Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir, bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir, bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz” için yorumlar kapalı 88991

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüs mücadelesiyle ilgili olarak ulusa seslendiği konuşmasında, “Önce insan diyen bir yönetim anlayışıyla hareket ettiğimiz için her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir, bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ulusa seslenerek Koronavirüs ile mücadelede Türkiye’de alınan önlemler ile mücadele kapsamında değişik alanlarda atılan adımları kamuoyuna açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Aziz Milletim;

Sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.

Türkiye olarak çevremizdeki ülkeler başta olmak üzere, tüm dünyayla birlikte, yakın tarihte eşine az rastlanan bir tehditle karşı karşıyayız.

Bu tehdit, bulaşıcı bir hastalıktır.

İlk defa Çin’de başlayan ve yeni Koronavirüs salgını olarak bilinen Kovid-19 hastalığı, neredeyse tüm dünyayı etkisi altına almıştır.

Türkiye, hastalığın ilk ortaya çıktığı günden beri gelişmeleri yakından takip eden, tedbirleri vakitlice alan ender ülkelerden biridir.

Sağlık Bakanlığımız Ocak ayı başında, yani henüz Çin’de bile ilk ölüm vakası yaşanmamışken bünyesinde kriz merkezini kurmuş, hemen arkasından da Bilim Kurulu’nu oluşturmuştur.

Ülkemizde Kovid-19’la ilgili fiili tedbirler 20 Ocak’tan itibaren alınmaya başlanmıştır.

Şubat’ın ilk günü, Çin’in Vuhan şehrindeki vatandaşlarımız ülkemize getirilerek karantina altına alınmış, hamdolsun 14 günün sonunda hepsi de sağlıklı olarak evlerine gitmiştir.

Hastalığın ilk çıkış yeri olan Çin’den başlayarak, hastalığın salgın düzeyine ulaştığı ülkelerle uçak seferleri hemen durdurulmuş, kara sınırlarımız kontrol altına alınmış, gerektiğinde kapatılmıştır.

Yurt dışından gelen vatandaşlarımızın tamamı ülkemize girişte sağlık kontrolünden geçirilmiş, durumu şüpheli görülenler karantinaya alınmıştır.

Ülkemizdeki ilk Kovid-19 hastası vatandaşımız 10 Mart’ta tespit edilmiştir.

Bunu izleyen günlerde okulların tatil edilmesi, yurt dışı görevlerin ertelenmesi, insanların toplu olarak bulunduğu mekânların faaliyetlerine ara verilmesi, etkinliklerin ertelenmesi gibi çok sayıda tedbiri seri bir şekilde hayata geçirdik.

İlk tespitten bir hafta sonra hasta sayımız 47’ye ulaştı ve ilk can kaybımızı 18 Mart’ta verdik.

18 Mart tarihindeki kapsamlı değerlendirme toplantımızın ardından, yaklaşık 100 milyar liralık bir ekonomik destek programını milletimizle paylaştık.

Bu çerçevede Meclisimiz gereken düzenlemeleri yaptı.

Böylece, ilave kaynak aktarmak suretiyle İşsizlik Fonunu güçlendirerek çalışanlarımızın, Kredi Garanti Fonu’nu güçlendirerek esnaf ve sanatkârımızın yanında olduğumuzu gösterdik.

Ayrıca, en düşük emekli maaşını bin 500 liraya çıkartırken, Ramazan Bayramı ikramiyesinin ödenme tarihini de Nisan başına aldık.

İstihdamı korumak amacıyla kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştıran, telafi çalışma süresini azaltan, sosyal yardımları artıran düzenlemeyi de hayata geçirdik.

Hem hastalıkla mücadele hem de bunun ekonomik sonuçlarının telafisiyle ilgili ihtiyaç duyulan ilave tedbirleri peyderpey ilan ettik.

Önümüzdeki süreçte de bu konuda gereken adımları atmayı sürdüreceğiz.

Bugün itibariyle dünya çapında Kovid-19 hastası sayısı 426 bine, ölü sayısı da 19 bine ulaşmıştır.

Ülkemizde ise 53 bin vatandaşımızı evlerinde izlemeye, 8 bin 554 vakayı ise hastanelerde takibe aldık.

Bunlardan 797 kişi tamamen iyileşip taburcu olurken, 4 bin 603 kişiden numune alınarak ileri tetkik yapıldı.

Kovid-19 teşhisi konan bin 872 kişinin tedavisine devam ediliyor.

Tedavi altındaki hastalarımızdan 44’ünü ise maalesef kaybettik.

Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.

Aziz Milletim;

Malum olduğu üzere, bu virüs daha çok kronik hastalığı olanlar ile yaşlılarda ölümcül sonuçlara yol açıyor.

Hasta ve yaşlılarımıza virüs bulaşmasını önlemenin tek yolu ise kendimize gönüllü karantina uygulamak, yani mecbur kalmadıkça evden dışarıya çıkmamaktır.

Nitekim vefat eden hastalarımızın tamamında da, Kovid-19 yanında ilave rahatsızlıklar söz konusuydu.

Özellikle yaşlılarımızın, hem kendilerinin hem de diğer insanların sağlıkları için, bu süreçte kesinlikle ve kesinlikle dışarıya çıkmadan, hayatlarını evlerinde sürdürmeleri şarttır.

Yaşlı büyüklerimizle ilgili hassasiyetimizin sebebi, onların diğerlerine hastalık bulaştırıyor olması değil, onlara hastalık bulaşmasının önüne geçmektir.

Bunun için, başımızın tacı olan yaşlılarımızı, sevgiyle, saygıyla, ihtimamla korumalıyız.

Büyüklerimizi incitecek en küçük bir saygısızlığı dahi kabul edemeyiz.

Sağlık hizmetlerinin kapasitesi ve kalitesi konusunda hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye bu sürece, son 17 yılda, dünyanın en güçlü ve yaygın genel sağlık sigortasını hayata geçirmiş, dünyanın en modern hastanelerini inşa etmiş, 1 milyonu aşkın sağlık personeliyle en yüksek standartlarda hizmet kalitesine ulaşmış ülkesi olarak girmiştir.

Bugün ülkemiz, sağlık bakanlığı, üniversiteler ve özel sektördeki 165 bin doktoru, 205 bini hemşire olmak üzere 490 bin diğer sınıflardaki sağlık personeli ve 360 bin destek personeli ile dev bir sağlık ordusuna sahiptir.

İlave 32 bin sağlık personeli alımıyla ilgili çalışmaları da başlattık.

Ayrıca, gelişmiş üretim gücümüzle, sağlık sektörünün ihtiyaç duyduğu pek çok malzemede kendi kendimize yeterliyiz.

Geçmişte bu tür kriz dönemlerinde dünyadan yardım isteyen bir ülke durumundaydık.

Bugün ise, dünyanın 69 ülkesi Türkiye’den yardım talep etmiş, bunların 17’sine de imkânlar nispetinde gereken malzemeler gönderilmiştir.

Dostlarımızı bu sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmamak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz.

Her türlü senaryoya karşı hazırlığımız vardır.

İyi bir izolasyonla hastalığın yayılma hızını iki, üç hafta içinde kırarak bu süreçten olabildiğince en kısa sürede ve olabilecek en az hasarla mutlaka çıkacağız.

Aksi takdirde, çevremizde pek çok örneğini gördüğümüz şekilde, daha ağır sonuçlarla ve buna bağlı olarak daha ağır tedbirlerle karşılaşmamız kaçınılmazdır.

Devlet olarak tüm kurumlarımızla üzerimize düşenleri yaparken, vatandaşlarımızdan da destek ve anlayış bekliyoruz.

Sağlık, güvenlik ve sosyal yardım kurumlarımız başta olmak üzere, bu hastalığın yayılmasını önleyecek tüm birimlerimiz, tam bir seferberlik anlayışıyla çalışmalarını sürdürüyor.

Belediyelerimizin, gıda ve temizlik malzemeleri tedarik zincirinde çalışanlarımızın, ekonomiyi ayakta tutmak için üretimde ve hizmet sektöründe faaliyetlerine devam eden kuruluşlarımızın gayretlerini de takdirle takip ediyoruz.

Vatandaşlarımızdan tek ricamız, önümüzdeki kritik günlerde hastalığın yayılma zincirini kırmak için, Sağlık Bakanlığımızdan, İçişleri Bakanlığımızdan ve diğer ilgili kurumlarımızdan gelen ikazlara harfiyen uymalarıdır.

Böylece, hep birlikte mümkün olan en kısa sürede normal hayatımıza dönme imkânına kavuşabiliriz.

Önce insan diyen bir yönetim anlayışıyla hareket ettiğimiz için her vatandaşımızın canı bizim için aynı derecede değerlidir, bunun için ‘Evde kal Türkiye’ diyoruz.

Bunun için sosyal mesafeye dikkat edilmesini, yani diğer insanlarla aramızda hastalık bulaşmasına imkân tanımayacak mesafe bırakılmasına özen gösterilmesini istiyoruz.

Bunun için temizliğe önem verilmesini, özellikle dış temasların ardından ellerimizin mutlaka yıkanmasını, kolonyayla dezenfekte edilmesini tavsiye ediyoruz.

Bunun için yaşlılarımıza ayrı bir ihtimam gösteriyoruz.

Bunun için vatandaşlarımızdan destek, sabır ve anlayış bekliyoruz.

Aziz Milletim;

Ülke ve millet olarak bugüne kadar karşılaştığımız her sıkıntının, uğradığımız her saldırının üstesinden birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize daha sıkı sarılarak geldik.

İnşallah bu Koronavirüs tehdidini de aynı şekilde yeneceğiz.

Velev ki gözle görülmeyen bir virüs olsun; hiçbir düşman milletimizin birliğinden, beraberliğinden, gücünden, dirayetinden daha üstün değildir.

Bugünler, Habillerle Kabillerin ayrıştığı, hasbilerle hesabilerin kendini belli ettiği, bencillerle diğer gamların arasındaki farkın ortaya çıktığı günlerdir.

Biz tüm bu hasletlerin hayırlı olanını tercih edeceği konusunda milletimize güveniyoruz.

Her meselemizde olduğu gibi, Rabbimizin yardımının bu sıkıntımızda da yanımızda olacağından şüphe duymuyoruz.

Rabbimizin ‘Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır olabilir’ emri ilahisinin hikmetine bir kez daha muhatap olacağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz.

Dünya bu salgın hastalığın ardından, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, yepyeni bir küresel siyasi, ekonomik, sosyal sistemin inşa edileceği bir döneme doğru gitmektedir.

Türkiye olarak bu yeni döneme çok büyük avantajlarla ve güçlü bir altyapıyla giriyoruz.

Önümüzde, 2023 hedeflerimize, umduğumuzdan daha kısa sürede ulaşabileceğimiz bir fırsat duruyor.

İnşallah aydınlık yarınlar bizi bekliyor.

Yeter ki ikazlara riayet edelim, sabırlı olalım, dikkati elden bırakmayalım, kendimizin ve çevremizin temizliğine ihtimam gösterelim…

Tedbir bizden, mücadele bizden, ferasetli davranmak bizden, takdir Allah’tandır.

Kalın sağlıcakla.”

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”