerini, liderleri hareketlendirmenin gayreti içinde olacaklarını söyledi.

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,
Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge