Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye olarak son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reform ve rekorlara imza attık” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye olarak son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reform ve rekorlara imza attık” için yorumlar kapalı 89250

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Ticaret Müşavirleri Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reformlara, rekorlara imza attık. Eğitime eğilirken sağlığı, ulaşıma önem verirken tarımı, turizmi, üretimi asla ikinci plana itmedik. Kümülatif bir anlayışla, hiçbir sektörü dışlamadan, ülkemizi topyekûn kalkındırmanın çabası içinde olduk” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen 4. Ticaret Müşavirleri Konferansı’nda, farklı ülkelerdeki görev yapan ticaret müşavirlerine hitap etti.

Konferansın, dünyanın 110 farklı ülkesindeki 131 merkezde görev yapan ticaret müşavirlerini bir araya getirmenin yanı sıra uluslararası ticaretin gelişmesine katkı veren tüm paydaşların buluşmasına imkân sağladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylelikle dış ticaret politikalarının belirlenmesi, atılacak adımların tespit edilmesi, süreç içinde karşılaşılan sorunların giderilmesi noktasında kurumlar arasında bir koordinasyonun sağlanmış olduğunu kaydetti.

“TÜRKİYE’Yİ TOPYEKÛN KALKINDIRMANIN ÇABASI İÇİNDE OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası alandaki belirsizliklerin arttığı, ticaret savaşlarının gündemi işgal ettiği bir dönemde yapılan bu konferansın her zamankinden daha fazla ehemmiyet kazandığını belirterek, ticaret müşavirlerini Türkiye’nin yurt dışındaki misyon şefleri olarak gördüğünü, görev yaptıkları ülkelerdeki girişimcilerin Türkiye’ye, Türkiye’deki yatırımcıların da yurt dışına gönderilmesinde çok önemli bir misyonu üstlendiklerini söyledi.

Türkiye’nin son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reform ve rekorlara imza attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eğitime eğilirken sağlığı, ulaşıma önem verirken tarımı, turizmi, üretimi asla ikinci plana itmedik. Kümülatif bir anlayışla, hiçbir sektörü dışlamadan, ülkemizi topyekûn kalkındırmanın çabası içinde olduk. 17 yılda sadece sanayicimizin refahı artmadı; emekçilerimizin, çiftçilerimizin, kamu görevlilerimizin, ticaret erbabımızın da imkânları genişledi.”

“Bu süreçte Türk ekonomisinde ve diplomasisinde ciddi bir paradigma değişikliğine gittik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ve Latin Amerika gibi daha önce münasebetlerin çok sınırlı kaldığı bölgelere özel önem verdiklerini, kalabalık iş adamları heyetleriyle Afrika, Orta Asya, Güney Asya ve Latin Amerika ülkelerine resmî ziyaretler düzenlediklerini, böylece farklı sektörlerden müteşebbislerin yeni pazarlara, yeni coğrafyalara açılmasını temin ettiklerini vurguladı.

“TÜM İŞ ADAMLARI VE FİRMALARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”

Büyük-küçük ayrımı yapılmadan, hiç kimseyi dışlamadan tüm iş adamları ve firmaların meseleleriyle bizzat ilgilendiklerini de kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeri geldi TIR şoförlerimizin karne sorunlarını gündeme taşıdık. Bunları o ülkelerin devlet başkanlarıyla görüştük. Yeri geldi işçilerimizin vize ücretlerine çözümler aradık. Yeri geldi firmalarımızın birikmiş alacaklarının tahsilini sağladık. Kimi zaman gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması için uğraştık. Kimi zaman serbest ticaret anlaşmalarıyla ticaretimizin önündeki engelleri kaldırdık. Her seferinde aynı zamanda Türkiye’nin, Türk ürünlerinin reklamını da yaptık” dedi.

Türkiye’nin dış politikada ve uluslararası ticarette avantaj sağlayacağı yeni kurumsal yapıları da devreye aldıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığında olduğu gibi kamu kurumlarını çağın ve Türkiye’nin gerekleri doğrultusunda yeniden organize ettiklerini, Türkiye’nin yurt dışında sadece diplomatları ve ataşeleriyle değil TİKA, Yunus Emre Kültür Merkezleri, AFAD, Anadolu Ajansı, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, THY, DEİK ve Maarif Vakfı gibi kurumlarıyla da varlık gösterdiğine işaret etti.

Gönüllü kuruluşlar ve iş adamlarıyla da Türkiye’nin dünyada yüzbinlerce insana istihdam imkânı sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Türkiye’nin marka değerinin artmasına ve tanınmasına katkıda bulunulduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış ticaretin Türkiye’nin yeni vizyonunun ete kemiğe büründüğü alan olduğuna dikkati çekerek, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın, 2018 senesinde 168 milyar dolara yükseldiğini, aynı dönemde Türkiye’nin yıllık ortalama yüzde 5,6 gibi ciddi bir büyüme oranını yakaladığını, geçen senenin yüzde 2,6 gibi önemli bir büyüme oranıyla kapatıldığı ve 2002 sonrasında gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık 3 katlık bir büyüme kaydettiğini açıkladı.

“2023’DE 500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT RAKAMI HEDEFLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sıkıntılarımıza rağmen 2018 yılında ülkemize gelen doğrudan yatırımlar yüzde 12,5 artarak 13 milyar dolara ulaştı.2003’den günümüze baktığımızda ise bu rakam 210 milyar doları aştı. Yurt dışındaki Türk yatırımları ise 38 milyar dolar seviyesinin üzerine çıktı. Aynı şekilde 2018 yılında ihracatımızda 2017’ye göre yüzde 7 oranında bir artış oldu. Dış ticaret açığımız yüzde 29 düştü ve ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 75’in üzerinde çıktı. Yine 2019 yılının ilk 3 ayında ihracatımız yüzde 3,3 artış göstermiş; ithalatımız ise yüzde 21,5 oranında azalmıştır. Son 12 aylık ihracatımız yüzde 5,5’lik artışla 169,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Seçim atmosferine rağmen yine bu dönemde tarihimizin en yüksek ilk çeyrek ihracatına imza attık. 2019 yılında 182 milyar dolar, 2023’de ise 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamı hedefliyoruz. İnşallah bu hedeflerimize de, tıpkı daha öncekiler gibi ulaşacağımıza inanıyoruz.”

Türkiye’nin 2018 yılında 168 milyar dolarlık mal ihracatına ilave olarak 48,5 milyar dolarlık hizmet ihracatı yaptığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani artık dünyanın dört bir köşesine sadece ürünlerimizi satmıyoruz;  aynı zamanda müteahhitlik hizmetlerimizi, dizilerimizi, sinema filmlerimizi, sağlık hizmetlerimizi ve kültürümüzü de ihraç ediyoruz. Öyle ki bugün 350 milyon dolarlık ihracat hacmiyle, dizi film ihracatında ABD’nin ardından ikinci sıraya yerleşmiş bulunuyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki ilk 250 inşaat şirketi içinde 46 Türk inşaat firmasının bulunduğu bilgisini vererek, turizm sektörünün de artık Türkiye’de “bacasız sanayi” konumuna girdiğini söyledi.

“2019 YILINDA 50 MİLYON TURİST RAKAMINA ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002 yılında 13,2 milyon olan turist sayısını 2018 yılında 46 milyona; turizm gelirlerimizi ise 12,4 milyar dolardan 30 milyar dolar civarına taşıdık. Hamdolsun 2019 yılına turizmde çok farklı bir ivmeyle başladık. İlk 2 ayda yabancı turist sayımızda yüzde 7,4’lük bir artış oldu. Yaz ayları geldikçe bu sayılar, hiç şüphesiz daha da artacaktır. Bu işsizliği de aşağıya çekecektir. İnşallah 2019 yılında 50 milyon turist rakamına ulaşacağımıza inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Turizm alanlarının çeşitlendirildiğini, kültür, kongre, sağlık, termal ve kamp turizmi gibi katma değeri daha yüksek alanlara yöneldiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi sadece yaz aylarında değil, yılın 365 gününde turist çeken, turizm geliri elde eden bir konuma getireceklerini açıkladı.

“Türkiye’nin dış ticarette ve döviz gelirlerinde yakaladığı bu tarihî başarının mihmandarlarından birisi ticaret müşavirlerimizdir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret müşavirlerinin “bir akıncı ruhu” ile çalışarak Türk ürünlerinin yeni pazarlarla, yeni müşterilerle buluşmasını sağladıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için 4 yıllık kesintisiz bir icraat dönemine girdiğini ve bu süreci en verimli şekilde değerlendirmek mecburiyetinde olduklarını belirterek, “Ülkemizi dış ticaret fazlası veren, bir başka ifadeyle cari fazla veren bir ekonomiye dönüştürmeyi hedefliyoruz. 2017 yılında yüzde 5,6 olan cari açığımızın millî gelire oranını, 2021 yılına geldiğimizde yüzde 2,6’ya kadar düşürmeyi planlıyoruz. Diğer taraftan büyümemizi 2021 yılına geldiğimizde yeniden yüzde 5’in üzerine çıkarmakta kararlıyız” şeklinde konuştu.

“TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ FEDAKÂRLIK GEREKTİREN BİR VAZİFEDİR”

Ticaret müşavirlerinin yurt dışındaki diğer kamu görevlilerinden farklı konuma sahip olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret müşavirlerine şu tavsiyelerde bulundu: “Bu açıdan ticaret müşavirliği mesai saatlerine sığdırılmayacak kadar kritik, çok yönlü, fedakârlık gerektiren bir vazifedir. Bulunduğu ülkenin ticari kurallarını, imkânlarını, risklerini, kritik aktörlerini en az oradaki bir tüccar kadar iyi bilmeyen bir müşavirin görevini layıkıyla yapması mümkün değildir. Kendini ofisinin duvarlarına, konforuna hapseden bir ticaret müşavirimiz, vazifesini bihakkın yerine getiremez. Sahada olan bitenden, açılan önemli ihalelerden, ticaret fuarlarından, rakip ülkelerin ticari hamlelerinden sizlerin muhakkak haberdar olması gerekiyor. Bunun yolu da hayatın içine girerek bağlantılarınızı mümkün olduğu kadar genişletmenizden geçiyor. Terör örgütlerini destekleyenler dışında, kapılarınız büyük-küçük demeden tüm iş adamlarımıza açık olmalıdır. Görev yaptığınız yerlerdeki ticaret erbabımızın hemen hepsi ihtiyacı olduğunda, ticari sıkıntılarına çözüm aradığında sizlere ulaşabilmelidir. Sizlerden firmalarımız arasında asla ayrım yapmamanızı, ülkemiz aleyhinde çalışanlar dışında hepsine sahip çıkmanızı rica ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret müşavirlerini bulundukları ülkelerde özel sektör temsilcisi, girişimci, tüccar, yatırımcı, araştırmacı gibi çalışmalarını istedi.

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu Ankara

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211351

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

“Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” “Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” için yorumlar kapalı 234575

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunduğu Cezayir’de, Cezayir-Türkiye İş Forumu’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti.

“CEZAYİR İLE TİCARET HACMİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 5,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve toplam 13 anlaşmaya imza attıklarını aktararak, “Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye’nin, Cezayir’in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor” dedi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023’ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19’luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi’nin geçen yıl Ankara’da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, “Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir’de iş birliği imkânlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir’de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak, daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi.

“TÜRKİYE, CEZAYİR’DE PETROL VE DOĞAL GAZ HARİCİ EN ÇOK YATIRIM YAPAN VE EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNDADIR”

Ziraat Bankası’nın da Cezayir’de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir’de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkânlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdî zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı’yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması’nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır.”

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi.

“TÜRKİYE, İSRAİLLİ YÖNETİCİLERİN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE KARŞI İŞLEDİKLERİ SAVAŞ SUÇLARININ TAKİPÇİSİ OLMAYI SÜRDÜRECEKTİR”

Cezayir’in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail’in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek “Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail Devleti’nin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail Devleti’ni başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? ‘Yapanın yanına kar kalıyor.’ mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail’in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu’ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail’e borcu var. İsrail’e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye’nin, Cezayir’in, bizim İsrail’e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir” dedi.

“GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: ”Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkâr edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikâyetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dâhil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze’nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze’ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı’nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gasbıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail Devleti’nin Gazze’yi insansız hâle getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah’ın izniyle öyle kalacaktır. İslam âlemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kalın sağlıcakla.”

seers cmp badge