Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Millî Teknoloji Hamlesi ile ülkemize, savunma sanayiinden yazılıma kadar her alanda çağ atlatıyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Millî Teknoloji Hamlesi ile ülkemize, savunma sanayiinden yazılıma kadar her alanda çağ atlatıyoruz” için yorumlar kapalı 93298

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12. Çalışma Meclisi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “İhracatımızı 36 milyar dolar seviyesinden 170 milyar dolar sınırına getirmiş olmamız, üretim gücümüzün ne derece arttığını gösteriyor. Millî Teknoloji Hamlesi ile ülkemize, savunma sanayiinden yazılıma kadar her alanda çağ atlatıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen 12. Çalışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. ATO Congresium’da düzenlenen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.

Çalışma Meclisi’nin 12. toplantısının hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve ekibini, toplantıyı “Daha Parlak Bir Gelecek İçin Çalışmak” gündemiyle gerçekleştirdikleri için tebrik etti.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün bu yıl 100. kuruluş yılına ulaşmasının da takdire şayan olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bağlı olduğu Birleşmiş Milletlerden daha eski bir kuruluş olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün dikkate değer faaliyetler yürüttüğünü söyledi.

“ÇALIŞMA HAYATINDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER BİZİ BEKLİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Çalışma Örgütü’ne Türk çalışma hayatına yaptığı katkılar dolayısıyla teşekkür ederek, “Toplantı gündemimiz olan ‘Daha Parlak Bir Gelecek İçin Çalışmak’ başlığı, esasen Uluslararası Çalışma Örgütünün vizyonunu yansıtıyor” dedi.

Dünyada, “Endüstri 4.0”, “Toplum 5.0”, “Yaşam 3.0”, “4. Devrim”, “Birey 4.0” gibi konularının tartışıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başlıkların hepsinin üretim biçimlerinde ve çalışma hayatında çok köklü değişikliklerin beklediğini gösterdiğini kaydetti.

İnsan gücünün yerini makine ve yazılım gibi unsurların aldığı bir dünyada, istihdam konusunun yeniden tasarlamak gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam meselesinin giderek daha karmaşık bir hâl aldığını, adaletsizliğin her alanda olduğu gibi, çalışma hayatında da en büyük sorun olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz ‘Dünya 5’ten büyüktür’ derken, güvenlik kaygıları yanında yerküredeki insanların hayatının her alanını kuşatan bir adaletsizliğe işaret ediyoruz. Bir büyük şairimiz; ‘Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul / bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa’ diyor. İnsanlığın durumu da tam olarak böyledir” ifadelerini kullandı.

Tüketimin akıl almaz boyutlara ulaştığına, bir yandan da açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan ölen çocuklar bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sadece  ‘eşitsizlik’ denilerek geçiştirilemeyecek kadar vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Dünya böyle bir çarpıklığı uzun süre taşıyamaz. İstihdam konusu, bu çarpıklığın en göze çarpan ve çözüm için ilk başlanması gereken noktasıdır” dedi.

“TEKNOLOJİ GELENEKSEL ÜRETİM BİÇİMLERİNİ TEHDİT EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojinin geleneksel üretim biçimlerini tehdit ederken, istihdama katkıda bulunabilecek bir potansiyele de sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Devletlerin ve işletmelerin zenginliğinin topluma yansımasının yollarını ne kadar genişletebilir ve çeşitlendirebilirsek, geleceğimize o derece güvenle bakabiliriz. İşveren olmazsa iş olmaz, iş olmazsa çalışan olmaz. Bireyler çalışamayınca da aşa, ekmeğe, temel ihtiyaçlara ulaşabilmeleri mümkün olmaz.  Bu gerçek, işverenlerin ve çalışanların birlikte hareket etmelerini kaçınılmaz hale getiriyor. Çalışma Meclisi toplantımızın, bu konuda daha verimli ve etkin iş birliği zeminlerinin oluşmasına vesile teşkil etmesini diliyorum.”

İnsanı merkeze almayan, “önce insan” demeyen hiçbir yaklaşımın başarı şansı olmadığına olan inancını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyüme, gelişme, kalkınma ve zenginliğin önemli kavramlar olduğunu ancak bunların insana faydası varsa anlamlı olacağını kaydetti.

“Bizim medeniyetimiz istifçiliği, yani sadece biriktirmek için kazanmayı yasaklıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kazancı sürekli üretime, istihdama, faydaya dönüştürmek gerektiğini, dünyada finans sektörünün üretimin önüne geçmesinin düşündürücü, kaygı verici olduğunu sözlerine ekledi.

“İHRACATIN 170 MİLYAR DOLARA YÜKSELMESİ ÜRETİM GÜCÜMÜZÜN NE DERECE ARTTIĞINI GÖSTERİYOR”

Paranın değerinin izafi olduğunu ancak üretim ve istihdamın hem gerçekçi hem de çok yönlü faydaları bulunduğunu anlatarak, “Türkiye olarak, üretim merkezli bir büyüme stratejisi belirlememizin sebebi işte budur. Elbette üretimin asıl katma değerinin, fiziki imalattan zihni tasarıma doğru kaydığını görüyoruz, biliyoruz. Buna rağmen, reel üretimin gücünün asla azalmayacağı bir gerçektir. Fiziki ve zihni üretimin birlikte yürümesi hâlinde çok daha büyük bir güce dönüşeceğine inanıyoruz. Bunun için ne klasik sanayi üretimini, ne yüksek teknolojiyi, ne tarımı, ne inşaatı, ne de hizmetler sektörünü ihmal etmiyoruz” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Türkiye’nin ihracatının 36 milyar dolardan 170 milyar dolar sınırına yükselmesinin, ülkenin üretim gücünün ne kadar arttığına bir işaret olduğunu vurgulayarak, Millî Teknoloji Hamlesi ile Türkiye’yi savunma sanayiinden yazılıma kadar her alanda çağ atlattıklarını söyledi.

Dünyanın her beş önemli inşaat firmasından birinin Türkiye’den çıktığını, Türkiye’nin tarımsal üretimde Avrupa’da ilk, dünyada 7. sırada yer aldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devam eden yatırımlarla Türkiye’nin tarımdaki yerinin daha da güçleneceğine vurgu yaptı.

“KÜRESEL EKONOMİDE EN SERT FIRTINALARIN ESTİĞİ DÖNEMLERDE DAHİ DİMDİK AYAKTA DURMAYI BAŞARDIK”

Türkiye’nin son 17 yılda kadınların, gençlerin, engellilerin iş gücüne katılımında büyük gelişme sağladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel ekonomide en sert fırtınaların estiği dönemlerde dahi biz dimdik ayakta durmayı başardık. Bugün de, maruz kaldığımız tüm ekonomik saldırılara rağmen, hedeflerimize doğru yürümeye devam ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üretim, büyüme ve istihdam odaklı bir ekonomi programıyla, ülkemizi dünyanın en büyük 10 devletinden biri hâline getirmekte kararlıyız. Bunu, çalışma hayatımızın tüm taraflarıyla birlikte başaracağız. Adil ve hakkaniyetli bir çalışma hayatının inşasını da yine birlikte yapacağız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işverenleri, girişimcileri desteklemeyi sürdüreceklerini, çalışanların da yanında yer almaya devam edeceklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye, 82 milyon vatandaşıyla bir bütündür. İster işveren olalım ister çalışan, ister kendi hesabına çalışan olalım ister evinde oturan, hepimiz de bu büyük çatının altında yaşamaya devam edeceğiz. Ülkemizin gücü, her birimizin gücüdür. Ülkemizin zenginliği, her birimizin zenginlidir. Ülkemizin itibarı, her birimizin itibarıdır. Fert fert verdiğimiz emeklerin toplamı, ülkemizin büyüklüğünün ifadesidir. Aynı şekilde fert fert yaptığımız yanlışların toplamı da ülkemizin işini zorlaştırır. Her kim, şu veya bu sebeple ülkesinin aleyhine sonuçlar doğuracak bir işe kalkışırsa, bilmelidir ki 82 milyonun her birine zarar vermiştir.  Yine her kim, bilgisiyle, kabiliyetiyle, sermayesiyle, çabasıyla ülkeye bir katkıda bulunursa, bilmelidir ki 82 milyonun her birine fayda sağlamıştır. Bunun için aramızdaki farklılıkları asla husumete dönüştürmemeliyiz. Rekabet daha iyiye ve güzele ulaşmak için yapılırsa iyidir ama iş karşı tarafı yok etmeye dönerse felakettir.”

Enerji petrol Medya Ceo -Mehmet Ali Setencioğlu Ankara –12. Çalışma Meclisi Toplantısı

TÜRKİYE,ADANA, ADIYAMAN, AFYON, AĞRI, AMASYA, ANKARA, ANTALYA, ARTVİN, AYDIN, BALIKESİR, BİLECİK, BİNGÖL, BİTLİS, BOLU, BURDUR, BURSA, ÇANAKKALE, ÇANKIRI, ÇORUM, DENİZLİ, DİYARBAKIR, EDİRNE, ELAZIĞ, ERZİNCAN, ERZURUM, ESKİŞEHİR, GAZİANTEP, GİRESUN, GÜMÜŞHANE, HAKKARİ, HATAY, ISPARTA, MERSİN, İSTANBUL, İZMİR, KARS, KASTAMONU, KAYSERİ, KIRKLARELİ, KIRŞEHİR, KOCAELİ, KONYA, KÜTAHYA, MALATYA, MANİSA, KAHRAMANMARAŞ, MARDİN, MUĞLA, MUŞ, NEVŞEHİR, NİĞDE, ORDU, RİZE, SAKARYA, SAMSUN, SİİRT, SİNOP, SİVAS, TEKİRDAĞ, TOKAT, TRABZON, TUNCELİ, ŞANLIURFA, UŞAK, VAN, YOZGAT, ZONGULDAK, AKSARAY, BAYBURT, KARAMAN, KIRIKKALE, BATMAN, ŞIRNAK, BARTIN, ARDAHAN, IĞDIR, YALOVA, KARABÜK, KİLİS, OSMANİYE, DÜZCE,

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”