Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Biz Türkiye’nin büyüklüğüne, Türk milletinin gücüne inanıyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Biz Türkiye’nin büyüklüğüne, Türk milletinin gücüne inanıyoruz” için yorumlar kapalı 88426

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Milletimiz bugüne kadar bizi hiçbir mücadelemizde hiç yalnız bırakmadı, hiç yanıltmadı. Biz Türkiye’nin büyüklüğüne, Türk milletinin gücüne inanıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda milletvekillerine ve partililere hitaben bir konuşma yaptı.

Vatandaşların Ramazan ayını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mübarek ayın ülkemiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum” temennisinde bulundu.

“TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR SEÇİMİ GERİDE BIRAKTI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin önemli bir seçimi geride bıraktığını; AK Parti’nin bu seçimde toplam oylarda yüzde 51,7 ve belediye başkanlığı sayısına göre de yüzde 54,2 düzeyinde bir başarı kazandığını, milletin 15 büyükşehir, 24 il, 516 ilçe ve 203 belde belediye yönetme yetkisini AK Parti’ye verdiğini ve seçim sonuçlarını enine boyuna değerlendirdiklerini söyledi.

Kaybedilen belediyelerin her biriyle ilgili ayrı ayrı çalışmalar yaptıklarını, başarısızlığa yol açan sebepleri genel merkezden il teşkilatına, adaylardan milletvekillerine kadar teker teker tespit ederek gereğini yerine getireceklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu işler aceleye gelmez. Tespiti ne kadar sağlıklı yaparsak, çözümü de o derece güçlü ve kalıcı olarak hayata geçirebiliriz” dedi.

“YAPTIĞIMIZ HER İTİRAZIN GERİSİNDE, İNKÂRI MÜMKÜN OLMAYAN SOMUT DELİLLER VARDIR”

Seçimin en tartışmalı konusunun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Biz millî iradeye, seçim ve sandık sonuçlarına olan teslimiyetimiz sebebiyle bu durumu saygıyla karşılamaya hazırdık. Nitekim gerek seçim gecesi yaptığımız basın toplantısında gerekse de genel merkezimizdeki balkon konuşmamızda bu durumu ifade ettik. İlerleyen saatlerde ve günlerde arkadaşlarımızın yaptığı sandık sonuç tutanaklarıyla, ilçe birleştirme tutanaklarıyla, geçersiz oylarla ilgili itirazlar netleştikçe karşımıza bambaşka bir manzara çıktı. Bu süreçte gördük ki AK Partiye oy veren yaklaşık 15 bin seçmenin iradesi alenen gasp edilmiştir. Bu hataların bir kısmı sehven yapılmış olsa da, önemli bir bölümünde kasıt olduğu açıkça ortadadır, bellidir. Çünkü hatalar, yanlışlar diğer partilerde aynı oranlarda yapılmamış, sadece AK Partinin oylarında belirgin bir farklılık ortaya çıkmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçmen listeleri ve sandık kurulu üyeleriyle ilgili ciddi usulsüzlükler, kanuna aykırı uygulamalar olduğunu ortaya çıkardıklarını ve Yüksek Seçim Kurulu’na sundukları belgelerin gayet sağlam olduğunu dile getirerek, “Yaptığımız her itirazın gerisinde, inkârı mümkün olmayan somut deliller vardır. Şayet aradaki fark neredeyse yarı yarıya azalmamış olsaydı, mesele buralara kadar zaten gelmezdi. Fakat gözümüzün önünde tüm çıplaklığıyla duran hukuksuzluğu, daha vahimi bir irade gaspını görmezden gelemeyiz. Seçim gecesinden bugüne kadar yaşanan sürecin sebebi işte budur” diye konuştu.

“YAPILANLARIN HESABINI SORMAZSAK, MİLLETİMİZ BİZDEN HESAP SORAR”

“Biz bu yapılanların hesabını millî irade hırsızlarından sormazsak, milletimiz bizden hesap sorar” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Birilerinin suyu bulandırarak balık avına çıktıkları intibaına kapıldık. Hele hele İstanbul’daki yaklaşık 62 bin sandık görevlisinden neredeyse 20 bine yakınının, seçim kanunundaki açık emre rağmen, kamu görevlileri arasından değil de banka ve özel okul çalışanları arasından seçilmiş olması, şüphelerimizi daha da artırdı. Seçimler öncesinden başlayarak bir takım kirli ellerin işin içine girdiği ve konuyu adım adım bu noktaya getirdiği anlaşılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde organize bir yolsuzluk ve tam kanunsuzluk, usulsüzlük hâli olduğuna samimi olarak inanıyoruz. Tek tek hatalar, eksikler, kusurlar mazur görülebilir. Ama sandık kurulu üyelerinin hele hele başkanlarının neredeyse üçte birinin kanunu aykırı atanmış olmasını, iptal edilen oyların çok büyük bir bölümünün AK Parti’ye ait çıkmasını kimse masum bir hata veya yanlış olarak izah edemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukuk mücadelelerini seçim kanunu çerçevesinde sürdürdüklerini, gasp edilen hakların, yapılan açık usulsüzlüklerden, yolsuzluklardan kaynaklanan hataların düzeltilmesi peşinde olduklarını belirterek, “Şayet durum tam tersi olsaydı, yani AK Parti az bir farkla seçimi kazanmış gözüküp de ardından fark yarı yarıya azalsaydı ve aynı usulsüzlükler tespit edilseydi, inanın bana, ensemizde her gün boza pişiriliyor olurdu. Böyle bir durumda bize söylemediklerini, etmediklerini bırakmayacak olanların, şimdi hukuki haklarımızı kullandığımız için aynısını yapıyor olmalarındaki ikiyüzlülüğü milletimizin takdirine bırakıyorum” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE, BİR DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin, 23 Haziran 2019 Pazar günü yenilenmesine karar verdiğini hatırlatarak, kararın Türkiye ve İstanbul için hayırlı olmasını diledi.

23 Haziran’a kadar olan sürede çok daha fazla çalışarak İstanbul’daki tüm vatandaşların gönlüne girerek seçimleri kazanmaya çalışacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, bir demokrasi ve hukuk devletidir. Şayet Yüksek Seçim Kurulu tam tersi yönde bir karar vermiş olsaydı daha önce defalarca ilan ettiğimiz gibi biz yine buna uyacaktık. Biz sadece milli iradeye saygının gereğini yerine getirdik” dedi.

“YSK’NIN KARARINI DEMOKRASİMİZİ GÜÇLENDİRECEK ÖNEMLİ BİR ADIM OLARAK GÖRÜYORUZ”

“İstanbul seçimlerinin üzerindeki gölgenin kalkmasını sağlayacak bu kararı demokrasimizi güçlendirecek önemli bir adım olarak görüyoruz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin geçmişte kendisini milletin ve devletin üstünde gören elitlerin yol açtığı tahribatlar yüzünden ağır bedeller ödediği, Türkiye’nin yeniden siyaset ve toplum mühendislerinin operasyon alanı haline gelmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Bazı iş adamları gruplarının dün Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamasının ardından garip garip açıklamalar yaptığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bundan sonra da tabi ki bizden bu tavırlarınızla, ülkemizin geleceğine yönelik bir normalleşmeyi konuştuğumuz dönemde sizler burada seçim hukukunun işletildiği bir yerde böyle bir açıklamayı yaparsanız işte bunlar normalleşmeyi getirmez, bunlar anormalleşmeyi getirir. Yanlış yapıyorsunuz, önce herkes haddini bilecek, herkes işini yapacak. Ekonomiyle mi uğraşıyorsun, iş adamı mısın? Sen işini yap. Sana düşeni sandığında git kullan ama kalkıp da seçim yargısının bu noktada vermiş olduğu karara adeta müdahale mahiyetinde açıklamalar yaparsanız bu sizin de nerede olduğunuzu, nereye oturduğunuzu gayet güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Müsaade edin de bizim de size bakışımız ona göre değişecektir, biz bu ülkede siyaset yapıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimde görülen eksikliklerin, aksaklıkların, yanlışlıkların bir daha tekerrür etmemesi için gereken hukuki düzenlemeleri süratle gerçekleştireceklerini vurgulayarak AK Parti teşkilatını uyararak, aynı hataların tekrarlanmaması gerektiğini söyledi.

“ÇÖZÜMÜ DIŞARIDA DEĞİL KENDİ İÇİMİZDE, KENDİ YÜREĞİMİZDE, KENDİ ELLERİMİZDE ARAYACAĞIZ”

Ekonominin güvenliğini, en az sınırların güvenliği kadar önemli gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde ekonomide yaşanan dalgalanmaların sebebini doğru okumazsak yanlış sonuçlara varmamız kaçınılmaz olur. Ülkemizi küresel bir senaryo doğrultusunda yeniden dizayn etmek isteyen bir projeyle karşı karşıya olduğumuz, artık su götürmez bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır” dedi.

Meclis’in reformların yasal altyapısını hazırlayacağını Cumhurbaşkanlığı olarak da her konuda sorunları çözerek Türkiye’yi adım adım hedeflerine yaklaştıracaklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş adamı, işçi, esnaf, bürokrat, çiftçi, tüccar, akademisyen, öğretmen ve öğrencilerin de çok çalışarak Türkiye’nin gelişmesine, büyümesine katkı sağlayacağını dile getirdi.

Üstesinden gelinen her saldırının Türkiye ekonomisini daha güçlü kıldığını, millet olarak hep birlikte ekonomiye sıkı sıkıya sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Felaket tellalları istedikleri kadar tamtamlarını çalsınlar, tüm göstergeler ekonomide iyiye, olumluya doğru ümit verici bir kıpırdanmanın yaşandığını ortaya koyuyor. Üretim kıpırdıyor, ihracatımız artmayı sürdürüyor, istihdam yükselişe geçti. Turizmde hamdolsun rekorlar kırıyoruz, yatırımcılar arayış içinde” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomiyi çökertmeye yönelik operasyonların sonuçsuz kalmaya mahkûm olduğuna vurgu yaparak, “Çözümü dışarıda değil kendi içimizde, kendi yüreğimizde, kendi ellerimizde arayacağız. Milletimiz bugüne kadar bizi hiçbir zaman mücadelemizde hiç yalnız bırakmadı, hiç yanıltmadı. Biz Türkiye’nin büyüklüğüne, Türk milletinin gücüne inanıyoruz. Bu inançla inşallah bu dalganın üstesinden de hep birlikte geleceğiz” dedi.

“BİZE DÜŞEN, MİLLETİMİZİN GÖNLÜNDEKİ SEVGİYLE ARAMIZA GİREN ENGELLERİ KALDIRMAKTIR”

AK Parti’nin sadece bu partiye oy verenlerin değil, diğer partileri tercih eden vatandaşların da en büyük umudu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü bu vatandaşlarımız da ülkemizin ve milletimizin sorunlarını çözebilecek formüllerin de, iradenin de, gücün de sadece partimizde bulunduğunu biliyoruz. Bize düşen, milletimizin gönlündeki bu sevgiyle aramıza giren engelleri kaldırmaktır. Bunun için hep gönüllere girmekten, mütevazı olmaktan, kibirden uzak durmaktan, samimiyetle çalışmaktan, kul hakkından, yetim hakkından, emaneti ehline vermekten söz ediyoruz” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarına “Millete tepeden bakan, kibrinden yanına yaklaşılmayan, milletle arasına duvar ören varsa başını ellerinin arasına alsın ve derin derin muhasebe yapsın. Eğer bu arkadaşlarımız kendi muhasebelerini kendileri yapmazlarsa, biz onlar için gereğini yapmak zorunda kalacağız” uyarısında bulundu.

Ramazan ayının ardından seçimlerde AK Parti’ye en yüksek desteği veren il ve ilçelere teşekkür ziyaretine başlayacağını ve vatandaşlarla yüz yüze görüşeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylece ülke meseleleri, parti teşkilatı ve milletvekilleriyle ilgili değerlendirmeleri vatandaşlardan bizzat dinleme imkânı bulacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şırnak’taki terör örgütüne yönelik operasyonda şehit düşen askere Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diledi. Konuşmasının sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadelede sonuna kadar kararlı olduklarını yineledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

“Seçim yenilenene kadar İstanbul’da kim görevde olacak?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu açıklandı. İstanbul Valimiz Ali Yerlikaya bu süreci götürecek. Konuyla ilgili zaten açıklama yapıldı. Şu anda İstanbul Valimiz Ali Yerlikaya Bey de bu konuda görevine başladı” diye konuştu.

Yüksek Seçim Kurulu’nun İstanbul kararının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile telefon görüşmesi yaptığını, Ramazan-ı Şeriflerini kutladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bahçeli ile yine bir ortak miting bekleyelim mi?” sorusuna, “Onları henüz daha görüşmüş değiliz. Tabii bu arada bir araya gelip bu süreci değerlendirmemiz, inanıyorum ki İstanbul’umuz için çok çok faydalı olacaktır” cevabını verdi.

“İSTANBUL’DA ADAYIMIZ BİNALİ YILDIRIM’DIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayının Binali Yıldırım olduğuna vurgu yaparak, “İstanbul’daki bu seçimin adayları bellidir, şu anda bizim adayımız da Binali Yıldırım Bey’dir” dedi.

Muhalefet partilerinin 24 Haziran seçimlerinin de iptal edilmesi yönünde değerlendirmelerinin olduğu hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O değerlendirmelerin hepsi bizim değerlendirmelerimizin dışında. Biz artık tek değerlendirme yapıyoruz, o da İstanbul’da yapılacak olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimidir” karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye ziyarete ilişkin henüz netleşen bir tarih olmadığını da bildirdi.

“ÇÖZÜM SÜRECİ DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL”

Bir gazetecinin “Sekiz yıl aradan sonra Öcalan’ı, avukatlarının İmralı’da ziyaret etmesi muhalefet tarafından ‘yeni bir çözüm süreci’ olarak da yorumlandı” demesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir çözüm süreci diye bir şey söz konusu değildir” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avukatları için öyle olabilir de avukatların dışındaki aile için? Daha geçenlerde kardeşini gönderdik. Biz müsaade ettik ona. Mehmet gitti. Onu saymıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

ABD ve Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin Akdeniz’de sondaj arama gemilerini durdurması çağrısını da değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Biz şu anda kendi programımızı uygulamaya devam ediyoruz. Aynen devam ederiz. Bir yerler nasıl talimat veriyor, nasıl bakıyor, nasıl değerlendiriyor. Böyle bir şey bizim değerlendirmelerimizin içinde değil. Biz özellikle de Doğu Akdeniz’de, Güneydoğu Akdeniz’de, Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımızın hakları ne ise bu haklarını orada garantör bir ülke olarak aramanın gayreti içerisindeyiz. O sularda çıkacak olan bütün imkânlardan Kıbrıs’ın tüm halkı, güneyde de kuzeyde de eşit miktarda hak sahibidirler ve bu eşit miktardaki haklarını korumak için Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımızın hakkının aranması mücadelesini veriyoruz.”

 

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,

Previous ArticleNext Article

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor” için yorumlar kapalı 238981

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere gideceği Amerika Birleşik Devletleri’ne hareketinden önce yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor. Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla büyüme hedefimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu genel görüşmelerine katılmak üzere Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) hareketi öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin 78. Genel Kurulu’na iştirak etmek üzere New York’a doğru yola çıkacaklarını belirterek, BM üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul görüşmelerine 150’den fazla ülkenin devlet ve hükûmet başkanı düzeyinde katılımının beklendiğini söyledi.

Her yıl olduğu gibi bu sene de ABD’de son derece yoğun bir temas ve toplantı trafiğinin olacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl Genel Kurul genel görüşmelerinin “Güvenin yeniden tesisi ve küresel dayanışmanın yeniden canlandırılması” temasıyla yapıldığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul görüşmelerinin ilk günü olan 19 Eylül Salı günü kendisinin de BM Genel Kurulu’na hitap edeceğini dile getirerek, konuşmasında kalkınmadan insani yardımlara, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından küresel dayanışmanın yeniden tesisine kadar attıkları adımlara değineceğini kaydetti.

Bu vesileyle uluslararası gündemdeki temel meselelere ilişkin görüşlerini de paylaşacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ayrıca mevcut küresel sınamalar karşısında Türkiye’nin oynadığı kritik rolü vurgulayacağız. Bir süredir her platformda dillendirdiğimiz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ tespitimizin daha fazla kabul görmesinden memnuniyet duyuyoruz. Son olarak BM Genel Sekreteri Sayın Guterres bu konuda çok net bir tavır ortaya koydu. Sayın Genel Sekreter’in ‘2. Dünya Savaşı sonrası kurulan yapıların bugünün dünyasını yansıtmadığı’ tespitine biz de katılıyoruz. Bunu görüşmemizde kendisine de bizzat ifade edeceğim. Genel Kurul marjında BM Genel Sekreteri’nin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla görüşmeler gerçekleştireceğim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinde ABD’de yaşayan vatandaşlar ve soydaş topluluklarla bir araya geleceğini belirterek, ayrıca düşünce kuruluşu temsilcileriyle de istişarelerinin olacağını anlattı.

ABD iş dünyasının seçkin üyeleri ile görüşerek Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları noktasında atılabilecek adımları ele alacaklarına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin demokratik olgunluk içinde tamamlanmasının iş çevrelerinin Türkiye’ye yönelik ilgisini artırdığını görüyoruz. Gerek kabinemize gerek ekonomideki kurmay kadromuza gerekse kısa süre önce açıkladığımız Orta Vadeli Program’a uluslararası yatırımcılar büyük güven duyuyor. Sadece son 3 ayda rezervlerimizde 22 milyar dolarlık artış oldu. Bugün itibarıyla Merkez Bankamızın toplam brüt rezervleri 120 milyar doları geçmiş bulunuyor. Dünya Bankasının geçen hafta yaptığı açıklama, ülkemize duyulan güvenin bir başka örneğidir. İnşallah buna yakında yenileri eklenecektir. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamlelerin takdirle karşılandığını dile getirerek, “Ülkemize karşı oluşan bu müspet havayı, yatırım, üretim, istihdam ve cari fazla yoluyla kaliteli büyüme hedeflerimize katkı yapacak bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” dedi.

“KÜRESEL SİSTEMDE TAŞLARIN YERİNDEN OYNADIĞI BU DÖNEMİ ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ ADINA FIRSATA ÇEVİRMEKTE KARARLIYIZ”

Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirmek için içeride ve dışarıda her türlü çabayı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Küresel sistemde taşların yerinden oynadığı bu dönemi ülkemiz ve milletimiz adına fırsata çevirmekte kararlıyız. Bu süreçte kavgadan, tartışmadan ve Bizans’ı çırak çıkartacak taht oyunlarından başlarını kaldıramayanları ise kendi hâllerine bırakacağız. Varsın onlar didişmeye, birbirlerine laf yetiştirmeye devam etsinler. Varsın onlar koltuklarını korumak için daha düne kadar savundukları tüm ilkeleri ayaklar altına alsın. Biz bunları asla önemsemiyoruz. Biz son 21 yıldır olduğu gibi yine sadece işimize bakıyoruz. Tüm vaktimizi ve enerjimizi milletimize hizmet için sarf ediyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmaya devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirecekleri ziyaretler ve görüşmelerin ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.

“GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Karabağ’da tansiyonun yeniden yükseldiği ve Azerbaycan ile Ermenistan liderleriyle görüştüğü hatırlatılarak, Ermenistan’ın tutumunu nasıl bulduğu ve kendisi öncülüğünde üçlü bir toplantı söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda tabii bizim öncülüğümüzde üçlü bir görüşme teklifimizi kendilerine ilettik ama bu konuda üçlüden öte biz dörtlü bir teklifte bulunduk. Yani değişik, buralarla ilgisi, alakası olmayan liderlerle değil, ‘Gelin şu anda işin içinde olan Sayın Putin, Sayın Aliyev, şahsım ve Paşinyan hep birlikte dörtlü olarak böyle bir toplantıyı yapalım. Adımı da ona göre atalım’ diye böyle bir teklifte bulunduk. Henüz bize olumlu-olumsuz bir dönüş olmadı ve konuyla ilgili Sayın Aliyev’le de daha da görüşeceğiz, olgunlaştıracağız ve gelişmeleri yakından takip edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20’de ABD Başkanı Joe Biden ile bir görüşme gerçekleştirildiği, burada İsveç’in NATO üyeliğinin de gündeme geldiği anımsatılarak, İsveç’te terör örgütü üyelerinin gösterilerinin devam etmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Bu konuda özellikle Batı, ikide bir ‘İsveç, İsveç, İsveç’ diyor, biz de diyoruz ki ‘Bizim parlamentomuz kararı vermedikten sonra bizim kalkıp da yolda yürürken ‘evet’ veya ‘hayır’ dememiz mümkün değil. Öncelikle, İsveç’in üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki, şu anda İsveç üzerine düşen görevi yerine getiriyor mu? Bize ikide bir şunu söylüyorlar. İşte ‘Yasa hazırladılar.’ Yasayı hazırlamak yetmez, yasayı uygulamak gerekir. Şu anda İsveç ister anayasa ister yasa değişikliği, ne yaparsa yapsın ama kalkıp da teröristleri İsveç polisinin koruması altında gösteriye sevk ediyorlarsa bu ne demektir? Bunlar görevini yerine getirmiyor demektir ve yine terör eylemleri Stockholm caddelerinde devam ediyor demektir. O zaman bize verilen sözler tutulmuyor. Bize verilen sözler tutulmadığı zaman, benim parlamentom bu konuda nasıl bir tavır takınır, bunu herkes takdir etsin. Yani F-16’larla ilgili ne deniyor? ‘Temsilciler Meclisi karar vermeden bu olmaz.’ Tamam da şimdi orada Temsilciler Meclisi varsa benim de parlamentom var. Parlamentonun nasıl bir karar vereceğini ben kestirip atamam. Sevk etmekse, biz böyle bir talebi parlamentomuza sevk ederiz ama parlamentomuzdan nasıl bir karar çıkar, o parlamentomuzun takdirindedir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 raporunda yer alan Türkiye’nin AB’ye katılım süreciyle ilgili ifadeler hakkındaki değerlendirilmeleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Değerli arkadaşlar benim değerlendirmemi çok açık net öğrenmek istiyorsanız, Avrupa Birliği Türkiye’den kopmanın gayreti içerisinde. Avrupa Birliği’nin Türkiye’den kopuş hamlelerini yaptığı bu dönem içerisinde biz de bu gelişmeler karşısında değerlendirmelerimizi yaparız ve bu değerlendirmelerden sonra da Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” şeklinde konuştu.

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” “Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” için yorumlar kapalı 256462

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde düzenlenen 1982 Yerine 2023 Anayasası Sempozyumu’na katılarak bir konuşma yaptı.

Bugünün 12 Eylül olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bundan tam 43 yıl önce Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinden birine girdiğini söyledi.

Ülkenin darbe gününe nasıl geldiğinin ayrı bir hikâye, ayrı bir tartışma konusu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama darbe gününden itibaren; yüzbinlerce insanın gözaltına alındığı, binlerce kişinin idamla yargılandığı, ‘bir sağdan, bir soldan’ mantığıyla 50 kişinin idam edildiği, velhasıl, neredeyse her hanenin yaşanan acılardan nasibini aldığı o meşum günler hafızalarımızdan asla silinmedi, silinmeyecek. Şu Ulucanlar Cezaevi’nin, Mamak Cezaevi’nin, Diyarbakır Cezaevi’nin, Sağmalcılar Cezaevi’nin dili olsa da o günleri anlatsa” diye konuştu.

İdamından sonra yargılandığı suçla ilgisinin olmadığı ortaya çıkan veya Hüseyin Kurumahmutoğlu gibi işkenceyle öldürülen gençlerin vebalinin, darbecilerin yakasını öteki dünyada da bırakmayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Darbenin üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra, idamla yargılananlar dahil, dipçik darbeleriyle cezaevine tıkılanların tamamına yakını serbest kaldı. Sadece bu örnek bile, yargılamasından infazına tüm safhalarıyla, yapılan işin ne kadar göstermelik olduğunun işaretidir. Tabii 12 Eylül yönetiminin ülkemizin kalbine sapladığı en büyük hançer, üzerinde hâlâ konuştuğumuz, tartıştığımız 1982 darbe anayasasıdır. Her ne kadar 1987’den itibaren 23 kez değiştirilmiş, hatta 2017’de tarihî bir yönetim sistemi değişikliğine gidilmiş olsa da elimizdeki metin hâlâ bir darbe anayasasıdır.”

Yapılan değişikliklerin her birinin önem taşıdığını ancak her değişikliğin anayasanın yazım ve anlam bütünlüğünü bozduğunun da bir gerçek olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu amaçla, yaklaşık 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bir yeni anayasa çalışması başlattıklarını anımsattı.

“YENİ ANAYASA MESELESİ GÜNDEMİMİZİN İLK SIRALARINDA YER ALMAYI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha önceki anayasa değişikliklerine göre en geniş siyasi katılımlı bu çalışma, muhalefet partilerinin, tabiri caizse ‘yan çizmeleri’ sebebiyle akim kaldı” dedi.

Buna rağmen ülkeyi yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya kavuşturma hedeflerinden vazgeçmediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne geçiş yapılırken anayasayı tümden yeniden yazma teklifimiz, yine muhalefetin uzlaşmaz tavrı sebebiyle maalesef hayata geçemedi. Yine de milletimize verdiğimiz sözün takipçisi olmayı sürdürdük. Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık” diye konuştu.

Geçen yıl önce, anayasa konusunda söyleyecek sözü olan bilim insanlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı bir dizi çalıştay düzenlediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ardından da diğer siyasi partilerle müzakereye esas olacak ve millete takdim edecekleri kendi anayasa metinlerini hazırladıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Maalesef bu süreçte, Cumhur İttifakı ortakları MHP ve AK Parti dışında yeni bir anayasa metni hazırlayan siyasi teşekkül çıkmadı. Muhalefet cenahı; sürekli lafını etmesine, her fırsatta istismarını yapmasına rağmen, iş somut adım atmaya geldiğinde, hemen dümeni başka tarafa kırıp, ortadan kayboluyor. Bu defa da aynısını yaptılar. Yeni bir anayasa yerine, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden tutarsız ve anlamsız bir metni ortaya atıp kendi dünyalarına daldılar. Gerçi, onlara da hak vermemek elde değil. Parti içinde ayrı kavga, ittifak ortakları arasında ayrı kavga. Yurt içine ayrı selam, yurt dışına ayrı selam. Herkes kendi kişisel hesaplarının ve kavgalarının içine bu kadar gömülmüşken, yeni anayasa gibi vakit, emek ve birikim gerektiren bir konuyla kim, niye uğraşsın ki. Ama bizim milletimize karşı hem sorumluluğumuz hem sözümüz var. Bunun için yeni anayasa meselesi daima gündemimizin ilk sıralarında yer almayı sürdürüyor. İletişim Başkanlığımız ile Hukuk Politikaları Kurulumuzun düzenlediği bu sempozyumu da yeni anayasa kararlılığımızın bir ifadesi olarak görüyorum. Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenleri ve katılımcıları tebrik ediyorum. Türkiye Yüzyılı hedefimizin unsurlarından biri olan yeni anayasayı milletimize kazandırana kadar çalışmayı, gayret etmeyi, mücadeleyi asla bırakmayacağız.”

“TÜRKİYE, ÇOK DAHA İYİ BİR ANAYASAYI ZİYADESİYLE HAK EDİYOR”

Dünyada, Birleşmiş Milletlerde temsil edilen ülke sayısı kadar anayasa olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ülkenin kendi tarihine, siyasi, sosyal ve kültürel yapısına, ihtiyaçlarına göre ayrı bir anayasa süreci yaşadığını kaydetti.

Türkiye’nin anayasa geçmişinin de 200 yılı bulduğunu, Cumhuriyet döneminde de muhtelif anayasa tecrübeleri olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak 27 Mayıs 1960’tan itibaren anayasalarımız, maalesef, darbe yönetimleri tarafından şekillendirilmiş ve yürürlüğe konmuştur” dedi.

Anayasanın, darbe ikliminde gerçekleştirilmiş bir referandumla kabul edilmiş olmasının, gerisindeki sorunlu fotoğrafı değiştirmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hâlbuki Türkiye gibi 2 bin yıllık devlet geleneğine, coğrafyasında bin yıllık hâkimiyete, ilk asrına ulaşan Cumhuriyet tecrübesine, 73 yıllık demokrasi birikimine sahip bir ülke, çok daha iyi bir anayasayı ziyadesiyle hak ediyor” ifadesini kullandı.

“GEÇMİŞ BİRİKİMLERİ GELECEĞİN HEDEFLERİYLE BÜTÜNLEŞTİREN YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYACIMIZ OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”

Anayasaların değişmez metinler olmadığını, bunun iyi bilinmesi gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Mesela Amerikan anayasası 236 yılda 27 kez değişmiş olmasına rağmen, ülkenin ihtiyaçlarını hâlâ karşılayabilmektedir. İngiltere gibi anayasa devleti niteliği taşıyıp da yazılı anayasası olmayan ülkeler de mevcuttur. Bir de kâğıt üzerinde çok iyi metinlere sahip anayasaları olup da demokrasiden ve hukuk devletinden çok uzak uygulamaların hüküm sürdüğü ülkeler de söz konusudur. Bizim medeniyet tarihimiz anayasa tecrübesi bakımından çok ama çok zengindir. Mesela, dünyanın en eski yazılı anayasalarından biri, hicretin hemen ardından yapılan 47 maddelik Medine Sözleşmesi diye anılan metindir. Milattan öncesine kadar uzanan ve bugünkü anayasa kavramına karşılık gelebilecek Hammurabi Kanunları gibi metinler de coğrafyamızın mirası içindedir. Modern anayasalar için ise İngiltere’deki Magna Carta’dan başlayıp Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne kadar uzanan bir dizi referansa işaret edilir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki anayasa girişimleri 1808 tarihli Sened-i İttifak’la başlatılır ve 1876 tarihli Kanun-i Esasi’yle gerçek anlamda vücut bulur. Millî Mücadele’nin meşru zeminini oluşturan anayasa 1921 yılında, yani savaşın en şiddetli günlerinde hazırlanıp yürürlüğe girmiştir. Tek başına bile, milletimizin ve ülkeyi yönetenlerin hukuki meşruiyet konusundaki hassasiyetini bu anayasa göstermeye yeterlidir. Ardından gelen 1924, 1960 ve 1982 anayasalarının her birinin, kendi dönemlerine ilişkin ayrı hikâyeleri vardır. Bugün bize düşen görev, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, ülkemizin sahip olduğu bu derinlikli birikimin üzerinde kendi hikâyemizi yazıp, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmaktır” diye konuştu.

Teknolojinin, iklimin yanı sıra siyasi ve sosyal yapılarda da köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemden geçildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir dönemde, Türkiye Yüzyılı iddiamızı hayata geçirebilmek için sadece altyapımızı güçlendirmek, vizyonumuzu genişletmek yetmiyor. Tüm bunlara uygun, geçmiş birikimleri geleceğin hedefleriyle bütünleştiren yeni bir anayasaya ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Bizi, darbe anayasası gölgesinden kurtaracak olması bile yeni anayasa çalışmalarını kıymetli kılmaya tek başına kâfidir” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa metninin sihirli bir değnek gibi ülkenin siyasi, sosyal, ekonomik yapısını bir anda değiştirip, Türkiye’yi bir masal diyarı hâline getirmeyeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak milletin ortak değerlerini, ülkenin ortak geleceğini, devletin bekasını, insanların doğuştan gelen hak ve özgürlüklerini, siyasi aktörlerin uzlaşmasını velhasıl tüm bunları şüpheye yer bırakmayan bir meşruiyet zemininde kuşatan yeni anayasanın Türkiye’ye çok şey katacağı açıktır. Bazı kavramların anayasada çokça zikredilmesi, onların ülkenin ve toplumun hayatında aynı karşılığa sahip oldukları anlamına gelmez. Nitekim temel hak ve özgürlükler, ekonomik ve sosyal haklar gibi konulara en az atıflar, bu konuda en ileri kabul edilen ülkelerin anayasalarında yer alıyor. Bu başlıklara en çok atıfların ise sorunlu coğrafyalarda yapıldığı görülüyor. Hülasaten önemli olan anayasaları modern dünyanın güzel kavramlarıyla süslemek değil, bu metinlerin ruhuna uygun yönetimler ve uygulamalar ortaya koymaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa metinlerinin kısa veya uzun olmasının da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Her sistem, onu işletecek kişilerin anlayışına ve tarzına göre somut uygulamalara dönüşür. Bize düşen sistemi, mümkün olan en sağlam, en gerçekçi, en sürdürülebilir şekilde kurmaktır” dedi.

“MEVCUT ANAYASAMIZ, MUASIR MEDENİYETLER YOLCULUĞUNDA ÜLKEMİZİN ÖNÜNÜ AÇMAK YERİNE SÜREKLİ PAÇASINDAN AŞAĞI ÇEKMEKTEDİR”

Türkiye’nin demokrasi ve hukuk pratiğinin kısa metinlerin bürokratik oligarşinin istismarına uğrayabileceğini, uzun metinlerin de siyasi ve sosyal dönüşümün önünü tıkayabileceğini söylediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Dolayısıyla bize lazım olan, lafzı, ruhu ve hacmiyle, milletimizin dünyaya ve hayata bakışına, ülkemizin birikimine ve hedeflerine uygun bir anayasa metnidir. Eskiler buna ne der? ‘Efradını cami, ağyarını mani’. Dünya ve ülke şartlarına göre metni ne kadar değişirse değişsin, işte bu anlayışın hep devam etmesini sağlayan bir anayasayı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz parlamentodaki tüm gruplarla bunları konuşacağız, görüşeceğiz. Onlar da bu işe olumlu bakarlarsa yolumuza devam edeceğiz. Olursa olur, olmazsa olmaz, bize düşen kapıları çalmak. Cumhur İttifakı olarak biz buna hazırız. Buradan tüm siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına, akademi mensuplarına sesleniyorum, ‘Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar’ sözüne uygun şekilde en ideal anayasa metnini bulmak için gelin konuşalım, tartışalım, müzakere edelim ama bu süreçten kaçmayalım. Hiç kimsenin böyle bir anayasa arayışından ve çalışmasından rahatsız olmasına gerek yok.”

Geçirdiği onca değişiklikle âdeta “yamalı bohçaya” dönen bir anayasayla yaşamaya devam etmenin siyaset ve ülke için artık taşınması zor bir yüke dönüştüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mevcut anayasamız, muasır medeniyetler yolculuğunda ülkemizin önünü açmak yerine sürekli paçasından aşağı çekmektedir. Vesayetten darbeye nice yükü omuzlarından atan Türkiye’nin, 12 Eylül anayasası konusunda da bunu yapacak dirayete sahip olduğuna yürekten inanıyoruz” diye konuştu.

Darbe direktifi olarak değil, gerçek bir toplum sözleşmesi olarak hazırlanmış yeni anayasayı ülkeye kazandırana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her işimiz gibi yeni anayasa çalışmalarında da düsturumuz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ prensibi olacaktır. İnsanı önceleyen, milletin çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan, toplumun gerisinde kalan değil, topluma dinamizm katan bir anayasa hedefliyoruz. Sempozyumumuzda tüm bu hususların enine boyuna konuşulacağı, tartışılacağı, siyasetin ve toplumun önüne yeni anayasa için aydınlık ufuklar açılacağı kanaatindeyim. Burada serdedilen her görüşü, her tenkidi, her teklifi samimiyetle değerlendirip, çalışmalarımıza derç edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemizin iki asırlık yönetim sistemi arayışının zirvesi olarak gördüğüm, ilk dönemini bitirip ikinci dönemine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni de bu kapsayıcı muhasebenin bir parçası kabul ediyorum.”

“BU ZOR GÜNLERİNDE TÜM İMKÂNLARIMIZLA KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”

Sözlerinin sonunda Libya’daki sel felaketine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel ve su baskınlarında hayatını kaybedenlere rahmet diledi. Sahadan alınan bilgilerin büyük bir doğal afetin yaşandığını gösterdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kayıplarla birlikte vefat sayılarının maalesef daha da artacağı anlaşılıyor. Türkiye olarak bugüne kadar nasıl Libya halkını yalnız bırakmadıysak, bu zor günlerinde de tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sel felaketinin yaşandığı Libya’nın değil aynı zamanda depremden etkilenen Fas’ın da yanında olduklarını belirterek, “AFAD Başkanlığımızı arama-kurtarma personelinden diğer ihtiyaçlara gerekli yardımları süratle ulaştırma noktasında talimatlandırdık. İlk etapta üç kargo uçağımız yardımlarla beraber Libya’ya intikal etti. Amacımız, Libya’nın yaralarının bir an önce sarılmasını sağlamaktır. İnşallah bundan sonra da kendilerine gereken desteği vereceğiz. Buradan bir kez daha tüm Libyalı kardeşlerimize geçmiş olsun diyorum” ifadelerini kullandı.

seers cmp badge