İyi ki varsınız Sayın Rektörüm ; İyi ki varsınız Sayın Rektörüm ; için yorumlar kapalı 11295

TÜSİAV ve ASTOP BAŞKANI VELİ SARITOPRAK

4000 yıllık tarihi geçmişiyle,Roma ve Bizans dönemlerini yaşayan,Fatih Sultan Mehmet’in Fethettiği, Yavuz Sultan Selim’in Valilik yaptığı,Kanuni Sultan Süleyman’ın doğduğu,
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün üç kez ziyaret ettiği şehir,
Evliya Çelebi seyahatnamesinde Trabzon dan bahsederken. “”Tuğra-bozan“ yakıştırması” ve “Bu şehre küçük İstanbul denilse yeridir. İrem bağları gibi süslü bir şehirdir burası”ifadelerini kullanmıştır. .Yeşiliyle, doğasıyla insanı büyüleyen ,sadece yaylalarında değil ,şehrin her yerinde yılın her döneminde mutlak bir şenlikle ,yöresel lezzetleri ile horon edilen yapısının yanı sıra zengin bir liman kenti…TRABZON ..

Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İBİŞ 30 Mart 1958 Trabzon da doğdu.Öğrenim yıllarının bir bölümünü doğup büyüdüğü şehir Trabzon da tamamlayan Erkan İBİŞ :1977 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ni kazanarak ANKARA da eğitim hayatına devam etti. 1982 yılında bu okuldan mezun olan Erkan İBİŞ; 1989 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde Nükleer Tıp alanında; UZMAN, 1991 de Doçent, 1997 yılında Profesör oldu, Halen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı Öğretim üyesi olup, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Yönetim Kurulu Üyeliği, TAEK Danışma Kurulu Üyeliği, Türk Rus Toplumsal Forumu Eğitim-Bilim Komitesi Başkanlığı, Üniversite Sporları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği yanı sıra; Başhekim Yardımcılığı, Başhekimlik, Rektör Yardımcılığı, Ana Bilim Dalı Başkanlıkları gibi görevleri de yerine getiren, 6 Ağustos 2012 tarihinden itibaren,Ankara Üniversitesi Rektörü olarak görevini sürdüren Erkan İBİŞ, aynı zamanda ÜNİVERSİTE HASTANELERİ BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI görevini de yapmaktadır.

Ankara Üniversitesi “Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Üniversitesi”unvanını taşımaktadır.
Hukuk (1925) ve Dİlve Tarih, Coğrafya (1935) fakültelerinin kuruluşunu bizzat yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları doğrultusunda Ankara Üniversitesi Başkentimiz Ankara’da Hukuk, DTCF, Tıp (1945) , Fen (1943), Veteriner (1842, 1933) ve Ziraat (1846,1933) Fakültelerinin bir araya getirilmesi ile 1946 yılında kurulmuştur. Kökleri Oldukça eski olan ve önce İstanbul’da mektep olarak açılan Veteriner Fakültesi (1842) ve Ziraat Fakülteleri (1846) 1933’de Ankara’ya alınmış ve üniversitenin kuruluşunun temel taşlarından olmuşlardır. Siyasal Bilgiler Fakültesi diğer adıyla Mekteb-i Mülkiye (1859) 1949’da üniversite bünyesine dahil edilmiştir. Fakültelerinin tek çatı altında toplanmasıyla oluşturulmuş Ankara Üniversitesinde daha sonra diğer fakültelerin açılmasıyla ülkemizin ve dünyanın en saygın ve gelişmiş üniversitelerinden biri haline gelmiştir..Bir devlet üniversitesi olan 700’den fazla programı olan Ankara Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçe olmakla birlikte, İngilizce ve diğer dillerde uluslararası programlarda da eğitimler verilmektedir. Ankara Üniversitesinde 2020 yılı itibari ile 18 Fakülte , 11 Meslek Yüksek Okulu, 1 Devlet Konservatuarı, 14 enstitü ve biner yataklı 2 Üniversite Hastanesi bulunmakta olup, 70 bine yakın öğrenci vardır.

Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İBİŞ ;
Sivil Toplum Kuruluşları hakkında görüşlerini ifade ederken;
Ülkemiz de vatandaşların ortak bir amaç uğruna bir araya geldiği, buna bağlı olarak daha iyi yaşam şartları için gerekli faaliyetlerin kolektif ve bağımsız bir biçimde yürütüldüğü topluluk anlamına gelmektedir.
“Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı ifade eder. STK, bir ülke de demokrasinin, yaşam standartlarının, birey ilişkilerinin, aktif ve sorumlu vatandaşlık bilincinin gelişmesinde önemli rol oynar. Akademisyenlerin yanı sıra gönüllü bireylerin de deneyimleri ile katkı verdikleri, maddi çıkarın gözetilmediği, dostlukların kurulduğu, acıların sevinçlerin paylaşıldığı, topluma yararlı bireylerin de kazandırıldığı ortak yerlerdir. Kısacası; STK, devletin bütünlüğü, insan hakları ve ötekileştirmeme ilkeleri esasında ülkeleri daha çağdaş ve demokratik hale getirme çabasındaki kurumdur diye tanımlamak istiyorum.

Bu tanımlamam sanıyorum Ankara Üniversitesinin STK’na bakış açısını da ortaya koyuyor. Hem üniversitemizin, hem toplumumuzun hem de ülkemizin kazanımı, gelişimi için STK ile güçlü işbirliği içinde olmamız gerekir. Bu bilinçle çaba gösteriyoruz. İster sosyal, ister kültürel, ister ekonomik, ister bilim amaçlı olsun tüm STK’nı ve onlarla işbirliğini önemsiyoruz. STK ile birlikte çalışmalar yapıyoruz.”diyor Sözlerinin devamında Ankara Üniversitesi, tüm bu söylediklerim temelinde bir düşünceye sahip. Sosyal sorumluluğun kendi sorumluluğu da olduğu bilincinde. Bunun için gıdadan sağlığa, eğitimden teknolojiye, doğadan insana, çocuktan yaşlıya kadar çok farklı konularda sosyal sorumluluk projeleri üretmek üzere kolları sıvadık. Öncelikli uygulamalarımız eğitim, çocuk, yaşlı, çevre, doğa. Bunları geliştirerek sürdüreceğiz. Dedi.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.. Doktor Sayın Erkan İBİŞ ‘in aldığı ödül ve Beratlar bulunmaktadır. Bunların bazılarından bahsetmek gerekirse;

Takdim Edilen Ulusal Ödül ve Beratlar
2015 yılı : TÜSİAV tarafından “Sivil Toplum Dostu Beratı”
2017 yılı : Kızılcahamam Belediyesi tarafından “Fahri Hemşerilik” Beratı
2017 yılı : Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından “Sivil Toplum Dostu” Beratı
: Beypazarı Beledisi tarafından “Fahri Hemşerilik” Beratı
2019 yılı : Ankara Gazeteciler ve Yazarlar Derneği tarafından “Ankara’ya Değer Katanlar” Ödülü
2019 yılı : Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu tarafından “Sivil Toplum Gönüllüsü” Beratı

Takdim Edilen Uluslararası Devlet Nişanları
2018 : Romanya Devleti tarafından tevdi edilen “Romanya Devlet Nişanı (Award of Merit)
2019 : İtalyan Cumhurbaşkanı tarafından tevdi edilen “İtalya Devlet Nişanı”
(Commendatore)
2019 : Macaristan Cumhurbaşkanı tarafından tevdi edilen Macaristan Devlet Nişanı (Magyar
ErdemrendTisztikeresztje)

Bilim Ödülleri

  1. Genç Araştırmacı Ödülü, Türkiye Nükleer Tıp Derneği, 2018
  2. Behçet Hastalığı Araştırma Ödülü, TÜBiTAK, 1999

Editörlük/Yayın Kurulu Üyeliği

  1. TurkishJournal of MedicalSciences, TÜBİTAK
  2. Journal of NuclearSciences, Ankara Üniversitesi
  3. TurkishJournal of MedicalSciences, TÜBİTAK, Yayın Kurulu Üyeliği
  4. Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri, Yayın Kurulu Üyeliği,
  5. MolecularImagingandRadionuclideTherapy, Yayın Kurulu Üyeliği
  6. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi Yayın Kurulu Üyeliği

Bilişim-Eğitim-Sağlık sektörleri dahil olmak üzere daha bir çok platformda da sayısız ödüllerle taçlandırılan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.SayınErkan İBİŞ e ,Genel Başkanlığını yapmakta olduğum,Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (ASTOP) tarafından , 2020 yılının Haziran ayının ilk haftasında düzenleyeceğimiz “YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ” takdim edilecektir.

Sinerjik ve iletişim odaklı bir yönetim anlayışını benimseyen Ankara Üniversitesi Rektörümüz , Prof.Dr.Erkan İBİŞ , takım ruhu ve liyakat tabanlı yaklaşımlara önem vermektedir. İyi oyunun “iyi kurallar kadar iyi oyuncularla” mümkün olabileceğine inanmakta ve bu doğrultuda çalışmaktadır.

Prof. Dr.Erkan İBİŞ’ in :

Ülkesine olan sevdası ,girişimci ruhu ,vefalı ve uzlaşmacı bilge kişiliği ,Eğitim Camiası başta olmak üzere Devlette ,Kamuda teknoloji ve Bilişim alanında, yaratıcılık özelliği gibi vasıfları ile toplumun sevgisini ve takdirini almış şahsiyeti ile , gelecek de de ,insanlık adına faydalı çoğu kapsamlı projeleri ,hayata kazandıracağını biliyorum.
“Engin deneyim,bilgi,beceri,başarılarının Akademisyen ruhunun devam etmesinin,Ülkemiz adına Eğitim,Teknoloji,Sanayi,Bilişim ve iletişim alanlarında katacağı pozitif değerlerin”bilinci ile ;

İyi ki Varsın Erkan İBİŞ diyorum.

TÜSİAV Başkanı Veli SARITOPRAK

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”