“Kurduğumuz altyapı, aldığımız tedbirler sayesinde küresel krizlerin ülkemize etkilerini en alt düzeyde tutuyoruz” “Kurduğumuz altyapı, aldığımız tedbirler sayesinde küresel krizlerin ülkemize etkilerini en alt düzeyde tutuyoruz” için yorumlar kapalı 87886

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Kurduğumuz altyapı, aldığımız tedbirler, hayata geçirdiğimiz mekanizmalar sayesinde küresel krizlerin ülkemize etkilerini en alt düzeyde tutuyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuva-yı Milliye Meydanı’nda düzenlenen, “Balıkesir OSB, Çamlık Millet Bahçesi, Ardıçtepe Barajı ile Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni”ne katılarak bir konuşma yaptı.

Sözlerine vatandaşları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 3,5 yıllık aranın ardından tekrar Balıkesir’de vatandaşlarla yüz yüze hasret gidermenin memnuniyeti içinde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Allah’tan birliklerini, beraberliklerini, kardeşliklerini ve muhabbetlerini daim eylemesini diledi.

“İki gönül bir olunca samanlık seyran olur” atasözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de milletle bir olduklarında dünyanın yükü omuzlarına binse şikâyet etmediklerini, yedi düvel karşılarına dikilse de eyvallah etmediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşun ve kurtuluşun şehri Balıkesir yanlarında olduğu müddetçe Allah’ın izniyle aşamayacakları engel, üstesinden gelemeyecekleri sıkıntı olmadığını dile getirerek bir türkünün “Karanfil oylum oylum, geliyor selvi boylum/Selvi boylum geç buradan, şen olur benim gönlüm” şeklindeki dizelerini hatırlattı.

“Biz de gönlümüzü şen etmek için bugün Balıkesir’deyiz. Balıkesirli kardeşlerimizle birlikteyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılışa muhteşem bir katılım olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Balıkesir bugün bir başka. Gümbür gümbür nereye yürüyor? 2023’e yürüyor. Rabb’im; eliniz, diliniz, dert görmesin diyorum. Dua ediyorum” diye konuştu.

AK Parti’nin ana kademe, kadın kolları ve gençlik kolları teşkilatına seslenerek “İnşallah sandıkları patlatmaya var mıyız? Sandıklardan inşallah Cumhur İttifakı’yla geleceğe yürümeye var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Varız” cevabını aldı.

“357 AYRI YATIRIM KALEMİNİN TOPLU AÇILIŞINI YAPIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün önce toplu açılış töreni gerçekleştireceklerini ve hasbihal edeceklerini, ardından da partisinin Genişletilmiş İl Meclisi Toplantısı’na katılacağını aktararak, “Bugün burada toplam yatırım bedeli 10 milyar 819 milyon lirayı bulan, güncellenmiş harcama tutarıyla da 37,5 milyar lirayı geçen 357 ayrı yatırım kaleminin toplu açılışını yapıyoruz. Balıkesir’e yakışır” dedi.

Her zaman olduğu gibi yola çıkarken dört ana başlığı söylediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Bu dört ana başlığı daha sonra ulaşım, enerji, tarım, dış politika, bunlarla güçlendirdik. Türkiye’yi 20 yılda hamdolsun bu dört temel direk üzerinde yükselterek buralara geldik” ifadesini kullandı.

Açılışı yapılacak eğitimle ilgili yatırımlara değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle bilgi verdi: “Anaokulundan liseye, spor salonundan atölyeye kadar 71 ayrı eğitim yatırımının açılışını buradan yapıyoruz. Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi ve Teknoloji Geliştirme Merkezi binaları ile Bandırma Onyedi Eylül Üniversitemizin 15 farklı yatırımının açılışını da bu vesileyle gerçekleştiriyoruz. Edremit İlçe Kütüphanesini, Edremit Kültür Merkezi ve Spor Salonunu, çeşitli ilçelerimizdeki spor salonu, saha, yurt bakım onarımı gibi yatırımları da hizmete açıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık alanında İvrindi, Marmara ve Gömeç ilçe hastaneleri, ilçelerdeki aile sağlığı merkezleri, Bandırma Ağız Diş Sağlığı Merkezi ile çeşitli hastanelere yapılan ek binaların resmî açılışlarını da yaptıklarını söyledi.

“ÇALIŞACAĞIZ, ÜRETECEĞİZ, İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ”

Karesi Yaşlı Bakım Evi ve Rehabilitasyon Merkezi’nin, çeşitli kurumların hizmet binalarının, enerji yatırımlarının, İller Bankasınca finanse edilen altyapı ve Eti Maden yatırımlarının açılışlarını gerçekleştirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Durmak yok, yola devam. Çalışacağız, üreteceğiz, istihdam sağlayacağız ve evelallah ihracatımızı da bununla patlatacağız. Biz göreve geldiğimizde 30 milyar dolarlık bir ihracatımız varken, bugün artık 250 milyar dolara yaslandık. Türkiye ya. Burası kasaba devleti değil. Türkiye, Türkiye. Altılı masa bundan anlamaz. Onlar daha adaylarını tespit edemediler” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaştırmada, Gönen Manyas yolunun, Merkez Havalimanı terminal binasının, sulamada Ardıçtepe Barajı ve sulamaları ile çeşitli dere ıslahlarının açılışlarını yaptıklarını dile getirdi.

Belediyelerin tamamladığı çok önemli yatırımlar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükşehir Belediyesinin yol yapımı ve düzenlemesi, kamp alanı yapımı, restorasyonlar, spor tesisleri, sahil düzenlemeleri, peyzaj çalışmaları, altyapı projeleri gibi çok sayıda eser ve hizmeti gerçekleştirdiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Altıeylül, Karesi, Bigadiç, Havran, Kepsut, Dursunbey, Burhaniye, Edremit ilçe belediyelerinin de çok sayıda eser ve hizmeti şehre kazandırdığını belirterek, “Balıkesir ve ilçelerindeki organize sanayi bölgelerimizde yatırım bedeli 7,6 altı milyarı geçen, güncel değerlemeyle de 28 milyara yaklaşan 42 tesis özel sektör kuruluşlarımız tarafından yapılarak üretime geçirildi” şeklinde konuştu.

Tüm bu kamu ve özel sektör yatırımlarının şehre hayırlı ve bereketli olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yatırımları şehre kazandıran, bakanlıkları, kurumları, belediyeleri özel sektör firmalarını tebrik etti.

“TOKİ KANALIYLA BALIKESİR’DE TOPLAM 11 BİN 814 KONUT PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir’in nereden nereye geldiğini ifade edebilmek için son 20 yılda şehre kazandırdıkları eserleri hatırlatmak istediğini belirterek, şöyle konuştu: “Son 20 yılda Balıkesir’e toplam 50 milyar lira tutarında yatırım yaptık. Eğitimde 4 bin 448 adet yeni derslik kazandırdık. Şehrimize ikinci devlet üniversitesi olarak Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’ni kurduk. Gençlik ve sporda 8 bin 279 kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. 37 adet spor tesisi inşa ettik. Sağlıkta Balıkesir’e toplamda 2 bin 334 yataklı 32 hastaneyle birlikte 78 sağlık tesisi yaptık. Sosyal yardımlarda, Balıkesirli ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 4 milyar lira kaynak tahsis ettik. Değerli kardeşlerim, biz vatandaşımızı sokakta bırakmadık. Her zaman yanında olduk. Bundan sonra da yanında olacağız. Çevre ve şehircilikte TOKİ kanalıyla Balıkesir’de toplam 11 bin 814 konut projesini hayata geçirdik. Cumhuriyet tarihinin en büyük konut hamlesinin ilk etabı olan 250 bin sosyal konut projesi çerçevesinde Balıkesir’de toplam 3 bin 900 konut inşa edeceğiz. ‘İlk evim, ilk iş yerim’ adını verdiğimiz projemize şu ana kadar Balıkesirli vatandaşlarımız tarafından ne kadar müracaat var biliyor musunuz? 42 bin başvuru yapıldı.”

Kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında Balıkesir’de 2 milyon metrekare alanda çalışmaların sürdüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehre kazandıracakları millet bahçelerinden Kızpınarı ve İvrindi’yi tamamladıklarını, Savaştepe, Sındırgı, Kepsut ve Havran’daki projelerin yapımına da devam ettiklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulaştırmada 2002 yılına kadar Balıkesir’e yapılanın 76 kilometre bölünmüş yol olduğunu belirterek, “Peki biz ne yaptık? Bu 76 kilometreyi biz 690 kilometreye çıkardık. Farkımız bu. İstanbul-İzmir otoyolunun 106 kilometrelik kesimi de nereden geçiyor? Balıkesir’den geçiyor. Eskişehir, Kütahya, Balıkesir ve Bandırma, Balıkesir-Manisa arasındaki demir yollarını modernize ederek elektrikli ve sinyalli hâle getirdik. Gökköy Lojistik Merkezini kazandırdık. Balıkesir’i hızlı tren ağlarına bağlayacak olan Osmaneli, Bursa, Bandırma, Balıkesir hattının şu anda inşaatı sürüyor” şeklinde konuştu.

Balıkesir’de iki tane havaalanı bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koca Seyit Havalimanı’na yıllık 3 milyon kapasiteli, Balıkesir Havalimanı’na ise yıllık bir milyon yolcu kapasiteli terminal binası yaptıklarını aktardı.

“BALIKESİRLİ ÇİFTÇİLERE TOPLAMDA 4,6 MİLYAR LİRA TARIMSAL DESTEK VERDİK”

Tarım ve ormanda Balıkesir’e 8 baraj ile 7 gölet yaptıklarını, 9 baraj ve iki göleti de inşa ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda inşa ettikleri projelerle 702 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtıklarını, 178 bin dekar zirai araziyi daha sulamaya açacaklarını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir ve ilçelerinde inşa ettikleri 58 dere ıslahı ile 43 yerleşim yeri ve 429 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduklarını vurgulayarak, “Balıkesirli çiftçilerimize toplamda ne kadar destek verdik biliyor musunuz? 4,6 milyar lira tarımsal destek verdik. Bay Kemal diyor ki; ‘Çiftçiler aç. Çiftçilere bir şey verilmedi’. İşte buyur. Ben resmî rakam veriyorum. Masada, aldatmaca değil bu. Sanayi ve teknolojide 4 yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark ve 10 araştırma geliştirme merkezi kurduk” ifadelerini kullandı.

Enerjide ise 244 bin doğal gaz abonesi bulunan Balıkesir ve 44 ilçesine doğal gaz arzı sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ileriki süreçte Ayvalık, Balya, Gömeç, Manyas ve Sındırgı’ya doğalgaz arzı sağlamayı hedeflediklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki kadınlara hitaben, “Her zaman bir lafım var. Ne diyorum? Kale içeriden fethedilir. AK kadınlar bu yolda evelallah dimdik ayakta durdukça bu kale düşmez” ifadelerini kullandı.

“HEP SÖYLEDİĞİMİZ GİBİ, BİZ EN BAŞINDAN BERİ NE YAPTIĞIMIZI BİLİYORDUK”

Ne kadar özetlerse özetlesin anlatmakla bitmeyen eser ve hizmetleri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi 81 vilayetinin her biriyle nasıl bugüne eser ve hizmet siyasetimizle taşımışsak, inşallah -şimdi bir başlık atıyorum- Türkiye yüzyılına giden yolu da aynı şekilde inşa edeceğiz. Bu seçimlerin başlığı ne? Türkiye yüzyılı. Sizler Türkiye’yi eski, istikrarsız, öz güvensiz, yoklukların ve zulümlerin dönemlerine çevirmek isteyenleri de biliyorsunuz. Türkiye yüzyılı için mücadele edenleri de biliyorsunuz. Balıkesir’in tercihi ne olursa olsun başımızın üzerindedir. Çünkü biz bu ülkeyi, bu şehri ve tüm insanlarımızı Allah için seviyoruz” diye konuştu.

Dünyanın, İkinci Cihan Harbi sonrasındaki en zorlu dönemini yaşadığına, küresel, siyasi ve ekonomik güç dengelerinin temellerinden sarsıldığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının ve savaşın tetiklediği ekonomik ve sosyal sıkıntıların giderek daha köklü değişimlerin habercisi hâline dönüşmeye başladığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablonun ister istemez Türkiye’yi de etkilediğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Türkiye’nin farkı, son 8-9 yıldır ardı ardına maruz kaldığı saldırılar ve mücadele ettiği sıkıntılar sebebiyle bu süreci çok önceden görebilmesidir. Biz bunu gördük. Kurduğumuz altyapı, aldığımız tedbirler, hayata geçirdiğimiz mekanizmalar sayesinde küresel krizlerin ülkemize etkilerini en alt düzeyde tutuyoruz. Hatta bununla kalmıyor, ön alarak pek çok alanda dünyaya örnek olacak adımlar atıyoruz. Sağlık sistemimizin gücü sayesinde salgın döneminde böyle bir misyon üstlendik. Allah’a hamdolsun. Sağlıkta dünya ile yarıştayız. Ve şu anda 20 şehir hastanemiz dünyaya örnek, örnek. Üretim gücümüzle geliştirdiğimiz kendi iktisadi büyüme modelimiz sayesinde ekonomik kriz döneminde benzer bir rol oynuyoruz. Hatırlarsanız bizim ekonomideki uygulamalarımızı daha birkaç ay öncesine kadar içeride ve dışarıda birileri yerden yere vuruyordu. Sonra küresel ekonominin tüm önemli kurumları ve aktörleri bizim uyguladığımız ekonomi programını teyit ve tavsiye eden açıklamalar yapmaya başladı. Hep söylediğimiz gibi, biz en başından beri ne yaptığımızı biliyorduk. Neyi hedeflediğimizi biliyorduk.”

“İSTİHDAMDA TARİHİMİZİN EN YÜKSEK SEVİYESİ OLAN 31 MİLYONA DAYANDIK”

Enerji ve emtia kriziyle başlayıp giderek genişleyen ekonomik sorunlar sebebiyle bilhassa gelişmiş ülkeleri sıkıntılı bir kışın beklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim böyle bir derdimiz var mı? Elhamdülillah, bizim böyle bir derdimiz yok. Mesela sadece doğal gaz, sadece petrol, sadece elektrik değildir. Gelişmiş ülkelerin güvenlik ve refah kalelerini tehdit eden daha pek çok sorun her an baş göstermek üzere pusuda bekliyor” ifadelerini kullandı.

Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme esasına dayanan programı kararlılıkla uyguladıklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üretim tarafı oldukça iyi gidiyor. İstihdamda tarihimizin en yüksek seviyesi olan 31 milyona dayandık. İhracatta her ay rekor kırıyoruz. Dış ticaretimizde enerji maliyetlerindeki aşırı artışlar ve sanayideki ara ürün ithalatından kaynaklanan bir sapma yaşanıyor. Ama bunu ileride fazlasıyla telafi edebilecek potansiyele sahibiz” dedi.

Her gün yeni bir projeyle, müjdeyle milletin karşısına çıktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, köprüler, yollar, demir yolları yaptıklarını, tüneller açtıklarını, sondajlar yaptıklarını, fabrikalar kurduklarını, konutlar inşa ettiklerini, savunma sanayisini güçlendirdiklerini, harekâtlar yürüttüklerini ve diplomasi trafikleri yönettiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şurada Karadeniz’de, ah ah, artık sondaj gemilerimiz var mı? Kendi sondaj gemilerimizle 12 bin metre derinliğe iniyor, oralarda sondaj yapıyoruz. Eskiden nerede böyle sondaj geminiz olacak? Yok, böyle bir şey ama şimdi var. Burası Türkiye. İki tane de sismik araştırma gemimiz var. Bütün bunlarla beraber inşallah şimdi doğal gazımızı da çıkardığımız andan itibaren Türkiye’nin nereye varacağını anlayın” diye konuştu.

“YÜKSEK ENFLASYON TÜM DÜNYANIN SORUNUDUR”

Ziyaret ettikleri her şehirde milyarlarca liralık yatırımla hayata geçirdikleri onlarca, yüzlerce eseri hizmete aldıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldıkları her toplantıda asırlık sorunların çözümü anlamına gelen reformların müjdelerini paylaştıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi içeride ve dışarıda güçlendirecek ne varsa hepsini de azimle, kararlılıkla, başarıyla yürüttüklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “En büyük sorunumuz geçtiğimiz aralık ayından itibaren malum yükselişe geçen enflasyonun insanlarımızın günlük hayatlarında yol açtığı sıkıntılardır. Esasen yüksek enflasyon tüm dünyanın sorunudur. Bugün Avrupa’dan Amerika’ya dünyanın neresinde yaşayan bir yakınınız varsa lütfen telefon açıp kendilerine enflasyonun günlük hayatlarına olan yansımalarını sorun. Gerçek tabloyu onlar size anlatacaktır. Ülkemizin farkı, bu tür tartışmaların yerli ve millî bir anlayıştan uzak şekilde, ideolojik saplantıların ürünü argümanlarla yürütülmesidir. İnsanlarımızın refah düzeylerinde yaşanan kayıpları en iyi biz biliyoruz ve bunu telafi edecek tedbirleri de yine biz alıyoruz biz. Ülkemizin ve milletimizin hiçbir meselesinde olmadığı gibi hayat pahalılığı hususunda da gözümüzü gerçeklere kapatmadık, kapatmayız. Burada önemli olan ülkenin ve milletin meselesini yapıcı yaklaşımla, hüsnüniyetle, yükü artıran değil yük paylaşan bir anlayışla tartışma erdemini ortaya koyabilmektir. Maalesef bu erdemden yoksun belli kesimler tamamen milletimizi karamsarlığa sürükleme gayesiyle pireyi deve yaparak ortalığı yaygaraya vermek için çalışıyor. Birileri de bu puslu havayı fırsat bilerek hak ettiğinin çok ötesinde kazançlar sağlama, hatta resmen devleti ve milleti soyma peşine düşüyor. Ne yaygaracılara ne fırsatçılara meydanı bırakmadık, bırakmayız.”

Milletin derdiyle dertlenmeyi hayatının merkezine yerleştirmiş bir parti olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Hükûmete geldiğimizden beri vesayet güçleriyle bu anlayışla mücadele ettik. Terör örgütlerinin başını bu anlayışla ezdik. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde artık inler tamamen boşaltıldı. Artık duyuyor musunuz bunların seslerini? Çünkü askerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimizin hep birlikte verdikleri bu mücadeleyle Allah’a hamdolsun terör örgütlerini çökerttik. Artık yaylalarda benim vatandaşım çıkıp rahatlıkla pikniklerini yapabiliyor. Ne sıkıntılar yaşandı. Şimdi bunlar yok. Şimdi Güneydoğu, Doğu, bütün bu illerde geceleri saat 00.00’lara kadar vatandaşım sokaklarda. Darbecilere sokakları bu anlayışla dar ettik. Ekonomik tetikçilerin önünü bu anlayışla kestik. Küresel siyaset ve ekonomi baronlarının karşısında bu anlayışla ülkemizin ve milletimizin hakkını, hukukunu savunduk.”

“ÜRETİMİ VE İSTİHDAMI DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, törendeki konuşmasında, bugün insanların güvenliğini, huzurunu, işini, aşını geleceğini koruma üzerine kurulu yönetim anlayışıyla Türkiye’yi içeride ve dışarıda tüm badirelerden çıkartarak yola devam ettiklerini söyledi.

Sadece bununla kalmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Türkiye Yüzyılı” gibi yeni vizyonlarla gençlere bırakacakları büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası için çalıştıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye genelinde 76 üniversite varken bu sayının 208’e çıktığını, 81 vilayetin tamamında üniversitenin bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Artık bizim gencimiz Iğdır’dan çıkıp Ankara’ya, İstanbul’a gitmesin. Muş’tan çıkıp Ankara’ya, İstanbul’a gitmesin. Artık profesörlerimiz, doçentlerimiz, hocalarımız Iğdır’a gitsin, Ağrı’ya gitsin, Muş’a gitsin. Dolayısıyla yavrularımızı orada eğitsinler, orada yetiştirsinler. Oralardan artık bakıyorsunuz birinci olarak mezun olan yavrularımız var. Buraya durup dururken gelmedik. Bunların önünü hazırladık. 76 üniversiteden 208 üniversiteye. Yaptığımız yüksek ücret artışlarıyla işçisinden memuruna, emeklisinden sosyal yardım alanına herkesin yanında yer aldık. Göreve geldiğimizde neydi burs? 45 liracıktı. Şimdi burs 850 lira oldu. Doktora öğrencilerininki asgari ücrete çıktı. İnşallah yılbaşında tüm bu kesimlerin durumlarını tekrar düzenleyerek, refah kayıplarını biraz daha telafi edecek adımları atacağız.”

Türkiye’nin güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bizim bu ülkeye yaptığımız en büyük hizmetlerden biri, eski Türkiye’nin hastalıkları arasında yer alan kamu mali dengesindeki bozulmalara izin vermeyişimiz olmuştur. Eskiden harç alınıyordu öğrencilerden. Bu harç sebebiyle gençler hatırlayın, boykotlar yapılıyordu. Biz geldik, harcı ne yaptık? Tamamen kaldırdık. Şimdi var mı harç? Yok. İsteyene burs, kredi veriyor muyuz? Veriyoruz. Yurtlarımız şu anda ihtiyacı karşılayacak noktada. 850 bin öğrenci kapasiteli Türkiye genelinde yurtlarımız var. Hani diyorlardı ya ‘1 yılda yaparız.’ Bay Kemal, sen hiçbir şey yapamazsın. Sen, Sosyal Sigortalar Kurumunu duman ettin, mahvettin. Savaş Ay’ın programını hatırlayın. Hastanelerde rehin alınan hastalarımız vardı. Kimdi o zaman SSK’nın başında? Bay Kemal. Bundan bir şey olmaz. Aman dikkatli olalım. 15 seçimdir, seçim kazanamayan bu Bay Kemal’e benim milletim inanmadığı için bu yolu açmıyor. Bundan sonra da Allah’ın izniyle açmayacak. Bu adımları atarken bir şeyi görüyoruz. Nedir o? Ülkemiz için kalıcı bir tehdit. İşte onlar, bunlar. Bunlara, bu tehdit imkânını vermeyeceğiz. Cumhur İttifakı olarak 2023’ten itibaren de yeni bir döneme gireceğiz. Buna var mıyız? Buna hazır mıyız? Mesele yok. Siz bu kararlılığı gösterdikten sonra biz bu yolda feda-i can eylemişiz ve böyle de devam edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke için kalıcı bir tehdit ve telafisi zor bir yıkım hâline dönüşecek hiçbir adımı atmayacaklarını, attırmayacaklarını ifade ederek, “Şimdi sadece fiyatlardaki dalgalanmayla mücadele ediyor, insanlarımızın gelirlerini yeni fiyat seviyesine göre yükseltmeye çalışıyoruz. Çünkü sorunumuz, devletin batması değil fiyatların dalgalanmasıdır. Bu basit gerçeği göremeyen sözde iktisatçılar hâlâ ‘faiz’ lafı gevelemeye devam ededursun, biz kendi işimize bakarak üretimi ve istihdamı desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu kardeşiniz bu görevde olduğu sürece faiz her geçen gün, her geçen hafta, her geçen ay inmeye devam edecektir. Kimse bize bu konuda akıl vermesin. Yatırımcı gelsin, bizim devlet bankalarından kredi talebinde bulunsun ve onları faize ezdirmeyeceğiz. Çünkü yatırım yüksek faizle olmaz. Onun için düşük faiz” diye konuştu.

Başbakanlığı döneminde enflasyonu 6,4’e düşürdüklerini, faizi de 4,6’ya indirdiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu biz yaptık. Allah’ın izniyle yine şu andaki bu gidişi biz düze çıkaracağız. Bugüne kadarki demokrasi ve kalkınma adımlarını nasıl başarıyla neticelendirdiysek, inşallah mevcut sıkıntıları da biz çözeriz, biz çözeceğiz” dedi.

Mitinge katılanlara “Türkiye yüzyılını birlikte inşa etmeye hazır mısınız? Balıkesir, 2023’te tercihini büyük ve güçlü Türkiye’den yana yapmaya hazır mısın? Balıkesir, 2023 vizyonuna sahip çıkarak, evlatlarına en değerli mirası bırakmaya hazır mısın? Balıkesir, ülkemize diz çöktürmenin, milletimize boyun eğdirmenin peşinde olanların heveslerini bir kez daha kursaklarında bırakmaya hazır mısın?” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Balıkesir yanımızda olduğu müddetçe bize durmak, duraksamak yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplu açılış töreninin ardından AK Parti Balıkesir Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı.

Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Balıkesir Valisi Hasan Şıldak ile Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ı kabul etti.

Previous ArticleNext Article

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız” için yorumlar kapalı 244668

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’nda yaptığı konuşmada, “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye ile Güçlenen, Türkiye’ye Güç Veren Kadınlar Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” vesilesiyle bu programda olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu söyledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı ile ekibine ve programa katkı veren herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin ve tüm dünya kadınlarının ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tebrik ediyor, 8 Mart’ın barışa, dostluğa, kardeşliğe, dayanışmaya vesile olmasını diliyorum. Bu anlamlı gün münasebetiyle Filistin ve Gazze’nin yüreği yaralı kadınları başta olmak üzere gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki onurlu ve kahraman kadınlara en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Buradan dünyanın tüm emekçi kadınlarını, mazlum kadınlarını, mağdur kadınlarını yürekten selamlıyorum. Vatanımız, bayrağımız, bağımsızlığımız için canlarını ortaya koyan ülkemizin tüm yiğit kadınlarını rahmetle yâd ediyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlerin her biri birer metanet abidesi olan anne ve babalarına, geride boynu bükük, gözü yaşlı, kalbi mahzun bıraktıkları eşlerine ve öksüzlerine Mevla’dan sabırlar dilediğini ifade etti.

Ülkedeki 81 vilayetin tamamında 922 ilçenin her birinde anne, eş, kardeş ve evlat olarak hayata anlam katan kadınlara özellikle şükranlarını sunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine 8 Mart vesilesiyle vatana, millete, ümmete ve tüm insanlığa hayırlı evlatlar yetiştirebilmek için ömürlerini harcayan, elleri öpülesi annelerimize özellikle teşekkürlerimi ifade ediyorum. Kendi merhum anneciğim başta olmak üzere vefat eden annelerin hepsine Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı, hayırlı ömürler niyaz ediyorum. Son olarak eşimin ve sevgili kızlarımın da 8 Mart Kadınlar Günü’nü gönülden tebrik ediyor, bu anlamlı günün tüm kadınlar için hayırlı olmasını, hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.

“YILIN KALAN 364 GÜNÜ DE KADINLARIN GÜNÜDÜR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 gün sonra seçimin gerçekleştirileceğini, sandıklara gidileceğini, belediye başkanlığından meclis üyeliklerine ve muhtarlıklara kadar her kademede kadın adayların seçimlere yoğun ilgi gösterdiğini gördüklerini belirtti.

Siyasete kadın elinin değmesini daima desteklemiş, siyasi hayatı boyunca kadınlarla beraber yol yürümüş biri olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne hazırlanan tüm kadın belediye başkan adaylarını, meclis üyesi adaylarını, muhtar adaylarını selamlıyor, kendilerine şimdiden başarılar diliyorum. Tabii burada bir hususu vurgulamayı özellikle görev addediyorum. Sadece 8 Mart değil, yılın kalan 364 günü de esasen kadınların günüdür, öyle olmalıdır. Kadınların şahsi hayatımızın yanı sıra devletimiz, milletimiz ve insanlığa yaptığı katkılar, yılda sadece bir güne hapsedilemeyecek kadar büyüktür, önemlidir, kıymetlidir. Bizim nazarımızda, 8 Mart’ı diğer günlerden ayıran yegâne husus, hayatı paylaştığımız kadınlara olan minnettarlığımızı, şu an olduğu gibi çeşitli programlarla ifade etmemize vesile olmasıdır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 8 Mart’ı aracı kılarak, devletin kadınlara yönelik politikalarını gözden geçirdiklerini, nerede bir eksik, nerede bir sorun tespit ederlerse onu gidermeye çalıştıklarını söyledi.

Kendilerini bugüne kadar asla sloganlara hapsetmediklerini, kadın politikalarında her zaman en idealin, en iyinin, ülke, millet ve kadınlar için en hayırlı olanın peşinden koştuklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlayışla kadınlarla buluşmalarında şiddetin önlenmesinden kadının güçlendirilmesine, istihdamdan hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yeni projeler, programlar, stratejik belgeleri açıkladıklarını belirtti.

“AMACIMIZ SIRASIYLA KADINI, AİLEYİ VE ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRMEKTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların insan onuruna yakışan bir hayat sürmeleri, her alanda daha aktif rol almaları, hak, fırsat ve imkânlardan adil bir şekilde faydalanmaları için ne gerekiyorsa yaptıklarını ve yapacaklarını vurgulayarak, destek mekanizmalarıyla reform paketleriyle yenilikçi uygulamalarla kadının ekonomik ve sosyal statüsünü güçlendirmeye gayret ettiklerini dile getirdi.

Bunun en son örneğinin, Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2024-2028 yılları arasını kapsayan Strateji Belgemiz, 5 ana sütun üzerinde yükselmektedir. Aile Bakanı’mızın şahsında 5 temel amaç, 20 strateji, 83 faaliyetten oluşan bu belgenin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Kamu kurumlarımızın yanı sıra özel sektörümüzün, iş dünyamızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da belgenin layıkıyla hayata geçirilmesi için üzerlerine düşen görevleri yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk asrını tamamlayıp Türkiye Yüzyılı vizyonuyla ikinci asrına yelken açtıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Geçmişte yaşadıklarımızdan ders alarak her açıdan daha huzurlu, daha aydınlık, daha müreffeh bir geleceği inşa etmenin çabasındayız. Türkiye Yüzyılı’nın hazırlıklarını ‘Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye’ ekseninde yürütüyoruz. Amacımız sırasıyla kadını, aileyi ve ülkemizi güçlendirmektir. Burada bir hususu özellikle ifade etmek isterim; biliyorsunuz bizim inancımızda ve kültürümüzde aile toplumun temel direğidir. Yeryüzüne indirilen ilk insanlar olan Hazreti Adem aleyhissalatü vesselam ve Hazreti Havva validemiz aynı zamanda ilk ailedir. Hazreti Adem ve Hazreti Havva ile başlayan aile kurumu tarih boyunca insanı insan yapan değerlerin yaşatılmasına, yeni nesillere aktarılmasına imkan sağlamıştır.”

“GÜÇLÜ AİLE SADECE MİLLET VE DEVLET OLARAK BEKAMIZIN DEĞİL, AYNI ZAMANDA GELECEĞİMİZİN DE GARANTİSİDİR”

Ailenin, bireyleri ayakta tuttuğunu, toplumu yozlaşmalara karşı koruduğunu, iyi, güzel ve doğru olanın yaşayarak öğretilmesini temin ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kavramıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Şurası tartışmasız bir gerçektir ki aile ne kadar güçlüyse bireyler ve toplum da o derece güçlü, muhkem ve diri olmuştur. Aynı şekilde ailenin zayıfladığı, aile kurumunun yara aldığı dönemlerde kadın, erkek, çocuk fark etmeksizin tüm bireyler de kötüye gitmiş, toplum kan kaybetmiş, zafiyet yaşamıştır. Bu bakımdan, güçlü aile sadece millet ve devlet olarak bekamızın değil, aynı zamanda geleceğimizin de garantisidir. Güçlü ailenin ilk ve en önemli şartı ise hiç şüphesiz güçlü kadındır. Hâl böyleyken aile ile kadını ayıran, kadını ailenin karşısına yerleştiren, kadın ve aile arasında duvarlar ören her türlü yaklaşımı reddediyoruz. Farklı ambalajlar içinde toplumumuza sunulan bu tür bakış açılarını sadece milletimizin değil tüm insanlığın istikbali adına tehlikeli buluyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de aile kavramına karşı alerjisi olan bir kesimin eskiden beri olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Bunlar, modernleşme ve Batılılaşma iddiasıyla aile mefhumuna karşı âdeta savaş ilan etmiş durumdalar. Öyle bozuk bir bakış açısından bahsediyoruz ki Bakanlığımızın adında yer alan ‘aile’ kavramından bile rahatsız oluyorlar. Bunların bir başka özelliği de lafa gelince özgürlüğü, demokrasiyi, insan hak ve hukukunu kimseye bırakmamalarıdır. Ama kendi kalıplarına uymayan herkesi ötekileştirenler de yine bunlardır. Sorsanız, ‘Kadın haklarını savunuyoruz’ derler. Fakat 28 Şubatvari vesayet dönemlerinde kadınların eğitim, çalışma ve siyasi temsil haklarının gasbedilmesine aleni destek verirler. Kadının ve ailenin en büyük düşmanı olan ‘cinsiyetsizleştirme politikaları’na karşı tek bir cümle kurmazlar.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı şekilde, kendileriyle aynı ideolojik kabileye mensup bazı kibirli siyasetçilerin başımızın tacı olan ev hanımlarını aşağılaması, ev kadınlarını hor, hakir görmesi karşısında gıklarını dahi çıkarmazlar. Kendi mahallelerindeki kadına yönelik tacizleri, şiddeti, ayrımcılığı, haksız uygulamaları asla gündeme getirmezler. Yani, söz konusu gerçekten kadınların temsil, eğitim, çalışma ve kamusal alanda özgürce var olma hakları olunca bunlar ya yasakçılığın ya da çifte standardın yanında saf tutarlar” dedi.

“TÜRKİYE OLARAK KENDİ DURUŞUMUZU SERGİLİYOR, MÜCADELEMİZİ KARARLILIKLA YÜRÜTÜYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği ikircikli tablonun sadece Türkiye için değil, dünyadaki pek çok kuruluş için de geçerli olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Soruyorum sizlere, dünyada ‘kadın hakları’ diye ortalığı ayağa kaldıranların, 7 Ekim’den beri Filistin’de katledilen, çoğu kadın ve çocuk 32 bini aşkın masum için seslerini yükselttiklerini sizler hiç duydunuz mu? İnsanlığın geri kalanına sürekli hak hukuk dersi verenlerin İsrail’in soykırım politikaları karşısında harekete geçtiğini hiç gördünüz mü? Ülkelere basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin İsrail’in katlettiği 100’ü aşkın gazeteciyle ilgili tepkilerine şahit oldunuz mu? Son raporunda Türkiye’yi eleştiren Avrupa Konseyi’nden ve diğer Avrupa Birliği (AB) kurumlarından bugüne kadar İsrail’e gizli açık destek dışında bir beyan işittiniz mi?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, Suriye’den Filistin’e kadar hemen burunlarının dibindeki bölgelerde on binlerce kadın ve çocuğun vahşice katledilmesine tepkisiz kalanları diğer konularda biz nasıl ciddiye alacağız? Filistin halkının soykırıma uğramasına ses çıkarmayanların, bu katliamları görmezden gelenlerin tutarlı, etkili ve tarafsız olabilmesi mümkün mü? Elbette mümkün değil. Suriye’deki, Filistin’deki, Arakan’daki, Türkistan’daki ve diğer İslam beldelerindeki hak ihlalleri karşısında kıllarını dahi kıpırdatmayanların başkalarıyla ilgili beyanları lafügüzaf hükmündedir” diye ekledi.

Türkiye olarak diplomatik girişimlerle yardımlarla kamuoyu oluşturma çabalarıyla kendi duruşlarını sergilediklerini, mücadelelerini kararlılıkla yürüttüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz onlar gibi riyakâr değiliz. İnşallah hiçbir zaman da olmayacağız” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ TARİHİNİN EN AYDINLIK, EN ÖZGÜRLÜKÇÜ HER AÇIDAN EN GÜÇLÜ GÜNLERİNE BİRLİKTE KAVUŞTURDUK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim inancımız cenneti anaların ayakları altına sermiştir. Millet olarak tarihimiz, kadınların başarıları ve fedakârlıklarıyla örülmüştür Nene Hatun’dan Nezahat Onbaşı’ya, Şerife Bacı’dan Kara Fatma’ya kadar nice kadın kahramanlarımızın mücadelesini biz nasıl unutabiliriz? Bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Aybüke Yalçın öğretmenin ve daha nice kahramanımızın fedakârlıklarını nasıl yok sayabiliriz? 15 Temmuz gecesi ellerinde bayraklarla tanklara ve darbeci hainlere meydan okuyan kadınların cesaretlerini biz nasıl görmezden geliriz? Son 21 yılda yazılan başarı destanından kadınların emeğini, alın terini, katkısını, çabasını nasıl inkâr edebiliriz?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet ekonomiden eğitime, güvenlikten tarıma, demokrasiden hak ve özgürlüklere varıncaya kadar her alanda ortada göz kamaştıran bir başarı varsa burada en az erkekler kadar kadınların da katkısı ve emeğinin olduğunu vurguladı.

Önlerine çıkartılan engellerden, hayatlarına kast etmeye varan saldırıların üstesinden hep kadınların desteğiyle geldiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yürek yüreğe, omuz omuza verdik. Türkiye’yi tarihinin en aydınlık, en özgürlükçü her açıdan en güçlü günlerine birlikte kavuşturduk. Her kim, kadın hakları konusunda eski Türkiye’den övgüyle bahsediyorsa biliniz ki sizlerin mücadelesine kara çalıyor demektir. Çünkü hiçbir şey kolay olmadı, kolay elde edilmedi. 28 Şubat’ın karanlığından çıkmak öyle zahmetsiz, çilesiz olmadı. Sizler bugünkü haklarınızı üniversite kapılarında gözyaşı dökerek, sırf kıyafetinizden dolayı işinizden ayrılmak zorunda kalarak baskıya uğrasanız bile hukuk ve demokrasi içinde hareket ederek, gerektiğinde 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilere cesaretle meydan okuyarak yani hep mücadele ile elde ettiniz. Ne olursa olsun, yılmadınız. Geri adım atmadınız. Böylece siyasetten akademiye, bürokrasiden iş dünyasına, spordan sanata farklı alanlarda özgürce var oldunuz, başarıdan başarıya koştunuz. Biz de sizlerin bu asil ve zorlu mücadelenize sahip çıktık. Elimizdeki tüm imkânlarla sizlere destek olduk.”

“PEK ÇOK ALANDA TARİHÎ NİTELİKTE ADIMLAR ATTIK”

Kadının statüsünün güçlendirilmesi, kadınların önündeki engellerin kaldırılması, kadınlara iş, eğitim, temsil ve diğer alanlarda destek verilmesi hususlarında neler yapıldığını en iyi kadınların bildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başörtüsüne özgürlük başta olmak üzere kadınlar lehine pozitif ayrımcılık yapılmasını anayasa kuralı hâline getirdik. ŞÖNİM, kadın konuk evi, KADES, elektronik kelepçe gibi uygulamaları hayata geçirdik. Aile içi şiddeti şikâyete tabii olmaktan çıkardık. Daha pek çok alanda tarihî nitelikte adımlar attık. Bu çabalarımız neticesinde de en az bir eğitim düzeyini tamamlama oranı kadınlarda yüzde 70’lerden yüzde 90’lar seviyesine ulaştı” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Karar alma mekanizmalarında kadın temsil oranı 4-5 kat arttı. İstihdamdaki kadın sayısı 6 milyondan 10,5 milyona çıktı. Covid-19 salgını döneminde eşim Emine Erdoğan’ın liderliğinde başlatılan destek paketiyle, kadın girişimcilerimizin yanında olduğumuzu gösterdik. Bu kapsamda Halk Bankamız aracılığıyla son 3 yılda 220 bin kadın girişimcimize 60 milyar lira finansal destekte bulunduk. Daha bunun gibi burada saymaya kalksak nice reformu, hayal dahi edilemeyen atılımları son 21 yılda sizlerle beraber hayata geçirdik.”

“SİYASİ HAYATIMIZIN HİÇBİR SAFHASINDA KİMSENİN HAYAT TARZINA KARIŞMADIK”

Bu süreçlerde bir sürü asılsız ithamla, iftira ile saldırıyla da karşılaştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları her adımın itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kadınlar arasındaki ayrımcılığa son veren reformlarımız bile hedef alındı. Bizi itham edenlerin aslında kendilerinin yasakçı ve baskıcı olduğunu, geride bıraktığımız 21 yıllık dönemde defalarca tecrübe ettik. Kadınlar konusunda aleyhimizde yürütülen onca propagandaya rağmen siyasi hayatımızın hiçbir safhasında kimsenin hayat tarzına karışmadık” diye konuştu.

Hem belediye başkanlığı hem de 21 yıllık iktidarlıkları döneminde bu tavırlarının aksine tek bir örnek gösterilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün de aynı çevrelerin raf ömrü dolmuş söylemlerle kadınları tekrar korkutmaya çalıştığını üzülerek müşahede ediyoruz. Nefes alamayacaksınız, şu gelecek, bu olacak diyerek tamamı yalan, tamamı hezeyan ürünü ifadelerle güya kadınları kendilerine oy vermeye ikna edebileceklerini sanıyorlar. Aynı korku siyasetine 14-28 Mayıs seçimleri öncesinde de başvurmuşlar ama milletin ve kadınların feraseti karşısında hezimete uğramışlardır. Biz kadınların haklarını kısıtlayıcı hiçbir adım atmadık ama bizi itham edenlerin ellerine güç geçtiğinde kadınlara nasıl hakaret ettiklerini, fiziki saldırıda bulunduklarını hep birlikte gördük, görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların 31 Mart’ta bir kez daha korku siyasetini ellerinin tersiyle iteceklerine yürekten inandığını ifade ederek, 31 Mart’ta İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerde kadınlardan yine güçlü destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ödüle layık görülen kadınları kutlayarak Türkiye’ye güç veren kadınlara teşekkürlerini iletti.

“Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” “Ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” için yorumlar kapalı 120788

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya mitinginde yaptığı konuşmada, “Ülkemiz; Gezi olaylarından beri süren, 15 Temmuz’la daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Hamdolsun, önümüze hangi badire çıkarsa çıksın, ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık” dedi.

Kütahya mitinginde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kütahya’nın, Anadolu’nun beylerbeyi olduğunu belirterek, kentin bugün de millî iradeye olan bağlılığıyla Türkiye’nin beylerbeyliğini hak ettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen mayıs ayındaki seçim sonuçları için Kütahyalılara teşekkür ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençler, Cumhur İttifakı’na milletvekilliğinde verdiğiniz yüzde 68 ve Cumhurbaşkanlığında şahsıma verdiğiniz yüzde 70 oranındaki destek için sizlere şükranlarımı sunuyorum. Şimdi 31 Mart’ta da aynı oyları vermeye hazır mıyız? Maşallah barekallah. Rabbim tüm Kütahyalı kardeşlerimden razı olsun. Mevla şu muhabbetimizi, şu dayanışmamızı daim eylesin. Şimdi de sizlerden Türkiye Yüzyılı belediyeciliği için, gerçek belediyecilik için destek istiyoruz. Hanımlar, bu konuda en çok size güveniyorum. Her zaman ne diyorum, kale içeriden fethedilir. Yani kaleyi sizler düşüreceksiniz. Şayet hanımlar çok iyi çalışırsa bu iş olur. Biz, kadının iradesinin üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk tanımıyoruz. Öyleyse buradan, bu meydandan gerçek belediyecilik için söz veriyor musunuz? Gençler, hanımları duyuyorsunuz değil mi? Sizin de onlardan aşağı kalmamanız lazım.”

“ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİNE, İSTİKRARINA GÖZ DİKENLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da 31 Mart seçimleri için adayları Cumhur İttifakı olarak ortak göstermediklerini hatırlatarak, “Eser ve hizmet siyasetinde yarışmak için ayrı adaylarla seçime girdik. Hayırda yarış olarak gördüğümüz bu centilmence rekabetin şehrimiz için en güzel şekilde neticelenmesini diliyorum” dedi.

Hangi partiye mensup olursa olsun Türkiye’nin her bireyinin, her Kütahyalının gönüllerinde ayrı bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Seçimler gelir geçer ama muhabbet baki kalır. Şu hasbilik gök kubbedeki bir hoş seda misali hep devam eder. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eylesin diyorum. Ülkemizin güvenliğine, istikrarına, kazanımlarına, hedeflerine göz dikenlere asla fırsat vermeyeceğiz. Bu millet, tarihine, kültürüne, inancına saldırarak sırtını terör örgütlerine dayayanlara, onlara en güzel dersi sandıklarda verdi. Şimdi beraber yol yürüyerek, hükûmette ve belediyede iktidar hülyalarına kapılanları rüyalarından uyandırmaya var mıyız? Bunu yapacağınıza ben inanıyorum.”

“TÜRKİYE YÜZYILI VİZYONU ETRAFINDA KENETLENİP YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, emniyetten aldığı rakamlara göre mitinge 35 bin kişinin katıldığını aktararak, “Tabii sandıklara da bunun yansıması lazım. Kütahya’da hamdolsun böyle bir sıkıntımız inşallah yok” diye konuştu.

Şehirlerin bir kısmında yapılan kirli ittifakları takip ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “Kiminde listeler geç veriliyor. Aday isimleri sabahtan akşama sürekli değişiyor. Milletimiz de engin ferasetiyle kapalı kapılar ardında çevrilen dolapları, yapılan pazarlıkları, sahnelenen alicengiz oyunlarını çok iyi görüyor. Bugüne kadar olduğu gibi 31 Mart’ta da milletimizle omuz omuza verip, meydanı kirli ittifakların karanlık hesaplarına bırakmayacağız. Türkiye Yüzyılı vizyonu etrafında kenetlenip yolumuza devam edeceğiz. Ben hanımlara güveniyorum. Bu yolculukta Kütahya’nın da desteğini yanımızda göreceğimize yürekten inanıyorum.”

“Şimdi buradan, Millî Mücadele zaferinin ilk işaret fişeğinin atıldığı Kütahya’dan öyle bir ses verin ki, duymayan kalmasın” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Kütahya’yla birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı’nın renkleriyle boyamaya var mıyız?” dedi.

Türkiye’nin Gezi olaylarından beri süren 15 Temmuz’da daha da keskinleşen, 2018’den itibaren iyice alenileşen, bölgesel ve küresel krizlerle daha da derinleşen sıkıntılı bir süreçten geçtiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüze hangi badire çıkarsa çıksın ülkemizi demokrasi ve kalkınma rotasından çıkarmadan hedeflerine doğru ilerletmeyi başardık. Bu arada ciddi bedeller de ödedik, ödüyoruz. Millî birliğimize yönelik saldırıları bertaraf ederken yeri geldi darbecilere karşı canımız pahasına direndik yeri geldi sınırlarımıza dayanan teröristlerle boğuştuk. Cudi Dağı’nda onları mağaralara gömdük. Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, Gabar’da gömdük ve Türkiye’de kendilerine yer bulamadılar” diye konuştu.

Hayat pahalılığıyla da mücadele edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en çok etkilenen kesimlerin başında emeklilerin bulunduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar emekli maaşlarını bizden önceki dönemlerle kıyas edilemeyecek seviyelere çıkarmış olsak da gönlümüz vatandaşlarımızın hayatlarını daha iyi şartlarda sürdürmesini istiyor” ifadesini kullandı.

“HARCADIĞIMIZ HER KURUŞU, DEVLETİ VE MİLLETİYLE BİRLİKTE ÇALIŞIP KAZANMAK MECBURİYETİNDEYİZ”

Ekonominin diğer boyutlarının ötesinde hesap kitap işi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin gelirleri ve giderleri arasındaki denge tutturulamazsa tıpkı 1970’lerde ve 1990’lardaki gibi siyasi, sosyal ve ekonomik çalkantıların pençesine düşülmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Türkiye’nin kimi ülkelerin sahip olduğu gibi karşılıksız elde ettiği gelir kaynaklarına sahip olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz harcadığımız her kuruşu, devleti ve milletiyle birlikte çalışıp kazanmak mecburiyetindeyiz. Mesela yaklaşık 11 trilyon lira giderle bağladığımız 2024 bütçemizi ele alalım. Bunun 1 trilyon liradan fazlasını deprem harcamalarına ayırdık. Devletin tüm çalışanları için yaklaşık 3 trilyon lira personel gideri var. Yatırımlar için 1,6 trilyon liraya yakın bir kaynak kullanılacak. Emekli maaşları için ayrılan miktar yaklaşık 3 trilyon liraya yakın, eğitim için 1,6 trilyon lira, sağlık için 1,6 trilyon lira, sosyal yardımlar için 500 milyar lira, mahallî idareler için 860 milyar lira tahsis edildi. Diğer kalemleri söylemiyorum bile.

En düşüğü 10 bin lira olan emekli maaşı ömrünü kendisinin ve ailesinin geçimi için harcamış vatandaşlarımız için yeterli mi? Elbette değil. Peki, emekli maaşlarını arzu ettiğimiz düzeye nasıl yükselteceğiz? Devlet ve millet olarak daha fazla çalışacak, daha çok gelir elde edecek, ortaya çıkan kazançtan da emeklilerimize hak ettikleri parayı vereceğiz.

Şimdi birileri çıkıyor emekli maaşlarına 7 bin lira, 10 bin lira seyyanen ekleyelim diyerek kendi akıllarınca emeklilerimizi tahrik ediyor. Bakınız bizim ülkemizde hâlihazırda 16 milyon emeklimiz var. Emekli maaşlarına 7 bin lira eklemek demek bütçeden yaklaşık 1,4 trilyon liralık, 10 bin lira eklemek demek 1,9 trilyon liralık bir kaynağı buraya aktarmak demektir. Mevcut maaşların tutarından söz etmiyorum. Sadece 7 bin lira veya 10 bin lira olarak ifade edilen ek artışın maliyetini anlatıyorum. Yani 2024 yılı boyunca ülkemizde tek çivi çakmasak tüm yatırım bütçesini buraya aktarsak bile bu gideri karşılamaya yetmiyor. Aynı şekilde deprem harcamalarının tamamını bu iş için kullansak yine yeterli gelmiyor. Eğitime, sağlığa, tek kuruş harcamadan her birinin tüm bütçesini buraya aktarsak ucu ucuna ya kurtarıyor ya kurtarmıyor. Askeriyle, polisiyle, eğitimcisiyle, sağlıkçısıyla tüm memuru ve işçisiyle devletin çalışanlarının yarısından fazlasına maaşlarını vermesek o zaman belki bu ilave gideri karşılayabiliriz. Burada konuştuğumuz emeklilerimizin mevcut maaşlarının maliyeti değil yapılması istenen ilave artışların tutarıdır.”

“YAPTIĞIMIZ HER İŞİN HESABINI 85 MİLYONUN TAMAMINA VERMEKLE MÜKELLEFİZ”

Seyyanen artışların emekli maaşları arasında yol açtığı adaletsizliğin farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sırtında yumurta küfesi taşımayanların istedikleri gibi atıp tutabileceğini, sorumluluk makamında olmayanların her aklına eseni söyleyebildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama milletin ülkeyi ve devleti yönetme görevini verdiği bizim için böyle bir durum asla söz konusu değil. Biz yaptığımız her işin hesabını 85 milyonun tamamına vermekle mükellefiz. Biz attığımız her adımı en ince detayına kadar hesaplamak zorundayız.” dedi.

Küresel ekonomik krizin dünyanın her yerinde çalışanlar ve emekliler başta olmak üzere büyük kitlelerin refah kaybına uğramasına yol açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de kendi şartları çerçevesinde bu dalgadan etkilendiğini söyledi.

Tüm bunların üstüne geçen sene “asrın felaketi” olan çok büyük bir deprem yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece 6 Şubat depremlerinin ekonomiye maliyetinin 104 milyar dolar olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna rağmen hayat pahalılığı başta olmak üzere ekonomik dengeleri yeniden yerli yerine oturtmak için güçlü bir program uyguluyoruz. Bu yılsonundan itibaren programın olumlu sonuçlarını görmeye başlayacağız. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüttükçe ortaya çıkan kazançtan her kesimden insanımız gibi emeklilerimiz de istifade edecek. Siz oturdukları yerden atıp tutanlara bakmayın. Onlar sadece istismar ve bozgunculuk peşinde koşuyor. Onların ne ülke ne millet ne de emeklilerimiz umurlarında. Bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek bugünkü sıkıntıların üstesinden gelecek olan da yine biziz. Milletimizden sabır ve metanet istiyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 21 yılının önceki dönemlerinden çok iyi olduğunu, yarınların da bugünden daha iyi olacağını belirtti.

İnsanları, karamsarlık bataklığına sürüklemek isteyenlerin tek derdinin buradan bir kaos çıkartıp ülkeyi kendilerine mecbur etmek olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi partilerini öyle yönetiyor olabilirler ama bu millet kendi geleceği konusunda onların sinsi oyunlarına eyvallah etmez. Ne diyor üstat? ‘Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir’ Allah’ın izniyle bu tekerleği tümsekte bırakmayarak Türkiye Yüzyılı bayrağını, kör dünyanın tepesine biz dikeceğiz” diye konuştu.

KÜTAHYA’YA 101 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE YATIRIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin nereden nereye geldiğinin en büyük ispatının şehirlere yaptıkları yatırımlar olduğunu ifade etti.

Bu kapsamda son 21 yılda Kütahya’ya 101 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde 2 bin 900 yeni derslik inşa ettiklerini, şehre ikinci devlet üniversitesi olarak Kütahya Sağlık Üniversitesi’ni kurduklarını dile getirdi.

Gençlik ve sporda yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 12 bin 493’e çıkardıklarına, 61 spor tesisi inşa ettiklerine, Kütahya’ya kendine yakışacak bir stadyum kazandırmak için çalışmalara başladıklarına değinen Erdoğan, sosyal yardımlarda Kütahyalı ihtiyaç sahiplerine 2,6 milyar lira tutarında kaynak aktardıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlıkta 320 yataklı Evliya Çelebi Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1050 yataklı 11 hastaneyle birlikte 43 sağlık tesisi inşa ettiklerini aktardı.

Toplam 610 yataklı Kütahya Şehir Hastanesinin inşasında sona geldiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, son teknik testlerini de tamamladıktan sonra hastaneyi vatandaşın hizmetine sunacaklarını bildirdi.

Şehrin ihtiyacına göre önümüzdeki dönemde 800 yataklı bir eğitim araştırma hastanesini de gündeme alabileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ayrıca, Domaniç Entegre İlçe Hastanemizin inşası başta olmak üzere beş sağlık tesisinin yapımına devam ediyoruz. Kütahya’da TOKİ kanalıyla 12 bin 802 konutun yapımını tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 1521 konutun yapımı sürüyor. Kütahya’da 9,2 milyon metrekare alanda kentsel dönüşüm çalışması yürütüyoruz. Şehrimizdeki altı millet bahçesi projesinden üçünü tamamlayıp hizmete sunduk, diğerleriyle ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada, Kütahya’da 24 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu 359 kilometreye çıkardık. Abide-Simav yolunun ilk 15 kilometrelik kısmını tamamladık, kalanıyla ilgili hazırlıklara devam ediyoruz. Abide-Pazarlar ve Emet-Simav yolları ile Germiyan ve Zafertepe kavşaklarını bu sene bitiriyoruz.”

DOĞAL GAZ YATIRIMLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çavdarhisar-Abide, Dursunbey-Tavşanlı, Hisarcık-Gediz yollarını önümüzdeki sene tamamlayacaklarını, şehrin hem Eskişehir, Afyonkarahisar çıkışlarında trafiği rahatlatacak hem de organize sanayi bölgeleri arasındaki ulaşımı kolaylaştıracak bir yol projesini hayata geçireceklerini söyledi.

Ayrıca mevcut projenin yerine şehrin daha yakınından geçecek bir çevre yolu projesi üzerinde de çalıştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Kütahya il sınırları içindeki bütün demir yollarını yeniledik. Eskişehir-Kütahya-Balıkesir hattını elektrikli, sinyalli hâle getirip modernize ettik. Eskişehir-Antalya Hızlı Tren Hattı hayata geçtiğinde inşallah duraklarından biri de Kütahya olacak. Kütahya’ya 21 baraj ve sekiz gölet inşa ettik. Beş baraj ile bir gölet daha inşa ediyoruz. Son 21 yılda inşa ettiğimiz sulama projeleriyle Kütahya’da, 168 bin dekar zirai araziyi sulamaya açtık. Yapımı devam eden 21 sulama tesisimiz ile toplam 204 bin dekar araziyi daha sulamaya açacağız. İnşa ettiğimiz 118 adet taşkın koruma tesisiyle, Kütahya şehir merkezi ile 144 yerleşim yeri ve 11 bin dekar araziyi taşkın zararlarından koruduk. Sekiz adet dere ıslahının inşası sürüyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahyalı çiftçilere yaklaşık 16 milyar lira tutarında tarımsal hibe desteği verdiklerini ifade etti.

Kütahya’da altı yeni organize sanayi bölgesi, bir teknopark, dokuz araştırma geliştirme merkezi kurduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Biraz sonra açılışını yapacağımız seramik fabrikasıyla Kütahya’nın bu alandaki marka değerini küresel ölçekte güçlendiriyoruz. İstihdamı desteklemek için Kütahya’daki işverenlere toplam 3 milyar lirayı aşan prim teşviki verdik. Enerjide, Kütahya, Çavdarhisar, Çitgöl, Demirci, Emet, Gediz, Hisarcık, Kuruçay, Simav ve Tavşanlı’ya doğal gazı getirdik. Bu yıl içinde Eskigediz ve Seyitömer’e, 2026 yılında ise Altıntaş ve Domaniç’e doğal gaz arzı sağlamayı hedefliyoruz. Hedefimiz, en kısa sürede Kütahya’da doğal gaz olmayan ilçe ve belde kalmayacaktır.”

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NG KÜTAHYA SERAMİK 100. YIL FABRİKALARI AÇILIŞ TÖRENİ’NE KATILDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki programı kapsamında, NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları Açılış Töreni’ne katılarak bir konuşma yaptı.

Nafi Güral’ın kurduğu Kütahya Seramik’in üretim yolculuğundaki 35 yılını geride bıraktığını, 8 fabrikaya ve 54 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’da üretilen bu seramiklerin 81 vilayetin yanı sıra 5 kıtada 79 ülkeye ihraç edildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açılan her yeni fabrika ihracatımızda yeni bir ivme, cari açığımızın kapanmasına katkı demektir. Bugün yatırım bedeli 140 milyon avro, kapalı alanı 126 bin metrekare olan iki yeni fabrikayı daha hizmete açıyoruz. NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın ülkemize, şehrimize, grubumuza, çalışanlarımıza hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin İtalya ve İspanya gibi bu alanda dünyanın önde gelen ülkelerinde bile olmayan gelişmiş teknolojilere sahip üretim imkânına kavuştuğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde seramik üretiminin yanı sıra turizmde de önemli yatırımları olan grubun, istihdam kapasitesinin 5 bin 750 kişiye çıkmasını da takdirle karşıladığını kaydetti.

Dijital dönüşümü fabrikalarında en üst seviyelerde uygulayan grubun su, ham madde ve ambalaj atıklarının geri kazandırılması konusunda da ileri seviyeye ulaştığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrika çatılarına kurulan ve tamamı üretimde kullanılan 25 megavat gücündeki güneş enerjisi santrallerinin, yenilenebilir enerji alanında da örnek bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi.

“ÜLKEMİZİ DÜNYANIN ÖNDE GELEN TEDARİKÇİLERİ ARASINA ÇIKARTACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümek mecburiyetinde olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sadece kâğıt üzerinde ekonomik görünümü iyileştirmek adına yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyümeden asla taviz veremeyiz. Makro dengelerle ilgili sorunlarımızı sanayide, teknolojide, ticarette, tarımda, turizmde ve diğer alanlarda büyümeyi sürdürerek çözeceğiz. Dünyanın en gelişmiş, en zengin ülkelerine baktığımızda onların da istihdam ve üretim merkezli bir ekonomik işleyişi hayata geçirmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Bir dönem terk ettikleri üretim, bugün gelişmiş ülkelerin en kritik yumuşak karnı hâline gelmiştir. Türkiye’yi böyle bir duruma asla düşürmeyeceğiz. Savunma sanayinden seramik sektörüne kadar her alanda tasarımıyla, üretimiyle, ihracatıyla ülkemizi dünyanın önde gelen tedarikçileri arasına çıkartacağız.”

Kütahya’nın giderek büyüyen seramik üretimi kapasitesini sadece toprağa ve kimyaya dayalı bir sektörün gelişmesi olarak görmediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kütahya’daki bu ivmenin ülkenin Türkiye Yüzyılı’na hazırlanışının işareti olduğunu belirtti.

“MİLLETİMİZE VERDİĞİMİZ HER SÖZÜ YERİNE GETİRMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞTIK, ÇABALADIK”

İkinci Dünya Savaşı sonrasında başlayıp iktidarlarına kadar devam eden dönemlerdeki siyasi ve ekonomik gecikmeler yaşanmasaydı Türkiye’nin bugün çok daha farklı bir yerde olacağını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin sorumluluk verdiği kişiler olarak bize düşen kaçan fırsatlara bakıp hayıflanmak değil, hem eskinin kayıplarını telafi etmek hem geleceğin hedeflerini inşa etmektir. Bundan 13 sene önce 2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri kendi akıllarınca bizimle dalga geçmiş, projelerimizi küçümsemişti. Yaşadığımız onca badireye rağmen 2023 hedeflerinin önemli bir kısmını hayata geçirmiş birisi olarak karşınızdayım” diye konuştu.

Şimdi de Türk milletine “Türkiye Yüzyılı” sözlerinin olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu vizyonu sağlam toplumsal yapı, istikrarlı ve güçlü ekonomi, adalet ve özgürlük, Türkiye eksenli küresel dönüşüm, huzurlu ve güvenli gelecek başlıkları altında tadat ederek millete sunduklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, birileri gibi söz verip de sonra kulağının üzerine yatanlardan olmadıklarını belirterek, şunları paylaştı: “Milletimize verdiğimiz her sözün takipçisi olduk, her sözü yerine getirmek için var gücümüzle çalıştık, çabaladık. Eksiklerimiz elbette olmuştur ama ülkemize ve milletimize sağladığımız kazanımların büyüklüğünü kimse inkâr edemez. Artık bundan sonra milletimize karşı sorumluluğumuz Türkiye Yüzyılı bayrağını zirveye çıkarmaktır. Allah’ın izniyle Türkiye Yüzyılı’nın inşasını da tamamladıktan sonra emaneti gençlere teslim edip köşemize çekileceğiz. Bu duygularla bir kez daha fabrikaların hayırlı ve bereketli olmasını diliyoruz. Tekrarını, tekrarını bekliyoruz.”

NG Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Kütahya Porselen Sanat Evi tarafından üretilen ve ortasında ayet yazılı el sanatı porselen tabak hediye etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindekiler kurdeleyi keserek NG Kütahya Seramik 100. Yıl Fabrikaları’nın açılışını yaptı ve fotoğraf çektirdi.

seers cmp badge