Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Kadına yönelik şiddetle mücadele, ancak toplumun tamamının iştirakiyle ve samimi katkısıyla başarıya ulaşabilir” Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Kadına yönelik şiddetle mücadele, ancak toplumun tamamının iştirakiyle ve samimi katkısıyla başarıya ulaşabilir” için yorumlar kapalı 131

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadına yönelik şiddetle mücadele, ancak toplumun tamamının iştirakiyle ve samimi katkısıyla başarıya ulaşabilir. Bugüne kadar kadınlarımızın, şiddet konusu başta olmak üzere her alandaki hak arama mücadelelerinde yanlarında olduk, bundan sonra da inşallah yanlarında olacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi emine Erdoğan ile birlikte Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı Tanıtım Toplantısı’na katıldı.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programı düzenleyen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı ve emeği geçen herkesi tebrik etti.

Eylem planında yer alan hususların belirlenen çerçevede ve sürede amacına ulaşmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim inancımızda bildiğimiz ve bilmediğimiz varlıklar içinde asıl olan insandır, diğer tüm ayrımlar, diğer tüm vasıflar, diğer tüm farklılıklar bu ulvi sıfatın gerisinde kalır. Toplum ve aile dediğimiz müesseseler de erkek ve kadının müşterek varlığıyla ortaya çıkar, mana kazanır ve devam eder. İnsanları sadece cinsiyetlerinden dolayı üstünlük sınıflamasına tabi tutan anlayışın bizim medeniyetimizde ve kültürümüzde yeri yoktur. Şayet ortada bu noktada bir sorun yaşanıyorsa konunun bir tarafında erkek bir tarafında kadın vardır. Mesela aile yapımızla ilgili hassasiyetlerimizde kadın ne kadar sorumluluk sahibiyse erkek de aynı derecede mesuliyet sahibidir. Her ne sebeple olursa şayet aile yapımızda bir bozulma varsa bunun sorumluluğunu sadece kadına veya erkeğe yüklemek sorunun yarısını görmezden gelmek demektir.”

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEMİZ İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’YLE BAŞLAMADIĞI GİBİ BU SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLMEYLE DE BİTECEK DEĞİLDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddet meselesinde ortada bir mağdur varsa bir de failin mevcut olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “İşte bunun için iktidara geldiğimiz günden beri kadına yönelik şiddetle mücadele, öncelikli konularımız arasında yer almıştır. Şahsen de bu konuyu daima yakından takip ettim, atılan her adımı destekledim, yaşanan her sorunla bizzat ilgilendim. Nitekim tek tip bir müdahaleyle neticeye ulaşılamayacağı belli olan bu hassas konunun çözümü için zaman içerisinde farklı politikalar geliştirdik ve uyguladık. Son günlerde bazı çevreler, bugün, yani 1 Temmuz itibarıyla resmen çekildiğimiz İstanbul Sözleşmesi’ni, kadına yönelik şiddetle mücadelede bir geriye gidiş olarak yansıtmaya çalışıyor. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz İstanbul Sözleşmesi’yle başlamadığı gibi bu sözleşmeden çekilmeyle de bitecek değildir.”

Sözleşmeden çekilme gerekçelerini o dönemde kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim kadına yönelik şiddetle mücadele çerçevesinde aldığımız tedbirlerin, yaptığımız düzenlemelerin, hayata geçirdiğimiz uygulamaların kadınların haklarına, hukuklarına, onurlarına sahip çıkmamızın tek sebebi eşref-i mahlûkat olan insan sıfatıyla kendilerine olan saygımızdır. Dün kadına yönelik şiddetle ve kadınların insan olarak sahip oldukları haklarını kullanabilmesi konusunda nasıl mücadele ediyorsak bugün de yarın da aynı mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ SİYASİ TARTIŞMALARA MALZEME ETMEDEN, OBJEKTİF BİR ŞEKİLDE ELE ALMAMIZ GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mücadelenin uzun soluklu, sabır ve toplumsal mutabakat gerektiren bir süreç olduğunun farkında olduklarını vurgulayarak, “Kadına yönelik şiddetin tamamen ortadan kalkması, tüm kesimlerin inancı ve çabasıyla mümkündür. Şiddetin her türüyle mücadelemiz sürerken kadına yönelik şiddet kavramının altını özellikle çizmemizin sebebi bu sorunun adını koymak gerektiğine olan inancımızdır” ifadelerini kullandı.

Kadına yönelik şiddetin pek çok faktörden etkilenen ve genel şiddetten farklı dinamiklere sahip olan bir olgu olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu sebeple evvela kadına yönelik şiddetin ortaya çıkmasına neden olan faktörlerin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve bertaraf edilmesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddet, kadının hayatı başta olmak üzere kendini güvende hissetme, eğitim, iş ve sosyal süreçlere katılma gibi temel haklarını kullanmasını da engelleyen bir sorundur. Şayet bu durum aile içinde vuku bulmuşsa şiddete şahitlik etmesi sebebiyle çocuklarda travmaya neden olabiliyor. Şiddeti bir davranış biçimi olarak öğrenen çocukların yarının şiddet mağduru veya şiddet faili olarak karşımıza çıkma ihtimali artıyor. Sebebi ne olursa olsun, aile içinde yaşanan şiddetin sonuçları kadını ve çocuğu derinden ve doğrudan etkiliyor. Konuyu tüm boyutlarıyla ele aldığımızda belki doğrudan değil ama dolaylı olarak tüm toplumun da bu şiddetten olumsuz etkilendiğini görüyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumsal sonuçları itibarıyla şiddetin, depresyonun, suç oranlarının ve huzursuzluğun artmasına yol açtığını belirtti.

“Kadına yönelik şiddeti, tıpkı salgınla mücadelede olduğu gibi siyasi tartışmalara malzeme etmeden, samimiyetle ve objektif bir şekilde ele almamız gerekiyor.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların ve çocukların onuruna, ailelerine, toplumlara ve gelecek nesillere ciddi anlamda zarar veren açık bir insan hakkı ihlali olan kadına yönelik şiddetin sadece kendilerinin değil tüm ülkelerin sorunu olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu küresel sorunu, tüm dünya gibi kendilerinin de yasal düzenlemeler, önleme, koruma ve kovuşturma alanlarında ihtisaslaşma ile aşmaya çalıştıklarını ifade etti.

Merkezi ve yerel düzeyde kurumlar arası koordinasyon ve iş birliğiyle oluşturdukları sosyal politikaları ilgili tüm kesimlerin desteği ve katkılarıyla kararlılıkla sürdürdüklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede ilkini 2007 yılında hazırladıkları Ulusal Eylem Planı’nı sürekli güncelleyerek ve geliştirerek bugüne kadar getirdiklerini aktardı.

Türkiye’de ve dünyada yaşanan toplumsal, kültürel ve teknolojik değişimlerin, önleyici ve koruyucu çalışmaların da geliştirilmesini gerektirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yeni ulusal eylem planımız, var olan çalışmaları daha da ileriye taşıyarak, bu değişimi kucaklama amacı taşıyor. Bugün sizlerle dördüncüsünü paylaşacağımız Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı’mızda günün ihtiyaçlarına yönelik yeni başlıklar bulunuyor. Nedenleri ve sonuçları itibarıyla değerlendirdiğimizde, kadına yönelik şiddet sorunuyla mücadelede çok yönlü bütüncül ve disiplinler arası bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu görüyoruz. Bu çerçevede ilk idari ve hukuki somut adımı 2006 yılında yayınladığımız başbakanlık genelgesi ile atmıştık.”

“6284 SAYILI KANUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ ÖNEMLİ DÖNÜM NOKTASIDIR”

Kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal bir mutabakat ve uygulama birliği sağlamak için gereken öncelikli politikaları belirledikleri üç ulusal eylem planını başarıyla uyguladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çeşitli dönemlerde yaptığımız anayasa değişiklikleriyle de verdiğimiz mücadelenin hukuki zeminini güçlendirdik. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair 6284 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi, bu doğrultudaki en önemli dönüm noktasıdır. Türkiye bu kanunla dünyada kadına yönelik şiddetle mücadelede en kapsamlı ve etkili mevzuata sahip ülkeler arasında ilk sıralara çıkmıştır. Nitekim uygulamadaki neticeler, kanunun gerçekten bu yürek parçalayıcı, vicdan kanatıcı meselenin çözümünde çok önemli mesafeler kat etmemizi sağladığına işaret ediyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyden önce kanunun ırk, renk, cinsiyet, tabiiyet, dil, din, statü, medeni hâl, engel durumu hastalık gibi ayrımlar gözetmeksizin şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan tüm kadınları, çocukları, erkekleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarını korumayı amaçladığını kaydetti.

Şiddete uğrayanın kadın veya erkek, çocuk veya yaşlı, engelli veya engelsiz olmasının fark etmediğini, geniş yelpazesiyle kanunun herkesi koruma kapsamına aldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii şiddet mağdurları daha çok kadınlar ve çocuklar olduğu gibi ister istemez fiiliyatta bu gruplar öne çıkıyor. Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra çok sayıda düzenleme yapılmış, kurumsal yapı oluşturulmuştur, Bu doğrultuda atılan adımlardan biri de şiddetin önlenmesiyle koruyucu ve önleyici tedbirlerin uygulanmasına yönelik hizmetleri vermek üzere Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nin (ŞÖNİM) kurulmasıdır. Bugün 81 ilimizin her birinde mağdurlara hizmet veren merkezlerin kadına yönelik şiddetle mücadelede önleyici katkıları olduğuna inanıyorum. Şimdi de yeni eylem planımızda mücadeleyi daha da güçlendiriyoruz.”

Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı’nın 2021-2025 yıllarını kapsadığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu çalışma için hazırlıklarımızı 2020 yılı başından beri sürdürüyoruz. Eylem planımızı, kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, medya mensuplarının, uluslararası kuruluş temsilcilerinin ve ilgili tüm paydaşların katkılarıyla hazırladık. Oldukça hacimli bir kitap olarak ortaya çıkan planı, beş ana hedef, 28 strateji ve 227 faaliyet şeklinde yapılandırdık. Sorunun tamamen ortadan kalkmasını hedef alan bu bütüncül politika dokümanını bugün sizlere sunuyoruz. Önümüzdeki 5 yıl boyunca kadına yönelik şiddetle mücadelede takip edeceğimiz ana başlıkların hepsi bu planda yer alıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu başlıkları mağdurların adalete erişiminin kolaylaştırılması, şiddetle topyekûn mücadele anlayışının tüm plan, program ve politikalara yerleştirilmesi, koruyucu ve önleyici hizmetlerin güçlendirilmesi, toplumsal farkındalık ve duyarlılığın artırılması, sistematik, güvenilir, karşılaştırılabilir verilerin toplanması ve yorumlanması olarak özetleyebileceklerini ifade etti.

Değişen şartlar ve ortaya çıkan ihtiyaçlar çerçevesinde gereken her türlü yasal ve idari tedbirleri almayı sürdüreceklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı’nın ilk hedefini şiddetle mücadele mevzuatının gözden geçirilmesi ve etkin uygulanması olarak belirledik. Amacımız adli süreçte, mağdurun adalete erişiminin kolaylaşmasını, mağdurun haklarını etkin kullanmasını ve şiddet eylemlerinin orantılı şekilde cezalandırılmasını sağlamaktır” değerlendirmesinde bulundu.

“KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İL EYLEM PLANLARI, 81 İLDE HASSASİYETLE YÜRÜTÜLMEKTEDİR”

Ceza mevzuatının gözden geçirilmesinden, hâkim savcı ve diğer yardımcı yargı personelinin eğitimine kadar 22 faaliyetin bu başlık altında yer aldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurumlar arası iş birliğinin geliştirilmesi için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın koordinasyonunda Adalet, İçişleri, Millî Savunma ve Sağlık Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında protokoller imzalandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ŞÖNİM yönetmeliği kapsamında 2016 yılından itibaren Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Koordinasyon İzleme ve Değerlendirme Komisyonları’nın oluşturulduğuna değinerek, “Bu komisyonlar, yılda en az 2 defa olmak üzere valilerimizin başkanlığında toplanmaktadır. Ayrıca her ilin kültürel, sosyolojik, özellikle de sosyolojik özelliklerini ve risk faktörlerini göz önünde bulunduran kadına yönelik şiddetle mücadele il eylem planları, 81 ilde hassasiyetle yürütülmektedir” dedi.

Kadına yönelik şiddetle mücadele oluşturulan teknik kurulun da üçer aylık periyotlarla toplanmak suretiyle faaliyetini sürdürdüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Ceza Kanunu’ndaki mevcut suç tipleriyle cezayı ağırlaştıran sebepler gözden geçirilerek özellikle ısrarlı takip, siber şiddet, zorla evlendirme gibi şiddet türleri konularının yeniden değerlendirilmesini planlıyoruz. Ayrıca kadına yönelik şiddet eylemlerine ilişkin uyuşmazlıklarda haksız tahrik ve takdiri indirim nedenleri müesseselerinin nasıl uygulandığına dair analizler yapılarak, ortaya çıkan sonuçlara göre gereken değişiklikler için harekete geçilecek” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylem planının ikinci hedefini “şiddetle topyekûn mücadele anlayışının tüm plan program ve politikalara yerleştirilmesi” olarak benimsediklerini söyledi.

Beş strateji belirlediklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu stratejileri, “bu politikaların kapsayıcı şekilde hazırlanması ve uygulanması, şiddetin önlenmesi için kaynak ve yeterli bütçe elde edilmesi, güçlü koordinasyon ve sektörler arası iş birliği, eylem planlarının 81 ilde yürürlüğe konması, ulusal ve yerel düzeyde yürütülen çalışmaların dönemsel olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi” şeklinde ifade etti.

“ŞİDDETİ ÖNLEMEK, ANCAK İHTİYACA UYGUN TASARLANMIŞ KURUMSAL YAPILAR VE PROGRAMLARLA MÜMKÜNDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kapsamda “her düzeyde kamu personeline eğitim verilmesi, kurumlar arası iş birliği protokollerinin imzalanması, tüm paydaşlarla iş birliğinin geliştirilmesi, ulusal ve yerel düzeyde faaliyetlerini sürdüren komite ve komisyonların etkinliklerinin artırılması” gibi 35 faaliyetin yer aldığını belirterek şöyle konuştu: “Ulusal eylem planımızın üçüncü hedefi, koruyucu ve önleyici hizmetlerin etkili sunulmasıdır. Bu hedefe ulaşmak için vakaya zamanında ve doğru şekilde müdahale edilmesinin sağlanması, vaka bazlı özel müdahale programlarının hayata geçirilmesi, kolluk uygulamalarının etkinliğinin artırılması, şiddet mağduruna hizmet veren meslek elemanlarının eğitimlerle güçlendirilmesi, şiddet mağdurlarının sağlık hizmetlerine erişiminin kolaylaştırılması, şiddet faili ya da uygulama ihtimali bulunanlara yönelik önleyici hizmetlerin hazırlanması stratejilerini uygulayacağız. Bu kapsamda hayata geçireceğimiz faaliyet sayısı da 65’i bulacaktır.”

“MAĞDURUN KORUNMASI VE DESTEKLENMESİ İLE ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALARDA KURUMSAL HİZMETLER DAHA DA ÖNEM KAZANDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına yönelik şiddetle mücadelenin temelini oluşturan mağdurun korunması ve desteklenmesi ile önleyici çalışmalarda kurumsal hizmetlerin daha da önem kazandığına işaret ederek “Şiddeti önlemek, soruşturmak, kovuşturmak, ortadan kaldırmak kısaca doğru müdahaleyi gerçekleştirmek ancak ihtiyaca uygun tasarlanmış kurumsal yapılar ve programlarla mümkündür” dedi.

Bu amaçla Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleriyle (ŞÖNİM) beraber kadın konukevlerinde kurumsal hizmetlerin yürütüldüğünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin tüm illerinde faaliyet gösteren 360 sosyal hizmet merkezimiz bünyesinde oluşturduğumuz şiddetle mücadele irtibat noktalarına, mağdurların kolay ulaşabilmesini sağlıyoruz” diye konuştu.

Bu merkezlerde şiddet mağdurlarına rehberlik ve danışmanlık, hukuk, sağlık, istihdam hizmetleri yanında çocuklarına sağlanan burslarla da destek verildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şiddet mağduru kadınlara konuk evinden ayrıldıktan sonra da psiko-sosyal destek vermeyi sürdürerek iş hayatına katılımlarına yönelik mesleki eğitim ve programlardan faydalanmalarını da temin ediyoruz. En önemli hususun şiddeti gerçekleşmeden durdurabilmek ve yaygınlaşmasını engellemek olduğunu da biliyoruz. Bu doğrultuda şiddet faillerinin ve şiddet uygulama ihtimali olan bireylerin öfke kontrollerinin sağlanabilmesine yönelik eğitimlere başlıyoruz. Faillerin, alkol ve madde bağımlılığından kurtarılması ile saldırgan davranışlarının rehabilitasyonuna yönelik eğitimlerden çok ciddi faydalar elde edeceğimize inanıyoruz. Bu programların denetimli serbestlik, tutukluluk ve teknik takip gibi koruma tedbirleri ile birlikte yürütülmesini planlıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “mağdur odaklı mücadele prensibi” ile çalışan ŞÖNİM’lerde bugüne kadar 682 bini kadın, 54 bini erkek ve 96 bini çocuk olmak üzere toplam 833 bin kişiye hizmet verildiğini belirterek “Yatılı kurumsal hizmetlerimizi ise 81 ilimizdeki 149 kadın konuk evinde 3 bin 576 kapasiteyle sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde yedi ilimizde dokuz yeni kadın konuk evi daha açılacaktır. Ayrıca dokuz ilimizdeki mevcut kadın konukevlerini, şiddet mağduru kadınların ve çocuklarının ihtiyaçlarına göre dönüştürüyoruz. Tehdit altında olan kadınlarımız için ihtisaslaşmış kadın konuk evlerimizde özel güvenlik önlemleri alıyoruz” ifadelerini kullandı.

Barınma amacıyla kuruluşlara müracaat eden kadınlara da gereken desteğin verildiğini ve verilmeye devam edeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kurumlarda verilen hizmetin kalitesini artırmak amacıyla ŞÖNİM ve Kadın Konukevi Hizmet Standartları ve Öz Değerlendirme Rehberi hazırladıklarını bildirdi.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede iletişim teknolojilerinin de etkin bir şekilde kullanıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ALO 183 Sosyal Destek Hattı, ihtiyacı olan tüm kadın ve çocuklar için psikolojik, hukuki ve ekonomik danışma hattı olarak hizmet veriyor. Haftanın 7 günü 24 saat ücretsiz olarak, Türkçe’nin yanında Arapça, Kürtçe çağrılara da cevap veren bu hattı arayan şiddet mağdurları, ‘0’ tuşuna basarak, sıra beklemeden destek personeline ulaşabilmektedir” diye konuştu.

İçişleri Bakanlığı ile oluşturan Kadın Destek Sistemi (KADES) uygulamasının da yaygın kullanıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Pilot olarak 15 şehirde yürütülen elektronik kelepçe uygulaması, 15 Ocak 2021 itibarıyla 81 ile yaygınlaştırılmıştır. İçişleri Bakanlığına bağlı Elektronik İzleme Merkezi’nde ülkenin tamamındaki polis ve jandarma bölgelerinde tespit edilen vakalar, kesintisiz takip edilmektedir. Bu işlemler İçişleri Bakanlığı Güvenlik ve Acil Durum Koordinasyon Merkezi GAMER’de yürütülüyor. Elektronik kelepçe uygulaması ile buna yönelik ilgili yönetmelik çalışması da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinasyonunda, Adalet ve İçişleri bakanlıklarının katkıları ile tamamlanmıştır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ulusal Eylem Planı’nın dördüncü hedefinin de “toplumsal farkındalık ve duyarlılığının artırılması” olarak belirlendiğini belirterek, şunları kaydetti: “Bu hedefe ulaşmak üzere kurumsal iletişim kanallarının güçlendirilmesi, şiddetsiz bir toplum için farkındalık faaliyetlerinin yürütülmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede erkeklerin daha fazla yer almasının sağlanması, yükseköğretimde dâhil eğitimin tüm kademelerinde şiddetle topyekûn mücadele anlayışının yerleştirilmesi, şiddete neden olan yargılar ile mücadele edilmesi, özel sektörün kadına yönelik şiddetle mücadelede aktif rol alması, medyanın şiddetle mücadelede sorumlu ve etik yayıncılık anlayışıyla hareket etmesi gibi hususlarda çalışmalar yürütülecektir. Eylem planında bu kapsamda belirlediğimiz 77 faaliyeti önümüzdeki 5 yıl içerisinde gerçekleştireceğiz. Bunlardan biri yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarımıza yönelik bilgilendirme faaliyetleridir. Bir diğeri erken yaşta ve zorla evliliklerde mücadele edilmesi amacıyla babalara yönelik eğitim ve farkındalık çalışmaları düzenlemesidir.”

“FARKINDALIK OLUŞTURMAK VE ŞİDDET İÇERMEYEN OLUMLU DİL KULLANIMINI ÖZENDİRMEK AMACIYLA KAMPANYALAR YÜRÜTÜLECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bireylerin gündelik konuşmalarında ve sosyal medyada farkında olarak ya da olmayarak kadına yönelik şiddeti normalleştiren söylemler kullanabildiğine işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür söylemlere ilişkin toplumda farkındalık oluşturmak ve alternatiflerini hatırlatmak, şiddet içermeyen olumlu bir dil kullanımını özendirmek amacıyla çeşitli mecralarda kampanyalar yürütüleceğini bildirdi.

Geleneksel ve yeni medyada reklam verenlere ve özel televizyon kanallarına yönelik olarak şiddet temelli bir hassasiyet geliştirilmesinin teşvik edileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına yönelik şiddetin bir türü olan iş yerinde fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddet ile iş gücü sömürüsü ve baskıya ilişkin farkındalık oluşturma çalışmalarının yapılmasının planlandığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sinema yapımları destek başvurularının, şiddetle mücadeleyi öne çıkaran yapımları teşvik edecek bir anlayışla değerlendirileceğini belirtti.

Eylem planının beşinci hedefini “sistematik, güvenilir ve karşılaştırılabilir verilerin toplanması ve istatistiklerin yorumlanması” olarak belirlediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Şiddeti ortaya çıkarma ihtimali olan her bir risk faktörünü önceden belirlemek, şiddeti engellemede önem arz ediyor. Bu amaçla yerel düzeyde özelleştirilmiş politikalar için 81 ilde kadına yönelik şiddet risk haritalarının tamamlanması, stratejik hedeflerimiz içinde yer alıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele veri bankasındaki bilgilerin yorumlanmasından failler ve kadın cinayeti hükümlüleri ile ilgili araştırma yapılmasına kadar 28 faaliyete bu başlık altında yer verilmektedir. Şiddetle mücadelede elde edilen bilgi ve bütün bu veri analizlerle sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerle daha yakın iş birlikleri geliştirilecektir. Bu sorunu ele alan bilimsel araştırmaların artmasını, kadın cinayetlerinin nitel ve nicel analizine ilişkin düzenli aralıklarla yapılacak çalışmalar yoluyla akademik bir müktesebatın oluşmasını hedefliyoruz. Böylece sosyal bilimler ile politika inşa süreçleri arasındaki mesafe kapatılarak nitelikli politika ve hizmet hedeflerinin gerçekleştirilmesi mümkün olacaktır.”

Ortak veri tabanı oluşturulması için Aile ve Sosyal Hizmetler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları arasında veri entegrasyonunun sağlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şiddet mağduru hakkında kanuna göre verilen gizlilik kararlarının ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla elektronik ortamda paylaşılmasına yönelik entegrasyon çalışmalarının ise devam ettiğini söyledi.

“KADINA KARŞI ŞİDDETİ SIRADANLAŞTIRAN YAKLAŞIMLARI, İNSANİ VE AHLAKİ DEĞERLERİ GÜÇLENDİREREK ORTADAN KALDIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, içeriğine ilişkin genel bilgileri paylaştığı 4. Ulusal Eylem Planı’nın kadına yönelik şiddetle mücadelede sorumluluğu olan tüm tarafların katkılarıyla hazırlandığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eylem planımızın asıl amacı toplumun kadına yönelik şiddete bakış açısını etkilemeye, değiştirmeye ve duyarlılıklarını artırmaya yönelik bir farkındalık oluşturmaktır. Bunun için iletişim araçlarını daha etkin kullanmak suretiyle düzenleyeceğimiz kampanyalarla her kesime yönelik eğitici çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele ancak toplumun tamamının iştirakiyle ve samimi katkısıyla başarıya ulaşabilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylem planına sorumlu ve ilgili tarafların her türlü desteği vereceğine, gerekli adımları atacağına inandığını bildirdi.

Bugüne kadar kadınların şiddet konusu başta olmak üzere her alandaki hak arama mücadelelerinde yanlarında olduklarını ve bundan sonra da olacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Kadına karşı şiddeti sıradanlaştıran yaklaşımları insani ve ahlaki değerleri güçlendirerek ortadan kaldıracağız. Bu konuda bakanlıklarımızla beraber üniversitelerin, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının, medyanın yapacağı her çalışma çok önemli ve kıymetlidir. Unutulmamalıdır ki kadına yönelik şiddetle mücadele aynı zamanda her biri canımızdan bir parça olan annemizin, eşimizin, kızımızın hakkını, hukukunu, onurunu korumanın da mücadelesidir. Verdiğimiz uzun mücadele döneminin ardından geldiğimiz nokta bu yöndeki kararlılığımızı artırmaktadır. Milletimizin vicdanına ve sorumluluk duygusuna güveniyorum, kesin inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eylem planının hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek yeni yol haritasının huzurlu ve sağlam bir toplum yapısı inşasında güç katacağını da söyledi.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28. Dönem Milletvekili yemin törenine katıldı için yorumlar kapalı 245347

28 Dönem Milletvekili yemin törenini izlemek üzere TBMM’ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, Geçici TBMM Başkanı Devlet Bahçeli ve Meclis Genel Sekreteri Mehmet Ali Kumbuzoğlu, resmî törenle karşıladı.
Şeref Holü’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı; eski Meclis Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Grup Başkanvekilleri Özlem Zengin ve Muhammet Emin Akbaşoğlu ile milletvekilleri karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yemin törenini izlemek üzere Genel Kurul’da kendisi için ayrılan locaya geçti.

“Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” “Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır” için yorumlar kapalı 178677

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, “85 milyon olarak tüm farklıklarımızı bir tarafa bırakarak, Cumhuriyetimizin 100. seneyi devriyesini büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Maziden atiye kurduğumuz bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edeceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay Başkanlığında düzenlenen Sayıştay’ın 161. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’nda yaptığı konuşmada, Divan-ı Muhasebat’tan bu yana Sayıştay çatısı altında görev yapmış kurum mensuplarını rahmetle yâd etti.

“2010 YILINDA SAYIŞTAY’IN YAPISINI YENİDEN DÜZENLEYEREK YÜKSEK DENETİM ORGANI VE HESAP MAHKEMESİ HÜVİYETİNE KAVUŞTURDUK”

Sayıştay’ın, kuruluşundan bu yana geçen sürede devlet organları içinde müstesna bir konuma sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de anayasamıza göre yargı yetkisiyle donatılmış denetim organı olan Sayıştay’ın bu konumunu, çıkardığımız kanunlarla daha da güçlendirdik. Sivil, askerî tüm kamu kurumlarının kamu iktisadi teşekküllerini, belediye şirketleri dâhil kamu kaynağı kullanan her kuruluşu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. 2010 yılında Sayıştay’ın yapısını yeniden düzenleyerek yüksek denetim organı ve hesap mahkemesi hüviyetine kavuşturduk.”

Ülkenin mali istikrarına katkı vermek üzere gelirlerin ve giderlerin kontrol altına alınmasında Sayıştay’ın yerinin doldurulamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sayıştay’ın TBMM adına yürüttüğü faaliyetlerle 85 milyonun tamamının hakkını ve hukukunu koruduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Alın teriyle evine ekmek götüren işçi kardeşlerimizin çocuklarının rızkından keserek devlete borcunu ödeyen esnafımızın, yazın sıcağına, kışın ayazına aldırmadan tarlasında gece gündüz çalışan çiftçilerimizin, Türkiye’nin büyümesine omuz veren sanayicilerimizin, vatanına, milletine, medeniyet değerlerine bağlı evlat yetiştirmek için didinen anaların babaların, hasılı genciyle, yaşlısıyla, kadını ve erkeğiyle milletimizin tüm fertlerinin, devletine ödediği vergilerin denetimini sizler gerçekleştiriyorsunuz.”

Bunun kuyumcu titizliğiyle icra edilmesi gereken zor bir vazife olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu, tüm siyasi hesapların, mülahazaların üstünde millî bir görev. Şu an burada bulunan her bir kardeşimin bu hassasiyetle vazifesine yaklaştığına ve yaklaşmaya devam edeceğine inanıyorum. Sayıştay meslek mensuplarımızın devletimize karşı sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirmekte olduklarından asla şüphe etmiyorum. Sizlere Rabb’imden muvaffakiyetler niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE YÜZYILI, İSTİKLAL HARBİ RUHUYLA 85 MİLYONUN SIRT SIRTA VERİP İSTİKBALİ İNŞA ETMESİNİN ADIDIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2023’te, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne kavuşacağını, 85 milyonun tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak Cumhuriyetin 100. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlayacağını söyledi.

Maziden atiye kurdukları bir asırlık köprünün ihtişamına hep beraber şahitlik edileceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyetin 100. yılını geride bırakırken, aynı zamanda yeni ufuklara da yine birlikte yelken açılacağını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bu önemli yıl dönümünü, gelecek asrımıza damga vuracak yepyeni bir vizyonun başlangıç noktası hâline getirmek istiyoruz. Bunun adı Türkiye Yüzyılı’dır. Türkiye Yüzyılı, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin de üstüne taşıyacak kapsamlı bir yol haritasıdır. Türkiye Yüzyılı, milletimizin asırlık hayallerini gerçekleştirip çok daha büyük hedeflere yürüme azmidir. Türkiye Yüzyılı, İstiklal Harbi ruhuyla 85 milyonun sırt sırta verip istikbali inşa etmesinin adıdır. 85 milyon gönül birliği içinde inşallah bu vizyonu adım adım gerçeğe dönüştüreceğiz. Milletimiz, 14 Mayıs’ta bunun ilk adımını Meclis’te zaten atmıştı. Mütebaki 28 Mayıs’ta, Cumhurbaşkanı seçiminde verdiği kararla Türkiye Yüzyılı’nı sahiplendiğini de ortaya koydu.”

“DEVLETİN ORGANLARI ARASINDA UYUMLU BİR İŞ BİRLİĞİNİN TESİSİ ÇOK MÜHİM”

On yıllardır haksız eleştirilere maruz kalan Türk demokrasisinin tartışmasız bir şekilde bu seçimin en büyük kazananı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan bir kez daha iradesine ve geleceğine sahip çıkan aziz milletimin tüm fertlerine teşekkür ediyorum. Yüzde 52,18 oy oranıyla şahsımıza beş yıl daha ülkemize hizmet etme imkânı sunan her bir kardeşimin sorumluluğunu yüreğimizde taşıyoruz. Tercihini hangi yönde kullanırsa kullansın sandığa giden vatandaşlarımıza karşı mesuliyetle hareket ediyoruz. Nasıl 21 yıldır milletin emanetine sadakatle sahip çıktıysak inşallah bundan sonra da bu emanete gölge düşürmeyeceğiz” diye konuştu.

“Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmadan, gelecek nesillere, üzerinde mutlu, müreffeh yaşayabilecekleri bir ülke bırakmadan huzura ermeyeceğiz” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için yürütmesi, yasaması, yargısıyla, devletin organları arasında uyumlu bir iş birliğinin tesisinin çok mühim olduğunu dile getirdi.

“TÜRKİYE, ALTIN DEĞERİNDE YILLARINI KAYBETMİŞTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle bizim gibi bunun sıkıntısını çekmiş bir ülke için bu durum hayati derecede önemlidir. Çok partili demokrasiye geçtiğimiz 1950’den beri Türkiye’nin temel sorunlarından biri erkler arası rekabetin, hatta zaman zaman kavgaya varan çekişmelerin yaşanmasıdır. Tarihimize şöyle bir baktığımızda bunun çok sayıda örneğini görüyoruz. Hepsini de rahmetle andığımız Menderes’ten Demirel’e, Erbakan’dan Özal’a kadar siyasetçilerimizin tamamı bu gerçekle yüzleşti” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin hayrını düşünerek attıkları adımların ekseriyetinin, farklı sebepler öne sürülerek engellendiğini, kendini millî iradenin üstünde gören zihniyetin yargıdaki, yürütmedeki, demokrasideki temsilcilerinin, hukukun kendilerine verdiği yetkiyi ülkenin önünü açmak için değil, statükoyu korumak için kullandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşleri paylaştı: “Merhum Ecevit’in önüne fırlatılan anayasa kitapçığı bunun âdeta sembolü olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Bu yasakçı ve statükocu tavırdan, hak ve özgürlükler dâhil Meclis’te millî iradenin takdiriyle geçen reformlar da payını almıştır. Türkiye maalesef bu süreçte altın değerinde yıllarını kaybetmiştir. Milletimiz, ekonomik maliyeti on milyarlarca doları bulan faturalarla karşı karşıya kalmıştır. İşçisinden kamu görevlisine, üreticisinden esnafına kadar toplumumuzun tüm kesimleri sıkıntılar yaşamıştır. Türk demokrasisi aynı dönemde yarışa başladığı diğer pek çok ülkeden geriye düşmüştür. Terörün, vesayetin, yoksulluğun, bölgeler arasında oluşan gelişmişlik farkının yıllarca çözülmemesinin sebeplerinden birisi maalesef budur. 2002’de ülkeyi yönetme görevini devraldığımızda biz de aynı zihniyetin devlet içindeki uzantılarıyla hep mücadele ettik.”

“SON 21 YILDA ÜLKEMİZDE BÜYÜK BİR ZİHNİYET DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın ve kanunların verdiği yetkilerin kötüye kullanılmasından dolayı aylarca bürokrat atayamadıkları dönemler olduğunu söyledi.

İktidar partisi olarak gazete kupürleriyle hazırlanmış dosyalar üzerinden kapatılmak istendiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Meclisten 411 milletvekilinin güçlü iradesiyle geçen reformlarımız aynı şekilde engellendi, mahkeme kapısında nöbet tutularak iptal ettirildi. 6 Şubat depremleriyle ehemmiyetini daha iyi anladığımız kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili hukuki düzenlemelerimiz akim bırakıldı. 17-25 Aralık’ta yargı-emniyet darbe girişimine, 15 Temmuz’da 252 insanımızın şehit edildiği kanlı bir darbe teşebbüsüne maruz kaldık. Bunların dışında gizli açık birçok antidemokratik operasyonun hedefi olduk” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu girişimleri, son 21 yılda hep hukuk, demokrasi ve meşruiyet zemininde kalarak bertaraf etmeye çalıştıklarını ifade ederek, şöyle devam etti: “Ne baskılar karşısında boyun eğdik ne de hukuk devleti ilkesinin yara almasına müsaade ettik. Ne Anayasamızın vermediği bir yetkiyi kullandık ne de milletin emanetinin gasp edilmesine göz yumduk. Yasama, yürütme ve yargı organları arasındaki fay hatlarını kapatarak tüm alanlarda tarihî nitelikte reformlara, eserlere, yatırımlara imza attık. Son 21 yılda ülkemizde büyük bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Uzun uğraşlar sonucunda devletin tüm kurumlarının hedef birliği, anlayış ve gaye birliği içerisinde ahenkle çalışmasını temin ettik. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturunu yıllar sonra yeniden devletimizin hâkim paradigması hâline getirdik. Türkiye’nin son 21 yılda yazdığı başarı hikâyesinin sırrı işte budur. Türkiye prangalarından kurtuldukça her alanda büyük bir ivme yakaladı. Vatandaşımız yıllar sonra hasretini çektiği hizmetlere böyle kavuştu. Demokrasimiz bugün tüm dünyanın gıptayla baktığı olgunluk seviyesine böyle ulaştı. On yıllar boyunca insanımızın canına kasteden eli kanlı terör örgütleriyle başarılı mücadele böyle verildi. Türkiye küresel siyasette dikkatle takip edilen ülke konumuna böyle geldi. Dünyada yaşanan krizlere rağmen ekonomimiz her yıl ortalama yüzde 5,5 oranında büyümeyi böyle sağladı. İstihdamdan turizme, ulaşımdan eğitime, sağlıktan savunma sanayiine kadar her alanda Türkiye başarıdan başarıya işte böyle koştu.”

“ÜLKEMİZ 3-5 AYDA BİR HÜKÛMETİN DEĞİŞTİĞİ KOALİSYON DÖNEMLERİNİ BİR DAHA GELMEMEK ÜZERE RAFA KALDIRMIŞTIR”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’yle kazanımların tahkim edilebileceği bir yönetim modeline kavuşulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemin avantajlarını, salgın dönemi olmak üzere son yıllarda yaşanan tüm krizlerde bizzat müşahede ettiklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50 binden fazla canın toprağa verildiği 6 Şubat depremleriyle mücadelede de yeni yönetim sisteminin katkılarını tekrar tecrübe ettiklerini belirterek, “Bu gerçeğin, insanımız tarafından da kabul ve takdir edildiğini görüyoruz. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçlarından biri de Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin milletten yeniden güvenoyu almış olmasıdır. Bu seçimler eski sistem tartışmalarına son noktayı koymuştur. Ülkemiz 3-5 ayda bir hükûmetin değiştiği koalisyon dönemlerini bir daha gelmemek üzere rafa kaldırmıştır” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN 2002’DEN BERİ UNUTTUĞU SİYASİ İSTİKRARSIZLIK İKLİMİNİN YENİDEN HORTLATILMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”

Türkiye’nin fuzuli tartışmalarla kaybedecek ne vaktinin ne de enerjisinin olduğunu düşünmediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Siyaset müessesesinin de sandıktan çıkan iradeyi doğru okuyacağına dair ümidimizi koruyoruz. Biz her halükarda buradan geriye gidişe izin vermeyeceğiz. 5 yıllık tecrübelerin ve uygulamaların ışığında, sistemin işleyişini daha da iyileştirecek adımları elbette atacağız. Türkiye’nin şahlanış dönemine liderlik edecek kurumsal bir yapıyı mutlaka tesis edeceğiz. Ama bunları yaparken ülkemizin, milletimizin ve demokrasimizin uğruna bedel ödeyerek elde ettiği kazanımlara halel getirmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin 2002’den beri unuttuğu siyasi istikrarsızlık ikliminin yeniden hortlatılmasına müsaade etmeyeceğiz. Toplumumuzun farklı kesimlerinin de desteğini ve katkısını alarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu inşallah hayata geçireceğiz. Tüm kamu kurumlarının bu süreçte etkin rol oynaması, Türkiye Yüzyılı’nı sahiplenmesi hiç şüphesiz başarımızı da garantileyecektir. Her organın kendi yetki alanında kalması şartıyla önümüzdeki dönemde uyum ve eş güdüm içinde çalışacağız. Devletimizin diğer organları gibi Sayıştay’ımızın da yeni dönemde üzerine düşeni hakkıyla ifa edeceğine inanıyorum.”