Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır” için yorumlar kapalı 302

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Enerji yatırımlarımızdan en büyük payı yenilenebilir enerji sektörümüz aldı. İşte bugün attığımız adımlarda yenilenebilir enerjiyi görüyoruz. Yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13’üncü, Avrupa’da altıncı sırada yer alıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tokat’ta düzenlenen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni’ne Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldı.

“KURULU GÜCÜMÜZÜ 18 YILDA 31 BİN MEGAVATTAN 91 BİN MEGAVATA YÜKSELTTİK”

Törende bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e Türkiye’nin kurulu gücünü sordu. Dönmez, Türkiye’nin 2002 sonu itibarıyla tüm kurulu gücünün 31 bin megavat olduğunu, şu anda 91 bin megavatı aştığı kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun üzerine, “Bunun, özellikle milletim tarafından bilinmesi çok büyük önem arz ediyor. 31 bin megavattan 91 bin megavata 18 yılda hamdolsun kurulu gücümüzü yükselttik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını diledi, yapımlarında emeği geçen kurumları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, mühendisleri, işçileri ve yüklenici firmaları tebrik etti.

Türkiye’nin enerjisine enerji katacağına inandığı santrallerin, kalkınmanın, gelişmenin ve büyümenin de sembolleri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar, bizler için medeni olmanın âdeta sıçrama tahtalarıdır. Salgın döneminde sağlık hizmetleri yanında hemen her alandaki yatırımlarını devam ettiren Türkiye, böylece 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur. Enerjisi olmayan bir ülkenin medeni olmaktan bahsetmesi mümkün değildir, kalkınmadan bahsetmesi mümkün değildir, sanayileşmeden bahsetmesi mümkün değildir. Tüm dünyanın kendi içine kapandığı bir dönemde, yatırımı, üretimi, istihdamı destekleyerek sergilediğimiz olumlu yöndeki ayrışma ile salgına teslim olmadığımızı gösterdik” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN ŞU İÇİNDEN GEÇTİĞİMİZ KRİTİK DÖNEMDE EN BÜYÜK İHTİYACININ HİZMET SİYASETİ OLDUĞUNA İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İstanbul’da bir hastanenin ve Gelir İdaresi Başkanlığının hizmet binalarının, önceki gün Konya Ovası Projesi’nin 1-2-3 numaralı sulamalarının açılışlarının yapıldığını, önceki haftalarda Ergene Havzası Tüneli’nin, Kars Barajı’nın, Ilısu Barajı’nın, çeşitli hastanelerin, İstanbul Havalimanı’nın üçüncü pistinin ve diğer tesislerin hizmete girme törenlerinin yapıldığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü “Önümüzde yapımını tamamladığımız eserlerle ilgili oldukça yoğun bir açılış programı var. Türkiye’nin her zaman ama özellikle de şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının işte bu eser siyaseti, hizmet siyaseti, inşa siyaseti olduğuna inanıyoruz. Bunun için tüm bakanlıklarımızdan, tüm kurumlarımızdan, özel sektörümüz dâhil tüm kuruluşlarımızdan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Hamdolsun bu çağrımız karşılıksız kalmadı. Bakanlıklarımızın çalışmalarını zaten yakından takip ediyoruz. Özel sektörümüz de sadece organize sanayi bölgelerinde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi. Verilen yeni teşvik belgeleriyle 129 bin istihdamı öngören yatırımların önü açıldı. Diğer verilerin yanı sıra sanayide kullanılan elektrik tüketiminin yükselmeye başlaması üretim çarklarının hızlandığına işaret ediyor. İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir görüşme yaptığını görüyoruz.”

“TÜRKİYE OLARAK BUGÜNE KADAR MÜCADELESİZ HİÇBİR KAZANIM ELDE ETMEDİK”

Türkiye’nin hedeflediği seviyeye ulaşabilmesi için Türkiye’yle birlikte dünyanın geri kalanında da normalleşme sürecinin belli bir seviyeye gelmesi gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Avrupa Birliği’nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye’nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, âdeta söke söke alacağız. Esasen bu şekilde mücadeleyle mesafe katetmek ülkemizi kamu kuruluşları ve özel sektörüyle krizlere karşı daha güçlü, daha bağışık, daha esnek hâle getiriyor. Biz, sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde hep birlikte gördük. Gücümüzün haklılığımızdan geldiğini, sonunda mutlaka başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Bugünkü açılışlarımıza da işte bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum.”

Son 18 yılda özellikle Türkiye’ye kazandırılan eserler ve hizmetlerle iki önemli hedefi birlikte gerçekleştirdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikle geçmiş 79 yılın eksiklerini tamamladık. Eğitimde okul sayımızı 87 bine, öğretmen sayımızı 965 bine çıkartarak 132 yeni üniversite kurmak suretiyle yükseköğrenimi yaygınlaştırarak fırsat eşitliği sağladık. Sağlıkta inşa ettiğimiz ve ambulansından cihazına kadar en modern şekilde donattığımız her seviyedeki 8 bin 500 sağlık kurumumuz, tüm dünyanın gıpta ile baktığı genel sağlık sigortamız, yeni istihdam ettiğimiz 723 bin sağlık personelimiz ile tarihî bir reformu hayata geçirdik. Ulaşımda inşa ettiğimiz 21 bin kilometre yeni bölünmüş yol, bin 400 kilometre yeni otoyol, 473 kilometre yeni tünel, yakında uzunluğu 2 bin kilometreyi bulacak yüksek hızlı tren hattı, hizmete açtığımız 30 yeni havalimanı ile sadece mesafeleri kısaltmakla kalmadık, gönülleri de birbirine yakınlaştırdık” diye konuştu.

“SAVUNMA SANAYİİNDE KENDİ KENDİMİZE YETERLİLİK ORANIMIZI YÜZDE 20’LERDEN YÜZDE 70’LER SEVİYESİNE ÇIKARDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 yılda hayata geçirilen projeler hakkında şunları kaydetti: “Sanayide KOBİ’leri ve organize sanayi bölgelerini destekleyerek, yüksek teknolojiye bağlı üretimi teşvik ederek, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde ihracatımızın gücünü artırdık. Savunma sanayiinde mevcut 62 savunma sanayisi projesinin üzerine bütçesi 60 milyar doları bulan 700 proje daha ekleyerek kendi kendimize yeterlilik oranımızı yüzde 20’lerden yüzde 70’ler seviyesine çıkardık. TOKİ vasıtasıyla vatandaşlarımızın hesaplı, hızlı ve güvenilir şekilde ev sahibi olmasına öncülük ederken, millet bahçeleri ve millet kıraathaneleriyle şehirlerimizdeki hayat kalitesini yükselttik. Şu an itibarıyla bakınız bu yıl 120 bin TOKİ konutu hızla hayata geçirmenin gayreti içerisinde.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomobilde aynı şekilde şu an yoğun otomobil satışı var. Tarımda kapsamlı destekleme ödemeleriyle çiftçimizin alın terinin karşılığını almasını sağlarken bu sektördeki üretim ve ihracatımızın değerini yaklaşık beş kat artırdık. Her alanda hamdolsun benzer başarı tablolarıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların katbekat üzerinde yatırımları eserleri hizmetleri ifade ediyor. Aynı zamanda bu çalışmalar, ülkemizin gelecek yarım asırda yapacağı atılımların da altyapısıdır. Bir başka ifadeyle evlatlarımız, 2053, 2071 vizyonlarını işte bu temel üzerinde inşa edecekler, yükselteceklerdir. Şayet biz 2002’de böyle bir Türkiye devralmış olsaydık bugün nerede bulunabileceğimizi tahayyül dahi edemiyoruz. İnşallah bizim bugüne kadar yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımız ve bizden sonra ülkenin yönetimini devredeceğimiz evlatlarımızın gayretleriyle milletimizi hak ettiği seviyeye çıkartacaktır” açıklamasında bulundu.

“DOĞU AKDENİZ’DE KURULMAYA ÇALIŞILAN OYUNLARI VE TUZAKLARI YERLE BİR ETTİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyük mücadeleler ve çabalar sonucunda sağlanan güven ortamının enerji yatırımlarına da olumlu yönde yansıdığını belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: “Öncelikle yerli ve uluslararası yatırımcının Türkiye’nin geleceğine, enerjisine ve hukukuna güvenmesini sağladık. Bu sayede son 18 yılda kamu ve özel sektör eliyle enerjiye 100 milyar doların üzerinde yatırım yapılmasını temin etik. Sıvılaştırılmış gaz, yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma terminali yanında yer altı doğal gaz depolama tesisleriyle arz istikrarı oluşturduk. Bölgemizin ilk ve tek doğal gaz satış piyasasını devreye aldık. Doğal gazı 81 ilimizin tamamına götürdük. TANAP ve TürkAkım gibi uluslararası boru hatlarıyla Türkiye’nin enerjide merkez ülke rolünü pekiştirdik.”

Denizlerde Fatih ve Yavuz sondaj gemileriyle sondaj faaliyetlerine başlandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’ye özellikle ülkemize karşı Doğu Akdeniz’de kurulmaya çalışılan oyunları ve tuzakları yerle bir ettik. Doğu Akdeniz’in ardından Karadeniz’de de arama ve sondaj çalışmaları için harekete geçtik. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızdan taviz vermeden bu çalışmaları sürdüreceğiz. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörünü inşallah, 2023’te devreye alıyoruz. Bu projeyle hem elektrik üretimimizi çeşitlendirmiş hem de enerji portföyümüzün daha dengeli bir yapıya kavuşmasını sağlamış olacağız” dedi.

“TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ENTEGRE GÜNEŞ PANELİ FABRİKASININ AÇILIŞINI AĞUSTOS AYINDA GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, madenlerin gün yüzüne çıkarılması için yoğun çalışmalar içinde olduklarına dikkati çekerek kömür üretiminde cumhuriyet tarihinin rekorunu kırarak, 101,5 milyon tona kadar ulaşıldığı bilgisini verdi.

Bor cevheri başta olmak üzere diğer madenlerde de işlenmiş ürün dönemini başlattıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle yurt dışına ham madde olarak sattığımız madenlerimizi artık burada kendi teknolojimiz, kendi insan kaynağımızla işleyerek ihraç edeceğiz. Böylece madenlerimizin değeri yerine göre bire sekize, bire 24’e, bu kadar artan oranlarda inşallah değer kazandıracağız. Enerji yatırımlarımızdan en büyük payı yenilenebilir enerji sektörümüz aldı. İşte bugün attığımız adımlarda yenilenebilir enerjiyi görüyoruz. Yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13’üncü, Avrupa’da altıncı sırada yer alıyoruz. Hidroelektrikte dünyada dokuzuncu Avrupa’da ikinci, rüzgârda dünyada 12’nci, Avrupa’da yedinci, güneşte dünyada 14’üncü ve Avrupa’da yedinci, jeotermalde ise dünyada dördüncü ve Avrupa’da birinci sıradayız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanlara bunları anlatmak mümkün değildir. Çevrecilik ve benzeri kisveler altında koparılan yaygaraların amacı bu yatırımları sekteye uğratarak Türkiye’yi enerjide dışa bağımlılığa mahkûm etmektir. Ülkemizin cebinden her yıl dışarıya giden 40-50 milyar dolardan nemalanan fırsatçıların bu yaygaralarını dikkate almadık, almayacağız. Çünkü yerli ve yenilenebilir enerjideki her bir puanlık artış cari açığımızın kapanmasına 100 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Yenilenebilir enerjide yerli AR-GE ve yerli teknolojinin gelişmesi için başlattığımız YE-KA modelinde önemli bir aşamaya geldik. Türkiye’nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikasının açılışını ağustos ayında gerçekleştireceğiz. Yıllık, 500 megavatlık güneş paneli üretecek fabrikamız, bin 400 kişiyi de istihdam edecek” şeklinde konuştu.

“Bu fabrika sadece Türkiye’nin değil, bölgenin de ihtiyacını karşılayacak, özellikle böyle güçlü bir kapasitede üretim yapacak” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 18 yılda elektrikte ortalama yüzde 5 talep artışıyla OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer aldığını vurguladı.

“GEÇTİĞİMİZ YIL YENİLENEBİLİR KAYNAKLARA DAYALI ELEKTRİK ENERJİSİ ÜRETİMİNDE AVRUPA’DA İKİNCİ SIRADA YER ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu artışın yerli ve yenilenebilir kaynaklar öncelikli şekilde karşılanması için son 18 yılda yıllık ortalama yüzde 6,1’lik kurulu güç artışıyla OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldık” dedi. Son 18 yılda devreye alınan 68 bin megavat kapasitenin yüzde 55,4’ünün yerli ve yüzde 49,3’ünün de yenilenebilir kaynaklardan oluştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımların karşılığı olarak 2019 yılında elektrik üretiminin yüzde 62’sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Geçtiğimiz yıl yenilenebilir kaynaklara dayalı elektrik enerjisi üretiminde Avrupa’da ikinci sırada yer aldık. 2020 yılının ilk beş ayında yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimimizi yüzde 66’ya yükselttik. Bugün toplam bin 439 megavat gücündeki 52 hidroelektrik santralimizin resmî açılışını gerçekleştirerek, dikkat edin 52 hidroelektrik santralinden bahsediyorum, bunların açılışını gerçekleştirirken bu alandaki sağlam adımlarımıza bir yenisini daha ekliyoruz. Bu kirli enerji değil, temiz enerji ve bu temiz enerji ile benim halkım rahatsız olmayacak.”

Yatırım tutarı 11,3 milyar lira olan bu tesislerle suyun gücünü enerjiye dönüştüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda 16 bin 554 megavatlık hidroelektrik santralin kurulu gücünü devreye aldıklarını söyleyerek, konuşmasına şöyle devam etti: “Böylece aynı dönemde sadece sudan ürettiğimiz elektrikle 17 milyar dolarlık doğal gaz ithalatının önüne geçtik. Önümüzdeki haftalarda diğer yenilenebilir ve termik santrallerinin de açılışlarını gerçekleştireceğiz. Milletimiz adına hayata geçirdiğimiz bu tür yatırımlar gelecek nesillere bırakacağımız en büyük mirasları olacak.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda açılışı yapılan hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını dileyerek emeği geçenleri tebrik etti. Tokat’a canlı yayınla bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdele kesimi için talimat verdikten sonra sözlerini, “Enerji üretimine başladı, hayırlı olsun” diyerek sonlandırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra; Bingöl Aşağı Kaleköy Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Siirt’teki Çetin Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Ardahan Köroğlu Barajı ve Kotanlı Hidroelektrik Santrali’nin açılışına da video konferans yöntemiyle bağlandı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211351

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

“Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” “Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” için yorumlar kapalı 234575

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunduğu Cezayir’de, Cezayir-Türkiye İş Forumu’na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.

Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti.

“CEZAYİR İLE TİCARET HACMİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 5,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve toplam 13 anlaşmaya imza attıklarını aktararak, “Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye’nin, Cezayir’in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor” dedi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023’ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19’luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi’nin geçen yıl Ankara’da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, “Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir’de iş birliği imkânlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir’de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak, daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi.

“TÜRKİYE, CEZAYİR’DE PETROL VE DOĞAL GAZ HARİCİ EN ÇOK YATIRIM YAPAN VE EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNDADIR”

Ziraat Bankası’nın da Cezayir’de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir’de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkânlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdî zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı’yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması’nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır.”

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi.

“TÜRKİYE, İSRAİLLİ YÖNETİCİLERİN FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZE KARŞI İŞLEDİKLERİ SAVAŞ SUÇLARININ TAKİPÇİSİ OLMAYI SÜRDÜRECEKTİR”

Cezayir’in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail’in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek “Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail Devleti’nin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail Devleti’ni başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.

“Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? ‘Yapanın yanına kar kalıyor.’ mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail’in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu’ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail’e borcu var. İsrail’e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye’nin, Cezayir’in, bizim İsrail’e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir” dedi.

“GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: ”Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkâr edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikâyetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dâhil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze’nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze’ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı’nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gasbıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail Devleti’nin Gazze’yi insansız hâle getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah’ın izniyle öyle kalacaktır. İslam âlemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kalın sağlıcakla.”

seers cmp badge