Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Askerî, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur” Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Askerî, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur” için yorumlar kapalı 88261

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Fırkateyni’nin Denize İniş ve Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3. Gemisinin İlk Kaynak Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Askerî, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. Bu anlayışla 2002 yılından itibaren savunma sanayinde millîlik ve yerliliğin azami seviyeye çıkartılması için her türlü imkânı seferber ettik” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığında düzenlenen MİLGEM Projesinin 5. gemisi İstanbul (F-515) Fırkateyni’nin Denize İniş Töreni ve Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3. Gemisinin İlk Kaynak Töreni’ne katıldı.

Törende konuşman Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan’a selam ve sevgilerini göndererek, “Bugün tarihten süzülüp gelen Türkiye-Pakistan kardeşliğini, hamdolsun bir adım daha öteye taşıyoruz. Geçen sene İslamabad’a yaptığımız ziyaret vesilesiyle yeni boyutlar kazanan iki ülke iş birliği, inşallah her alanda güçlenmeye devam edecektir” dedi.

“SAVUNMA ALANINDA GÜÇLÜ OLMAYAN MİLLETLER GELECEKLERİNE GÜVENLE BAKAMAZ”

Türkiye ve Pakistan arasında özellikle savunma sanayi alanında çok ciddi bir potansiyel bulunduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan’ın da Türkiye gibi terör örgütleri başta olmak üzere birçok tehditle mücadele ettiğini, bu tehditlerin bertaraf edilmesinde iki kardeş ülkenin birbirine sunabileceği çok ciddi katkılar olduğuna inandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda yaşanan olayların, savunma alanında güçlü, bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını gösterdiğini anlattı.

Türkiye’nin, hem millî güvenliğini garanti etmek hem de dostlarının haklarını savunabilmek için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmak mecburiyetinde olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yakın tarihinde silah, mühimmat ve askerî teçhizat açısından dışa bağımlılığın acısını da çok çektiğini kaydetti.

“MİLLÎ GÜVENLİĞİMİZİ KORUMAK AMACIYLA ATTIĞIMIZ HER ADIMDA BASKIYLA KARŞILAŞTIK”

Kıbrıs Barış Harekâtı dolayısıyla Türkiye’nin uğradığı ambargoları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bırakın parasını peşin ödediğimiz uçakları teslim almayı, periyodik bakım için gönderdiğimiz uçaklarımızı dahi bu dönemde geri alamadık. Hatta yıllarca bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık. Suriye’deki ve Irak’taki meşru terörle mücadele harekâtlarımızdan Doğu Akdeniz ve Ege’deki çıkarlarımızı savunma mücadelemize kadar millî güvenliğimizi korumak amacıyla attığımız her adımda baskıyla karşılaştık.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iddia sahibi olmanın, imkân sahibi olmayı, bunun da çok çalışmayı gerektirdiğine işaret ederek, “Biz, iddiaları, hedefleri, dünyanın gidişatına dair söyleyecek sözü olan bir milletiz. Biz, 83 milyon vatandaşımızla beraber milyonlarca kardeşimizin de sorumluluğunu taşıyan bir ülkeyiz. Öyleyse askerî, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. Bu anlayışla 2002 yılından itibaren savunma sanayinde millîlik ve yerliliğin azami seviyeye çıkartılması için her türlü imkânı seferber ettik” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde 2002 yılında sadece 62 proje yürütülürken, bugün bu sayının 700’e yaklaştığını, sadece son 5 yılda yaklaşık 350 yeni projeyi başlattıklarını belirterek, “Bütçesi 5,5 milyar doları bulan savunma projelerini yaklaşık 11 katlık bir artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştırdık. İhale süreci devam eden projeler de göz önüne alındığında bu alanda 75 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaşıyoruz” açıklamasında bulundu.

“DOST VE MÜTTEFİK ÜLKELERİN İHTİYAÇLARINI DA KARŞILAYAN BİR ÜLKE HÂLİNE GELDİK”

Savunma sanayi alanında çalışan firma sayısının da 56’dan bin 500’ün üzerine çıktığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sektörün 1 milyar dolara ancak varan yıllık ciro rakamı bugün 11 milyar doları buldu. İhracatımız ise, 248 milyon dolar seviyesinden 3 milyar doları aşan bir noktaya geldi. Askerî gemi inşa sektöründe ise üç kıtada 9 ülkeye toplam bedeli 3 milyar doları bulan 130 adet deniz platformu ihraç ettik. Sadece 4 yıl önce dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 2 firmamız varken, hamdolsun bugün aynı listede 7 firma ile temsil ediliyoruz. Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke hâline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke içinde yer alıyoruz. İnsansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız. İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen silahlı-silahsız insansız hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takip ediliyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak 44 günlük Karabağ zaferinde Türk SİHA’larının elde ettiği başarının harp yöntemlerini de değiştirdiğine vurgu yaparak, “Aynı şekilde Libya’da, bütün oradaki savaşın akışını değiştirmiştir. SİHA’ların göz dolduran başarılarıyla beraber ülkemizin diğer savunma ürünlerine yönelik ilgi de artıyor. Küresel tedarikçilerin önümüze çıkardığı zorlukları ve uyguladığı gizli-açık ambargoları kendi gücüyle aşabilen bir ülke konumundayız” ifadelerini kullandı.

“TÜM GİRİŞİMCİLERİMİZ VE FİRMALARIMIZIN YANINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

“Maalesef hiç arzu etmeyiz ama kötü komşular bizi ev sahibi yaptı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örneğin kamera; güya dostuz, güya NATO’da beraberiz, kamera istiyoruz kamera vermiyorlar. Niye? ‘Sen niye Ermenistan’la savaşıyorsun?’ Ermenistan benim dostuma, soydaşlarıma saldırıyor, biz de bundan dolayı burada elimizden gelen desteği vermek durumundayız, bunu yapıyoruz. Seninle biz NATO’da beraber değil miyiz? Beraberiz. NATO’da beraber olduğumuza göre, niçin burada bu tür bir yaklaşım yapıyorsun? Ne oldu? Şimdi bunu da hamdolsun biz kendimiz üretir duruma geldik, geliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Kara, deniz ve hava gücünü arttırırken kurumsal taassuplarla değil vizyoner bir bakış açısıyla hareket ettiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkedeki tüm bilgi birikimini en etkin şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını kaydetti.

Kurumların verimliliğini artırma noktasında yaşanan eksiklikleri süratle gidermek zorunda olduklarının gerekliliğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, mükerrer işler yapılmasının önüne geçerek hiçbir şekilde israfa mahal vermemek ve bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir yüzyılda yaşamanın sağladığı avantajları çok iyi değerlendirmek zorunda olduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, planlamaların omurgasının mutlaka millî imkânlara dayandırmak gerektiğini dile getirerek, “Savunma Sanayi Başkanlığımıza, üniversitelerimize, SAGE ve STM gibi savunma sanayi kuruluşlarımıza, firmalarımıza çok önemli görevler düşüyor. Bu uğurda çalışan, işinin ehli, üretken ve samimi tüm girişimcilerimizin ve firmalarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.

“YERLİLİK ORANININ YÜZDE 75’İN ÜZERİNE ÇIKMASI MEMNUNİYET VERİCİDİR”

Bugün MİLGEM Projesinin 5. gemisi, istif sınıfı fırkateynlerin birincisi, Türkiye’nin ilk millî fırkateyni İstanbul’u suyla buluşturduklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Korvet sınıfı MİLGEM’lerde ulaşılan yerlilik oranı yaklaşık yüzde 70 iken, İstanbul gemimizde bunu yüzde 75’in üzerine çıkarmamız ayrıca memnuniyet vericidir. Millî imkânlarla tasarlanan fırkateynimiz gelişmiş hava savunma ve su üstü harbi, deniz altı savunma harbi ve karakol faaliyetlerini icra edecektir. Ayrıca, keşif ve gözetleme hedef tespit, teşhis ve tanıma, erken ihbar kabiliyetleriyle üs ve liman savunması görevlerini gerçekleştirecektir. İstanbul Fırkateynimizi Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza kazandırmayı hedefliyoruz. Savunma sanayinde sadece geçmişin eksiklerini gidermekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğe de hazırlanıyoruz. Araştırma, geliştirme yatırımlarımızı artırarak, yüksek teknoloji gerektiren sistemleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Korkut alçak irtifa hava savunma sisteminin deniz versiyonu olan Gökdeniz’i ilk kez İstanbul Fırkateyni’yle birlikte envantere alacağız.”

Yerli ve millî olarak geliştirilen üç boyutlu arama radarı, aydınlatma radarı gibi sistemlerin de bu gemiyle ilk kez kullanmaya başlanacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİLGEM istif sınıfı gemilerimizin MİLGEM ada sınıfı gemilerden ana farklılığı hava savunma kabiliyetinin artırılması olduğunu, millî dikey atım sisteminin de İstanbul Fırkateyni’nde ilk kez kullanacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 yılda hizmete alınacak 5 büyük projeyle donanmayı çok güçlü bir konuma getireceklerinin altını çizerek, “Bu sene içinde test ve eğitim gemimiz Ufuk’u, yine bu yıl içinde üzerine konuşlandıracağımız helikopter ve İHA’larla hava operasyonu yapabileceğimiz çok maksatlı amfibi hücum gemimiz Anadolu’yu, önümüzdeki yıl yeni tip denizaltılarımızın ilki olan Piri Reis’i, 2023’te İstanbul Fırkateyni’mizi, 2024’te denizde ikmal ve muharebe destek gemisi DİMDEG’i inşallah Deniz Kuvvetleri’mize kazandıracağız” açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni tip 6 denizaltını da 2022 yılında Piri Reis’ten başlayarak her yıl birer tane olmak üzere hizmete alacaklarını ifade ederek, “Denizaltı platformlarından uçak gemilerine kadar çeşitli muharip deniz platformlarının ileri teknolojiye sahip yerli ve millî silah ve sensör sistemleriyle birlikte geliştirilmesini ve bunların ihracatını sağlamayı hedefliyoruz. MİLGEM istif sınıfında 6, 7 ve 8. firkateynlerin inşasıyla ilgili bu süreci de yakın zamanda başlatıyoruz” dedi.

“İLERİ TEKNOLOJİLERLE ALTYAPIMIZI GÜÇLENDİRMELİYİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu gemisinden sonra yerli ve millî olarak planlanacak uçak gemisiyle de Türkiye’nin bu alanda en üst lige çıkacağını, bu projenin görüşmelerinin yapıldığını, süratle adımlarının atılacağına inandığını söyledi.

Kaptanı Derya Barbaros Hayrettin Paşa’nın, “Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: “Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak kendimizi bu alanda sürekli geliştirmek, ileri teknolojilerle altyapımızı güçlendirmek durumdayız. Bunu da ancak bütüncül bir bakış açısıyla başarabiliriz. Kamu ve özel sektörüyle Türk savunma sanayinin tamamı bir bütündür. Terör örgütleriyle simbiyotik ilişkisi olanların tamamı yalan, tamamı çarpıtma ürünü hezeyanlarının bizi doğru yoldan alıkoymasına müsaade edemeyiz. Bunların amacı, ülkemizi sadece askerî açıdan değil ekonomik olarak da dışarıya bağımlı kılmaktır. Merhum Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Nuri Killigil gibi vatan-millet sevdalısı girişimcilerin projelerini dinamitleyenler, bugün de aynı tavrı farklı söylemlerle devam ettiriyor. Artık o günler geçti, onlar eski Türkiye’deydi. Şimdi yeni Türkiye, büyük ve güçlü Türkiye var. Onlar ne yaparsa yapsın biz hedeflerimize sınırsız teknolojiler, güvenli yarınlar şiarıyla, çalışan kuruluşlarımızın gayretleriyle inşallah ulaşacağız.”

İstanbul Fırkateyni’nin inşasının kazasız ve belasız tamamlanması dileğinde bulunarak, projede emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk kaynağı yapılacak Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3. gemisinin de dost ve kardeş Pakistan’a hayırlı olması temennisinde bulundu.

Konuşmasının ardından Pakistan MİLGEM Korvet Projesi 3. gemisinin ilk kaynağını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve beraberindekilerle anı fotoğrafı çektirdi.

Gelen hazır raporunun ardından Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın eşi Şule Akar, “İstanbul gemisini denize indiriyorum. Vatanıma milletime hayırlı ve uğurlu olmanı, şanlı Türk bayrağını denizlerde şeref ve başarıyla dalgalandırmanı diliyorum. Bahtın açık, denizlerin sakin, pruvan neta olsun” ifadelerini kullandıktan sonra, misinayı keserek İstanbul Fırkateyni’ni denize indirdi.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi toplantısında konuştu için yorumlar kapalı 211353

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.

Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.

Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.

Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”

“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”

Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”

Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.

“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”

“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.

Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.

Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.

Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.

seers cmp badge