HAK-İŞ 10. ULUSLARARASI KADIN EMEĞİ BULUŞMASI BAKAN SELÇUK’UN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ HAK-İŞ 10. ULUSLARARASI KADIN EMEĞİ BULUŞMASI BAKAN SELÇUK’UN KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ için yorumlar kapalı 9124

HAK-İŞ 10. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması “HAK-İŞ’li Emekçi Kadınların Sendikal Hareketteki Yeri” temasıyla gerçekleştirildi. Toplantıya, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da katılarak, HAK-İŞ’li kadınlara seslendi.

HAK-İŞ 10. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması “HAK-İŞ’li Emekçi Kadınların Sendikal Hareketteki Yeri” temasıyla, 8 Mart 2021 tarihinde, HAK-İŞ Genel Merkezi’nde sosyal mesafe kurallarına uygun olarak gerçekleştirildi. Toplantıya, Genel Başkan Mahmut Arslan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Genel Başkan Yardımcıları Dr. Osman Yıldız ve Av. Hüseyin Öz, Genel Sekreteri Eda Güner, Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Serdengeçti, HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nergis Dama, Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Meryem Ayşegül Kozak Çakır, Konfederasyona bağlı Sendikaları Genel Başkanları, HAK-İŞ’e bağlı sendikaların kadın komite başkan ve üyeleri ile HAK-İŞ’li sendikacı kadın liderler katıldı.

Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başladı. HAK-İŞ Kadın Komitesinin bir yıllık faaliyetlerini anlatan film izlendi.

Genel Başkan Mahmut Arslan, HAK-İŞ Kadın Komitesi tarafından bu yıl 10’uncusu gerçekleştirilen Kadın Emeği Buluşması’nın Pandemi önlemleri kapsamında sınırlı sayıda katılımcıyla HAK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenleme kararı aldıklarını belirterek, “Bu yıl ki programımızı Pandemiden dolayı Genel Merkezimizde sınırlı sayıda katılımcı ve dijital ortamda binlerce üyemizle gerçekleştirme kararı aldık. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüzde bizleri yalnız bırakmayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk’a teşekkür ediyorum” dedi.

“Anneden Evladının Koparılması Kadar Acı Bir Şey Olamaz”

Arslan, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde programa online olarak bağlanan Diyarbakır HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti tutan Ayşegül Biçer ve orada bulunan yüzlerce annenin her zaman yanlarında olduklarını söyledi. Arslan, “Bir anneden evladının koparılması ve yaşayıp yaşamadığını bilmeden yıllarca evladının peşinden gitmesinden daha ağır bir şey olabilir mi? Terörün ve şiddetin en acımasızı, en vicdansızlığını orada bulunan kadınlarımız yaşıyor. Diyarbakır’da evlat nöbetinde olan 210 anne ve babamıza selam ve saygılarımızı gönderiyoruz” diye konuştu.

“Bütün Mazlumlara HAK-İŞ’in Borcu Var”

Dünyanın neresinde olursa olsun zulme ve zalime karşı mazlumlarla beraber aynı safta yer aldıklarını vurgulayan Arslan, “Ülkemizin, bölgemizin ve küremizin bütün mazlumlarının bizden alacağı var. Bütün mazlumlara HAK-İŞ’in borcu var. Tıpkı Diyarbakır analarına borcumuz olduğu gibi” dedi.

“Kadın Üye Sayımızı Yüzde 28’lere Çıkardık”

HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı sendikalardaki iş kollarında çalışan kadın sayısının giderek arttığını ve yüzde 28’lere varan kadın üye sayısına ulaştıklarını belirten Arslan, “Sendikacı kadın liderler olarak sayımızın arttırılması ve daha da güçlendirilmesi için sorumluluklarımızı yerine getirerek ulaştığımız noktayı daha ilerilere taşımamız gerekiyor” sözlerine yer verdi.

“ILO Sözleşmesi’nin Onaylanmasını İstiyoruz”

Genel Başkan Mahmut Arslan, 2019 yılında BM Çalışma Örgütü ILO’nun 100. Yılında ILO tarafından kabul edilen işyerinde şiddet ve tacize karşı mücadele sözleşmesinin ülkemiz tarafından da onaylanmasını arzu ettiklerini belirten Arslan, “İşyerinde şiddet ve tacize yönelik BM’nin ortaya koyduğu bu sözleşmeyi HAK-İŞ olarak son derece önemsiyoruz. Bunun bir an evvel ülkemiz tarafından kabul edilerek onaylanması çalışma hayatında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması konusunda önemli bir aşama olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın İnsan Hakları Eylem Planını açıklarken ortaya koyduğu vizyonu, HAK-İŞ olarak sonuna kadar destekliyoruz. Kadına yönelik her türlü şiddete karşı oluşturulmuş yeni düzenlemeleri hedefleyen ve birçok konuda eksiklikleri gidermeye çalışan iradeyi takdirle ve teşekkürle karşılıyoruz” şeklinde konuştu.

Yeni Anayasa’ya Tam Destek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İnsan Hakları Eylem Planı açıklamalarında yer alan Türkiye’nin yeni Anayasa önerisine HAK-İŞ olarak tam destek verdiklerini söyleyen Arslan, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak yeni sivil, demokratik, katılımcı, çoğulcu bir anayasa talebimizi bir kere daha yineliyoruz. Bugün konjonktür olarak kadınlarımızın kıyafetinden dolayı yargılanıp, dışlandığı bir dönem geride kaldı. Bizler bu konuları Anayasanın temel haklar bölümüne koyamazsak, bu düzenlemeleri anayasa değişikliği ile güvence altına alamazsak, zaman zaman benzer sıkıntıları yaşayacağımız endişelerini taşıyoruz. Kadını dışlayan, aşağılayan üniversite kapılarından geri çeviren anlayışın yeniden hortlamaması için yeni ve sivil bir anayasa ile bunların güvence altına alınmasını sağlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Kadın Üye Sayımız Giderek Artıyor”

HAK-İŞ Konfederasyonu’na üye kadınların hayallerinin güçlü olması ve umutlarının taze tutulması için yapılması gereken her türlü düzenlemeleri gerçekleştireceklerini söyleyen Arslan, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak tüzüklerimizde değişiklikler yaptık. Kongre kararlarıyla kadınların önlerinin açılması için gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik. Bütün bunlara rağmen hala yapmamız gerekenler var. Kadın üye sayımız yüzde 2’lerden yüzde 28’lere yaklaştı ama bunu yeterli bulmuyoruz. Bunu arttırmak için kadın-erkek birlikte çalışacağız. Şiddetle mücadelede, tacizle mücadelede birlikte çalışmamız gerektiği gibi çalışacağız. Eğer bizler şiddete ve tacize karşı erkeklerle birlikte dayanışma içerisinde olamazsak kadın cinayetleri, yaşadığımız tacizler devam edecektir” dedi.

Kadına yönelik şiddetin ülkemizin sorunu olmanın yanında bütün dünyanın yaşadığı en büyük sorunlar arasında yer aldığını ifade eden Arslan, “Kadın cinayetleri ve benzer hususlarda yaşanan olumsuzlukları sıfıra indirmek için başta BM sözleşmesi olmak üzere bütün sözleşmeleri ve düzenlemeleri hayata geçirmemiz gerekiyor. Türkiye olarak büyük bir avantajımız var. Kadın bir bakanımız var. Sayın Bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk’un bu konudaki hassasiyetlerini biliyoruz. Bu alanda daha fazlasını yapmak, daha fazlasını gerçekleştirmek durumundayız. Bu süreç içerisinde hayatlarını kaybeden başta şehit kadınlarımız olmak üzere, kadına yönelik şiddette hayatını kaybetmiş bütün kadınlarımızı rahmetle anıyorum. Onların yanına yenilerinin eklenmemesi için üzerimize düşen sorumluluğu bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada yapmaya gayret edeceğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.

Arslan, konuşmasını “Kadınlar Var” şiiri ile tamamladı.

Bakan Selçuk, “HAK-İŞ’i Tebrik Ediyorum”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “HAK-İŞ’in 10. Uluslararası Kadın Emeği Buluşmasında sizlerle bir araya gelmekten dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kadın Emeği Buluşmalarının bugün 10’uncusunu kutluyoruz. Bazı buluşmaları ilk sefer yapmak önemli bir ivme kazandırıyor. Fakat bu emek buluşmalarını sebat ederek geleneksel hale getirmek önemli. HAK-İŞ bu konuda çok önemli bir başarı elde etti. Kadın Emeği Buluşması’nı 10’uncu kez yaparak geleneksel bir hale getirmiş durumda. Yapılan bu güzel çalışmaların kadınlarımız ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. HAK-İŞ Konfederasyonumuzu ve sendikalarımızı bu konudaki ilgi ve hassasiyetlerinden dolayı tebrik ediyorum” dedi.

“28 Şubat’ın En Büyük Mağduru Kadınlar Oldu”

28 Şubat’ın en büyük mağdurunun kadınlar olduğunu vurgulayan Selçuk, “28 Şubat sürecinde kadınların emeğinin, haklarının nasıl hiçe sayıldığına şahit olmuştuk. Milletimiz bu vahim zihniyete bir daha asla izin vermeyecek. Bizler her daim bu tür antidemokratik girişimlerin karşısında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Sendikacı Lider Kadınlarımızın Sayısı Artacak”

Kadınların toplumun her alanında her zamankinden daha fazla yer aldığını dile getiren Bakan Selçuk, “Ne mutlu ki sendikalarımızda daha fazla kadınlarımız yer alıyor. Sendika üyelerimizin arttığı kadar, sendikacı lider kadınlarımızın sayısı da artacak. Kadınlarımızın her alandaki özgüveninin, üretkenliklerinin artması millet olarak bizi son derece gururlandırıyor. Kadını ve erkeğiyle çok daha güçlü bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğimize inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Kamu çalışanlarının yüzde 40’ına yakınının kadın işçi ve memur olduğunu söyleyen Selçuk, “Hem işçilerimizin, hem memurlarımızın sendikalaşma ve kadınlarımızın daha fazla sendika üyesi olmaları konusunda ivmeleri ve eğilimleri pozitif şekilde görmekteyiz. Çalışma hayatına baktığımızda kadınlarımızın girişimciliklerinin arttığını görüyoruz. Kadın girişimcilik oranları yüzde 15’lerden yüzde 19’lara kadar artmış durumda” dedi.

“Sendikalarımıza Önemli Görevler Düşüyor”

Çalışma hayatında istihdamın artması ve işgücüne katılım oranlarının artmasını önemsediklerini dile getiren Selçuk, “Kadınlarımızın işgücü piyasasında daha etkili olabilmesi için dijital çağa adaptasyonları çok önemli. Bu konuda sendikalarımıza çok önemli görevler düşüyor. Dijital dönüşümün gerçekleştiği bir çağda kadınlarımızı bu çağa adapte edebilirsek o kadar güçlü ve kuvvetli olmalarını sağlayabiliriz” diye konuştu.

“HAK-İŞ Kadın Sendikacılığı Konusunda Başarı Hikâyesi Yazıyor”

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak kadınların sendikalaşmasını ve sivil toplum kuruluşlarında yer almalarını çok önemsediklerini dile getiren Bakan Selçuk, “Sendikalı üyelerimizin ve sendikalı kadın üyelerimizin sayısı arttı. Sendikalı kadın yöneticilerimizin sayısı da artacak. HAK-İŞ bu konuda öncü bir konfederasyon olarak bu sorumluluğunu yerine getirmektedir. HAK-İŞ, sosyal diyalog konusunda yapıcı ve özgüvenli duruşuyla olduğu kadar kadın çalışanlarına verdiği önem noktasında da çok önemli bir konumdadır. Kadın konusundaki aktif çalışmalarıyla önemli bir duruş sergileyen HAK-İŞ, kadın sendikacılığı konusunda bir başarı hikâyesi yazıyor” dedi.

HAK-İŞ 10. Uluslararası Kadın Emeği Buluşması’nı çok olumlu ve çok sevindirici bir hassasiyetin yansıması olarak nitelendiren Selçuk, “Düzenlenen panelin tüm kadınlarımız ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’a, panelistlerimize ve katılımcılarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

Zengin: “HAK-İŞ’in Kadına Bakış Açısı Milli ve Manevidir”

HAK-İŞ Kadın Komitesi Başkanı Fatma Zengin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün bütün kadınların, özellikle de emekçi kadınların seslerini yükseltecekleri, emeğin onuru ile duruş gösterecekleri bir gün olduğunu söyledi.

Türkiye’nin ve uluslararası sendikal hareketin saygın bir üyesi olan HAK-İŞ’in kadına bakış açısının da evrensel olduğunu dile getiren Zengin, “Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in kadına bakış açısı millidir ve manevi değerlerimizle örtüşmektedir. HAK-İŞ olarak, ‘Fıtratta Farklılık Haklarda Eşitlik’ diyoruz. Kadın ve erkeği ailede, sosyal hayatta ve iş hayatının içinde hem adil bir rol paylaşımını istiyor, hem de eşit fırsatlara erişeceği bir yaklaşımı benimsiyoruz” dedi.

“Kadın Konusundaki Anlayışımızda Çok İleri Noktadayız”

HAK-İŞ’in kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede emek hareketinde kadının yerine ve önemine özen gösterdiklerini dile getiren Zengin, “HAK-İŞ Konfederasyonu olarak, kadın konusunda ortaya koyduğumuz ifadelerimizle, anlayışımızla, politikalarımızla bugün çok ileri bir noktadayız. Yüzlerce emekçi kadınla çıktığımız bu yolda yüz binleri aşmış olmanın gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

“Sendikalarımızda Sendikacı Kadın Liderlerimiz Var”

HAK-İŞ’li emekçi kadınların sendikal hareketteki yerinin ve rolünün tarihe iz düştüğünü belirten Zengin, “Bugün sendikalarımızın hemen hemen her kademesinde sendikacı kadın liderlerimiz görev yapmakta. Temsilcilik, şube başkanlığı, genel başkan yardımcılığı gibi her statüde kadın liderimizi görmekteyiz. Bunun son örneğini yakın zamanda HAK-İŞ’te yaşadık. Konfederasyonumuzda ilk defa bir kadın, genel sekreter olarak görev yapmakta. Kendisini biz kez daha tebrik ediyor, HAK-İŞ camiamıza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Zengin, “Bütün kadın üyelerimizi sendikalarımızda daha fazla yer almaya davet ediyorum. HAK-İŞ, kadın emekçilerin kendilerini rahatça ifade edebilecekleri, her kademede yer alabilecekleri bir platformdur. Öncümüz, liderimiz Sayın Genel Başkanımızın da söylediği gibi, ‘HAK-İŞ, çalışan kadınlarımız için bir adrestir, geleceğinizin ve hayallerinizin evidir. HAK-İŞ evinizdir. HAK-İŞ sizindir. Siz HAK-İŞ’siniz” sözlerine yer verdi.

“Diyarbakır’lı Anne ve Babaların Her Zaman Destekçisiyiz”

Evlatlarını bölücü terör örgütünün elinden kurtarmak için, 553 gündür HDP Diyarbakır İl Başkanlığı Binası önünde oturma eylemi yapan gözü yaşlı anaları anımsatan Zengin, “HAK-İŞ olarak, Diyarbakırlı annelerimizin ve babalarımızın bu eylemini, çağrısını oldukça anlamlı buluyor ve her zaman destekçileri olduğumuzu ifade ediyoruz” dedi.

Program kapsamında, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Diyarbakır annelerinin bulunduğu çadıra online bağlantı yapıldı.

Diyarbakır Annelerini temsilen konuşan Ayşegül Biçer, evlatlarını bölücü terör örgütünün elinden kurtarmak için gösterdikleri direnişi anlattı.

Programın sonunda Genel Başkanımız Mahmut Arslan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’a, HAK-İŞ tarafından Hatay Ormanları Ağaçlandırma Arazisine, adına yapılan fidan bağışı sertifikasını takdim etti.

Öz Sağlık İş Sendikamızın Başkanı Devlet Sert ve Genel Başkan Yardımcısı Tuba Gülpembelioğlu sağlık çalışanlarının sorunlarını içeren bir dosyayı Bakan Selçuk’a takdim etti.

Previous ArticleNext Article

Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi Dev yatırımlar | Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin açılışını gerçekleştirdi için yorumlar kapalı 4

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir’de Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışına katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin stratejik ürünleri arasında yer alan bor madeninin katma değerini, “cevherden mücevhere” anlayışıyla 300 kat artıracak tesisin açılışı vesilesiyle bir arada olunduğunu belirterek, “Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi, bu alanda ülkemizin ilk, dünyanın da sayılı işletmelerinden biri olacaktır” diye konuştu.

Bor karbürün, sıcaklık ve mekanik dayanıklılığı itibarıyla birçok farklı endüstriyel uygulamalarda aranan ve tercih edilen bir ürün olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbürün özellikle zırh, aşınmaya dayanıklı mekanik parça üretimi, nükleer tesislerde nötron tutucu gibi uygulama alanlarıyla savunma sanayisinin vazgeçilmezi olduğuna dikkati çekti.

“DÜNYA PAZARLARINDA PAY SAHİBİ OLMAMIZA KATKI SAĞLAYACAK YATIRIMLARIN TAMAMINI DESTEKLİYORUZ”

Uçaklardan taktik araçlara, personel yeleklerinden korunaklı levhalara kadar pek çok yerde bu ürünü görmenin mümkün olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bandırma tesisimizde yapılacak yıllık 1000 ton üretim, kullanıldığı alanlarda da 150 kattan 2 bin kata kadar varan değer artışları sağlamaktadır. Bir başka ifadeyle bu tesis sayesinde Türkiye, sadece sahip olduğu bor madeninin katma değerini yükseltmekle kalmıyor aynı zamanda ülkemiz, dünyanın en sert üçüncü malzemesinin üretiminde ve satışında önemli bir oyuncu hâline geliyor” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü açılışın öneminin, tesisin yatırım ve üretim rakamlarının ötesinde Türkiye’ye sağladığı stratejik katkıyla ilgili olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Geçmişte bu tür ürünlerin stratejik önemi dikkate alınmayıp sadece fiyat unsurlarıyla dışarıdan tedariki yoluna gidildiği için kriz dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Savunma sanayimizin ihtiyaçları başta olmak üzere kritik her üründe maruz kaldığımız gizli açık ambargoların ülkemize yaşattığı vakit ve hamle kayıplarını gayet iyi biliyorsunuz. Bunun için artık her alanda önce kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak, onunla birlikte dünya pazarlarında pay sahibi olmamıza katkı sağlayacak yatırımların tamamını destekliyoruz. Sadece Eti Maden bünyesinde yürütülen çalışmalar bile başlı başına birer başarı hikâyesidir. Bor karbür yanında sıvı karbürden lityum üretimi konusunda da yakında somut adımlar atılacaktır. Aynı şekilde temeli atılan, çeliğin dayanıklılığını artırma başta olmak üzere pek çok alanda kullanılan ferrobor tesisimiz de bu sene içinde hizmete girecektir.”

Nadir toprak elementleri konusunda iyi bir rezerve sahip olunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eskişehir’de keşfettiğimiz 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervimizi yıllık 1200 ton cevher işleyecek bir tesisle kazanca dönüştüreceğiz. Ham maddeyle başlayıp nihai ürününe kadar uzanacak bir sistemle ülkemizin tüm değerlerini harekete geçirmekte kararlıyız” sözlerini sarf etti.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİ ARASINA ÇIKARMA HEDEFİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLIYIZ”

Diğer alanlarda da benzeri güzel gelişmeler yaşandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyada küresel tedarikleri belirli yerlere terk edip sadece fikri mülkiyet haklarının kazancıyla yetinme devrinin geride kaldığını ifade etti.

Amerika’sından Avrupa’sına kadar yüksek istişare ve işletme maliyetleri sebebiyle üretimi angarya görerek uzak coğrafyalara taşıyan her yerde ciddi bir paradigma değişikliğinin başladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye, hem gelişmiş ülke pazarlarına yakınlığı hem lojistik avantajları hem yetişmiş insan gücü ve ham madde potansiyeliyle küresel üretim merkezlerindeki değişimde avantajlı bir yerde duruyor. Geçtiğimiz 20 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal güvenliğe kadar her alanda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı, bu avantajın temelini oluşturuyor. Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına çıkarma hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ne küresel sağlık ve güvenlik krizleri ne yaşadığımız tabii afetler ne de önümüze çıkartılan diğer engeller bizi bu hedeften uzaklaştırabilir.”

Son yıllarda milletçe zorlu sınamalardan geçildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kovid-19 salgını sebebiyle iki yıl sıkıntı çektik. Tam bu badireyi aşmışken kendimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgenine sıkıştırılarak taviz vermeye zorlandığımız bir başka mücadelenin içinde bulduk. Bu sıkıntının da üstesinden gelirken asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yıkıntıları arasında kaldık. Aşırı yağışların sebep olduğu seller deprem bölgemize felaket üstüne felaket yaşattı. Depremlerde ve sellerde yitirdiğimiz canların acıları yüreklerimizi yakıyor. Rabbim, hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin.

Biz, bugüne kadar önüne çıkan hiçbir tehdide, maruz kaldığı hiçbir saldırıya, yaşadığı hiçbir zorluğa teslim olmamış, hepsine karşı da inançla ve cesaretle direnmiş bir milletiz. Bugün de öyle yapıyoruz. Bir yandan depremin enkazını kaldırıyor, diğer yandan geçici barınma alanlarını özellikle kuruyor, öte yandan kalıcı konutların inşasına başlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların yaralarını sararken umutlarını güçlendirdiklerini, hayata bağlanmalarını temine çalıştıklarını ifade etti.

Sanayicisiyle, esnafıyla, işletmecisiyle, çiftçisiyle deprem bölgesindeki üreticileri destekleyerek istihdamı canlandırdıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşanan sarsıntıların yol açtığı huzursuzluk yüzünden başka yerlere giden insanlarımız, yavaş yavaş şehirlerine dönüyor. Milletçe yürek yüreğe, kol kola vererek Allah’ın izniyle bu felaketin izlerini de sileceğiz” diye konuştu.

“BAŞARANA KADAR BİZE DURMAK, DİNLENMEK, BAŞKA YÖNE BAKMAK HARAMDIR”

Deprem bölgelerinde vatandaşlardan bir yıl izin istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bize bir yıl müsaade edin, inşallah biz bir yıl içerisinde kalıcı konutları da bitireceğiz. Çadır kentten konteyner kentlere ve bu konteyner kentlerle birlikte bir taraftan da dikkat ederseniz prefabrik kentler yapıyoruz. Üç ayrı çeşit… Derdimiz ne? Derdimiz vatandaşlarımızı açıkta bırakmayalım. Dolaştığımız bu deprem kentlerinde elhamdülillah vatandaşlarımın şu ifadeleri sorumluluğumuzu artırıyor: ‘Baba bizi bunlara bırakma.’ Mümkün mü? Biz bunların ne yapacağını zaten gayet iyi biliyoruz. Bunlara benim vatandaşım, benim insanım bırakılabilir mi ya? Bunların derdi başka. Biz can derdindeyiz, onlar mal derdinde. Onun için de sağ olsun bütün bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, valilerim, bütün STK’lerimiz, hepsi şu deprem bölgelerinde her gün sabahtan akşama 7/24 çalıştılar, çalışıyorlar. Bizler de Cumhur İttifakı olarak gerek şahsım, gerekse Devlet Bey, birlikte bölgeyi dolaştık, dolaşıyoruz, dolaşacağız. Konutlarıyla, iş yerleriyle, altyapısıyla, üstyapısıyla, yeni, güvenli, huzurlu yerleşim yerleri kurarak, şehirlerimizin tarihî ve kültürel zenginliklerini ihya ederek Türkiye Yüzyılı’na doğru yürümeyi sürdüreceğiz.

İşte bunlar, onlarla uğraşırken bakın biz neyle uğraşıyoruz. Biz de işte bor madeniyle alakalı, onun çeşitlendirilmesinde bor karbürü, bugün bu tesisi, bu dev tesisi açıyoruz. Aramızdaki fark bu. Bütün bunları başarana kadar bize durmak, dinlenmek, başka yöne bakmak haramdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bir kısmında yaşanan sıkıntının çözümü için ülkenin tamamının yatırımıyla, istihdamıyla, üretimiyle ayakta kalması, güçlü olmasının şart olduğunu vurgulayarak, bunun için deprem bölgesindeki şehirleri ayağa kaldırırken ülkeyi hedeflerine yaklaştıracak diğer projeleri de ihmal etmediklerini söyledi.

Milletin 60 yıllık hayali Türkiye’nin otomobilinin bunlardan biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen günlerde Togg’un ön siparişlerinin alınmaya başlandığını, çok kısa sürede de rekor talep oranına ulaşıldığını belirterek, “Ay sonundan itibaren teslimatları peyderpey gerçekleştireceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bor karbür üretim tesisinin de bir başka proje olduğunu ifade ederek, “Buradan elde ettiğimiz tecrübeyle Kütahya Emet’te 5 bin ton üretim kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi daha kuracağız. Durmak yok, yola devam” diye konuştu.

Karadeniz’de keşfettikleri gazı milletin hizmetine sunma çabasında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Projedeki personelimizin depremzedelerimizin yardımına koşması sebebiyle yaşanan birkaç haftalık gecikmeye rağmen Karadeniz gazını yakında millî sisteme bağlıyoruz. Doğal gaz boru hatlarımızı geliştirme, doğal gaz depolama tesislerimiz bunlardan biridir. Ülkemizi taşıması, ticareti ve üretimiyle bir doğal gaz merkezi yapma yolunda hızla ilerliyoruz. Önümüzdeki aylarda ilk ünitesini devreye alacağımız Akkuyu Nükleer Güç Santralimiz bunlardan biridir. Tüm üniteleri devreye girdiğinde bu nükleer santral, ülkemizin kesintisiz ve dengeli elektrik üretiminde önemli bir role sahip olacaktır. Ana muhalefet, yanındakilerle beraber Akkuyu Nükleer Santrali’ni gezmek istiyor. Arkadaşlara ‘Buyurun gezdirin’ diyorum. Gidiyorlar, geziyorlar, ‘Muhteşem bir eser’ diyorlar. Dönüp geldikten sonra da ‘Yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ya bu ne mantıktır? Bu ne kafadır? Bu ne anlayıştır? Dünya, enerjide ‘Yeşil enerjiye nasıl ulaşacağız?’ diye bunun mücadelesini verirken biz yeşil enerji noktasında özellikle gerek doğal gaz gerekse Akkuyu Nükleer Enerji, bütün bunlarla yeşil enerji noktasında adımlar atıyoruz. Bunlar ise ‘Hayır yaptırmayacağız.’ diyorlar. Ben milletime şikâyet ediyorum. Sevgili halkım, sevgili vatandaşım, işte bu ana muhalefet ve yanındakiler, bu ülkede yarın inanın eğer elektrikler bir zamanlar bunların iktidarlarında nasıl kesiliyorsa, nasıl enerjiye hep muhtaç kalmışsak gene bu noktaya düşeriz. Bunlara bu fırsatı ben inanıyorum ki 14 Mayıs’ta benim vatandaşım vermeyecek.

İşte buyurun. Dünyanın en yüksek barajlarından Yusufeli, bunlardan biridir. Yusufeli Barajı bir yeşil enerjidir, bir hidroelektrik santraldir ama bütün bunlarla beraber aynı zamanda bu baraj, sulamada da istenildiği şekilde kullanılacak bir imkândır.”

“YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZI GELİŞTİRME ÇABALARIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin su kaynaklarının önemli bir kısmını son 20 yılda devreye alarak bu alandaki potansiyeli hakkıyla kullanabilir hâle geldiklerini vurguladı.

Güneş ve rüzgâr enerjisinde çok iyi bir yerde bulunulduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “GES, RES, bütün bunlarla beraber dünyada artık parmakla gösterilen bir ülke konumundayız. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı hızla geliştirme çabalarımız artarak devam ediyor. Bu konuda kat ettiğimiz mesafenin en güzel örneği, ülkemizin yenilenebilir enerjide dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmeye hazırlanmasıdır” diye konuştu.

Savunma sanayisinde yakalanan ivmenin bunlardan biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık Türkiye, dünyanın önde gelen savunma sanayi tedarikçileri arasına girdi” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde savunma sanayisinde yerli ve millî potansiyelin yüzde 20 olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Şimdi yüzde 80, nereden nereye. İnşallah yakında hep birlikte şahitlik edeceğimiz yeni gelişmeler, yeni müjdelerle bu konumumuzu daha da pekiştireceğiz. Bu örnekleri üretimin her alanına teşmil etmek mümkündür. Hiçbir kaybın, hiçbir tuzağın bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeden devletiyle, milletiyle, dostlarımızla tek yürek, tek bilek olarak yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Başkaları ne yaparsa yapsın. Hangi siyasi hesaplar peşinde koşarsa koşsun, biz Hakk’ın rızası için, halkın rızası için halkımıza aşkla hizmet etmeyi sürdüreceğiz. İnançla, sabırla, dirayetle çalışarak milletimize ne söz verdiysek Allah’ın izniyle hepsini Cumhur İttifakı olarak tek tek hayata geçireceğiz. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuzla aramıza hiç kimsenin, hiçbir engelin, hiçbir siyaset mühendisliği projesinin girmesine müsaade etmeyeceğiz. Rabbim, yar ve yardımcımız olsun. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diye dua ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu duygularla Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi’nin şehre, ülkeye ve sektöre hayırlı olmasını diledi, emeği geçenleri tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, tören alanına gelişinde Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Keleşer, tesis ve ürünlerle ilgili bilgi verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Bor Karbür Üretim Tesisi’nde bulunan Eti Maden Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Keleşer ve beraberindekilere canlı bağlanarak üretimi başlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tesisin ülke ve millete hayırlı olmasını dileyerek, “Bundan sonra dünyada bir numara olarak yarışa devam” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi açılışını protokol üyeleriyle gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eti Maden Genel Müdürlüğü’nün Balıkesir’deki Sosyal Tesislerinde, kente gelen depremzedelerle beraber yemek yedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan depremzede çocuklarla sohbet etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız nice badireyi birliğimizden, beraberliğimizden aldığımız güçle aştık” için yorumlar kapalı 95993

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale’de Seddülbahir Kalesi ve Gelibolu–Eceabat Devlet Yolu Açılış Töreni’ne katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında, tarihin şanlı sayfalarından biri olan 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü vesilesiyle bin yıllık vatanın istiklali uğrunda canlarını feda eden tüm şehitleri rahmetle yâd ettiğini söyledi.

Ülkenin son dönemde yaşadığı deprem ve sel afetlerinde hayatını kaybeden, her birinin şehit mertebesinde olduğuna yürekten inandığı vatandaşlara da Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir asır önce burada yedi düvele karşı kalplerimizi birleştirmiş, bedenlerimizi set yapmıştık. Yaşadığımız nice badireyi yine aynı şekilde birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden aldığımız güçle aştık. Deprem ve sel afetlerinin şehirlerimizde ve yüreklerimizde açtığı yaraların üstesinden de yine devlet ve millet olarak yekvücut geleceğiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ölenleri ebedî âleme yolcu ettiklerini dile getirerek, şimdi bir yandan enkazları kaldırdıklarını, bir yandan geçici barınma merkezlerinin hazırlıklarını sürdürdüklerini, bir yandan da kalıcı konutların inşasına başladıklarını kaydetti.

“İHTİYACIMIZ OLAN TEK ŞEY İSTİKRAR VE GÜVEN İKLİMİNE SIKI SIKIYA SAHİP ÇIKMAKTIR”

Bir yıl içinde şehirleri yeniden ayağa kaldırmış, depremzede vatandaşları yuvalarına kavuşturmuş olacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Tüm bunlarla beraber ülkemizi her türlü afete, tehdide karşı daha güçlü şekilde hazırlayacak çalışmaları da yürütüyoruz. Türkiye’yi, milletimizin her bir ferdini güvenli, huzurlu, müreffeh bir geleceğe kavuşturma yolundaki mücadelesinden alıkoyacak engelleri ve bahaneleri birer birer ortadan kaldırıyoruz. Dünyanın yaşadığı krizlerin önümüze çıkardığı fırsatları değerlendirebilmemiz için ihtiyacımız olan tek şey istikrar ve güven iklimine sıkı sıkıya sahip çıkmaktır. Bunu başarırsak Allah’ın izniyle hedeflerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan 108 yıl önce “Çanakkale geçilmez” diyerek dünyanın en büyük ordularına göğüslerini siper eden kahramanların aziz hatıralarının yüreklerde tüm canlılığıyla yaşadığını söyledi.

“VERDİĞİMİZ TÜM MÜCADELELERDE ÇANAKKALE KAHRAMANLARINI ÖRNEK ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece Türk tarihini değil, dünya tarihini de değiştiren bu zaferin, milletin en zor şartlarda bile neler yapabileceğinin ispatı olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Devrin en büyük deniz ve kara gücünü oluşturan ordularına karşı Nusret Mayın Gemisiyle denizde, Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Çanakkale’de saf tutmuş Mehmetçikle karada destan yazdık. Bu mücadelenin dünyada pek az eşi benzeri vardır. Rahmetli Mehmet Akif kalemiyle değil âdeta kalbiyle yazdığı o eşsiz şiirinde bu savaşı; ‘Şu boğaz harbi nedir? Var mı dünyada eşi?/En kesif orduların yükleniyor dördü beşi’ diye anlatıyor. Hiç şüphesiz bu aynı zamanda en büyük insan kaybını yaşadığımız savaşımızdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yine Mehmet Akif Ersoy’un “Yaralanmış, tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” dizelerinde tarif ettiği bu kayıpların hüznünün hâlâ yüreklerde olduğunu ifade ederek, şunları dile getirdi: “Çanakkale Zaferi milletimize önce millî mücadelemizi verme ve başarıya ulaştırma, ardından bu topraklardaki son devletimiz, Cumhuriyetimizi kurma şevkini aşılamıştır. Ülke ve millet olarak bize son dönemde karşılaştığımız sınamaların üstesinden gelme cesaretini ve azmini veren saiklerin başında da Çanakkale Zaferi geliyor. Terörden sokak olaylarına, vesayet girişiminden darbe teşebbüslerine milletimizin iradesini gasbetmeye yönelik saldırılar karşısında verdiğimiz tüm mücadelelerde Çanakkale kahramanlarını örnek aldık. Bugün de ekonomiden doğal afetlere, tüm bunlara yaşadığımız her sıkıntıda Çanakkale ruhunu hatırlıyor, oradan aldığımız feyzle mücadelemizi yürütüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı vizyonunu üzerine inşa ettikleri temelin en sağlam taşlarından birinin de Çanakkale’de yedi düvele karşı kazandıkları zafer olduğunu söyledi.

“ECDADA SAYGIMIZIN GEREĞİNİ YERİNE GETİRİYORUZ”

Şu anda bir açık hava müzesinde, Seddülbahir’de olduklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve küratör ile ekibine teşekkür ettiğini, dünyada bu tür açık hava müzelerinin nadirattan olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “10 yaşından 100 yaşına kâh ordu olduk kâh tek başına canlar verdik. Her taşına dünya şahit. Yılmadık, yılmayacağız” diyerek, bugün 108 yıl sonra bir kez daha şehitlerin aziz hatıralarını yâd etmek, istiklale ve istikbale olan bağlılıklarını haykırmak için Çanakkale’de olduklarının altını çizdi.

Tarihe saygı duymanın ve hatıraları yaşatmanın, bunların sembolleri olan eserlere sahip çıkmayı gerektirdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Çanakkale Zaferi’ni kazandığımız yerlerdeki şehitliklerimizi ayağa kaldırarak, emanetleri koruyarak, kültürel mirası ihya ederek, ecdada saygımızın gereğini yerine getiriyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki çalışmaları daha derli toplu yürütmek için 2014’te Gelibolu Tarihî Alan Başkanlığını kurduklarını anımsatarak, Çanakkale’de gerçekleştirdikleri çalışmalardan şöyle bahsetti: “Faaliyete geçen Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi, çok sayıda restorasyon projesi, çevre düzenlemesi, kurulan müzeler ve verilen pek çok hizmet sayesinde bölgeyi ecdadın hatırasına yakışır bir görünüme kavuşturduk. Seddülbahir Kalesi restorasyonu da bu çalışmalardan biridir. Valide Turhan Sultan tarafından 3,5 asır önce Boğaz’ın girişinde inşa ettirilen Seddülbahir Kalesi ve karşısındaki Kumkale, Çanakkale Savaşı’nda da önemli rol oynamıştır. Düşmanın ilk saldırdığı ve en son ayrıldığı yer olan bu kalenin açık hava müzesi olarak ziyarete açılmasını fevkalade isabetli görüyorum.”

“ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ BÖLGE İÇİN BİR DESTANDIR”

Geçmişini bilmeyenin geleceği kuramayacağı gerçeğinden hareketle çocukların ve gençlerin Çanakkale Zaferi’ni kazandıkları yerleri mutlaka görmeleri, buradaki manevi havayı teneffüs etmeleri gerektiğine inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kalenin restorasyonunda emeği geçenleri kutlayarak teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de sadece tarihin emaneti olan eserlere sahip çıkmakla kalmadıklarını, bunun yanında bugün açılışının birinci yılına erişilen 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu başta olmak üzere pek çok eserle şehri ve bölgeyi geleceğe hazırladıklarını anlattı.

Çanakkale Köprüsü’nün öneminden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sadece şu Çanakkale Köprüsü bölge için bir destandır. Eğer geçmişi hatırlarsak şu Boğaz’ın her iki tarafına zaman olurdu geçemezdik, zaman olurdu 24 saati bulurdu. O sıkıntıları yaşadık, bunları iyi biliriz. Yine burada, Çanakkale şehitlerini anmaya geldiğimiz zaman arabalılarla vesaire geçebilene aşk olsun. Geçerdik, geçemezdik… Öyle günler yaşadık. Ama şimdi artık köprümüzle bunların hepsi ortadan kalktı. Tasarımı ve mühendisliğiyle abide bir eser olarak ülkemize kazandırdığımız 1915 Çanakkale Köprümüzle Marmara Bölgemizi çepeçevre saran otoyol ağını birleştirdik. Daha önce saatler süren yolculuğu 6 dakikaya indirdiğimiz bu köprümüzü 1 yılda 2 milyona yakın araç kullandı. Böylece, ülkemizin en yoğun insan ve yük hareketliliğine sahip bölgesine asırlar boyunca hizmet edecek bir soluk borusu kazandırdık. Marmara Denizi’nin iki yakasını, İstanbul Boğazı’ndaki üç köprü ve bir tünel yanında Çanakkale Boğazı’ndaki bir köprüyle birleştirerek, bölgede oluşturduğumuz potansiyelin somut sonuçlarını şimdiden alıyoruz.”

“TÜRKİYE’Yİ GELİŞTİRECEK, HEDEFLERİNE YAKLAŞTIRACAK OLAN BU YATIRIMLARDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dar bir alana sıkışan ekonomik, ticari ve turistik hareketliliğin geniş bir sahaya yayılmaya, ülkenin tamamına katma değer kazandırmaya, millete iş ve istihdam olarak yansımaya başladığını belirterek, Gelibolu-Eceabat Bölünmüş Yol Projesi’nin bölgenin ulaşım altyapısı standartlarını daha da yükselteceğini kaydetti.

Çanakkale’nin Avrupa yakasında tarihî yarımadaya ulaşımı kolaylaştıracak 47,5 kilometrelik bu projenin tamamlanan 32 kilometresini bugün hizmete açtıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yolla beraber biri 2 bin 560 metrelik, biri 644 metrelik, biri bin 355 metrelik, biri 792 metrelik olmak üzere toplamda 5 bin 351 metre uzunluğunda 4 tünelin de açılışını bugün yapıyoruz. Havsa’dan Çanakkale’ye uzanan güzergâhın önemli bir parçası olan bu yol, ulaşımı 45 dakikadan 25 dakikaya düşürerek, tarihî alana giden ziyaretçilere büyük kolaylık sağlayacaktır. Projenin inşasında, bölgenin tarihî, arkeolojik ve tabii dokusunun korunmasına özel hassasiyet gösterilmiştir. Bu yol sayesinde ülkemiz vakitten ve akaryakıttan yılda 161 milyon lira tasarruf edecek. Ayrıca karbon emisyonunda 4 bin 500 tona yakın azaltım sağlayacaktır. Hep söylediğim gibi Türkiye’yi geliştirecek, büyütecek, hedeflerine yaklaştıracak olan işte bu yatırımlardır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 20 yılda ülkeye kazandırdıkları eserlerin her birini Cumhuriyet’in yeni asrı için hazırladıkları Türkiye Yüzyılı vizyonuna giden yapı taşları olarak gördüklerini dile getirerek, “Şimdi bu altyapı üzerinde daha büyük hedefler, daha büyük zaferler için ileri atılmanın eşiğindeyiz. Ecdadın emanetine işte böyle sahip çıkılır. Ecdadın aziz hatırası işte böyle yaşatılır. Ecdada işte böyle layık olunur” ifadelerini kullandı.

Gelibolu-Eceabat yolunun ülkeye, bölgeye, şehre, şehitliklere gelecek ziyaretçilere hayırlı olmasını dileyerek, yapımında emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çanakkale Zaferi’mizin 108. yıl dönümünde tüm şehitlerimize ve gazilerimize, onlarla birlikte depremlerde ve sellerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Rabb’im ülkemizi her türlü düşmandan, her türlü afetten, her türlü kaza ve beladan muhafaza eylesin diyorum” diye konuştu.

TAHIL KORİDORU ANLAŞMASI UZATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine son vermeden önce Birleşmiş Milletler ile birlikte geçen temmuz ayında imzalanmasını sağladıkları Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’yla ilgili bir gelişmeyi dünya kamuoyuyla paylaşmak istediğini belirterek, şunları söyledi: “Rusya ve Ukrayna’nın esir takaslarıyla birlikte savaştan sonraki en önemli uzlaşma konusu olan Tahıl Koridoru Anlaşması’nın süresi bugün itibarıyla bitiyordu. Her iki tarafla da yaptığımız görüşmeler sonunda 19 Mart’ta bitecek olan anlaşma süresinin uzatılmasını sağladık. Bugüne kadar 800’den fazla gemiyle 25 milyon ton tahılın dünya piyasalarına sevkini sağlayan bu anlaşma, küresel gıda tedarikinin istikrarı bakımından hayati öneme sahiptir. Anlaşmanın bir kez daha uzatılması konusunda gayretlerini esirgemeyen Rusya ve Ukrayna tarafları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne teşekkür ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsle geldiği Seddülbahir Kalesi girişinde kendisini bekleyen vatandaşları selamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsü durdurarak vatandaşlarla hatıra fotoğrafı çektirdi, çocuklara hediye dağıttı. Dışarıda kalan vatandaşları da tören alanına davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kadını da törene götürmek için otobüse aldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından Gelibolu-Eceabat Devlet Yolu açılışının yapıldığı alana canlı bağlantı gerçekleştirildi. Burada bulunan Karayolları Genel Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ile konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine yol güzergâhının videosu gösterildi.

İki gidiş, iki geliş şeklinde olan yol güzergâhının 32,5 kilometre olduğunu, bu güzergahın yolu yarı yarıya kısalttığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin yeşil bir proje olduğuna dikkati çekerek, katılımcılara, “Nasıl, beğendiniz mi?” diye sordu. Katılımcılar Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alkışlarla karşılık verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla alanda bulunan katılımcılar kurdele kesmek suretiyle yolun açılışını gerçekleştirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra protokol ile Seddülbahir Kalesi’nin açılış kurdelesini kesti. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, açılışta dua etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki makas ve kurdelelerin katılımcılarda kalmasını istedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun da konuşma yaptığı programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler de katıldı.