HAK-İŞ “emek” temalı fotoğraf yarışması ödülleri sahiplerini buldu HAK-İŞ “emek” temalı fotoğraf yarışması ödülleri sahiplerini buldu için yorumlar kapalı 23668

HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilen Emek Temalı Fotoğraf yarışması ödül töreni, 24 Aralık 2020 tarihinde HAK-İŞ Genel Merkezinde Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamındaki tüm tedbirlere uyarak, sınırlı sayıda katılımcıyla gerçekleştirildi.

Ödül törenine, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcıları Dr. Osman Yıldız ile Av. Hüseyin Öz, Genel Sekreter Yardımcıları Eda Güner ve Erdoğan Serdengeçti, HAK-İŞ Kültür-Sanat Komite Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri ve basın mensupları katıldı.

“Emeği Ödüllendirmek İstiyoruz”

Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Bu yıl ilk defa gerçekleştirdiğimiz fotoğraf yarışmamızın beklentimizden çok ilgi görmesinden son derece mutluyum. Yarışmamızın altyapısıyla ilgili yoğun bir çalışma yapıldı. Bu tür sanat ve kültür etkinlikleri ile 5 dakikada izlediğimiz bir filmin, bir fotoğraf karesinin arkasında büyük bir emeğin olduğunu görüyoruz. Biz de tam olarak buna noktaya dokunmak istiyor, bunu ödüllendirmek istiyoruz. Yarışmamıza katkı veren, katılan, fotoğraf çekerek bizimle paylaşan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Fotoğrafçıların kadrajlarını emeğe yöneltmeleri bizler için çok kıymetli ve çok değerli. Önümüzdeki dönemlerde bu etkinliklerimizi daha da güçlendirerek devam ettireceğiz” dedi.

HAK-İŞ Konfederasyonu’nun salgın nedeniyle etkinliklerini eksiksiz ama dar kapsamlı sürdürdüğünü belirten Arslan, bu yıl ilki düzenlenen fotoğraf yarışması ile çok değerli ve kıymetli bir etkinliği daha gerçekleştirmenin gururunu yaşadıklarını ifade etti.

“HAK-İŞ İşini Ciddiye Alan Bir Kuruluş”

HAK-İŞ Konfederasyonu’nun bu yıl 45. Kuruluş yıldönümünü kutladığını anımsatan Arslan, “HAK-İŞ işini ciddiye alan bir kuruluş. Bu yıl 22 Ekim’de 45. yaşımızı kutladık. Mütevazı bir toplantı ile 45 yıllık tarihimize baktığımız zaman konfederasyonumuzun kuruluşundan bugüne kuruluş anlayışını, ilkelerini ve felsefesini terk etmeden aynı istikamette ama yeni yollar açarak çalışanlara, ülkemize ve dünyaya doğru bir şekilde anlatmanın mücadelesini yapıyoruz” dedi.

“Sendikal Mücadeleyi Kültür-Sanatla Buluşturuyoruz”

Türkiye’deki sendikal mücadeleyi kültür ve sanatla ete kemiğe büründürmeye çalıştıklarını ifade eden Arslan, “Bizim yerli ve milli bir sendikal anlayışı temsil ettiğimiz konusundaki iddiamız gereği bu toprakların müktesebatını, tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi, değerlerimizi içine alan bir sendikal mücadeleyi ete kemiğe büründürmenin çabası içerisindeyiz. Bu toprakların mayası ile mayalanmış, aynı zamanda evrensel, yerli ve milli bir duruşu temsil eden HAK-İŞ Konfederasyonumuz her alanda örnek ve özgün projeleri yapıyor” sözlerine yer verdi.

“En İyi, En Özgün Olanı Yapma Gayretindeyiz”

HAK-İŞ Konfederasyonu’nun her alanda en iyisini yapmak, en özgün olanını seçmek, bunları gerçekleştirirken emek hareketinin bir temsilcisi olduğunu unutmadan, HAK-İŞ değerleriyle birlikte, toplumla kucaklaşarak yapmanın mutluluğunu yaşadığını vurgulayan Arslan, “Yaptığımız bütün etkinlikler, çalışanlarımızın beğenisinden de öte, toplumumuzun büyük bir kesiminin mutabakatı ile desteklenen faaliyetler olduğu için bizleri çok mutlu ediyor” dedi.

“Sendikal Mücadeleyi, Kültür-Sanat Faaliyetleriyle Güçlendirmek İstiyoruz”

Arslan, “Mevcut sorunlarımızın çözümü için kültür ve sanattan yararlanmak istiyoruz. Belki bizim saatlerce konuşacağımız konuşmalarda, konferanslarda vereceğimiz mesajı 5 dakikalık bir kısa filmde fazlasıyla verebiliriz. Belki saatlerce anlatmak istediğimiz bir konuyu 1 fotoğraf karesiyle topluma anlatabiliriz. Kültür-sanat faaliyetleri sendikal mücadeleyi daha güçlendirecek ve daha da ileriye taşıyacak bir alandır. Sendikal mücadeleyi güçlendirmek ve daha ileriye taşımak için bu alandan yararlanabiliriz. HAK-İŞ olarak sendikal mücadeleyi, kültür ve sanat faaliyetleriyle güçlendirmek istiyoruz. Bunun için de çalışanlarımızın, üyelerimizin bu işe katılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Kültür Bakanlığı’nın HAK-İŞ’in yaptığı faaliyetlere gösterdiği ilginin kendilerini motive ettiğini dile getiren Arslan, “Devletimizin, hükümetimizin ve Bakanlığımızın yaptığımız faaliyetlere ilgi göstermesini, destek vermesini, etkinliklere katılarak bizleri onurlandırmasını çok değerli buluyoruz. Sayın Bakan Yardımcımızın Pandemi döneminde etkinliğimize teşrif ederek bizi onurlandırmasından dolayı kendisine teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“HAK-İŞ Pek Çok Önemli Kültürel Projeyi Hayata Geçiriyor”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, “Türkiye’de emeğin en büyük temsilcisi olan HAK-İŞ Konfederasyonumuzun bu yıl ilk defa gerçekleştirdiği Emek Temalı fotoğraf Yarışması ve sergisinin açılış töreninde sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. HAK-İŞ emeğin temsili, üyelerinin sendikal haklarının takibi ve hukuklarını korumanın yanında, bünyesindeki komiteler aracılığıyla ilgiyle takip ettiğimiz ve zaman zaman Bakanlık olarak desteklediğimiz pek çok önemli kültürel projeyi hayata geçiriyor” diye konuştu.

“HAK-İŞ’in Projelerini Desteklemekten Mutluluk Duyuyoruz”

Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı toplumun her kademesine yayabilmek için örtüşen çabalara değer verdiklerini söyleyen Yavuz, “HAK-İŞ’in bu alandaki projelerini desteklemekten ve işbirliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Uluslararası Ebru Buluşması ve hepimizin bildiği ve ilgiyle takip ettiği emeğe saygı temasıyla bu yıl 9’uncusu gerçekleştirilen HAK-İŞ Uluslararası Kısa Film Yarışması Ödül töreni bakanlık olarak destek verdiğimiz ve Pandemi şartlarında dahi başarıyla gerçekleştirilen etkinliklerden birisi olmuştur. Bu faaliyetlerde emeği geçen ve destek veren herkesi tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Emek Veren Herkesi Tebrik Ediyorum”

Yavuz, “Her platformda sanatın her alanının güçlendirilmesi ve geliştirilmesine katkı sağlamanın, sanatçılarımıza ve yediden yetmişe sanata gönül vermiş herkesi desteklemenin ve onları teşvik etmenin önemine inanıyoruz. HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından düzenlenen fotoğraf yarışmasına katılan 600 fotoğraf emekçisini, sergilenen ve ödüle layık görülen eser sahiplerini, projenin her aşamasında emeği geçen arkadaşlarımızı ve başta HAK-İŞ Genel Başkanı olmak üzere HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi çalışanlarımızı, Bakanlığımız ve şahsım adına yürekten tebrik ediyor, katılımları için teşekkür ediyorum” sözlerine yer verdi.

“Fotoğraf Yarışmamız İlgiyle Karşılandı”

HAK-İŞ Kültür-Sanat Komite Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı, HAK-İŞ Kültür-Sanat Komitesi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla HAK-İŞ Kısa Film Yarışması ve ebru projesinin ardından Emek Temalı Fotoğraf Yarışmasını hayata geçirdiklerini söyledi.

Emek Temalı Fotoğraf yarışmasına fotoğraf sanatçılarının, fotoğrafa gönül verenlerin kadrajını emeğe çevirmesi umuduyla bir başlangıç yaptıklarını vurgulayan Odabaşı, “Bütün altyapısını kendi bünyemizde hazırladığımız yarışmamız, fotoğraf sanatçıları, amatör fotoğrafçılar ve fotoğraf tutkunları tarafından ilgiyle karşılandı” dedi.

“Güzel Bir Başarı Yakaladık”

Emek Temalı Fotoğraf Yarışmasına, fotoğraf sanatçıları, amatör fotoğrafçılar ve fotoğraf çekmeyi tutku haline getirmiş olan ve emeği merkezine alan 600’e yakın fotoğrafla başvuruda bulunulduğunu söyleyen Odabaşı, “Fotoğraf sanatında ‘Emek’ temalı bakış açısının yaygınlaştırılması, emeğin sanatsal dünyadaki karşılığını bulması, kamuoyunda emek fotoğrafları aracılığıyla bir farkındalık oluşturulması amacıyla çıktığımız yolda güzel bir başarı yakaladık” dedi.

Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’a Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ tarafından Hatay Ormanları Ağaçlandırma Arazisine, adına yapılan fidan bağışı sertifikasını, Kültür Sanat Komite Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı da HAK-İŞ Emek Temalı Fotoğraf Yarışmasında dereceye giren ve sergileme ödülü alan fotoğraflardan oluşan Kataloğu takdim etti.

Ödüller Sahiplerini Buldu

Emek temalı fotoğraf yarışmasında ödüle layık görülen fotoğraf sanatçılarına ödülleri Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz ve Genel Başkanımız Mahmut Arslan takdim etti.

Yarışmada, Dalgalanan Bayrağımız fotoğrafıyla birincilik ödülünü Sabahattin Özveren adına Mert Demir, Oltu Taşı fotoğrafıyla ikincilik ödülünü Uğur Sağıroğlu, Emekçi Anne fotoğrafıyla üçüncülük ödülü İlham Kazdal, Kamış Biçen Kadın fotoğrafıyla özel ödülü Abdurrahman Çetin aldı.

Törenin ardından HAK-İŞ Emek Fotoğrafları sergi açılışı gerçekleştirildi. Açılışın ardından yarışmaya katılarak ödül alan ve sergilenmeye hak kazanan fotoğraflar gösterime açıldı.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”