Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda gençlerin sorularını cevapladı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda gençlerin sorularını cevapladı için yorumlar kapalı 88584

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’nda gençlerle bir araya gelerek gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldiği gençlerle iftar yemeğinin ardından, Saray’ın Muayede Salonu’nda gündemdeki konulara dair söyleşi yaptı, gençlerin sorularını cevapladı.

“BU YIL 19 MAYIS KUTLAMALARI ÇOK FARKLI ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİLECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100’ncü yıl dönümü dolayısıyla Samsun’daki kutlamalara katılacağını belirterek siyasi parti liderlerini de Samsun’a davet ettiğini ve bu yıl 19 Mayıs kutlamalarının çok farklı şekilde gerçekleştirileceğini söyledi.

İstanbul’daki Dolmabahçe, Yıldız, Topkapı, Beylerbeyi saraylarının milletin önemli mal varlıklarından olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sarayların bütün renovasyonlarını, restorasyonlarını yaptırdıklarını ve buraları gençliğin hizmetine açarak gençlerin bu sarayları öğrenmesini istediklerini kaydetti.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin 23 Haziran’da yenileneceğini anımsatarak İstanbul’un müstesna bir şehir olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şehre belediye başkanı olarak hizmet ettiğini ardından da Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak hizmetine devam ettiğini anlattı.

“TÜRKİYE’Yİ DAHA İYİ YERLERE TAŞIMANIN GAYRETİYLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevleri sırasında Türkiye’nin her alanda 3,5 kat büyüdüğünü ve Türkiye’yi daha iyi yerlere taşımanın gayretiyle çalışmaya devam ettiğini ifade etti.

Gençlerin gündemdeki konulara dair sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine AK Parti olarak itiraz ettiklerini, Yüksek Seçim Kurulu’nun da seçimin iptaline karar verdiğini anımsatarak İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da tartışmalara son vereceğini belirtti.

YENİ ASKERLİK SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni askerlik sisteminin detaylarına ilişkin bir soru üzerine, konunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı, öngörülebilirlik, süreklilik, eğitim ve mesleği gelişim ile insan kaynağının etkin kullanılması kriterleri üzerinden değerlendirildiğini açıkladı.

Yükümlü erbaş-er, yedek astsubaylık ve yedek subaylık statülerinin farklılık taşıdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Beş ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık kendilerine ödeniyor. Ve o beş aydan sonra kendisi terhis olabiliyor, bu imkân var. Ama bunun yanında, bunun öncesinde bir ay temel bir eğitimden geçiyor. Aynı şekilde yedek astsubaylıkta ise iki ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı, ama ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Ve burada da yine eğer isterse terhis olur, yok ben devam edeceğim derse devam etme şansı var. Ve tabii devam etme kararını verirse bu nereye götürür onu? Bu onu astsubaylığa götürür. Astsubay olduktan sonra bir başka imkânı daha var, oradan subaylığa bile geçebilir. Subaylığa geçmenin ötesinde bir imkân daha var, eğer gerçekten imtihanları başarıyla verirse generalliğe kadar gidebilir. Yedek subaylıkta da yine iki ay temel sınıf eğitimi var, yine harçlığı alıyor ve ardından 10 ay kıta var. Ne oluyor? 12 ay. İsterse yine terhis, isterse yedek subaylıktan subaylığa geçebiliyor. Oradan da yine az önce ifade ettiğim gibi subaylık, subaylıktan başarılı olması hâlinde, imtihanları vermesi hâlinde generalliğe kadar oradan da gidebilir.”

“TOPLUM OLARAK HAYVANLARA KARŞI DUYARLILIĞIMIZI ARTIRMAMIZ LAZIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayvan haklarıyla ilgili çalışmaların belli bir noktaya geldiğini, belediyelerin yapacağı çalışmalar olduğu gibi hükûmetin de yasal düzenlemelere ilişkin bazı uygulamaları olacağını dile getirdi.

Hayvanlara yapılan vahşi muamelelerin üzüntü verici olduğunu ancak kontrolsüz olarak sokaklarda bulunan hayvanların da başta çocuklar olmak üzere insanlara zarar verebildiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden yapılacak çalışmanın çok hassas olduğunu, farklı ülkelerdeki uygulamaların incelenerek konunun çalışıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplum olarak hayvanlara karşı bu duyarlılığımızı artırmamız lazım. Çünkü o da bir yaratılmıştır, buna bakacağız. Biz insanız, o da hayvan. Dolayısıyla inşallah bu yasayla beraber buradaki o beklentiyi büyük oranda gidermiş olacağız” dedi.

“82 MİLYON BENİM VATANDAŞIM, BENİM KARDEŞİMDİR”

Siyasette kullanılan dilin toplumu kutuplaştırdığı iddialarının anımsatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Derdimiz şudur: Bu ülkede inancından, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Ve başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş; bunlar bizi ilgilendirmez. Biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmeye mecburuz, biz böyle bir inancın mensubuyuz. Beni yaratan Allah sizleri de yarattığı için ben sizleri seviyorum. Şimdi burada bir defa bu farklılıkları ortadan kaldırmamız lazım. Güneydoğulu, Doğulu, olsun. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaza, Roman, Boşnak; böyle bir ayrıma gidemeyiz. 82 milyon benim vatandaşım, benim kardeşimdir hepsini sevmeye mecburum; anlayışımız bu.”

İSTANBUL HAVALİMANI’NA ULAŞIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı’na ulaşım konusunda alternatif yol düşünüp düşünmedikleri sorusu üzerine, değişik ülkelerde havalimanlarının şehir merkezlerine 45 dakika-1 saat mesafede bulunduğunu belirterek İstanbul Havalimanı’na ulaşımın raylı sistemlerle yapılacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece Havaist’le bu iş zaten olmaz, bunların hepsini planladık, düşündük. Ve şu anda inşallah bir taraftan bu seçimlerin ardından da belli bir yere kadar zaten geliyor metro ama biz bu hafif metroyu havalimanına kadar planladık ve buraya kadar da, yani İstanbul Havalimanına kadar da gelecek. İnşallah seçim sonrası biz bu adımı kararlılıkla atacağız” diye konuştu.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın ulaşımın piri olduğunu ve İstanbul’un ulaşım sorununu Yıldırım ile aşacağına inandığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezi yönetim olarak da belediyelere bu noktada her türlü desteği vereceklerini, İzmir’de İZBAN’ın yüzde 50’sinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapıldığını, İzmir’in su sorununun DSİ tarafından çözüldüğünü anlattı.

İstanbul’da öğrenci akbilindeki indirimin AK Parti ve CHP tarafından sahiplenildiğini anımsatarak bu konudaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Onlara sadece şu soruyu sorsanız yeter, 19 gün İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduk diye hava attınız, peki bunun sözünü daha önce vermiştiniz, bu havayı da attığınıza göre o 19 gün içerisinde niye bunu yapmadınız? Ha bir şey yaptılar, ne yaptıklarını söyleyeyim; hemen veri kontrollerini yapmaya başladılar. Bu da FETÖ terör örgütünün hep uygulamalarıdır. Beyefendi de zaten tabii Samanyolu TV’de filan da çalıştığı için oradan biliyor veri kontrollerini, veri kontrollerini yapmak için talimatı verdikleri yerler var, bize veri bilgilerini geçin; bunu söylediler. Ben de diyorum ki; 19 gün, hemen getirseydin Meclis’e, suyu da çıkarsaydın, ondan sonra aynı şekilde otobüs olayı. Kaldı ki ta benim Belediye Başkanlığım döneminde zaten biz o zamandan indirdik, hatta 65 yaş üstüne biz belli saatlere kadar ücretsiz paso uygulaması yaptık benim Belediye Başkanlığım döneminde. Dini bayramlarda mesela köprüler, otoyollar biliyorsunuz ücretsizdir, hâlâ öyledir. Tereciye tere satılmaz ki bunlar bunu yapıyor. Ve şimdi işte diyorlar ki; yok otobüsler bayramda ücretsiz, bunlar zaten vardı. Yine böyle bir yola giderek vatandaşı aldatmanın anlamı yok.”

“CUMHURBAŞKANININ SADECE CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ YAPMA YETKİSİ VAR”

“Yaşadığımız süreç içerisinde sistem değişikliğinin oturtulamadığına dair bir kanaat oturdu akıllarda. Bunun kaynağı nedir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, sistem değişikliğinin kolay olmadığını, başkanlık sistemiyle çoğalan beklentilerin hepsinin bir anda olmasının mümkün olmadığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sistemdeki hataların, yanlışların süreç devam ederken görüldüğünü ve düzeltme yoluna gidildiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Cumhurbaşkanının kanun yapma yetkisi yok, Cumhurbaşkanının sadece Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yapma yetkisi var. Bu kararnamenin de Anayasaya ters olmaması lazım. Bütün bunların dışında, bir de eğer hakkında kanun çıkarılmışsa, siz o konuda da Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkaramazsınız. Öyle istediğim gibi Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarırım; yok böyle bir şey. Biz sadece bütçe kanununda, o da bütçeden bütçeye, orada düzenleme yapabiliriz, onun da önünü zaten Anayasa açmış. Biraz bundan dolayı ağır gidiş var. Ama ben inanıyorum ki, 2023’e kadar çok şey, çok daha farklı bir şekilde yoluna girecek, inşallah düzene girecek ve Cumhur İttifakı olarak bu ittifakımız güçlendikçe de inşallah çok daha seri, çok daha güzel adımları atacağız.”

“HÜKÛMET OLARAK 2023’E KADAR TÜRKİYE’DE NELER YAPACAĞIMIZI KONUŞUYORUZ”

Türkiye ekonomisinin durumumun sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda biz faizde iyi değiliz, ama enflasyon yavaş yavaş şöyle bir inişe doğru geçmiş vaziyette ve kur şu anda sendeliyor” ifadesini kullandı.

23 Haziran’da İstanbul’da gerçekleştirilecek seçimin bir yerel seçim olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama Batı, dünya bunu nasıl nitelemeye kalkıyor? Sanki bu ülkede bir başkanlık seçimi var ve bu başkanlık seçimiyle beraber de yani 23 Haziran’da veya 31 Mart’ta Erdoğan gidecek bunun yerine bir başkası gelecek; ya böyle bir şey yok ki. Erdoğan yine yerinde, AK Parti yine yerinde, Kabine yerinde” vurgusunu yaptı.

Hükûmet olarak 2023’e kadar Türkiye’de neler yapacaklarını konuştuklarını, hedefleri açıkladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Haziran seçiminde vatandaşın daha güzel bir netice olması için oylarını vereceğini söyledi.

Sandık kurullarının oluşturulmasındaki usulsüzlükleri hatırlatarak özel banklarda çalışanların sandık kurullarında görev alamayacağının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özel sektör bankalarının tamamı zaten işçi statüsündedir, memur değil. Maalesef halkı bu şekilde aldattılar ve bunlar geldiler seçim yönettiler. Şimdi bu seçimde bu olamayacak, niye? Niye? Çünkü her siyasi parti seçim kurulundan gidip isimleri alabilecek. Bu tabii ciddi bir kontrol mekanizmasıdır. Bu kontrol mekanizmasıyla birlikte ben de diyorum ki; yapılacak olan 23 Haziran seçimleri, iddialı konuşuyorum, daha da güzel olacak” değerlendirmesinde bulundu.

EĞİTİM SİSTEMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine, eğitimde sürekli değişen değil, oturmuş, yerli ve millî, ders adetlerine boğulan bir sistem istemediklerini dile getirdi.

Kendisine bir hocası tarafından tavsiye edilen Mehmet Akif Ersoy’un “Safahat” ve Necip Fazıl Kısakürek’in “İdeolocya Örgüsü” kitaplarını gençlere başucu kitabı olarak tavsiye eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun yanı sıra Sezai Karakoç, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da kitaplarının gençler tarafından okunmasında yarar gördüğünü aktardı.

“Yeni üniversiteler açılması yerine var olan üniversitelerin kalitesinin artırılması konusunda da bir şeyler yapılabilir mi?” sorusuna da Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle yanıt verdi:

“O var olan üniversitelerimizin kalitesinin yanında, acaba o üniversitelere ta Ağrı’dan, Iğdır’dan, Kars’tan bu çocuğu gönderebilecek mali imkâna anneler babalar sahip mi? Yok. Ama biz üniversiteyi onların ayağına götürdüğümüz zaman, bize düşen görev ne? Biz oraya sadece profesörü göndereceğiz, doçenti göndereceğiz vesaire. Ama oradaki üniversiteyi kazanan benim gencim Ankara’ya, İstanbul’a nasıl gideceğim diye bunu düşünmeyecek. Ya, o üniversite imtihanlarında gireceği üniversite olarak önce şehrinin üniversitesini yazacak. Şu anda mesele o şehirlerdeki üniversitelerin öğrencilerinin çoğu o şehrin gençleri. Yani biz işi kolay kıldık.”

“BİZİM EN DOĞAL HAKKIMIZ İTİRAZ, BUNU YASALAR VERİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul seçiminin yenilenmesi kararıyla CHP’nin bugün yaşadığı durum ile 28 Şubat’ta kendisinin yaşadığı durumun benzerlik gösterip göstermediği sorusuna, “Benim yaşadığımla bu yakından uzaktan hiç alakası yok, bizimki çok çok farklıydı, bu ise çok farklı. Yani oradaki olayla bunun arasında dağlar kadar fark var. Şimdi bu ise çok farklı, farklı siyasi parti veya farklı siyasi görüşte olanlar kalkıyor, biz diyelim itirazımızı yapıyoruz. Bizim en doğal hakkımız itiraz, bunu yasalar veriyor size. Yasanın verdiği bir hakkı kullanıyorsunuz” yanıtını verdi.

YSK’nın İstanbul seçimine ilişkin kararının ardından ana muhalefet partisi yöneticilerinin YSK mensuplarına çete dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, YSK mensuplarının buna karşı dava açması gerektiğini, tazminat davasından sonra dokunulmazlığın kaldırılması davasının da açmalarının onların en doğal hakkı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da metro ve toplu taşıma araçlarında internet ağının genişletilmesi çalışmalarının yapıldığını, bu gibi sorunların en iyi çözümünün Binali Yıldırım olacağını belirtti.

“SANATÇI SANATIYLA KONUŞMALI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizin verdiğiniz sanatçı davetlerine katılan gazeteciler, sanatçılar, oyuncular ve şarkıcılar, CHP adayının sloganını sosyal medya hesaplarından paylaşarak sizin karşı cephenizde yer aldılar. Bu vefasızlık örneği midir?” şeklindeki soru üzerine, şöyle konuştu:

“Sanatçı sanatıyla aslında konuşmalı. Sanatçı sanatıyla siyaset yapmalı. Yoksa sanatçı dediğiniz gibi kalkıp da sanatını veya bulduğu o muhabbeti, sevgiyi kalkar da bir karşı siyasi anlayışa tavır koyarak genelleştirirse, bu ülkede birliğe-beraberliğe katkıda bulunmaz. O zaman bu sıkıntıların kaynağı olur. Yıllar yılı, mesela özellikle sinema, tiyatro vesaire bu alanlarda sıkıntıları olan bu sanat dünyasının bu sıkıntılarını başkanlığımda bizim kabinemiz giderdi, bunların önünü açalım dedik, bunu yaptık. Ve kendileriyle Külliyede toplantı yaptık. Tabii ardından bunu görünce ciddi manada hakikaten ben de üzüldüm.”

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım’ın 3-4 gün önce Haliç Kongre Merkezi’ndeki opereti izlemeye gittiğinde bir grup tarafından slogan atılarak protesto edildiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ve bu slogan atılmaya başlandığı anda bile bizim başkan adayımız Binali Bey dönüp onları sadece alkışlıyor. Şimdi kucaklayan kim? Kucaklayan Binali Bey. Kucaklanmaya muhtaç olan, olduklarını söyleyenler ise, maalesef orada bu toplumun gerilmesine neden olanlar. Fakat onlar öyle de yapsalar, biz yine sabırla bu yola bu şekilde devam edeceğiz” dedi.

“TEMMUZ İTİBARİYLE S-400’LERİN TESLİMİ BAŞLAYACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 ile ilgili konunun bittiğini, Türkiye’nin geri atmak gibi bir durumunun söz konusu olmadığını ve Temmuz itibariyle S-400’lerin tesliminin başlayacağını, belki bu sürenin daha da erkene alınabileceğini vurguladı.

S-400’lerin F-35 uçaklarıyla uyumlu olmadığı iddialarının teknik olarak mümkün olmadığını, NATO üyesi olarak Türkiye’nin hangi silahın alımının uygun olacağına karar verecek teknik tecrübeye sahip olduğunu sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Generalse, bizde de general var. Bizim generallerimiz onların generallerinden geri değil” ifadesini kullandı.

ABD’den Patriotları isteme sürecini hatırlatarak ABD’nin bu sistemi Türkiye’ye S-400’lerle aynı şartlarda vermediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “F-35’te ise; 5 tane F-35’i bizim generalimize ve pilotlarımıza teslim ettiler, Amerika’da şu anda uçaklarımız. Fakat orada da, mesela simülatörlerimiz falan var, bu simülatörleri filan henüz teslim etmediler. Tabii şimdi aparatlar buraya gelmedikten sonra, bizim burada 7 milyar dolarlık oraya parça üretimimiz var Türkiye’den, biz bunları bir taraftan hazırlıyoruz. Bunlar konusunda onların da bazı yaklaşımları var. Biraz bize şu anda naz yapıyorlar, orta sahada top çeviriyorlar ama bu işin olmayacağı noktasında değilim, er veya geç F-35’leri teslim alacağız, aparatlarını da teslim alacağız ve S-400’ler de ülkemize inşallah gelecek” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türk ordusunun ABD’nin verdiği telsizleri kullandığını ve “malum dostlarımızın” susturma tekniği kullanarak, telsizleri çalıştırmadığını hatırlatarak, “Telsizlerimiz çalışmayınca Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra o bize neyi kazandırdı? Aselsan’ı kazandırdı, Aselsan böyle kuruldu. Yani kötü komşu bizi ev sahibi yaptı” dedi.

“TÜRKİYE KENDİ İNSANSIZ HAVA ARACINI ÜRETİYOR”

Türkiye’nin terörle mücadelede de “stratejik ortağı”ndan insansız hava aracı istediğini ancak bunun verilmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ve bu bizi nereye getirdi? Türkiye kendi insansız hava aracını üretir noktaya getirdi. Onunla kalmadık, arkadan da SİHA’lar yine Türkiye’de üretilir hâle geldi. Bakın çok ilginç, İHA’yı ve SİHA’yı Türkiye ürettikten sonra bizim terörle mücadelemiz katladı. Ve öyle bir noktaya geldik ki, biz şu anda SİHA’yı, İHA’yı ihraç eder hâle geldik, şu anda biz ihraç ediyoruz. Hele şimdi bir de daha da öteye geçiyoruz, SİHA’nın balinasını üretiyoruz. Bu felaket bir şey. Bu balinanın her iki tarafına 1,5 ton ağırlığında bombalar yerleşiyor. Toplam ağırlığı 5 ton, böyle kalkıyor ve insansız olarak gereğini yapıyor” sözlerine yer verdi.

“DEMOKRASİLERDE HAKİKATEN SAMİMİ, DÜRÜST MUHALEFET ÜLKEYE GÜÇ KATAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de muhalefetin ülke için faydalı işler yapmadığını, ülkeye zarar verdiğini yineleyerek, “Yaptığın iş doğru olsun, iktidar da senden istifade etsin. Ama iktidar da senden istifade edemiyor, çünkü bunun adı muhalefet değil. Demokrasilerde hakikaten samimi, dürüst muhalefet ülkeye güç katar. Ama eğer o samimi olmazsa, art niyetli olursa bugün olduğu gibi, o da kan kaybettirir” diye konuştu.

“KOMPOST GÜBRELERİN KULLANIMIYLA BİRÇOK HASTALIĞINDA ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR”

Bir soru üzerine eşi Emine Erdoğan’ın sıfır atık konusunda bir çalışmayı Türkiye genelinde yürüttüğüne dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin tüm kurumlarının bu çalışmaya katıldığını, metaller, kâğıtlar, organik-inorganik atıkların ayrı ayrı depolanarak bunlardan istifade edilme yoluna gidildiğini anlattı.

Organik atıklardan kompost gübre üretilebileceğini bu yolla tarımda ciddi bir açığın kapatılabileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kompost gübrelerin kullanımıyla birçok hastalığında önüne geçilebileceğini kaydetti.

TÜRKİYE-ÇİN İLİŞKİLERİ

Türkiye-Çin ilişkilerinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyaseten Rusya Federasyonu ile Çin Halk Cumhuriyeti’nin aynı tercihleri paylaştıklarını, aynı blokta hareket ettiklerini belirterek,  şöyle devam etti: “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde şu anda Amerika, İngiltere, Fransa bir blokta yer alıyorsa genelde, Çin ile Rusya Federasyonu da aynı blokta yer alıyor. Bu bir yerde de aslında bir denge unsuru olmaları bakımından da önem arz ediyor. Bu özellik bir yerde Birleşmiş Miller Güvenlik Konseyi’nde bizler için önemli. Çünkü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu aslında kendi içinde ayrı bir güç, ama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne tercihte Birleşmiş Milletler’deki 196 ülkenin bakıyorsunuz onlar üzerindeki tesiri çok da fazla olmuyor. Çünkü 5+15 geçici üye, bu geçici üyelerin zaten daimi üyeler üzerinde bir tesiri yok. Ellerini kaldırıyorlar indiriyorlar. Kaldırsa ne olur, kaldırmasa ne olur, böyle. Sadece bir marka, geçici üye, bu kadar. Her şey o beş tane üyenin içinde bir tane üyenin dudağı arasında. Onun için de işte dünya beşten büyüktür diyorum, benim tezim de bu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beyin göçlerinin azaltılması için, en aza indirgenmesi için nasıl bir yol izlenecek, bir şeyler yapılacak mı?” sorusuna, Türkiye’den beyin göçünün minimize edildiğini, geriye göçün başladığı cevabını verdi.

“KANAL İSTANBUL PROJESİ AYNI KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR”

İstanbul Boğazı’nda denizin altından geçecek üç katlı tüp projesiyle ilgili çalışmaların hazır olduğunu, ihalesinin yapılarak uygulamaya konulacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi’nin de aynı kararlılıkla devam ettiğini, bu projelerden geri adım atmanın söz konusu olmadığını belirtti.

Marmaray’dan açılışı yapılan 29 Ekim 2013 tarihinden bugüne kadar 341 milyon 432 bin yolcu taşındığını, Osman Gazi Köprüsü’nden bugüne kadar 22 milyona yakın aracın geçtiğini, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden 26 Ağustos 2016 tarihinde bugüne kadar 41 milyon, Avrasya Tüneli’nden 19 Aralık 2016 tarihinde bu yana 40 milyon araç geçişinin sağlandığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Havalimanı’ndan da Nisan ayında iç hatlarda 6 bin 581 ve dış hatlarda 20 bin 281 olmak üzere 26 bin 862 uçağı iniş-kalkış yaptığı, iç hatlarda 1 milyon 7 bin, dış hatlarda 3 milyon 405 bin olmak üzere toplamda 4 milyon 412 bin yolcunun gidiş-gelişler gerçekleştirdiği bilgisini paylaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki sözüm ona patronlar neden ülkemize destek olmak yerine köstek oluyorlar? Hani aynı gemide değil miyiz?” şeklindeki soru üzerine şöyle devam etti: “Maalesef bu dediğiniz tipler, burjuvazi sınıfı, bunlar yerli olamadılar, millî olamadılar. Bu milletin ekmeğini yediler, ama bu millete hâlâ ekmeğini yedikleri hâlde ne yazık ki bazıları ihanet etmeye devam ediyorlar. Geçenlerde bir tanesini zaten bir toplantıda söylemek zorunda kaldım, söyledim. Çünkü ben bu milletin değerlerine saygısızlık yapana eyvallah edemem, bu da benim yapım. Çünkü kalkıp da Hans’ın, George’un ağzıyla konuşanlara haddini bildirmek gerekir. İstihdamı konuşuyor; sen bu kadar zenginsin, ne olur fabrikana 50 kişi daha fazla alsan, 25 kişi daha fazla alsan ölür müsün, biter misin ya? Yapmazlar. Ama onlar öyle yapmasa da biz yapanı bulacağız ve onlarla da bu yolda yürüyeceğiz. Krediye sıkıştığın zaman bizim kapıyı çalışıyorsun, bizden kredi yardımı istiyorsun, destek istiyorsun. İşçiye, işsize bu noktada münasebeti kurmak gerektiği zaman niçin orada devreye girmiyorsun? Ben burada bütün STK’larla beraber çalışırım, onlardan gerekli desteği de isterim, bu da benim görevimdir. Vermeyenler yoluna, verenlerle de biz yolumuza devam ederiz; olay bu kadar basit ve bunu da yaparız, yapacağız, buna mecburuz.”

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu – İstanbul

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanalları ortak yayınına katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, televizyon kanalları ortak yayınına katıldı için yorumlar kapalı 231252

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen televizyon kanalları ortak canlı yayınında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TRT, A Haber, NTV, CNN Türk, 24 Tv, Ülke Tv, Tvnet, Haber Türk, TV100, Haber Global, TGRT Haber, Bengi Türk ve Akit Tv ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını cevapladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, âdeta final diyebilecekleri ortak televizyon yayının kendisi için de güzellik olduğunu kaydetti.

“DAHA MÜREFFEH TÜRKİYE İNŞASI İÇİN ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Bugün yoğun programlarının olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi sizlerle birlikte bu pazar gününe gidişte son televizyon programını yapıyoruz. ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuzun ilk işaret fişeğini bildiğiniz gibi Cumhuriyet’imizin 99. kuruluş yıl dönümünde atmıştık. Pazar günü seçimde elde edeceğimiz sonuçla Cumhuriyet’imizin ikinci asrı olan ‘Türkiye Yüzyılı’ resmen başlayacaktır. Milletimiz sandıkta Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye yeni bir adeta zafer armağan edecektir. AK Parti, 14 Mayıs’tan sonra da kendisiyle yarışmaya devam edecek. 85 milyonun tamamı için daha özgür, huzurlu ve daha müreffeh Türkiye inşası için çalışmayı sürdüreceğiz. Bu konuda hazırlıklarımız mevcut. Türkiye Yüzyılı’nı tüm vatandaşlarımızla el ele gönül gönüle inşa edeceğiz. Zira vatandaşımızın yanımızda olmadığı, arkamızda olmadığı böyle bir süreci devam ettirmek mümkün değil” diye konuştu.

“Pazar günü, milletim, ülkesini ne terör örgütlerinin eline, ne de tefecilerin insafına bırakmayacağını tüm dünyaya gösterecektir” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçim günü genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle 85 milyonun her bir ferdi kazanacak. O gün gönül coğrafyamızda bizim için, Türkiye için dua edenler kazanacak. Dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdurlar kazanacak” diye konuştu.

Bugün Balkanlar’dan gelen birçok dostunun olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bunlar yeni değil. Yıllardır 20 senedir, 30 senedir tanıştığımız dostlarımız. Ya benim Balkan ziyaretlerinde ya da onların bizi ziyaretlerinde tanıştığımız dostlarımız, kardeşlerimiz. Ve bugün onlarla cumada beraber olduk. Daha sonra onlar akşam tüm Rumeli sakinleriyle bir araya geldiler. Ardından 4 bin civarında gençle bir araya geldik. Gençlerle heyecan dolu, coşku dolu bir akşamı geçirdik. Ve onlarla olan birlikteliğimizde aynı zamanda ödüller vardı. Bilimde, sanatta, kültürde, sporda depremle ilgili olan süreçle alakalı. Ve o toplantıda hakikaten benim herhalde hayat hikâyemde ayrı bir yer alacak. Yöneticilerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Başarılı sporcularımıza ayrı ayrı tebrik ediyorum. Ve bundan sonraki süreci de bu anlamda çok değerli buluyorum.”

“YARIŞ KEŞKE DÖRTTE DÖRT DEVAM ETMİŞ OLSAYDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesine yönelik soru üzerine, “Her şeyden önce tabii bu yarışa birlikte çıktığımız Muharrem Bey’in buradan ayrılışına doğrusu üzüldüm. Maalesef kaset kumpaslarıyla makama gelen bay bay Kemal’in karşısına rakip olunca böyle bir komplo ile karşılaştı. Terör örgütleri ile kol kola yürüyen ortaklık kuran Kılıçdaroğlu, özellikle tabii karşısına çıkınca böyle bir saldırı ile karşılaştı. Terör örgütlerini içselleştirmiş bir kişiden söz ediyoruz. Böylelerinden her türlü saldırı beklenmeli” diye konuştu.

“Bugün Muharrem Bey’i (İnce) aradım. Kendisine bu süreçle ilgili böyle bir şey nasıl saldırı oldu filan diye bunları bir kendisiyle konuşayım istedim” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii anladığım kadarıyla ortada Kılıçdaroğlu’nun şu anda kol kola olduğu, el ele olduğu. Bu Muharrem Bey’den sadır olan bir şeydir diye söylemiyorum. Ama bu bir FETÖ taktiğidir. Yani bunlar bunu her an yapabilir. Geçmişte de bunlar yapıldı. Tabii Kılıçdaroğlu bu makama malum bir kaset komplosuyla geldi. Ve bunu da olmayacağını açıklayarak geldi. Ama olmayacağını açıklayan ertesi gün kalktı, bu defa da aday olduğunu açıkladı. Şimdi enteresan olan tabii Muharrem Bey’in bu kararının arkasında tabii birçok, şüphesiz ki gerçekten yani namuslu, haysiyetli insanların kabullenemeyeceği bazı saldırıların olduğunu bugünkü görüşmemizden anlıyorum. Böyle bir durum söz konusu” ifadelerini kullandı.

İnsanın haysiyeti ve namusunun çok önemli olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Yani bu tür iftiralarla karşı karşıya kalınırsa tevessül edeceği yollardan bir tanesi en son da olsa böyle bir yoldur. Ve gelinen nokta da budur. Avukatlarına vesaire bu konuyla ilgili böyle bir görevi verdiğini de kendileri zaten ifade ettiler. Ve biz de özellikle yani devlet olarak yapılabilecek neyse bu konuda her türlü yardıma hazır olduğumuzu da söyledik. Çünkü böyle bir yarışta yalnız bırakmak da asla doğru olmaz. Ve devlet olarak yapmamız gereken gerek Adalet Bakanlığı noktasından gerek İçişleri Bakanlığı noktasında bunların yapılabileceği zaten bizim bulunduğumuz makamın da görevidir. Ve bu süreçte tabii böylece başlamış olacaktır. Tabii yarış keşke dörtte dört devam etmiş olsaydı. Ama şu anda bir eksiğiyle gidiyor ama tabii oy pusulasında değişen bir şey yok yani. Oy pusulasında yine bütün bu dört oy da orada yerini alıyor. Temennim odur ki sonucu hayır olsun.”

“SINIRLARIMIZ DIŞINDA DA İNLERİNDEN ÇIKAMAZ HÂLDELER”

Seçim sürecinde terörist elebaşılarının Millet İttifakı’na ve adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik destek ifadelerini nasıl yorumladığı sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sorunun çok çok önemli olduğunu, belki de bu kampanyanın nirengi noktası denilebileceğini söyledi.

Türkiye’nin 40 yıllık terörle mücadele tarihinin en büyük kazanımlarının elde edildiği safhada olunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cudi’de biz varız. Gabar’da biz varız. Tendürek’te biz varız. Bestler Deresi’nde biz varız. Şu anda bay bay Kemal’in el ele, omuz omuza olduğu mahfiller ile şu anda biz adeta savaş hâlindeyiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölücü örgütü sınırların içinde âdeta bitme noktasına getirdiklerini dile getirerek, “Sınırlarımız dışında da inlerinden çıkamaz hâldeler. Kafasını çıkartanın tepesini eziyoruz. Ama şu anda bay bay Kemal’in, CHP’nin ve yanındakilerin el ele, omuz omuza oldukları kimler? Bunlar. Onlar da umutlarını kendilerine özerklik sözü veren Kılıçdaroğlu’na bağladılar, Suriye’den çekilerek alan açma taahhüdünde bulunan bay bay Kemal’e bağlamış durumdalar” ifadelerini kullandı.

“MİLLETİM KONUŞMASI GEREKTİĞİ ZAMAN SUSANLARI GÖRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cezaevlerini boşaltmaktan, teröristleri yeniden kamuya doldurmaya kadar nice vaatlerin şu anda havada uçuştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “Dikkat ederseniz bu pazarlıkları tarafların hiçbiri de reddetmiyor. Sadece kelime oyunlarıyla milletimizi oyalamaya çalışıyor. Zaten HDP’nin temsilcileri açık açık bunları meydanlarda da söylüyorlar. Bu seçimin sonunda ya terör örgütü tamamen bitecek ya da yeniden milletimizin canına, malına, namusuna göz dikecek güce kavuşacak. İşin en acı tarafı da kendilerini milliyetçi, milli görüşçü, ulusalcı, demokrat olarak tanımlayan masa ortaklarının bu pazarlığa göz yummasıdır. Parlamento’da bu işi boşuna konuşmadılar. Dikkat ederseniz partiye gelip görüşmediler. Hatta sadece göz yummakla kalmıyor, meşrulaştırmak için kırk dereden su getiriyorlar. ‘Rabbim kimseyi Kılıçdaroğlu’nun peşine düşüp de bir ömür boyu savunduğu değerlere sırtını dönenlerin durumuna düşürmesin.’ diyorum.”

Masada tamamen suç ortaklığına dayalı bir iş birliği oluştuğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yüzden kimse kimseye hatasını, yanlışını söyleyemiyor. Milletim konuşması gerektiği zaman susanları görüyor, bize karşı efelenenlerin teröristlere karşı nasıl da biçare kaldığını görüyor. Terör örgütleriyle kol kola yürüyerek şehitlerimizin ruhunu incitenlere, vatandaşım pazar günü cevabını verecektir. Kandil’den talimat alanlara pazar günü benim milletim cevabını en güzel şekilde verecektir” dedi.

Batı basınının Türkiye’deki seçimlere olan ilgisi hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu noktada siz özellikle Batı’nın sadece basınının değil, Amerika Birleşik Devletleri’nin, Avrupa Birliği’nin rakibinizden yana bir pozisyon aldığını düşünüyor musunuz?” şeklinde yöneltilen soruya, “Hatırlarsanız daha kampanyanın öncesinde Biden’ın açıklamaları vardı. İsim vererek konuşuyorum. Bu neydi? Erdoğan’ın saf dışı edilmesiydi. Biden benimle özel muhabbeti de güya olan birisi. Ama bu açıklamayı ne yazık ki yani, dil sürçmesi diyemeyeceğim, acımasızca yaptı. Bu açıklamasından sonra defalarca da biz bir araya geldik. Görüşmelerimiz oldu. Kendisine sorunca o maalesef böyle çark etmeye çalıştı” cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu defa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkıp Rusya’ya saldırdığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi Rusya’dan da sözcü Peskov, ‘Bunu ispatlaması gerekir.’ dedi. ‘Bunu ispatlayamazsa bunun altından kalkamaz.’ dedi. Şu anda eğer ben siyasetçiysem, 40 yıllık bir geçmişim varsa burada tabii bir şeyi çok açık ortaya koymamız lazım bay bay Kemal. Bak sen bu siyaseti hâlâ öğrenemedin. Sen çırak bile olamadın. Türkiye’nin yönetimine talip olan kalkıp ‘Ben Batı’yı dost edineyim.’ Çünkü ne diyor? ‘Rusya’ya yaptırım uygulayacağım.’ diyor. ‘Batı’nın uyguladığı yaptırım neyse onu Rusya’ya da uygulayacağım.’ diyor. Yahu senden devlet adamı olmaz. Senden yönetici olmaz. Sen kimsin de Rusya’ya yaptırım uygulayacaksın? Adama demezler mi ya? Sen Rusya’ya yaptırım uyguladığın zaman, Avrupa’daki birçok ülke buyur ‘Rusya’ya yaptırım uygulayacağım.’ diye ortaya çıktı. Sonra hepsi geri vitese taktı. Niye? Çünkü böyle devlet adamlığı olmaz.”

Devlet yönetmede Japonların bir atasözü olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Âdeta iplikle bağlı tutacaksın. Gün olur, lazım olur. Koparmayacaksın bağları. Ben Amerika’yla da dostum, Rusya’yla da dostum, Batı’da bize kindar olanlarla da dosttuk. Örneğin Fransa’da Macron. Sağı solu belli olmayan birisi. Bir gün bakıyorsun böyle dost havalarında gözüküyor, oturuyorsun, konuşuyorsun. Hadi diyorsun ‘Bak bir daha bu yanlışlar yapılmasın. Eğer bu yanlışlar yapılırsa ben senle kolay kolay bir daha görüşmem.’ Ama bakıyorsun ‘hayır’ diyor. ‘Yok öyle bir şey.’ Ama gidiyor sağda solda. Başlıyor gene aleyhimizde konuşmaya. Ama şu anda da buyur Le Pen, Macron’u solladı geçti” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet adamlığının böyle olmayacağını, devletin de böyle yönetilemeyeceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani sen herkesle münasebetlerini iyi tutacaksın. Koparmayacaksın bağları. Gün ola ihtiyaç olur. Onun sana ihtiyacı olabilir. Senin ona ihtiyacın olabilir. Şu anda Biden beni evimde ziyaret edecek kadar dostluğumuz olan bir insan olduğu hâlde, aynı şekilde biz Amerika’da onlarla eşim olsun, ben olayım bu tür münasebetlerimiz olduğu hâlde ama bu açıklamayı yapması beni mesela rencide etmiştir. Ama öbür tarafta ben Amerika Rusya’ya olumlu bakmıyor diye hiçbir zaman Sayın Putin’le münasebetlerimi kesmedim.”

Rusya’yla münasebetlerinin güçlü olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha da artacağı istikametinde meyiller bulunduğunu aktardı.

Turizm gelirinin en ciddi potansiyelinin Rusya’dan geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya’yı bile geçti. Böyle bir durum var. Ben kalkıp da böyle iş birliğimizin olduğu ülkeyi nasıl dışlarım? Böyle bir şey olabilir mi? Ne diyor? ‘Batı’nın istediği yaptırımları yapacağız.’ diyor. Bay Kemal yanlış yoldasın. Böyle bir şeyi zaten bu fırsatı dahi bulamayacaksın. O ayrı bir şey de. Ama bu ifadeyi kullanmak bile, Peskov ‘Bunu ispat etmen gerekir.’ diyor. ‘Böyle bir şey söz konusu değil. Rusya’dan Türkiye’ye karşı böyle bir ifade kullanılmamıştır. Böyle bir yaklaşım yoktur. Dolayısıyla bunu ispat etmen gerekir’. Hadi bakalım ver cevabını şimdi. Böyle bir duruma düşmek istemeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılıların borç verdikleri, emir verdikleri, hizaya çektikleri bir Türkiye istediğini belirterek, “Muhalefet üzerinden Türkiye’yi dizayn etme planlarını hatırlayın. Seçim yaklaştıkça ‘Erdoğan gitsin, bay bay Kemal gelsin.’ mesajını her mecradan ilan ettiler. Tabii Kılıçdaroğlu’nun kimin adayı olduğu buradan bakınca ortaya çıkıyor. Seçim özellikle milletin iradesiyle yapılacağına göre de pazar akşamı her şeyi çok açık net göreceğiz” şeklinde konuştu.

“DEMOKRASİNİN GEREĞİ NEYSE BİZ YİNE AYNEN BUNU YAPARIZ”

“Özellikle bazı kesimlerden ‘AK Parti iktidarı seçimi kaybederse hükûmeti bırakmazlar, devretmezler.’ açıklamaları geldi. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmeye bile gereksiz bulduğu cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun çok saçma bir soru olduğunu, bu tür bir sorunun ancak olsa olsa terör örgütlerine sorulacağını dile getirdi.

Türkiye’de demokratik yolla, halkın teveccühüyle iktidara geldiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları dile getirdi: “Nasıl halkımızın teveccühüyle iktidara geldiysek, yani milletimiz ola ki böyle bir farklı karar verecek olursa demokrasinin gereği neyse biz yine aynen bunu yaparız. Başka yapılacak bir şey yoktur. İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığını, bakın meclisi değil, belediye başkanlığını CHP aldığı zaman bizim belediye başkanımız, ‘Hayır, biz buradan çıkmıyoruz.’ dedi mi? Ne yaptılar? Belediye başkanlığını kazananlara kalktılar makamı verdiler. Mecliste açık ara İstanbul Büyükşehir’de önde olduğumuz hâlde hiç böyle bir tereddüde yer bırakmadılar. Ankara’da da büyükşehir belediye başkanlığını kazanınca bizim arkadaşlar ‘Hayır vermeyiz.’ dediler mi? Orada da meclis kahir ekseriyette bizde olduğu hâlde başkanlığı verdiler. Bu tür anlayış, bu tür yapı CHP’ye aittir. Onlar ‘İstemezük.’ derler. ‘Vermeyiz.’ derler. İşte şimdi sanatçıları adeta şimdiden sokağa döküldü. Huy bu. Ama bizde böyle bir şey söz konusu olamaz. Kaldı ki ben milletime inanıyorum ve sandıktan çıkan sonuca saygısı olmayanın millete de saygısı yoktur. Ülkenin meşru yönetimine ve meclisine görev süresi boyunca saygı duymak, demokrasiye saygısı olan bireyin zaten vazifesidir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiçbir zaman millî iradenin üstünlüğünden taviz vermediklerini, Cumhur İttifakı’nın bu ülkede demokrasinin teminatı olduğunu ifade ederek, “Demokrasiyi özümsemiş partilerin birlikteliğiyle kurulan Cumhur İttifakı, sandıktan çıkan her sonucu meşru kabul edecektir. Karşımızdakilerden de aynı taahhüdü bu açıklıkta bekliyoruz” diye konuştu.

Ancak CHP tarafının her seçim öncesinde ve sonrasında demokrasiye zarar verecek söylentiler yaymayı maharet saydığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi tutturdular, sandık güvenliği aşağı, sandık güvenliği yukarı… Sandık demokrasinin namusudur. Koy adamlarını oraya. Eksik bırakma. Hepsi, bizim elemanlarımız orada nasıl güvenceyse, senin elemanların da güvence olsun” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin pazar günü inşallah şahsına tekrar cumhurbaşkanlığı görevini tevdi edeceğine inandığını kaydederek, “Yurt içinde, yurt dışında. Aynı şekilde yasama tarafında da AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın önde olacağı bir irade ortaya koyacağına inanıyorum. Gerisi koalisyon masasının kendi meselesidir. O da bizi ilgilendirmez” değerlendirmesinde bulundu.

Programda, AK Parti iktidarları boyunca yapılan yatırımların yer aldığı video gösterildi.

“21 YILDA GENÇLERİMİZİN BİRÇOK HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Bu seçimlerde yaklaşık 6 milyon gencin ilk oyunu kullanacağı belirtilerek, “Peki siz yaptıklarınızla, vaatlerinizle ikna edebildiğinizi düşünüyor musunuz gençleri? Şeklinde yöneltilen soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyden önce gençlerin çok heyecanlı olduğunu, bunu Külliyede gençlerle yaptıkları toplantıda çok açık ve net gördüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun ilk görüşme olmadığını, her ay toplantı yaptıklarını, bu defa katılımı biraz yüksek tuttuklarını ve 300 kadar gencin Külliyedeki toplantıya katıldığını belirtti.

Gençlerin birbirinden farklı olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, tarih alanlarına ve siyasete yönelik sorular yönelttiler. Biz de bu sorulara cevaplarımızı verdik. Bu cevaplarla birlikte toplantı sonrasında aramızda ciddi bir sinerjinin doğduğuna kani oldum. Bunlar sadece Ankara’nın belli üniversiteleri değil, Türkiye genelinde birçok üniversiteden buraya gelen gençlerdi. Bu da beni ayrıca mutlu etti. Sevindim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu akşam 4 bin kadar gencin katıldığı bir toplantı yapıldığını kaydederek, gençlerin daha çok İstanbul’un üniversite gençliğinden olduğunu, programın soru-cevaptan öte kendi konuşması ve ödül törenini kapsadığını anlattı.

Ödül töreninde bilim, sanat, spor, kültür alanında deprem bölgesinden gelenlere ödül verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu 4 bin gencin heyecanı beni ciddi manada etkiledi. Konuşmamın her paragrafında oradaki genç kitlenin nasıl ayaklandığını, nasıl heyecanlandığını gördüm. Külliyede ise karşılıklı soru cevap oldu. Bu karşılıklı soru-cevapta da yaklaşık 30’u aşkın genç orada sorular yönelttiler. İnşallah o gençleri verdiğim cevaplarla tatmin etmiş olurum. Toplantının sonrasında yoğun bir resim talebinde bulunulması da bu heyecanı, bu aşkı gösterdi. Gençlik siyasete de mütemayil, bu havayı aldım. Temennim o ki 21 yılda gençlerimizin birçok hayalini gerçekleştirdik. Harcı biz kaldırdık. Biz geldiğimizde burs 45 liraydı. Şimdi taban tavan baktığınız zaman 850 liradan asgari ücrete kadar verdiğimiz burslar var. Krediyi zaten saymıyorum. Burs önemli çünkü bursun ödenmesi söz konusu değil ama kredide devlette veya herhangi bir SSK’lı iş yerinde göreve başladıktan sonra ödeme var, faizi yok, hiçbir şeyi yok. Bunu sağlayan biziz. Bu kapıları açan biziz. Tabii böyle bir durum karşısında özellikle de 6 milyonu aşkın bir genç seçmen bu seçimde hakikaten etkili olacaktır diye düşünüyorum. Bu konuda da gençlikle aramızdaki muhabbet bayağı ileri derecede.”

“LGBT’Yİ SAVUNAN HİÇ KİMSEYE VE HİÇBİR KURUMA ASLA MÜSAMAHA GÖSTERMEYECEĞİZ”

AK Parti’nin ülkede 85 milyon insanın tamamının hakkını, hukukunu, beklentilerini hayata geçirmiş bir parti olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hiç kimsenin farklılığına karşı özel husumet beslemelerinin mümkün olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin temelini oluşturan aile yapısını koruma, evlatların geleceğine sahip çıkma sorumlulukları olduğunun altını çizerek, “LGBT türü akımların, bireylerin kendi dünyalarında yaşadığı sapkınlıklar olmaktan çıkıp, toplumsal dayatmaya dönüşmesi, millî varlığımızı tehdit eder. Bu tür sapkın akımların meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. Bu yöndeki gayretleri tasvip de edemeyiz. AK Parti olarak, ülkemizde LGBT’nin savunulmasına, yaygınlaştırılmasına karşı mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz. LGBT’yi savunan hiç kimseye ve hiçbir kuruma asla müsamaha göstermeyeceğiz” diye konuştu.

“GÜÇLÜ AİLELERE SAHİP DEĞİLSENİZ, GÜÇLÜ BİR MİLLET OLUŞTURAMAZSINIZ”

Konuyla ilgili tavırlarının bu kadar net olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aileyi korumaya yönelik olarak anayasa değişikliğine dair bir teklif verdik. Meclis’in çalışma takvimi içerisinde bunu gerçekleştiremedik. Seçim sonrasında yine adımlarımızı atacağız. Birilerinin bu sapkın akımların oyuncağı hâline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Allah kimseyi böyle bir duruma düşürmesin. İnşallah, 14 Mayıs’tan sonra ülkemizde bu konuda da önemli gelişmelerin yaşandığına şahitlik edeceğiz. Allah rahmet eylesin Oğuzhan Bey, İstanbul Sözleşmesi’ni bir kenara koyma adımını attığımızda, bana bizzat arayarak teşekkür etmişti. Şimdi ‘Bunu tekrar getireceğiz.’ diyenler, aslında kendi içlerinde bir çatışmanın içindeler. Kaldı ki şu an Saadet Partisi’nin başındaki LGBT’ye karşı bir tavır ortaya koyuyor mu? Koymuyor. Açıkça söylüyorum, LGBT, AK Parti’ye, MHP’ye, Cumhur İttifakı’na sızamaz. CHP’ye sızar mı? Tam içinde. İYİ Parti, tam içinde. HDP, tam içinde. Savunuyorlar, bu konuda ciddi tutuculukları var.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurumunu tehdit eden ne varsa bütün sapkın akımlara karşı tavırlarını sürdüreceklerini dile getirerek, “Çelişkili ittifaklara karşı gücümüzü tam manasıyla koyacağız. Güçlü milletler, güçlü ailelerden oluşur. Güçlü ailelere sahip değilseniz, güçlü bir millet oluşturamazsınız. O yüzden seçim öncesi attığımız bu adımın devamını sağlayacağız” dedi.

“HAYATIMIZ BOYUNCA KÜRT KARDEŞLERİMİZİ PKK’DAN AYRI TUTTUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürtleri terör örgütleriyle aynileştirme gayretinin küresel bir tezgah olduğunun altını çizerek, “PKK sadece tıpkı diğer eli kanlı örgütler gibi sadece bir terör örgütüdür. Buradan Kürt kardeşlerimi tenzih ederim. Burada ister istemez Selo’ya gelmem lazım. Selo niçin içeride? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimin ölümüne sebep olan, onları sokağa döken Selo değil mi? Onları sokağa döktükten sonra bu 51 kardeşimiz öldü. Bunun hesabı sorulmayacak mı? Bir hukuk devletinde bu Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu aramak da bizim görevimiz. O yavru Yasin Börü’yü öldüren bu alçaklar değil mi? Kimse bunların hesabını sormuyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öldürülen Kürtlerin hukukunu korumanın ve aramanın kendi görevleri olduğuna işaret ederek, “Şu anda partimde bunca Kürt kardeşimiz var. Bakanlık yapan kardeşlerimiz var. Şanlıurfa’dan Bekir Bey, aynı zamanda Adalet Bakanım Kürt’tür. Yozgatlı diye onu Kürt değil sanıyorlar. Şu anda Şanlıurfa’da liste başına Bekir Bey’i koydum. Oturuşuyla, kalkışıyla, geçmişiyle, yetişmişliğiyle Bekir Bey, bu noktada İnşallah Şanlıurfa’ya yakışacak bir aday olmuştur. Hayatımız boyunca Kürt kardeşlerimizi PKK’dan ayrı tuttuk, tutuyoruz. AK Parti, Türkiye’de en çok Kürt kardeşlerimizin oyunu alan partidir. Bölgede, Kürtçe konuşulmasının önünü biz açtık. Kürtçe bilboardların asılması bizim yaptığımız atılımlarla oldu” dedi.

“ÜLKEMİZDE KÜRT KARDEŞLERİMİZLE İLGİLİ BİR SORUN YOKTUR”

“Ülkemizde Kürt kardeşlerimizle ilgili bir sorun yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sorun, terör örgütünün Kürt kardeşlerimizin iradesini gasbetme sorunudur, özellikle onun siyasi uzantısının bunu istismar etme sorunudur. Kürt kardeşlerimizin yavrularını Kandil’e kaçıranların hesabını kim verecek? Biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevdik, asla böyle bir ayrıma, bölücülüğe fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Kimlik siyasetini biz değil, terör örgütü ve onun uzantısı olan parti yapıyor” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nn HDP ile ortaklığının HÜDA PAR’ın kendileriyle birlikte olmasıyla kıyas dahi edilemeyeceğini vurgulayarak, “HDP, terör örgütü PKK ile ilişkisini reddetmek şöyle dursun, tam tersi her gün selam göndererek aradaki bağını sürekli teyit ediyor. HÜDA PAR’ın ise kendisine atfedilen terör örgütüne ilişkisine dair herhangi bir emare olmadığı gibi kendilerinin de bu konuda çok açık reddi var. Kabul etmiyorlar böyle bir şeyi. Aslında bu konuyu uzun uzun tartışmaya gerek yok. İnternetten açın, HDP mitingine bakın, bir de HÜDA PAR mitingine bakın. Birinde tek bir Türk bayrağı bile göremeyeceksiniz. Atılan sloganların tamamı da terör örgütü desteklemeye yönelik sloganlardır. Diğerinde ise sadece Türk bayrağı ve kendi parti bayrağını göreceksiniz. Atılan sloganlar da millî birlik ve beraberliğimize yöneliktir. Mesele bu kadar basittir” değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti’nin, ülkesine ve milletine bağlı herkes ile ittifak yapabileceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkesine ve milletine düşmanlık eden, bölücülük peşinde koşan herkese de kapımız kapalıdır” dedi.

“DEPREM BÖLGESİNDEKİ VATANDAŞLARIMIZIN İHTİYAÇLARINI KARŞILAMAYA, ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Deprem bölgesindeki konutların depremzedelere bir yıldan önce teslim edilebilmeleri mümkün olacak mı?” sorusuna, “Seçim sürecinde olsak da deprem bizim öncelikli gündemimiz olmaya devam ediyor. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamaya, şehirlerimizi ayağa kaldırmaya devam ediyoruz. 142 bin konut ve köy evinin inşa sürecini başlattık, 59 bininin de temelini attık. Deprem bölgesinde 650 bin yeni konut yapacağız. Köy evlerinde zaten teslimatlar başladı. ‘Bunun 319 binini de 1 yıl içinde inşallah tamamlayacağız.’ dedik. En geç ekim ayı ile birlikte yüzlerce, binlerce konutun teslimine de başlamayı planlıyoruz. Nasıl inşaatlar gün gün başladıysa, teslimler de gün gün gerçekleşecek. En geç ekim ayıyla birlikte yüzlerce, belki de binlerce konut teslimini yapacağız. TOKİ’nin birikimi ve ülkemiz inşaat sektörünün gücü bunu sağlamaya yeterlidir. Sadece konut değil, sosyal ve ticari alanları, hastaneleriyle şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırıyoruz” cevabını verdi.

Defne Devlet Hastanesi’ni bu çalışmalara örnek gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii Defne, çelik konstrüksiyon ile yapılan bir hastane. Buna inanmadılar, İYİ Parti’nin sözde bir temsilcisi… Şu anda Defne’yi görüyorsunuz. Süratle, çelik konstrüksiyonla bu yapılmış ve şu anda da bütün iç donanımlara süratle devam ediliyor. Defne Hastanesi’nin temeli atılalı 48 gün oldu. Hedefimiz 60 günde tamamlamaktı, hamdolsun planlandığı gibi de ilerliyor. Büyük oranda tamamlandı ve artık kapıların üzerine ‘Defne Devlet Hastanesi’ yazacak kadar ileri gitti. İçerideki tomografiler vs. onlar yerleştirilmeye başlandı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremin ülke ekonomisine maliyetine ilişkin, “Depremin 100 milyar doları aşan bir maliyeti var. Hiçbir şeyden taviz vermeden bu afetin altından bizim kadar hızlı kalkacak başka bir ülke yok. Bay bay Kemal, Adana’da gidip sahra hastanesi adı altında, orada hâle ait olan bir yeri ‘açtım’ diyor ve ‘burası hastane’ diyor. Aldatmayın milleti ya, bıktık artık sizin bu yalanlarınızdan. Eğer ‘hastane’ diyorsan işte buyur, çelik konstrüksiyondan Defne Hastanesi’ni yaptık, çok kısa bir sürede hizmete başlayacak. Biz buyuz. Yaparsa, AK Parti ve Cumhur İttifakı yapar. Söz verdiğimiz ayrıca 650 bin konutu da teslim etmeden, vatandaşlarımızın yaralarını sarmadan durup dinlenmeyeceğiz, yolumuza devam edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kazandığınız takdirde dış politikadan ekonomiye ve iç siyasete kadar şimdiye kadar yürüttüğünüz politikalarda değişikliğe gitmeyi düşünüyor musunuz? Özellikle ekonomide yeni adımlar atacak mısınız?” sorusuna karşılık, Türkiye Ekonomi Modeli’ni yatırım, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme üzerine kurduklarını ve bugüne kadar bunu adım adım uyguladıklarını hatırlattı.

Türkiye’nin bu sayede yıllardır maruz kalınan ekonomik saldırılara, finans sistemine yönelik operasyonlara başarıyla direndiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de ve Avrupa’da banka iflaslarının birbiri ardına geldiğini ancak Türkiye’de kamu başta olmak üzere bankaların güçlü şekilde ayakta kaldığını ifade etti.

Karadeniz’de keşfedilen ve enerji sistemine dahil edilen doğal gazın ülke ekonomisine ayrı bir güç kattığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gabar’daki petrolü de giderek artan bir şekilde sisteme dahil ettiklerini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gabar’daki petrolün kıvamının ve kalitesinin üst düzey olduğunu vurguladı.

“SAĞLIKTAN ULAŞIMA, TURİZMDEN ÇEVREYE HER ALANDA TARİHÎ BAŞARILAR ELDE EDİYORUZ”

Nükleer güç santralinin birinci ünitesinin hizmete açıldığının ve üretim aşamasına yaklaşıldığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Hidroelektrik santraline, bunun yanında güneş enerjisi santrallerine gelince, tüm enerji kaynaklarımızı harekete geçirdik. Savunma sanayiimiz ülkemizin en önemli kazanç kapılarından biri hâline gelmeye başladı. İstihdamda, ihracatta kırdığımız rekorlar ortada. Yıllardır ciddi kaynaklar ayırarak inşa ettiğimiz dev eserlerimiz ülke ekonomimize artık katkılar sağlıyor. Sağlıktan ulaşıma, turizmden çevreye her alanda tarihî başarılar elde ediyoruz. Yatırımlarımızın ülkemize katkılarından örnekler verecek olursak, bakın şu anda İstanbul Havalimanı 80 milyar dolar, İstanbul-İzmir Otoyolu 29 milyar dolar, Osmangazi Köprüsü 10 milyar dolar, öbür taraftan Avrasya Tüneli 7 milyar, Yavuz Sultan Selim Köprüsü 5 milyar dolar. Daha şimdiden bunlar ülkemize bu katkıyı sağladılar. Bizim akıldan, izandan yoksun muhalefetimiz biliyorsunuz tüm bunlara karşı çıkmıştı. Ekonomiye katkısı bu kadar çok olan yatırımları geçmişte istemeyenlerin bugünkü tek vaadi de ülkeyi tefecilere borçlandırmak. Neymiş, Londra’daki tefecilerden 300 milyar dolar alacakmış. Dünyada ülkesini borçlandırmayı seçim vaadi yapan ve bunu tefecilerden elde etmeye gayret eden bir başka örnek kolay kolay göremezsiniz. Biz bunların hiçbirine bakmıyoruz. İnsanlarımızın yaşadığı sıkıntıların farkındayız ve tüm gücümüzü inşallah bunların çözümüne harcıyoruz. Seçim sonrası bunların yargıya yansıyanı olacaktır, bütün bunlarla birlikte bizim direkt müdahale edeceğimiz yönleri olacaktır. Bu adımları atarak takvimi çalıştıracağız ve Türkiye Yüzyılı için doğru adımlar nelerdir, seçim beyannamesinin içinde bunlar da yerini almış vaziyette.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fiyat istikrarı, hayatı pahalılığı ve enflasyonla ilgili çalışmalar ne düzeyde?” sorusuna, şu cevabı verdi: “Bu millete bir operasyon çektiler. Bu operasyonu çekenlerin başında CHP var. Patates, soğan, domates, bunlarla ilgili birçok oynadıkları oyunlar var. Ben arkadaşlarımı bu ara tekrar piyasaya gönderdim, ‘Dolaşın bakın, nedir ne değildir?’ diye. Soğan, patates 7,5 liraya düştü, market fiyatı bu. Buraya kadar inmiş vaziyette. Bu bir şeyi gösteriyor. Demek ki arz talep dengesinde, o spekülatif oyunlar giderildikçe durum daha da netleşecek. Sayın Putin’le geçen yaptığım görüşmede, sağ olsun benden yoğun bir miktarda domates istedi. Tabii onun bu domates talebi bizim ister istemez domates üreticisini sevindirdiği gibi fiyatları da ne yaptı, aşağı çekti. Batı’nın yaptırımlarını Rusya’ya uygulayacağını söyleyen bay bay Kemal’in inanın aklı bunları almıyor. Yani uluslararası camiada nereye yöneleceğiz, ne yapacağız? Ne yaparsak bunun ülkeme yansıması olumlu olur, bunun hesabını yapmıyor. Biz çiftçimiz için böyle çalışıyoruz. Yani Rusya benden ne kadar fazla domates alırsa ne yapacaktır? Bu benim çiftçimi sevindirecektir. Aynı zamanda da ülke içindeki fiyatları aşağı çekecektir. Biz bunu sadece domateste değil, diğer ürünlerimizde de aynı şekilde yapıyoruz, yapmalıyız. Bu sanayii ürünlerinde de aynı şekilde olabilecek şeylerdir.”

“BİZİM ÇALIŞMAKTAN VE ÜRETMEKTEN BAŞKA ÇAREMİZ YOK”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Muğla ve Antalya’daki orman yangınları sürecinde yaptığı görüşmeyi anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Mesela öyle anlar oldu ki malum bu Manavgat, Muğla, Antalya yangılarında ben Sayın Putin’i aradığım zaman hiç tereddüt etmeden anında yangın söndürme uçaklarını Türkiye’ye gönderdi. Bu uçaklar öyle rastgele, sıradan uçaklar değil. Hemen bakıyorsunuz geliyor denize iniyor, denizden suyu depoluyor ve hemen yangın mahalline inerek orada söndürme işlemlerini yapıyor. Bizim bu dostluğumuz olmazsa, aramızdaki bu münasebetler olmazsa siz bu neticeyi alabilir misiniz? Arkadaşlar çok açık söylüyorum, dev projeler yapmak da fahiş fiyat artışlarını önlemek de ekonomi programımızın içinde ve biz bunları birbirinden ayrı görmüyoruz, göremeyiz, görmemiz yanlışlıktır. Eğer fiyat istikrarı istiyorsanız bunu çözecek yol da buradan geçer. Ne diyor? ‘Hastane, yol, köprü inşa etmeyelim, bunlar karın doyurur mu?’ Ya bunlar olmazsa sen diğer alanlardaki adımlarını nasıl atacaksın? Tam tersine bizim her alanda sürekli üretmemiz lazım. Bir ülkenin zenginliği üretimle olur. Bizim çalışmaktan ve üretmekten başka çaremiz yok. Ben muhalefete tekrar sesleniyorum. Üretim, üretim, üretim, hangi alanda olursa olsun. Çünkü bunlar hep birbirinin destekleyicisidir. Biri olmazsa öbürü olmaz. Hepsinin ayrı bir getirisi vardır ve bu getiriden ayrı çalışmak birbirini imha eder ama bunların kafası buna basmaz.”

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun “Türk Yolu” projesinde Azerbaycan’ın yer almamasına ilişkin soruya karşılık Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olaya bence oradan bakmamak gerekir. Bir defa İpek Yolu hattı olayı yeni bir olay değil. İnanın bu adam cahil. Bu adamın ne zaman, nerede hangi adımların atıldığından haberi yok. Bizim özellikle Çin’de yapılan bu uluslararası toplantıya, bizzat ben de katıldım o zaman… Ve bu millet tek parti CHP’sinin 1945 yılında Boraltan Köprüsü’nde yaşattığı utançla uzun yıllar yaşadı. Boraltan Köprüsü’nde yüzlerce Azerbaycanlı kardeşimizi Stalin Rusya’sına teslim ederek katline seyirci kalan CHP’nin bize yaşattığı utancı, biz Karabağ Savaşı’nda silip attık. Ve o utancı bize yaşatan o zamanın CHP’sidir. Bay bay Kemal şimdi yine bu millete bir utanç yaşatmaya söz vermiş olacak ki Azerbaycanlı kardeşlerimizi görmezden geliyor. Sözüm ona milliyetçi geçinen masa ortağı hanımefendi de tüm bunlara sessiz kalıyor” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ve Türkiye arasında tesis ettikleri kardeşliği kimsenin bozamayacağını ifade ederek, sözlerine şöyle sürdürdü: “Bay bay Kemal’in elindeki haritanın ne olduğunu bilmiyorum ama biz Kars-Tiflis-Bakü demir yoluyla Azerbaycan üzerinden İpek Demir Yolu’nu zaten inşa ettik. Zavallı, senin bunlardan haberin yok. İki yıldır bu hat üzerinde Çin’e biz yük trenleri gönderiyoruz, gidip geliyorlar ama haberi yok. Zengezur Koridoru devreye girdiğinde İpek Demir Yolu’nun da içinde yer aldığı orta koridora yeni bir soluk borusu daha açılacak haberin olsun. Bunu da bil Kılıçdaroğlu. Bunun için Nahçıvan’ı Azerbaycan’a, dolayısıyla Türkiye’yi Azerbaycan’a bağlayacak Zengezur Koridoru’na büyük önem veriyoruz. Bay bay Kemal’in aklı bu işlere ermez. Çünkü o dış politika nedir bilmez, kardeşlik hukuku nedir bilmez, bölgenin dengeleri nedir hiç bilmez. Millî güvenlik nedir bilmez, terör örgütleriyle yol yürür. İşte Karabağ Savaşı’nda onun yanındaki çok önemsediği bir büyükelçinin ne denli bir densizlik yaptığını hatırlayın. Bunlar siyaset nedir bilmez. Bizim yıllar önce hayata geçirdiğimiz işleri ‘proje’ diye anlatmaya kalkarlar. Aklına geleni, eline tutuşturulanı okuyarak bu ülkenin yönetimine talip olunmaz. Kardeşim Aliyev, çok güzel ifade etti, Azerbaycan’ı bölgede dışlamak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacaktır. Azerbaycan’la kardeşliğimize halel getirecek hiçbir projeye benim milletim izin vermez. Benim milletim bay bay Kemal’e de bu fırsatı tanımaz.”

Cumhurbaşkanlığı seçimi için getirilen 50+1 şartından geri dönülmesinin söz konusu olup olmayacağına dair soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böyle bir yapılanmaya veya böyle bir düzenlemeye katılacak olan siyasi partiler olursa bunun olmaması söz konusu değil, olabilir. Doğrusu ben de olmasından yanayım. Tabii buradaki 50+1, oran itibarıyla 50+1 oranı değil biliyorsunuz. Yüzde 50+1 oy, bu demek. Bu seçimden sonra böyle bir adım atılabilir. Ve eğer bu adım karşılık bulursa, çünkü anayasa değişikliği gerektiriyor, olmaması için hiçbir neden yok. Ben şahsen böyle bir adımın atılması hâlinde buna taraftarım. Ve temennim odur ki seçim sonrasında atılacak bu adımla bir netice alırsak, o zaman seçim süreçleri çok daha rahat olacaktır, çok daha kolay olacaktır” cevabını verdi.

“TÜM ENERJİMİZİ ÖNCELİKLİ OLARAK DEPREM BÖLGESİNDEKİ İNŞA VE İHYA ÇALIŞMALARINA VERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs’ta seçimi kazandığınız takdirde ilk icraatınız ne olacak?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “Şöyle ifade edeyim, bizim biliyorsunuz bu seçimlerden sonra ilk icraat kardeş, dost ülkelere ziyaretlerdir. Ve 21 yıldır aralıksız eser ve hizmet üreten ve yatırım yapan bir parti olarak 14 Mayıs’tan sonra da eser, hizmet üretmeye, yatırımlarımızı süratle devam ettirmeye gayret edeceğiz. Tabii tüm enerjimizi öncelikli olarak deprem bölgesindeki inşa ve ihya çalışmalarına vereceğiz. Buraları ziyaret ve bu ziyaretlerle beraber de uluslararası diplomaside bizim gitmemiz gereken ülkeler var. Azerbaycan gibi, Kuzey Kıbrıs gibi, bunun yanında Körfez ülkelerinden ziyaret edeceğimiz ülkeler var. Bunlarla bu işleri devam ettireceğiz. Tabii ülke genelinde de topyekûn bu kentsel dönüşümümüzü çok daha güçlü bir şekilde devam ettireceğiz. İnşallah seçimden sonra ekonomiden savunma sanayiine, enerjiden teknolojiye her alanda Türkiye Yüzyılı atılımlarımızla az önce gösterdiğim bu seçim beyannamemizdeki kronolojik yapıyı çalıştırmaya devam edeceğiz. Vatandaşlarımıza sözümüz var. Sözümüzü yerine getirene kadar da durmak yok, yola devam edeceğiz.”

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini, “Ben de özellikle tüm arkadaşlarıma böyle bir akşamda bizlere misafir oldular, şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. Pazar günü inşallah seçimlerimizin hayırlısıyla tamamına ermesi, fazla uzamadan da milletin iradesinin tecellisini görmek, milletin yönetimde asıl söz sahibi olduğunu görmek ve 14 Mayıs bir kere daha inşallah demokrasi bayramı olacaktır. Bu bayramı yine hep birlikte kutlamayı Allah bizlere nasip etsin diyorum. Sizlere de tekrar çok teşekkür ediyorum” diyerek sonlandırdı.

“Türkiye; üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla; küresel bir güç hâline geldi” “Türkiye; üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla; küresel bir güç hâline geldi” için yorumlar kapalı 235993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara programı çerçevesinde Pursaklar, Mamak-Altındağ ve Sincan mitinglerine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pursaklar mitinginde yaptığı konuşmada, “Türkiye, artık üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla; bölgesel olmanın da ötesine geçip küresel bir güç hâline geldi” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da ilk olarak partisinin Pursaklar ilçe mitingine katılarak vatandaşlara hitap etti.

Bu seçimlerde, Ankara’dan İstanbul’a, İzmir’den Erzurum’a, Samsun’a kadar ülkenin her yerinde milletin kendilerini bağrına bastığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi tarihimizde eşi benzeri görülmemiş bu kalabalıkların verdiği mesaj şuydu, milletimiz, kazanımlarına el uzatanları affetmez. Geleceğine göz dikenleri affetmez. Kendisiyle değil terör örgütleriyle yol yürüyeni affetmez. Biz bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Bay bay Kemal, şunu bilesin ki bu ülkeyi böldürtmeyeceğiz. Yanına kimi alırsan al, kimlerle yol yürürsen yürü. Bu milletle yol yürümeyenleri 14 Mayıs’ta göreceğiz. Eser ve hizmet değil ayrımcılık peşinde koşanları benim milletim affetmez” dedi.

Milletin meydanlarda verdiği bu mesajı, pazar günü sandığa da yansıtacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tek parti faşizminin alışkanlığıyla, iktidarı millî iradede değil kaosta, darbede, vesayette arayanları yine sandık korkusu sarmışa benziyor. Kayıplarına bahaneler uydurmak için şimdiden çalışmaya başladılar. Kendileri dâhil tüm partilerin temsilcilerinin olduğu sandık kurullarına bile güvenmiyorlar.”

“HERKESİ HAK ETTİĞİ REFAH SEVİYESİNE ANCAK BİZ ÇIKARTIRIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yıllarca, yüksek teknolojiye dayalı üretimden bilinçli olarak uzak tutulduğunu belirten, “Tarım ülkesi olmuşuz, ama çok düşük verimle ancak karnımızı doyuracak kadar üretim yapmışız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madenlerimizi, en ilkel şekilde ve en düşük katma değerle çıkartabilmişiz. Sanayimiz, kol gücüne dayalı montajın ötesine geçememiş. Ticaretimiz, kendi ülkemizin sınırları içinde bile kadük bırakılmış, dünyaya açılmamış. Biz Türkiye’de, işte bu kısırdöngüyü kırdık” değerlendirmesini yaptı.

AK Parti iktidarlarının ülkeye 21 yılda kazandırdıklarının anlatıldığı videonun gösterilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İşte bu sayede Türkiye, artık üretimiyle, istihdamıyla, ihracatıyla, bölgesel olmanın da ötesine geçip küresel bir güç hâline geldi. Tabii asıl sorunumuz enflasyon. Bilhassa gıda ve konut fiyatlarındaki dengeli olmayan yükseliş bizi de rahatsız ediyor ama seçim sonrası bu kiraları artıranların üzerine çok çok farklı gideceğiz, bunu bilsinler. Bunların önüne de öyle yasaklamayla filan geçilemez, onların çözümü de her konuda olduğu gibi yine üretimdir. Daha çok konut yapacağız ki ev ve kira fiyatları düşsün. Daha çok üretim yapacak, daha iyi depolama ve lojistik mekanizmaları kuracağız ki gıda fiyatlarında sert iniş çıkışlar olmasın. Allah’ın izniyle, bu ülkenin her meselesini çözdüğümüz gibi, bunların da üstesinden kim gelir? Tüm vatandaşlarım müsterih olsun 21 yıldır nasıl bunları çözdüysek yine biz çözeriz. İşçisinden memuruna, girişimcisinden esnafına, çiftçisinden emeklisine herkesi hak ettiği refah seviyesine ancak biz çıkartırız. Geçtiğimiz 21 yılda bunu ispatladık. Önümüzdeki dönemde daha iyisini yapacak olan da yine biziz.”

Yıkılmadan atlatılan her badirenin Türkiye’nin önüne yeni fırsatlar çıkardığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı sarsan 2008 küresel finans krizinde bunu yaşadıklarını bildirdi.

Gezi olaylarından beri maruz kalınan her siyasi ve sosyal gelişmenin bir boyutunu da ekonominin oluşturduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kovid salgınında dünyadaki üretim ve tedarik zincirleri kırılırken biz, daha çok ürettik, daha çok sattık. Rusya-Ukrayna savaşı küresel bir krize dönüşürken biz, hem diplomatik hem ekonomik olarak kendimizi farklı bir yere koyduk. Enerjide, sanayide, ihracatta, istihdamda sağladığımız başarıların gerisinde dünyadaki gelişmeleri işte bu şekilde kendi lehimize çevirebilmek var. Peki, biz bu mücadeleyi verirken muhalefet ne yaptı? Son mahalli seçimleri hatırlıyorsunuz, değil mi? Büyük şehirlerde su yok. Ulaşımı, sütü, aklınıza gelen her şeyi ücretsiz yapma vaadinde bulunmuşlardı. Yaptılar mı? Hayır. Kazandıkları belediyelerde kimsenin işinden edilmeyeceği üzerine bay bay Kemal namus sözü vermişti. Ne oldu, bu söz yerine geldi mi? Dikkat edin namus sözü veriyor ama yerine gelmiyor.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU BÜYÜK BİR HEDEFİN ADI”

Türkiye Yüzyılı vizyonunun, kendi kurdukları altyapının üzerinde yükselttikleri büyük bir hedefin adı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Karşımızda bizim 21 yılda yaptıklarımızı 21 haftada yıkacak bir zihniyet var. Aman ha kendiniz ve evlatlarınızın geleceği için her türlü kırgınlığı, küskünlüğü bir tarafa bırakın, sandığa sıkı sıkıya sarılın.”

“Pazar günü bu teröristlerle el ele olan bay bay Kemal’e ‘bay bay’ diyor musunuz?” diye sorup alandakilerden “Evet” cevabı alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, pazar gününe kadar alandakilerin çok çalışmasını talep etti. Erdoğan, videonun bir bölümünde, “Buyurun, tüm teröristlerle bay bay Kemal el ele, omuz omuza. Gücünü onlardan alıyor. Bu ülkeyi biz böldürtmeyeceğiz. Bu ülkeyi teröristlerle el ele dolaşanlara kaptırmayacağız” diye konuştu.

Muhalefet partilerinin genel başkanlarının sadece siyasetinin değil, hayatlarının yalan olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölücüyle kol kola girenden, özellikle soruyorum, LGBT’ciye yol verenden… Bu CHP LGBT’ci, HDP LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, yanlarındaki yavrucuklar, onlar da LGBT’ci. AK Parti’ye, LGBT sızamaz. Milliyetçi Hareket Partisi’ne LGBT sızamaz. Bütün bunlarla beraber Cumhur İttifakı’na LGBT sızamaz. Dolayısıyla biz aile kurumunun kutsiyetine inanan bir ittifakız. Ve bununla ilgili adımları inşallah seçim sonrası atacağız ve Anayasa değişikliğiyse anayasa değişikliği, yasaysa yasa. Bu adımlarla beraber güçlü aileleri kuracağız.”

Kendilerinin 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yürüttüğünü bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi tuzak kurulursa kurulsun hizmet etmekten, bedel ödeseler bile ülkeyi, şehirleri büyütmekten vazgeçmediklerini, çünkü ülkeyi, milleti aşkla sevdiklerini söyledi.

Seçim beyannamesinde gelecek dönemde yapacaklarını yüzlerce, binlerce başlık altında ilan ettiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkenin hiçbir vatandaşının, söylediklerini yapacaklarından şüphe etmediğini, sadece bunun bile kendilerinin milletin gözündeki yerini ispatlamaya yeterli olduğunu söyledi.

KUYUBAŞI – ESENBOĞA HAVALİMANI – YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ METRO HATTI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuyubaşı – Esenboğa Havalimanı – Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Metro Hattı Projesi’ni de yatırım programına aldıklarını, yakında ihalesine çıkacaklarını aktardı.

Vatandaşlara, “Doğal gaz faturalarınızı gördünüz değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyor altında, ‘Bu ayki faturanız devlet tarafından karşılanmıştır’. Çünkü biz bu ülkenin tüm zenginliklerini milletimizin emrine veriyoruz. Karadeniz’de doğal gazı aradık, bulduk, çıkardık, karaya getirdik, sizlerin hizmetine sunduk. Bunun sevincini de ilk ay faturanın tamamını ücretsiz yaparak, bir yıl boyunca da mutfak ve sıcak su tüketimini faturadan düşerek sizinle paylaşıyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinden temizledikleri dağlarda şimdi petrol fışkırdığını belirterek, “Şimdi niye 40 yıldır oralarda terörün bitmediğini, bitirilmediğini daha iyi anlıyorsunuz değil mi? Allah’ın izniyle bu ülkenin neresinde bir doğal kaynak varsa çıkartıp ekonomiye kazandıracağız, milletimize kazandıracağız.” diye konuştu.

“EV HANIMLARIMIZI EMEKLİ EDECEĞİZ”

Sanayiyi, yüksek teknolojinin katma değeriyle Türkiye’nin kalkınmasına daha çok katkı verir hâle getireceklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu şekilde ortaya çıkan zenginliği de milletin refahını artırmak için kullanacaklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk adımı da kaynağını doğal gaz ve petrol gelirlerimizden oluşturacağımız bir Aile ve Gençlik Bankası kurarak atıyoruz. Bu bankanın finansmanıyla, primlerinin üçte birini ödeyerek ev hanımlarımızı emekli edeceğiz. Her hanede en az bir çalışan olmasını sağlayacağız. Gençlerimize, eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evlenmeye kadar her aşamada destek vereceğiz. Evlenmek isteyen gençlerimize faizsiz, ilk 2 yılı ödemesiz 4 yıl vadeli 150 bin lira kredi alma imkânı getireceğiz. Bakın bay bay Kemal ne diyor, Londra tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. İnandınız mı? Adamın hayatı yalan.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata atılmak isteyen gençlerin sigorta primlerini ve maaşlarının bir kısmını karşılayarak iş garantili meslek eğitimine yönlendireceklerini, üniversite öğrencilerini, alacakları ilk cep telefonu ve bilgisayarın özel tüketim vergisini düşmekten, kredi, burs ve yurda kadar her alanda desteklemeyi sürdüreceklerini bildirdi.

“Türkiye’nin zengin insan potansiyelini en üst düzeyde değerlendirmek için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimler için destek isteyerek, şunları kaydetti: “İsterseniz buluşmamızı, ahdimizi yenileyerek bitirelim. Yola çıkarken ne dedik, 4 temel üzere Türkiye’yi büyüteceğiz. ‘Eğitim, sağlık, adalet, emniyet’ dedik ve onun üzerine ulaşımı, tarımı, enerjiyi getirdik. Bütün bunlarla beraber Ankara’mızda şu anda bizim en önemli adımlarımızdan bir tanesi 2 şehir hastanemiz. Çok önemli değil mi? Hele hele, Pursaklar’da da devlet hastanesini yaptık mı, yaptık. Bir tarafta Bilkent, öbür tarafta Etimesgut. Buralardaki hastanelerimizle ikisinin sadece 8 bin kapasitesi var.”

“MİLLETİMİZİN TÜRKİYE YÜZYILI’NI NASIL SAHİPLENDİĞİNİ BİZZAT MÜŞAHEDE EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pursaklar programının ardından Hüseyingazi Mahallesi’nde düzenlenen Mamak-Altındağ mitingine katılarak halka hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, katılım rakamını aldığını alanda 100 bin kişinin olduğunu söyledi.

Ankara’nın daha önce Başkent Millet Bahçesi’nde ayrı bir destan yazdığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ziyaret ettiğimiz her şehirde, milletimizin Türkiye Yüzyılı’nı nasıl sahiplendiğini bizzat müşahede ediyoruz. Maşallah, Ankara’mız bu konuda çok güçlü bir duruş sergiliyor. Pazar günü inşallah balkon konuşmamızın hazırlığını yaptınız mı? Var mısınız? Ona göre, sandıklar patlamalı. Altındağlı ve Mamaklı kardeşlerimin şu karşımda gördüğüm kararlılığı bizim de çalışma şevkimizi artırıyor. Bugün burada 2002’de ülkemizin yönetimine gelirken teneffüs ettiğimiz havayı aldık. Bugün burada 2007’de vesayete meydan okurken yaşadığımız duyguları hissettim. Şu ihtişama, katılıma bak. Bay bay Kemal şimdi ne yaptı? Adaylardan bir tanesi adaylıktan çekilmiş. Tabii, niye çekildi anlamak mümkün değil. Doğrusu üzüldüm. Keşke bu yarış sonuna kadar böyle devam etseydi ama ne oldu da acaba çekildi bilemiyorum. Şimdi biz tabii yola diğerleriyle devam ediyoruz. Önemli olan benim milletimin vereceği karar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün alanda, 2013’ten itibaren Gezi olaylarından, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimlerine kadar maruz kaldıkları her saldırıda milletle yaşadıkları bütünleşmeyi gördüğünü dile getirdi.

Altındağ ve Mamak mitinginde, demokrasi ve kalkınma atılımlarını gerçekleştirirken önlerine çıkartılan engelleri aşarken aldıkları desteği tekrar yaşadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin asırlık eksiklerini nasıl birlikte tamamladıysak inşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle birlikte yükselteceğiz” ifadelerini kullandı.

Alandakilere, Millet İttifakı ve ittifakı destekleyenlerin açıklamalarının yer aldığı videoyu izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bay bay Kemal’in geçmişi bu. Bugünü bu, hayal ettiği Türkiye bu. Vesayetten, darbecilerden, terör örgütlerinden, tefecilerden kurtardığımız Türkiye’ye bunlar ne verebilir? Önlerine gelene makam, mevki vadederek, milletin kazanımlarını yıkma tehdidi savurarak, bu ülkenin yönetimine talip olunur mu? Yalan ve iftira siyasetiyle belki CHP’de genel başkanlık koltuğunu koruyabilirsiniz ama milletimiz size kendi kaderini teslim etmez. Bakınız az önce gördüğünüz manzara. Biz Atatürk Havalimanı’na indik. Bizden önce bay bay Kemal Atatürk Havalimanı’na gelmiş 1,5 saat kadar önce. FETÖ’cüler tankların arasından onu alıyorlar, geçiriyorlar ve Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gidiyor. Orada kahvesini yudumluyor. Takip ettiği nedir? Erdoğan’ı nasıl vuracaklar onu izliyor. Çünkü biz Atatürk Havalimanı’na indiğimizde savaş uçakları üzerimizden gelip geçiyordu. Ama öldürmeyen Allah öldürmez.”

“PKK’lıları, FETÖ’cüleri, cezaevinden salma, devlete doldurma sözüyle belki birilerine şirin gözükebilirsin Kılıçdaroğlu ama millet size ülkesini teslim etmez” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan alandakilere “Kimdir bu Selo?” sorusunu yöneltti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: “Bu Selo, Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan haindir. Ve 51 Kürt kardeşimizi öldüren bu Selo, şimdi Kılıçdaroğlu, diğerleri bunu kurtarmak için canhıraş çalışıyorlar. Başaramayacaksınız. Allah’ın izniyle biz geliyoruz yine, başaramayacaksınız. Tefecilere ülkenin kaynaklarını akıtma vaadiyle belki Londra’nın tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş, Neye dayanarak, kim veriyor bu parayı? Nerede bu paralar böyle yollara savruldu? Şimdi bir de LGBT olayı çıktı. LGBT gibi sapkın akımlara, mavi boncuk dağıtarak belki İstanbul’un belli semtlerinden bay Kemal alkış alabilirsin ama bu milletin evlatları bu ülkeyi sana teslim etmez.”

“BİZİM TIPKI SEVGİMİZ GİBİ ÖFKEMİZ DE MİLLETİMİZ İÇİNDİR”

Birilerinin kendilerini seçim döneminde, özellikle havayı biraz germekle suçladığını işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ama kalkıp da terör örgütünün bu ülkeyi nasıl germek istediğini hiç konuşmuyorlar. Teröristler neler yapıyor, bunu konuşmuyorlar. Biz, ülkemizin ve milletimizin menfaatleri söz konusu olduğunda değil havayı germek, gerekirse dünyayı da yerle bir ederiz. Bizim tıpkı sevgimiz gibi öfkemiz de milletimiz içindir. Kendi adımıza kimseyle kavga etmeyiz ama milletimiz söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmez. Bunu terörle mücadelede gösterdik mi? Cudi’de gösterdik mi? Gabar’da gösterdik mi? Tendürek’te gösterdik mi? Bestler Deresi’nde gösterdik mi? Teröre karşı bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Millî iradeye karşı her oluşumda biz varız. Ülkemizi köşeye sıkıştırma çabalarında gösterdik, bundan sonra da göstermeyi sürdüreceğiz. Bu seçimlerde her türlü sertliği kabul ederiz ama çirkinleşmeye karşıyız. Size buradan küçük bir siyaset tüyosu vereyim; çirkinleşen taraf, çirkefleşen taraf, kaybedeceğini anlayan taraftır. Kimi FETÖ usulü kaset tehdidiyle çirkinleşiyor, kimi kürsüde diliyle çirkinleşiyor, kimi sokakta insanımıza sataşarak çirkinleşiyor. Ben sadece şu kadarını söyleyeyim, siz ülkemizdeki siyasi iklime bakın ve kimin çirkinleştiğine kendiniz karar verin.”

“GENÇLERİMİZE HAYAL KURMA İMKÂNINI, GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ DEMOKRASİ VE KALKINMA ATILIMLARI VERİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yürüttükleri her mücadeleyi, verdikleri her kavgayı, ülkenin hanesine yazdırdıkları her kazanımı milletle gerçekleştirdiklerini dile getirerek, “Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimin tamamını, hem de açık ara önde bitirmiş olmamız bunun ispatıdır. Bunun için biz her fırsatta Türkiye’nin 21 yıllık kazanımlarını rakamlarıyla, örnekleriyle hatırlatmaya çalışıyoruz” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle her bir araya gelişinde onların hayal gücünün genişliğinden çok etkilendiğini anlattı.

Gençlerin nasıl bu kadar geniş hayal gücüne sahip olabildiklerini soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece internet, sadece sosyal medya bunu sağlamaya yeterli mi? Cevabını ben söyleyeyim, gençlerimize bu genişlikte hayal kurma imkânını, bizim ülkemizde gerçekleştirdiğimiz demokrasi ve kalkınma atılımları veriyor. Okullarına, üniversitelerine, yurtlarına bakıyorlar, daha iyisini, daha fazlasını hayal edebiliyorlar” diye konuştu.

İlkokul, ortaokul, lise sıralarının üzerinde kitapların olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin öğrencilik yıllarında bu tür kitaplar olmadığını, teksir kâğıtlarıyla okuduklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, çocukların da aynı sıkıntıyı yaşamaması için kuşe kâğıtlı ders ve yardımcı kitapları, sıraların üzerine koyduklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 76 olan üniversite sayısını da 208’e çıkardıklarını, şu anda üniversitesi olmayan ilin kalmadığını hatırlattı.

Ankara’da şu anda iki şehir hastanesi olduğunu işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, her ikisinin oda sayısının 4 bin küsur olduğunu vurguladı.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI BERABER İNŞA ETME TEKLİFİNDE BULUNUYORUZ”

Gençlerin şehirlerin daha güzelini, daha modernini, spor tesislerinin daha gelişmişini hayal edebildiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu hayatın her alanında geçerli. Gençlerimiz iyi ki de böyle yapıyor. Biz gençlerimizden işte tüm bu hayalleri birlikte gerçekleştirmek için destek istiyoruz. Şu anda Türkiye genelinde 850 bin kapasiteli yurtlar yaptık. Modern yurtlar yaptık. Gençlerimizi asla kendi arka bahçemiz olarak görmedik. Gençlerimizi asla popülist söylemlerle, sosyal medya kampanyalarıyla yönlendirilebilecek, sıradan bireyler olarak görmedik. Tam tersine gençlerimizin ‘kökü mazide olan ati’ anlayışıyla bizden aldıkları bayrağı daha ileriye taşıyacaklarından emin olduk. Şimdi de onların zamanlarının misafiri olduğumuzun bilinciyle, kendilerine Türkiye Yüzyılı’nı beraber inşa etme teklifinde bulunuyoruz. Yeter ki gençlerimiz, kendilerini kısır ideolojik tartışmaların, hayat biçimi dayatmalarının içine hapsetmesinler, ufuklarını hep açık tutsunlar. İşte o zaman önümüzdeki aydınlık yarınlara doğru hep beraber daha emin adımlarla yürüyeceğiz.”

“GEMİLERİMİZLE PETROLÜMÜZÜ, DOĞAL GAZIMIZI KENDİMİZ BULUYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin tüm gençlerini öz evlat mertebesinde gördüğünü, hiç kimseyi dışlamadan, küçümsemeden, ötekileştirmeden kucakladıklarını söyledi.

Her gencin, gelecek hayallerinin de özgürlük taleplerinin de adalet beklentilerinin de başlarının üstünde yeri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek şartımız var, ülkesine, milletine, değerlerine düşmanlık etmesin. Bunun için ne yapacağız? Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız” dedi.

Türkiye’nin son 21 yılının asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini tamamlamakla geçtiğini, bunun için nice tuzakları, oyunları bozduklarını, engelleri aştıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, altyapısıyla, üstyapısıyla, güvenliğiyle tüm imkânlarıyla küresel gelişmiş ülkeler liginde Türkiye’nin giderek daha da yükseldiğini kaydetti.

Eser ve hizmet siyasetlerinin meyvelerini topladıkça ortaya çıkan değerin milletle paylaşıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada görülen krizlerin ülkeye etkileri sebebiyle zaman zaman sıkıntılar yaşansa da hızla sorunların çözülerek yükselişin sürdüğünü belirtti.

İşçi ve memur ücretlerinden emekli maaşlarına esnaf desteklerinden sosyal yardımlara kadar her alanda bunu yaptıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşın refah kaybını, gelirini artırarak süratle telafi ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır yaptıkları yatırımların sonuçlarını da almaya başladıklarını, savunma sanayiindeki projelerin katlanan bir hızla gelire dönüştüğünü bildirdi.

Turizmde rekor üstüne rekor kırıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi sondaj gemilerimizle, sismik araştırma gemilerimizle petrolümüzü de doğal gazımızı da artık kendimiz buluyoruz. Terörden arındırdığımız Gabar’da petrolü bulduk mu? Bor başta olmak üzere sahip olduğumuz madenleri yeni yatırımlarla yüksek katma değerli ürünlere dönüştürdük mü? Böylece elde ettiğimiz geliri ne yapıyoruz biliyor musunuz? Artık Aile ve Gençlik Bankasını kurduk ve bu bankadan ailelerimizle, gençlerimizle bunu paylaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Altyapı yatırımlarının önemli ölçüde tamamlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ankara’da altyapı adına mevcut Belediye Başkanı bir şey yaptı mı? Ne yapıldıysa Melih Bey döneminde yapıldı. Belediyecilik adına en ufak bir şey, bu zat yapmadı. İstanbul’da öyle. İzmir rezalet. İşte bunlara önce pazar günü bir ders verelim. Ardından da 2024’te yerel yönetimler dersini verelim” dedi.

“CUMHURİYETİMİZİN BAŞKENTİ ANKARA’YA YİNE TARİH YAZMAK YAKIŞIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ankara’da son olarak, partisinin Sincan Atatürk Caddesi’nde düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti.

Altındağ ve Pursaklar’da yaptığı mitinglere 60 ve 100 bin kişinin katıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sincan’da da 135 bin kişinin olduğunu söyledi.

Milletin girdikleri her mücadelede kendilerini desteklediğini, 15 seçimde sandıktan birinci çıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimiz, vesayetinden darbecisine üzerimize kuralsızca yürüyenlerin karşısında, tıpkı burada olduğu gibi meydanları doldurarak yanımızda yer aldı. Bay bay Kemal neyle geldi? Kasetle geldi. Şimdi de cumhurbaşkanı adaylarından birini saf dışı bıraktı. Nasıl bıraktı? Herhalde o da şöyle yarın, bilemediniz cumartesi günü ortaya çıkar. Değil mi? Çünkü bunların bütün işi fırıldak. Bundan sonra bay bay Kemal’e fırıldakçı da diyebilirsiniz ama asıl dersi sandıkta vereceksiniz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün burada bir kez daha milletle birlikte tarih yazmaya hazırlandıklarını belirterek, şunları söyledi: “Bu tarih, Türkiye Yüzyılı tarihidir. Bu tarih, Türkiye’nin üzerinde yazılan senaryoların bir kez daha yırtılıp atılması tarihidir. Bu tarih, milletimizi ayrıştırarak aramıza nifak tohumları ekme oyunlarını bir kez daha boşa çıkarma tarihidir. Bu tarih, insanımıza kurulan sinsi tuzakları bir kez daha bozma tarihidir. Son devletimiz, Cumhuriyetimizin başkenti Ankara’ya yine tarih yazmak yakışır. Bunlar kimlerle beraber? Teröristlerle… Kandil’deki teröristler bunlara talimat veriyor, diğer teröristler bunlara tarih veriyor. Bunlarla el ele, omuz omuza yürüyorlar mı? İşte bu terör örgütleriyle beraber olan bay bay Kemal ve avanesini pazar günü sandıklara gömüyor muyuz? Ankara’nın yükselen yıldızı Sincan’a bu tarihin en şanlı bölümünü yazmak yakışır.”

Bunun için pazar gününe kadar çok çalışılması ve sandıklara sahip çıkılması gerektiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “14 Mayıs demokrasi şölenimiz şimdiden hayırlı olsun.” dedi.

“ENGELLİLERDEN YAŞLILARA TOPLUMUN HER KESİMİNİ DESTEKLEDİK”

Bu ülkedeki 85 milyonun tamamını ayrım yapmadan sevdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 21 yılda, 81 vilayetin her karışına yönelik eser ve hizmetlerle bunu ispatladıklarını dile getirdi.

Uluslararası alanda ülkenin itibarını yükselttiklerini, milletin öz güvenini artırdıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Engellilerden yaşlılara toplumun her kesimini destekledik. Sosyal yardım programlarıyla ülkemizde sahipsiz kimse bırakmadık” dedi.

Mitingde AK Parti’nin ülkeye kazandırdığı hizmetlere ilişkin videonun gösterilmesinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar sadece özet. Yaptıklarımızı tek tek saymaya kalksak günler yetmez. Bugün Cumhuriyetimizin ilk asrını bitirip yeni asrına adım atmaya hazırlanırken Türkiye Yüzyılı hayalini eğer konuşabiliyorsak işte bu sayededir” diye konuştu.

Asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini gidermek için gece gündüz çalışırken birilerinin de hep bugünkü koalisyon masası gibi takoz siyaseti yaptığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tek parti faşizminin mirası olan milletin gönlüne girmeden vesayetle, darbeyle ülke yönetimine gelme alışkanlığından hiç vazgeçmediler. Rahmetli Menderes’i idama gönderirken bunların yürekleri sızlamadı. İdeolojik kavgalarla milleti birbirine düşürürken kalpleri ürpermedi. Rahmetli Özal’ın ülkemize çağ atlatma hayalini baltalarken zerre kadar pişmanlık duymadılar. Bizim iktidarlarımız döneminde de bu zihniyetin akıl ve vicdan kabul etmeyecek ayak oyunlarıyla karşılaştık. Hamdolsun sağladığımız güven ve istikrar iklimi sayesinde tüm bunların üstesinden gelerek ülkemizi hedeflerinden koparmadık. İşte Ankara Büyükşehir Belediyesi… Ne yaptı Allah aşkına geldiğinden bu yana? 4 yıl içinde ne yaptı? Biz geldiğimizde Ankara’da şöyle büyükçe bir havalimanı yoktu. Mevcut havalimanını biz yaptık. Havalimanından şehre yolu o zamanki büyükşehir belediye başkanı olarak Melih Bey yaptı. Bu yol ve havalimanı bizim eserimiz.

Çünkü biz eserlerimizle konuştuk. Ziya Paşa ne diyor; ‘Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.’”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların sağlığının kendileri için çok önemli olduğunu, yola çıkarken eğitim, sağlık, adalet, emniyet, ulaşım, enerji, tarım, dış politika konularında adımları attıklarını, hâlâ da atmaya devam ettiklerini belirtti.

“ESKİ TÜRKİYE ÖZLEMLERİNDEN VAZGEÇMİYORLAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti eleştirerek, “Bunların vizyonu burunlarının ucunu görmeye bile yetmeyecek kadar sığdır. Gerçi önlerine nasıl bir ufuk serersek serelim yine de eski Türkiye özlemlerinden vazgeçmiyorlar. Bunlar 2007 ve 2011 seçimlerine vesayetle kol kola girdiler. Bunlar 2014 ve 2015 seçimlerine FETÖ ile kol kola girdiler. Bunlar 2018 seçimlerine eski Türkiye’nin tüm hastalıklarını savunarak gittiler. Bunlar şimdi de karşımıza PKK’sı, FETÖ’sü, tefecisi yetmemiş olacak ki yanlarına LGBT’yi de alarak çıktılar. Kardeşlerim bu CHP, LGBT’ci mi? Bu HDP, İYİ Parti, LGBT’ci mi? Bir de yanlarında o yavrucuklar var. Onlar da ‘Hayır’ diyorlar mı? Onlar da hâllerinden memnun. AK Parti, MHP, Cumhur İttifakı LGBT’yi semtine sokmaz.”

Ailenin kutsiyetine inandıklarını, güçlü ailenin, güçlü milleti oluşturduğunu, yola böyle çıktıklarını ve böyle devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden sonra ve yapacakları değişikliklerle, güçlü aileyi, milletin oluşumunda en önemli taban olmak üzere kanunlaştıracaklarını, yapabilirlerse Anayasa değişikliğine gideceklerini dile getirdi.

Muhalefetin hırsla saldırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Hadi bize saldırılarını anladık. Daha düne kadar kendileriyle birlikte olanlara bile acımıyorlar. Tehditler, hakaretler, şantajlar, karanlık pazarlıklar gırla gidiyor. Dün kasetle genel başkanlık koltuğuna getirilenler, bugün de yine aynı yöntemle cumhurbaşkanlığına atanmaya çalışıyorlar. İşte gördünüz artık ne yaptılarsa bir adayı geri çekilmeye mecbur bıraktılar. Anlaşılan o ki FETÖ yöntemleri yine iş başında. Ülkemizde siyasetin seviyesinin bu kadar düşürülmesine gönlüm razı değil. Bay bay Kemal sen kasetle geldin bunu biliyoruz ama benim milletim seni bu defa kasetle veya CD ile inşallah bir yerlere getirmeyecek. Tam aksine sana, ‘bay bay’ diyecek.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü döneminde yaşananlarla bazı CHP ve HDP’lilerin terör örgütü PKK ve özerklik söylemlerinin yer aldığı görüntüleri izletti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüntüler üzerine şunları kaydetti: “Buyurun, ne diyeyim ben. Gazi Mustafa Kemal’in partisi CHP’nin ortağının sözlerine bakın. ‘Siz Mustafa Kemal’in askerleri olsanız ne yazar. Bu it sürüleri, it sürüleri, it sürüleri.’ diyor. Hâle bak. Bay Kemal neredesin sen? Hangi yoldasın? Diyorum ki, bay bay Kemal bu teröristlerle el ele, kol kola bu yolculukta. Cumhuriyet Halk Partisinin içindeki Gazi’ye inanlar, Mustafa Kemal’e inananlar pazar günü bunun hesabını soracaklardır. İşte karşımızdaki tablo bu, milletimizin bu zata ülkesini teslim etmeyeceğine yürekten inanıyorum”

“ÜLKEMİZİN SAHİP OLACAĞI ZENGİNLİKLERİ DOĞRUDAN MİLLETİMİZİN REFAHINI YÜKSELTMEK İÇİN KULLANACAĞIZ”

Sincan’ın 28 haneli küçük bir köyden bugün 600 bine yaklaşan nüfusuyla Ankara’nın en büyük ilçelerinden biri hâline dönüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayisiyle ticaretiyle siyasi ve sosyal canlılığıyla Türkiye’nin özeti denilebilecek olan Sincan’ı anlamadan Türkiye’nin kodlarının çözülemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yılda yaptıkları yatırımların kendilerine yeni imkânlar sağlayacağını vurgulayarak, “Altyapı yatırımlarımızı tamamladığımız için bundan sonra ülkemizin sahip olacağı zenginlikleri doğrudan milletimizin refahını yükseltmek için kullanacağız. Mesela Karadeniz gazı, ülkemiz bu keşifle yüzlerce milyar dolarlık bir kaynağa kavuştu. Kendi doğal gazımızı kullanmaya başlamamızın sevincini hemen milletimizle paylaşmaya başladık” ifadelerini kullandı.

Terör örgütlerinden temizlenen Gabar’da sadece tek bir sahada Türkiye’nin yıllık kullanımının onda birini karşılayacak, kaliteli petrol bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi 40 yıldır oralarda terörün niye bitmediğini, bitirilmediğini daha iyi anlıyoruz değil mi? Türkiye’nin sınır ötesi harekâtlarına tahammülsüzlüğün sebeplerini daha iyi anlıyoruz değil mi? Bay bay Kemal ve ortaklarının terör örgütlerine verdikleri sözlerin, askerlerimizi sınır ötesinden çekme taahhütlerinin sebeplerini daha iyi anlıyorsunuz değil mi? İnşallah önümüzdeki yıllarda petrol meselesinde de ülkemizin dışa bağımlılığını önemli ölçüde azaltacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiine yıllardır yatırım yaptıklarını, bu uğurda nice saldırıyı, nice iftirayı göğüslediklerini belirterek, savunma sanayii projelerinin, Türkiye’nin en iddialı ihracat kalemi hâline dönüşmeye başladığını ifade etti.

“KÜRESEL KRİZLERDEN ÜRETİMİMİZİ VE İSTİHDAMIMIZI ARTIRARAK ÇIKTIK”

Organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgeleri ve lojistik bölgelerinin harıl harıl çalıştığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Devletimizin bu şekilde ortaya çıkan kazancını milletimize aktarmak için gerekli adımları atıyoruz. Dikkat ederseniz eskiden olsa ülkenin yıllarca belini doğrultamayacağı nice sıkıntının üstesinden kısa sürede geliyoruz. Darbe yaşadık, terör saldırıları yaşadık, ekonomik tuzaklar yaşadık, Kovid salgını yaşadık, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yol açtığı küresel krizi yaşadık, deprem yaşadık. Tüm bunlara rağmen hamdolsun dimdik ayaktayız. Küresel krizlerden üretimimizi ve istihdamımızı artırarak çıktık. Terör saldırılarını, teröristlerin başlarını inlerinde ezerek püskürttük. Ekonomik tuzakları kendi programımızı uygulayarak boşa çıkarttık. Depremin altından şehirlerimizi bir yılda ayağa kaldıracak çalışmalarla kalkıyoruz. İşçimizin, memurumuzun, emeklimizin gelirlerinde sıkıntıların yol açtığı refah kayıplarını giderecek artışlar yapıyoruz. Sanayicimizi, esnafımızı, sanatkârımızı hibe ve teşviklerle destekliyoruz. Pazar günü bunun için sıkı çalışalım yeter. Sonuçlar açıklanana kadar en küçük bir rehavete, tereddüde yer vermeyeceğiz. Kimsenin tahrikine gelmeden kendi işimize bakacağız. Tercihimizi doğrudan yana yaparak yolumuza devam edeceğiz.”