İçişleri Bakanlığı ile Radyo Televizyon Gazeteleri Derneği’nce ‘En İyi Narkotik; Anne’ kampanyası hayata geçirilerek, uyuşturucuyla mücadelede annelere yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışması yürütülmeye başlanacak. Bakan Süleyman Soylu, “Sizlerin feraseti ve evlatlarınıza olan sonsuz sevginiz ile bu mücadeleyi başaracağımıza inanıyoruz. Şimdi haydi hep birlikte iş başına” dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Dikmen Hizmet Binasında düzenlenen programla kampanyanın tanıtımını yaptı, ayrıca “En İyi Narkotik Polisi; Anne” konulu panelin moderatörlüğünü yaptı. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanı İbrahim Hakkı Seydioğulları, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Gazeteci Şebnem Bursalı, TÜBİM üyesi Dr. Şafak Şahiner, Yeşilay Genel Müdür Yardımcısı Egemen Akyüz, toplum gönüllüsü Aynur Karabulut ve uyuşturucu bağımlısı annesi Duriye Özlü panelde konuşmacı olarak yer aldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ‘Narkolog’ projesi kapsamında, 16 bin uyuşturucu bağımlısı bireyle anket gerçekleştirdi. Yapılan ankette, uyuşturucu bağımlılarının yüzde 90’lık kısmı ‘Annenizin mesleğiniz nedir?’ sorusuna ‘Ev hanımı’ yanıtını verdi. Anket sonucunun dikkat çekici olması,İçişleri Bakanlığı ile Radyo Televizyon Gazeteciler Derneği’ni uyuşturucuyla mücadele kapsamında harekete geçirdi.
Farkındalık Ve Bilinçlendirme
İçişleri Bakanlığı ve Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği ile birlikte yürüteceği ‘En İyi Narkotik Polisi; Anne‘ kampanyası kapsamında, uyuşturucuyla mücadelede annelere yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yürütülecek. Uyuşturucu bağımlısı bireylerin annelerinin yüzde 90 oranında ev hanımı olduklarının tespit edilmesiyle uyuşturucu kullanımına yönelik önleyici faaliyetler bütününün mikro bazda hayata geçirilmesi hedefleniyor. Uyuşturucu kullanımının henüz başlamadan önüne geçmek ve bağımlılık boyutuna ulaşmaması hedefleri kapsamında annelerin, çocuklarında meydana gelen ruhsal ve fiziksel değişikleri fark ederek analiz bilincine ulaştırılmasıyla çocuk ve gençlerde uyuşturucu bağımlılığının büyük oranda önüne geçileceği öngörülüyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: Sürekli Yeni Teknolojiler Satın Alıyoruz
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: proje için hazırlanan videoda, şunları söyledi:
“Aslında tüm olan bitenin hep böyle yerlerde olduğunu zannediyoruz, bizden uzakta, bizim görmediğimiz, bize yakın olmayan yerler. 2017’de uyuşturucudan ölen 941 gencin, sonraki yıl 657 ve geçen yıl ölen 342 gencin de zaten buralarda yaşayıp, buralarda yitip gittiğini düşünüyoruz. Kim bilir belki de onları kimsenin tanımadığını, kimsenin özlemediğini zannediyoruz. Geçen yıl yakaladığımız 11 milyon captagonun, 8,6 milyon ecstasy, 20 ton eroinin, 64 ton esrarın, metamfetaminlerin, kokainlerin ve daha belki adını bile duymadığımız o zehirlerin hepsinin sadece buralarda kullanıldığını düşünüyoruz, zannediyoruz. PKK mağaralarında yakaladığımız uyuşturucu haplar da belki şuralarda bir yerlerdedir. Pek çok uyuşturucu başlığında neredeyse Avrupa’nın tamamı kadar hatta bazılarında toplamın 2 katı kadar madde yakalaması yapıyoruz. Bu iş için öyle büyük bir maddi kaynak ve insan emeği harcıyoruz ki köpek eğitim merkezlerimiz bile var. Narkotik köpeklerini tıpkı bir okul disiplini içinde yetiştiriyoruz. Sürekli yeni teknolojiler satın alıyoruz. Denizlerde bile uyuşturucu kaçakçısı kovalıyoruz. Bazen başka ülkeler ile ortaklaşa uluslararası sularda operasyon yapıyoruz. Şehirlerin atık sularında bile uyuşturucu madde analizi yapıyoruz ki bir şey kaçırmayalım diye. Son yıllarda kaçak kök kenevir ekimlerini arttırmaya çalıştıklarını, geçen yılın tamamında 42 milyon kök kenevir yakalamışken, bu yılın daha ilk 9 ayında 111 milyon kök kenevir yakaladığımız da belki pek çoğunuzun gözünden kaçmış olabilir. Belki de her şeyin buralarda olup bittiğini düşündüğünüz için aslında uyuşturucu meselesinde hem tehlikeyi hem de Türkiye’nin verdiği mücadelenin büyüklüğünün ve başarısının yeterince farkında mıyız acaba? Oysa her şey buralarda yaşanmıyor. Aslında her şey bizim elimizde. Aslında her şey bizim gözümüzün önünde.”
Her Şey Sizin Elinizde
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Uyuşturucu bağımlılarının üzerinde yaptığımız son araştırmada bağımlıların yüzde 89,8’inin annesini ev hanımı olduğu ortaya çıktı ve madde bağımlılarının uyuşturucu kullandığı yerler sıralamasında ise ilk sıradaki cevap, yüzde 47,5 ile yani 2 kişide 1 kişinin ilk sırada ‘kendi evim’ çıktı. Yani her şey buralarda değil, bizim gözümüzün önünde oluyor. Onun için diyoruz ‘En İyi Narkotik Polisi; Anne’lerimiz. Kıymetli anneler her şey sizin elinizde. Çocuklarımızı korumak, onları bu zehirden uzak tutmak, bu mücadeleyi birlikte vermek zorundayız. Bizler dışarıda onlara bu zehrin ulaşmasını engellemeye çalışırken, sizlerin de içeride çocuklarınızın davranışlarını izlemenizi, bizimle iletişim halinde olmanızı ve bu mücadelede bize kılavuzluk etmenizi istiyoruz. Sizlerin feraseti ve evlatlarınıza olan sonsuz sevginiz ile bu mücadeleyi başaracağımıza inanıyoruz. Şimdi haydi hep birlikte iş başına” dedi.
28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı. Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.
“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”
Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”
Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”
Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.
Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”
“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”
On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.
“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.
“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”
“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.
İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”
“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”