Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye olarak son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reform ve rekorlara imza attık” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Türkiye olarak son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reform ve rekorlara imza attık” için yorumlar kapalı 89201

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4. Ticaret Müşavirleri Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye olarak son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reformlara, rekorlara imza attık. Eğitime eğilirken sağlığı, ulaşıma önem verirken tarımı, turizmi, üretimi asla ikinci plana itmedik. Kümülatif bir anlayışla, hiçbir sektörü dışlamadan, ülkemizi topyekûn kalkındırmanın çabası içinde olduk” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen 4. Ticaret Müşavirleri Konferansı’nda, farklı ülkelerdeki görev yapan ticaret müşavirlerine hitap etti.

Konferansın, dünyanın 110 farklı ülkesindeki 131 merkezde görev yapan ticaret müşavirlerini bir araya getirmenin yanı sıra uluslararası ticaretin gelişmesine katkı veren tüm paydaşların buluşmasına imkân sağladığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylelikle dış ticaret politikalarının belirlenmesi, atılacak adımların tespit edilmesi, süreç içinde karşılaşılan sorunların giderilmesi noktasında kurumlar arasında bir koordinasyonun sağlanmış olduğunu kaydetti.

“TÜRKİYE’Yİ TOPYEKÛN KALKINDIRMANIN ÇABASI İÇİNDE OLDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası alandaki belirsizliklerin arttığı, ticaret savaşlarının gündemi işgal ettiği bir dönemde yapılan bu konferansın her zamankinden daha fazla ehemmiyet kazandığını belirterek, ticaret müşavirlerini Türkiye’nin yurt dışındaki misyon şefleri olarak gördüğünü, görev yaptıkları ülkelerdeki girişimcilerin Türkiye’ye, Türkiye’deki yatırımcıların da yurt dışına gönderilmesinde çok önemli bir misyonu üstlendiklerini söyledi.

Türkiye’nin son 17 yılda hemen her alanda tarihî nitelikte reform ve rekorlara imza attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eğitime eğilirken sağlığı, ulaşıma önem verirken tarımı, turizmi, üretimi asla ikinci plana itmedik. Kümülatif bir anlayışla, hiçbir sektörü dışlamadan, ülkemizi topyekûn kalkındırmanın çabası içinde olduk. 17 yılda sadece sanayicimizin refahı artmadı; emekçilerimizin, çiftçilerimizin, kamu görevlilerimizin, ticaret erbabımızın da imkânları genişledi.”

“Bu süreçte Türk ekonomisinde ve diplomasisinde ciddi bir paradigma değişikliğine gittik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrika ve Latin Amerika gibi daha önce münasebetlerin çok sınırlı kaldığı bölgelere özel önem verdiklerini, kalabalık iş adamları heyetleriyle Afrika, Orta Asya, Güney Asya ve Latin Amerika ülkelerine resmî ziyaretler düzenlediklerini, böylece farklı sektörlerden müteşebbislerin yeni pazarlara, yeni coğrafyalara açılmasını temin ettiklerini vurguladı.

“TÜM İŞ ADAMLARI VE FİRMALARIMIZIN MESELELERİYLE İLGİLENDİK”

Büyük-küçük ayrımı yapılmadan, hiç kimseyi dışlamadan tüm iş adamları ve firmaların meseleleriyle bizzat ilgilendiklerini de kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeri geldi TIR şoförlerimizin karne sorunlarını gündeme taşıdık. Bunları o ülkelerin devlet başkanlarıyla görüştük. Yeri geldi işçilerimizin vize ücretlerine çözümler aradık. Yeri geldi firmalarımızın birikmiş alacaklarının tahsilini sağladık. Kimi zaman gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması için uğraştık. Kimi zaman serbest ticaret anlaşmalarıyla ticaretimizin önündeki engelleri kaldırdık. Her seferinde aynı zamanda Türkiye’nin, Türk ürünlerinin reklamını da yaptık” dedi.

Türkiye’nin dış politikada ve uluslararası ticarette avantaj sağlayacağı yeni kurumsal yapıları da devreye aldıklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ticaret Bakanlığında olduğu gibi kamu kurumlarını çağın ve Türkiye’nin gerekleri doğrultusunda yeniden organize ettiklerini, Türkiye’nin yurt dışında sadece diplomatları ve ataşeleriyle değil TİKA, Yunus Emre Kültür Merkezleri, AFAD, Anadolu Ajansı, Yurtdışı Türkler Başkanlığı, THY, DEİK ve Maarif Vakfı gibi kurumlarıyla da varlık gösterdiğine işaret etti.

Gönüllü kuruluşlar ve iş adamlarıyla da Türkiye’nin dünyada yüzbinlerce insana istihdam imkânı sağladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece Türkiye’nin marka değerinin artmasına ve tanınmasına katkıda bulunulduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış ticaretin Türkiye’nin yeni vizyonunun ete kemiğe büründüğü alan olduğuna dikkati çekerek, 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatın, 2018 senesinde 168 milyar dolara yükseldiğini, aynı dönemde Türkiye’nin yıllık ortalama yüzde 5,6 gibi ciddi bir büyüme oranını yakaladığını, geçen senenin yüzde 2,6 gibi önemli bir büyüme oranıyla kapatıldığı ve 2002 sonrasında gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık 3 katlık bir büyüme kaydettiğini açıkladı.

“2023’DE 500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT RAKAMI HEDEFLİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sıkıntılarımıza rağmen 2018 yılında ülkemize gelen doğrudan yatırımlar yüzde 12,5 artarak 13 milyar dolara ulaştı.2003’den günümüze baktığımızda ise bu rakam 210 milyar doları aştı. Yurt dışındaki Türk yatırımları ise 38 milyar dolar seviyesinin üzerine çıktı. Aynı şekilde 2018 yılında ihracatımızda 2017’ye göre yüzde 7 oranında bir artış oldu. Dış ticaret açığımız yüzde 29 düştü ve ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranı yüzde 75’in üzerinde çıktı. Yine 2019 yılının ilk 3 ayında ihracatımız yüzde 3,3 artış göstermiş; ithalatımız ise yüzde 21,5 oranında azalmıştır. Son 12 aylık ihracatımız yüzde 5,5’lik artışla 169,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Seçim atmosferine rağmen yine bu dönemde tarihimizin en yüksek ilk çeyrek ihracatına imza attık. 2019 yılında 182 milyar dolar, 2023’de ise 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamı hedefliyoruz. İnşallah bu hedeflerimize de, tıpkı daha öncekiler gibi ulaşacağımıza inanıyoruz.”

Türkiye’nin 2018 yılında 168 milyar dolarlık mal ihracatına ilave olarak 48,5 milyar dolarlık hizmet ihracatı yaptığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani artık dünyanın dört bir köşesine sadece ürünlerimizi satmıyoruz;  aynı zamanda müteahhitlik hizmetlerimizi, dizilerimizi, sinema filmlerimizi, sağlık hizmetlerimizi ve kültürümüzü de ihraç ediyoruz. Öyle ki bugün 350 milyon dolarlık ihracat hacmiyle, dizi film ihracatında ABD’nin ardından ikinci sıraya yerleşmiş bulunuyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki ilk 250 inşaat şirketi içinde 46 Türk inşaat firmasının bulunduğu bilgisini vererek, turizm sektörünün de artık Türkiye’de “bacasız sanayi” konumuna girdiğini söyledi.

“2019 YILINDA 50 MİLYON TURİST RAKAMINA ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2002 yılında 13,2 milyon olan turist sayısını 2018 yılında 46 milyona; turizm gelirlerimizi ise 12,4 milyar dolardan 30 milyar dolar civarına taşıdık. Hamdolsun 2019 yılına turizmde çok farklı bir ivmeyle başladık. İlk 2 ayda yabancı turist sayımızda yüzde 7,4’lük bir artış oldu. Yaz ayları geldikçe bu sayılar, hiç şüphesiz daha da artacaktır. Bu işsizliği de aşağıya çekecektir. İnşallah 2019 yılında 50 milyon turist rakamına ulaşacağımıza inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Turizm alanlarının çeşitlendirildiğini, kültür, kongre, sağlık, termal ve kamp turizmi gibi katma değeri daha yüksek alanlara yöneldiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi sadece yaz aylarında değil, yılın 365 gününde turist çeken, turizm geliri elde eden bir konuma getireceklerini açıkladı.

“Türkiye’nin dış ticarette ve döviz gelirlerinde yakaladığı bu tarihî başarının mihmandarlarından birisi ticaret müşavirlerimizdir” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret müşavirlerinin “bir akıncı ruhu” ile çalışarak Türk ürünlerinin yeni pazarlarla, yeni müşterilerle buluşmasını sağladıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için 4 yıllık kesintisiz bir icraat dönemine girdiğini ve bu süreci en verimli şekilde değerlendirmek mecburiyetinde olduklarını belirterek, “Ülkemizi dış ticaret fazlası veren, bir başka ifadeyle cari fazla veren bir ekonomiye dönüştürmeyi hedefliyoruz. 2017 yılında yüzde 5,6 olan cari açığımızın millî gelire oranını, 2021 yılına geldiğimizde yüzde 2,6’ya kadar düşürmeyi planlıyoruz. Diğer taraftan büyümemizi 2021 yılına geldiğimizde yeniden yüzde 5’in üzerine çıkarmakta kararlıyız” şeklinde konuştu.

“TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ FEDAKÂRLIK GEREKTİREN BİR VAZİFEDİR”

Ticaret müşavirlerinin yurt dışındaki diğer kamu görevlilerinden farklı konuma sahip olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret müşavirlerine şu tavsiyelerde bulundu: “Bu açıdan ticaret müşavirliği mesai saatlerine sığdırılmayacak kadar kritik, çok yönlü, fedakârlık gerektiren bir vazifedir. Bulunduğu ülkenin ticari kurallarını, imkânlarını, risklerini, kritik aktörlerini en az oradaki bir tüccar kadar iyi bilmeyen bir müşavirin görevini layıkıyla yapması mümkün değildir. Kendini ofisinin duvarlarına, konforuna hapseden bir ticaret müşavirimiz, vazifesini bihakkın yerine getiremez. Sahada olan bitenden, açılan önemli ihalelerden, ticaret fuarlarından, rakip ülkelerin ticari hamlelerinden sizlerin muhakkak haberdar olması gerekiyor. Bunun yolu da hayatın içine girerek bağlantılarınızı mümkün olduğu kadar genişletmenizden geçiyor. Terör örgütlerini destekleyenler dışında, kapılarınız büyük-küçük demeden tüm iş adamlarımıza açık olmalıdır. Görev yaptığınız yerlerdeki ticaret erbabımızın hemen hepsi ihtiyacı olduğunda, ticari sıkıntılarına çözüm aradığında sizlere ulaşabilmelidir. Sizlerden firmalarımız arasında asla ayrım yapmamanızı, ülkemiz aleyhinde çalışanlar dışında hepsine sahip çıkmanızı rica ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticaret müşavirlerini bulundukları ülkelerde özel sektör temsilcisi, girişimci, tüccar, yatırımcı, araştırmacı gibi çalışmalarını istedi.

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu Ankara

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”