Cumhurbaşkanı Erdoğan “Şehir hastanelerimiz küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir” Cumhurbaşkanı Erdoğan “Şehir hastanelerimiz küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir” için yorumlar kapalı 89998

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Sayıları 11’i bulan şehir hastanelerimiz hem inşa ve işletme yöntemi hem de hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir. Aynı şekilde salgın döneminde iki ayı bulmadan inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin açılış törenine katıldı.

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hastanenin İstanbul’a, Türkiye’ye ve millete hayırlı olmasını dileyerek, Sağlık Bakanlığı ile Rönesans firmasını bu güzel hizmeti Türkiye’ye kazandırdıkları için tebrik etti.

“TÜRKİYE, GÜÇLÜ SAĞLIK ALTYAPISIYLA SALGIN SÜRECİNDE DİKKATLERİ ÜZERİNDE TOPLAMIŞ BİR ÜLKE”

Prof. Dr. Murat Dilmener başta olmak üzere Koronavirüs salgınında hayatını kaybeden sağlıkçıları saygıyla yâd ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Murat Dilmener Hocamız, iyi bir doktor, kendi alanında iyi bir uzman olmanın yanında insanlara hizmet etmeyi hayat gayesi hâline getirmiş gerçek bir gönül adamıydı. Hocamız kendisine gelen her hastayı inancına, kökenine, meşrebine, statüsüne bakmaksızın bir eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olarak görüp tüm imkânları ve samimiyetiyle kucaklamış birisiydi. Son nefesine kadar bu hizmetlerini sürdüren hocamızın ismi, elbette gönüllerde hep yaşayacaktır” dedi.

Türkiye’nin sahip olduğu güçlü sağlık altyapısı ve genel sağlık sigortası sistemiyle salgın sürecinde dikkatleri üzerinde toplamış bir ülke olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, uygulanan genel sağlık sigortası sistemine gıptayla bakıldığını, son 18 yılda da mevcutların çok büyük bir bölümü baştan aşağı yenilenen, cihazlarla teçhiz edilen bir sağlık altyapısına sahip olunduğunu anlattı.

“TAMAMLAYIP HİZMETE SUNDUĞUMUZ ACİL DURUM HASTANELERİ ÖRNEK ALINACAK BİR MODEL”

“Doktorundan hemşiresine ve destek personeline kadar 1 milyon 100 bini bulan sağlık ordumuzla milletimizin hizmetindeyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sayıları 11’i bulan şehir hastanelerimiz hem inşa ve işletme yöntemi, hem de hizmet kalitesiyle küresel düzeyde bir model hâline gelmiştir. Aynı şekilde salgın döneminde iki ayı bulmadan inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz acil durum hastanelerinin örnek alınacak bir model olduğuna inanıyorum. Dünyada pek çok ülkenin geçici sahra ve prefabrik hastaneler kurarak çözmeye çalıştığı sorunu, biz çok daha kısa sürede kalıcı hastane inşa ederek aşmayı başardık. Tabii bu hastanelerimizin başka özelliği de var, o da nedir? Feriha Öz Hastanesi askerî havaalanının hemen bir ucunda yapılmış, dolayısıyla herhangi bir hasta buraya uçakla gelip hemen şöyle adeta yaya mesafede hastaneye ulaşacağı bir yer. Burası, bizim Yeşilköy Havalimanı’mız. Burada da yine aynı şekilde yurt dışından bir hasta geliyorsa uçakla gelip hemen bir yaya mesafede hastaneye gelecek, tedavisini olacak ve tedaviden sonra da yine uçakla buradan nereye gidecekse, uluslararasıysa uluslararası, ulusal ise ulusal olarak hemen ulaşabileceği menziline ulaşacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni açılan hastanelerle oluşturulan kapasiteye ihtiyaç kalmadan salgının yayılma hızının kırıldığını, ihtiyaç olması hâlinde de bu hastanelerin 10 binlerce, 100 binlerce canın kurtarılmasına hizmet edeceğini dile getirerek, “Gerektiğinde tamamı yoğun bakım için de kullanılabilecek 1008 yatağıyla bu sağlık kurumları ülkemizin yüz akı olacaklardır. 1008 burası, 1008 Sancaktepe’deki Feriha Öz. Bu hastaneler yurt dışından ülkemize teşhis ve tedavi için gelecek kişilere hizmet verecek” diye konuştu.

Türkiye’nin sağlık alanında çekim merkezi hâline geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık turizminde çok ciddi bir sıçrama yaptıklarını vurguladı.

“TÜRKİYE’NİN İHTİYACI KAVGA DEĞİL ESER SİYASETİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’u gurur verici sağlık yatırımlarıyla donattıklarını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Geçmişte ülkemizin hazine değerindeki yıllarının nasıl boş tartışmalarla, kavgalarla, darbelerle, ataletle geçirildiğini bu süreçte ortaya çıkan neticeyle daha iyi gördük. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in, rahmetli Menderes’in, merhum Özal’ın ülkemize yaptığı hizmetlerin kıymeti bu süreçte çok daha iyi ortaya çıktı. Buna karşılık tek parti faşizminin sadece milletimizin değerlerine değil kalkınmasına, büyümesine vurduğu darbelerin ağır maliyetini de müşahede ettik. Koalisyonlu yılların Türkiye’yi nasıl dibe ittiğinin en çarpıcı ispatı, son 18 yılda elde ettiğimiz kazanımlardır. Türkiye’nin ihtiyacı kavga değil eser siyasetidir. Milletimizin beklentisi polemik değil inşa siyasetidir. Bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük miras; işte bu doğrultuda gerçekleştireceğimiz zihniyet devrimidir. Tek numaraları ülkemizin ortak değerlerinin istismarı olanların devri artık kapanıyor. Laf yerine eserlerin yarıştırıldığı yepyeni bir Türkiye için milletimizle gönül içine veya gönül gönle el ele çalışmayı, mücadele etmeyi sürdüreceğiz. 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımız göstermiştir ki bu ülkede artık hiç kimse millî iradeyi zorla alaşağı edemez, milletin vermediği hiçbir gücü kullanamaz. Demokraside ve ekonomide milletimize beklediği hizmetleri sunamayanların vesayet oyunlarıyla iktidar devşirdiği dönemler geride kalmıştır. Her kim Türkiye’de demokrasiyi, özgürlükleri, adaleti, güvenliği, dış politikayı, kültürü, sanatı daha ileri seviyeye götüreceğine milleti ikna ederse ülke ona teslim edilir.”

“DEMOKRASİDEN VE KALKINMADAN BAŞKA ALTERNATİF YOKTUR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her kim ülkeyi daha ileriye taşıyacağının güvenini verirse, milletin ona yöneldiğini, o kişiye destek verdiğini dile getirerek, “Her kim daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok iş, daha çok aş, daha yüksek hayat standardı sağlayacağı konusunda halkın desteğini alırsa ülkeyi o yönetir. Bunun dışındaki yöntemlerin, zorlamaların, iç ve dış ayak oyunlarının tamamı da millî irade duvarına çarpıp dağılmaya mahkûmdur. Türkiye’nin önünde özellikle demokrasiden ve kalkınmadan başka bir alternatif yoktur” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde yavaşlayan ekonomik faaliyetlerin tüm ülkelerle birlikte Türkiye’de de olumsuz etkileri olduğuna değinerek, şöyle devam etti: “Ancak Türkiye bu tür zorlu dönemlere aşina, hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir. Mesela ilk çeyrekte Amerika yüzde 4,8, Çin yüzde 6,8, Fransa 5,8 daraldı. Türkiye ise ilk çeyrekte sağladığı yüzde 4,5 oranındaki büyümeyle bu tablodan ayrıştı. Dünya ekonomisinin önde gelen tüm ülkeleri salgın döneminde yaşadık kayıpları nasıl telafi edebileceklerini henüz bilmiyorlar. Ülkemiz için ikinci çeyrek bir parça sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır. Gelişmeler ve işaretler salgın sonrası yeniden yapılanacak küresel ekonomide ülkemizin çok avantajlı bir konuma oturacağını gösteriyor. Üretimi tek merkezde toplamanın riskini gören tüm ülkeler ve kurumlar yeni arayışlara girerken, alternatiflerin ilk başında Türkiye geliyor.”

“HER ALANDA ÖNCE HIZLI TOPARLANMA VE ARDINDAN ÇOK DAHA HIZLI ATILIM İÇİNE GİRECEĞİZ”

Salgının kontrol altına alınmasına paralel şekilde başlatılan normalleşme adımlarının yeniden yapılanma sürecinin gerisinde kalınmamasını temin edeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskisinden daha çok çalışarak, daha çok üreterek, daha çok dünyaya açılarak bu fırsatı değerlendirme kararındayız. Bu konuda 83 milyon vatandaşımızın her birine büyük sorumluluk düşüyor. Üç kavram çok önemli, maske, mesafe, temizlik, bu hassasiyetlere tavizsiz bir şekilde riayet ederek salgının yeniden hortlamasının önüne kesinlikle geçmemiz şart” ifadelerini kullandı. Sanayiden tarıma, ticaretten turizme kadar her alanda önce hızlı bir toparlanma ve ardından çok daha hızlı bir atılım içine girileceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nitekim yarından itibaren bu adımı atıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşmak için seferberlik ruhuyla hep birlikte bu sürece destek vermeliyiz, milletimize güveniyoruz, ülkemize güveniyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda açılışı yapılan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin İstanbul’a, Türkiye’ye ve tüm insanlığa hayırlı olması temennilerini yineleyerek, hastanenin yapımında emeği geçenleri tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva, hastaneye ismi verilen Prof. Dr. Murat Dilmener’in kızı Fulya Gençoğlu ile birlikte, açılış kurdelesini kesti ve hastanede incelemelerde bulundu.

Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”