HAK- İŞ BAŞKANI MAHMUT ARSLAN, HİZMET-İŞ SENDİKASININ KADIN EMEĞİ BULUŞMASI’NA KATILDI HAK- İŞ BAŞKANI MAHMUT ARSLAN, HİZMET-İŞ SENDİKASININ KADIN EMEĞİ BULUŞMASI’NA KATILDI için yorumlar kapalı 12532

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 6 Mart 2021 tarihinde konfederasyonumuza bağlı Hizmet-İş Sendikası tarafından Ankara Emek Konukevi’nde “Sendikacı Kadınlardan Sendikacı Lider Kadınlara” temasıyla düzenlenen toplantıya katıldı.

Toplantıya Genel Başkan Mahmut Arslan, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Öz, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, konfederasyonuna bağlı sendikaların Kadın Komite başkan ve üyeleri ile basın mensupları katıldı.

Program saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. Tatvan’da Helikopter kazasında Şehit olan Kahraman Mehmetçiklerimiz ile tüm Şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim okundu. Ardından HİZMET-İŞ Kadın Komitesinin çalışmalarını içeren kısa film izlendi.

Genel Başkanı Mahmut Arslan konuşmasında, Hizmet-İş Sendikamızın Kadın Komitesinin kadın emekçilerin sorunlarına çözüm bulmak ve iş hayatında kadınlar lehine adaleti sağlamak için 14 yıl önce kurulduğu anımsatarak, “Kadın Komitemiz sendikamızın en birleştirici, en aidiyet geliştirici yapılarındandır. 2007 yılında bir elin parmak sayısını geçmeyen kadın emekçimizle çıktığımız bu yolda bugün, 34 bin 744 kadın üyemiz var. Amacımız bu kısa sürede on binlere ulaşan Kadın Komitemizi gelecekte, yüzbinlerle ifade edilen konuma getirmektir.

Emekçi kadınlarımız Konfederasyonumuzun ve Sendikamızın değişik kademelerinde görevler aldılar ve bu görevleriyle yeni hedeflere doğru yürüyorlar. Biz sendikacı lider kadınlar istiyoruz. Kadın ve erkek sendikacı liderlerle HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’i geleceğe taşıyacağız” dedi.

SENDİKACI LİDER KADINLAR YETİŞTİRİYORUZ

HİZMET-İŞ kadın komitesinin 2007 yılında kurulduğunu belirten Arslan, kadınların hak ve hukuklarının korunması noktasında 15 yılda büyük mesafe kaydedildiğini söyledi.

HAK-İŞ ve HİZMET-İŞ’li kadınların liderlik potansiyeline sahip olduğunu belirten Arslan,” Sendikal mücadelede kadınların daha etkin daha güçlü bir şekilde yer alması konusundaki samimiyetimizi devam ettirirsek, bir gün hem HAK-İŞ’te hem de HİZMET-İŞ’te kadın sendika başkanının olacağının işaretlerini görüyoruz. Bu imkân, fırsat ve potansiyel var” dedi.

Arslan, HAK-İŞ’in öncülüğü ve liderliğinde kadın konusundaki duyarlılıklarımızı, ortaya koyduğumuz hedeflerimizi tüm HAK-İŞ üyesi sendikaların sahiplenmesini istiyoruz” dedi.

ILO’NUN “İŞYERİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ”NİN İMZALANMASINI İSTİYORUZ

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun 2019 yılında kabul edilen İşyerinde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından bir an evvel imzalanmasını istediklerini belirten Arslan, “Çünkü bizler çalışan kadınları temsil ediyoruz ve üyelerimizin iş yerinde uğradığı her türlü şiddete karşı bu sözleşmenin bir an evvel Türkiye tarafından imzalanmasını ve bunun gereğinin yapılmasını istiyoruz” diye konuştu.

Arslan, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: “İstanbul Sözleşmesi etrafında kopartılan fırtınaları ve bunun bugüne yansıyan sonuçlarının ötesinde HAK-İŞ meseleye büyük fotoğraftan bakıyor. Bu sözleşmenin bütün yönleri tartışılabilir ama bu sözleşmeyle ilgili değerlendirme yapılırken bu süreçleri doğru analiz etmemiz gerekiyor. Bütün bu süreçleri makul, objektif ve Türkiye’nin şartlarını dikkate alarak yapılan değerlendirmeleri esas almalıyız. Yoksa günlük politik gündemin bir parçası olarak sadece salt sözleşmenin bazı maddelerini, bazı hükümlerini esas alarak yapacağımız değerlendirmelerin bizi yanlış bir istikamete götüreceği noktasında endişelerimiz var. Hiçbir sözleşme, vahiy değildir, eleştirilebilir, değiştirilebilir, karşı çıkılabilir. Elbette ki herkesin hakkıdır ve bu haklarını kimse bir başkasına devredemez, buna saygı gösteriyorum. Sözleşmeyi eleştirenler kadar sözleşmeye sahip çıkanlar için de aynı şeyleri değerlendiriyoruz. Ama HAK-İŞ bütün buralarda daha objektif, daha yukardan büyük fotoğrafa bakarak, Türkiye’de neyin değiştiğini, sözleşmenin imzalanmasından önce ve sonrasında neler değiştiği noktasını iyi analiz etmemiz gerekiyor.”

Arslan, İstanbul Sözleşmesi etrafında yapılan tartışmaların objektif olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, “HAK-İŞ, bunu yapıyor. Her konuda olduğu gibi bu konuda da olduğu gibi aslında Türkiye hassasiyetidir. Bu ülkenin kadınları, erkekleri içindir. O nedenle biz bir adım atarken meseleyi kamuoyunun gündemine getirirken bir sorunu ortaya koyarken bu hassasiyetle bakıyoruz” görüşünü dile getirdi.

“KADIN İSTERSE HER ŞEYİ BAŞARABİLİR VE YAPABİLİR”

Kadının çalışma hayatında yerine ilişkin gelinen noktanın hala yeterli olmadığına işaret eden Arslan, şube ve genel merkez yönetim kurullarında kadın üye oranında temsilin sağlanabilmesi için teşkilatın cesaretlendirilmesi gerektiğini, bunun için de en büyük görevin kadınlara düştüğünü belirtti.

“KADIN TEMSİLCİLERİMİZİN YAYGINLAŞTIĞI BİR HİZMET-İŞ MODELİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ”

15 yıl önce hayal edilen pek çok çalışmayı başarıyla gerçekleştirdiklerini kaydeden Arslan, “Gerçekleştireceğimiz rüyalarımız, hayallerimiz var. Bunları adım adım hayata geçireceğiz ve bu mücadeleyi ileriye taşıyacağız. Şubelerimizde kadın yöneticilerimizin, kadın şube başkanlarımızın, kadın temsilcilerimizin yaygınlaştığı bir HİZMET-İŞ modelini hayata geçireceğiz. Sendikamızın geleceğinde ciddi şekilde katkı verecek sendikacı kadınlardan sendikacı lider kadınlara ihtiyacımız var” dedi.

“TERÖRLE MÜCADELE KONUSUNDA TARİHİN EN GÜÇLÜ ADIMINI BU KADINLAR ATTI”

Sendika Genel Başkanı Arslan, geçen hafta Diyarbakır Anneleri’ni ziyaret ettiklerini anımsattı.

Farklı sivil toplum örgütlerinin de Diyarbakır Anneleri’ni ziyareti için çaba harcadıklarını anlatan Arslan, “23 Şubat’ta Diyarbakır’daydık. Her bir annenin, her bir babanın hikayelerini dinledik. Bu analar, sadece evlatlarını aramıyorlar, aynı zamanda bu ülkenin normalleşmesini, bu ülkenin terörden arındırılmasını, bu ülkeyi bölmek ve parçalamak isteyen, bu ülkenin insanlarına gerçekten insanlığa yakışmayacak şekilde saldıran teröristlere karşı da büyük bir mücadele içerisindeler” diye konuştu.

Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP İl Başkanlığı önündeki eylem başladığı andan itibaren bugün 549. gün. O kadar gündür o eylemler sadece oraya katılanların sayısını artırmadı, 20 civarında anne ve baba evladına kavuştu, teröristlerin elinden kaçıp devletin güvenlik güçlerine sığındı, 243 evlat da yine bu çağırıya uyarak ailelerine kavuşuyor. Bu yeterli değil, daha çok evlatlarımızı teröristlerinden elinden kurtarmamız gerekiyor. Bu analar sadece evlatlarını değil, aynı zamanda bu ülkenin normalleşmesinin ve terörden arındırılmasını, bu ülkeyi bölmek isteyen, parçalamak isteyen bu ülkenin insanlarına gerçekten insanlığa yakışmayacak şekilde saldıran teröristlere karşı büyük bir mücadele içerisindeler. Diyarbakır Anneleri sadece kendi çocukları için değil, bu ülkenin bütün çocukları için orada mücadele ediyorlar. Demokrasimiz için, Türkiye’nin güvenliği için mücadele ediyorlar. Terörün ortadan kaldırılması için terörle mücadele konusunda tarihin en güçlü adımını bu kadınlar attı.”

“HAK-İŞ OLARAK KADIN STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI HAZIRLADIK”

HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin de “Fıtratta farklılık haklarda eşitlik ilkesiyle biz kadın ve erkeğin ailede, sosyal hayatta ve iş hayatının içinde hem adil bir rol paylaşımını hem de eşit fırsatlara erişeceği bir yaklaşımı benimsiyoruz. ‘Fıtratta farklılık haklarda eşitlik’ anlayışını çalışma hayatında sürdürülebilir kılmak amacıyla yenilikçi eğitim politikalarının geliştirilmesi ve farkındalık arttırılması da önem taşımakta” dedi.

Kadınları, çalışma hayatı başta olmak üzere siyasette, ekonomik ve sosyal hayatta daha da güçlendirmek için çalıştıklarını ifade eden Zengin, HAK-İŞ olarak Kadın Stratejisi ve Eylem Planı hazırladıklarını ve belirlenen hedefler doğrultusunda kadınlara yönelik faaliyetleri gerçekleştirdiklerini kaydetti.

“DEMOKRATİK, İLERİ BİR TOPLUM İÇİN KADINLARIN GÜÇLENDİRİLMELERİ ÖNEMLİ

Genel Merkez Kadın Komite Başkanı Hatice Ayhan da kadının toplumun en etkili, yönlendirici, birleştirici ve koruyucu unsuru olduğunu belirterek, “Demokratik, ileri bir toplum için, kadınların güçlendirilmeleri, etkinlik alanlarının genişletilmesi, eşit fırsat ve olanaklardan faydalanabiliyor olmaları dolayısı ile büyük önem taşımaktadır” dedi.

Genel işler işkolunda çalışan kadınların sendikal harekette temsilinin olmaması sebebiyle HİZMET-İŞ Kadın Komitesi’nin 2007 yılında kurulduğunu belirten Ayhan, “Kadın Komitemiz kısa zamanda büyüdü. Kadınların sendikal hayata aktif katılımını sağlamaya, çalışma hayatındaki kadınların sorunlarına çözüm üretmeye, bilgi ve birikimlerini verime dönüştürebilecekleri uygun zeminler hazırlamaya, ulusal ve uluslararası sendikal hareket içinde öncü olmaya, kadınlarımızın aile hayatı yanında, sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik hayatta da aktif olmasını sağlamaya, büyük bir azimle devam etmektedir” dedi.

Programda HİZMET-İŞ Genel Merkez Disiplin Kurulu üyesi Nevir Er, HİZMET-İŞ Genel Merkez Denetim Kurulu üyesi Ayşe Usta, HİZMET-İŞ Dış İlişkiler Daire Başkanı Yusra Erilli Kurumlu ve misafir konuşmacı Zehra Shab da birer konuşma yaptılar.

Ayrıca Doç. Dr. Mehmet Merve Aydın, “696 sayılı KHK ve Yerel Yönetimlerde Kadın”, Davranış Bilimleri ve İletişim Uzmanı Ceren Cebeci, “Mutlu Kadın, Bilinçli Gelecek” konulu sunumlarını gerçekleştirdiler.

ARSLAN, FİDAN SERTİFİKASI VERDİ

Genel Başkan Mahmut Arslan ve HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Av. Hüseyin Öz, katılımcılara, Hatay Ormanları Ağaçlandırma Arazisine adlarına yapılan Fidan Bağış Sertifikalarını verdi.


Previous ArticleNext Article

“Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” “Çanakkale bir milletin asli kimliğini bulduğu, küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır. Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren milletimiz, Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbimizi zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşanmıştır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Mart Şehitlerini Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi’nde düzenlenen törene katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, canları ve kanları pahasına tüm dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirten büyük kahramanları rahmetle anan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali uğrunda toprağa düşen tüm yiğitlere Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

“ÇANAKKALE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULUŞ MÜJDESİDİR”

Mehmet Akif’in “Gök kubbenin altında yatar, al kan içinde. Ey yolcu, şu topraklar için can veren erler. Hakk’ın bu veli kulları taş türbeye girmez; Gufrana bürünmüş, yalnız Fatiha bekler” duasıyla şehitleri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’yi ‘bugünümüzü kurtaran, maziye kahramanlığını ve büyüklüğünü iade eden, bu toprakları bize ebedi vatan yapan’ zafer olarak tarif ediyor. Gerçekten de Çanakkale, tarihi şanlı zaferlerle dolu bir milletin asli kimliğini bulduğu, üzerine serpilen ölü toprağını kaldırdığı, tıpkı bir Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğduğu bir dönüm noktasıdır” şeklinde konuştu.

Tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen dönemin en modern ordularını dize getiren Türk milletinin Çanakkale’de yazdığı destanla, İstiklal Harbi’ni zafere ulaştıracak inancı, iradeyi ve direniş ruhunu da kuşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Bu yönüyle Çanakkale, Kurtuluş Savaşımızın adeta provası, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş müjdesidir. Çanakkale’yi, milletimizin bu topraklarda var olmak için verdiği en zorlu, en kutlu mücadelelerden biri olarak görüyoruz. Üzerinden ne kadar süre geçerse geçsin, 108 sene önce burada yazılan o büyük destanı daima gururla hatırlıyoruz. Çanakkale, bizim için sadece iftihar vesilesi değil, aynı zamanda zorluklar karşısında bizlere mücadele azmi veren ilham ve güç kaynağıdır.”

85 milyonun tamamının Çanakkale’den, burada koyun koyuna yatan şehitlerden, ecdadın sergilediği mücadeleden alacağı çok kıymetli dersler olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle deprem ve sel felaketiyle yüreklerimizin yandığı bu sancılı dönemde, Çanakkale ruhuna tekrar ihtiyacımız var. Yaklaşık 49 bin kardeşimizin hayatını kaybettiği, 11 ilimizde ciddi yıkıma ve acıya yol açan depremin yaralarını, ancak bu ruhu dirilterek sarabiliriz. Nasıl 108 sene önce omuz omuza vererek imkânsızı başardıysak, asrın felaketinin üstesinden de yine dayanışmayla, yine kardeşlikle gelebiliriz. Milletimizin, depremin ilk anlarından itibaren ortaya koyduğu birlik ve beraberlik tablosu, bu konuda bizlere umut ve güven aşılıyor” ifadelerini kullandı.

“EN KISA SÜREDE ŞEHİRLERİMİZİ YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Ziyaret ettiği şehirlerde insanların metanetini, sabrını, vakarını ve hayata yeniden tutunma iradesini gördükçe, cesaret kazandıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “En büyük gücümüz olan bu seferberlik ruhunun zedelenmesine fırsat vermeden, inşallah gece-gündüz çalışarak, en kısa sürede şehirlerimizi yeniden ayağa kaldıracağız. Hiçbir insanımızı, umutlarını bize bağlamış hiçbir vatandaşımızı çaresiz, sahipsiz bırakmayacağız” dedi.

Çanakkale’nin, birbirine kenetlenmiş bir milletin aşamayacağı hiçbir engel, hiçbir badire olmadığını herkese gösterdiğini de vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, devleti ve milletiyle zorluklara göğüs gerecek, krizleri fırsata çevirecek, ‘küllerinden yeniden doğacak’ kapasiteye sahiptir. Yeter ki fitne ve fesat peşinde olanlara kulak asmayalım. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki sürekli karamsarlık aşılayan şeamet tellallarına fırsat vermeyelim. Rabbim ülkemizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum” şeklinde konuştu.

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108. yıl dönümünü tekrar tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “18 Mart Şehitler Günü’nde Anafartalar Komutanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere bütün komutanlarımızı, kahraman Mehmetçiklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şehitler Anıtı’na çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Bu sırada askerlerce saygı atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması öncesinde, 16 Türk devletinin askerlerini giysileri ve bayraklarla temsil eden Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı, konuşma kürsüsü yanında kendilerine ayrılan alana konuşlandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız’ın da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile gaziler ve vatandaşlar katıldı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şehitler için dua ettiği programda, Hacı Bayram Cami İmam Hatibi Yunus Koçan da Kur’an-ı Kerim okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dua edilmesinin ardından şehitlik defterini imzaladı ve şehitliklere karanfil bıraktı

.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 108. Yıl Dönümü Mesajı için yorumlar kapalı 97779

“108 yıl önce emperyalistlere karşı Anadolu’daki Türk varlığını korumak ve bin yıllık Türk topraklarını müdafaa etmek için verdikleri mücadeleyle milletimizi Çanakkale Zaferine ulaştıran bütün kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmetle, tazimle yâd ediyoruz.

Çanakkale Zaferi, Türk milletinin bağımsızlığından asla vazgeçmeyeceğini dünyaya bir kez daha ilan ettiği büyük ve tarihi bir kahramanlık destanıdır.

Anadolu’nun dört bir yanından gelerek yedi düvele karşı Çanakkale’de verilen topyekûn mücadelede ecdadımız, milletimizin zor günde nasıl bir ve beraber olduğunu göstermiş, şehit kanlarıyla sulanan toprağımıza düşmanın ayak basmasına izin vermemiştir.

Bugün biz de ülkemiz ve milletimiz için Çanakkale Zaferinde ortaya koyduğumuz ruh ve iradeyle çalışıyor, her türlü zorluğu birlik ve beraberlikle aşabileceğimize olan inançla mücadelemizi sürdürüyoruz.

Büyük bir kahramanlıkla, cesaretle yazılan şanlı tarihimize sahip çıkacak, Çanakkale ruhunu canlı ve diri tutmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.

Bize bu vatanı emanet eden şehitlerimize, gazilerimize şükran borcumuzu ödemek, vatanımızı ve bayrağımızı her koşulda müdafaa etmek için dün olduğu gibi bugün de yarın da mücadeleden bir an olsun geri durmayacağız.

Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 108. yıldönümünü kutluyor, 18 Mart Şehitler Günü’nde bu toprakları bize emanet eden tüm şehitlerimizi ve başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün kahramanlarımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Ruhları şad, mekânları cennet olsun.”