Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda gençlerin sorularını cevapladı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda gençlerin sorularını cevapladı için yorumlar kapalı 88659

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’nda gençlerle bir araya gelerek gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldiği gençlerle iftar yemeğinin ardından, Saray’ın Muayede Salonu’nda gündemdeki konulara dair söyleşi yaptı, gençlerin sorularını cevapladı.

“BU YIL 19 MAYIS KUTLAMALARI ÇOK FARKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100’ncü yıl dönümü dolayısıyla Samsun’daki kutlamalara katılacağını belirterek siyasi parti liderlerini de Samsun’a davet ettiğini ve bu yıl 19 Mayıs kutlamalarının çok farklı şekilde gerçekleştirileceğini söyledi.

İstanbul’daki Dolmabahçe, Yıldız, Topkapı, Beylerbeyi saraylarının milletin önemli mal varlıklarından olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sarayların bütün renovasyonlarını, restorasyonlarını yaptırdıklarını ve buraları gençliğin hizmetine açarak gençlerin bu sarayları öğrenmesini istediklerini kaydetti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran’da yenileneceğini anımsatarak İstanbul’un müstesna bir şehir olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şehre belediye başkanı olarak hizmet ettiğini ardından da Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak hizmetine devam ettiğini anlattı.

“TÜRKİYE’Yİ DAHA İYİ YERLERE TAŞIMANIN GAYRETİYLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevleri sırasında Türkiye’nin her alanda 3,5 kat büyüdüğünü ve Türkiye’yi daha iyi yerlere taşımanın gayretiyle çalışmaya devam ettiğini ifade etti.

Gençlerin gündemdeki konulara dair sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine AK Parti olarak itiraz ettiklerini, Yüksek Seçim Kurulu’nun da seçimin iptaline karar verdiğini anımsatarak İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da tartışmalara son vereceğini belirtti.

YENİ ASKERLİK SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni askerlik sisteminin detaylarına ilişkin bir soru üzerine, konunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı, öngörülebilirlik, süreklilik, eğitim ve mesleği gelişim ile insan kaynağının etkin kullanılması kriterleri üzerinden değerlendirildiğini açıkladı.

Yükümlü erbaş-er, yedek astsubaylık ve yedek subaylık statülerinin farklılık taşıdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Beş ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık kendilerine ödeniyor. Ve o beş aydan sonra kendisi terhis olabiliyor, bu imkân var. Ama bunun yanında, bunun öncesinde bir ay temel bir eğitimden geçiyor. Aynı şekilde yedek astsubaylıkta ise iki ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı, ama ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Ve burada da yine eğer isterse terhis olur, yok ben devam edeceğim derse devam etme şansı var. Ve tabii devam etme kararını verirse bu nereye götürür onu? Bu onu astsubaylığa götürür. Astsubay olduktan sonra bir başka imkânı daha var, oradan subaylığa bile geçebilir. Subaylığa geçmenin ötesinde bir imkân daha var, eğer gerçekten imtihanları başarıyla verirse generalliğe kadar gidebilir. Yedek subaylıkta da yine iki ay temel sınıf eğitimi var, yine harçlığı alıyor ve ardından 10 ay kıta var. Ne oluyor? 12 ay. İsterse yine terhis, isterse yedek subaylıktan subaylığa geçebiliyor. Oradan da yine az önce ifade ettiğim gibi subaylık, subaylıktan başarılı olması hâlinde, imtihanları vermesi hâlinde generalliğe kadar oradan da gidebilir.”

“TOPLUM OLARAK HAYVANLARA KARŞI DUYARLILIĞIMIZI ARTIRMAMIZ LAZIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayvan haklarıyla ilgili çalışmaların belli bir noktaya geldiğini, belediyelerin yapacağı çalışmalar olduğu gibi hükûmetin de yasal düzenlemelere ilişkin bazı uygulamaları olacağını dile getirdi.

Hayvanlara yapılan vahşi muamelelerin üzüntü verici olduğunu ancak kontrolsüz olarak sokaklarda bulunan hayvanların da başta çocuklar olmak üzere insanlara zarar verebildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden yapılacak çalışmanın çok hassas olduğunu, farklı ülkelerdeki uygulamaların incelenerek konunun çalışıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplum olarak hayvanlara karşı bu duyarlılığımızı artırmamız lazım. Çünkü o da bir yaratılmıştır, buna bakacağız. Biz insanız, o da hayvan. Dolayısıyla inşallah bu yasayla beraber buradaki o beklentiyi büyük oranda gidermiş olacağız” dedi.

“82 MİLYON BENİM VATANDAŞIM, BENİM KARDEŞİMDİR”

Siyasette kullanılan dilin toplumu kutuplaştırdığı iddialarının anımsatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Derdimiz şudur: Bu ülkede inancından, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Ve başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş; bunlar bizi ilgilendirmez. Biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmeye mecburuz, biz böyle bir inancın mensubuyuz. Beni yaratan Allah sizleri de yarattığı için ben sizleri seviyorum. Şimdi burada bir defa bu farklılıkları ortadan kaldırmamız lazım. Güneydoğulu, Doğulu, olsun. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Roman, Boşnak; böyle bir ayrıma gidemeyiz. 82 milyon benim vatandaşım, benim kardeşimdir hepsini sevmeye mecburum; anlayışımız bu.”

İSTANBUL HAVALİMANI’NA ULAŞIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı’na ulaşım konusunda alternatif yol düşünüp düşünmedikleri sorusu üzerine, değişik ülkelerde havalimanlarının şehir merkezlerine 45 dakika-1 saat mesafede bulunduğunu belirterek İstanbul Havalimanı’na ulaşımın raylı sistemlerle yapılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece Havaist’le bu iş zaten olmaz, bunların hepsini planladık, düşündük. Ve şu anda inşallah bir taraftan bu seçimlerin ardından da belli bir yere kadar zaten geliyor metro ama biz bu hafif metroyu havalimanına kadar planladık ve buraya kadar da, yani İstanbul Havalimanına kadar da gelecek. İnşallah seçim sonrası biz bu adımı kararlılıkla atacağız” diye konuştu.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın ulaşımın piri olduğunu ve İstanbul’un ulaşım sorununu Yıldırım ile aşacağına inandığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezi yönetim olarak da belediyelere bu noktada her türlü desteği vereceklerini, İzmir’de İZBAN’ın yüzde 50’sinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapıldığını, İzmir’in su sorununun DSİ tarafından çözüldüğünü anlattı.

İstanbul’da öğrenci akbilindeki indirimin AK Parti ve CHP tarafından sahiplenildiğini anımsatarak bu konudaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onlara sadece şu soruyu sorsanız yeter, 19 gün İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduk diye hava attınız, peki bunun sözünü daha önce vermiştiniz, bu havayı da attığınıza göre o 19 gün içerisinde niye bunu yapmadınız? Ha bir şey yaptılar, ne yaptıklarını söyleyeyim; hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. Bu da FETÖ terör örgütünün hep uygulamalarıdır. Beyefendi de zaten tabii Samanyolu TV’de filan da çalıştığı için oradan biliyor veri kontrollerini, veri kontrollerini yapmak için talimatı verdikleri yerler var, bize veri bilgilerini geçin; bunu söylediler. Ben de diyorum ki; 19 gün, hemen getirseydin Meclis’e, suyu da çıkarsaydın, ondan sonra aynı şekilde otobüs olayı. Kaldı ki ta benim Belediye Başkanlığım döneminde zaten biz o zamandan indirdik, hatta 65 yaş üstüne biz belli saatlere kadar ücretsiz paso uygulaması yaptık benim Belediye Başkanlığım döneminde. Dini bayramlarda mesela köprüler, otoyollar biliyorsunuz ücretsizdir, hâlâ öyledir. Tereciye tere satılmaz ki bunlar bunu yapıyor. Ve şimdi işte diyorlar ki; yok otobüsler bayramda ücretsiz, bunlar zaten vardı. Yine böyle bir yola giderek vatandaşı aldatmanın anlamı yok.”

“CUMHURBAŞKANININ SADECE CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ YAPMA YETKİSİ VAR”

“Yaşadığımız süreç içerisinde sistem değişikliğinin oturtulamadığına dair bir kanaat oturdu akıllarda. Bunun kaynağı nedir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, sistem değişikliğinin kolay olmadığını, başkanlık sistemiyle çoğalan beklentilerin hepsinin bir anda olmasının mümkün olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sistemdeki hataların, yanlışların süreç devam ederken görüldüğünü ve düzeltme yoluna gidildiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi yok, Cumhurbaşkanının sadece Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yapma yetkisi var. Bu kararnamenin de Anayasaya ters olmaması lazım. Bütün bunların dışında, bir de eğer hakkında kanun çıkarılmışsa, siz o konuda da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkaramazsınız. Öyle istediğim gibi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarırım; yok böyle bir şey. Biz sadece bütçe kanununda, o da bütçeden bütçeye, orada düzenleme yapabiliriz, onun da önünü zaten Anayasa açmış. Biraz bundan dolayı ağır gidiş var. Ama ben inanıyorum ki, 2023’e kadar çok şey, çok daha farklı bir şekilde yoluna girecek, inşallah düzene girecek ve Cumhur İttifakı olarak bu ittifakımız güçlendikçe de inşallah çok daha seri, çok daha güzel adımları atacağız.”

“HÜKÛMET OLARAK 2023’E KADAR TÜRKİYE’DE NELER YAPACAĞIMIZI KONUŞUYORUZ”

Türkiye ekonomisinin durumumun sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda biz faizde iyi değiliz, ama enflasyon yavaş yavaş şöyle bir inişe doğru geçmiş vaziyette ve kur şu anda sendeliyor” ifadesini kullandı.

23 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilecek seçimin bir yerel seçim olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama Batı, dünya bunu nasıl nitelemeye kalkıyor? Sanki bu ülkede bir başkanlık seçimi var ve bu başkanlık seçimiyle beraber de yani 23 Haziran’da veya 31 Mart’ta Erdoğan gidecek bunun yerine bir başkası gelecek; ya böyle bir şey yok ki. Erdoğan yine yerinde, AK Parti yine yerinde, Kabine yerinde” vurgusunu yaptı.

Hükûmet olarak 2023’e kadar Türkiye’de neler yapacaklarını konuştuklarını, hedefleri açıkladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Haziran seçiminde vatandaşın daha güzel bir netice olması için oylarını vereceğini söyledi.

Sandık kurullarının oluşturulmasındaki usulsüzlükleri hatırlatarak özel banklarda çalışanların sandık kurullarında görev alamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özel sektör bankalarının tamamı zaten işçi statüsündedir, memur değil. Maalesef halkı bu şekilde aldattılar ve bunlar geldiler seçim yönettiler. Şimdi bu seçimde bu olamayacak, niye? Niye? Çünkü her siyasi parti seçim kurulundan gidip isimleri alabilecek. Bu tabii ciddi bir kontrol mekanizmasıdır. Bu kontrol mekanizmasıyla birlikte ben de diyorum ki; yapılacak olan 23 Haziran seçimleri, iddialı konuşuyorum, daha da güzel olacak” değerlendirmesinde bulundu.

EĞİTİM SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine, eğitimde sürekli değişen değil, oturmuş, yerli ve millî, ders adetlerine boğulan bir sistem istemediklerini dile getirdi.

Kendisine bir hocası tarafından tavsiye edilen Mehmet Akif Ersoy’un “Safahat” ve Necip Fazıl Kısakürek’in “İdeolocya Örgüsü” kitaplarını gençlere başucu kitabı olarak tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanı sıra Sezai Karakoç, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da kitaplarının gençler tarafından okunmasında yarar gördüğünü aktardı.

“Yeni üniversiteler açılması yerine var olan üniversitelerin kalitesinin artırılması konusunda da bir şeyler yapılabilir mi?” sorusuna da Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

“O var olan üniversitelerimizin kalitesinin yanında, acaba o üniversitelere ta Ağrı’dan, Iğdır’dan, Kars’tan bu çocuğu gönderebilecek mali imkâna anneler babalar sahip mi? Yok. Ama biz üniversiteyi onların ayağına götürdüğümüz zaman, bize düşen görev ne? Biz oraya sadece profesörü göndereceğiz, doçenti göndereceğiz vesaire. Ama oradaki üniversiteyi kazanan benim gencim Ankara’ya, İstanbul’a nasıl gideceğim diye bunu düşünmeyecek. Ya, o üniversite imtihanlarında gireceği üniversite olarak önce şehrinin üniversitesini yazacak. Şu anda mesele o şehirlerdeki üniversitelerin öğrencilerinin çoğu o şehrin gençleri. Yani biz işi kolay kıldık.”

“BİZİM EN DOĞAL HAKKIMIZ İTİRAZ, BUNU YASALAR VERİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul seçiminin yenilenmesi kararıyla CHP’nin bugün yaşadığı durum ile 28 Şubat’ta kendisinin yaşadığı durumun benzerlik gösterip göstermediği sorusuna, “Benim yaşadığımla bu yakından uzaktan hiç alakası yok, bizimki çok çok farklıydı, bu ise çok farklı. Yani oradaki olayla bunun arasında dağlar kadar fark var. Şimdi bu ise çok farklı, farklı siyasi parti veya farklı siyasi görüşte olanlar kalkıyor, biz diyelim itirazımızı yapıyoruz. Bizim en doğal hakkımız itiraz, bunu yasalar veriyor size. Yasanın verdiği bir hakkı kullanıyorsunuz” yanıtını verdi.

YSK’nın İstanbul seçimine ilişkin kararının ardından ana muhalefet partisi yöneticilerinin YSK mensuplarına çete dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, YSK mensuplarının buna karşı dava açması gerektiğini, tazminat davasından sonra dokunulmazlığın kaldırılması davasının da açmalarının onların en doğal hakkı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da metro ve toplu taşıma araçlarında internet ağının genişletilmesi çalışmalarının yapıldığını, bu gibi sorunların en iyi çözümünün Binali Yıldırım olacağını belirtti.

“SANATÇI SANATIYLA KONUŞMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin verdiğiniz sanatçı davetlerine katılan gazeteciler, sanatçılar, oyuncular ve şarkıcılar, CHP adayının sloganını sosyal medya hesaplarından paylaşarak sizin karşı cephenizde yer aldılar. Bu vefasızlık örneği midir?” şeklindeki soru üzerine, şöyle konuştu:

“Sanatçı sanatıyla aslında konuşmalı. Sanatçı sanatıyla siyaset yapmalı. Yoksa sanatçı dediğiniz gibi kalkıp da sanatını veya bulduğu o muhabbeti, sevgiyi kalkar da bir karşı siyasi anlayışa tavır koyarak genelleştirirse, bu ülkede birliğe-beraberliğe katkıda bulunmaz. O zaman bu sıkıntıların kaynağı olur. Yıllar yılı, mesela özellikle sinema, tiyatro vesaire bu alanlarda sıkıntıları olan bu sanat dünyasının bu sıkıntılarını başkanlığımda bizim kabinemiz giderdi, bunların önünü açalım dedik, bunu yaptık. Ve kendileriyle Külliyede toplantı yaptık. Tabii ardından bunu görünce ciddi manada hakikaten ben de üzüldüm.”

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın 3-4 gün önce Haliç Kongre Merkezi’ndeki opereti izlemeye gittiğinde bir grup tarafından slogan atılarak protesto edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ve bu slogan atılmaya başlandığı anda bile bizim başkan adayımız Binali Bey dönüp onları sadece alkışlıyor. Şimdi kucaklayan kim? Kucaklayan Binali Bey. Kucaklanmaya muhtaç olan, olduklarını söyleyenler ise, maalesef orada bu toplumun gerilmesine neden olanlar. Fakat onlar öyle de yapsalar, biz yine sabırla bu yola bu şekilde devam edeceğiz” dedi.

“TEMMUZ İTİBARİYLE S-400’LERİN TESLİMİ BAŞLAYACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 ile ilgili konunun bittiğini, Türkiye’nin geri atmak gibi bir durumunun söz konusu olmadığını ve Temmuz itibariyle S-400’lerin tesliminin başlayacağını, belki bu sürenin daha da erkene alınabileceğini vurguladı.

S-400’lerin F-35 uçaklarıyla uyumlu olmadığı iddialarının teknik olarak mümkün olmadığını, NATO üyesi olarak Türkiye’nin hangi silahın alımının uygun olacağına karar verecek teknik tecrübeye sahip olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Generalse, bizde de general var. Bizim generallerimiz onların generallerinden geri değil” ifadesini kullandı.

ABD’den Patriotları isteme sürecini hatırlatarak ABD’nin bu sistemi Türkiye’ye S-400’lerle aynı şartlarda vermediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “F-35’te ise; 5 tane F-35’i bizim generalimize ve pilotlarımıza teslim ettiler, Amerika’da şu anda uçaklarımız. Fakat orada da, mesela simülatörlerimiz falan var, bu simülatörleri filan henüz teslim etmediler. Tabii şimdi aparatlar buraya gelmedikten sonra, bizim burada 7 milyar dolarlık oraya parça üretimimiz var Türkiye’den, biz bunları bir taraftan hazırlıyoruz. Bunlar konusunda onların da bazı yaklaşımları var. Biraz bize şu anda naz yapıyorlar, orta sahada top çeviriyorlar ama bu işin olmayacağı noktasında değilim, er veya geç F-35’leri teslim alacağız, aparatlarını da teslim alacağız ve S-400’ler de ülkemize inşallah gelecek” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türk ordusunun ABD’nin verdiği telsizleri kullandığını ve “malum dostlarımızın” susturma tekniği kullanarak, telsizleri çalıştırmadığını hatırlatarak, “Telsizlerimiz çalışmayınca Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra o bize neyi kazandırdı? Aselsan’ı kazandırdı, Aselsan böyle kuruldu. Yani kötü komşu bizi ev sahibi yaptı” dedi.

“TÜRKİYE KENDİ İNSANSIZ HAVA ARACINI ÜRETİYOR”

Türkiye’nin terörle mücadelede de “stratejik ortağı”ndan insansız hava aracı istediğini ancak bunun verilmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ve bu bizi nereye getirdi? Türkiye kendi insansız hava aracını üretir noktaya getirdi. Onunla kalmadık, arkadan da SİHA’lar yine Türkiye’de üretilir hâle geldi. Bakın çok ilginç, İHA’yı ve SİHA’yı Türkiye ürettikten sonra bizim terörle mücadelemiz katladı. Ve öyle bir noktaya geldik ki, biz şu anda SİHA’yı, İHA’yı ihraç eder hâle geldik, şu anda biz ihraç ediyoruz. Hele şimdi bir de daha da öteye geçiyoruz, SİHA’nın balinasını üretiyoruz. Bu felaket bir şey. Bu balinanın her iki tarafına 1,5 ton ağırlığında bombalar yerleşiyor. Toplam ağırlığı 5 ton, böyle kalkıyor ve insansız olarak gereğini yapıyor” sözlerine yer verdi.

“DEMOKRASİLERDE HAKİKATEN SAMİMİ, DÜRÜST MUHALEFET ÜLKEYE GÜÇ KATAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de muhalefetin ülke için faydalı işler yapmadığını, ülkeye zarar verdiğini yineleyerek, “Yaptığın iş doğru olsun, iktidar da senden istifade etsin. Ama iktidar da senden istifade edemiyor, çünkü bunun adı muhalefet değil. Demokrasilerde hakikaten samimi, dürüst muhalefet ülkeye güç katar. Ama eğer o samimi olmazsa, art niyetli olursa bugün olduğu gibi, o da kan kaybettirir” diye konuştu.

“KOMPOST GÜBRELERİN KULLANIMIYLA BİRÇOK HASTALIĞINDA ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR”

Bir soru üzerine eşi Emine Erdoğan’ın sıfır atık konusunda bir çalışmayı Türkiye genelinde yürüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin tüm kurumlarının bu çalışmaya katıldığını, metaller, kâğıtlar, organik-inorganik atıkların ayrı ayrı depolanarak bunlardan istifade edilme yoluna gidildiğini anlattı.

Organik atıklardan kompost gübre üretilebileceğini bu yolla tarımda ciddi bir açığın kapatılabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kompost gübrelerin kullanımıyla birçok hastalığında önüne geçilebileceğini kaydetti.

TÜRKİYE-ÇİN İLİŞKİLERİ

Türkiye-Çin ilişkilerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaseten Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin aynı tercihleri paylaştıklarını, aynı blokta hareket ettiklerini belirterek,  şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde şu anda Amerika, İngiltere, Fransa bir blokta yer alıyorsa genelde, Çin ile Rusya Federasyonu da aynı blokta yer alıyor. Bu bir yerde de aslında bir denge unsuru olmaları bakımından da önem arz ediyor. Bu özellik bir yerde Birleşmiş Miller Güvenlik Konseyi’nde bizler için önemli. Çünkü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aslında kendi içinde ayrı bir güç, ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne tercihte Birleşmiş Milletler’deki 196 ülkenin bakıyorsunuz onlar üzerindeki tesiri çok da fazla olmuyor. Çünkü 5+15 geçici üye, bu geçici üyelerin zaten daimi üyeler üzerinde bir tesiri yok. Ellerini kaldırıyorlar indiriyorlar. Kaldırsa ne olur, kaldırmasa ne olur, böyle. Sadece bir marka, geçici üye, bu kadar. Her şey o beş tane üyenin içinde bir tane üyenin dudağı arasında. Onun için de işte dünya beşten büyüktür diyorum, benim tezim de bu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beyin göçlerinin azaltılması için, en aza indirgenmesi için nasıl bir yol izlenecek, bir şeyler yapılacak mı?” sorusuna, Türkiye’den beyin göçünün minimize edildiğini, geriye göçün başladığı cevabını verdi.

“KANAL İSTANBUL PROJESİ AYNI KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR”

İstanbul Boğazı’nda denizin altından geçecek üç katlı tüp projesiyle ilgili çalışmaların hazır olduğunu, ihalesinin yapılarak uygulamaya konulacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi’nin de aynı kararlılıkla devam ettiğini, bu projelerden geri adım atmanın söz konusu olmadığını belirtti.

Marmaray’dan açılışı yapılan 29 Ekim 2013 tarihinden bugüne kadar 341 milyon 432 bin yolcu taşındığını, Osman Gazi Köprüsü’nden bugüne kadar 22 milyona yakın aracın geçtiğini, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden 26 Ağustos 2016 tarihinde bugüne kadar 41 milyon, Avrasya Tüneli’nden 19 Aralık 2016 tarihinde bu yana 40 milyon araç geçişinin sağlandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı’ndan da Nisan ayında iç hatlarda 6 bin 581 ve dış hatlarda 20 bin 281 olmak üzere 26 bin 862 uçağı iniş-kalkış yaptığı, iç hatlarda 1 milyon 7 bin, dış hatlarda 3 milyon 405 bin olmak üzere toplamda 4 milyon 412 bin yolcunun gidiş-gelişler gerçekleştirdiği bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki sözüm ona patronlar neden ülkemize destek olmak yerine köstek oluyorlar? Hani aynı gemide değil miyiz?” şeklindeki soru üzerine şöyle devam etti: “Maalesef bu dediğiniz tipler, burjuvazi sınıfı, bunlar yerli olamadılar, millî olamadılar. Bu milletin ekmeğini yediler, ama bu millete hâlâ ekmeğini yedikleri hâlde ne yazık ki bazıları ihanet etmeye devam ediyorlar. Geçenlerde bir tanesini zaten bir toplantıda söylemek zorunda kaldım, söyledim. Çünkü ben bu milletin değerlerine saygısızlık yapana eyvallah edemem, bu da benim yapım. Çünkü kalkıp da Hans’ın, George’un ağzıyla konuşanlara haddini bildirmek gerekir. İstihdamı konuşuyor; sen bu kadar zenginsin, ne olur fabrikana 50 kişi daha fazla alsan, 25 kişi daha fazla alsan ölür müsün, biter misin ya? Yapmazlar. Ama onlar öyle yapmasa da biz yapanı bulacağız ve onlarla da bu yolda yürüyeceğiz. Krediye sıkıştığın zaman bizim kapıyı çalışıyorsun, bizden kredi yardımı istiyorsun, destek istiyorsun. İşçiye, işsize bu noktada münasebeti kurmak gerektiği zaman niçin orada devreye girmiyorsun? Ben burada bütün STK’larla beraber çalışırım, onlardan gerekli desteği de isterim, bu da benim görevimdir. Vermeyenler yoluna, verenlerle de biz yolumuza devam ederiz; olay bu kadar basit ve bunu da yaparız, yapacağız, buna mecburuz.”

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu – İstanbul

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244670

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120790

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge